27 Nisan , 2024, 20:26:09

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


HÜZÜN GEMİSİ

Başlatan -GAMZE-, 13 Ağustos , 2008, 15:10:43

« önceki - sonraki »

ఇ-Oº°‘¨selin¨‘°ºO-ఇ

ÖSSKEEE HÜZÜN GEMİSİNDEYİZ HATIRLATAYIM BACIIMMMM Bİ AĞIZ TADIYLA HÜZÜNLENDİRMEDİNİZ ADAMI YA  :violent1:




SEVGİ VE HASRET SANA DUYDUĞUM EN YOĞUN DUYGU

SEVGİNDEN MAHRUM BIRAKMA, HASRETİNİ YAŞATMA

En büyük varığım NAZ'ım
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا ال

ARMAĞAN

ATEŞ VE SU


Ateş bir gün su'yu görmüş yüce dağların ardında,
Sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
Yüreğindeki duruluğa.
Demiş ki su'ya:
Gel sevdalım ol,
Hayatıma anlam veren mucizem ol...


Su dayanamamış ateş'in gözlerindeki sıcaklığa,
'Al...'demiş:
'Yüreğim sana armağan.'
Sarılmış ateş'le su birbirlerine,
Sıkıca,kopmamacasına...


Zamanla su,buhar olmaya,
Ateş kül olmaya başlamış.
Ya kendi kül olacakmış,ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de,
Yüreğindeki kaderi de,
Alıp gitmiş uzak diyarlara su...


Ateş kızmış,ateş yakmış ormanları.
Aramış su'yu diyarlar boyu,
Günler boyu,geceler boyu,
Bir gün gelmiş,su'ya varmış yolu.
Bakmış,o duru gözlerine suyun,
Biraz kızgın,biraz hırçın.


Ve o an anlamış:
Aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Ateş durmuş,susmuş,sönmüş aşkıyla.


İşte o zamandan beridir ki:
Ateş su'dan,
Su ateşten kaçar olmuş...


Ateş'in yüreğini sadece su,
Su'yun yüreğini,
Sadece ateş alır olmuş...

ARMAĞAN

çareler çaresiz

yakaladım hayatın yakasından
yinede vermedi seni bana
çok uğraştım yorulmadan
tesir etmedi kanayan yaralar
oyuncak ettin
aşkın hayin tüfek
kalbim bu konuya
sensizken ufak tefek
sıkıntılara çağre yok
ayrılıklara çağre yok
sıkıntılara çağre yok
ayrılıklara çağre yok
çağreler çağresiz sen yokken
uzaklar bir türlü birleşmiyor
yokluğumda varsın
sevgiye açken
ayrılıklar sevişmiyor
çağreler çağresiz sen yokken
uzaklar bir türlü birleşmiyor
yokluğumda varsın
sevgiye açken
ayrılıklar sevişmiyor
yakaladım hayatın yakasından
yinede vermedi seni bana
çok uğraştım yorulmadan
tesir etmedi kanayan yaralar
oyuncak etti
aşkın hayin tüfek
kalbim bu konuya
sensizken ufak tefek
sıkıntılara çağre yok
ayrılıklara çağre yok
çağreler çağresiz sen yokken
uzaklar bir türlü birleşmiyor
yokluğumda varsın
sevgiye açken
ayrılıklar sevişmiyor
çağreler çağresiz sen yokken
uzaklar bir türlü birleşmiyor
yokluğumda varsın
sevgiye açken
ayrılıklar sevişmiyor
sol yanımda sızıyla uyandım bu sabah
baktım sensizlik vardı yanımda
geceleri yıldızlara anlattığımız sonsuz sevdamız
yalnızdı, sensizdi, çağresizdi
geceler yalnızlığıma güldü
şarkılar sevdamıza ağladı
kalbime açtığın derin yaralar var ya
hala sensiz yalnız ve çağresiz
hemen aldım avuçlarıma
koyacak bir yer bulamadım
avuçlarımda sevgi
sen sen çağresizliği bilir misin?
bildiğinden daha çağresizim
çağresizim
çağreler çağresiz sen yokken
uzaklar bir türlü birleşmiyor
yokluğumda varsın
sevgiye açken
ayrılıklar sevişmiyor


--------------------------------------------------------------------------------

Sensizliğin sessizliğinde uykuya dalıyorum...
Bir ses olsa uyansam!


ARMAĞAN

İçimde bir kız çocuğu var, duyuyorum sesini...
"Hadi gel, oyna" diyor,
"Ben artık oynayamam" diyorum.
Sesi uzaklaşıyor...
Uyanıyorum...
Yine karanlık, yine sessizlikteyim.
Kapılarımı açan olmamış, hala kapalıyım!
Aklıma bir cümle geliyor, kimbilir nerede okuduğum...
"En büyük acılar bile 21 gün sürermiş!"
Bu kaçıncı 21 gün?
Neden hala devam ediyor?
Neden 21 gün ve bu 21. gün neden gelmedi bana hiç?
Sorular soruları kovalıyor ama ne bir cevap var ne de değişen birşey...
Kalp yas tutar(mış),
Göz yaş tutar(mış),
Aşk tutulmaz(mış).
Bende tutamadım aşka dair umutlarımı odalarımda...
Onlar açık kapılardan çıktı, gitti ve ben sadece kapıları kapatabildim arkalarından!
Susuyorum...
Bütün beklentilerimi asık bırakıp havada,
Karanlığın çığlıklarında,
Sensizliğin sessizliğinde uykuya dalıyorum...
Bir ses olsa uyansam!


ARMAĞAN

sahnede bir kemancı
yitik ümitlerin sevdalarını çalmakta
sahnede bir kemancı
kapanmış defterlerin sayfasını açmakta
ki ümitler sahnede
harmanlanan bir yığın düzenbaz duyguların
arasında filizleniyor
ümitler,
bir lambanın kısık ve sönük alevlerinde
hasretere yanıyor...


sahnede bir kemancı
çok sesli bir hayatı ve seni çalmakta
her bir sese hakkını vermeye uğraşırken
kanadı kırık bir kuş gibi inlemekte
seni hatırlatan bir şarkı
sahnede bir kemancı
hasretlerimi çalmakta

dinleyenler coşmuşlar yine
kemancının bestelediği şarkılarla
önlerinde tabakları,
ümitler doldurulmuş cam bardaklara
bir solukta içenler fena çarpılmakta kemanın tellerine
kemancı bu akşam da hep kederli havalar söyleyip
içli içli seni çalmakta

kemancılar yorgun düşer mi
eğlendirmek onların işi
yeter ki coşkulu olsun yüreği
yeter ki ümitleri dökülmesin hayattan yana
bir başka olur o an her şey
geçmişi hatırlayanlara

çal kemancı çal gönlünce çal
efkâr sarsın her yanımızı bugün
çal kemancı çal
yorgun düştüğümüz günlerin hüzünlü sevdaların anısına
yüreğimiz semaver gibi kaynayıp demleniversin
umuda uzanırken hep yanımıza düşen ellerimiz
seni alkışlasın bu akşam doyasıya
çal kemancı çal...

-GAMZE-

Küçük kız kendini bildiği günden beri annesinden büyük bir şevkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı. Ona göre nur yüzlü badem gözlüydü. birtanecik yavrusuydu herzaman.
ilk okula başlayınca işler değişti. arkadaşları onun hiçde güzel olmadığını hatta çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız ilk önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini kıskanıyordu. Ama birkaç yılda gerçeklerle yüzleşti. annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü çiçek bozuğu bir cilde sahipti. Badem dediği gözleri ise şaşıydı. Vucududa bir serviyi andırmıyordu. Demekki annesi onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.
Genç kızın anne sevgisi kısa bir süre sonra nefrete dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne bakan yoktu. Üstelikde gözleri bütün tedavilere rağmen düzelmiyordu. Genç kız doktorların gizlice yaptığı konuşmalardan kör olacağınıda anladığında çılgına döndü ve kendisini hala çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye karar verdi. Fakat annesi uzak bir yerde iş bulduğunu söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları bir akrabasına gönderip kızına bakmasını rica etti.
genç kız bir süre sonra göremez oldu. Kranlık dünyasıyla baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu. yalancıydı annesi ölse bile hiç kayıp sayılmazdı.
Birgün doktorlar uygun birçift göz bulduklarını söyleyerek kızı ameliyat ettiler. Ancak o gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye yük olmazdı. Genç kız ameliyattan sonra aynaya baktığında müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı. Gerçektende harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Burnu düzelmiş kepçe kulakları normale dönmüş ve yaban otlarını andıran saçları dalga dalga olmuştu.
Genç kız yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak :sanki yeniden dünyaya geldim: dedi.
Yüzümde hiç bir çirkinlik kalmamış estetik ameliyatı sizmi yaptınız?
Yaşlı doktor: böyle bir ameliyat yapmadık kızım diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri taktık. Sen onun gözünden gördün kendini. :y25: :y25:

-GAMZE-

Bir zamanlar bir yerlerde kör bir genç yaşıyordu ve bu kör genç kendisinden nefret ediyordu

çünkü kör bir yaşamı vardı.

göremediği için hiç birşeyi ve hiç bir kimseyi sevemiyordu herkesten ve her şeyden nefret

ediyordu ama kız arkadaşı hariç

kör yaşamında sevdiği tek şey kız arkadaşıydı.

Bir gün kız arkadaşına eğer dünyayı görebilseydi onun la evlenmeyi kabul edebileceğini

söyledi.Kız arkadaşıda onu çok mutlu ettiğini söyledi

Günlerden bir gün şans gencin yüzüne güldü ve birisi ona bir çift gözünü bağışladı

sora genc her şeyi görmeye başladı ağaçları çiçekleri kısaca artık dünyayı görüyordu hatta kız

arkadaşını bile.

Kız arkadaşı ona sordu şimdi artık her şeyi görüyorsun söylediğin gibi benimle

evlenecekmisin? dedi.

genc şoktaydı kız arkadaşını gördüğünde dona kalmış tı çünkü kız arkadaşı kördü!...

Çok özür dilerim dedi genç seninle evlenemem çünkü sen körsün dedi.

Kız çok üzüldü ve yaşlı gözlerle ordan uzaklaşmaya başladı biraz ileri gidince durdu ve geriye

dönüp gence şunu söyledi

LÜTFEN SADECE GÖZLERİME İYİ BAk...!!




                     erkek milletinin sağdıklığı işte  :cussing:

(¯`•._.• ( zuzzuu ) •._.•´¯) ,

ANA BEN NELER KAÇIRMIŞIM YAHUU HE RZAMANKİ GİBİ OSKİM KAVGA ETMİŞ AMA BU SEFER BENİM ARKADAŞİME SATAŞIYOR EZDİRMEM VALLA ÇEKİL GİT İŞİNE BENİ  DE TENHADA SIKIŞTIRIRMIŞTA KAFAMI KOPARIRMIŞ BİLİYOSUN Kİ BE SENİN BÜYÜĞÜNÜM HİÇ BİŞİ YAPAMAZSIN BEN SENİN KAFANI KOPARIR ELİNE VERİRİM  :ehi:  :ehi:  :ehi:  :ehi: CEYLİNİN ELBİİSESİNİDE GÖRMEEEEEE ÇATLA MERAKINDAN  ;D  ;D  ;D

-GAMZE-

Sabah uyandıgınıda midesinde bir yanma hissetti.Yanmanın nedeni aksam yedikleri değil,uyanır uyanmaz bugün yapacaklarının aklına gelmesiydi.
Bu gün 2 yıldırgötürmeye çalıçtıgı bir birlikteliği bitirecekti.Aslında bunu yapmakta geç bile kalmıştı.'Bitmeli'dedi içinden,'her gün bu tatsız uyanış bitmeli.'
Genç adam bunları düşünürken suratı şekilden şekile giriyordu.Süratle giyinerek dışarı çıktı.Bu güne kadar hiç bekletmemişti onu,şimdide bekletmemeliydi.
İstanbul soguk ve yagmurlu bir nisan ayı yaşıyordu.Genç adam gök yüzüne bakarak iç geçirdi;'Bulutlar bizim yaşayacaklarımızı biliyor.onlar bile ağlıyor halimize...'

Artık Kadıköy iskelesindeydi.Birkaç dakikalık beklemeden sonra karsıdan kız
arkadasının geldigini gördü.Şimdi midesindeki agrı daha da artmıştı.Beşiktaş a geçtiler.
Yolculuk sırasında hiç konusmadılar.Genç kız,sevgilisinin bu durumuna anlam verememişti.Nerden bilecekti ki bugün ayrılık çanlarının çalacagını...
Beşiktaş'a geldiklerinde bir cafede oturdular.
Genç kız anlamıştı sevgilisinin kendisine bir şey söylemek istediğini.'Bana birşey mi söylemek istiyorsun'diye sordu.Genç adam gözlerini kaçırarak 'Evet'dedi.Genç kız heyecanlanmıştı,birazda sinirlenerek'Söylesene,ne diye bekliyorsun'dedi.
Genç adam içini çektikten sonra'Sence biz nereye kadar gideceğiz' diye sordu.Genç kız 'bunu sorma geregini niye duydun?'diye yanıt verdi.Genç adam söze başladı... ''Birkaç ay önce akşam23:00 civarında sana telefon açıp senin için yazdığım şiiri okumak istemiştim.
Sen bana 'Sırasımı şimdi canım yaa,işin gücün yok mu?'demiştin" Biliyormusun o an nakavt olan bir boksör gibi hissettim kendimi.Özür dileyip telefonu kapatmıştım.Daha sonrada bu şiiri benden hiç istememiştin.
Geçenlerde hasta olup yataklara düştüğümde arkadaşlarımla birlikte sende gelmiş,Meralin'Sen şanslısın,sevgilin sana bakar'sözüne 'İşim yokta sana mı bakıcam,annen baksın'demiştin
Hatırladın mı?Genç kız'Biliyorsun ben duygusallığı sevmiyorum,Hem hastabakıcı gibi göründügümüde kimse söyleyemez'diye yanıtladı.
Genç adam güldü,
'Evet canım haklısın.Zaten olmak istesende bu kalbi taşıdıgın sürece hasta bakıcı,hemşire falan da olamazsın.'Genç adam devam etti...
'Bana kaç kere sabahın erken saatlerinde güzel sözcüklerden oluşan bir mesaj çektin?Hiç...Hatta günün hiç bir saatinde çekmedin.Duygusallıgı sevmeyebilirsin.Ama sen seni seven insanlarıda mutlu etmeyi sevmiyorsun.Halbuki ben senin tam tersine insanları mutlu etmeyi seviyorum.
Seni tanıdıgımdan beri her sabah,her akşam,her gece yani seni andığım her saat tatlı bir esajım vardı senin için biliyormusun?Seninle ben akla-kara gibiyiz.

Genç kız anlamıştı,'yani ne istiyorsun benden şair olmamı mı?
Genç adam tekrar gülümsedi içinden.Dün gece verdiği ayrılık kararının ne kadar dogru olduğunu düşündü.'Hayır'dedi 'Şair olmanı istemiyorum.Olamazsın da...
BİZ AYRILMALIYIZ.
Ayrılsak ikimiz için de en hayırlısı olacak' Genç kız şaşırmıştı,'Neden ama?Ben seni seviyorum,senin de beni sevdigini sanıyordum.
Genç adam iç çekerek'Hayır canım,sen beni sevdigini sanıyorsun.Eğer beni sevseydin şimdi başka şeyler konusuyo olurduk.'dedi.
Genç kızın gözleri yaşarmıştı.Genç adam cebinden çıkarttıgı mendili uzattı,genç kız göz yaşlarını silerek 'Sen bilirsin,umarım beni bir başkası için bırakmıyorsundur...'dedi.
Genç adam 'Nasıl böyle bir şey düşünürsün,senden başka kimse olmadı ve uzun süre olacağını sanmıyorum'yanıtını verdi.
Genç adam ve genç kız iki iki sevgili olarak oturdugukları masada artık iki yabancıydılar.Bir kaç dakika sessizce oturduktan sonra genç kız 'Kalkalım istersen' dedi.
Genç adam 'Ben biraz daha burda kalmak istiyorum,istersen sen kalkabilirsin'diye yanıtladı.Genç kız 'Tamam ozaman sana mutluluklar dilerim'diyerek elini uzattı.Genç kızın sesi ve eli titriyordu.Genç adam 'istersen arkadas kalabiliriz 'dedi ve son kez birbirlerine sarıldılar.
Genç adam dogru yaptıgına inanıyordu.
Eve döndügünde yüürümekten bitap bir haldeydi.Odasına girdi.Gece bitmek bilmiyordu.Sabah erken kalkıp işe gidecekti,uyumalıydı.Birkaç saat sonra uykuya dalmayı başardı.Sabah 7 de saatin ziliyle uyandı.Evden çıkacağı zaman cep telefonuna baktı,mesaj
ve 10 cevapsız arama vardı.Yorgun oldugu için duymamıştı telefonun sesini.Aramalar ve mesaj sevgilisindendi.heyecanla mesajı açtı,şunlar yazıyordu:

SADECE ONLARI SEVMEYİ SEVDİM,
HEPSİNİ ONLARSIZ YAŞADIM DA,
BİR SENİ SENSİZ YAŞAYAMIYORUM,
BU AŞKI TEK KALPTE TAŞIYAMIYORUM,
SANA YEMİN GÜZEL GÖZLÜM,BİR TEK SENİ SEVDİM, VE SENİ SEVEREK ÖLECEĞİM,ELVEDA BİRTANEM...

Genç adam şaşırmıştı.Onu tanıdıgı günden beri ilk defa şiir alıyordu ve üstelik sabahın beşinde yazmıştı.Heyecanla onu aradı,telefonu yabancı bir ses açtı''Nalan la görüşebilirmiyim?''dediAma karşısındaki ağlıyordu,hıçkıra hıçkıra hem de....
'Ben onun annesiyim yavrum,kızım bu sabah intihar etti.gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu.
Sabah odasının ışıgını sönmemiş görünce girdim.
Yavrum kendini asmıştı.....'
Genç adam beyninden vurulmuşa döndü.Bir gün önceki mide agrısının iki katını çekiyordu şimdi.Olduğu yerde yığılıp kaldı... Birkaç ay sonra iki doktor konusuyordu hastanede.
Doktorlardan biri diğerine karşıdaki hastanın durumunu soruyordu.
Doktor yanıt verdi'Haa o mu?Üç ay önce getirdiler.Kendisi yüzünden bi kız intihar etmiş.O günden sonra cep telefonunu elinden hiç bırakmamış.Devamlı bir şeyler yazıp birine yolluyor.Geçenlerde merak ettim.O uyurken gönderdiği numarayı aradım.
Numara 3 ay önce iptal edilmiş.Gelen mesajlarda bir şiir var.Bu adam duygusal mı bilmem ama benim anladığım kadarıyla şiiri yazan çok duygusal biriymiş.......



''ÇEVRENİZDEKİ İNSANLARIN NE HİSSETTİĞİ YA DA NE DÜŞÜNDÜGÜNDEN O KADAR EMİN OLMAYIN,BAZEN BİR KALBİN, İÇİNDE NELER SAKLI OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİNİZDE HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ OLABİLİR...

-GAMZE-





Sevgili Anneciğim,
Ne garip; yeni yeni farkediyorum ki,
çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler...
... Ve insan, zamanın nasıl insafsız
bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor.
Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların
'Bundan sonra ağır kaldırmak yok' müjdesinden
beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı...

Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca
değişti herşey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin.
Kimbilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin
iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin,
kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın.
O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar
ortak üretiyor, tüketiyoruz.
Yolboyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin,
yeteneklerimizi abarttık karşılıklı; toz
kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik...
Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense; tarihin
en iyi annesi... Her çığlıkta
başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm.
Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin
o bencil alışkanlığıylaayakta kaldım.

Sevginle donandım...
Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi
ve yaşamın acımasız kuralı işledi ;
Büyüdüm... Senin kollarında 'sen'den habersiz,
bambaşka bir 'ben' çıktı ortaya. Bazen o eski 'ben'e
hiç benzemeyen bir 'ben'... Çünkü farkettim ki,
anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş.
Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun,
ben her yalanda burnumu yokladım.
Şaşırdım. Bostandaki lahanaların,
ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin
modasının geçtiğini gördüm sokakta...

Söyleyemedim sana...
'Yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin artık
eskisi kadar geçerli olmadığını' anlatan kitapları
salonun ortasında açık bıraktım, açıp okuyasın diye...
Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden;
'Devir de amma değişti' diye yakınırken sen;
ben ilginle boğulduğumdan dertlendim.
Bir yerim yaralandığında 'Anam görürse
ne kadar üzülür' diye gizlemeye çalışmak
küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin?
Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını...

Oysa ne çok acılar paylaştık seninle...
Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber...
Nasıl dar günlerde yardıma koşup,
kaç şenliğine ortak olduk birbirimizin?
...Lakin artık kafesten uçma vaktiydi.
'Danaların girdiği bostan'da ayakta kalabilmenin yolu,
tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu.

Yargıladık birbirimizi bir dönem...Sorguladık...
...Sen bana eş dost çocuklarını örnek gösterdikçe,
ben seni eş dost ebeveynleriyle kıyaslar oldum.
Sen her sohbete 'Bizim çocukluğumuzda...'
diye başladıkça ben, değişen
takvim yapraklarını koydum önüne...

Nasıl da zalim bir çark bu değil mi?
Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde
yuvadan uçacağını bile bile
koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun...
Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor.
Sonrası kâh bir kapı zili beklentisi,
kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi...
Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi...
Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça
yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları...
Yazılarla konuştuk öyle zamanlarda...Bakışlarla anlaştık.
Ağlaştık birbirimizden gizleyerek acılarımızı...
Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk.
Ben büyürken seni de büyüttüm.

Şimdi çok daha iyi anlıyoruz birbirimizi...
Çünkü küçücük bir el saçlarımı kavrıyor geceleri...
Karyola başlarında uykusuz geceler geçiriyorum.
Pastoral ninnilerle büyütüyoruz oğlumu;
yalancı çocukların burunları uzuyor masallarda,
öpülen kurbağalar prens oluyor.

...Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin
geçersizleştiğini anlatan kitapları
kaldırıyoruz salondan gizli gizli...
O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye
devam ediyor. Zaman, öğütüyor kuşakları...
İnsan ancak mahrum kalınca anlıyor
sevginin değerini...
Bense sevginden mahrum kalmaya
fazla dayanamayacağımı biliyorum.

O yüzden bu Anneler Günü'nde
sana upuzun bir ömür diliyorum.
Hem biliyor musun?
'SENİ ÇOK SEVİYORUM'......





ఇ-Oº°‘¨selin¨‘°ºO-ఇ

YÜRÜ BEEEEE KANKİİİİİİİİİMM  :opucuk:

ÖSKEEEE PAPUCU YARIM ÇIK DIŞARIYA OYNAYALIMMM.....  :D

En büyük varığım NAZ'ım
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ وَوَصَّيْنَا ال

-GAMZE-

en iyisi size ben kapışma sayfası acım orda bol bol kapışın eksık olmuo mmassallh formda  :toothy10: :toothy10:

oozge

işde dost kotu gunde bellı olurmuş saolasnn gamzem hemencık yetıstım wlla haber verdın ıyı oldu bunlar aşmış kendılerını baksanaaaaaa



selın hanım selın hanımmmmmmmmmm :director:bnm oldgm yerde huzunde olmazyeternce huzunlenıyoruz ztn burda yok aglamak zırlamakkkkkkkkkkkkkk mutlu olmak ıcın yasıyoruz yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa :BangHead: :caca: :violent1:


zuzu gelelım snaaaaaaaaaa azmı cimcirdim tırmaladım kız ben senı sokak ortalarında azmı kavga ettıkkkkk heeeeeee badem kavgasııı cıkolata dondurma kavgasıııııııııııı senınkı dha cok fındıklı bnmkı dha az fındıklııııııııııı senı fesattttttttttt fare senııııııııııııııııııııııı hep ezerdın sen beniiiiiiiiiiiiiiiiii :y25: :y25: :y25: :y25:
ah ah ne gunlerıdi beeeeeeeeeeeee :( :( :(
ama artık buyudum ezdırmem kendımı sanaaaaaaaaaaaaaaaaaa
gel hade gellllll walla kardeş demem kafana kafana :violent1: :violent1: :violent1: yanlız bebegı sıper olrk kullanmaaaaaaaaaa yoksa dha kotu olurrrrrrr sonrasıııııııı

elbıseyıde gostermıosan gelmemm ıste ohhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
karar senınn
walla kalırım ızmırde dellendırme benııı haaaaaaaaaaaaaaaa :crybaby2: :( :y25:

(¯`•._.• ( zuzzuu ) •._.•´¯) ,

GELCEN ŞEKERİM ZIRLASANDA MIRLASANDA HAFTA SONU O KINA GECESİNE GELECEKSİN YOKSA BENDE SANA CEYLİNİ SEVDİRMEM.(CEYLİNEDE İLERİD O VEFASIZ TEYZENE GİTME O SENİ DÖVER DERİM   :k06:  :k06:(ÇOK HAİNİM DİMİ))). DEMEK SEN BENİM KAFAMA KAFAM HAAA İŞTE BEN BUNA GÜLERİM   :ehi:  :ehi:  :ehi:  BU KİLOMLA ÜSTÜNE ÇIKARSAM HAYATTA KALKAMAZSIN BİLMİŞ O .... HEM KÜÇÜKKEN HEP TIRNAKLARDIM SENİ YİNE TIRNAKLARIM VAR  ONUDA BİLMİŞ OL..

-GAMZE-

benim bildiğim özge bu lafın altında kalmazzzzz  :toothy10: :toothy10: :toothy10: