PEYGAMBERIMIZIN(a.s.v)AILE HAYATI:mutlaka okuyun arkadaslar!!!!!!!!!!!!

Başlatan almeriya, 22 Nisan , 2008, 01:21:25

« önceki - sonraki »

almeriya

SEVGILI  PEYGAMBERIMIZ bircok hadislerde ailenin önemine isaret etmis ve onun bir huzur yeri oldugunu belirtmiş, erkegin kadına iyi davranması gerektigini çok açık ve kesin bir şekilde dile getirmiştir.

Bu anlamda şöyle buyurmuşlardır:
"En hayırlınız hanımlarına karşı iyi davrananınızdır."
Peygamberimizin iman, ahlâk ve aile fertlerine yumuşak davranma arasında kurdugu baglantıyı dile getiren şu sözü çok anlamlıdır:
' ' Mü' minlerin imanca en mükemmel olanı; ahlâkça en güzel olanı ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır.' '

Hz. Peygamberimiz, çeşitli vesilelerle erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları bulundugunu söylemiştir. Kadınlar hakkında Allah' tan korkulmasını, onlara haksızlık yapılmamasını istemiştir. Kocasını şikâyet için kendisine gelen kadınların sayısı artınca, bu tür davranışta bulunanların iyi kimseler olmadıgını söylemiştir.
Hz. Peygamberimiz, eşleri arasında eşitsizlige ve muamele farklılıgına neden olacak davranışlardan şiddetle sakınmıştır. Bu hususla ilgili olarak O' nun bir sefere çıkacagı zaman eşleri arasında kur' a çekmesi ve sırayla eşlerini yanında götürmesi, yine her eşi için bir gün ve gece tahsis etmesi, onların haklarına gösterdigi titizligin örnekleridir.
Hanımlarına iyi davranmış, onları dövmemiştir. Kendisi bunu yapmadıgı gibi, hanımlarını dövenleri de, "Kadınlarınızı nasıl dövüyor, sonra da akşam olunca beraberce yatıyorsunuz" diyerek kınamıştır. Kadınların dövülmemesi, hele yüze hiç vurulmaması, kötü sözlerle tahkir edilmemesi ve evinin terk edilmemesi konularında ikazda bulunarak:
"Kadınları ancak kötüleriniz döver." buyurmuşlardır.
Kur' an–ı Kerim' de Peygamber Efendimizin hanımları ve aile hayatı hakkında bilgi verilmektedir. Eşleri ile aralarında geçen tartışmalarda hem Peygambere ve hem de hanımlarına ögütlerde bulunulmakta ve yol gösterilmektedir.:

"Ey Peygamber! Hanımlarına şöyle söyle:
"Eger dünya hayatını ve ziynetini istiyorsanız, haydi gelin, sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim. Yok, eger Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır." (Ahzâb suresi, 28–29)

Hz. Peygamberimiz, ev halkına gayet iyi davranır, onlarla şakalaşırdı. Hz. Aişe, O' nunla yaptıgı iki yarışı şöyle nakleder:

"Bir yolculukta Hz. Peygamber' le yarıştım ve O' nu geçtim. Şişmanladıgımda yaptıgım diger bir yarışı ise, Hz. Peygamber kazandı."
Ev içindeki davranışları da O' nun ne kadar mütevazı oldugunu göstermektedir. Hz. Aişe' ye, ev içinde Peygamberimizin davranışları soruldugunda şu bilgiyi vermiştir:

"Hz. Peygamber, evine girdigi zaman insanlardan herhangi biri gibi tevazu ile davranırdı. Kendi elbisesinin sökügü ile meşgul olur, koyunları eli ile sagar, eşlerine ev işlerinde gerekli hâllerde yardımcı olurdu. Çarşıya, pazara gider, bizzat alış–veriş yapar ve aldıgı şeyleri kendisi taşırdı. Ashab–ı Kiram; "İzin verin de biz taşıyalım." dediklerinde, "Herkes kendi yükünü kendi taşısın." buyururdu.
O, hizmetçisiyle yemek yer, onlarla oturup sohbet ederdi. Gelen misafirlerine kendisi hizmet ederdi. Hz. Peygamberimiz, aile fertlerinin eglenme ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılar, meşrû eglencelerden onları yararlandırmaya çalışırdı. Ramazan ve Kurban bayramları merasimlerine kızlarını ve hanımlarını da götürürdü. Nitekim bir bayram günü, Habeşliler tarafından oynanan kalkan ve mızrak oyununu eşi Hz. Aişe, omzuna dayanarak birlikte seyretmişlerdi.

