27 Nisan , 2024, 16:04:50

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


ALLAH’A, KENDİ DİNİNİ ÖĞRETMEYE ÇALIŞTIĞIMIZIN FARKINDA MISINIZ?

Başlatan halukgta, 03 Mart , 2024, 13:26:12

« önceki - sonraki »

halukgta

Değerli dostlarım, bizler öyle bir İslam yarattık ki kendimize, ALLAH'IN DİNİNİ ADETA ALLAH' A ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORUZ, BUNUN FARKINDA MISINIZ? Bunu yapan bizlerin, sizce hesabın görüleceği o çetin gün halimiz nasıl olur? Ben düşünmek bile istemiyorum. Lütfen makalemi sonuna kadar sabırla okuyunuz ve mezheplerin bizlere öğrettiklerini bir an unutup, Kur'an merkezli bahsettiğim bilgiler ışığında düşününüz. Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dediği halde, bizler Allah'ın Resulünün haberi olmadan, Allah'ın dinine ortak ettik. Ellerimizle kurduğumuz mezheplerin dine koyduğu hükümlerle tarikat ve cemaat liderlerinin, Allah'ın dininde hiç bahsetmediği şeyleri de dine ilave etmelerine hiç birimiz ses çıkarmadık. HATIRLATIRIM BİZLER İMAN ETTİK DERKEN, ALLAH'IN SINIRLARINI TANIYACAĞIMIZA, ALLAH'TAN BAŞKA GÜVENİLİR VELİ EDİNMEYECEĞİMİZE VE YALNIZ ALLAH'IN İPİ KUR'AN'A SARILACAĞIMIZA SÖZ VERDİK. Bu sözümüzde durduk mu? Allah Kur'an'da, sakın koyduğum sınırları aşmayın, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, yalnız onun ipine sarılın, sizleri Kur'an'dan sorumlu tutuyorum diye uyardığı halde, bizler mezheplerin ve atalarımızdan, büyüklerimizden öğrendiklerimizi Kur'an'da göremediğimizde, KUR'AN'DAN YANA ÇIKIP, ALLAH'IN BÖYLE BİR HÜKMÜ YOK, BİZ SORUMLU DEĞİLİZ DİYECEĞİMİZE BATILI, RİVAYETLERİ SAVUNUYOR VE ONLARI YAŞAYABİLMEK İÇİN, KUR'AN'DA HER BİLGİ DETAYLI YOKTUR, DEMEKTE BİR SAKINCA GÖRMÜYORUZ. Mahşer günü bizleri kurtaracak rivayetler değil, sorumlu olduğumuz Kur'an'dır hatırlatırım. ALLAH SÖZÜNDE DURANDIR.

Üzgünüm ama bizler haşa, ALLAH'A DİN ÖĞRETMEYE ÇALIŞTIĞIMIZIN FARKINDA BİLE OLAMADIK. Birkaç örnek vermek istiyorum ki, belki bazı kardeşlerimiz bu yanlışımızın farında olur.  Allah SALAT edin diyerek birçok ayetinde detaylı bilgiler verir. SALAT kelimesini de ne anlamda kullandığı, zaten ayetlerde çok açık anlaşılıyor. Bu kelime yalnız Allah'a dua edip ondan şefaat dilememiz gerektiğini, başka bir ayetinde DESTEK anlamında kullanarak, iman edenlerin hem Resulüne hem de birbirine destek olup yardımlaşması gerektiği konusunda bilgiler verir. Yine çok önemli bir konuyu anlatırken SALAT kelimesini kullanır. HUZURUMDA KIYAM EDİN, RÜKÛ EDİN, SECDE EDİN. Bu konuda başka bir detay vermez. Bizler mezheplerin etkisiyle, bakın namaz kılın diyor Allah ama detayı yok diyerek, bizlere günümüzde rivayetlerin ve mezheplerin öğrettiği namazın detaylarını Kur'an'da bulamadığımızda, açıklandığı kadarıyla yetinip huzuruna durmamız gerekirken, Kur'an'ı adeta eksik görüyoruz. Önce şunu söylemek isterim. NAMAZ/SALAT BAŞLI BAŞINA ZATEN, ALLAH'A YAPILAN BİR DUADIR VE BU DUAYI YAPARKEN ALLAH, ÇOK FAZLA DETAYA GİRMEDEN BİZLERE BIRAKMIŞ VE RAHATÇA ALLAH İLE BİZZAT BİZLERİN, İÇTEN GELEN DUYGULARIMIZLA, İÇİMİZDEN GELDİĞİ GİBİ, KENDİMİZİN ALLAH İLE BİR BAĞ KURMAMIZA İZİN VERMİŞTİR.

