29 Nisan , 2024, 02:10:03

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


ARADIGINI BUL SAYFASI !!!!

Başlatan -Butterfly-, 28 Ekim , 2007, 22:40:36

« önceki - sonraki »

duru boncuk

02 Kasım , 2007, 17:18:10 #45 Son düzenlenme: 02 Kasım , 2007, 17:19:42 özgül-duru
                                                4.AY BEBEK GELİŞİMİHer gün biraz daha büyüyen bebeğiniz artık "yeni doğan" sınıfını geçmiş sayılır. Fiziksel gelişimi de hızla devam etmektedir. Kafasının arkasındaki yumuşak nokta kaybolmuştur, ön taraftakinin tamamen kaybolması ise bazı durumlarda 18 ayı bulabilir. Saç rengi ve şekli de muhtemelen değişmeye başlamıştır. Siz belki fark etmeseniz de geçen birkaç hafta boyunca bebeğin doğumdaki saçları dökülmeye ve yerine yeni ve kalıcı saçlar çıkmaya başlamıştır. Bu süreç birkaç ay daha devam eder.

Bebeğinizin göz rengi de bu dönemde değişebilir. Çoğu bebeğin doğum sonrası mavimsi olan göz rengi koyulaşmaya başlar. Eğer 6. ayda bebeğiniz hala mavi gözlü ise, gözlerinin renkli kalacağından emin olabilirsiniz.

Bebeğinizin fiziksel yeteneklerinde de kelimenin tam anlamı ile "tepeden tırnağa" gelişmeler gözleyeceksiniz. Bu ayın sonunda bebek kafasını tamamen dik tutabilir ve karnının üstünde yatarken 90 derecelik açıyla kafasını yerden kaldırabilir. Ayrıca kafasını her yöne çevirebilir ve sırtüstü yatarken kaldırabilir. Çenesini omuzlarına dayayarak ayaklarına bakabilir.

Kasları gelişip güçlendikçe, bebeğin vücudu da toparlanmaya başlar. Karnı üzerinde yatarken, tek kolunun üzerinde başını kaldırabilir. Bu ve bundan sonraki iki ay boyunca beden kısmındaki kaslar daha da güçlenecektir. Tam olarak ters dönemese de, bebek bu ay en azından bir yana doğru dönebilecektir; diğer tarafa dönmek içinse biraz daha gelişmesi gerekmektedir. Birçok bebek bu gelişmeden sonra, tam olarak dönmeye başlar.

Artık sırtüstü yatarken parmağınızı tuttuğunda kafasını ve bacaklarını kaldırıp oturmaya çalışır. Şimdilik oturma mutluluğuna tek başına erişmese de ufak bir yardımla bunu becerir ve buna bayılır! Yine de, hala sırtından destek vermeniz gerekir, çünkü şu an ancak kafasını dik tutabilmektedir. Ay sonunda, gövde kasları sayesinde ufak bir destekle kucağınızda dimdik oturabilecektir. Oysa daha önceleri kucağınızdayken, bedeni bir kalıba girmiş gibi sizin oturuşunuza göre şekillenmekteydi. Şimdi ise oturuşunu kendi kontrol edebilmektedir: sizin fiziksel olarak farklı bir insan olduğunuzu artık anlamaya başlamıştır.

Bebeğiniz tekme atmaktan çok hoşlanır; bacaklarını elleri ile ayaklarına veya dizlerine dokunabilecek kadar havaya kaldırabilir. Daha sonraki aylarda ise bu bacaklar tüm ağırlığını kaldırabilecek güce erişir. Onu ayakları yere basacak şekilde dik tutarsanız, belki ayakta bile durabilir. Bu ay bazı bebekler emeklemenin başlangıcı sayılan "yüzme" hareketini de geliştirir.

Bebek giderek daha istemli hareket etmeye başlar, "yeni doğan refleksleri"nin çoğu artık kaybolur. Arama refleksi de bunlara dahildir, çünkü bebek artık neye baktığının ve ne gördüğünün tam olarak bilincindedir. Yorgun olduğu zamanlar hariç, pek çok hareketi daha akıcı ve daha kontrollüdür.

Bu ay içinde doktorunuz katı gıdalara (yoğurt, kaşık maması, meyva püresi) geçmenizi önerebilir. Bu konuda onun tavsiyelerini doğru takip etmeniz önemlidir. Bir öğünde sadece bir yeni gıdayla başlayın ve bunu da yavaş yavaş yapmaya dikkat edin, başka bir yeni gıdaya hemen geçmeyin. Böylelikle hem bebeğinize yeni tatlara alışması için zaman tanımış olur hem de herhangi bir gıdaya alerjisi olup olmadığını doktoru ile birlikte daha rahat gözlersiniz.

Bazı bebekler yeni tatlar konusunda hevesliyken, bazıları bu konuda daha gönülsüz olurlar. Eğer bebeğiniz bu yeni gıdaları istemiyorsa endişelenmeyin ve yemesi için zorlamayın. Amacınız, sadece katı gıdalara alışmasını sağlamaktır, bu yüzden az miktarda vermeye devam edin. Eğer katı gıdaları reddetmekte ısrarlıysa, doktorunuza danışarak aynı yemekleri 1-2 hafta sonra tekrar deneyin. Bir süre sonra alışacaktır.

Yeni gıdalar artık beslenme düzeninin bir parçası olduğunda, bebek anne sütünü veya formül sütü giderek daha az miktarda alacaktır. Bu dönemde, katı gıdaları, sütten önce vermeye gayret edin; çünkü süt ve sıvı mamalar oldukça doyurucudur ve bebek önce bunları alırsa, sıra katı gıdaya geldiğinde karnı doymuş olacaktır. Ancak bazen yemeğe katı gıda ile başlamak da bebeği sinirlendirebilir, özellikle sabah uyanır uyanmaz pek hoşuna gitmeyebilir. Eğer yeni mamaya tepki gösterirse önce emzirin, ardından yeni mamasını verin, yine istemez ise emzirmeye devam edin.

Zaman içinde bebeğinizin öğün sayısı, günde dört defaya inecektir. Buna ek olarak, yatmadan önce de sütünü ister. Eğer bebeğiniz daha sık acıkıyorsa süt ve katı gıda arasında yarım saat kadar bekleyin.

Bu ay bebeğin tükürükleri akmaya başlayabilir. Cildinde buna bağlı kızarmalar oluşuyorsa yüzüne biraz vazelin, boyun çizgilerine de mısır nişastası sürebilirsiniz. Eğer lekeler artıyorsa, mutlaka doktorunuza danışın.

Tükürük akmasının genelde diş çıkarmayla bağlantılı olduğu düşünülür. Ancak bu çok kesin bir bağlantı sayılmaz. Bazı bebeklerin bu ay bir dişi patlayabilir, ancak genelde ilk diş 6. aydan önce çıkmaz.

Eğer bebeğiniz gerçekten diş çıkartıyorsa, ellerini sık sık kulağına ve çenesine götürür. Her iki bölgeyi de aynı kaslar idare ettiğinden, bebeğin kulağı mı ağrıyor, yoksa dişi mi çıkıyor, belli olmayabilir. Bunu anlayabilmek için diş etlerini hafifçe ovmanız yeterlidir. Bebeğiniz hemen bağırmaya başlıyorsa, diş çıkarıyor demektir.

Bazı bebekler fazla diş ağrısı çekmez, bazısı ise tüm diş çıkarma süresince acı ve sıkıntı yaşar. Eğer diş çıkardığı için huzursuzsa, bir diş kaşıma oyuncağı edinin ve buzdolabında saklayın. Oyuncağın serinliği diş etlerini rahatlatacaktır. Eğer bu da işe yaramazsa, doktorunuz reçeteli ya da reçetesiz bir tedavi tavsiye edebilir.

Bu ay sizi mutlu edecek bir başka gelişme de bebeğin nihayet gece boyunca uyumaya başlamasıdır: gece uykuları 10-11 saate çıkacak, gün içinde de iki-üç saat uyuyacaktır. Bebeğinizin uykuya daha kolay dalabilmesi için, yorgunluk belirtisi göstermeye başlayınca yatağına yatırın.

Peki, bebeğinizin yorgun olduğunu nasıl anlarsınız? Mutlaka kendine özgü birtakım mesajlar verecektir, ancak bebeklerin hemen hepsinin bazı ortak ve belirgin işaretleri vardır. Gözlerini ovuşturmak ve oyuna karşı isteksiz tavırlar bunların başında gelir. Yalnız, yorgunluk bazı bebekleri daha hareketli ve heyecanlı yapabilir. Uykusu olan bebekte doğum sonrasına benzer bazı refleks ve hareketler görmeye başlarsınız. Hareketleri daha ritmik olur- örneğin kafasını sallar. Parmak emme, sinirli tavırlar, genel huzursuzluk uykulu bebekte hemen farkedilir. Bebeğinizin "uykum var" mesajını anlamanız çok da zor olmayacaktır.

Bebeğin duyuları da düzenli olarak gelişmektedir. Ay sonunda artık her şeyi renkli görmeye başlar. Bakışlarını kolayca odaklayabilir ve 3 metrelik görüş alanı içindeki her şeyi görebilir, ancak yine de 50 cm önüne bakmayı tercih eder. Bakışlarındaki şaşılık azalmıştır ve hareket halindeki bir nesne veya insanı çok rahat takip edebilir.

Bebeğinizin el-göz koordinasyonu da gelişmektedir. Bir nesneye bakarken ellerini ona doğru uzatır ve parmaklarını olabildiğince açar. Tutma isteği son derece güçlüdür ve eline geçirdiği her nesneyi daha ustalıkla tutabilir. Bu yüzden artık rahatça gözlüğünüzü tutup çıkarabilir veya babasının sakallarını çekebilir.

Kulağı ise artık neredeyse bir yetişkin kadar net duyar. Zayıf ses ile güçlü olanı ayırt eder ve müzik sesine cevap verir. Ayrıca artık ses çıkarmaya da isteklidir. Bazı sesleri sanki unutmamaya çalışırmış gibi tekrar eder. Bunların çoğu tek sesli hecelerdir ve aylar sonra bu sesler birer kelimeye, gurultular ise, kıkırdamaya, gülücüğe ve çığlıklara dönüşür. Ayrıca gıdıklandığında yüksek sesle gülecektir. Bu 'gıdıklanma tepkisi' daha önceki dönemde görülmez, bu yüzden bazı uzmanlar bunu sosyal bir gelişim olarak kabul eder.

Bebekler bu dönemde her türlü uyarıya açıktır, bu yüzden bulunduğu çevreyi zenginleştirin. Koku duyusu onlar için oldukça önem taşır. Evinizde bulunan çiçek, sabun, meyve vs gibi şeyleri kokladığında vereceği tepkileri izlemek de oldukça keyifli olacaktır.

Bebeğinizin gülüşü de geçen aydan beri gelişmiştir. Artık aile bireylerini veya diğer tanıdığı yüzleri gördüğünde sevinç gösterileri yapar. Sizinle veya tanıdığı diğer kişilerle "konuşmak" en sevdiği şeylerden biridir. Yaptığı her yeni numarayı onaylamanız çok hoşuna gidecektir.

Bebeğiniz sizin farklı bir birey olduğunuzu anladıkça ilişkiniz de yavaş yavaş yeniden biçimlenecektir. Artık her istediğinin yerine getirilemeyeceğini öğrenmektedir.

Buna rağmen bebeğiniz dış dünya ile olan ilişkisini tam olarak anlayabilmiş değildir. Örneğin oyuncağına her vurduğunda ses çıkardığını keşfetmiştir. Ancak aynı anda tesadüfen rüzgar da perdeyi havalandırmışsa, oyuncağa her vuruşunda perdenin havalanmasını bekler. Bu yüzden perdenin hareket etmesini sağlamak için bir süre daha sinirli bir şekilde oyuncağa vurmaya devam eder. Bunun gerçekleşmemesi ise kısa bir süre için sinirlenmesine, hatta ağlamasına neden olabilir.

Bebeğiniz kendisini ve çevresindeki dünyayı keşfederken, onun bu yeni çabalarını sabırla izleyin ve bu güzel dönemin tadını çıkarın. Onunla oynayın, şefkat gösterin. Siz ve sizin gibi bebeğe yakın olan herkes bebeğin ruhsal gelişiminde önemli bir yer tutar. Oyuncakla oynamak ne kadar hoşuna giderse gitsin oyuncak hep aynı tepkiyi verir. Oysa insanlar değişkendir ve o bundan çok şey öğrenir!





4.AY DÖNÜM NOKTALARI

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL

• Sosyalleştiğinde güler; oyunu bölündüğünde ağlar.

• Aynadaki yansıması hoşuna gider, hatta ona gülümser.

• Kendini rahatlatmaya çalışır.

• Etrafındakilerle ilişki kurmak için sesler çıkartır.

• Gıdıklandığında güler.

• İnsanlara cevap vermeye çalışır.

• Müzikle sakinleşir.

• Yüzükoyun durumundayken sırtüstü, sırtüstünden yüzükoyun dönebilir.

• Kafasını daha uzunca bir süre dik tutar.

• Oturma pozisyonuna getirildiğinde veya yatarken kafasını istediği yöne döndürebilir.

• Yüzme hareketi yapabilir ve yatağında dönebilir.

• Bakışlarını farklı uzaklıklara odaklayabilir.

• Sallanan bir nesneyi kendine çekip ağzına götürebilir.

• Bir nesnenin düştüğü yere bakar.

• Banyoda ayak ve ellerini çırpar.

• Diş çıkarmaya başlayabilir.

• Katı gıdalara geçmeye hazır olabilir.

• Kokuları birbirinden ayırabilir.

• Bir saatten daha uzun süre karşısındakine tepki verir.

• 5-7 saniye öncesini hatırlar.

• Görüntü ile gerçek yüzü ayırt eder.

• Yeni sesler çıkarmayı sever ve bazılarını taklit eder.





Uyarı: Bu sitede yer alan hiç bir bilgi,içerik,açıklama hekim tavsiyesi yerine geçmez.

duru boncuk

  BEBEKLERDE 5.AY GELİŞİMİ

 
Bu ay sonunda bebeğiniz doğumdaki kilosunun yaklaşık iki katına ulaşacaktır. Bu aydan itibaren, birinci yaşının sonuna kadar her ay yaklaşık 500gr. almalıdır. Ancak kilosu her zaman aynı ölçüde artmayabilir.

Kilo aldıkça bebeğinizin kendi fiziksel sınırlarını keşfetme konusundaki ilgisi de artacaktır. "Uçak" hareketini sıkça denediğini göreceksiniz; karnının üzerinde kollarını ve bacaklarını iki yana açar ve kafasını yukarı kaldırır. Bu, sırt ve boyun kaslarını geliştirmek için mükemmel bir harekettir. Gelişimi normal devam eden bir bebek bu ay sonunda bir ayağını göbeğine kadar kaldırabilir; hareketli bir bebek ise karnının üzerindeyken her iki ayağını da iterek yatakta ilerleyebilir.

Beş aylık bebeğiniz muhtemelen artık kolayca yatağında sırtüstünden yüzükoyun, yüzükoyun durumdayken sırtüstü dönebiliyordur; her iki tarafa da dönmeyi ise önümüzdeki birkaç hafta içinde tamamlayacaktır. Dönüşleri öğrenmesi için biraz yardım edebilirsiniz.

Bebeğiniz artık zamanının büyük bir kısmını en son geliştirdiği motor becerilerini denemekle geçirecektir; yani "konuşma", "dinleme" ve uzanabileceği her şeyi "keşfetme". Sabahları, adeta sabırsızca, çabucak ve tamamen uyanır. Her zaman değilse de, bebeklerin çoğu genelde ailenin diğer bireylerinden önce uyanır. Eğer uyandığında bir süre kendi kendine oyalanıyorsa, sizin biraz daha uyuma şansınız var demektir; bunun için akşam yatarken yatağına sevdiği birkaç oyuncağı koymanız yararlı olur.

Bebeğiniz bazen, gün içinde sadece bir uykuyla yetinebilir. Uyumaya niyetli görünmese bile, bir süre dinlenmesi ve rahatlaması için onu yatağına koyabilirsiniz.

Bebeğiniz artık oturabildiği için pusetiyle dolaşmak ona keyif vermeye başlar. Etrafında görecek, koklayacak ve duyacak öylesine çok şey vardır ki... Eğer henüz oynayacağı bir aynası yoksa, bir tane edinmenin zamanı gelmiştir. Tabii, kırılmayan bir ayna olmasına dikkat etmelisiniz. Bir boy aynasında sizi ve kendisini birlikte seyretmekten de hoşlanacaktır.

Bebek şimdi her zamankinden daha hareketli olduğu için, özellikle sıcak havalarda, vücudunun kıvrımlı bölgelerinde isilik dediğimiz, sivilce gibi görünen, kırmızılıklar oluşabilir. Böyle durumlarda, onu mümkün olduğunca hafif giydirin, sık sık yıkayın ve bu bölgelere biraz bebe pudrası koyun. (Pudrayı direkt bebeğin cildine değil, önce kendi elinize döküp sonra bebeğe sürün).

Bebeğiniz artık ana kucağında da rahatlıkla hareket edebilmektedir ve mama sandalyesinde de oturabilir. Artık ona bir yaylı salıncak ya da benzer bir oyun sandalyesi alabilirsiniz. Bebek yardımsız ve tam olarak oturana kadar yemeklerini ana kucağında vermeye devam edebilirsiniz.

Bazı doktorlar, katı gıdalara geçmek için bu ayı bekler. Bebeğiniz yeni tatlara alıştıkça daha çok sevecektir. Çocuk doktorunuz katı gıdalara rahat geçebilmenin bazı ipuçlarını size vermiş olabilir: örneğin sevdiği mamaya, yeni deneyeceğiniz yemekten çok az miktarda karıştırıp zamanla bu miktarı artırabilirsiniz. Böylece, o yeni tatlara yavaş yavaş alışırken, siz de fazla ileri gitmeden, verdiğiniz gıdaya alerjisi olup olmadığını anlayabilirsiniz.

Ancak ne yaparsanız yapın, bebeğinizin ilk denemede kesinlikle beğenmeyeceği yemekler olacaktır. Birkaç hafta bekleyin, sonra tekrar deneyin. Fikrini değiştirebilir. Bunun dışında, eğer çok güzel yediği bir yemeği reddetmeye başlamışsa, hiç telaşlanmayın, nasıl olsa bir süre sonra tekrar yemeye başlayacaktır.

Bebek her kaşıktan sonra oyun oynamakta ısrar ettikçe öğün uzar. Ayrıca bu dönemde en sevdiği oyunlardan biri de ağızdaki yemeği dışarı atmaktır.

Bu yaştaki bebekler doğum öncesinde anneden aldıkları demir stoğunu tüketmiş olurlar, bu yüzden başka kaynaklardan mineraller almaları gerekir. Hazır mama (formül süt) alan bebekler için, demir katkılı olanları tercih edilmeli, anne sütü alanlar içinse demir damlaları tercih edilebilir. Bu konuda çocuk doktorunuza danışmalısınız.

Bu ay bebeğinizin daha çok emme isteği duyduğunu göreceksiniz, bunun bir nedeni katı gıdalar başladığı için biberon ve memeyi daha az emiyor olmasıdır. Ayrıca dönme ve emekleme gibi çeşitli hareketleri öğrenirken heyecanlanıp yorulduğu için kendini rahatlatma ihtiyacı da duyar. Bazı bebekler bu dönemde el parmakları gibi ayak parmaklarını da emerler.

Bebeğiniz huzursuzken kendi kendisine vurabilir veya kendini tırmalayabilir. Bunun bilimsel açıklamasını yapmak çok zordur, ama bununla birlikte, yetişkinlerin bile kontrol edilemez durumlarda acıya dayanabilmeyi kolaylaştırmak için kendilerini bir şekilde yaraladıklarını biliyoruz.

Bebeğinizin uzanma ve ulaşma isteği de gelişmektedir. Bu dürtü, emeklemenin temelini oluşturur. Her ne kadar bebeğiniz uzağa ulaşamasa da gözleri ellerine rehberlik eder. Bir elindeki nesneyi diğerine rahatlıkla geçirebilir veya iki eliyle birden kavrayabilir. Bu keşiflerinin bir parçası olarak nesneleri ağzına götürmesi kaçınılmazdır, ancak şimdi durum biraz daha farklıdır: ağzına götürdüğü her şeyi çiğner.

Bebeğiniz artık farklı eylemlerden farklı sonuçlar çıktığını öğrenmeye başlamıştır: biberonu tutuşundan veya bir oyuncağı kavramasından bunu anlarsınız. Düşen bir nesneyi gözleri ile arar, fakat bir nesneyi sakladığınızı görse bile isterse onu bulabileceğini düşünemez. Ancak elleri göz hizasından kaybolsa bile onların nerede olduğunu biliyordur.

Bebeğiniz cinsel organını da keşfetmeye başlamıştır. Bir çok ebeveyn bu yeni gelişmeden fazla memnun olmaz. Ancak bebek, tıpkı parmaklarını ve ayaklarını keşfettiği gibi cinsel organını da hissederek ve kurcalayarak keşfedecektir. Bu bölgeyle özel olarak ilgilenmelerinin tek sebebi, bu alanın vücudundaki diğer bölgelerin aksine genelde kapalı olması ve her istediğinde ulaşamamasıdır. Bebeğinize yaptığının "kötü" veya "kaka" olduğunu anlatmaya çalışmayın. Bırakın tanısın. Tıpkı parmaklarda yaptığınız gibi, bebeğinize bu organlarının da isimlerini söyleyin.

Sosyalleşme bebek ve bebeğin yanındakiler için giderek daha eğlenceli bir hal alır. Artık dudaklarını büzer, tükürür, agu'lar yapar ve hatta dilini çıkartır. Daha birçok hareketi taklit etmeye çalışır. Çıkardığı sözler, duyduğu seslerin taklidi gibidir. Sanki soru sorarmış gibi, çıkardığı seslerin son hecesinde sesini yükseltir.

Bebeğiniz sesli ve sessiz harfleri daha sık bir araya koymaya başlar. "Da" en sık çıkardığı hecedir. Ara sıra, bu "da-da" olarak da çıkar.

Çıkardığı seslere vereceğiniz olumlu tepkiler onu cesaretlendirir ve "da" hecesini çok daha sık duymaya başlarsınız. Tabii, ne dediğinin pek farkında değildir, ancak bir süre sonra bağlantı kurmaya başlar. Bu arada sizin de bu heceleri beraber taklit etmeniz çok hoşuna gidecektir.

Bebeğinizin doğum sonrası işitme testi yapılmış olsa da, bu sıralar tekrar edilmesi uygun olur. Konuşma ve dil gelişimi duyma yetisine bağlıdır ve erken müdahale, doğabilecek problemleri önler.

Bir sonraki ay içinde "insan yadırgama" belirtileri ortaya çıkabilir. Bebek aniden aile dışından olanlara tepki vermeye başlar ve yanına gelen bu "yabancıların" yüzlerini uzun uzun inceleyebilir. Bebeği çok sık göremeyen aile büyüklerine bu durumu açıklamak bazen zor olabilir. Eğer bebeğiniz, onları güvenli bir yerden (örneğin kucağınızdan) inceleme şansına sahip olursa, sosyalleşmesi daha kolaylaşır. Bu "yabancılara" bebeğinize nasıl yaklaşacakları konusunda yardımcı olmalısınız; genel olarak önce sizinle konuşup bebeği görmezden gelmeleri iyi bir yol olabilir. Bu durum bebeğe yabancıyı inceleme ve ilk adımı atma şansını verir. Tabii eğer bu "yeni arkadaşları" sevdiyse!

Eğer evi henüz bebeğe göre yeniden düzenlemediyseniz, bu emekleme öncesi dönemde artık fazla vakit kaybetmeseniz iyi olur. Daha şimdiden bebeğiniz bir bardağı yere atabilir, sıcak çay bardağına elini sokabilir, elektrik fişlerini çekebilir ve daha aklınıza gelmeyecek birçok şekilde kendine zarar verebilir. Kırılacak ve bebeğe zarar verebilecek objeleri ortadan kaldırmanın tam zamanıdır.

Bebek hareketlendikçe, ona bazı sınırlamalar koymanız gerekecek, o da bunlara direnecektir. Bu sınırlamalar bebeğinize disiplin ve bazı olumlu alışkanlıklar kazandırsa da, ondan yapabileceğinden fazlasını istemeyin. Çünkü siz iyi olduğunuzda bebeğiniz de iyi olur ve o da bunu zaten hissediyordur.





5.AY DÖNÜM NOKTALARI

SOSYAL FİZİKSEL ZİHİNSEL

• Dikkat çekmek ve sosyalleşmek için güler ve sesler çıkarır.

• Tepkisini belli eder, oyuncağını almaya çalışan birine karşı direnir.

• Yakın çevresini ve ebeveynlerini bilir; yabancılara tepki verir.

• Yüz ifadelerini taklit eder.

• Yemek zamanı oyun oynamaktan hoşlanır.

• Oturma pozisyonuna getirildiğinde kafasını dengeler ve dik tutar.

• Ellerini ayaklarını açıp kafasını kaldırarak "uçak" hareketi yapar.

• Sallanarak ve dönerek hareket eder.

• Çok rahatça vücudunu döndürür.

• Ayağını ağzına götürür ve ayak parmaklarını emer.

• Objeleri daha doğru kavrar; ellerini kaldırır ve nesneyi tutar.

• Doğru mesafeden uzanmaya başlar.

• Kalın bir halkayı tutabilir.

• Eline konan ufak bir oyuncak hayvanla oynar.

• Tek veya iki eliyle biberonu kavrayabilir.

• Bazı sessiz harflerle sesli harfleri bir araya getirip (d,b,l,m gibi) heceler çıkartır.

• Yeni durumlarda etrafına bakar.

• Nesneleri tutmak, döndürmek, sallamak ve ağzına götürmek ister.

• Düşen bir nesnenin arkasından eğilip bakar.

• Sesleri ve hareketleri taklit etmeye çalışır.




Uyarı: Bu sitede yer alan hiç bir bilgi,içerik,açıklama hekim tavsiyesi yerine geçmez.

-Butterfly-


 
4 - 6 Ay Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler 


* Bebeğinizi kucaklayın ve sevgi dolu sözler söyleyin.

* Bebeğinizle sık sık konuşun. Konuşurken gözlerine bakın.

* Bebeğinizi ismi ile çağırın.

* Bebeğinize obje resimleri gösterin, bu yaşlarda bebekler dünyayı keşfederken daha çok görme duyusunu kullanır.

* Bebeğinizin görüş alanı içinde ilginç obje veya oyuncakları hareket ettirin. Hareket onun ilgisini çekecektir.

* El ve ayak parmakları ile oynayın, özelllikle sayı sayarken.

* Onun yüzünüzü elleri ile araştırmasına izin verin.

* Tekerleme ve ninniler söyleyin. Bebekler tekrardan hoşlanırlar.

* Farklı şeyler görebilmesi için bebeğinizi yürüyüşe çıkarın ve gördüğünüz şeyleri ona anlatın.

* Bebeğinizi aynanın önüne götürüp yüzünde değişik bölgeleri gösterin.

* Abartılı mimikler yapın, eğlenceli sesler çıkarın.

* Bebeğinizin oyuncakları ve diğer objeleri eline almasına ve yere atmasına izin verin. Bu, onun farklı sesleri, düşme kavramını ve ellerini kontrol etmesini öğrenmesini sağlar.

* Tahta kaşıklar veya başka basit aletlerle ritmik sesler çıkarın. Bebeğinizi de yapması için cesaretlendirin.

* Bir kutunun içine sallayınca ses çıkaracak malzemeler koyun. Bunların içinde ne olduğunu sorun ve objenin adını söylerken bebeğinizin dokunmasına izzin verin.
Bu yazıyı bir arkadaşınıza göndermek için tıklayın.







-Butterfly-

 
 
0 - 4 Ay Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler 


Bebeğinizi eve henüz getirdiniz. Ona etrafındaki dünyayı eğlenceli bir şekilde öğretmek ve aynı zamanda beyin gelişimini desteklemek için yollar aramaya başladınız. İşte size 0-4 ay arasındaki bebeğinize uygulayabileceğiniz beyin geliştirici aktiviteler.

* Bebeğinize hafif rahatlatıcı masajlar yapın.

* Gerinme hareketleri yaptırın. Kolları ve bacakları yavaşça doğrultun. Başlarda tamamen esnetmeyin, bu acı verici olabilir. Yumuşak olursanız hem onun hem de sizin için eğlenceli olacaktır.

* Bebeğinizi taşırken ya da altını değiştirirken onunla konuşun. Yaptığınız her şeyi ona anlatın. Konuştuğunuz dili ve nasıl konuştuğunuzu bu yolla öğrenecektir.Cümlelerin sonunda biraz duraklayarak ona konuşma ve sohbet örnekleri vermiş olursunuz.

* Bazı anne babalar heyecanlı bir şekilde yüksek perdeden konuşurlar. Bu beyni uyarır ve dil becerilerini daha hızlı öğrenmelerini sağlar.

* Bebeğinize şarkı söyleyin. Aynı şarkıların tekrar edilmesi sayessinde tahmin edebilmeyi öğrenir.

* Bebeğinize basit resimli kitaplar gösterin. Parlak renkli olmalı ve bir sayfada iki veya üç objeden fazlası bulunmamalı.

* Ce-e oyunları bebeğinize nesnelerin sürekliliğini öğretecektir ve sizi göremese bile orada olduğunuzu bilecektir.

* Yüz ifadelerini ve bebek seslerini taklit edin. Bu şekilde çevresini etkileyebileceğini öğrenecektir.

Uyanık olduğunda en az yarım saatte bir pozisyonunu değiştirin. Dizinize oturtun, yüzüstü yatırın ve sonra sırt üstü. Bu çevresindeki farklı alanları keşfetmesini sağlar, aynı zamanda sıkılmasını engeller.

* Duyma alıştırmaları yapmak için bir çıngırak alın ve bir yanında veya arkasında sallayın. Nesnenin nerede olduğunu bulmak için odaklanmaya başlayacaktır.

* Dokunması için pek çok farklı şey verin. Farklı kumaş ve dokumaları keşfetmesini sağlayın.

* Sırt üstü yattığında oyuncakları yüzünden 30-45 cm yukarı asın. Böylece gözleri ile nesneye odaklanmayı öğrenecektir ve bu bir süre eğlenmesini sağlayacaktır.

* Bebeğinizi dizlerinizin üzerine oturtun veya çok küçükse yüzüstü bacaklarınızın üzerine yatırın. Yavaşça aşağı yukarı hoplatın.Bu ona hareketi öğretecektir.

* Bebeğinize ağzı ile keşfedeceği bir kaç güvenli oyuncak verin, bu oyuncakları gün içinde değiştirin.

* Bebeğiniz büyüdükçe el çırpma oyunları ve hareketli şarkılar eğlenceli olacaktır.

* Çevredeki hayvanları işaret edin ve isimlerini söyleyin. Bebekler bazen, henüz isimleri söyleyemeselerde seleri çıkarmaya başlarlar.

* Bazen bebeklere bunlar fazla gelebilir. Her gün küçük bir sessiz zaman ayırmak iyi olacaktır. Odayı biraz karartın, sallanabileceğiniz bir yere oturun, yumuşak bir şarkı mırıldanın veya sadece sessizce oturun. Bu birlikte gevşeme zamanı her ikinize de sakinleşme tekniklerini öğretecektir.

* Temiz hava almak için bebeğinizi yürüyüşlere götürün ve onu yeni ortamlarla karşılaştırın.

* Bebeğinize tekerlemeler ve ninniler söyleyin.

* Bebeğinize onu sevdiğinizi söyleyin, bunun ne anlama geldiğini yakında öğrenecektir ve size karşılık vermesi çok uzun sürmeyecektir.









-Butterfly-


6 - 12 Ay Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler



* Bebeğinizi sık sık kucakların ve ona sevgi dolu sözler söyleyin.

* Evde yaptığınız işlerle ilgili onunla konuşun. Ne yaptığınızı ve neden yaptığınızı anlatın.

* Ninni ve tekerlemeler söyleyin, müzik dinletin. Müzik matematik, dil ve diğer beceriler ile ilgili alanları uyarır.

* Küpleri üst üste dizip devirin. "Alt" ve "üst" kavramlarını anlaması için ona ne yaptığınızı anlatın.

* Bebeğinizi aynanın önünde tutun ve yüzünün bölümlerini ona gösterin.

* Neden sonuç ilişkisini anlatın. Örneğin elektrik düğmesine basılınca ışık açılır veya musluğu açınca su akar gibi. 9-12 aylık olduğunda gözetim altındayken bunları denetin.

* Bebeğinizin başka çocuklarla bir araya gelmesini sağlayın.

* Bir kabın içinde top yuvarlayın.

* Hışırtılı sesler çıkaran objeleri buruşturun, bu tip sesler bebeğinizin hoşuna gidecektir.

* Kutu, tencere, plastik kap gibi malzemelerle oynayın. Küçük objeleri büyüklerin içine yerleştirin, kapaklarını kapatın.

* Dergi ve gazetelerden insan ve obje resimleri gösterin. Böylece resimlerin gerçek objeleri temsil ettiğini ve hepsinin birer adı olduğunu öğrenir.

* Beraber topu ileri geri yuvarlayın.

* Bir objeyi havlu altına saklayarak bulmasını sağlayın. Böylece "altında" kavramını öğretmiş olursunuz.

* Bebeğinize değişik ve yeni yerler gezdirin ve gördüklerinizi anlatın.

* Adını söyleyerek bir objeyi bebeğinize verin ve geri vermesini isteyin.

* En sevdiği oyuncakları saklayıp nerede olduğunu bulmasını isteyin.

* Bebeğinize kağıt ve kalem verip, neler yapabileceğini gösterin.

* Ellerinizi çırpın ve onun taklit etmesini isteyin. 





-Butterfly-

 
12 - 24 Ay Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler 


* Çocuğunuzla konuşun. Karşılıklı diyalog zekasını geliştirmenin en basit ve en etkili yoludur.

* Her gün mutlaka kitap okuyun.

* Her şeyi sayın ve her şeyin ismini söyleyin.

* Günde 1 saaten fazla televizyon seyrettirmeyin.

* Kendi kendine yemek yemesini ve bardaktan su içmesini özendirin. Böylece güven ve bağımsızlık duyguları kazanacaktır.

* Beraber şarkı ve tekerlemeler söyleyin.

* Dışarıdaki her türlü aktiviteyi beraber yapın. Markete gitmek gibi mesela. Gördüklerinizi ve yaptığınız şeyleri anlatın.

* Eşyaların renklerini söyleyin.

* Çocuğunuza bir kutu vererek kapağını açması, kapatması, içine objeler doldurması ve boşaltmasını sağlayın.

* Açık, kapalı, içeride ve dışarıda kavramlarını öğretin. Bunun için basit kutulardan faydalanabilirsiniz.

* Büyük motor becerilerini geliştirecek aktiviteler yapın. Örneğin; merdiven inip çıkmak. Bu üst ve alt kavramlarının gelişmesine de yardımcı olur.

* Bu yaştaki çocuklar henüz beraber oynamayı ve paylaşmayı bilmeselerde etraflarında çocuk olmasından hoşlanırlar.

* Ona içine bir şeyler doldurup odada gezdirebileceği, hatta içine girip oturabileceği bir kutu veya sepet verin.






-Butterfly-

 
2 Yaş Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler 


* Her gün mutlaka kitap okuyun. Okuma bittiğinde hikaye ile ilgili basit sorular sorun. Bu onun dinleme ve anlama becerilerini geliştirir.

* Çocuğunuzu size kitap okuması için cesaretlendirin.

* Günde bir saatten az televizyon seyrettirin.

* İşlerini kendi yapması için cesaretlendirin. Bu onun bağımsızlık ve kendine güven duygularını geliştirir.

* Ev eşyalarının renklerini söyleyin.

* Diğer çocuklarla bir arada olabileceği aktiviteler planlayın.

* Beraber boya kalemleri ile resim yapın.

* Tuvalet eğitimine başlayın. Öncelikle oturağı gösterin fakat acele etmeyin. Çocuğunuz bu beceriyi kendi adımları ile öğrenecektir.

* Çocuğunuzu kütüphane, müze, lokanta, park, denizkenarı ve hayvanat bahçesi gibi yerlere götürün.








-Butterfly-

   
3 - 4 Yaş Bebekler için Beyin Geliştirici Aktiviteler   
Akıllı Bebek - Beyin Geliştirici Aktiviteler 


• Çocuğunuzun hayal gücünü ve yaratıcılığını destekleyen oyuncakları tercih edin. Evinizde elinizin altında bulunan pek çok eşyadan, farklı oyuncaklar yaratmasını, yeni kullanım şekilleri ortaya çıkarmasını destekleyin.

• Günlük aktiviteleriniz sırasında neler yaptığınızı çocuğunuza anlatın. Elinize aldığınız veya gördüğünüz herhangi bir eşyanın rengi, şekli ve sayısı hakkında bilgi verin.

• Çocuğunuza mutlaka okuyun. Çocuğunuz okuduğunuz sayfadaki harf ve kelimeleri öğrenme isteği gösterirse, bu isteğe cevap verin.

• Günlük ev işlerine onu da dahil edin. Masa kurmak, bulaşık yıkamak, çamaşır toplamak, toz almak gibi ev işlerine dahil olmak çocuğunuzun bir yandan yeni kelimeler öğrenmesine, sayı sayma ve gruplamasına yardımcı olurken, diğer yandan direktifleri dinleme ve uygulama konusunda gelişmesine de destek verir.

• Çocuğunuzla birlikte dışarı çıkın; yeni yerler keşfedin. Otobüs veya tren yolculukları yapın.Müze, kütüphane ve hayvanat bahçesi gibi yerleri gezin.

• Beraber müzik dinleyin.

• Çocuğunuzun matematik öğrenmesi için puanlı oyunlar oynayın. Küplerle oynamak da derinlik, genişlik, uzunluk ve yükseklik kavramlarını öğretir.

• Çocuğunuzun kurduğu oyunlara dahil olun. Bebek, kukla, oyuncak ev gibi objelerle hayali oyunlar kurmasını destekleyin.

• Gazete ve dergilerden resimler keserek ve bunları gruplayarak oynayın. Resimleri karıştırıp, uyumsuz olanları bulmaya çalışın. Mesela bisiklete binen bir köpek gibi.

• Hava durumu hakkında konuşun. Örneğin bulutların farklı renk ve şekilde olmasıyla yağmurun yağmasının tahmin edilebileceği gibi.

• Zaman, uzunluk ve ağırlık kavramlarından bahsedin. Yaşı, ev adresi, telefon numarası, boyu ve kilosu konusunda bilgi verin.






duru boncuk

   



  ::  EK BESİNLERE GEÇİŞ (4-6 AYDAN İTİBAREN BEBEK BESLENMESİ)::



4-6. aylar bebek beslenmesinde çok önemli yer tutar. Çünkü artık bebeğiniz büyüdü, buna bağlı  olarak besin ve enerji gereksinimi arttı. Bebeğinize  bu dönemde ek gıdalar vermeye başlamalısınız. Beslenme otoritelerinin ortak görüşü  anne sütü veya  benzeri bir mamanın  4. aydan sonra bebeğinizin beslenmesinde tek başına yeterli olmayacağıdır. İlk  3-4 ay bebeğin emerek beslenme dönemidir. Bu süre içinde yutma refleksi zayıftır, kaşıkla beslenmekte zorlanır. İlk 4-6 ay anne sütü veya mama ile beslenen bebekler  bu zamandan sonra farklı besinlere de gereksinim duyarlar. Ek gıdalara başlama zamanı  4.aydan önce olmamalı ancak ek gıdaya geçiş zorlaşacağından 6.aydan sonraya da bırakılmamalıdır. Ek besinlerle birlikte anne sütü veya biberon maması mutlaka devam etmelidir.

Ek gıdalara geçiş  dönemi yavaş ilerleyen bir süreçtir ve haftalar alır. 4.ayını tamamlayan bebekler daha çabuk acıkmaya başlar; anne sütü veya biberon maması aldıktan sonra halen aç olduklarını size hissetirirler. Bu bebeğinizin ek besinlere hazır olduğunun göstergesidir. Bu aylardan sonra bebeğinizin  sindirim sistemi ve böbrekleri çeşitli besinleri sindirecek ve atıkları vücuttan uzaklaştırabilecek olgunluğa ulaşmıştır.

Gizli Açlığa Dikkat!

İnsan beyni gelişiminin % 90'ını yaşamın ilk bir yılı içinde tamamlanır. Yeterli ve dengeli beslenemeyen bebekler hem fiziksel hem de zihinsel gelişim açısından geri kalabilirler. Bazı durumlarda bebeğin açlık sorunu yoktur, kilosu da normal sınırlar içindedir, ancak zihinsel gelişiminde bir aksaklık görülebilir. Bu 'Gizli Açlık' diye tanımlanan özel bir sorunu akla getirir. Bu sorunla karşılaşmamak için katı gıdalara geçildiğinde bebeğin yediklerinin sadece miktarına  ve bebeği doyurup doyurmadığına değil, içeriğine de önem vermek gerekir. Dengeli bir protein, karbonhidrat  ve yağ karışımı ile vücut için gerekli olan yağ asitlerini içeren, başta demir olmak üzere mineral ve vitaminler açısından zengin bir beslenme programı bebeğin sağlıklı gelişim göstermesinde yaşamsal öneme sahiptir.

Ek Gıdalara Geçiyoruz:

• Bebeğinize ilk vereceğiniz gıdanın onun tarafından kabul edilmesini kolaylaştırmak istiyorsanız  bu ilk adımı o açken atmalısınız. Vereceğiniz yiyeceği küçük bir çay kaşığına ya da parmağınızın ucuna yerleştirerek bebeğinizin dudaklarına değdirin. Bu yeni tattan hoşlanıp hoşlanmadığını kolayca anlayabilirsiniz. Eğer yiyeceği diliyle iter ve bu tavrını ikinci denemeden sonra halen devam ettirirse onu daha fazla zorlamamanızı ve  bu yeni yiyeceği bir daha denemeden önce 3-4 gün beklemenizi tavsiye ederiz.
• Yutma işlevinin gelişmemiş olması kaşıkla beslenmeyi güçleştirir. Bazı bebekler bu geçişi kolay yapamazlar ve kaşıkla beslenmeyi redderler. Geçiş döneminde çok sabırlı olmak gereklidir.
• Yeni ve farklı gıdalara teker teker ve en az 3-5 gün ara ile başlanmalıdır. Yeni verilmeye başlanan gıdaların bebekte allerji ya da sindirim güçlüğü yaratmadığının  anlaşılabilmesi için  aynı anda birden fazla gıda başlanmamalıdır.
• Yeni besinler önce az miktarda verilmeli  zamanla miktar bir öğün oluşturacak şekilde artırılmalıdır.
• Her yeni gıdada bebeğinizin kakasında  bazı değişiklikler olabileceğini bilerek fazla telaşlanmamalısınız.
• 12. ay sonuna kadar bebek için hazırlanan gıdalara tuz ve şeker ilave edilmemelidir.
• Bebeğe verilecek bütün yiyecekler taze ve katkısız olmalıdır. Kimyasal koruyucu  madde içeren konserve  ve katkı maddeli hazır yiyecekleri  bebeğinizin beslenmesinde kullanmamalısınız.
• Bebek için her öğün taze besin hazırlamalı ve bu besinleri oda sıcaklığında uzun süre bekletmemelisiniz.
• Diş çıkarma dönemi bebeğin iştahsız ve huzursuz olduğu zamanlardır. Bu dönemlerde bebek anne sütü veya biberon mamasını daha fazla almak isteyebilir. Kaşığı reddetme, bu dönemde karşılaşılabilen bir problemdir, ısrarcı olmamak gerekir. Doktorunuzla görüşerek bebeğinizin günlük besin ihtiyacını karşılayacak kadar beslenip beslenmediğini  öğrenebilirsiniz.

Ek Gıdalara Geçiş aşamasında başlangıç olarak pirinçli bir mama başlanmalıdır. Bu amaçla hazır pirinçli mama alabilir veya  kendiniz evde  kullandığınız biberon maması ile muhallebi yapabilirsiniz: 100 ml.(1 çay bardağı ) su ile bir tatlı kaşığı pirinç unu pişirilir. Ocaktan indirdikten sonra içine 3 ölçek devam maması ilave edilir. Muhallebiniz hazırdır. Muhallebinizi mısır unu ile de pişirebilirsiniz. Diğer tahılların (buğday, çavdar, yulaf vb.) kullanımına 6. ay sonunda başlanmalıdır.
Pirinçli mamadan sonra bebeğinize sebze çorbası vermeye başlayabilirsiniz: Öncelikle patates havuç ve az miktarda  pirinç  haşlanarak tel süzgeçten geçirilir, salça ve tuz ilave etmeden (çok az miktarda sıvı yağ ilave edilebilir)bebeğe verilir. Yaklaşık 1 hafta sonra sebze çorbasına kabak, taze fasulye, bezelye ve enginar ilavesine  başlayabilirsiniz. Yerelması, kereviz, ıspanak ve patlıcan gibi gıdaları fazla nitrat içerikleri sebebiyle bu aylarda  kullanmamanızı öneririz.
Meyve suyu ve meyve püresi de bu aylarda vermeye başlayacağınız ek gıdalardandır ve genelde ara öğünlerde tercih edilir. İlk olarak elma veya havuç denenmelidir. Meyveler cam rendeden rendelenir ve  ince bir tülbentten geçirilerek suyu bebeğe verilir. 6.aydan sonra muz,portakal ve kivi de başlanabilir. Fakat  bu meyveler alerji  yapabileceği için kontrollü bir şekilde verilmelidir.
Bu gıdalardan sonra yoğurt verilmeye başlanabilir. Bebek için evde kendi yaptığınız yoğurdu kullanmalısınız. Devam mamaları ile yoğurt yapımı ise şöyledir:100  ml hazırlanmış devam maması içine  ılık iken 1 tatlı kaşığı yoğurt koyularak mayalanmaya bırakılır. Daha sonra buzdolabında dinlendirilmelidir. Bebeğin alabileceği sıcaklığa getirilip  bebeğe verilir.isteğe göre içersine meyve püresi de ilave edilebilir.

Yine bu dönem için hazırlanmış sütlü kaşık mamaları, tahıllı kaşık mamaları ve kavanoz mamaları bebeğin beslenmesinde evde hazırlanan besinlere iyi bir alternatiftir.Tamamen bebeğinizin spesifik ihtiyaçlarına göre hazırlanmış olan bu ürünler hijyenik doğal ve katkısızdır.Hazırlanmaları son derece pratik olan bu ürünler komple bir öğün yerine kullanılabilir. Ayrıca bebeğin katı gıdalara ve pütürlü besinlere geçişini kolaylaştırır.


Anneye Önemli Not: Sütlü kaşık mamalarının kullanımında inek sütü tozu yerine devam mamaları içeren ürünler tercih edilmelidir. Tahıllı kaşık mamaları hazırlanırken de ilk 1 yıl inek sütü yerine mutlaka devam mamaları kullanılmalıdır.

6.ay sonunda ; bebeğinize sebzeleri püre halinde verebilirsiniz ve ince çekilmiş kıyma ilavesine başlayabilirsiniz. Yine 6.ay sonunda sabah kahvaltılarına başlanmalıdır. İyi haşlanmış yumurtanın sarısını  1 çay kaşığından başlayarak yavaş yavaş artırarak  gün aşırı verebilirsiniz. Yumurta proteininin biyolojik değeri yüksektir. Yumurtanın beyazı 12.ay sonuna kadar kullanılmamalıdır.Yumurta ile birlikte akşamdan suda bekleterek tuzu alınmış peynir verilebilir. Tahıl mamaları da bebeğin kahvaltısına ilave edilmelidir.

7-8.aylarda ; tarhana şehriye gibi unlu çorbaları et, tavuk ve kıyma ilavesiyle vermeye başlayabilirsiniz.  Sıvı besinleri (meyve suyu, biberon maması) sulukta veya bardakta verebilirsiniz.

9-12.aylarda ; artık bebeğinize verebileceğiniz gıdalar oldukça çeşitlenmiştir. Beslenme programına ek olarak haftada 1 kez ciğer ve 1-2 kez haşlanmış veya ızgara taze balık verilmeye  başlanabilir. Ayrıca baharatsız ve soğansız ızgara köfte verilebilir. Baklagiller besin değeri yüksek gıdalar olduğu için tercih edilmelidir,haşlayıp tel süzgeçten geçirilerek bebeğin çorbalarına ilave edilebilir. 11-12.aylarda bebeğe çok yağlı ve tuzlu olmamak şartıyla ev yemeklerinden iyice ezerek vermeye  başlayabilirsiniz.

Anneye Önemli Not: Ek besin döneminde varsa anne sütü yoksa veya yetersizse devam mamaları kullanılmaya devam edilmelidir. Günde 300-500 ml. devam maması mutlaka bebeğe verilmelidir.

İnek Sütü Yerine Devam Maması

Bebek beslenmesinde inek sütü en az 1 yaş sonuna kadar kullanılmamalıdır. Fakat yapılan araştırmalar annelerin zamanından önce inek sütü vermeye başladıklarını göstermektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ilk bir yıl inek sütünün kesinlikle kullanılmamasını önermektedir. Avrupa ülkelerinde 2-3 yaşına kadar inek sütü kullanılmamaktadır.

İnek sütü ile Devam Mamalarını karşılaştırdığımızda şu farkları görürüz:

- Demir kan oluşumu ve beyin gelişimi için çok önemlidir. Özellikle 4.aydan sonra demir ihtiyacı hızla artar. Yetersiz alımında demir eksikliği anemisi (kansızlık) görülür. 500 ml. inek sütü ile demir ihtiyacının ancak %4'ü karşılanabilirken, 500 ml devam formülü ile ihtiyacın %83'ü karşılanır.
- İnek sütü bebeğin böbrek fonksiyonlarını zorlayacak değerlerde protein içerirken, devam mamaları gerektiği kadar protein içerir ve gerekli tüm amino asitleri sağlar.
- Çinko bebeğin büyüme ve gelişmesi için çok önemlidir. 500 ml. inek sütü bebeğin çinko ihtiyacının ancak %35'ini karşılarken, 500 ml. devam formülü ihtiyacın %70'ini karşılar.
- İyot metabolik aktivite ve büyümeyi düzenleyen hormonların bir parçasıdır. Bebeğin sağlıklı fiziksel ve zihinsel gelişimi için son derece önemlidir. 500 ml. inek sütü bebeğin günlük ihtiyacının ancak %22'sini karşılarken, 500 ml. devam formülü ihtiyacın %110'unu karşılar.
- Esansiyel yağ asitleri bebeğin sinir sistemi ve beyin hücrelerinin sağlıklı gelişimi için hayati önem taşırlar. Devam formüllerinin içeriklerinde inek sütüne kıyasla esansiyel yağ asitleri çok daha fazla miktarda mevcuttur.
- D vitamini sağlıklı kemik ve iskelet gelişimi için çok önemlidir. 500 ml. inek sütü bebeğin günlük D vitamini ihtiyacının ancak %43'ünü karşılarken, 500 ml. devam maması ihtiyacın %90'ını karşılamaktadır.
- İnek sütü, C vitamini açısından çok yetersizdir. Formüllerdeki C vitamini seviyelerinin yükseltilmesinde C vitamininin demir absorbsiyonu üzerindeki kuvvetli etkileri vardır.

Tüm bu gerçekleri göz önünde bulundurarak bebeğinize en az 1 yıl sonuna kadar kesinlikle, 2 yıl sonuna kadar da mümkünse inek sütü vermemelisiniz. İnek sütü kullanmanız gereken her yerde (muhallebi, yoğurt yapımı gibi) devam mamalarını kullanabilirsiniz. İnek sütü ile hazırlamanız gereken hazır ek besinleri mutlaka devam maması ile hazırlamalı ve hazır besin olarak inek sütü tozu yerine devam maması içerenleri tercih etmelisiniz. Bebeğinizin sağlıklı fiziksel ve mental gelişimini sağlamak için ek besin döneminde günde en az 300 ml. ortalama 500 ml. anne sütü veya devam maması vermelisiniz.






-Butterfly-

 
6 Aylik Matematikci Bebekler


Bilim insanları, bebeklerin 6 aylıkken dahi, matematiksel hataları fark edebilecek kadar zihinsel yetenek geliştirdiğini savunuyor.

NEW YORK - ABD'den ve İsrail'den bilim insanları, 6 aylık 24 bebek üzerinde bir deney yaptı. Deneyde bebeklere bir kukla şovu izlettirildi. Programda kuklaların sayısı artırılıyor ve azaltılıyor, bu sayede bebeklerin toplama ve çıkarma işlemlerine reaksiyonları ölçülüyor. Önceki araştırmalar karar vermenin ve işlem yetisinin çocuklukta 2 buçuk yaşından sonra gelişmeye başladığını varsayıyordu.

İzletilen videoda, ilk önce iki adet kukla görünüyor. Şov sonunda bir kukla ekrandan çıkıyor ve bir kukla kalıyor. Bu aşamada, ekran karartılıyor. Ekran yeniden aydınlandığında bir test başlıyor, bir ekranda tek bir kukla gösterilirken, diğer ekranda iki kukla birden gösteriliyor. Deneyde bebeklerin eksilen bir adet kuklayı fark edip fark etmediklerini ortaya çıkarılması hedefleniyor.

DOĞRU CEVAP; 2 - 1 = 1
Bebekler, iki kuklalı ekrana 8.04 saniye bakıyor, tek kuklalı ekrana ise 6.94 saniye bakıyor. Tek kuklalı ekran 2-1=1 işleminin karşılığı iken, iki kuklalı ekran matematiksel olarak 'yanlış' sayılıyor. Bu aşamada, bebeklerin iki kuklalı 'yanlış' sonucu içeren ekrana bakmaları bu yanlışlığı fark etmeleri ve bunu anlamaya çalıştıkları şeklinde yorumlanıyor. Tek kuklalı ekrana daha kısa süre bakmaları ise, bebeklerin doğru sonucu daha çabuk algıladıkları şeklinde değerlendiriliyor.

Deney sırasında bebeklerin kafalarına 128 adet sensör yerleştirildi. Bu sensörler beyindeki nörolojik faaliyetleri sinirlerden algılayarak bilgisayara aktarıyor. Yapılan analizlerde, bebeklerin matematiksel işlemler sırasında beyin faaliyetlerinin yetişkinlerin aynısı olduğu tespit edildi.

MATEMATİK YETİSİ ÇOK ERKEN GELİŞMEYE BAŞLIYOR
Araştırma ekibinin başkanı Oregon Üniversitesi uzmanı Michael Posner, deney sonuçlarının bebeklerle yetişkinlerin matematiksel işlem süreçlerinin özdeş olduğunu, beyin anatomisinin bebekliğin çok erken evresinde veya ana rahminde şekillendiğini vurguluyor. Posner, "Deney, insanlardaki yargı koyma yetisinin bebekliğin en erken döneminde gelişmeye başladığını gösteriyor" diye konuştu. Önceki araştırmalar karar vermenin ve işlem yetisinin çocuklukta 2 buçuk yaşından sonra gelişmeye başladığını varsayıyordu.





-Butterfly-

MUZIK DINLEYEN BEBEKLER DAHA CABUK BUYUYOR..

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, ABD'de yapılan bir araştırmanın, klasik müzik dinleyen bebeklerin daha çabuk büyüdüğünü ve daha uyumlu olduklarını gösterdiğini bildirdi.

Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, müziğin kişinin psikolojisini ve beden sağlığını çok yakından etkilediğini söyledi. Araştırmaların, iş yerlerinde çalınan hafif ve hareketli müziğin, çalışanların yaptıkları işe konsantrasyonunu ve iş başarısını çok önemli ölçüde artırdığını gösterdiğini belirten Yorulmaz, bu nedenle eski çağlardan beri insanların acılarını, sevinçlerini, ayrılıklarını, kavuşmalarını, mutluluklarını hep müzikle ifade ettiğini kaydetti.

Müziğin stresi ve sıkıntıyı azaltarak ruh sağlığını da koruduğunu anlatan Yorulmaz, anne karnındayken müzik dinletilen bebeklerin psikolojik gelişimlerinin daha iyi olduğu, hırçın davranışlar yerine daha uyumlu davranışlar sergilediklerinin gözlendiğini söyledi.

ABD'de yapılan bir araştırmada klasik müzik dinleyen bebeklerin daha çabuk büyüdüğü ve daha uyumlu olduklarının gözlemlendiğini bildiren Yorulmaz, "Klasik müzik çalındığında bebeklerin kalp atışları ve nefes alıp vermelerinin daha düzenli hale geldiği belirlenmiştir" dedi.

Klasik müziğin iştah açtığını ifade eden Yorulmaz, şunları kaydetti:
"Türkler ruh hastalıklarının tedavisinde uzun süre müzikten faydalanmışlar, hatta ruh hastalıkları dışında pek çok başka hastalıkta da müzik tedavisi ile ilgili yazılar yazmışlardır. Doğru seçilmiş bir müzik, insanın daha mutlu bir hayat yaşamasına yardımcı olur. Ruhsal olarak sıkıntı veren, üzücü, stresi artırıcı, ayrılık, ölüm, kötü kader gibi ifadelerle insanı ümitsizliğe, çaresizliğe ve olumsuz durumdan kurtulmak için çaba göstermekten kaçınmaya götüren müzik parçaları toplumsal ruh sağlığımızı tehdit etmektedir. Çoğunlukla bu tür müzik parçalarını dinlemeyi tercih eden insanlarda, kötümser ruh hali kişiliklerine ve yaşadıkları hayata da yansımakta, bu karamsar, ümitsiz ruh hali tüm hayatlarını, dünyaya ve olaylara bakış açılarını etkilemektedir."



-Butterfly-

BEBEGINIZ YALNIZ YATMAYA ALISSIN!!!


Uzmanlar, çocukların doğumdan itibaren yalnız yatmaya alıştırılması ve bu alışkanlıktan çeşitli bahanelerle vazgeçilmemesi gerektiğini belirtiyorlar.

Psikiyatri Uzmanı Sabri Yurdakul, anaokullarında geniş çapta yapılan araştırma sonucunda, çocukların yarıdan fazlasının sürekli anne-babaları ile birlikte yattıklarının anlaşıldığını belirterek, bu oranın ara sıra yatanlarda sayılırsa yüzde 90'lara ulaştığına dikkat çekti.

Ailelerin çeşitli nedenlerle çocuklarını yanlarında yatırdığını, bu durumdan şikayetçi olmalarına karşın çeşitli nedenlerle bu davranışı devam ettirdiklerini vurgulayan Yurdakul, şöyle devam etti:

"Anne-babalar, (kışın üşümesinler, üstleri açılmasın) diye, diğer zamanlarda ise (gece yalnız yatınca korkuyor, bizimle yatmak istiyor) diye çocuklarını yanlarında yatırmakta, ama bu davranış sonraki zamanlarda da devam etmektedir. Çocukların anne babaları ile yatma istekleri bir yere kadar anlaşılabilir bir istektir, ama bunun devamlılık arz etmesi onların psikolojik gelişimleri yönünden sakıncalıdır."

Bağımlı olmasın

Bu durumun getirdiği başlıca sakıncanın, çocukların anne-babaya bağımlı hale gelmeleri ve yalnız yatmayı büyüklerinin kendisini sevmemeleri olarak algılamaya başlaması olduğunu anlatan Yurdakul, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halbuki çocukların doğumdan sonra odalarının ayrılması ve aile ile birlikte yatmaması gerekmektedir. (Aman çocuğum yanımda yatsın zaten onu fazla göremiyorum) ya da (bizimle yatmasının nasıl bir sakıncası olabilir?) diye düşünen ailelerin çocukları, ilkokul çağına geldiği halde aileleri ile birlikte yatma alışkanlığını sürdürmektedir. Sonuç olarak çocuklar, doğumdan itibaren yalnız yatmaya alıştırılmalı ve bu alışkanlıktan çeşitli bahanelerle vazgeçilmemelidir."

Alışkanlıktan vazgeçirmek için

Bu alışkanlığın terkedilebilmesi için öncelikle çocukların belli saatte yataklarına yatırılmasını ve uyuyana kadar yanlarında oturulmasını öneren Yurdakul, "Uykuya dalana kadar ona masal anlatmak, masal kitabı okumak ya da masal kaseti dinletmek, uyuduktan sonra odasından çıkmak onların yalnız yatma alışkanlığını kazanmalarına yardımcı olacaktır" diye konuştu.

Anne babaların çeşitli taktikler izleyerek, çocuklarının bu alışkanlığı kazanmasını engelleyebileceklerine dikkat çeken Yurdakul, şu önerilerde bulundu:

"Gece uyandıklarında korkmamaları için hafif bir ışık odada açık bırakılmalıdır. Çocuğun gece kalkıp geldiği zaman, üşenmeden yataklarına geri götürülmesi gerekir. (Gece korkuyorum) diye geldiklerinde (ne var korkacak, hadi yatağına) demek, ya da (hadi gel yanımızda yat) demek yanlış bir davranış olacaktır. Bu nedenle çocukların yalnız yatmaya alıştırılmaları, ama bu alışkanlığın sürdürülmesi hem çocuklar hem de büyükler yönünden gerekli bir davranıştır."



-Butterfly-

BBEGINIZLE NASIL KONUSMALISINIZ !!

Bebeklerde dilin gerçekten anlaşılması 8'inci ay dolaylarına rastlıyor ve anlama, dili kullanmaya öncülük ediyor. Sağlıklı dil gelişimi için çocukla çocuk gibi konuşmamak gerekiyor.

Bebek kelime kullanmaya başlarken, ilk sözlerinin "baba, cici, mama, meme, ninni" gibi kısa ve tekrar eden heceler olduğu belirten uzmanlar, çocuğun sağlıklı dil gelişimi için onunla "çocuk gibi" konuşmak yerine, kelime ve cümlelerin dil kurallarına uygun kullanılması gerektiği vurguluyor.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı tarafından gerçekleştirilen araştırmada, dilin "anlatma" ve "anlama dili" olarak iki bölüme ayrıldığı, bebeklerin dil gelişimi için doğuştan donanımlı olduğu ve duymaya karşı son derece hassas oldukları belirtildi.

Araştırmada, bebeklerin 1 aylıkken, yaptığı rastgele hareketleri duyduğu bir ses ile durdurduğu ve ani ses ya da gürültüyle sıçradığı, 2'nci ayda konuşanı dinler göründüğü ve gülümseyebildiği, 4'üncü ayda kızgın ve hoşnut ses farkını anladığı, 6'ncı ayda "bay bay, mama, dede" gibi kelimeleri tanıyor göründüğü, 8'inci ayda adı söylendiğinde, 9'uncu ayda da "hayır" denince hareketini durdurduğu vurgulandı.

Araştırmadan çıkan sonuçlardan biri de bebeğin ilk yaşında ise sözel isteklere jestlerle yanıt verdiği, 12-14'üncü aylarda her hafta bazı yeni kelimeleri anlar göründüğü ve konuşanın duygusal tonunu daha iyi anladığı, 16-18'inci aylarda 150 kadar kelimeyi anladığı, 18-20'nci aylarda istenmesi halinde büyük resimlerde bedenin çeşitli parçaları ve giysilere ilişkin çeşitli maddeleri gösterebildiği ve "otur, buraya gel, yapma" fiillerine uygun tepkiler verdiği.


1' YAŞINDA ANLAŞILAN İLK KELİMELERİ SÖYLÜYOR
Araştırmaya göre, doğumdan sonraki birkaç gün içinde bombardıman şeklinde gelen tüm sesler arasından insan sesini, hatta annelerinin sesini ayırt edebilen bebekler, 2-3 hafta sonra ağlama, esneme ve homurdanma, 1 ay sonra hoşnutluk sesleri, 2 ay sonra refleks ağlama, öksürme ve esneme, 2-5 ay sonra gıgıldama ve gülümseme, 4-8 aylar arasında ses oyunları ve agulama, 6-11 aylar arası hecelerin tekrarından oluşan sesler, 11'inci ayda kelimelerin taklit edilmesini gerçekleştiriyor ve 1 yaşında da anlaşılır ilk kelimelerini söylüyor.

Araştırmada, ilk yılın sonuna doğru çoğu bebeğin kelime kullanmaya başladığı, çocuğun ilk sözlerinin yalnız "baba, cici, mama, meme, ninni" gibi kısa ve tekrar eden heceler olduğu ve iki yaşına kadar kullandığı kelimelerin yüzde 70'inin tek heceli olduğu belirtildi.

KURALLARA UYGUN KONUŞULMALI
Doğuştan konuşma yeteneğine ve organlarına sahip olarak dünyaya gelen bebeğin, bulunduğu toplumun dilini taklit yoluyla öğrendiği ve toplumla da bu dille iletişim kurduğuna dikkat çekilen araştırmada, çocuğun sağlam bir dil yapısına sahip olabilmesi için, onunla konuşurken, "çocuk gibi" konuşmak yerine kelime ve cümleleri dilin kurallarına uygun olarak kullanmak gerektiği vurgulandı.



-Butterfly-

BEBEGIN BASINI SICAK TUTUN!!

Soğuk kış günlerinde bebekler, en fazla, vücuduna oranla daha büyük olan ve koruyucu özellikteki saçın bulunmadığı başından ısı kaybediyor. Bu yüzden giyimde başlık kullanılmasına özen gösterilmesi gerekiyor.

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Pediatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rahmi Örs, yeni doğan bebeklerin, özellikle 1 yaşına kadar çok hassas olduklarını söyledi. Bebeğin soğuk algınlığına bağlı hastalıklara yakalanmaması için giyimine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Örs, özellikle soğuk kış aylarında evden çıkarılan bebeklerin, ani ısı değişimi yüzünden bazı rahatsızlıklara yakalanabileceğini bildirdi.
Bebeklerin kış giyiminde, evden dışarı çıkarken öncelikle başına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Örs, şunları kaydetti:
"Bebekler en fazla vücutlarına oranla büyük olan başından ısı kaybeder. Koruyucu özellikteki saçın bulunmaması ısı kaybını artırır. Bu nedenle kışın bebeklerde başlık kullanımına özen gösterilmesi gerekir. Baştan ısı kaybı önlendiği sürece soğuk algınlığı riski azalır. Ayrıca bebeklere yumuşak, vücudu saran giysiler giydirilmelidir. Çok kalın tek giysi yerine, biraz daha ince, vücudu saracak şekilde iki kat giydirmek daha yararlı olacaktır."

EVDE AŞIRI GİYDİRMEK TEHLİKELİ
Birçok ailenin kış aylarında bebeği üşümemesi için kat kat giydirdiğini ve bunun da aşırı terlemeye yol açtığını belirten Prof. Dr. Rahmi Örs, aşırı sıvı kaybının da bebek için tehlikeli olduğunu söyledi.

Bebeklerin 6 aya kadar anne sütü dışında gıda, sıvı almadığı düşünüldüğünde aşırı sıvı kaybının bebekte ciddi sorunlara yol açabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Örs, "Düşünün ki size bir bardak su içiyorlar ve battaniyeye sarılıp oturuyorsunuz. Sürekli terleme sonunda ne olursunuz? Bebek de sürekli terleyeceği için sıvı kaybına bağlı olarak ölüme kadar varan ciddi problemler yaşanabilir" dedi.

Prof. Dr. Örs, bebekler için ev sıcaklığının 24-26 derece arasında olması gerektiğini, 30 derece ve üzerindeki sıcaklıkların da bebek için soğuk kadar riskli olacağını bildirdi. Bazı ailelerin ise soğuktan korumak için bebeklerini kundakladığını belirten Prof. Dr. Örs, "Kundakla bebeği sarıp sarmalamak da terleme sorununun yanı sıra kalça çıkığına yol açabilir. Evde bebekler genellikle giysi açısından rahat tutulmalıdır" diye konuştu.



-Butterfly-

ISITMA KAYBI BEBEKLIKTE BELIRLENECEK !!

Sağlık Bakanlığı, işitme kaybının bebeklikte belirlenmesi amacıyla "Yenidoğanlarda İşitme Taraması Programı" başlattı.

Bakanlık, hastanelerde doğan bebeklere taburcu edilmeden önce işitme taraması testi uygulanmasını öngören program kapsamında, yılda binin üzerinde doğumun yapıldığı tüm hastanelerde "işitme taraması üniteleri" oluşturulmasını istedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ adına Müsteşar Prof. Dr. Necdet Ünüvar imzasıyla valiliklere gönderilen "Yenidoğan İşitme Taraması" konulu genelgede, işitme kayıplarının, çocuğun konuşmasını geciktiren ve bozan en önemli faktör olduğuna dikkat çekildi.

Genelgede, doğuştan işitme kaybı rahatsızlığı bulunan veya "süt çocukluğu" denilen dönemde işitme kaybına neden olabilecek bir travma, hastalık veya ilaca maruz kalan çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin, rahatsızlığın zamanında teşhis edilmemesi ve rehabilitasyon programlarına alınmaması halinde yetersiz olacağı belirtildi.

Genelgede, bu çocukların ileride eğitim ve sosyal uyum açısından yaş ve zekaca eşitleri olan çocuklardan geri kalacakları, bu durumda da çocuğun sadece "işitme kaybı olan bir insan" olmaktan çıkarak "psikolojik sorunları olan, sosyal hayatla uyumsuz bir özürlü" haline geleceği kaydedildi.

Toplumda üretken bir birey olarak yerine alamayan çocuğun hayatı boyunca sosyal güvenlik kuruluşlarının özel desteğine ihtiyaç duyan bir kişi olacağı ifade edilen genelgede, Türkiye'de doğuştan işitme kayıplarının çoğunlukla 3 yaş civarında teşhis edilebildiği, işitme engeli ile erken teşhis yöntemleriyle ilgili bilgi yetersizliğinin ve teknolojilerin yaygın olmamasının işitme kaybı teşhis yaşını geciktirdiği belirtildi.

"26 İLDE İŞİTME TARAMASI ÜNİTELERİ KURULDU"
Bakanlıkça başlatılan "Yenidoğan İşitme Taraması Programı"nın, işitme engeli ile doğan bebeklerin erken dönemde tespit edilmesini amaçladığı, işitme taramalarının gerçekleştirilmesini, kesin teşhis, işitme cihazı uygulaması ve gerekli rehabilitasyon çalışmalarını sağlamak üzere planladığı ifade edilen genelgede, şunlar kaydedildi:
"Program ile hedefimiz, hastanelerimizde her yenidoğana, daha taburcu olmadan işitme taraması testlerini uygulayabilmektir. Bu program kapsamında 26 ilimizde bakanlığımıza bağlı 39 kurumda, yenidoğan işitme taraması ünitelerinin kurulması tamamlanmış, işitme taramasına başlanmıştır. 14 il ve 18 merkezin eğitimleri tamamlanmış, cihaz alım aşamasındadır. Doğumevi hastanelerimiz ve birçok devlet hastanemizde bebeğin doğduğu ilk günlerde uygulanabilen basit, ucuz ve uygulaması çok kolay testler ile yenidoğan döneminde işitme engelini teşhis edebilmek olanaklıdır. Bu önemli halk sağlığı sorununun çözümü için bakanlığımız, ülke genelinde toplumun bilinçlendirilmesini ve programın yılda binin üzerinde doğum yapılan tüm hastanelerimizde yaygınlaştırılmasını planlamaktadır."

Genelgeye göre, sağlık müdürlükleri, 15 Şubata kadar programın yürütülmesi ile halkın ve sağlık personelinin eğitimlerine yönelik "il aktivite planları"nı hazırlayarak Bakanlığı bilgilendirecek.

Genelgeyle birlikte gönderilen çalışma yönergesi doğrultusunda yılda binin üzerinde doğumun gerçekleştiği tüm hastanelerde "işitme tarama üniteleri"nin oluşturulması sağlanacak.

İl düzeyinde bir an evvel uygulamaya başlanması için ünitelerde görevlendirilmek üzere eğitim alacak bir doktor, 2 odyometrist, odyometrist yoksa 2 ebe ve 2 hemşireden oluşan personelin adı bakanlığa bildirilecek.