Hz. Peygamberimize göre kişinin ailesiyle geçirdigi vakit, boşa harcanmış bir zaman degildir. Peygamber Efendimiz insanlara, bildigini anlatacagı ilk kişilerin aile fertleri oldugunu ögretmiştir. O, kendisine gelen heyetlere:
"Ailenize dönün ve onlara ögrendiklerinizi ögretin." derdi.
Bir hadislerinde O, "Erkek ailesinin çobanıdır ve aile efradından sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve onlardan sorumludur." buyurduktan sonra; "Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz." diyerek çerçeveyi en geniş şekliyle göstermiştir. Bu, aile içerisinde edep, ahlâk, fazilet ve bilgi açısından egitime işaret etmektedir.
Diger yandan Hz. Peygamberimiz, çocuklarını İslâmî terbiye altında yetiştirmiş, evliliklerinden sonra da onlarla gerek maddî ve gerekse mânevî olarak ilgilenmeye devam etmiştir. Medine döneminde kızı Fatıma ile damadı Ali' nin evlerine, her gün sabah namazına kalktıgı zaman ugrayıp onları namaza kaldırması da, O' nun çocuklarının evliliklerinden sonra bile egitimlerine verdigi önemi göstermektedir.
Hz. Peygamberimizin Medine hayatı boyunca on yıl hizmet eden ve

O' nun aile hayatını en iyi bilenlerden biri olan Enes b. Malik şöyle der:
"Çoluk–çocuguna ve aile fertlerine karşı Hz. Muhammed' den daha şefkatli olan hiçbir kimse görmedim."
Çocuk insanın çiçegi ve meyvesidir. Ekmek ve su kadar sevgi ve şefkate, ilgiye muhtaç olan çocugun yetişmesi için en güzel ortam, mutlu ve huzurlu aile yuvasıdır. Bu bakımdan Hz. Peygamber çocuklara karşı çok şefkatli davranmıştır.
Bir gün, torunlarını öpüp okşarken bir adam huzuruna gelmişti. Evlat şefkatinden mahrum olan bu kişi, gördügü manzaraya duydugu hayretini gizleyemedi ve;

"Benim on çocugum var, bunlardan hiçbirini öpmüş degilim." dedi.
Hz. Peygamberimiz:
"Şayet senin kalbinden Cenabıhak merhameti söküp atmışsa, ben ne yapabilirim?" buyurdu ve ilave etti:
"Merhamet etmeyene merhamet edilmez."
Hz. Peygamberimiz, evinde bulunan hizmetçi ve işçilere son derece şefkat ve merhametle muamele eder, hiçbir zaman onları incitecek söz ve davranışta bulunmazlardı.

Hz. Enes bu konuda şöyle söyler:
"Hz. Peygamber' e on yıl hizmet ettim. Allah' a yemin ederim ki, bana hiçbir zaman ' öff' demedi. Herhangi bir şey için de bana: "Bunu niçin böyle yaptın? Şöyle yapsaydın ya." dememiştir. Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi. Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi. O' nun evi örnek bir evdi, hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı.
Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, Hz. Peygamberimizin aile hayatı ve aile içindeki davranışları taşıdıgı özellikler nedeniyle, maddî planda oldugu kadar mânevî planda da örnek konumdadır. Onun aile hayatında uyguladıgı ilkeler, her dönemde önemini kaybetmeden varlıgını sürdürmektedir. Toplumların en küçük ünitesi olan ailenin mutlu ve huzurlu olmasının toplumun huzurunu da saglayacagı gerçegini, en güzel örnekleriyle Hz. Peygamber' in aile hayatında görmek mümkündür.