Sizce Allah huzurumda KIYAM EDİN, RÜKÛ EDİN, SECDE EDİN derken, verdiği hükmü eksik bırakıp, onu da Resulüm tamamlasın demiş olabilir mi? Allah'ın Resulü haşa Allah'ın eksiğini tamamlayan değildir. Çünkü Allah, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık diyor. Öyle olsaydı Allah, bizlerin yalnız Kur'an'a sarılmamızı istemez, hatta sizleri yalnız Kur'an'dan sorumlu tutuyorum demezdi. Lütfen bu ve benzeri onlarca ayeti unutmadan, bu konu üzerinde düşünmeye devam edelim. Önce bizlere mezheplerin öğrettiği namazın detaylarına bakalım. Bu konu mezheplerde farklılık arz der. Çünkü her mezhebin kabul ettiği rivayet hadisler farklıdır. Sizce Allah biz kullarının, namazı bu yolla öğrenmemizi istemiş olabilir mi? Bu konuyu sağlıklı düşünen, doğru cevabınıda alacaktır. Onun içinde günümüzde kılınan şekilsel namazda farklı kılınır. Önce bu konu üzerinde birlikte düşünelim.

Salata/Namaza başlarken yaptığımız ilk hareket, hatırlarsanız kadınlar ellerini omuzlarına kadar kaldırırlar, erkekler kulak memelerine kadar kaldırarak farklı başlar namaza. Yine namazda erkekler bazı mezhepte, ellerini göbeğin altına bağlarlar, bazıları da yan tarafa salıverirler, kadınlar göğüslerinin üzerine bağlar. Kıyam duruşumuzdaki konumumuz, ikinci rekâtta oturuş şeklimiz ve namazımızın bitişindeki selam vermemizi nasıl yapıyoruz ve tüm bu hareketleri, Allah'ın Elçisi yaptığı için mi bizler yapıyoruz? Hatırlatırım Resulün namazını bizler görmedik ve şahit olmadık. Onun içinde onun şöyle ya da böyle namaz kıldığı konusunda asla emin olamayız. Çünkü bu hareketler, söylendiği gibi Kur'an'da yok. Hatırlatırım Allah'ın Resulü, ben sizi Kur'an ile uyarma görevi aldım diyor, lütfen bunu unutmayalım. Bunlar yapılmadığında, Rabbimiz namazımızı kabul etmez mi? Hani Allah bizleri Kur'an'dan sorumlu tutuyordu, ne oldu bu ayetin hükmü? Kıldığımız namazın, Kur'an'ın bahsetmediği detayları mezheplerin ve rivayetlerin namaza yaptığı ilavelerdir ve asla Allah'ın bizleri sorumlu tuttuğu hükümler arasında yoktur. HÂLBUKİ ALLAH NAMAZ KILARKEN KADIN ERKEK AYRIMI ASLA YAPMAMIŞ, FARKLI BİR NAMAZDAN BAHSETMEMİŞTİR. Sizlere rivayetlerin, geleneğin ve mezheplerin öğretisinden örnekler vermek ve sizleri bu konuda düşünmeye davet etmek istiyorum. Kütüb-ü sitteki bu konudaki hadisleri lütfen okuyun, aynı konuda bir birinden farklı rivayetler anlatılır ve hepsi Resul böyle namaz kılardı diye anlatılır. Elbette karar sizin. Ama lütfen unutmayalım, Allah açıklamadığı, detay vermediği hiç bir bilgiden bizleri sorumlu tutmaz.

Sizlerde çok iyi biliyorsunuz, farklı mezheplerde namaza başlarken bile ellerin hareketi farklıdır. Kimisi kıyamda dururken ellerini göbeğinin üstünde birleştirir, kimisi de ellerini yana salar, bizim askerde esas duruş dediğimiz şekilde namaza devam eder. Rükûa varırken bile ellerde farklılıklar görürsünüz. Secde konusuna gelince. Allah bir tehlike durumunda, kısaltılmış namazın örneğini verir ve bizim deyimimizle bir rekâtta ve bir secdeyle biter. Peki, normal zamanda namazımızı nasıl kılacağız konusunda hükmü nedir? Güvende iken yani çevrenizde size zarar verecek bir durum yoksa salatınızı/namazınızı tam ve eksiksiz yerine getirin der. Peki, bu hükümden ne anlamalıyız? Çünkü detay yok. BUNU ŞÖYLE ANLAMAMIZ DOĞRU OLABİLİR Mİ? ALLAH AÇIKLAMA YAPMAMIŞ BUNU RESULÜNE BIRAKMIŞTIR, DEMEMİZ DOĞRU OLABİLİR Mİ? Hani Allah biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik, emin olmadığınız bilginin ardına düşmeyin, Kur'an'dan sorumlusunuz diyordu? Bu ayetlere iman ettiğimizi söylüyorsak, batılın ve rivayetlerin asla etkisinde kalmadan düşünmeliyiz. Namazın bitiminde selam verme, namazın bitiş konusuna gelince. Kütüb-i sitteye lütfen bakın, orada aynı konuda, Resulün üç farklı şekilde namazı bitirdiğine dair rivayet görebilirsiniz. Örneğin ben Resulü namaz bitiminde, yalnız sağına selam verip namazı bitirdiğini gördüm diyen olduğu gibi, yalnız önüne selam verip namazı bitirdiğini gördüm diyene de rastlarsınız. Bir başka rivayette, hem sağına hem soluna selam verip namazı bitirdiğini gördüm, diyene de sanırım bizler uymuşuz. TEKRAR HATIRLATMAK İSTERİM, BUNLARIN HANGİSİNİN DOĞRU OLDUĞUNU ASLA BİLEMEYİZ, ZATEN ARAŞTIRMAYADA GEREK YOK. ÇÜNKÜ ALLAH NAMAZIN BİTİŞ KONUSUNDA, BİR ŞEKİL BELİRLEMEMİŞ, BİZ KULLARINA BIRAKMIŞTIR. İSTESEYDİ ONUNDA HÜKMÜNÜ VERİRDİ. Elbette toplu kılınacak namazda, o toplumun imama uyarak aynı şekilde kılması önemlidir. Bunu da toplumlar zaten belirlemiştir. Onlara uymakta elbette bir sakınca yoktur. Sakınca olan, bunlar olmasaydı namazımızı bile kılamazdık dememizdir.

Önce şunu söylemek isterim, Resulün sünneti olmasaydı namazımızı bile kılamazdık sözü, inancı Allah'a yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Buna inanırsak Allah açıklamadığı bir kitaptan bizleri sorumlu tutuyor demektir ki, bunu Allah'a nispet etmekten yine Allah'a sığınırım. Şöyle düşünün lütfen, bizler kıldığımız namazı Resulün sünnetinden hadislerinden mi öğrendik, yoksa çevremizden tabi olduğumuz mezheplerden, büyüklerimizden mi öğrendik? Hepimiz anne babamızdan, büyüklerimizden gittiğimiz cami imamından, mezheplerin öğretisinden öğrendik. Eğer Resulün sünnetinden öğrendik dersek, şöyle bir soru çıkıyor ortaya, hangi mezhebin doğru kabul ettiği sünnet, diye sormamız gerekir. Diyelim ki hepsi doğrudur hangisine uyarsan uy. İyide maden Resul böyle kılmış ondan öğreniyoruz, neden bazı konular farklı? Neden mezhepler birbirine düşman. DEMEK Kİ BU YOL YÖNTEM DOĞRU VE KESİN BİLGİLER VERMİYOR MUŞ. Hatırlatırım Allah sakın dinde bölünmeyin emrini veriyordu. Çünkü bölündüğümüzde, dinide bölerek kendimizce şekillendireceğiz de ondan Allah uyarıyor.

Önce şunu söylemek isterim, eğer bizler SALAT/NAMAZ KONUSUNDA KUR'AN'IN DETAY VERMEDİĞİ ŞEYLERİ, SALATIN OLMAZSA OLMAZI İLAN EDERSEK, AÇIKÇA ALLAH'A DİNİNİ ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORUZ DEMEKTİR. Tekrar hatırlatmak istiyorum bu emri veren Allah, ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyor. Şunu da söyleyenleri duyarsınız, namazın detayı Kur'an'da yazmaz, çünkü Kitap Ehlide zaten namaz kılıyordu, onlardan Allah'ın Resulü öğrendi dersek, en büyük hatayı yapmış oluruz. Kitap Ehli Allah'ın hükümlerini yerine getirmediği hatta batıl ile değiştirdiklerinden Kitap Ehlini uyarı ve ikaz maksatıyla Kur'an'ın indirildiğini, lütfen unutmayalım. SÜNNET VE HADİS ZİNCİRİNİ KESİN DOĞRU KABUL EDEREK, NAMAZI TARİF ETMEK KUR'AN'A GÖRE DOĞRU DEĞİLDİR. Çünkü Allah emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye uyarıyor. Allah hem sizleri Kur'an'dan sorumlu tutuyorum diyecek, hem de bizleri birçok kez uyardığı SALAT'IN detayını, rivayetlerden öğrenin diyecek, buna nasıl inanırız. Hatırlatırım Allah'ın Resulü ümmiydi ve kitap ehline tabi değildi. Yani Resul olmadan önce namaz kılmıyordu. Onun için Allah bir ayetinde, sen daha önce kitap nedir, iman nedir bilmezdin, seni doğru yola biz ilettik diyordu.

Önce şunu hatırlatmak isterim, bugün kılınan namazın yanlış olduğunu elbette söyleyemeyiz. Beşeri ilavelerle Allah'ın istediği salat yerine getiriliyor. Bazı yanlışlarımız elbette var. ÇÜNKÜ NAMAZ ALLAH İLE KULUNUN BİR OLDUĞU, ONU ZİKRETTİĞİMİZ YALNIZ ONDAN YARDIM İSTEYİP, ONUN ŞANINI YÜCELTTİĞİMİZ VE YALNIZ ONU MAHATAP ALDIĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ BİR ANDIR. ONUN İÇİN ALLAH HUZURUNA DURACAK KULLARI İLE SOHBETİNİ ZORLAŞTIRMADAN, DETAYA BOĞMADAN ÇOK BASİT ŞEKLİYLE BİZLERE AÇIKLAMIŞ VE ÖZELLİKLE, YEMİN OLSUN Kİ BU KİTABI SİZLER İÇİN KOLAYLAŞTIRDIK HÜKMÜ GEREĞİ, ÇOK FAZLA DETAYLANDIRMAMIŞ KOLAYLAŞTIRMIŞTIR. Yanlış olan, Resulün sünneti, hadisleri olmasaydı namazımızı bile kılamazdık sözleri, düşüncesi asla doğru olamaz. Çünkü bu düşünce Allah'ın kitabına yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.

Bizler mezheplerin, cemaat ve tarikatların toplumu yanlış yönlendirmelerinin etkisiyle, adeta Kur'an'ı eksik, detay sız görmeye devam ederek, Resule ait olduğu iddia edilen rivayetleri, Kur'an'ın önüne geçiriyoruz. Bunu yaptığımız andan itibaren zaten Kur'an devre dışı kalıyor, dini anlattığı iddia edilen ilmihal kitapları onun yerini alıyor. BUNUN ŞİRK OLDUĞUNUN, LÜTFEN ARTIK FARKINDA OLALIM. Kur'an ile irtibatı kesilmiş biz Müslümanlar, bu hatayı yalnız namaz konusunda değil, her konuda yapıyoruz.

Örneğin Allah birçok ayetinde toplumun barışını, adaletini eşitliğini sağlayabilmemiz için yardımlaşmaya, birbirimize destek olmamızı emrederken ZEKÂT VERMEMİZİ YANİ İNFAK ETMEMİZİ EMRETMİŞTİR. Namaz konusunda yaptığımız aynı yanlışı bu konuda da yapıyoruz ve diyoruz ki, Resulün sünneti, rivayet hadisleri olmasaydı ZEKÂTIMIZI BİLE VEREMEZDİK. Hâlbuki Allah namaz konusunda yaptığı kolaylığı, zekât konusunda da yapmış ve vereceğimiz zekât miktarını, rivayet hadislerde olduğu gibi, yılda bir kez kırkta bir değil, her zaman vermemizi emretmiştir. Miktarına imtihanımız gereği özellikle karışmamış bizzat bizlere bırakarak, "HAYIR OLARAK NE HARCARSANIZ O" diye de açıklamıştır. Ama birçok ayette de zekâtı teşvik etmiş, hatta YOKMU BANA BİR ÇORÇ VERECEK diyerek zekât vermenin, infakta bulunmanın adeta Allah kendisine borç vermiş gibi kabul ederek, tolumu teşvik etmiştir. Yine Bakara suresi 219. Ayetinde, aslında yaptığımız bu yanlışımıza çok güzel cevap veriyor Kur'an ve bakın hayır olarak vereceğimiz zekâtımızı nasıl dağıtılacağını açıklıyor. "YİNE SANA ALLAH YOLUNDA NE HARCAYACAKLARINI SORUYORLAR. DE Kİ: "İHTİYAÇTAN ARTA KALANI." ALLAH, SİZE ÂYETLERİ BÖYLE AÇIKLIYOR Kİ DÜŞÜNESİNİZ." Yüce Allah'ımız bizlere işte böyle açıklıyor ama ne yazık ki Allah'ı dinleyen, dikkate alan yok. Batıl, rivayet Kur'an'ın önüne geçmiş. Bizler rivayetlerde sanı bilgilerde, ataların batıl inançlarında eksikler arayacağımıza, Allah'ın kitabında haşa eksikler arıyor, onu da mezhepler ve rivayetlerle tamamlamaya, YANİ ALLAH'IN DİNİNİ ADETA ALLAH'A ÖĞRETMEYE ÇALIŞIYORUZ.

Ne yazık ki her konuda yaptığımız yanlışımızı, Hac konusunda da yapıyoruz. Resulün sünneti, hadisleri olmasaydı, Haccımızı bile yapamazdık diyenler bu sözleri, KU'AN'IN ETKİSİNDE DEĞİL, RİVAYETLERİN VE MEZHEPLERİN ETKİSİNDE SÖYLÜYOLAR. Allah Haccı, ne zaman yapmamız gerektiği konusunda açıklama yaparken ayetinde, "HAC, BİLİNEN AYLARDADIR. KİM O AYLARDA HACCI KENDİSİNE GEREKLİ KILARSA." Diye açıklama yapmış ve diğer ayetlerinde de bu ayların HARAM aylar olduğu bilgisini vermiştir. İlginç olan HARAM AYLARIN hükmünün, bugün geçersiz olduğunu kalktığını söyleyenleri duyarsınız. Ama kim kaldırdı diye soran bile yok. Kur'an Haccın haram aylarda yani dört ay içinde yapılacağına hükmettiği halde, bizler bugün Haccı yılda birkaç güne indirerek ne diyoruz? "HACI OLABİLMEK İÇİN, KURBAN BAYRAMININ BİR GÜN ÖNCESİ, YANİ AREFE GÜNÜ (ZİLHİCCENİN 9. GÜNÜ) ARAFAT DA OLMAMIZ GEREKİR." Bizler her ne dense bu hükmü kim verdi diye sormuyoruz. KUR'AN'DA BU HÜKMÜ ARAMAMIZ GEREKİRKEN, RİVAYETLERDE ARIYORUZ. Allah emrimi diye sormuyoruz bile. Allah'ın dinini, Allah'ın hükümleri ile yaşamayıp hiçbir soruda sormazsak, bunun hesabını veremeyeceğimizi de unutmayalım.

Gelelim Hac konusunda Kur'an'ın detaylı bilgi verip vermediğine. Hacca gidilecek zaman çok açık var ve çok da geniş bir zaman verilmiş. Allah haram aylarda savaşmayı, avlanmayı yasaklıyor ve bu aylarda insanların Hac görevini yaparak huzur ve barış içinde birlikte olmaları sağlanıyor. Hac esnasında hacıların doyurulması için, Kurban kesileceği konusunda da çok önemli bir detay veriyor. Hatta günümüzde Hacca gidenlerin bile belki bilmediği, bir detay veriyor Kur'an ve diyor ki, HACCA MESCİDİ HARAM DIŞINDA GELENLER, İSTERSE KURBAN KESMEZ HAC YAPARKEN 3 GÜN, MEMLEKETİNE DÖNÜŞÜNDE 7 GÜN OLMAK ÜZERE TOPLAM 10 GÜN ORUÇ TUTABİLİR DİYE BİLGİ VERİYOR. Kur'an çok daha detaya girip, Hac esnasında cinsel ilişkiye dahi girmeyin uyarısında bulunuyor. Kur'an bu konuda kafamızdaki bir soruya da cevap veriyor, en az kaç günde Hac görevimizi yapabiliriz. Araştırınız buna Diyanette dâhil en az 5 gün diye açıklama yapıyorlar. Tabi bu Allah'ın emri değildir. Allah Bakara 203. Ayetinde bakın ne diyor. "SAYILI GÜNLERDE ALLAH'I ANIN! HER KİM ACELE EDİP İKİ GÜNDE DÖNERSE, ONA GÜNAH YOKTUR. KİM DE DÖNÜŞÜ ERTELEYİP, DAHA UZUN KALIRSA SORUMLU DAVRANDIĞI SÜRECE, ONA DA GÜNAH YOKTUR."

Allah işte böyle Hac konusunda tüm sorularımıza cevap veriyor. Okuyanı araştıranı hiç kimse Allah ile aldatamaz. Yeter ki elde Kur'an düşünerek, anlayarak okuyalım. Gelelim İhram konusuna. Hacca giderken bizlere de giydirdiler, dikişsiz alt üst havlu örtü. Bunun adına ihram diyorlar. İlginç olan kadınların giymemesi. Peki, böyle bir kıyafet Kur'an'da geçiyor mu? Geçiyorsa kadınlar hariç mi diyor? Elbette hayır. Buda mezheplerin ve insanların görüşleri ile ortaya çıkmış bir kıyafettir. Kur'an'da İHRAMA GİRMEK sözü geçiyor. Peki, ne anlamda geçiyor burası önemli? İhrama girmek Hacca umreye niyet ederek, başlamak anlamındadır. Onun içinde Allah Hacca başladığınız andan itibaren İHRAMA GİRDİĞİNİZDE AVLANMAYIN YASAKLARA UYUN DİYOR.  Adı üstünde mescidi Haram, yani bazı şeylerin haram, yasak olduğu bölge anlamında. İhrama girmek sözüne de kendilerince bir anlam verip, birde kıyafet biçerek, bu kıyafet olmazsa olmaz demişlerdir. Bu kıyafetin DOĞUMU VE ÖLÜLERİN DİRİLTİLMESİNİ SEMBOLİZE ETTİĞİNİ VE O ANI YAŞADIKLARI ANLATILIR. Peki, kadınlar bu anı yaşamasınlar mı, çünkü ihram kıyafetini giymiyorlar. Elbette bu soruya da cevap yok. Bizler hesap gününü hatırlamayı bir kıyafete indirgediysek, Kur'an'dan habersiz olduğumuzu da itiraf etmiş oluruz. Bunların hiç birisinin Allah'ın emri olmayıp mezheplerin ve rivayetlerin hac ibadetine yaptığı ilavelerdir. BU BİLGİLER OLMADAN HAC YAPAMAYIZ DİYENLERE SORUYORUM, SİZLER ALLAH'IN EKSİĞİNİ Mİ TAMAMLIYORSUNUZ VE YÜCE RABBİMİZİN KİTABINI DETAYSIZ GÖRÜYORSUNUZ. Aynı zihniyet Allah'ın emretmediği ŞEYTAN TAŞLAMAYIDA HACCIN OLMAZSA OLMAZI YAPARAK, ALLAH'IN EMRİ OLMADIĞI HALDE, HAC GÖREVİNİN OLMAZSA OLMAZI YAPMIŞLARDIR.

Bizler yaptığımız yanlışların o kadar etkisinde trans haline girmişiz ki BATILI HAK GÖRÜYORUZ, HAKKI YETERSİZ KABUL EDEREK, TAMAMLADIĞIMIZI VE BÖYLECE ALLAH'IN DİNİNİ MÜKEMMEL YAŞADIĞIMIZA İNANIYORUZ. SAKIN MAHŞER GÜNÜ, TAM TERSİ ÇIKMASIN?

DEĞERLİ DİN KADEŞLERİM, LÜTFEN ARTIK KENDİMİZE GELELİM VE ALLAH'IN DİNİNİ, ALLAH'A ÖĞRETMEKTEN VAZ GEÇELİM. ONA HAS KILARAK YAŞAYALIM. YOKSA BU DÜNYADA ALLAH İLE GEREKEN BAĞI KURAMAYIZ VE DUALARIMIZADA ALLAH'TAN KARŞILIK GÖREMEYİZ. DİLERİM BU GERÇEKLERİN FARKINDA OLARAK, EMANETİNİ TESLİM EDEN, AZINLIK HALİS KULLARINDAN OLURUZ.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/