28 Nisan , 2024, 00:37:12

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


ÖNEMLİ BİLGİLER

Başlatan Almiş'inAnniş'i, 25 Ekim , 2007, 18:44:20

« önceki - sonraki »

Almiş'inAnniş'i

Bebeklerde Kendilik Gelişimi:

Kendilik dediğimiz şey, benlik kavramıdır. Bebeğin ne olduğunu kim olduğunu anlaması, kendisi ile diğerlerinin ayırımını yapabilmesi bu kavramla ifade edilmektedir. Ben konuyu Sanders'in sınıflamasına  göre ele alacağım. Literatürde farklı araştırmacıların farklı isimlendirmeleri de olabilmektedir.
Bebeklerde kendilik gelişimi 7 aşamada gözlemlenmektedir:

1. 0-3 aylar: Henüz bir kendilik kavramı söz konusu değildir. Bebek bu evrede, annenin bir parçasıdır. Sadece duyular aracılığı ile kendini ve çevreyi algılar. Ayrı bir birey olma dürtüsü yoktur. Beslenmesi, altının temizlenmesi, vs anne tarafından düzenlendikçe, bebek için yavaş yavaş tahmin edilebilir bir dünya oluşmaya başlar.


2. 4-6 aylar: Bebek ayrı bir birey olduğunu fark etmeye başlar. Onun kontrolünde olmayan herşey tepkiyle karşılanır. Giydirilirken, temizlenirken tepki vermeye başlar. Zaman zaman bu gibi girişimler dirençle de karşılanabilir. Anne-bebek arası karşılıklı alışveriş başlar. İletişimi başlatan anne, tepki veren bebektir. Sesimize tepki vermesi, küçücük de olsa bir gülücük bahşetmesi gibi:)

3. 7-9 aylar: Bebeğin girişimci olduğu aşamadır. Artık etkileşimi bebek başlatır. Sabah uyanıp da sizi gördüğünde gülümsemesi gibi:) Bu dönemde bebek, sırf sizin ne tepki vereceğinizi görmek için bile olsa, sürekli faaliyettedir. İter, dürter, çeker, sürekli birşeyler yapar. Dikkat edin, kucağınızdayken bile saçınız olsun yakanız olsun biryerlerinizi çekiştirir, iter, dürter. Aldığı tepkiler, onun bu davranışları devam ettirip ettirmeyeceğini belirler. Vereceğiniz her olumlu pekiştireç, onun davranış repertuarına bir yenisini katacaktır. Çevreyi de aynı şekilde inceler. Sosyal ve zihinsel gelişimi için, onu fiziksel zararlardan koruyarak çevreyi keşfetmesine izin vermeniz gerekir. Sürekli müdahale ile karşılaşan bebekte, hem hırçınlık hem de beceri ve kendine güven hususlarında olumsuzluklar görülebilir.

4. 10-13 aylar: Bebek yavaş yavaş anne dışındaki dünyayla da ilgilenmeye başlar. Artık anne-bebek ilişkisi genişler, baba da işin içine girmeye başlar. Bebek, anneye çeşitli taleplerde bulunmaya başlar.Kendi etkileme gücünü öğrenmeye başlar. Hani bebeğin eline ne verseniz yere atıp, geri vermeniz için size sırıttığı bir dönem vardır ya, işte o bu dönemdir:) Sizin üzerinizdeki yaptırım gücünü keşfettikçe emin olun çok eğlenecek ve sizi çıldırtacaktır:)
Ama yine de bebeğin bu girişimleri desteklenmeli, köreltilmemelidir. Zira sağlıklı bir kendilik gelişimi için en zarar verici şeylerden birisi sürekli engellenme durumudur. Bu dönemde de, bebek fiziksel zararlardan korunarak, çevreyi araştırması hususunda desteklenmelidir. Böylelikle sadece bilişsel değil, hem duygusal, hem de fiziksel gelişimine katkıda bulunmuş olursunuz.

5. 14-20 aylar: Kendini ortaya koyma dönemidir. Bebek dünyayı keşfetmeye ve manipüle etmeye çalışır.
İstekleri anneninkilerle çatışırsa, kendi hedeflerine doğru yönelir.
Ben bu döneme "küçük ergenlik" diyorum. Bebeğin herşeye hayır dediği, ben yaparım diye tutturduğu bir evredir. Ebeveyn için çıldırtıcı olsa da bebek için başarılması önemli bir evredir. Kendi gücünü ve sınırlarını deneyimlemesi önemlidir.

6. 18-24 aylar: Tanıma evresidir. Artık bebeğin dili geliştiği için, kendi duygu ve isteklerinden söz etmeye başlar. Bebek, çevresindeki insanlarla girdiği etkileşimer sonucu, kendisinin ayrı bir varlık olduğunun anlaşıldığını da fark eder.
Bu dönem ayrıca, düşüncenin de geliştiği evredir. Davranışını önceden planlamaya da başlar. Bu dönemde taklit çok önemli bir mekanizmadır. Nasıl davranmasını istiyorsanız öyle davranın ki, o da sizi taklit edebilsin.

7. 24-sonrası: Kendilik kavramı oturur. Bebek, artık kendisinin farkındadır ve bunun değişmez olduğunu kavramıştır. Kendini pek çok açıdan farklı görür (cinsiyet, yaş, vs). Başkalarının da kendisini bu özellikleri ile tanıdığının da farkındadır. Bu dönemde biraz saldırganlık görebilirsiniz. Bebeğiniz, kendisinin olayları organize edici ya da başlatıcı bir güç olduğunu farkettiğinde bunu göstermek için bazen saldırgan davranışlar da gösterebilir. Uygun olmyan davranışlara izin verilmemeli, inatlaşmaya girimeden, istendik davranışlar pekiştirilmelidir.

ALINTIDIR...



Almiş'inAnniş'i

BEBEKLERDE ZİHİNSEL GELİŞİM 
ANNE OLUNCA ANLADIM EKİBİ HAZIRLAMIŞ 

 
1.  AY: ANNE KOKUSU ZAMANI

Yapılan araştırmalar bebeklerin sanıldığından daha çok özelliklere sahip olduklarını gösteriyor. Bebekler anne karnındayken bile ses ve ışık değişikliklerine tepki verirler. Hatta parmaklarını bile emerler. Bebeklerin beyni anne karnında ve doğduktan sonraki birkaç yılda çok hızlı gelişir.

Yeni doğan bebek parlak ve hareket halindeki cisimleri fark eder. Ancak 25-30 cm mesafedeki nesneleri görebilir. Kucağınıza aldığınızda susar, kokunuzu tanır. Emzirdiğinizde rahatlar.

Bu dönemde emme, yakalama, arama gibi refleksleri vardır. Bakışınızı yakalayıp size bakabilir. Böyle anlarda onunla ilişki kurarak, başınızı sallayarak yanıt vermeye çalışmalısınız. Siyah beyaz renklerden oluşan nesneleri uzun süre izler, zıt renkler ilgisini çeker. Bebekler ilk ayda özellikle anne-babasının yüzünü incelemekten çok hoşlanırlar.
Size ihtiyacı olduğu anlarda ağlayarak yardım ister. Sakin olduğu kısa dönemler de olur, onunla şarkı mırıldanır gibi konuşun ve ninni söyleyin, evde gezinin. Dışarıdan gelen yüksek seslere kollarını ve bacakları hareket ettirerek tepki verebilir. Bebeğiniz sizin sesinizi ayırt edebilir. Sizi duyunca sakinleşir.

Bebeğiniz tat farklarını ayırt edebilir. Tatlı, ekşi, acı yada tuzluyu algılayabilir.

2.  AY: SESLERE İLGİ ZAMANI

Bu ayda bebeğinizin duyuları birbirine uyumlu hale gelmeye başlar. Duyduğu seslere doğru bakar ve sesin nereden geldiğini anlamaya çalışır.

Bu dönemde bebekler insan sesine bayılırlar. Konuşan ya da şarkı söyleyen insan sesini duyunca emmeyi bırakıp dinlemeyi tercih ederler. Mümkün olduğunca onunla konuşun. Sizinle iletişim kurabilmesi için bu etkileşimler çok önemlidir.

İkinci ayda bebeğinizin gelişimine yapacağınız en önemli katkı ona sevginizi göstermenizdir. Bebeğinizin normal gelişimi için sizin varlığınızı hissetmesi çok önemlidir. Fiziksel olarak sizi hissetmesini sağlayın. Günlük işlerinizi yaparken, onun zihinsel gelişimini geliştirmek için çeşitli yollarla, farklılıklar yaratabilirsiniz. Onu neyin ağlattığını, neyin mutlu ettiğini anlamaya çalışın.

Acıktığında ya da huzursuz olduğunda, ağlayarak haber verir. Rahat ve mutlu olduğunda hafif sesler çıkarır. Daha uzun süreler uyanık kalır. Etrafıyla ilgilenmeye, keşiflere başlar, her şeyi ağzına götürür.

Artık reflekslerini daha iyi kontrol edebilir. Ona bakabileceği bir şey verin. 180 derece açıda olan eşyaları izleyebilir. En çok yüzlere ve gözlere bakar. Bu nedenden dolayı annenin bebekle göz teması kurması sosyal gelişim açısından çok önemlidir.

3.  AY: BAŞINI ÇEVİRME ZAMANI

Üçüncü ayda bebeğiniz ihtiyaçlarını belirgin şekilde göstermeye başlar. Gelen seslere doğru daha emin olarak döner ve hareket halindeki nesneleri takip edebilir. Yakınında konuşan kişiye doğru bakabilmek için başını çevirebilir.

Renker arasındaki farkları algılamaya başlar. Renkler, görmeyi geliştiren en önemli unsurlardır. Ona parlak renkli oyuncaklar göstererek tepkilerine bakabilirsiniz. Artık nesnelerin sadece görüntüsü ile değil, dokusu ve tadı ile de ilgilenir. Değişik kumaş ve oyuncaklar gibi değişik dokuları tanımak hoşuna gider.

Bebeğiniz artık konuşma amaçlı sesler de çıkarmaya başlar. Beklenmeyen ve yüksek sesler duyduğunda rahatsız olur. Gözlerini kırpıştırıp, ağlar. Kendisiyle konuşulduğunda ya da mutlu olduğunda kendi kendine cıvıltılı sesler çıkarır. Yine ağlayarak rahatsızlığını ve sıkıntısını anlatır. Yaklaşan birinin sesini, ayak seslerini ya da su sesi gibi seslere heyecanlı, coşkulu sesli tepkiler verir. Annesi kendisine yaklaştığını anladığında, gülümser ve sesler çıkarır. Keyfi yerindeyse, ay sonunda aranızda 15-20 dakikalık bir "Ohh'lar ve ahh'lar" diyaloğu geçebilir.

Uyanıkken zamanının çoğunu ellerine ve ayaklarına bakarak, oynayarak geçirir.
Bebeğinizi yıkarken ya da üstünü değiştirirken onunla konuşun ve vücudunu anlatın. Böylece ona sorulduğunda ayaklarını, burnunu ve kulaklarını gösterebilir.
Masallar ve ninniler çok hoşuna gider. Gülerek ve sesler çıkararak size tepki verebilir.


4.  AY: GÜLÜCÜK VE ÇIĞLIK ZAMANI

Bebeğiniz artık bilinçlenmeye başlamıştır. Daha sistemli hareket eder. Gece uykuları artık daha uzundur. 11-12 saat uyur. Parmaklarını emerek, huysuzluk yaparak size uykusunun geldiğini gösterir. Uykusu geldiğinde, onu yatağına yatırırsanız daha kolay uykuya dalar. Size ve çevresine bakmak çok hoşuna gider. Yüzüne 15 cm uzaklıktaki nesneleri takip edebilir.

Bu dönemde bebeğinizin kişiliği belirginleşmeye başlar. Sizinle oyun oynamak çok hoşuna gider. Yeni sesler çıkarmaktan hoşlanır ve bazılarını taklit edebilir. Gülüşü daha belirgin hale gelir. Yüksek sesle güler. Karşısındakilere tepki verir. Neşeli çığlıklar atar, bazı sesleri taklit edebilir. Tanıdık yüzleri gördüğünde sesler çıkarır. Görüntü ile gerçek yüzü ayırt edebilir. Bu dönemde her türlü uyarıya açık olduğu için bulunduğu çevreyi zenginleştirip renklendirmeniz gerekir. Kendi kendine oynayabilir. Oyuncaklarla oynamak çok hoşuna gitse de her zaman aynı tepkileri verir.


5.  AY: AĞZINA GÖTÜRME ZAMANI

Beşinci ayda bebeğiniz kendini keşfetmeye başlar. Herşeyi tanımak için ağzına götürür. Elleriyle oynar, parmaklarını inceler. Ayaklarını, parmaklarını ve cinsel organını tanımaya çalışır. Bu keşfi kendine dokunarak yapar. Cinsel organını keşfetmeye başladığında genelde anne babalar bu durumdan çok hoşnut olmaz. Engel olmaya çalışırlar. Fakat bu yanlış bir yaklaşımdır. Bebeğinizin kendisini tanımasına izin verin. Hatta ona yardımcı olun, organlarının isimlerini söyleyerek ona anlatın. Aranızdaki diyaloğu geliştirin.

Zaman ilerledikçe bebeğiniz daha bir sosyalleşmeye başlar ve eğlenceli zamanlar da bununla birlikte çoğalır. Bebeğiniz artık daha çok ses çıkarmaya, "Agular" yapmaya da başlar. Dilini çıkarır, tükürür. Artık daha çok hareketi taklit etmeye başlar. Daha belirgin şekilde sesli tepkiler verir.


6. AY: ÖĞRENME ZAMANI

Artık bebeğiniz duyularını koordine etmeye başlar. Duyduğu seslerin nereden geldiğine bakar, dokunduğu eşyayı uzun süre iyice inceler. Bu dönemde her bebek farklı farklı şeylere odaklanır. Bazıları emeklemeyi öğrenirken, bazıları da konuşmaya çabalar.
İlerleyen zamanlarda bebeğin odaklandığı şeyler sürekli değişir. Bebeğinizi başka bebeklerle kıyaslayarak "Benim bebeğim neden bunu yapmıyor" diyerek endişenmeyin. Sonuç olarak farklı zamanlarda da olsa bütün bebekler konuşmayı ve yürümeyi öğrenir. Bu süreçte bebeğiniz, etrafını inceleyerek öğrenmeye devam edecektir. Yine bu dönemde nesneleri birbirleriyle kıyaslayabilir, onlara uzun süreler bakarak inceler. Farklı ve yeni şeyler görmekten çok hoşlanır. Öğrenmek istediğini belli eder.

6. ayda bebekler ebeveynlerinin isimlerini öğrenmeye başlarlar. Sesli harflerin başına sessiz harfler ekleyerek hecelemeye başlar. Aynı heceyi arka arkaya tekrar edebilir. (de - de – de- ba - ba, ma - ma gibi) Bebeğinizin konuşmasını geliştirmek için yapacağınız en önemli şey onunla konuşmaktır. Bebeğinizle ne kadar çok iletişim kurarsanız, konuşmayı o kadar çabuk öğrenir. Söylediklerini anlamadığı düşüncesine kapılıp onun konuşmamazlık yapmayın. Onunla konuşurken göz kontağı kurmayı unutmayın. Konuşmanız sırasında zaman zaman size gülümsediğini ve sesler çıkararak cevap vermeye çalıştığını görebilirsiniz.
Bu dönemde bebeğinizin basit problemleri çözme, etrafı gözlemleme yeteneklerini ve hafızasını geliştirmeye başlar. Örneğin oyuncağını elinden aldığınızda uzanır ve almaya çalışır. Ona parlak ve canlı renklerde, sesli oyuncaklar vererek yardımcı olabilirsiniz.

7. AY: DETAYLARLA İLGİLENME ZAMANI

Bebeğiniz bu ayda daha da hızlı gelişmeye başlar. Özellikle dil becerisi önemli ilerleme kaydeder.

Yeni şeyler keşfetmek için hareket etmeye başlar. Oyuncaklarıyla daha az oynar. Konuşmaya çalışır, gülücükler yapar. Etrafında neler olduğunu merak eder. Sizden uzaklaşıp etrafı incelemek ister. Geri dönüp aynı yerde olup olmadığını kontrol eder. Bulunduğunuz ev geniş ise ona arada bir görünmeniz gerekir, çünkü sizi görmediği zamanlarda korkabilir. Yanında olduğunuzu ona hissettirin.

Bu dönemde, ilgisi başka şeylere yönelir ve dikkatini daha iyi toplamaya başlar, çevresindeki detaylarla ilgilenir. Bu yüzden ses çıkarmayı biraz azaltabilir. Bu sizi endişelendirmesin.


8. AY: KEŞİF ZAMANI

8. ay bebeğinizin yeni keşiflere başladığı zamandır. Gördüğü herşeye dokunmak ister ve bunun getireceği tehlikeli durumların farkında değildir. Bu dönemde daha da dikkatli olmanız gerekir.

Bu dönemde bebeğinizin uyku düzeni değişiklikler gösterebilir. Gece yarısı ya da sabah çok erken bir saatte uyanabilir. Kendi kendine uyuyabilmesi biraz zaman alabilir. Sizden yardım istemek için yüksek sesle ağlayabilir. Bu gibi durumlarda onunla konuşun, ona ninniler söyleyin ve sakinleştirmeye çalışın. Fakat bunları yaparken unutmayın ki, yalnız uyumayı da öğrenmesi gerekiyor.

Bebeğiniz daha renkli, farklı büyüklükteki eşyaların olduğu yerleri daha çok sever. Çünkü dikkatini verebileceği, inceleyebileceği daha çok şey bulabilir. Özellikle mutfak, bebeklerin çok ilgisini çeker. Dolapları, çekmeceleri karıştırmak ister. Çok dikkatli davranmanız gerekir. Özellikle deterjanların bebeğinizin ulaşamayacağı yerlerde olmasına özen gösterin. Parlak renkteki ambalajları onlara çok çekici gelebilir. Tuttuğu herşeyi üç boyutlu olarak algılar. Etrafındaki herşeye daha çok dikkatini verebilir. İstediği herhangi birşey için size işaret edebilir.

Bebeğinizin dil beberisi konuşmaya başlamadan çok önce gelişmeye başlamıştır. Artık onunla daha çok sohbet edebilirsiniz. Konuştuklarınızı daha iyi anlar ve takip edebilir. Ona daha kolay anlayabileceği basit şeyler anlatın. Artık daha çok sesin taklidini yapabilir. Duyduğu bir çok sesi çıkarmaya çalışır.

Artık mutluluğunu daha belirgin şekilde belli eder. Çığlıklar atabilir, daha belirgin gülücükler yapar. Duyduğu sesleri daha iyi taklit edebilir. Ne söylediğinizi daha iyi anlamaya başlar.
Bebeğiniz annesinin sadece kendisine ait olduğunu anlar. Annesi onun için hala dünyanın merkezidir. Artık sizi daha iyi tanımaya çalışır. Sizinle daha çok temas kurar (saçınızı yada üzerinizdeki kıyafeti ısırabilir). Bu dönemde size "Anne" demeye başlayabilir. Anne ya da baba denildiğinde sizin kastedildiğinizi anlar.

Görmediği bir oyuncağın aslında var olduğunu bilir. Duygularını daha iyi ifade edebilir. Örneğin; oynadığı bir oyuncağın üzerini örtseniz, açıp örtünün altına bakmaya çalışır ve buna kızabilir.


9. AY: HAREKETLENME ZAMANI

Bu ayda bebeğiniz daha çok hareketlenmeye başlar. Size küçük yaramazlıklar yapabilir. Artık bebeğinizin el becerisi artmıştır. Öğrendiklerini daha kolay uygulayabilir. Daha çabuk adapte olur. Büyük parçalı legoları birbirine takabilir, kapakları kapatabilir. Kitap sayfalaranı çevirerek bakabilir.

Bebeğiniz bu dönemde gerçekleri daha çok algılar. Siz onun yanında değilken bile evin içinde olduğunuzu bilir. Basit oyunlar oynamaya bayılır. Sakladığınız oyuncakları bulmaya bayılır. Aynı oyunu tekrar tekrar oynarsanız sıkılabilir. Daha önce oynadığınız bir oyunu tekrar oynadığınızda hatırlar. Aile fertlerinden başka insanlarla da iletişim kurmaya başlar. Çevresindekilerin ruh hallerini anlar ve buna göre davranabilir.

Bu dönemde bebeğiniz ona söylediklerinizi daha iyi anlar. Konuşmanızın tonlamasından ne anlatmak istediğinizi anlar. Onunla sık sık konuşun. Etrafınızdaki nesnelerin isimlerini ona söyleyin. Ona verdiğiniz basit komutları uygulayabilir.

Bu dönemdeki bir bebek hareket etmenin verdiği özgürlük duygusundan çok mutludur, fakat yine de anne ve babasının hep yanında olmasını ister. Anne ve babalarından ayrı kalan bebekler (çalışan anne-baba) onlar eve döndüğünde kendilerini güvende hissederler. Yine bu dönemde bağımsızlık hissi de ortaya çıkar. Bebeğiniz artık sizi emmek istemeyebilir, ama bu davranış muhtemelen değişir.
Daha da hareketlenen bebeğiniz artık kendisine deneme-yanılma yoluyla yeni oyunlar bulabilir. Düşen, hareket eden nesneleri takip edebilir. Hareketliliğin yanında merakı da iyice artar. Etrafını daha çok inceler. İsmini söylediğinizde size doğru bakar. Kelimeleri kullanamasa da sizi anlar. Size yanıt verebilir.


10. AY: TAKLİT VE EĞLENCE ZAMANI

10. ayda bebeğiniz daha çok oyun oynamaya başlar. Sizleri taklit eder, söylediklerinizi yerine getirebilir, onunla oyun oynamazını ister, hissettiklerini daha belirgin bir şekilde gösterir.

Bu dönemde onunla daha da çok eğleneksiniz. Hoşuna gidebilecek yeni oyunlar oynayabilirsiniz. Tanıdık oyunlar oynadığınızda hatırlar. Oyun oynarken yapmasını istemediğiniz bir şey yaptığında "hayır" diyerek onu ikaz edin. Artık kendi adını bilir ve "hayır" kelimesini söylediğinizde anlar. Her ne kadar bu yasakları uygulayamasa da, bu gibi durumlarda yapmanız gereken en önemli şey yasak olan şeyin hep yasak olarak kalmasıdır.   

Bebeğiniz bu dönemlerde söylediğiniz kısa kelimeleri tekrar edebilir. Dil becerisini geliştirmesi için ona masallar okuyabilirsiniz. Hatta kitapların resimlerine baktırarak, sayfayı ona çevirterek okumanız daha da yararlı olacaktır.
Artık daha çok konuşmaya başlamıştır. Anlamlı kelimeler kullanabilir. Hayvan seslerini taklit edebilir. Oyun oynarken bir şeyi "göster" dediğinizde anlar ve onu size gösterebilir. Size anlamsız gelen sesler çıkarır, ama aslında konuşmaya çalışmaktadır.

Minik bebeğiniz artık neden ve sonuçları daha iyi ayırt etmeye başlar. Yapmak istediğiyle arasına bir engel girerse, bu engeli ortadan kaldırmaya çalışır. Örneğin; oyuncağını üstünü örterek sakladığınızda onu arar ve sakladığınız oyuncağı örtüyü açarak bulur.


11. AY: KONUŞMAYA HAZIRLIK ZAMANI


Bu ayda bebeğiniz daha belirgin şekilde gelişmeler gösterir. Gelen kokuları ayırt edebilir. Yemek kokusu geldiğinde yemeğin hazırlanmakta olduğu anlar. Sabırsızlanır, fakat beklemeyi de öğrenmiştir artık.
Bazen söylediğiniz şeylere tepki vermeyebilir. Bu gibi durumlarda endişelenebilirsiniz ama aslında o başka birşeyle ilgileniyordur ve sizi duymamazlıktan gelebilir. Fakat işitmesi ile ilgili ciddi problemler yaşıyorsanız, doktorunuza başvurmanız gerekir.   

Bu dönemde neslerin sembolü olan kelimeleri hatırlayabilir. Örneğin; yemek dediğinizde mutfağa doğru işaret edebilir. Birinci sene çok az bebek konuşmaya başlayabilir. Söyledikleri hala size anlaşılmaz gelebilir. Sanılanın aksine konuşma bebek için bir zeka göstergesi değildir. Konuşamasa da her bebek belli bir kelime hazinesine sahiptir, yaklaşık olarak 10 kadar nesnenin anlamını bilir. Ona talimat verdiğinizde yerine getirebilir. Burada yine yapmanız gereken, "lütfen ve teşekkür ederim" kelimelerini bebeğinizle olan diyaloglarınıza eklemek. Bunu yaptığınızda göreceksiniz ki, bebeğiniz konuşmaya başladığında bu kelimeleri kullanacak.
Bebeğinizle konuşurken bebek tarzında konuşmanız onun dil becerisinizi kötü yönde etkilemez.

Atık bebeğiniz daha çok keşfe yönelik şeyler yapar. Oyuncaklarını ve çevresindekileri sınıflandırabilir. Etrafındaki nesneleri daha çok incelemeye başlar. Eşyalar arasındaki farkları anlamaya çalışır. Nesneleri daha iyi tanıyabilmesi için ona çeşitli kitaplardan resimler göstererek yardımcı olabilirsiniz. Tabii bunu yaparken de kelimeleri kullanışınıza ve telaffuzunuza çok dikkat edin.


12. AY: SOSYALLEŞME ZAMANI

Bebeğiniz artık sizi daha çok anlamaya başlamıştır. Ona söylediklerinizi daha kolay yapabilir. Talimatlarınızı yerine getirebilir. Artık yavaş yavaş kelimeleri söylemeye de başlar.

12 aylık olan bebeğiniz artık daha karmaşık oyunlar oynamak isteyebilir. Oyuncaklarıyla daha fazla oynamaya başlamıştır, en çok da oyuncak hayvanlardan hoşlanır bu dönemde. Örneğin; kitaplardaki hayvanları resimlerini göstererek ona öğretmeniz çok yararlı olacaktır.

Bu dönemde bebeğiniz ruh halini daha çok yansıtır. Bu tamamen sizin ruh halinizle de bağlantılıdır. Bir ayna gibidir. Siz mutlu olduğunuzda o da mutlu olur, üzüldüğünüzde ya da sinirlendiğinizde oda gerginleşir. Mümkün olduğu kadar onu sakin ve huzurlu tutmaya çalışın.

Minik bebeğiniz artık tepkilerini daha iyi gösterir, daha sosyaldir. Fakat oyunlar sırasında küçük tatsızlıklar olabilir. Bunları sakin ve soğukkanlılıkla karşılayarak tepkinizi göstermeniz gerekir. Sinirlendiğinde sakın ona vurarak eğitmeye çalışmayın. Çünkü ilerleyen zamanlarda bunun normal bir davranış olduğunu düşünür ve o da size karşı yapabilir. Tepkinizi daha çok ses tonunuzla belirtirmeniz gerekir. Çok sert bir karşılık verirseniz, ileride dikkat çekmek için tekrar bu tür davranışlar sergileyebilir. Bunu önlemek sizin elinizde.




Almiş'inAnniş'i

26 Ekim , 2007, 20:06:47 #2 Son düzenlenme: 26 Ekim , 2007, 20:21:20 Almiş'inAnniş'i
BEBEK AYAKKABISI SEÇİMİ

http://www.bebekbilgi.com/article.asp?pid=43&id=96
Yürümeyi öğrenirken bebeğinizin yalınayak olması, onun daha rahat dengede durabilmesini sağlar. Bebeğiniz dışarıda yürüyecek kadar büyüdüğünde, bebeğinizin ayağında yapısal bir bozukluğa meydan vermemek için, uygun bir çocuk ayakkabısı kullanmak çok önemlidir. Patik ve esnek ayakkabılar ayağı sıcak tutmaya yarar ama, yürümeye başladığında çocuğunuza uygun bir ayakkabı almalısınız. İlk yürüme ayakkabısının topuk kısmını destekleyen derinin biraz sert ve tabanın esnek olması gerekir. Ayak bileğinin hareketini engelleyen ve yürümeyi güçleştiren ayakkabı ve botlardan kaçınmalısınız.

Büyük ayakkabılar, bebeğinizin yürümesini zorlaştıracağı için ayakkabı ayağına tam uygun olmalıdır. Baş parmak ile ayakkabının burnu arasında 0.5 – 1.25 cm arası boşluk olmalıdır ve ayakkabının burnu, parmakların rahatça sığabileceği genişlikte olmalıdır. Bebeğinizin yürüyüşünü bozabileceği için başkalarının ayakkabılarını giydirmemelisiniz.


http://www.hekimce.com/index.php?kiid=2754
AYAKKABI SEÇİMİ (ÇOCUKLARDA)
3 ile 6 yaş arasındaki çocukların ayakları yılda iki veya üç numara birden atar. Çocuğunuz, ayakkabısı ayaklarını sıktığında yakınmaz, ağlamaz. Çünkü o yaşlarda olan çocukların ayakları fazlasıyla yumuşak ve esnek olur. Bu nedenle de çocuğun ayağına sağlıklı olan şekli vermesi için ayakkabı seçimi çok önemlidir. İşte size birkaç ipucu...

- Çocuk ayakkabısını sabah saatlerinde değil, öğleden sonra satın alın. Çünkü çocukların da ayakları büyüklerde olduğu gibi gün içinde şişebilir. Bu da ayağı normalden daha büyük gösterir. Böylece ayağa büyük numaralı ayakkabı alma riski artar. Veya tersi de olabilir...


- Çocuğunuz yanınızda olmadan ayakkabı almayın. Küçük çocukların da ayakkabı alırken denemesi gerekir. Çocuğunuzun ayak ölçüsüne güvenmek yerine, uygun ayakkabıyı bulmak için deneme yanılma yöntemlerini tercih edin. Bunu da çocuğunuzun sağlığı için yapın.


- Ayakkabının ucuna baş parmağınızla bastırarak, ayakkabının çocuğunuzun ayağına tam oturup oturmadığını, büyük gelip gelmediğini anlayabilirsiniz. Ayakkabı en uzun ayak parmağından bir baş parmak ölçüsüyle uzun olmalıdır. Bu esnada çocuğunuzun ayakta durması gerekir.


- Çocuğunuzun ayak numarasından daha kesin bir yöntemle emin olmak istiyorsanız ve etrafta ayağı ölçmek için hiçbir şey yoksa, çocuğunuzun ayağının taslağını çıplak olarak bir kartona çizin. En uzun ayak parmağına 12 mm daha katın ve kartonu öyle kesin. Karton ayak kalıbı ayakkabıya oluyorsa, ayakkabı uygundur. Ayakların ölçüleri farklı olabilir. Her ayak için ayrı şablon hazırlayın.


Malzemesi nasıl olmalı?


- Karasız kaldığınız durumlarda; yumuşak, hafif ve esnek olan ayakkabıyı tercih edin. Bu tür ayakkabılarla hareket etemek daha kolay olur. Ayrıca ayakkabının tabanı kaymaya karşı dayanıklı bir malzemeden olmalı. Topuksuz olması da kaza riskini biraz olsun azaltmaya yarar.


- Ayakkabı alırken, destekleyici mantar tabanlardan uzak durun. Sağlıklı çocuk ayaklarının harekete, yani antrenmana ihtiyacı vardır ve kendi kendilerini dengelemeleri iyidir.


- Ayakkabıların dışı, hava alabilecek bir yapıda ve su geçirmez olmalıdır. Böylece ayakların uzun süre ayakkabıda durmasısonucu oluşacak nemin dışarıya çıkması kolaylaşır. Ayakkabının içi ise ayaklarda oluşacak nem ve teri kolayca emip, dışarıya atabilecek malzemeden yapılmış olmalıdır.


- Spor ayakkabılar, son derece esnek olmaklabirlikte ayakları sıkmazlar. Ancak topuk başlığının ve tabanının sağlamlığına ve ayakta oluşacak nemi dışarıya atabilecek yapıda olmasına dikkat edin.


- Aldığınız ayakkabının malzemesinin uzun ömürlü olması konusunda endişenelmeyin. Çocuğunuzun ayağı hiç ummadığınız bir hızda, ayakkabıyı belki de daha eskitemeden büyüyecektir.


http://www.ortopedikbilgi.com/cocuklardaayakkabi.php
Küçük çocuk ayakkabıları
9 ay-3 yaş arası çocukların ayakları fazlaca terlediğinden mutlaka nefes alan materyalden yapılmış ayakkabılar seçilmelidir.

9-10 aylık çocuklarda yüksek boğazlı ayakkabılar seçilmelidir. Bu tipler spor ve oxford tipi ayakkabılardan daha güvenlidir.Deri veya kanvas ayakkabılar küçük ve tombul ayaklarda daha az kayarlar. Ayakkabı tabanı avuç içiniz gibi yumuşak olmalıdır. Yumuşak taban ayağı iyi kavradığı, kaymadığı için yeni yürümeye başladığı dönemlerde düşmeyi engeller. Bu ayakkabıların hafif olması çocukların yürürken daha az enerji harcamalarını sağlar.

Yürüme döneminden okul yaşına kadar çocuklarda rahatlık ön planda olmalıdır. Çocuğun aktivitelerinde uygun ayakkabılar giyilmesi sağlanmalıdır.

http://www.saglikplatformu.com/saglik_bilgileri/sayac.asp?lupo_id=367
Çocuklarda Ayakkabı Seçimi

--------------------------------------------------------------------------------

Yeni yürümeye başlayan çocuklara ayakkabı giydirmemek çocuğun ayak sağlığı için çok faydalıdır. Tabanı olan ayakkabıların erken giydirilmesi ayak kaslarının gelişmesini engeller. Taban çukurunu oluşturacak kaslar bebek ayağa kalkıp yürümeye başladıktan sonra gelişmektedir. Ayakta durma ve yürüme ayak ve bacak kaslarının çalışmasını sağlayarak onları kuvvetlendirir. Özellikle 2 yaşına kadar evde çocuğun çıplak ayakla bırakılması sağlanmalıdır.

Çocuğa erken ayakkabı, bilhassa sert tabanlı ayakkabı giydirmek, ayak kaslarının gelişmesini engelleyerek düz tabanlığın oluşmasını kolaylaştırır. İlk 1 yaşta ayak tabanı çukurunun tam gelişmemesi dolayısıyla düz tabanlık normal olarak kabul edilir.

Ayakkabı alırken nelere dikkat etmek gerekir;

Çocuğun evin dışında yürümeye başladığı zamanlarda seçilecek ayakkabının tabanı yarı yumuşak olmalıdır,

Ayakkabının ölçü seçimi yapılırken çocuk ayakta durmalı, ayak baş parmağının ucu ile ayakkabının burnu arasında yaklaşık 1 cm boşluk olmalıdır,

Çocuğun ayakları aylar içinde hızla büyüdüğünden 3-4 ayda bir ayak-ayakkabı oranı tekrar değerlendirilmelidir,

Ayakkabı tercihini, botların çocuk bileğini daha iyi kavrayacağı düşünülürse bottan yana kullanmak daha uygun olacaktır. 

Almiş'inAnniş'i

::  BEBEKLER VE UYKU  ::


Bebeklerin sağlıklı gelişimleri için mutlaka düzenli uykuya gereksinimleri vardır.

                       


Uyku gereksinimi yaş büyüdükçe azalmaktadır. Yeni doğan bir bebeğin uyku gereksinimi yaklaşık 16,5 saatken 3 aylık olduğunda 15 saat, 9 aylık olduğunda 14 saat, 18 aylık olduğunda 13,5 saat , 3 yaşına geldiğinde 12 saate inmektedir. Ayrıca bebeklerin 3 yaşına gelene kadar gece uyku ihtiyaçları olduğu gibi gündüz uykusuna gereksinimleri de vardır. Yine yaş büyüdükçe gece uykusu artarken gündüz uykuları azalmaktadır. 9 ayın altındaki bebeklerin uyku ritmlerinin beyin dalgalarının ölçülmesi yöntemiyle incelendiğinde uykularının çok derin olmadığı 50-60 dakikada bir uykularının hafiflediği ve kısa süreli uyanabildikleri saptanmıştır. Yukarıdaki grafikten bebeğinizin yaşına göre ortalama uyku ihtiyacını hesaplayabilirsiniz. Örneğin sağlıklı normal bir bebek, 1 haftalıkken toplam olarak 16,5 saat uyur. Toplam uyku gereksiniminin 8,5 saati gece uykusu iken geri kalan 8 saati de günde 4 kez olmak üzere gündüz uykusudur.

Detaylı Bilgi:

- Bebeğinizin Uyku Düzeni
- Bebeğinizin Uyku Düzenini Anlamak
- Yeni Doğan Bebekler Ne Kadar Uyur?
- Gece Uykuları
- Bebeklerin Uyku Düzeni Nasıl Değişir?0-3 Ay Arası
- 3-6 Ay Arası
- 6-9 Ay Arası
- 9-12 Ay Arası
- 12-18 Ay Arası
- 18-24 Ay Arası
- 24-36 Ay Arası


Bebeğinizin uyku düzeni

Yeni bebek sahibi olanların en çok huzursuzluk duydukları konulardan biri hem bebeklerinin hem de kendilerinin uyku düzenidir. Özellikle gece uykusunun azalması ve bölünmesi anne ve babayı kısa sürede tüketir.

Bebeğiniz doğduğunda günde yaklaşık 16 saat civarında uyur ancak bu süre zamanla azalır ve kısa periyodlar halinde bölünür. İlk haftalarda gaz sancısı ve mide asidinin ağzına gelmesi nedeniyle bebek huzursuz olup uyumayabilir. Hastalıklar, gereksiz fazla besleme ve fazla panik ve huzursuzluk da bebeğin uykusunu bozar. İlk aylarda bebeğinizin uykusu daha hafif olacağı için daha sık uyanır ve daha sonra tekrar uykuya dalmakta güçlük çeker.

Bebeğiniz iyi uyku alışkanlıklarını 6 hafta gibi erken bir dönemde geliştirebilir. Düzgün ve düzenli bir uyku alışkanlığı oluşturabilmek için 'anahtar' bebeği her gün aynı saatte henüz uyanıkken yatağa koymak, aynı saatte altını değiştirmek ve bir gece uykusu rutini geliştirmektir. Bebeğiniz için ideal uyku ortamı hafif loş ışık (hemen hemen karanlık), sessiz ve rahat edebileceği ısıda bir odadır ve gece uykusuna hazırlık yaparken her hareketinizin huzurlu ve sakin olmasına önem vermelisiniz. Sakin hareket ederken gece uykusu rutinini çok uzun sürdürmemeli ve 5-10 dakika gibi bir sürede tamamlamalısınız. Gece ve gündüzü ayırt etmesini sağlayıp gündüz çok uzun saatler uyumasını önleyerek, sakin ve huzurlu gece beslemesi ve ılık bir banyo yaptırarak rahatlatabilirsiniz. Sakin ve huzurlu bir ortam yaratıp gece uykularının huzur ve mutluluk verici olduğunu ve korkmaması gerektiğini hissettirebilirsiniz ve sonunda uzun uykularını geceye kaydırabilirsiniz. Bebeğinizin uykuya dalarken sallanmak, sizi uyurken yanında istemesi, beslenme istemesi gibi negatif alışkanlıklarını pozitif olanlarla (kendi kendine uyumasını, uyandığında kendini huzurlu hissetmesini sağlamak gibi) değiştirmeniz gereklidir.

Bebeğiniz uykuya kendi kendine dalarsa gece sizi çağırdığında onunla ilgilenmeniz ve altını değiştirmenizin sakıncası yoktur. Gece uyandığı zaman bebeği çığlık çığlığa ağlatmayın ama daha ilk sesini duyuşunuzda da atlamayın, yanına gittiğinizde öncelikle bebeğinizin gerçekten huzursuz olup olmadığını anlamaya çalışın ve bir huzursuzluğu olmadığından emin olunca onu kucağınıza almadan ya da sırtına pat pat vurmadan, sakin ve yumuşak ses tonuyla onunla konuşarak rahatlamasını sağlayıp yeniden kendi kendine uykuya dalmasını sağlayın.

Bazı doktorlar bebeği yatağına uyumadan önce koymak ve kendi kendine uyumasını sağlamak gerektiğini savunurken bir kısmı ise bebeğin anne veya babanın kucağında veya hafifçe sallanırken ve kendini huzurlu hissederken uyutulmasını, bir diğer grupta ailece aynı yatağın bile paylaşılmasının sakıncası olmadığını savunur. Hangi yöntemi benimserseniz benimseyin uyku zamanı bebek için sıcak, huzurlu ve konforlu bir süreç olmalıdır.
Unutulmaması gereken bir konu da henüz bebek tam olarak uyanıkken onu yatağına koyup uyuması için zorlamaktır ki bu onun uyanık kalacağı sürenin daha da artmasına neden olacaktır.



Bebeğinizin uyku düzenini anlamak
Bebekler çok uyur ancak genellikle sizin istediğiniz zaman değil. Pek çok yeni doğan günde 16-18 saat uyur ve bebek büyüdükçe uykusu düzene girer. Onun uyku paternini anlayarak belli bir düzen oluşturabilirsiniz. Bebeklerin uykusu özellikle ilk aylarda yetişkinlerden farklı olarak çok kısadır ve sık sık uyanırlar. Yetişkinler genelde 6 saat derin uyku, 2 saat hafif uyku ve gece boyunca bir kez uykunun kesilmesi şeklinde bir düzene sahiptir. Hafif uykuda iken anlık olarak uyanabiliriz ancak bebeklerden farklı olarak bizler yeniden nasıl uykuya dalınabileceğini biliriz. Bebekler yetişkinlerden iki kat daha fazla hafif uyku siklusuna sahiptir, yani derin uykudan daha çok hafif uyku uyurlar ve tüm uyku süreleri de daha kısadır. Bebekler derin uykudan hafif uykuya geçtiklerinde uyanırlar.

Bebekler ilk aylarda 9-10 saati gece olmak üzere günde 14-16 saat uykuya ihtiyaç duyarlar. 6 aylık olduklarında ise uyku sürelerini kesintisiz 6-8 saate uzatabilirler. 4-6 ay civarında yapılan uyku EEG'sinde erişkin paterni gösterdikleri görülür. Uyku siklusları erişkinlerde 90 dakika iken bebeklerde kısa ve 50-60 dakika civarındadır.  İlk aylarda bebekler yeniden uykuya dalabilmek için yardıma ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler bebeği alır hafifçe sallar, rahatlatır, yeniden uykuya dalmasını sağlar ve yatağına yatırır ve bebek uyanır. Neden? Çünkü siz onu yatağına yatırdığınızda bebek hala hafif uyku siklusundadır. Bu durumda bebek uyuduktan sonra bir süre bekleyip onun derin uykuya geçtiğinden emin olduktan sonra yatağa yatırılmalıdır. Bunu nasıl anlarız? Bebeğin kol ve bacakları iyice gevşemiş ve kendini bırakmışsa-bebeğin kol veya bacağını hafifçe kaldırıp bıraktığımızda kontrolsüz bir şekilde düşüyorsa- derin uykuya geçmiştir.

 


Yeni doğan bebekler ne kadar uyur?
Yeni doğan bebekler , 2-3 saatlik bölümler halinde , toplam olarak 16-18 saat uyur . Daha sonra beslenmek veya çevreyle ilgilenmek için uyanırlar. Gece ve gündüz ritmi henüz yoktur. Yani ilk haftalarda uyanmadan bir gece geçirmeyi beklememek gerekir. Gece bebeğinizi ya beslemek ya da altını değiştirmek için kalkmanız gerekecektir. Bebek büyüdükçe uykusu düzene girmeye başlar. Bazı bebekler 6 haftalıkken bütün gece uyanmadan uyumaya başlarken diğer bir kısmı ise bu düzene ancak 5-6. aylarda ulaşırlar. Bazı bebekler daha fazla uykuya ihtiyaç duyarken bazıları az uykuyla yetinirler.

Gece uykuları
İlk 6 ayda bebeğiniz geceleri pek çok kez uyanacaktır. Bir yaşında ise gecede en az 1 kez uyanacaktır. Bebeğinizin gece uyanmaları her zaman sizinde kalkmanız anlamına gelmez, hatta eğer bebeğin karnının tok, altının temiz olduğundan ve üşümediğinden eminseniz kalkmamalısınız. Gece uyanmaları bebeğiniz gece beslenmeleri azaldıkça ve uzun uykuya geçtikçe azalacaktır.
 
- Geceleri bebeğinizi beslemeniz ya da altını değiştirmeniz gerekirse sert hareketler ve gürültü yaparak bebeği çok fazla uyarmayın. Uykusunu ne kadar az dağıtırsanız tekrar o kadar kolay uykuya dalar.
- Bebeğinizin gündüz uykularını azaltın.
- Bebeğinizin hafif uykusunun geldiğini gördüğünüzde onu yatağa götürün. Bebeğinizin nasıl gevşeyip uykuya dalabileceğini öğrenmesi gereklidir. Eğer uykusu geldiğinde onu sallar veya kucağınızda uyutmaya alıştırırsanız, gece uyanınca da uyuyabilmek için aynı aktivitelere gereksinim duyar. Gece uyanınca nasıl yeniden uyuyabileceğini anlaması için pratik yapmaya ihtiyacı vardır. Bu da ancak gece uykusuna kendi kendine dalmasını öğretmekle başlar.
- Bebeğinizi yatağa ağzında emzik ile yatırmayın. Eğer bebek emziği kendini sakinleştirmek için bir araç gibi görürse bu bir alışkanlık haline gelir. Emzik bebeklerin emme reflleksini tatmin etmek içindir, uykuya dalması için değil. Eğer bebeğiniz uykuya ağzında emzik ile dalarsa uyuduktan sonra yavaşça emziği ağzından çıkartın ve yatağa emziksiz olarak koyun.
- 4-6. aylarda başlamak üzere bebeğiniz uyandığında onu kontrol etmek için yanına birkaç dakika gecikmeli gitmeye başlayabilirsiniz. Muhtemelen kendi kendine sakinleşip tekrar uykuya dalacaktır. Eğer ağlamaya devam ederse sessizce yanına gidip kontrol edin. Işığı yakmayın, kucağınıza almayın, sallamayın veya onunla oynamayın. Hala ağlamaya devam eder ve sesi biraz daha artarsa neyin onu rahatsız ettiğini anlamaya çalışın; karnı mı acıktı, altı mı ıslak, başka bir problem mi var? Sorun çözüldüğünde rahatlayıp yeniden uykuya dalacaktır.

     

Bebeklerin uyku düzeni nasıl değişir?

0 - 3 ay arası
Bebekler üç aylıkken gece 9 saat, ve gündüz üçe bölünmüş olarak 6 saat yani toplam 15 saat uyurlar. 6 aylıkken gecede kabaca 2'şer saatlik 2 kez hafif uyku ve kalan sürede derin gece uykusu uyur ve 9 aylık olduğunda ise hafif uykuların süresi 30 dakikaya iner ve toplam uyku süresi 14 saat olur. Bebeğiniz bir yaşına girdiğinde günlük uykusu yaklaşık 13-14 saat ve bunun 11 saati gece uykusu haline gelecektir.

- Bebeğinizin uykusunun geldiğini nasıl anlarsınız?
Bebekler 6-8 haftalık olana kadar bir kerede iki saatten fazla uyanık kalamazlar. Eğer uykusu geldiğinde onu yatağına yatırmakta gecikirseniz çok yorulacak ve uykuya dalmakta zorlanacaktır. Bu yüzden bebeğinizin uykulu olduğunu anlamalısınız. Gözlerini ovuşturma, kulağını çekme, gözlerinin altında karanlık halkalar oluşması gibi belirtiler bebeğinizin uykusunun geldiğini gösteren habercilerdir. Kısa bir süre sonra zaten altıncı hissinizle bebeğinizin uyku düzenini ve ne zaman uykusu geldiğini içgüdüsel olarak anlayabileceksiniz.

- Gece ve gündüzü ayırt etme
Bazı bebekler gece kuşudur. İlk günlerde pek birşey yapamazsınız ancak bebeğiniz iki haftalık olduğunda ona gece ve gündüzü ayırt etmeyi öğretebilirsiniz. Gündüz uyanık olduğunda onunla mümkün olduğu kadar çok oynayıp onu oyalayın, evi ve odasını aydınlık hale getirin ve günlük olağan sesleri (örneğin telefon , TV veya radyonun sesi  gibi) azaltmaya çalışmayın ve besledikten sonra uyumaya başlarsa uyandırın.
Geceleri ise onu beslemek için yanına gittiğinizde oyun yapmayın. Odanın ışıklarını ve sesleri azaltın ve onunla konuşmak için fazla zaman harcamayın.

Bebeğinize kendi kendine uyuma fırsatı verin
Bebeğiniz 6-8 haftalık olduğunda kendi kendine uyumaya başlayabilir. Uykusu geldiğinde ancak henüz tam uyumamışken yatağına yatırın.

     

3-6 ay arası
3-4 aylık bebekler günde yaklaşık 15 saat uyur; 10 saat gece ve kalanı parçalar halinde gündüz uyurlar. Hala geceleri bir ya da iki kez bebeğinizi beslemek için uyanabilirsiniz ancak 6 aylıktan itibaren bebeğiniz bütün gece boyunca uyumaya başlayabilir.
Bebekler için uygun uyku saati akşam 7 – 8:30 arasıdır. Daha geç saatte bebeğiniz çok yorulmuş olacak ve uykuya dalmakta zorlanacaktır. Bu yorgunluk fazlası size çok farklı gözükebilir, bebeğiniz duvarlara tırmanacak kadar uyanık ve canlı olabilir ama bu kesinlikle uyku vaktinin geçirilmiş olduğunun işaretleridir.

Sabahları bebeğinizi en az 10-12 saat uyuduğuna eminseniz aynı saatte uyandırın. Bu belli bir düzen oluşturmanıza yardımcı olacaktır.

6-9 ay arası
Bu aylarda bebekler günde 14 saat uyumak ister ve bir kerede 7 saat gibi uzun bir süreyle uyuma yeteneğini kazanmıştır. Eğer daha uzun uyuyorsa bu kendi kendine uyuyabilme yeteneğini kazandığı anlamına gelir. Gündüz biri sabah biri akşamüstü olmak üzere 1.5-2 saatlik kısa uykuları olabilir. Bebeğiniz günde üç kez kısa uykular uyuyorsa telaşlanmayın. Unutmayın gündüz ve gece uykuları için belli saatler uygulanması bebeğinizin uyku düzeninin oturtulmasına yardımcı olur.

Bu aylarda da bebeğinizin uyku düzenini oturtmak için öncelikle bir gece uykusu rutini oluşturmak gereklidir. Ilık bir banyo, sessizi sakin bir oyun, hikaye okumak, ninni mırıldanmak gibi. Ancak bütün bunları her gece aynı sırayla yapmaya özen gösteriniz. Bebeğiniz aynı sırayı takip etmekten hoşlanacaktır.

Bebeğinizin günlük aktiviteleri ve uykusu için belli bir düzen oturtmaya çalışın. Bu demek değilki dakikası dakikasına saatlere uyacaksınız ancak genel olarak günün hemen hemen hep aynı saatlerinde yemek, oyun, uyku düzeni sağlayın. Bu saatleri benimsediğinde o saatteki aktiviteye daha kolay adapte olacaktır.

- Potansiyel tehlikeler
Bebeğinizin hiç uyku problemi yokken  birden geceleri uyanmaya veya uykuya dalmada güçlük çekmeye başlayabilir. Bu gelişme aslında bebeğinizin zihinsel ve motor gelişiminin bir parçası olan ebeveynlerden ayrı kalmaya karşı gelişen huzursuzluk nedeniyledir.
Bu aylardaki bebeğiniz yuvarlanmaya, kendini çekerek ayağa kalkmaya ve yerde sürünmeye başlamıştır ve yeni yeteneklerini sürekli uygulamak, denemek isteyecektir. Hatta uyuduktan sonra bile uyanıp yeniden pratik yapmak isteyecektir. Çok yoğun olarak bu aktivitelerle uğraştığı zaman ve örneğin yatağında ayağa kalkıp uzun bir süre oturamadığı zaman, uykuya tekrar dalamayacak ve ağlayacaktır. Ayağa kalktıktan sonra yeniden oturamazsa ona nasıl oturabileceğini öğretmeniz gerekir. Bu her zaman yatağında ayağa kalktığında olmayabilir, hemen her yerde ve durumda ona nasıl yeniden oturabileceğini ve yatabileceğini öğretmeniz gereklidir ki gece uyanıp kalktığında yeniden kendi kendine yatmayı ve uyumayı öğrenebilsin. Ona oyun oynar gibi ayağa kalkmayı ve tekrar oturmayı pek çok kez tekrarlayarak öğretebilirsiniz.

Eğer bebeğiniz normalde akşam saat 8:30'dan sonra yatıyor ve gece birden uyanıyorsa bebeğinizi her zamankinden yarım saat önce uykuya yatırmanız onun gece boyu uyumasını sağlayabilir. Bu yöntem gerçekten işe yarayabilir. Deneyin.

     


Almiş'inAnniş'i

9-12 ay arası
Bu aylarda bebeğiniz geceleri 10-12 saat ve gündüz iki kez 1.5-2 saat uyur. Bebeğinizin yeterince uyuyup uykusunu aldığından emin olmalısınız çünkü uyku bebeğinizin gelişimi için çok önemlidir. Sabit uyku düzenine ve bebeğinizi hemen hemen hep aynı saatlerde uyutmaya özen gösterin. Eğer bu düzeni kaydırırsanız gece uykuya dalması güçleşip daha sık uyanabilir. Daha önceki aylar için de söylediğimiz gibi banyo yaptırmak, masal okumak, sessiz bir oyun oynamak gibi. Her gece aynı rutini aynı sırayla yaptığınızdan emin olun. Bebekler düzenden hoşlanır ve sırda ne olduğunu bilmek onları mutlu eder. Eğer banyo yapmaktan hiç hoşlanmıyorsa bu aktiviteyi başa koyup ilk önce onu tamamlayabilirsiniz. Masal sevmiyorsa ona şarkı mırıldanabilirsiniz.

Bebeğinizin gece uykusu düzeni gibi gündüz aktivitelerini de düzene sokarsanız bebeğiniz gece rutinini daha kolay kabullenir. Eğer hep aynı saatlerde yer, oynar, uyur ve aynı anda yatağa giderse daha rahat uyur. Bebeğinize pek çok yeteneği kazanmasında yardımcı olduğunuz gibi uykuya kendi kendine dalması konusunda da yardımcı olabilirsiniz.

Bu aylardaki muhtemel problemler bebeğinizin yeni öğrenmeye başladığı ve çok zevk aldığı oturmak, yuvarlanmak, yerde sürünmek  ve hatta birkaç adım atmak gibi aktivitelerden uzak kalmak istememesi olacaktır. Bu başarılar onu çok heyecanlandıracak ve uyumak istememesine, uyusa bile uyanıp yeniden pratik yapmak istemesine neden olacaktır. Kendini sakinleştirip uykuya dalamazssa ağlamaya başlayacaktır. Bebeğinizi gece uyanıp bu heyecanla bulduğunuzda beslemenizin yardımı olmayacak hatta durumu daha da zorlaştıracaktır.

Gelişiminin doğal bir parçası olan sizden ayrı kalma korkusu da-sizi özlemesi, geri dönüp dönmeyeceğiniz konusunda huzursuz olması gibi- siz odasına gidip sakin bir şekilde onunla konuştuğunuzda geçecek ve rahatlayıp uykuya dalacaktır.
6.aydan sonra bebeğiniz hala sizin yanınızda uyuyorsa artık onu kendi odasına taşıma vakti gelmiş demektir; geceleri uyanmasının sebeplerinden biri de sizin odadaki varlığınızı hissetmesi ya da sesinizi duyması olabilir. Gece uyuyamamasının diğer bir sebebi odasının aşırı karanlık olması olabilir. Kimi bebekler uyumadan önce tanıdık bir çevrede olduklarını görüp rahatlamak ihtiyacı duyabilirler; bu sebeple uygun bir gece lambası kullanmanız faydalı olabilir.

12-18 ay arası
Sizi kutlarız. Bebeğiniz artık bebeklikten çıkıp bir çocuk oldu ancak hala küçüklüğündeki kadar uykuya ihtiyacı var. İki yaşına kadar 11 saati gece olmak üzere günde 13-14 saat uyuması gerekli.Hala gündüz iki kısa uykuya ihtiyaç duyar ancak 18 aylık olduğunda günde bir kez akşamüstü 1.5-3 saat arası uyku yeterli olacaktır. Bu düzeni ise 4-5 yaşına kadar devam etmelidir. İki gündüz uykusundan bir gündüz uykusuna geçişi zor olabilir. Uzmanlar bunun için geçiş döneminde bir süre bebeğinizin gece ne kadar uyuduğuna dikkat ederek bir veya iki gündüz uykusu ayarlamanızı ve gündüz bir kez uyuduğunda gece uykuya erken yatırmanızı tavsiye ediyorlar.

- Bu aylarda sağlıklı uyku alışkanlıkları edinmesini nasıl sağlayabiliriz?
Hayatının bu ilk yıllarında çocuğunuzun uykularının sürekli bir düzene oturmasını beklemeyin. Bir kaç gün hatta ay boyunca geceleri düzenli uyuyup, sonra tekrar ilk doğduğu günlerdeki gibi geceleri sıklıkla uyanmaya başlayabilir.
Bebeğiniz daha küçükken yaptıklarınız dışında pek yeni birşey yoktur. Şu andaki en iyi kozunuz bebeğiniz yaklaşık altı aylıkken başladığınız stratejileri sürdürmektir;
Gece uykusu rutini; banyo yaptırmak, masal okumak, ninni mırıldanmak gibi, bebeğinizi sakinleştirip uyumasına yardımcı olacaktır. Unutmayın bütün bu aktiviteleri hep aynı sırayla ve oldukça sakin ve huzurlu hareketlerle uygulayıp  bebeğe gece uykusunun huzur ve mutluluk verici olduğunu hissettirmek gerekir. Unutmayın bebekler ve çocuklar düzeni sever, aktivitelerin hep aynı sırayla yapılması ve arkadan ne geleceğini bilmeleri onları heyecanlandırır ve mutlu eder. Eğer bebeğinizin hala harcaması gereken fazla enerjisi varsa onu çok zorlamadan biraz daha oyun oynatıp veya masal anlatıp tekrar yatağına götürebilirsiniz.

Günlük aktivitelerde de hep aynı sırayı ve saatleri uygulamaya özen gösterin, bu düzeni benimsediğinde uyku vaktini daha kolay kabullenecektir.
Bebeğinizin uykuya her gece kendisinin dalmasına özen gösterin. Uyuyabilmesi için sallanma, ilgi ve ninni söylenmesi gibi aktivitelere ihtiyaç duymaması gerekmektedir. Eğer uyuyabilmesi için özel bir aktiviteye ihtiyaç duyuyorsa gece her uyanışında aynı aktiviteyi sağlamadan tekrar uykuya dalamayacaktır.

Bu yaştaki bebeğiniz geceleri uykuya dalma güçlüğü veya gece sık uykudan uyanma gibi sorunlar yaşayabilir. Bu yaştaki problem muhtemelen artık ayağa kalkıp yürüyebiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Daha önceki aylarda yeni öğrendiği aktivitelere ve başarılarına karşı duyduğu heyecan gibi bir heyecanla uyumak istemeyebilir. Uyumak istemezse uzmanlar bebeğinizi birkaç dakika süreyle yatağında bırakmanızı ve sakinleşmesini beklemenizi öneriyor.

- Bebeğin kendi kendine uyuması amacı ile ağlamasına göz yummak doğru mudur?
Bebeğe yalnız uyumayı öğretirken duygularını gözardı etmemeniz gerekir. Bebekler tek başlarına uyumayı öğrenmeleri için ağlamaya terk edildiklerinde ailelerinin onları rahatlatmak için ilgilenecek kadar sevmedikleri hissine kapılırlar. Ağlamayı kestiklerinde sebep yardımın geleceğinden ümidi kesmiş olmalarıdır. Burada sorulması gereken soru "bebeği en az ilgilenerek nasıl uyuturum?" değil, "bebeğimin huzurlu, kendine güvenli ve sevildiğini ve önemsendiğini hissettirerek nasıl kendi kendine uyumasını sağlayabilirim?" olmalıdır.

Bebeği uykusunun geldiğini gördüğünüzde yatağına koyun ve ona şarkı mırıldanın, sırtını okşayın ve huzurlu olmasını sağladıktan sonra odadan ayrılın. Eğer ağlarsa yeniden odaya dönüp onu rahatlatıp tekrar çıkabilirsiniz.

İlk yıl içinde pek çok kereler bebeğinizin odasına dönüp onu sakinleştirmeniz, beslemeniz gerekebilir. Bebeğiniz onun ihtiyaçlarına cevap verdiğinizi ve size güvenebileceğini öğrenip huzur içinde uykuya dalabilir. Bebeğiniz ne kadar sizin onun ihtiyaçlarınıza cevap vereceğine inanırsa o kadar az ağlayacak ve huzurlu bir şekilde uyuyacaktır. Her ne kadar bebeğinize ihtiyacı olduğunda yardım etmek onu ağlamaya bırakmaktan daha fazla zaman harcamanıza neden olsa da, bebeğinizin şu anda ve ilerde daha mutlu ve huzurlu bir insan olmasını sağlayacaktır.
Eğer çocuğunuz gece uyandığı zamanlarda sizden yakın ilgi görmeye alıştıysa, onu yavaş yavaş bu durumdan vazgeçirmeye başlayın. Örneğin gece uyandığı saatlerde rahatlatmak amacıyla onu sütle beslemek yerine, sadece su verin ya da hiçbirşey vermeden tekrar uyutmaya çalışın. Geceleri uyandığında ışığı yakıp onunla oynamaya alıştırdıysanız, buna devam etmeyin. Işığı yakmadan, onu kucağınıza almadan sadece konuşarak rahatlatmaya çalışın.
Alıştığı uyku rutinlerinde bir değişim çocuğunuzda uyku problemine yol açabilir (örneğin odasının ya da yatağının değişmesi veya mutlaka birlikte uyuduğu ve sevdiği bir oyuncak hayvanının kaybolması gibi). 12-14. aylar arasında bebekler aktif olarak rüya görmeye başlarlar, bu da onun şaşkınlıkla ya da korkuyla uykusundan uyanmasına sebep olabilir.
Bu period anne ve babalar için gerçekten zor, stresli ve yorucu olabilir. Ancak uyku eğitimi konusunda sabırlı ve istikrarlı davranırsanız, bir süre sonra olumlu sonuçlarını almaya başlayacak ve yaşadığınız zorlukları unutacaksınız.
         

18-24 ay arası
Bebeğiniz artık gece 10-12 saat, akşamüstleri ise bir kez 1.5-3 saatlik uyku ihtiyacı duyar. Bazı bebekler ise 2 yaşına kadar günde iki kez gündüz uykusu uyuma ihtiyacı duyarlar ve sizin bebeğiniz de onlardan biri ise onunla savaşmayın, uyumasına izin verin.
Bu yaşta bebeğinizin hala kötü uyku alışkanlıkları varsa bunları değiştirmeye çalışın. Bebeğiniz hala sallanarak, kucakta veya ninni ile uyuyorsa artık bunları değiştirmenin zamanı gelmiştir. Bebeğiniz bu aktiviteler olmadan uyuyamıyorsa size bağımlı demektir ve gece de uyanınca size ihtiyaç duyacaktır. Uzmanlar şöyle bir örnek veriyor; siz yatağınızda yastığınıza başınızı koyup uyursunuz. Gecenin bir vakti uyanıp yastığınızın başınızın altından alınmış olduğunu görseniz ne yapardınız? Aynı şekilde bebeğiniz örneğin gece uykuya hep müzik CD'si dinleyerek dalıyor ise gece yarısı uyanıp müziği duyamayınca ne olduğunu düşünür ve yeniden uykuya dalmakta güçlük çekebilir. Bunu engellemek için bebeğinizi uykusu geldiğinde henüz tam uyumamışken yatağına yatırıp kendi kendine uyuması için yalnız bırakmak gereklidir.

- Bebeğinize kabul edebileceği seçenekler sunun
Bu günlerde çocuğunuz yeni keşfettiği bağımsızlığının limitlerini test etmeye başlar ve etrafındaki dünyayı kendisi kontrol etmek ister. Gece uykusu için savaşma süresini kısaltmak için bebeğinize gece uykusu rutininde seçim yapması şansı verebilirsiniz, örneğin hangi masalı dinlemek istediği, hangi pijamayı giymek istediğine karar vermesi gibi. Buradaki trik çocuğunuza yüzlerce ihtimal yerine sizinde uygun bulacağınız birkaç seçenek vermektir. Örneğin çocuğunuza "yatmak istermisin?" diye sormak yerine, çünkü alacağınız cevap büyük ihtimalle hayır olacaktır, "şimdi mi yoksa beş dakika sonra mı yatmak istersin?" şeklinde sorabilirsiniz. Hala kararı o vermiş olacak ancak her iki seçenekte de sizin istediğiniz olacaktır.

- Muhtemel sorunlar
Bu yaşlardaki çocuklarda en sık görülen problemler uykuya dalma güçlüğü ve sık gece uyanmalarıdır. Bu yaş grubunda bir sorun daha olabilir. 18-24 aylar arasında herhangi bir zamanda çocuklar yataklarının parmaklıklarına tırmanmaya çalışabilir ve düşme riski ile karşı karşıya kalabilirler. Bu durum bebeğinizi artık daha büyük yatağa almanız anlamına gelmez.
Bu durumda ne yapılabilir?
Yatağı alçaltılabilir, yatakta parmaklıklara tırmanmasına destek olabilecek oyuncaklar varsa bunlar yataktan çıkartılabilir. Eğer çocuğunuz bir kez parmaklığa tırmanıp düştü ve siz çok ilgi gösterip onu kendi yatağınıza aldıysanız tekrara yatağına geri götürdüğünüzde aynı ilgiye ulaşmak amacı ile yaniden tırmanmayı göze alabilir. Bunun yerine sakin ve doğal olup, ciddi bir şekilde tırmanmaması gerektiğini söylemeniz ve onu yeniden yatağına yatırmanız gerekir. Ne yapmaması gerektiğini çabuk öğrenecektir.
Bebeğinizi yatağına yatırdığınızda onun sizi göremeyeceği bir yerden onu izleyip yatağın parmaklıklarına tırmanmaya çalıştığını gördüğünüzde hemen uyarın. Bunu birkaç kez yaptıktan sonra yeniden denemeyecektir.

Çocuğunuzun parmaklıklara tırmanmamasını sağlayamıyorsanız o zaman yatağın etrafını güvenli hale getirmeye çalışın. Yatağın etrafına yastıklar yerleştirebilirsiniz ve yatak etrafında bebeğiniz üzerine düşerse yaralanmasına neden olabilecek sert ve sivri oyuncaklar ve cisimleri uzaklaştırın. Her koşulda parmaklığa tırmanıyorsa parmaklığı alçaltın. Yani tırmanmasını engelleyemiyorsanız en azından yaralanmasını engelleyin.

Onu yenemiyorsanız onun tarafına geçin!

         

24-36 ay arası
İki üç yaşlar arası çocuklar gece 11 saat uyku ve akşamüstleri 1.5-2 saatlik uykuya ihtiyaç duyar. Bu yaş grubu çocukların çoğu akşam 7-9 arası uyur ve sabah 6:30-8 arası uyanır. Yani artık sizin uyku düzeninize artık hemen hemen yakındır. Hala sizden daha fazla hafif uyku dönemine sahiptir ve bu 4 yaşına kadar böyle devam eder. Bir uyku döneminden diğerine sizden daha fazla geçeceği için yine sizden daha fazla uyanır. Bu yüzden çocuğunuza uyandığı zaman nasıl tekrar uykuya dalacağını öğretmeniz gerekir.

Artık çocuğunuz parmaklıklı yataktan çıkabilecek kadar büyümüştür. Hele birde ikinci kez hamile iseniz doğum yapmadan 6-8 hafta önce çocuğunuzu normal yatağa geçirmelisiniz. Yeni bebeği parmaklıklı yatağa getirmeden bir süre önce büyük çocuğunuz yatağına alışmış olmalıdır. Eğer çocuğunuz direnç gösteriyorsa bebek 3-4 aylık olana kadar parmaklıklı yatağı büyük çocuğunuza bırakabilirsiniz. Çocuğunuz alıştıktan sonra bebeği yatağa alırsınız.

Çocuğunuzun yeni taleplerini tahmin edip gece uykusu rutinine eklemek
Yeni bir hikaye, şarkı, bir bardak su gibi makul ve gerçekçi yeni talepler gece uykusu rutininne eklenebilir. Ancak çocuğunuz sadece bir isteğinin  yerine getirileceğini bilmelidir, daha fazlasının değil. Çocuğunuz isteğinin yapıldığını görmeli ancak bunun sizin limitleriniz dahilinde olduğunu kavramalıdır..

Çocuğunuza her zaman sıcak bir iyi geceler öpücüğü vermeyi unutmayın
Çocuğunuz normal yatağa geçtikten sonra daha sık kalkmaya başlarsa onu yavaş ve sakin bir şekilde yatağına götürüp ciddi bir şekilde "iyi geceler" diyebilirsiniz. Bu yaşlarda yatmaya karşı direnç oldukça sık görülen bir durumdur ve bu yaşlardaki çocukların hiçbiri isteyerek yatmaz.

Karanlıktan korkma, yatağın altında canavarlar olması ve sizden uzak kalmak istememesi sık görülen problemlerdir. Çok endişelenmeyin. Korku çocuğunuzun normal gelişiminin bir parçasıdır. Eğer geceleri kabus görüp uyanıyorsa hemen yanına gidin rüyası hakkında konuşup onu rahatlatmaya çalışın. Eğer rüyaları devam ederse günlük hayatınızın içinde buna kaynak olabilecek problemleri bulmaya çalışın. Eğer gerçekten çok korkarak uyanıyor ve kolay kolay sakinleşemiyorsa onu arada bir yatağınıza almanızda bir sakınca yoktur.

Bebeğim gece boyunca huzurla uyurken şimdi  uyumuyor ve sık sık uyanıyor. Neden olabilir?
Bebeğinizin uyku alışkanlığı değişti ise ve geceleri huzursuzlanıyor ve sürekli uyanıyorsa bunun pek çok sebebi olabilir;

Diş çıkarma; Dişetlerinde hafif ağrı ve kaşınma, huzursuzluk bebeğin normal düzenini geçici olarak bozabilir.

Büyümenin kilometre taşları; Bebeğiniz büyüdükçe daha fazla beslenmeye ihtiyaç duyabilecektir. Eğer bebeğinizi artık geceleri beslemiyorsanız ebeveynlerden biri mutlaka bebeğin odasına gidip onu rahatlatmalıdır.
Bebeğiniz gelişimiyle birlikte önemli adımlar atmışsa ve bunun için büyük çaba harcıyorsa     -kendini çekerek ayağa kalkmaya çalışmak, yürümek gibi-bu başarının mutluluğu ile uyanık kalmak isteyebilir. Uykudan uyanıp bu yeni becerilerini denemek isteyebilir, bu durumda onu yatağından almadan rahatlatıp uyuması için huzurlu ortam yaratmaya çalışın.

Kulak enfeksiyonları; bebeğiniz bağırarak ağlıyorsa, kulağını çekiştiriyorsa, kendini arkaya atarak ağlıyorsa ve avutulamıyorsa bebeğinizde kulak enfeksiyonu olabilir. Bu durumda bebeğinize uyku düzeni oturtmak amacı ile sıkıntı çektirmenin anlamı yoktur. Bu durumda  doktorunuzu aramanızda büyük yarar vardır.

Ayrılmaya karşı veya diğer huzursuzluklar; Çok hareketli bir günden sonra örneğin yolculuk, yeni bir bakıcının başlaması, annenin işe dönmesi, dadının izin alması ve bebeğin 9 aylığa yaklaşması bebeğin uykusunun bozulmasına sebep olabilir. Bebeğinizin huzursuz olduğunu hissediyorsanız onu rahatlatmak için iki kat daha çaba gösterin, uyku düzenini rutin hale getirmeye daha dikkat edin, daha fazla sevgi ve sabır ile yaklaşın ama hemen her zaman bebeğinizin kendi kendine uykuya dalmasını sağlamaya çalışın.

Bebeğinizi  yatağınıza alabilir misiniz?
Hemen her aile herhangi bir zamanda bu deneyimi yaşar ve bebeği yatağa almanın herkes için daha iyi bir uyku sağladığını keşfeder. Ancak bu durum bazı problemlere sebep olabilir
1. Yatak örtünüzün, yastıklarınızın hafif ve gergin olmasına dikkat edin. Ağır, yumuşak ve çok kıvrımlı örtü ve yastıklar bebeğinizin hem çok ısınmasına hem de yüzünü kapatıp nefes almasına engel olabilir.
2. Bebeğinizin yatağın kenarlarına girip sıkışmamasına dikkat edin.
3. Yatarken bebeğinizi çok kalın giydirmeyin çünkü sizin vücutlarınızdan yeterince ısı alacaktır.
4. Bebeği yastık üzerinde yatırmayın.Hem yuvarlanıp yana düşebilir ya da yastığın yumuşak kıvrımları nefes yolunu kapatıp tehlikeli olabilir.
5. Bir bebekle oyun çocuğunu yanyana yatırmayın. Hem yanlışlıkla bebeği tekmeleyebilir hem de istemeden üzerine yuvarlanıp boğulmasına neden olabilir. Eğer her iki çocuğunuzu da yanınıza almanız gerekiyorsa mutlaka arada ebeveynlerden biri olmalı.
6. Uykunuz çok derinse bebeğinizi yatağınıza almayın

Bebeğinizi o hoşlansa bile yüzüstü yatırmayın. Sırtüstü ve yan yatırın. Çünkü yapılan araştırmalarda yüzüstü yatan bebeklerde ani bebek ölümleri görülmüş ve sırtüstü veya yan yatan bebeklerde bu durum söz konusu olmamaktadır. Amerikan Pediatri Akademisi  ailelere bebekleri sırt üstü veya en doğrusu yan yatırmalarını önermektedir. Bebeğinizi yastıklarla destekleyerek yan yatarken de rahat uyumasını sağlamanız mümkündür.   


http://www.bebegimveben.com/bebegim/bebekgelişimi_alt07.asp

sevda

Sağol bitanem bugüzel bilgilerin için.... :opucuk:

Tebessüm :)

bu konu da busenin açtığı konuya eklense iyi olur.

Almiş'inAnniş'i

BEN BURAYA SADECE BEBEK SAĞLIĞI VE EĞİTİMİ İLE İLGİLİ BİLGİLERİ YAZIYORUM AYŞEGÜL
BUSE'NİN Kİ ÇOK DAHA GENİŞ KAPSAMLI!

Tebessüm :)

ben de buseye önerdim, verdiği bilgileri yetişkin ve bebek/ çocuk olmak üzere iki başlık halinde olsa diye, ikiniz de oraya yazarsınız, iyi olur araştıranlar için.

jbdun

razicim bilgiler için tşkler canım :flowers:

Almiş'inAnniş'i

Çocuğunuzun sağlıklı kişilik gelişimi için ipuçları


Çocuklar kişiliklerini çevrelerinde nelerden hoşlandıklarını, nasıl giyineceklerini, diğer insanlarla ve dünyayla nasıl bir ilişki içinde olmaları gerektiğini öğrenerek geliştiriyorlar. Çocuğunuzun kendi kişiliğini geliştirmesi için ona bu süreçte destek olmalı, onun davranış ve hareketlerinin farkında olup bunların ne anlama geldiğini bilmelisiniz.

Çocuklar kişiliklerini nasıl açığa vurur?

Çocuklar kişiliklerini; odalarını nasıl dekore ettikleriyle, seçtikleri arkadaşlarıyla, kıyafetleriyle, yemek seçimleriyle, aktivite seçimleri ve bunun gibi şeylerle belli ediyorlar. Çocuklar aslında kim olduklarıyla ilgili size ipuçları verirken aynı zamanda sizin beğendiğiniz özellikleri kendi kişiliklerine ekliyorlar. Çoğu anne baba çocuklarına soru sormaktan kaçınıyor. Oysa soru sormak ve çocukları dinlemek sağlıklı bir benlik kazanmaları için önemli bir faktör.

Unutmayın ki, duygusal farkındalık çocuğunuzun kim olduğunun farkına varmaktır ve ona küçük benliğini yeni bir form kazanmış kişiliğe dönüştürürken destek olmaktır. Bu destekle ona hayatında doğru kararları vermesine ve doğru seçimler yapmasına yardımcı olursunuz.

Sağlıklı kişilik gelişimi için ipuçları

● Çocuğunuzun davranışları ve hareketlerine dikkat edin bunlar size onu tanıtacaktır.
● Çocuğunuza neden belli bir konu seçtiğini, belli bir dergi ya da kitap okuduğunu veya neden belli oyuncaklarla oynadığını sorun. Ama bunu yargılamadan tarafsızca sorun.
● Ona katılmaktan hoşlanacağı aktivitelerin içerisinden seçme şansını tanıyın.
● Ona mantıklı yemek ve kıyafetler önerin.
● Kendi tercihleri hakkında iltifatlarda bulunun.
● Fikirlerini ve davranışlarını kontrol etmeden önerilerde bulunun.
● Kendi kişiliğinize güveninizden emin olunuz ve çocuğunuzun da kendi kişiliği oluşurken onu eleştirmeyin ve yargılamayın.
● Çocuğunuzun kişiliğini açığa çıkarak aktiviteler bulun. (örneğin kolâjlar çalışması yapabilirsiniz. Kendini simgelediğini düşündüğü resimleri kesip istediği düzende birleştirsin ve sonra odasının duvarına yapıştırsın.)
● Arkadaşlarıyla ya da ailesiyle bir parti düzenlesin. Bütün ayrıntıları ona bırakın. Örneğin ; yiyecekleri, müziği ve başka ne istiyorsa yapmasına izin verin.

Sağlıklı kişiliklere sahip olmak, çocukların kendilerini tanımaları ve hayattan ne beklediklerini ve istediklerini anlamaları için en önemli anahtardır.

http://parentzone.babyzone.com/development/moods/a2333 sitesinden derlenmiştir. 



Almiş'inAnniş'i

6-9 aylık bebeğin beslenmesi :



9 AYLIK BEBEK BESLENMESİ Bebeğinizi sadece anne sütü ile besliyorsanız, ek gıdalara en erken 6. aydan sonra başlamalısınız. Bu dönemde bebeğinize verdiğiniz ek gıdaların anne sütünün tamamlayıcısı olduğunu unutmamalısınız. Ek gıdaya geçişte, özellikle katı gıdaların verilmeye başlandığı dönemde bebekler dilleri ile besinleri itebilirler. Bebeklerin istem dışı yaptıkları bu hareket genellikle 6. aydan sonra düzelir. Bebeğinizin beslenme durumu en iyi kilo alışları ile değerlendirilir. Bu sebeple bebeğinizi düzenli olarak takip ettiriniz.
EK BESİNLER: Bu dönemde verilecek ek besinler meyve püresi, sebze püresi, muhallebi, yoğurt, peynir, reçel, bisküvi, ekmek, yumurta gibi yiyecekleri içerir.
Ek besinler kaşıkla veya bardakla az miktarlarda başlanarak verilir, daha sonra öğün haline getirirlir.
Yeni deneyeceğiniz besinleri bebeğiniz aç iken alışık olduğu yiyeceklerden önce veriniz.
Ek besinlerin hepsine ayni haftada başlamayınız. Yeni besinleri en az birer hafta arayla beslenme programına ekleyiniz.
Yeni besinlerin allerji yapıp yapmadığına dikkat ediniz.
Bebeğinize hiçbir zaman şekere veya reçele batırılmış yalancı meme vermeyiniz.
Bebeğinizin hoşlanmadığı besinleri 2-3 hafta aralarla tekrar vermeyi deneyiniz.
Bebeğinize vereceğiniz tüm yiyceklerin temiz ve taze pişmiş olmasına dikkat ediniz. Bebeğinize 18. ayın sonuna kadar kaynatılmış su veriniz!!!
MEYVA SUYU VE MEYVA PÜRESİ: Elma, şeftali, üzüm, mandalina gibi meyvaların suları, tercihen püreleri 1-2 tatlı kaşığından başlanarak verilir ve yavaş yavaş arttırır. Hazırlanışı: İlk verilecek meyva mevsimine göre elma veya şeftalidir. Meyvalar iyice yıkanır, kabukları soyulur, cam rendede rendelenir. Günde bir veya iki kez öğün aralarında olmak üzere yarım muz veya orta büyüklükte bir meyva verilebilir. Meyva suyu ve pürelerine şeker eklenmemelidir. Meyva püreleri yoğurt ile karıştırılarak bir öğün olarak verilir.
MUHALLEBİ: 6. ayda başlanır. Genellikle akşam öğünü olarak verilir. Muhallebi pastörize süt veya hazır mamalarla hazırlanabilir. Hazırlanışı: 1 su bardağı pastörize inek sütü, 3 tatlı kaşığı pirinç unu , 2 tatlı kaşığı şeker ile yapılır. Pirinç unu soğuk sütün bir kısmı ile iyice ezilir. Kalan süt eklenir ve karıştırarak pişirilir. İndirmeye yakın şeker eklenir. Hazır mama ( Formül süt) ile hazırlanışı: 1 su bardağı su ve yaklaşık 3 tatlı kaşığı pirinç unu karıştırılarak su muhallebisi yapılır. Ateşten indirilir, biraz soğuduktan sonra 6 ölçek hazır mama toz halinde katılır. Gerekirse tel süzgeçten geçirilir.
YOĞURT: Genellikle ikindi öğünü ek gıdası olan yoğurt, muhallebi yerine de verilebilir. Hazırlanışı: Süt kaynatılır, elin dayanabileceği sıcaklığa (40'C) kadar soğutulur. Bir litre süte 1-2 çorba kaşığı süt içinde sulandırılmış bir çorba kaşığı yoğurt maya olarak eklenir ve yavaşça karıştırılır. Hareket ettirmeksizin sıcak bir yerde 4 saat bekletilir.
SEBZE ÇORBASI VE PÜRESİ: 6. ayda muhallebiye başladıktan 1-2 hafta sonra genellikle öğle öğününde, 1-2 tatlı kaşığından başlanarak yavaş yavaş arttırılarak verilir. 1. hafta (sebze çorbası): 4 su bardağı su, 2 orta boy havuç, 1 orta boy patates, 1 tatlı kaşığı pirinç konarak 45-50 dakika ağzı kapalı kapta pişirilir. Düdüklü tencerede pişirecekseniz 1 su bardağı su ve 15 dakika pişirmek yeterlidir. Tel süzgeçten geçirilir. Bu sulu çorba önce yarım çay bardağı ile başlanır, yavaş yavaş arttırılarak verilir. 2. hafta (basit sebze püresi): Yukardaki gibi daha az su ile ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı konarak pişirilir. Havuçlar, patatesler tamamen ezilerek püre haline getirilir. 3. hafta (karışık sebze püresi): Mevsim sebzeleri eklenerek içerik zenginleştirilir. Küçük kaplarda 1-2 gün buzdolabında saklanabilir. Ancak yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, maydonoz, pazı vb.) günlük eklenip , hemen tüketilmelidir. Yeşil yapraklı sebze içeren çorbalar bir kereden fazla ısıtılmamalıdır. Bu dönemde hazırlanan sebze püresine tepeleme bir çorba kaşığı kıyma ( 3 kez çekilmiş ) eklenebilir.
KAHVALTI: Bebeğiniz yukardaki besinlere alıştıktan sonra (6-7.ayı bitirdikten sonra) kahvaltıya başlanır. Hazırlanışı: Hazır mama (formül süt) veya pastörize inek sütü, peynir, reçel ya da pekmez ve ekmek ile hazırlanır. Tuzu çıkarılmış peynir ve reçel süt içinde ezilir ve karışıma ekmek içi katılır. Önce 1-2 tatlı kaşığı olarak başlanır ve giderek arttırılır. Bir yaşından önce bal verilmemelidir. Kahvaltıya 1 çay kaşığı tereyağ eklenebilir. Kahvaltı yarım ince dilim ekmek yerine 2-3 bisküvi ile de hazırlanabilir.
YUMURTA: Katı pişmiş yumurta sarısı bebek kahvaltıya alıştıktan sonra (8. ayda) 1 çay kaşığı olarak başlanır, yavaş yavaş miktarı arttırılır. 1 haftanın sonunda bebek tam bir yumurta sarısı yiyebilir. Yumurtanın beyazının bir yaşından önce verilmesi genellikle tercih edilmez.
ET: 7-8 aylarda bir tepeleme çorba kaşığı pişmiş kıyma veya orta boy ince bir biftek veya derisiz tavuk eti parçası sebze püresi hazırlanırken içine eklenir.
TAHILLI ÇORBALAR: 8. ayda mercimek, yoğurtlu yayla, acısız tarhana çorbaları verilebilir.
KÖFTE: Baharatsız olarak hazırlanmış köfte 8. ayda verilebilir.
PİLAV, MAKARNA & DOLMALAR: 8. aydan sonra yoğurt ile karıştırılarak verilebilir.
SU: 8. aydan sonra bebeklerin hareketleri artar, öğün aralarında da susayabilirler.
BALIK (kılçıksız): 8. ayda öğle öğünlerinde püre şeklinde et yerine değiştirilerek verilebilir.
KARACİĞER: 8. ayda öğle öğünlerinde et ile değiştirilerek 15 günde bir kez verilebilir. Kuzu, koyun veya dana ciğeri kullanılır. Karaciğer az tuzlu suda haşlanır, zarı çıkartılır, püre şeklinde sebze püresinin içine eklenir.
***ÇAY: Çocuk beslenmesinde yeri yoktur. Diğer gıdaların ve özellikle demirin barsaktan emilimini engeller!!!
6 AYLIK BEBEK İÇİN ÖRNEK MENÜ: Sabah uyandığında: Anne sütü Sabah: Meyva püresi ve anne sütü Öğle: Anne sütü İkindi: Sebze püresi ve anne sütü Akşam: Anne sütü ve/veya muhallebi* Gece: Anne sütü** * Muhallebi akşam yerine sabah öğününde verilebilir. ** Bebek isterse
7 AYLIK BEBEK İÇİN ÖRNEK MENÜ: Sabah uyandığında: Anne sütü Sabah: Anne sütü ve 6-10 tatlı kaşığı muhallebi* Öğle: 6-10 tatlı kaşığı meyva veya sebze püresi ve anne sütü İkindi: 6-10 tatlı kaşığı meyva püresi ve bir çay bardağı yoğurt ve anne sütü Akşam: Anne sütü ve 6-10 tatlı kaşığı muhallebi Gece: Anne sütü** * Sabah muhallebi yerine kahvaltı verilebilir. ** Bebek isterse
9 AYLIK BEBEK İÇİN ÖRNEK MENÜ: 06.00-06.30: Anne sütü 08.00-09.00: Kahvaltı 1 çay bardağı meyva suyu (evde yapılmış taze), yarım yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı peynir, 1 çay kaşığı yağ, 1 tatlı kaşığı reçel veya pekmez, 4-5 bisküvi 12.00-12.30: Öğle 1 kase kıymalı veya tavuk etli sebze püresi ve anne sütü 16.00-16.30: İkindi 1 kase yoğurt ve yarım meyvanın püresi veya bisküvi 19.30-20.30: Akşam 1 kase muhallebi ve anne sütü
Çocuk Doktoru Aysun Gökalp


Almiş'inAnniş'i

6-16 yaş arası çocuk eğitimiyle ilgili 25 kitabı best seller olan,
öğretmenlerin kitabını okumadan mesleğe başlamadığı bir eğitimci Penny
Tassoni. Geçen hafta, Ütopya İlköğretim Okulu'nun sahibi Leman Çetin'in
misafiri olarak Türkiye'deydi. Velilere, çocukla iletişim konusunda bir
dizi seminer verdi. İlkokul öğretmeni olarak başladığı meslek yaşamında 23
yıldır birçok ülkede çocukla ilgili eğitim veriyor ve öğretmenleri
eğitiyor.

İngiltere'de haftada 50 okulu ziyaret ederek danışmanlık yapıyor. Tassoni
ile aile-çocuk ilişkisini konuştuk. Bilinenlerin aksine bizi şaşırtıcı
açıklamalarda bulundu. Çocukların marka tutkusunun altında özgüven
eksikliğinin yattığını, ebeveynlerin çocukla arkadaş olmaması gerektiğini,
az uyuyan çocukların mutsuzlaşıp ve agresifleştiğini söyledi. İşte, üç
kitabı Çince'ye de çevrilen Tassoni'den Türk ailelerine mesajlar.

EN İYİ VERECEĞİNİZ ŞEY, ZAMAN

Çocuklara en iyi vereceğiniz şey zaman. Özellikle yeni nesil aileler
çocuğa
bir sürü alışveriş yapıyor, pahalı şeyler alıyorlar. Ama çocukların buna
ihtiyacı yok. Anne ve babaların çocuğa gülümsemesi, birlikte zaman
geçirmesi yeterli. Özellikle babaların oğullarına mutlaka zaman ayırmasını
öneriyorum. En önemli şeylerden biri de çocuğun yeterli uyuması. Çünkü,
çocuk uykudayken zekası ile ilgili çok çok önemli gelişmeler oluyor.
Yorgun
çocuk hiçbir zaman konsantre olamaz ve birçok şeyi de hatırlayamaz.

ANNE BABALARA BİR SIR VERECEĞİM

Çocuk kaç yaşında olursa olsun kukla çok işe yarıyor. Özellikle anneler
"yapma, etme" demektense kuklayı ellerine taksınlar ve konuştursunlar.
Eğer
çocuk yemek yemiyorsa, anne, "biraz daha ye" demek yerine, eline kuklayı
taksın "bu yemeği hiç denedin mi?" desin, daha çok işe yarar.

BIRAKIN YAPSIN, BIRASIN KESSİN

Çocuklar her şeyi yapabilir. Çocuklarım 4 yaşında kendi başlarına kek
yapabiliyordu. Ben, 8 yaşındayken bütün elbisemi kendim kestim, dikiş
makinesiyle diktim. Bizler, anne, baba ve öğretmenler çoğunlukla
çocukların
kendilerine yeteceklerini, sorunlarını çözeceklerini düşünmeden, onların
yerine her şeyi yaparız.

AİLELERİN ÖZVERİ SINIRI NE OLMALI?

Yeni nesil aileler çocuklarına her şeyi veriyor. Bunun sonucunda çocukta
saygı kalmıyor. Aile çocuğa tüm parasını, zamanını, ilgisini veriyor, ona
odaklanıyor. Çocuk için çok çok rahatsızlık verici bir durum. O zaman
çocuk, hiçbir zaman kendini çocuk gibi hissedemez, çocuk gibi yaşayamaz,
yetişkin gibi hareket etmeye çalışır. Uzun vadede bu çocuklar ailelerden
hoşlanmamaya, sevmemeye başlar. Durum evden uzaklaşmaya kadar uzanır.
Aslında birçok aile bunu yapıyor, her şeyini veriyor ve çocuktan
beklentileri korkunç derecede yüksek.

BİR ÇOCUK NE KADAR UYUMALI?

5-6 yaş kesinlikle 10-12 saat arası uyumalı. Ergenlikte de uyku çocuklar
için büyük ihtiyaç. Ergenlerin en az 9-10 saat uyuması gerekli. Yani 5 yaş
sonrası 16 yaşa kadar en az 9-10 saat uyumalı. Eğer çocuğun gözlerinin
altı
çukurlaşmışsa veya mızırdanıyorsa ve davranışlarında problem varsa o zaman
bilin ki, çocuk uykusuz. Çocuk hastayken yatağınıza gelmesinde sorun yok.
Onun dışında çocuk anne babanın yatağına gitmemeli.

ONA GÖREVLER VERİN

Çocuğa küçük yaşta görevler verilmeli. Alışverişe gidiyorsanız çantanızın
içine onun için de küçük çanta koyun, aldıklarınızdan küçük olanları ona
taşıtın. Böylece çocuk, ailenin bir parçası olduğunu görür. Ama, o bütün
bu
görevleri yerine getirirken her zaman içten teşekkür edip, onu
cesaretlendirmeli, yüz ifadenizde memnuniyetinizi göstermelisiniz.

SARILMAK EN İYİ ÖDÜLDÜR

Bir şey alarak ödül verilmemeli. Kimi zaman bir sarılma, kucağına çağırma
en iyi ödüldür. Çocuğa "hayır" denmişse bundan asla vazgeçilmemeli. Çocuğa
doğumdan itibaren dengeli davranılır, yeterince övülürse cezaya gerek
kalmaz. Yaptırımlar uygularken de yapılan şeyle ilgili cezalar verilmeli.
Televizyonu belli bir saat izleyecekse ve o daha uzun süre izlemekte ısrar
ediyorsa televizyonu kapatmak yerine, ertesi gün seyredeceği süreden
kısmak
daha iyi olur. Yemeği istemiyorsa, alıp önünden köpeğe vermeli ya da
dökmeli ki, aç kalınca değerini anlasın.

SORUN BOŞANMAK DEĞİL, BOŞANMIŞ ANNE BABANIN ARASINDAKİ TAVIR

Evdeki gerginlik çocukları çok etkiliyor. Bazen anne ve baba değil,
ailedeki üyeler de etkiliyor. Asla ve asla anne, baba çocuklarına
birbiriyle ilgili olumsuz bir şey söylememeli. O zaman çocuk, sorunlar
içinde kendi kendine dolanır, yumak gibi olur. Aynı şekilde anneanne,
babaanne de çocuğu seviyorsa bunu yapmalı. Boşanmış çiftler dünyadaki en
iyi arkadaş olmak zorunda değil, ama çocuklar için profesyonel düzeyde
ilişkilerini sürdürmeli.

ÇOCUĞUNUZU YÜZDE 100 MUTLU ETMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ

Anne babaların çocukları yüzde 100 mutlu etmek gibi problemi olmaz, olamaz
da. Ben anne baba olarak çocuğumla arkadaş olmamalıyım. Çocukların kendi
arkadaşı, yaşıtları olmalı. Aile onun arkadaşı olamaz. Çünkü, çocuğun
arkadaşı çok ama anne ve babası tek. Çocukla sevgi dolu ilişki
kurulabilir,
arkadaşça yaklaşılabilir. Ama arkadaş gibi olunduğunda, çocuk aradaki
hiyerarşiyi unutuyor. Arkadaşlığı, yaşıtlarıyla yaşamalı. Problemi olduğu
zaman arkasındaki güçlü kişinin anne, babası olduğunu bilmeli. Onları
arkasında hissetmeli. Aile ile arkadaş gibi olursa onları kendisi gibi
hisseder, o zaman bu güveni bulamayabilir.

2 YAŞINDAKİ AYŞEGÜL'LE KEK YAPIYORUZ ÇÜNKÜ...

Ben, 2 yaşında bir Türk çocuğunu izliyorum. Birlikte kek yapıyoruz.
Ayşegül
şimdiden kekin anında istenince gelmediğini, emek ve zaman harcanarak
önüne
geldiğini biliyor ve o zaman bazı şeylerin değerini de anlıyor. Ayşegül'e
kek alacak param var. Ama, ona ailenin bir parçası olduğunu,
yeterliliğinin
önemsendiğini ancak böyle anlatabilirim. Eğer 15 yaşındaki çocuğun
parasını
şakır şakır harcamasını istemiyorsak, 5 yaşından itibaren para
biriktirmesini öğretmeliyiz. Kızım, para kazanmak için bizim evde
çalışıyordu. Kazandığı parayla istediğini alıyordu. Eğer, hergün ona bir
şey verirseniz, özel günlerde ne vereceksiniz? Alışverişe gittiğinizde
çocuğunuzun her istediğini alacaksanız, bir süre sonra onda isteme zevki
de
kalmaz, istemiş olmak için ister. Çok paranız varsa bile ona daha az
vermelisiniz. Yakındaki bakkala göndermeli, evde yapacağı işleri
yaptırmalıyız. Hiyerarşi olmalı ama sevgi dolu bir ortamda... Çocuklarla
oyunlar oynanabilir, birlikte hobi saatleri geçirilebilir. Her odada bir
televizyon değil, bir tane aile televizyonu olmalı.

Sürekli marka istiyorsa dikkat!

Eğer çocuk sürekli markalı ürünler istiyorsa dikkat edilmesi gerekiyor.
Kendine güveni yok ki toplum içinde bu tür şeylerle güven kazanmaya
çalışıyor. Eğer çok fazla markalı giysisi, oyuncağı olmadığı için ağlıyor
ve üzülüyorsa dikkat etmek gerekiyor.

Sadece çok özel, doğum günü ve bayramlarda markalı ürün alabilirsiniz.

Eğer bir Jean'e ihtiyacı varsa, 20 lira harçlık alıyorsa ve 40 liralık
marka kot alacaksa o zaman aradaki 20 lira için evde çalışması lazım. Bir
şeye böyle sahip olunca aldığını oraya buraya atmıyor. Kendileri emek
harcayınca alınan şeye gözü gibi bakıyorlar.

Çocuklar büyükmüş gibi davranmamalı. Etrafından frapan, makyajlı kişiler
görmemeli ki, özenmesin. Etrafta baktıkça çocukların kendilerine hayranlık
duyacağı aynalar olmamalı. Bu istekler karşısında sadece birini alın. Oje
ve kolye istiyorsa ikisini değil, tekini alın.

ఇ-Oº°‘¨selin¨‘°ºO-ఇ

Remziyecim gercekten süper bilgiler bunlar ellerine kollarına sağlık  :flowers: şeyi merak etti muhallebiyi pastorize sütle verebilirmiyiz acaba ben sürekli su ile yapıyorumda acaba versemmi hani 1 yaşına kadar süt yasak falan ya napsam acaba  :dontknow:

En büyük varığım NAZ'ım
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا ال

Almiş'inAnniş'i

şimdiye kadar annelerimizin her daim imdanına koşan "inek sütünün" böylesine tü kaka yapılması beni inanılmaz rahatsız ediyor açıkcası.
ben evde muhallebi yapmıyorum, ama bence inek sütünü yarı yarıya sulandırarak yapabilirsin... direkt inek sütü ağır gelebilir. annem de bize kullanırken hep sulandırıyormuş.  ;)

tamamen benim fikrim...
ben her zaman şunu söylerim; annelik içgüdünüzü dinleyin, o her zaman bebeğiniz için doğruyu söyler...