28 Nisan , 2024, 05:37:18

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


kavganın ince ayarı

Başlatan мiŁenα., 17 Eylül , 2009, 11:49:32

« önceki - sonraki »

мiŁenα.

Kavganın İnce Ayari

Birlikteliğinizin çürümesini önlemek ve yılların örümcek ağlarını temizlemek için, ilişkinizi ara sıra sallamaya ne dersiniz? Nasıl mı? Sıkı bir kavgayla elbette...

Seslerin yükseldiği gerçek bir tartışmanın süresi, on beş dakikayı geçmemeli.

Uzun süre evli kalan ve mucizevi bir şekilde boşanmamış çiftlerin hayatlarına hiç dikkat ettiniz mi? Çoğu otomatiğe bağlanmış bir şekilde yürür. Sanki fabrikanın üretim bandından geçer gibi, hep aynı görevler aynı soğukkanlılıkla yerine getirilir. Bir süre sonra ilişkinin ruhu monotonlaşır ve yaşam robot modunda akmaya başlar. Fikir tartışmaları, anlaşmazlıklar yerini, üzüm üzüme baka baka kararır misali, birbirinin karbon kopyası olmuş fotokopi çiftlere bırakır. "Serkan bana anneler gününde katı meyve sıkacağı satın aldı, ne kadar düşünceli" ya da "Karım Brad Pitt'e bayılıyor" gibi aslında kavga sebebi sayılabilecek, ancak birbirine karşı ateşini kaybetmiş bir çift için, sıradan sayılan cümlelere etrafımızda sık denk geliyoruz. Kimse birbiri hakkında kötü düşünmüyor, herkes birbirini onaylıyor ve sinirlerini aldırmış gibi duygusuz bir evlilik sürüp gidiyor. Canlanın biraz! Hangi kadın, aslında hediye olarak katı meyve sıkacağından memnun olabilir, ya da hangi erkek, özünde karısının Brad Pitt'e olan hayranlığına tepkisiz kalabilir ki? Tartışmak ya da ara sıra kavga etmek, her ilişkiyi canlı tutar. Ayrıca ne gibi bir sakıncası olabilir ki? İki kişilik hayatınızın ilk başladığı dönemlerdeki halinizle, şimdiki durumunuzu kıyaslayın. Monotonluğa doğru ilerlediğini, ya da çoktan ruhunu kaybettiğini düşünüyorsanız, canlandırmak için önerilerimizi deneyin ve sıkı bir tartışma çıkarın.

Neden bağırmak gerek?

Çünkü kelimeler, sinirler ve hayat birbirinden ayrılamaz. Ya da sadece Einstein'ın dediği gibi "sürtünmeden enerji doğar". Romeo ve Juliet, Tristan ve Iseult gibi efsane olmuş çiftleri ele alın. Asla birbirlerine karşı yüksek sesle konuşmamışlar, anlaşmazlığa düşmemişler ama trajik sonlarına bakın. Tüm sosyologlar, karı koca tartışmalanın olumlu sonları olduğuna inanıyor. Gerilimi atmak, çiftin ilişkisini yeniden biçimlendirmeye katkı sağlamak, periyodik olarak kuralları limitleri yenilemek, ilişkiyi ileriye ***ürmek...

Kavga etmekten ve tartışmaktan çekinen çiftlerin riski ise, çok büyük. Birbirlerine karşı gizli bir nefret besleme ihtimalleri çok yüksek.

Söylenmeyen cümleler, bastırılan tepkiler, zamanla birikerek sevginin yok olmasına sebep olmaz mı?

Kavgadan kaçmayın

Tartışmanın ideal sıklığı ne olmalı? Sağduyunun sesine, ayda iki ya da dört tartışma düşüyor.

Şu şekilde olmalı

Seslerin yükseldiği gerçek bir tartışmanın süresi, on beş dakikayı geçmemeli. Bunlar minik tartışmalar. Ancak dozu aşmamaya dikkat etmelisiniz. Çünkü fazlası yarar getireceği yerde ilişkinizi yoracaktır.

Bir tartışmayı nasıl başlatmalı

Kesinlikle saçma ve mantıksız sebepler olmalı. Ağır ve çok ciddi sebepler yüzünden çıkan tartışmalar, ilişkiyi yıpratacağı gibi, gerçek bir öfkeye de neden olabilir. O zaman da başlangıç noktasındaki amaçlardan, yani ilişkiyi yeniden şekillendirmekten, yeni limitler çizmekten ve ilişkiyi alevlendirmekten sapmış olursunuz.

Tartışma konusunun gerçekten saçma olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Ortaya çıkan problem, eşinizi sinirlendirmesine rağmen, sizi gerçekten sinirlendirmiyorsa, bunu sonuna kadar kavga nedeni olarak kullanın. Örneğin kayıp ya da unutulmuş anahtarlar, eşinizin dakikliği, kedi ya da köpeğin mama saati ya da aşısı, arabanın içinde kaybolan otoyol bileti...

Aslında her konuda tartışmak mümkün, ancak rastgele bir biçimde değil. Unutmayın ki, karşınızdaki sizin sevdiğiniz adam (kadın) ve onu gerçekten kıracak konularda hassas davranmalısınız. Evliliğinizin geleceği, şişmanlık, seksüel performansı, annesi, müzik, edebiyat ve sinema zevki, otomobil kullanma biçimi gibi, dengelerin çok ince ayarlandığı konulara girmemeyi tercih edin.

Tartışmanın şiddetini ayarlayın

Teorik olarak, bir tartışma başlar ve ardından şiddetlenerek devam eder. Bunu zaten siz de biliyorsunuz ve kullanma kılavuzuna ihtiyacınız yok. Ancak zekice bir tartışmada ses tonu, sözlerin yoğunluğuyla birlikte artmalıdır. Çoğu insan ciyak ciyak bağırmayı marifetten sayar. Oysa yapmanız gereken şey, birbiri ardına mantıklı cümleler sıralamak. Ancak asla aynı cümleyi ikinci kez tekrar etmeyin. Anlamsal bütünlüğünüzü yitirmemeli ve tartışmayı bir sonuca bağlamayı bilmelisiniz. Yani belli bir mantık çerçevesinde, tartışmanıza en baştan bir giriş gelişme ve sonuç hazırlamalısınız. Örneğin klasik bir konu ile ilgili saldırıya geçiyorum. "Sevgilim bu Kemal Sunal filmini neden 22'inci kez izlediğini anlamıyorum." Devamında ise, gelecek cevap ne olursa olsun, siz kendi kurgunuz doğrultusunda gitmelisiniz. "Kırk yılda bir televizyonda ilgimi çeken bir program var ve izleyemiyorum." "Benim de senin kadar gevşemeye ve televizyon karşısında yayılmaya ihtiyacım var." Ve son olarak da "Artık beni sevmiyorsun. Eskiden birlikte salondaki pufun üzerinde kucak kucağa kitap okurduk


:love9: :love7: :love9: