29 Nisan , 2024, 16:56:53

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...

Başlatan Şeymanurr, 02 Mart , 2008, 13:49:48

« önceki - sonraki »

Şeymanurr

DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN[/glow]

Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ilk kez, 26-27 Ağustos 1910'da Kopenhag'da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. Bir çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı. İsveç'te ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya başladı.:qs:

İLGİNÇ BİLGİLER

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

1. Dünyadaki işlerin %66'sı kadınlar tarafından görülüyor.
2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10'una sahipler.
3. Dünya'daki mal varlığının ise % 1'ine sahipler.
4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34'ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90'ına ve toplam mal varlığının % 99'una sahipler.

Türkiye'den Rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001)

1. Şehirlerde evli kadınların % 18'i, köylerde de % 76'sı eşleri tarafından dövülüyor.
2. Kadınların % 57,7'si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3. Aile içi suçların % 90'ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.



TÜRKİYE'DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ

İlk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.

"Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

Kadınlar 80'li yıllarda 8 Mart'ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarını sürdürdüler. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu.

DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN :wav: :alkış: :occasion16:

blogumuz hergün güncelleniyor beklıyoruz(yorumda yazın ama)
http://keremsalih.blogcu.com/


[IMG]http://img511.imageshack.us/img511/100

sevda

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler  [değiştir]
"Kadınlara ve kız çocuklara karşı şiddetin dokunulmazlığına son"
BM'nin güne özel logosu.Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak "kayıp" (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyon dolardır.
Küresel olarak, daha büyük oranda on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar erkek şiddetinin sonucu ya da kanser, sıtma, trafik kazaları veya savaşa bağlı olarak sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir.
En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
Sistematik tecavüz dünyadaki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda'daki 1994 soykırımı esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır

sevda

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Öncesi Kadınlar Sokaklarda

İzmir'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi toplanan bir grup kadın, meşaleler yakıp, zılgıtlar çekerek, şiddete, kendilerine yapılan cinsel tacizlere karşı Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüdü.



İzmir'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi toplanan bir grup kadın, meşaleler yakıp, zılgıtlar çekerek, şiddete, kendilerine yapılan cinsel tacizlere karşı Kıbrıs Şehitleri Caddesi boyunca yürüdü.
Emeklerine, bedenlerine, kimliklerine sahip çıkmak ve dünyayı kadınlar için yaşanılır kılmak için yürüdüklerini belirten kadınlar, basın açıklaması yaparak 8 Mart'ta yapacakları eylem ve etkinliklerinin duyurusunu yaptı. 8 Mart İzmir Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Zeynep Tuna, "Biliyoruz ki, dünyanın yarısını oluşturan biz, yaşamın ta kendisiyiz. Geceyi de gündüzü de, güneşi de ayı da, karanlığı da aydınlığı da, her yerde ve her alanda yaşamak istiyoruz. Bu gece, ışıl ışıl, her metrekaresinde şiddete ve tacize uğradığımız bu caddeyi meşalelerimizle, zılgıtlarımızla ve hatta çığlıklarımızla aydınlatıyoruz." dedi.

Kendilerini duymayanlara, "Geceleri de, sokakları da alanları da istiyoruz. Yaşasın kadın dayanışması" diyerek haykıran kadınlar, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı


sevda

Türk Kadını Avrupa'yla Kıyaslanırsa
Türkiye, kadınların parlamento ve belediye başkanlığındaki temsiliyeti konusunda Avrupa genelinde en kötü sicile sahip ülkeler arasında yer alıyor.
En kötüler sıralamasında Türkiye'yi yüzde 4,9'la Ukrayna, yüzde 5,3'lük bir temsiliyet oranıyla da Ermenistan izliyor.

KADIN PARLAMENTERLER
Kadınların parlamentolarda en fazla temsil edildiği ülkeler ise İsveç (yüzde 46,4), Finlandiya (yüzde 38) ve Norveç (yüzde 37). Avrupa genelinde kadınların parlamentolarda ortalama temsiliyet oranı yüzde 21.

Avrupa Konseyi, tüm Avrupa devletlerine yönelik olarak 2003 yılında yayımladığı bir tavsiye kararında, kadınların politik ve kamusal yaşamın karar mekanizmalarında en az yüzde 40 oranında temsil edilmeleri hedefiyle çalışılmasını önermişti. Şu ana kadar parlamentoda temsiliyet alanında bu hedefe ulaşmış tek ülke İsveç. Avrupa Konseyi üyesi 46 ülkenin yarısında kadınların parlamentolarda temsiliyet oranı yüzde 20'yi geçmiyor.

KADIN LİDERLER
Aynı araştırmaya göre, Avrupa'da bugün 3 ülkede (Finlandiya, İrlanda ve Letonya) devlet başkanlığı kadınların elinde bulunuyor. Kadın başbakanı olan tek ülke ise Almanya.

KADIN BAKANLAR
İsveç, parlamentoda temsiliyet alanında olduğu gibi hükümette görev yapan kadın bakan sayısında da lider ülke konumunda. Bu ülkedeki 21 bakandan 11'i kadın. İsveç'i bu alanda İspanya (16 bakandan 8'i), ve Avusturya (12 bakandan 6'sı) izliyor. Hiç kadın bakanı olmayan ülkeler ise Ermenistan, Azerbaycan, Kıbrıs Rum Kesimi, Monako, Sırbistan ve Slovakya.

KADIN BELEDİYE BAŞKANLARI
Avrupa Konseyi verilerine göre kadınların temsiliyeti konusunda Türkiye'nin sicilinin en kötü olduğu alanlardan biri de belediye başkan sayısı. Araştırma, Türkiye'deki 3 bin 225 belediye başkanından sadece 18'inin kadın olduğunu gösteriyor. Türkiye bu alanda sadece, hiçbir kadın belediye başkanları olmayan Çek Cumhuriyeti, Lihtenştayn ve Monako'yu geride bırakabilmiş durumda.

En faz la kadın belediye başkanına sahip ülkeler ise sırasıyla Letonya, İsveç, İsviçre, İrlanda, Slovakya ve İzlanda. Bu ülkelerdeki kadın belediye başkan oranı yüzde 20'nin üzerinde. Bu alanda Avrupa ortalaması sadece yüzde 10.

KADIN YARGIÇLAR
Türkiye, kadınların hukuk dünyasında temsiliyeti konusunda ise Avrupa ortalamasında yer alıyor. Kadınlar, Türkiye'deki üst düzey mahkemelerde görev yapan yargıçların yüzde 22,4'ünü oluşturuyor. Bu alanda Avrupa ortalaması yüzde 23,7. En fazla üst düzey kadın yargıcı olan ülkeler Macaristan, Hırvatistan, Letonya, İsveç ve Slovakya. Avusturya, Hollanda, Fransa, İtalya yüzde 15 oranının altında bulunuyor. Bu alanda Yunanistan'daki oran yüzde 2, İspanya'daki oran ise sadece yüzde 1,1.

Anayasa Mahkemesinde görev yapan kadın yargıç sayısında ise İsveç, Slovenya ve Lüksemburg yüzde 40'ı aşan oranla başı çekiyor. Son sırada ise Anayasa mahkemelerinde hiçbir kadın yargıç bulunmayan Ermenistan, Belçika ve Monako var. Türkiye yüzde 13,3'lük oranla yüzde 20'lik Avrupa ortalamasının altında yer alıyor.

KADIN BÜYÜKELÇİLER
İsveç, kadınların diplomatik yaşamdaki temsiliyetinde de ön sırada geliyor. Bu ülkedeki büyükelçilerin yüzde 35,4'ü kadınlardan oluşuyor. İsveç'i bu alanda sırasıyla Lihtenştayn, Estonya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Finlandiya izliyor. Sıralamanın en altında İspanya (yüzde 4,1), Ermenistan (yüzde 2,9), Macaristan (yüzde 2,4) ve Monako (yüzde 0) bulunuyor. Türkiye'nin ise 177 büyükelçisinden sadece 18'inin (yüzde 10,2) kadın olduğu belirtiliyor. Bu alanda Avrupa ortalaması yüzde 13.


sevda

Türkiye Tarihine Yön Veren Kadınlar
İlk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu, Yassıada'da hukuk profesörü babası Ahmet Ağaoğlu'nu savundu. İlk kadın doktor Safiye Ali, Kurtuluş, Balkan ve 2. Dünya Savaşı'nda hastalara şifa dağıttı.
Kadınlar, 83 yıllık Cumhuriyet tarihinde pek çok alanda yarattıkları ilklerle kendilerinden sonra gelenlere öncü ve örnek oldular.

Türk kadınının, varolma mücadelesindeki önemli tarihler şöyle:
1920: İlk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu.
1921: Dr. Safiye Ali, Almanya'da tıp eğitimini tamamlayarak ilk Türk kadın hekim oldu.
1922: Yedi kız öğrenci, Tıbbiye'ye kayıt yaptırarak eğitime başladı.
Haziran 1923: Nezihe Muhittin'in başkanlığında ilk kadın partisi olan Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması girişiminde bulunuldu, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe partinin kuruluşuna onay verilmediğinden dernekleşmeye gidildi.
1924: İlk Türk kadın diş hekimi Ferdane Bozdoğan Erberk, diplomasını aldı.
1930: Türkiye'de ilk kadın yargıçlar atandı.
1933: Aydın'ın Karpuzlu köyünde ilk kadın muhtar Gül Esin, yaklaşık 500 oy alarak seçildi.
8 Şubat 1935: Türkiye Büyük Millet Meclisi 5. Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi, ara seçimlerde bu sayı 18'e ulaştı. Mebrure Gönenç, Hatı Çırpan, Türkan Örs Baştuğ, Sabiha Gökçül Erbay, Şekibe İnsel, Hatice Özgener, Huriye Öniz Baha, Fatma Memik, Nakiye Elgün, Fakihe Öymen, Ferruh Güpgüp, Bahire Bediş Morova Aydilek, Mihri Bektaş, Meliha Ulaş, Esma Nayman, Sabiha Görkey, Seniha Hızal ile Benal Nevzad İstar Arıman, Türk kadınının temsil eden ilk vekillerdi.
1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu'ndan mezun olan Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen dünyanın ilk kadın savaş pilotu oldu.
1950: İlk kadın belediye başkanı Müfide İlhan, Mersin'den seçildi.
1957: Türk ordusunun ilk kadın doktor subayı Dr. Sema Aran, teğmen rütbesiyle göreve başladı.
1958: Leman Altınçekiç, Eskişehir jet eğitim filosundaki eğitimini başarıyla tamamlayarak, jet pilotu brövesini taktı.
1971: İlk kadın bakan Dr. Türkan Akyol atandı.
1982: Filiz Dinçmen, Hollanda Lahey Büyükelçiliğine atandı.
1991: İlk kadın vali Lale Aytaman, Muğla'ya atandı.
1993: Alev Kılıçkeser Hottin, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu Pilotaj Bölümü'nden mezun olarak ticari havayollarındaki ilk Türk kadın pilot oldu.



1993: Türkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, hükümeti kurdu.
1996: İlk kadın deniz subaylar, Deniz Harp Okulu'ndan mezun oldu.
2005: Tülay Tuğcu, Anayasa Mahkemesi başkanlığına seçilen ilk kadın oldu.
2007: Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD başkanlığına seçildi.

KADINLARIN GÜCÜNÜ HER ALANDA KANITLADILAR
İlk kadın jet pilotu Leman Altınçekiç, ilk kadın makinist Seher Aytaç, ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, ilk kadın otomobil yarışçısı Samiye Morkaya idi. İlklere imza atarak kendilerinden sonra gelenlere örnek olan diğer Türk kadınları da şöyle:
İlk Adalet Müfettişi ve Adalet Başmüfettişi: Nazmiye Kılıç
İlk Danıştay Başkanı: Füruzan İkincioğulları
İlk Danıştay üyesi: Şükran Esmerer
İlk Hakim: Suat Berk
İlk Savcı: Tüzünkan Koçhisaroğlu
İlk Sayıştay Üyesi: Fehrunisa Etmen
İlk Yargıtay Üyesi: Melahat Ruacan
İlk Emniyet Müdürü: Feriha Sanerk
İlk Karakol Amiri: Nevlan Kulak
İlk Polis Memuru: Betül Diker
İlk Vali: Lale Aytaman
İlk Kaymakam: Özlem Bozkurt
İlk Milli Eğitim Müdürü: Güler Karakülah
İlk Milli Maç Hakemi: Lale Orta
İlk Opera Sanatçısı: Semiha Berksoy
İlk Profesör: Dr. Fazıla Şevket Giz
İlk Rektör: Prof. Dr. Saffet Rıza Alpar
İlk Subay: Ülkü Sema Toksöz
İlk TBMM Başkanvekili: Neriman Neftçi
İlk Eczacı: Rukiye Kanat Arran
İlk Gazeteci: Selma Rıza
İlk Makinist: Seher Aytaç
İlk Radyo Spikeri: Emel Gazimihal
İlk Televizyon Spikeri: Nuran Devres


sevda

Dayak Nedenleri
Gülmek
Kısa etek giymek
Eve geç gelmek
Cevap vermek
Aynaya bakmak
Evin içine sinek girmesine neden olmak
Aşık olmak
Eğitim almak istemek
KADINLARIN VERDİKLERİ KARŞILIKLARI:
Kadınların büyük bölümü küfürlere hiçbir karşılık vermiyor, çünkü şiddetin boyutunun büyümesinden korkuyor. Bazıları ise şu sözlerle karşılık veriyor.
Onu sana iade ediyorum
Senin ailendir
Kendinsin
Sensin

(Dil Dayakları adlı araştırmada dar bir zaman aralığında, dövme olayından hemen önce, dövme sırasında ve dövme sonrasında hangi dil kalıplarının kullanıldığı tespit edildi. Saldırgan akraba tarafından şiddet mağduru kadına yöneltilen küfür, argo, tehdit, hakaret, aşağılama ve kötü söz birimleri kayda alındı. Katılımcılardan 33'ü ev hanımı, 32'si de meslek sahibi, 32'si ilkokul mezunu, 6'sı ortaokul, 12'si lise ve 13'ü üniversite mezunu. Avukat, mimar, eczacı, öğretmen, hemşire gibi mesleklere sahip kadınların da içinde bulunduğu katılımcılardan yalnızca ikisi okuma yazma bilmiyor.)


sevda

Türk Erkeğinin Attığı Dil Dayakları
Araştırmacı Filiz Bingölçe şiddetin dilini araştırdı. "Dil Dayakları" adlı araştırmaya göre, erkek kadına şiddet uygulamadan önce ağır hakaret ediyor, kadınsa kavga büyümesin diye sesini çıkarmıyor.
Türkiye'de 'Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Ortak Dili' araştırıldı. BM Türkiye Nüfus Fonu'nun desteğiyle hazırlanan ve önümüzdeki hafta açıklanacak olan 'Dil Dayakları' araştırma raporundan çarpıcı sonuçlar çıktı.

Saldırgan bir akraba kadına yöneltilen küfür, argo, tehdit, hakaret, aşağılama ve her türlü kötü söz araştırmacı Filiz Bingölçe tarafından kayda alındı.

Bingölçe Ankara, İstanbul, Konya, Erzurum ve Urfa'da şiddet mağduru, farklı gelir ve sosyal statüye sahip 65 kadınla yüzyüze görüştü. Sözel şiddeti uygulayan erkeğin her kesimden çıkabildiği tespitinde bulunan Bingölçe, "Şiddeti uygulayanın kimliği açısından baktığınızda tüm eğitim ve gelir grupları ile sosyal statü mensubu erkeğin aile içi şiddeti 'meşru ve haklı' olarak kabul edebildiği potansiyel şiddetçi olduğunu gördüm" dedi.

Şiddetin aktörlerinin baba, koca, sevgili, nişanlı, kaynana ve kardeş olduğunu belirten Bingölçe, zaman zaman kadınların da (anne, kaynana ya da görümce gibi) şiddet uyguladıklarını söyledi ve, "Dilsel ve fiziksel şiddet uygulayan erkek şiddeti ne ayıp, ne günah, ne de suç kabul ediyor. Hatta bazı erkekler bu hareketlerini temel haklar ve özgürlükler içinde bile sayabiliyor" dedi.

DAYAĞA 'DİL DAYAĞI' EŞLİK EDİYOR
Araştırmacı Filiz Bingölçe, el dayağı ile dil dayağı arasındaki ilişkiyi şöyle açıkladı: "Kadınların kafasında yer etmiş şiddete ilişkin iki kategori bulunduğunu söyleyebilirim. Bunlardan biri el dayağı, diğeri ise dil dayağı. Saldırgan tarafından bir monolog olarak tekrarlanan aşağılama, hakaret, küfür ve tehdit sözcükleri daha çok aile bireylerine karşı dayak öncesinde fikrini kabul ettirme, haklarını sınırlama, ötekinin sözlerinin geçerliliğini yok etme, varlığını aşağılama, etkisini azaltma ya da bir sindirme aracı olarak kullanılıyor. Küfür bazen tek başına etkili olabiliyor. Ancak sözün bittiği yerde saldırgan, küfürün yetmediğine inanıyorsa o zaman kaba kuvvete başvuruyor."

ARAŞTIRMACIYI YANILTAN SONUÇ
Argo ve küfür konusunda daha önce de araştırmalar yapan Bingölçe, şiddet uygularken sınırlı sayıda sözcüğün kullanılmasını şaşırtıcı bulduğunu söyleyerek, "Araştırmada, çok sayıda hakaret, tehdit, kaba söz ve küfür bulacağımı sanıyordum ama Türkiye'de görülen o ki insanlar şiddet uygularken üç aşağı beş yukarı aynı sözleri kullanıyor" dedi.

EN ÇOK 'O..' KULLANILIYOR
Kadınlara tehdit amaçlı söylenen sözlerin başında "seni dağa kaldırırım", "yüzüne kezzap atarım", "seni ayağa düşürürüm", "arkana adam takarım" gibi tehditler ilk sırada yer alıyor. Küfürler arasında ise en sık başvurulanı ise 'o..' sözcüğü.

Bingölçe en sık kullanılan bu sözcükle ilgili olarak, "Erkeklerin ayrımsız en fazla başvurdukları kadına yönelik şiddet sözcüğü olma özelliği taşıyor. Öte yandan kadınların en fazla incindiği aşağılama sözcüğü de kendi ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla bu. Sözcük, erkeğin kadınlık durumuna ilişkin en aşağılık bulduğu hal mi yoksa kadının en hassas noktası mı, elbet bunu tam olarak tespit etmek için daha kapsamlı bir çalışma yapmak gerekiyor. Şüphe yok ki eşine, sevgilisine, kızına 'o..' diyen erkek yarattığı yabancılaştırma hali nedeniyle başvurduğu şiddeti kendi kafasında meşru ve haklı hale getiriyor. Nedense erkekler kadınları en fazla 'sahiplendikleri', 'başka durum ya da kişilerden sakındıkları', 'koruma altına aldıkları' anda bu sözcüğü kullanıyor ve ardından da dövüyorlar" dedi.


sevda

İlginç Bilgiler
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;
Dünya
1. Dünyadaki işlerin %66'sı kadınlar tarafından görülüyor.

2. Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10'una sahipler.

3. Dünya'daki mal varlığının ise % 1'ine sahipler.

4. Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34'ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90'ına ve toplam mal varlığının % 99'una sahipler.

Türkiye
1. Şehirlerde evli kadınların % 18'i, köylerde de % 76'sı eşleri tarafından dövülüyor.

2. Kadınların % 57,7'si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.

3. Aile içi suçların % 90'ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.