şerife Berat


almeriya

ecmain canim cümlemizden.ama biraz tuhaftir.mesaji nerdeyse 4 gündür yazdim ilk yanitlayan sensin.yani yanitlama degilde  bi fikir sunmak babinda.valla  :sad1:

BANU

canım benim inan çok fırsat bulamıyorum bu ara siteye girebilmek için ve yazını şidi farkettim eline ve yüreğine sağlık  çok güzel bir yazı ne güzel adı güzel kendi güzel sevgili peygamberimiz çok etkilendim allh razı olsun... :love9:



almeriya

ewet canim.burdanda anlasiliyorki peygamberimiz bi sefkat peygamberiydi....ve onun yuvasi burcu burcu sevgi kokardi :love7: simdi iliskilere bakiyorumda inan cok üzücü.burdanda su sonuc cikiyor aslinda banucugum;peygamberin sünnetini yasamaya calisanlar dünyadada ahirettede en mutlu insan olacaklar ......böyle bi peygambere ümmet oldugumuz icin cok sansliyiz bencee!!!!!!!!!!! :hello2:

mavili

haklısın  canım çok şanslıyız ama kaçımız farkında


sizin seçtikleriniz bölümündeki yazından sonra bu yazını okudum çok sagol canım böyle güzel bilgileri paylaştıgın için herşey tam olsa bile insan hala mutlu olmayı beceremiyorsa maneviyat eksikligindendir inanmak istegindendir derdi annem okadar hak veriyorumki ona insanın tam anlamıyla mutlu olması için maddi şartlardan öte maneviyata ihtiyacı var Allah senden razı olsun çok sagol



almeriya

Peygamberimiz hanımlarının:



Hem hocası, l Hem de kocası idi.



Evi mektepti. O mektebin hocası Efendimiz, talebeleri de hanımları ve çocuklarıydı.



O, hanımlarıyla:



Şaka yapmıştır. l Koşu yapmıştır. l Onlara espri yapmıştır. l Onları
gece namazına kaldırmıştır. l Evde hanımlarına yardım etmiştir. l
Hanımlarıyla daima istişare ederdi.



"Bir kimse eşine kin beslemesin, onun bir huyunu beğenmezse, başka huyunu beğenir" buyururlardı.



"Mü'minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlâkça en güzel olanı ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır"
beyanı bugün çok daha iyi anlaşılmaktdadır. O, hanımlara iyi davranmayı
iyi Müslüman olmanın şartı saymıştır. Çünkü insanın hayatta en yakın
olduğu kişi hanımıdır.



Peygamberimiz hanımlarıyla:



Sohbet ederdi. l Onlara asla vurmadı. l Hakaret etmedi. l Olgunlukla
yaklaştı. l Maddi-manevi ihtiyaçlarını giderdi. l Evlenirken
mihirlerini verdi. l Düğünlerinde velime (yemek) verdi. l Hanımın
ağzına konan lokmanın sevap olduğunu söylerdi.



Peygamberimize nasıl bir baba oldu diye baktığımızda, O'nda bizim için örnek hayatı buluruz.



Peygamberimiz:



Çocukları çok severdi. l Sadece kendi çocuklarını değil başkalarının
çocuklarını da severdi. Bir defasında hasta Yahudi çocuğunu ziyaret
etmişti. (Ebu Dâvud c/2. sf: 264.)



"Her çocuk Müslüman olarak doğar" buyurdu.



Çocuklara selam verirdi. Onların hatırını sorardı. (Buhari, edep: 81, Müslim, selam: 15)



"Bir baba evlâdına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakmaz" buyururlardı.



İnsanlar zihinlerinde kimleri canlandırıyorlar, zihinlerinde kimler
örnek olarak teşekkül ediyorsa, onlara benzemeye çalışacaklardır. Bizi
Yaratan'ın bizden istediğini en doğru şekilde yapabilmek için O'nun
elçisini adım adım izlemekten başka çâremiz yoktur. Mutluluğumuz da
buna bağlıdır.









__________________



Bir elime ayı, diger elimede güneşi verseler yinede davamdan vazgecmem.



almeriya

merhaba arkadaslar .inanin bu bilgilere okadar ihtiyacimiz varki.oyüzden arada bi yaziyorum bunlari....hani kadinlar genelde ararlarya mutlu olmanin altin kurallari........v.s..oyüzden bunlar sifre merak edenler okusun ve uygulasin .inanin mutlaka sonuc alacaksiniz.herkese selamlar :hello:

mavili

sagol almeriyacım öyle güzel şeyler yazıyorsun ki severek okuyorum canım  :flowers:
Allah senden razı olsun bitanem :k06:



şerife Berat


almeriya

PEYGAMBER EFENDİİMİZİN ÇOCUKLARA OLAN İLGİSİ VE ŞEFKATİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in tüm insanlığa örnek olan şefkati, merhameti ve müminlere olan düşkünlüğü, çocuklara olan tavrında da çok yoğun olarak görülmektedir. Peygamberimiz (sav) hem kendi çocukları ve torunları hem de ashabının çocukları ile çok yakından ilgilenmiş, doğumlarından isimlerinin konmasına, sağlıklarından ilimlerinin artmasına, giyimlerinden oynadıkları oyunlara kadar onlar için tavsiyelerde bulunmuş, hatta bizzat yol göstermiş, ilgilenmiştir.
Örneğin, Peygamber Efendimiz (sav), kızı Hz. Fatıma (ra)'ya, her iki torununun doğumundan hemen önce "Doğum olunca bana haber vermeden çocuğa hiçbir şey yapmayın"diye tembihlemiştir. Bebeklerin doğumundan sonra ise onların beslenmelerini, bakımlarını ve nasıl korunacaklarını bizzat göstererek anlatmıştır.
Peygamberimiz (sav) ayrıca, yeni doğan bebeklere, çocuklarına, torunlarına ve ashabının çocuklarına hep dua etmiştir. Onları severken ya da onların oyunlarını izlerken, onlar için Allah'tan hayırlı ve uzun bir ömür, ilim, hikmet ve iman istemiştir. Örneğin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e her vesilede dua etmiş ve bu duasının, Hz. İbrahim'in Hz. İshak ve Hz. İsmail için ettiği dua olduğunu belirtmiştir.
Ashabından İbn-i Abbas (ra) çocukken Peygamberimiz (sav)'in kendisine "Allah'ım buna hikmeti öğret" diye dua ettiğini aktarır. Ashabından Enes (ra)'e ise çocukluk döneminde, Allah'ın mal ve evladını çok ve ömrünü uzun kılması ve verdiklerinin Enes (ra) hakkında hayırlı ve mübarek olması için dua etmiştir.
Peygamber Efendimiz çocukların oyununa da çok önem vermiş, hatta zaman zaman onlarla oyun oynayarak ilgilenmiştir. Hz. Peygamber (sav), "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın" diyerek, anne babalara çocuklarını bizzat eğlendirmelerini tavsiye etmiştir. Peygamberimiz (sav) çocukların yüzme, koşu, güreş gibi oyun ve sporlarla meşgul edilmelerini de tavsiye etmiş, hatta torunlarını ve çevresindeki çocukları buna teşvik etmiştir.
Birçok sahabe, Peygamber Efendimizin çocukları nasıl sevdiğini, onlarla nasıl ilgilendiğini ve oyunlar oynadığını aktarmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:
Hz. Enes (ra):
"Resulullah aleyhissalatu vesselam çocuklarla şakalaşmada insanların en önde olanıydı.
El Bera (ra):
"Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellemi Hasan omuzunda iken gördüm..."
"Peygamberimiz (sav) kızı Hz. Fatıma (ra)'ya şöyle derdi: 'Haydi şu oğullarımı (Hasan ve Hüseyin) çağır bana!' Ondan sonra o ikisini göğsüne basar, koklardı."
Ya'la İbnu Mürre (ra) Peygamberimiz (sav)'in çocuklara olan sevgisine, onlarla nasıl şakalaştığına dair şunları anlatmıştır:
"Bir grup ashab, Resulullah ile birlikte aleyhissalatu vesselam'ın davet edildiği bir yemeğe gittiler. Yolda torunu Hüseyin'e rastladılar, çocuklarla oynuyordu.
"Resulullah (sav) çocuğu görünce ilerleyip cemaatin önüne geçip onu tutmak için ellerini açtı. Çocuk ise sağa sola kaçmaya başladı. Resulullah da onu takliden sağa sola koşarak, tutuncaya kadar peşinde koştu. Yakalayınca ellerinden birini çenesinin altına diğerini de ensesine koyup öptü ve 'Hüseyin bendendir. Ben de Hüseyindenim. Kim Hüseyin'i severse Allah da onu sevsin. Hüseyin sıbtlardan bir sıbttır (torun)' buyurdu."
Hz. Enes (ra)'in bildirdiğine göre Resulullah (sav), "dünyadaki iki reyhanım" dediği torunları Hasan ve Hüseyin'i sık sık yanına çağırtıp onları koklar ve bağrına basardı.
İbnu Rebi'ati'ibni'l Haris (ra) diyor ki:
"Babam beni, Abbas (ra)'da oğlu el-Fadl (ra)'ı Resulullah'a gönderdi. Huzurlarına girdiğimiz zaman bizi sağlı sollu oturttu ve bizi öylesine sıkı kucakladı ki daha kuvvetlisini görmedik."
Resulullah (sav)çocuklara olan sevgisini gösterirken sıkça onların başlarını okşardı ve onlara hayır duaları ederdi. Örneğin Yusuf İbni Abdillah İbni Selam (ra), "Hz. Peygamber (sav) beni Yusuf diye isimlendirdi, başımı okşadı" der. Amr İbnu Hureys (ra) ise annesinin kendisini Hz. Peygamber (sav)'in huzuruna götürdüğünü, Resulullah (sav)'ın başını okşayıp bol rızka kavuşması için dua ettiğini, Abdullah İbnu Utbe (ra) de beş-altı yaşlarındayken Peygamberimiz Efendimizin başını okşayarak, zürriyeti ve bereketi için dua ettiğini hatırlayabildiğini anlatır.
Hz. Muhammed (sav)'in çocuklara gösterdiği ilgili ve sevgi dolu tavrı, Ebu Hüreyre (ra) de şu örneklerle anlatmıştır:
"Meyvenin ilk çıkanı getirildiği zaman Resulullah (sav) şöyle derdi: 'Allah'ım bize, Medinemize, meyvelerimize, müdd ve saımıza (yani ölçeklerimize) kat kat bereket ver' diye dua ederdi. Sonra meyveyi orada bulunan en küçük yaştakine verirdi."
"Çocuğa karşı yumuşak davranmak Allah Resulü'nün adetlerindendi. Allah Resulü bir seferden döndüklerinde çocuklar kendilerini karşılarlardı. Allah Resulü de durur sahabelerine çocukları kaldırmalarını emrederdi. Onlar da çocukların kimini Allah Resulü'nün önüne kimisini terkisine bindirir ve bazılarını da kendileri bineklerine alırlardı."
"Resulullah (sav) Hz. Fatıma'nın evinin avlusuna geldi ve oturdu. 'Burada çocuk var mıdır?' diye sordu. Hz. Fatıma'nın çocuğu (Resulullah'ın torunu), süratle koşarak geldi ve Resulullah'ın boynuna sarıldı. Resulullah çocuğu öptü."
"Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu."
Cabir İbnu Semüre (ra) de aynı konuda şunları anlatmıştır:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim."
Kız çocuklarının doğar doğmaz öldürüldükleri bir dönemde peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed (sav), kız çocuklarını da erkek çocuklardan ayırmamak gerektiğini, kız çocuklarını öldürmenin günah olduğunu bildirmiş, ve hepsine eşit sevgi ve ilgi göstererek, topluma da güzel bir örnek olmuştur. Peygamberimiz (sav)'in kız çocuklarındaki güzel özellikleri vurguladığı sözlerinden biri şudur:
"Kız ne güzel evlattır. Şefkatli, yardımsever, munis, kutlu ve analık duyguları ile doludur."
Peygamberimiz (sav) sevgisini hem sözleriyle hem de davranışlarıyla gösterirdi. Çocuklara onları sevdiğini söylerdi.
Peygamber Efendimiz, çocuklara olan şefkatinde hiçbir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği sevgi ve merhametin aynısını diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi. Halid bin Said (ra), Peygamberimiz (sav)'i ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan'da doğduğu için, Peygamberimiz (sav) ona ayrı bir yakınlık gösterirdi. Bir seferinde Peygamberimiz (sav)'in eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid'in kızını çağırttı ve ona verdi, sevindirdi.
Cemre o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimiz (sav)'in huzuruna götürür ve derdi ki: "Yâ Resulallah, şu kızım için Allah'a bereketle dua eder misiniz?" Peygamber Efendimiz Cemre'yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua buyurdu.
Peygamberimiz (sav)'in yardımcısı Hz. Zeyd (ra)'in oğlu Üsame (ra) Peygamber Efendimiz ile ilgili şunları anlatmıştır:
"Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua ederdi."
Bazı kimseler, Peygamberimiz (sav)'in çocuklarla oyun oynamasını, onlarla ilgilenmesini anlamıyorlardı. Bir defasında Akra bin Habis (ra), Peygamberimiz (sav)'i, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:
"Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim." Bunun üzerine Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdu."
Peygamber Efendimiz mübarek evladı Hz. İbrahim'i de, süt annesinin evinde sık sık ziyarete gider, şefkat ve merhametini göstererek, başını okşar, bağrına basardı. Peygamber Efendimizin hizmetkarı Hz. Enes (ra), ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:
"Ben ev halkına Resul-i Ekremden (sav) daha şefkatli, daha merhametli davranan bir kimse hayatımda görmedim. İbrahim, Medine'nin Avali kısmında sütannesinin yanında bulunurken, Peygamberimiz (sav) onu görmeye gider, biz de beraberinde bulunurduk... Peygamberimiz (sav) içeri girer, oğlunu alır, öper, sonra dönerdi... Yine bir gün gittiğimizde Resulullah çocuğunu getirtti, bağrına bastı. Ona bazı sözler söyledi, onunla konuştu."
Hazret-i Ali anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa verdi..."
Peygamberimiz (sav), ayrıca müminlere çocukları arasında adaletle davranmalarını hatırlatmış ve şöyle demiştir:
"Allah'tan korkun. Çocuklarınızın size itaatli olmalarını istediğiniz gibi siz de onların aralarında adaletle davranınız."
"Allah öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar arasında adaletli davranmanızı sever"
Peygamberimiz (sav)'in çocukların eğitilmeleri ve güzel ahlak ile terbiye edilmeleri üzerinde de durmuş ve bu konuda birçok tavsiyede bulunarak yol göstermiştir. Peygamberimiz (sav)'in bu konudaki sözlerinden bazıları şöyledir:
"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz."
"Çocuğun, babası üzerindeki haklarından biri ismini ve edebini güzel yapmasıdır."
"Çocuklarınıza ikram edin ve terbiyelerini güzel yapın..."
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), her konuda olduğu gibi, çocuklarla ilgilenmesi, onlara gösterdiği sevgi ve şefkat ile müminlere en güzel örnektir. Peygamberimiz (sav) "Küçüklerimize şefkat etmeyen ... bizden değildir" diyerek, çocuklara gösterilen şefkatin önemini belirtmiştir.

bal küpü

O YÜCE PEYGAMBERİN BİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞU ÖRNEK DAVRANIŞLARA BÜTÜN DÜNYA İNSANLARININDA HAYRANKALDIĞI TARTIŞILMAZDIR.BU GÜZEL YAZINIZ İÇİN SİZE TEŞEKKÜR EDERİM BU TİP YAZILARI DAHA FAZLA  GÖRMEYİ  UMUD EDERİM

sedefsahin

merhaba cnm ben sedef yazını okudum cok begendım buraya yazmanda cok ınce bır dusunce allah razı olsun
en azından bu sıteye gırıpte daha once okumayanlar bu yazıdan ıstıfade ederler senınle tanısmak ısterım cevabını beklıyorum allaha emanet ol
merhabalar

MeRVe_

çok güzel bi paylaşım.. herkesin okuması gerek tabi..   :director: Allah razı olsun cnm..   :k06:

sekaya

mükemmel bir örnek insan yaaaaaa. keşke hepimiz onun gibi olabilsek. aslında olmaya çalışmalıyız  :icon_thumright: