27 Nisan , 2024, 15:14:45

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - Balböceği

121
dusundum bi bu konu eksik  :k06:

hadi herkes ceyizinden dantalleri cikarsinda gorelim  :hello2: :hello2: :hello2:
122
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateşten koruyun."[1]


1- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Babanın senin üzerinde hakkı olduğu gibi çocuklarının da hakkı vardır."[2]

2- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "İyilik etmeleri için çocuklarınıza yardımcı olun. Her anne ve baba çocuklarının itaatsizliğine engel olabilir."[3]

3- Peygamber efendimiz (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarının kendilerine itaatsizlik etmesine neden olan anne ve babaya Allah lânet etsin."[4]

4- Resul-i Ekrem (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınızı iyi eğitin ki yüce Allah sizleri affetsin."[5]

5- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuk yedi yaşına kadar emredici, yedi yaşından on dört yaşına kadar emre uyan, on dört yaşından sonraki yedi yılda da anne ve babasının istişare tarafı olmalıdır."[6]

6- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocukları sevin, onlara karşı şefkatli olun, onlara verdiğiniz sözü harfiyen yerine getirin; çünkü çocuklar, sizin onlara rızk verdiğinizi sanırlar."[7]

7- Peygamber efendimiz (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınız ağladığında onları dövmeyin; çünkü ilk dört aydaki ağlamaları 'lâ ilâhe illallah' zikridir, ikinci dört aydaki ağlamaları Peygamber'e (s.a.a) 'salâvattır', üçüncü dört aydaki ağlamaları ise anne ve baba hakkında duadır."[8]

8- Resul-i Ekrem (s.a.a) bir gün şöyle buyurdu: "Yazıklar olsun ahir zaman babalarına!"

Bunun üzerine ashap sordu: "Yoksa müşrik mi olacaklar?" Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Hayır, Müslüman kalacaklar; ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak ve onları dünya malı kazanmaya sevk edeceklerdir. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden uzaktırlar."[9]

9- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Akıllı insan nasihat ve öğütle, hayvanlar ise ancak dayakla eğitilir."[10]

10- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Çocuklarınızın ve akrabalarınızın bedbaht olmalarına sebep olmaktan sakının."[11]

11- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Çocuğun kalbi ekilmemiş tarlaya benzer; ne eksen tutar."[12]

12- Hz. İmam Ebul-Hasan (a.s)'a çocuğuyla ilgili bir şikâyette bulunan bir adama İmam şöyle buyurdu:

"(Çocuğunu eğitmek istiyorsan), onu dövmemelisin; ona küsebilirsin, ama bunu fazla sürdürmemeli ve en kısa zamanda barışmalısın."[13]

13- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Çocuklarınızı kendi zamanınızın âdetlerine göre eğitmekte ısrarcı olmayın; çünkü onlar sizin zamanınızdan başka bir zaman için yaratılmışlardır."[14]

14- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Aşırı kınama, inatçılık ateşini körükler."[15]

15- Allah Resulü (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınıza eşit davranın; farklı davranacak olsanız dahi kızlarınızı üstün tutun!"[16]

16- Resulullah (s.a.a) bir gün şöyle buyurdu: "Allah'ın rahmeti, çocuklarının iyi işler yapmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun!"

"Bu nasıl gerçekleşebilir?" diye sorulduğunda Allah Resulü (s.a.a) buyurdu:

"Çocuklarınızdan, yapabilecekleri bir işi bekleyin; güç yetiremeyecekleri şeyi onlardan istemeyin; onları günah işlemeye mecbur etmeyin; çocuğunuza yalan söylemeyin ve abes şeyler yapmayın."[17]

17- İmam Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur: "İyi babaların çocuklarına bırakabileceği en büyük miras, servet değildir; güzel eğitim ve ahlâktır."[18]

18- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Çocuklarınıza Peygamber'i (s.a.a), Ehl-i Beyti'ni (Allah'ın selâmı üzerlerine olsun) ve Kur'an okumayı sevdirin."[19]

19- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınıza değer verin, güzel ahlâk öğretin ve onlar için Allah'tan bağışlanma dileyin."[20]

20- Resulullah (s.a.a) bir gün şöyle buyurdu: "Yüce Allah, Kur'an okuyan her çocuğun anne ve babasının günahlarını bağışlar."

Allah Resulü'ne (s.a.a) soruldu: "Kur'an okumanın, Müslüman olmayan anne ve babaya da faydası var mı?" Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Onların da azabının hafifletilmesine neden olur."[21]

21- İmam Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur: "Erkek çocuk nimet, kız çocuk ise hasenedir; yüce Allah nimetin hesabını sorar, haseneye ise mükâfat verir."[22]

22- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar. (Yanlış eğitim sonucu) onu Yahudileştiren, Hıristiyanlaştıran, Mecusîleştiren ve doğru yoldan saptıran anne ve babalardır."[23]

23- Yüce Peygamberimiz (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınızı çok öpün; çünkü her öpücüğünüz için (Allah katında) makamlar vardır."[24]

24- İmam Seccad (a.s), çocuklarının eğitimi hususunda yüce Allah'tan şöyle yardım dilemektedir:

"Allah'ım, çocuklarımı iyi eğitebilmem için bana yardım et."[25]

25- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları çağırmayın."[26]

26- İmam Cafer Sadık (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakleder:

"Beş şeyi ölene kadar terk etmeyeceğim; ...onlardan biri de çocuklara selâm vermektir. Buna titizlikle amel edeceğim ki, benden sonra ümmetim arasında gelenek olsun."[27]

27- İmam Ali (a.s) buyurmuştur: "Bir baba çocuğunu eğitirken, onun seviyesine inmelidir."[28]

28- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Birinin dört oğlu olur da birine benim adımı koymazsa, bana haksızlık etmiş olur."[29]

29- İmam Cafer Sadık (a.s), birisinin "Çocuklarımıza, sizin ve babalarınızın adını veriyoruz; bunun Allah katında sevabı var mıdır?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Evet, Allah'a yemin ederim ki, bunun manevî faydası vardır."[30]

30- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklarınız yedi yaşına geldiğinde yataklarını ayırın."[31]

31- Resulullah (s.a.a) İmam Ali'ye (a.s) buyurmuştur: "Çocuğun baba üzerindeki hakkı, ona güzel isim koyması, onu iyi eğitmesi ve doğru bir işe koymasıdır."[32]

32- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuk, ergenlik ve rüşt çağına erinceye kadar (kendi mallarında) tasarruf edemez. Ergenlik çağına ermesinin işaretleri ise, avret mahallinde sert kıl bitmesi veya ihtilâm olması veya âdet görmesi ya da erkek çocuk için on beş yaşını, kız çocuk için ise dokuz yaşını doldurmuş olmasıdır."[33]

33- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuklara sevgi ve şefkatle davranmayanlar ve büyüklere saygı göstermeyenler bizden değildir."[34]

34- İmam Muhammed Bâkır (a.s) buyurmuştur: "Ebeveynin güzel ahlâklı olması, çocukların da güzel ahlâklı olmasını sağlar."[35]

35- İmam Muhammed Bâkır (a.s) buyurmuştur: "Çocuklarınıza üç yaşında kelime-i tevhidi, dört yaşında Muhammed Resulullah'ı (s.a.a), beş yaşında kıbleyi ve secde etmesini, altı yaşında rükû ve secdeyi eksiksiz olarak, yedi yaşında abdest alıp namaz kılmayı öğretin."[36]

36- Bir gün iki çocuğuyla birlikte Resulullah'ın (s.a.a) yanına gelen biri, yanındaki çocuğun birini öpüp diğerine ilgisiz kaldı. Bunu gören Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Neden farklı davranıyorsun, diğerini de öpmen gerekir."[37]

37- İmam Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur: "Altı yaşına gelen kız çocuğunu mahrem olmayan kimse öpmemeli."[38]

38- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Çocuğuna Kur'an öğreten kimse kıyamet günü çağrılarak elbiseler giydirilir; öyle ki o elbisenin nuru, bütün cennet ehlinin yüzünü aydınlatır."[39]

39- İmam Cafer Sadık (a.s) buyurmuştur: "Lokman, oğluna şöyle buyurdu: 'Oğlum, gününün bir kısmını kitap okumaya ve ilim öğrenmeye ayır; çünkü kitap okumayı terk edersen, bilgilerini zayi edersin."[40]

40- Resulullah (s.a.a) buyurmuştur: "Allah katına ulaşması engellenmeyen dört dua vardır. Onlardan biri, babanın evlâdı hakkındaki duasıdır..."[41]
123
Sizin Seçtikleriniz / 2012 Yeni Yıl Dilekleri
30 Aralık , 2011, 14:42:14
Yarın gece yeni bir yıla giriyoruz, peki sizin yeni Yıl icin dilekleriniz neler?
124
Büşra'cım doğum gününüz kutlu olsun canım  :flowers:
Rabbim iclal'le hayırlı uzun ömürler nasip etsin, Gül yüzü gibi bahtida açık olsun
:occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16:
125
Din Bilgisi / Tedbirini Al Takdire Razı Ol
20 Aralık , 2011, 16:34:41
Gerçek manada tevekkül sahibi olanlar ne babalarına ne evlatlarına ne servetlerine ne de hünerlerine güvenirler. Onlar hangi halde olurlarsa olsunlar, bütün işlerini sadece Allah'a havale ederler.

"Deveni önce sağlam kazığa bağla, sonra Allah'a tevekkül et" sözünü duymuşuzdur. Aslında bu söz bir hadis-i şeriftir. "Devemi serbest bırakıp Allah'a tevekkül etsem olur mu?" diye soran bir sahabiye Allah Rasulü s.a.v.'in verdiği cevaptır. (Tirmizî) Bu cevap, müslümanların sebeplere dikkat etme ve tevekkül konusundaki tavrının özeti mahiyetindedir.

Sebepler bir şeyin görünürdeki nedenleridir. Hamuru kızgın fırına koymak ekmeğin pişmesinin sebebidir. Tevekkül ise, gerekli gişimleri yapmakla birlikte sonuçlar hususunda sadece Allah'a güvenmek, her şeyin ilahî takdirle gerçekleştiğine inanmaktır.

İmam Gazali rh.a. tevekkülü şöyle açıklar:

"Tevekkül, ihtiyaç halinde Allah Tealâ'ya dayanmak, zaruret halinde Allah'a güvenmektir. Başa bir musibet geldiğinde gönül rahatlığı ve kalp huzuruyla Allah'a bağlanıp metanet göstermektir. Rabbine tevekkül edenler, başlarına gelen her şeyin Allah'ın takdiriyle meydana geldiğini bilirler. Kendilerini o sıkıntılardan kurtaracak bütün sebepler de yine her şeyi kudretiyle yaratan Yüce Yaratıcı'nın hükmü altındadır.

Gerçek manada tevekkül sahibi olanlar ne babalarına ne evlatlarına ne servetlerine ne de hünerlerine güvenirler. Onlar hangi halde olurlarsa olsunlar, bütün işlerini sadece Allah'a havale ederler, başka hiçbir güce ve merciye güvenip dayanmazlar."

Velilerden tevekkül tarifleri

Allah dostları tevekkülü şu şekillerde tarif etmişlerdir:

Sehl bin Abdullah Tüsterî rh.a.:

"Tevekkül Hz. Peygamber s.a.v.'in hali ve ahlâkıdır. Çalışıp kazanmak Rasulullah s.a.v.'in sünnetidir, peygamberin yolundan gitmek isteyen sünnetini terk etmesin."

İbn Mesrûk rh.a.:

"Tevekkül, ilahi kaza ve hükümlere itirazsız teslim olmaktır."

Ebu Bekir Zekkak rh.a.:

"Tevekkül, sadece içinde bulunulan günün geçim derdine düşmek, yarın düşüncesini kalpten silmektir."

Ebu Ali Dekkâk rh.a.:

"Yüce Allah'ın verdiği rızıktan bir hırs ve tamah göstermeden yemek içmektir."

Hallac-ı Mansur rh.a.:

"Gerçek tevekkül sahibi olan kimse, bulunduğu beldede kendisinden daha muhtaç biri varken orada bir şey yemez."

Sebepleri gözetmek

İmam-ı Rabbanî k.s. gerçek tevekkülün aslında sebepleri gözetmek olduğunu şöyle açıklar:

"Peygamberler sebepleri gözetirlerdi. Buna rağmen işlerini Allah'a ısmarlamayı da ihmal etmezlerdi. Nitekim Yakup a.s. göz değmesinden korkarak oğullarına şu nasihatte bulunmuştu:

'Ey oğullarım! Şehre hepiniz aynı kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin.' (Yusuf, 67)

Hz. Yakub a.s. burada sebepleri dikkate alırken işini Allah'a ısmarlamaktan da geri kalmamıştır. Nasihatinin devamında şöyle demiştir:

'Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizin üzerinizden savamam. Hüküm ancak Allah'a aittir. Ben yalnız O'na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar.' (Yusuf, 67)

Sonunda Allah Tealâ Hz. Yakub a.s.'ın bu marifetini doğru ve güzel bularak onu kendisine nisbet etmiştir:
'...Şüphesiz o ilim sahibiydi. Çünkü ona biz öğretmiştik.' (Yusuf, 68)

Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, Peygamberimiz s.a.v.'e hitap ederken sebeplerin aracılığına işaret etmiş ve şöyle buyurmuştur:

'Ey Peygamber! Sana ve sana tabi olanlara Allah yeter.' (Enfal, 64)

Sebeplerin tesiri konusuna gelince, Allah Tealâ'nın bazen sebeplerle tesir yaratması ve böylece sebeplerin tesir icra etmesi mümkündür. Bunun gibi bazen de tesir yaratmaması ve çaresiz sebeplerin hiçbir tesir göstermemesi de mümkündür. Nitekim biz günlük hayatta ikisine de şahit olmaktayız.

Başvurduğumuz sebepler bazen sonuç verirken bazen vermemektedir. Sebeplerin tesirini kökten inkâr etmek kuru bir inattır. Bu bakımdan sebeplerin etkisini kabul etmek gerekir. Fakat bununla birlikte sebebin tesiri, tıpkı sebebin kendisi gibi Allah'ın yaratmasıyla var olmuştur. Fakirin bu konu hakkındaki görüşü işte bundan ibarettir. Allah en iyi bilendir.

Bu açıklamalardan anlaşıldı ki, sebeplere sarılmak bazı kıt görüşlülerin iddia ettiği gibi tevekküle engel değildir. Hatta sebeplere sarılmanın hakiki tevekkül olduğunu söyleyebiliriz."

Tevekkülün dereceleri

Ebu Ali Dekkak rh.a. tevekkülün üç derecesi olduğunu söylemiştir:

"Tevekkülün dereceleri sırasıyla tevekkül, teslimiyet ve tefvîzdir. Tevekkül eden kimse, Allah'ın vaadine güvenir. (Rızkını Allah'tan bekler.) Teslimiyet sahibi halini Allah'ın bilmesiyle yetinir. Tefvîz sahibiyse Allah'ın her hükmüne razı olur."

Tefvîz halinin en güzel örneklerinden biri Hz. İbrahim a.s.'ın ateşe atılırkenki halidir. Hz. İbrahim a.s. ateşe atıldığı zaman, daha havadayken Cebrail a.s. kendisine gelerek,

"Herhangi bir ihtiyacın var mı?" diye sordu. Allah'ın peygamberi,
"Sendense hayır!" dedi. Cebrail a.s.,
"Öyleyse Rabbinden kurtulmayı dile!" deyince, İbrahim a.s.,
"İstememe ne gerek var. O'nun benim halimi bilmesi bana yeter!" diye cevap verdi.

Sebeplere en iyi şekilde sarılanların da, tevekkülü en güzel gözetenlerin de başında peygamberler gelir. Bize düşen de peygamberleri örnek almaktır. Onların çalışmaları, beklentileri, sevinçleri, üzüntüleri hep Allah rızası içindi. Yüce Rabbimiz onların güzel ahlâkını bize sevdirsin.

126
Din Bilgisi / Evlilik Bir İbadet
20 Aralık , 2011, 16:29:28
Cenab-ı Hak Furkan suresi 74 ve 75. ayetlerde şöyle buyuruyor:

"(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl derler.

İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır."

O kullar, kendilerinden sonra gelecek çocuk ve torunlarına örnek olacakları bir takvaya sahip olup, çocuklarının da takva sahibi olmalarını diliyorlar. Bunu bizler de isteriz, bütün müslümanlar ister. Bunun için elbette önce evlenmek ve Allah'ın izniyle hayırlı evlatlara sahip olmak gerekir.

Evlilik Hz. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'in sünnetidir. O, evliliğe önem vermiş ve bize; "Evlenin, çoğalın. Kıyamet günü ben sizin çokluğunuzla iftihar ederim." buyurmuştur. Geçim korkusu gibi sebepleri de evlenmemek için bir mazeret olarak saymamıştır.

Evlilik, müslümanın hayatında bir kemal noktasıdır. Abdullah b. Abbas hazretleri "Kişinin ibadeti ancak evlenmek ile kemal bulur." buyurarak, evlemeyi ibadetin kısımlarından saymıştır. İbadetin kalp huzuru ile makbul olacağını ifade ederek de, evlilikte huzurun korunmasına, bunun için de karşılıklı anlayışa işaret etmiştir.

Vefatından sonra bir zatın rüyasında görülen Ebu Nasr-ı Timar hazretleri, "Evliler, bekâr kalanlardan yetmiş derece üstün makama geçtiler." buyurmuştur.

Yine buyurulmuştur ki: "Evli olanların evli olmayanlardan üstünlüğü, savaşanların savaşmayanlardan üstünlüğü gibidir." Ayrıca, "Evli olanın kıldığı bir rekât namaz, bekârın kıldığı yetmiş rekâttan efdaldir."

Görülüyor ki evlilik büyük bir devlettir. Bir ibadet ciddiyetiyle yaşandığı zaman büyük hayırlara vesiledir. Bunun için zorluklarına katlanılması gerekir. Kişinin evlilikle birlikte üzerine yüklenen sorumluluktan kaçmaması, sabırlı olması, evlilik hayatını nefsin basit bir isteği olarak görmeyip, Allah Tealâ'nın rızasını gözetmesi gerekir.

Evlenmesiyle birlikte müslüman beş görevi yerine getirmiş, beş hizmeti ifa etmiş olur. Birincisi, çocuk sahibi olur ve onları yetiştirir. İkincisi şehvetini kontrol altına alarak hem kendini hem toplumu zarardan korumuş olur. Üçüncü olarak, bir yuvayı idare etmek, geçimi ve düzeni için çalışmakla toplum hayatına destek olur. Dördüncüsü, akrabaların çoğalmasıdır ki bu sayede birbirine yakın, omuz omuza verecek insanların çoğalmasıyla müslümanlar daha güçlenir. Son olarak, evlilik hayatının gereklerini yerine getirirken yaşanan zorluklara sabırla karşılık vererek nefsiyle mücadele etmiş olur.

Evlenmenin en başta gelen amacı olan evlat yetiştirmekle birçok açıdan hayra ulaşılır. Bunlardan ilki, mahşer günü ümmetinin çokluğuyla övünecek olan Hz. Peygamber'in s.a.v. bir isteğini yerine getirmiş olur. Sonra kişinin öldükten sonra arkasından dua edecek evladının olması büyük bir hayırdır.

Ayrıca çocukluk çağında vefat edenlerin mahşer gününde anne babalarına şefaatçi olacakları bildirilmiştir. Efendimiz s.a.v. buyurmuştur ki, "Çocuğun üzüntülü bir halde cennet kapısında bekleyip, 'Ancak anne-babamla birlikte cennete girerim!' demesi üzerine, Allah Tealâ 'Anne-babasıyla cennete koyun.' buyurur."

Evlilik büyük bir nimet ve dünya imtihanlarından biridir. Bu imtihanı huzur içerisinde vermek için taraflar  birbirlerine sabır göstermeli, birbirlerine yardımcı olup ebedi nimete ermeye çalışmalıdırlar.   

127
Havalar soğuyunca artık parkta doyasıya oynayamadan eve girmek zorunda kalan çocukları oyalamak başlı başına bir iş olur. Enerjilerini kimi zaman kardeşlerine sataşarak kimi zaman eşyalara zarar vererek ve mutlaka bol bol gürültü yaparak dışarı atmaya çalışırlar. Siz de "Eyvah kış geldi, şimdi çocuklarla ne yapacağız?" diye kara kara düşünen anne babalardansanız hem enerji bombası çocuklarınız hem de kendiniz için önerilerimize bir göz gezdirin.

Kış Bahçesi Yapın

Kapalı bir balkonunuz varsa burayı kış bahçesine çevirerek çocuklara yeni bir uğraş sunabilirsiniz. Buradaki bitkilerin bakımını çocuklarla beraber yaparak onların bilgi ve becerilerini geliştirmelerine olanak tanımış olursunuz. Toprakla uğraşmanın insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkileri de düşünülecek olursa enerjisini kanalize edecek yer bulamayan çocuklar için kış bahçesi harika bir alternatif olacaktır.

Hikaye Zamanı Olmazsa Olmaz

Günün belirlediğiniz herhangi bir zamanında çocuklara hikaye okuyarak/anlatarak onların sakinleşmesine yardımcı olun. Hikayeler sadece evin gürültüsünü azaltmak için değil çocuklara dini ve manevi değerleri kazandırmada da önemli bir araçtır. Özellikle küçük yaştaki çocuklarınızın dikkatinin dağılmasını engellemek için anlatım/okuma işini on dakikadan fazla tutmayın. Hikaye bittikten sonra çocuklara anlatılanlarla ilgili beyin fırtınası yaptırarak bu etkinliği daha verimli hale getirebilirsiniz. Hikaye zamanında arada bir "Masalcı Nine/Dede" gibi farklı kılıklara girerek çocuklarınıza sürpriz yapmanızı özellikle öneririm.

Anne Baba Saati Belirleyin

Çocuklarla gün boyu yaptığınız işlerin sizi yorduğu ve dinlenmek için kendinize ait bir saatin olması gerektiği hakkında konuşun. Herkes için makul görülebilecek bu dinlenme zamanına "Anne-Baba Saati" adını verebilirsiniz. Anne-Baba Saati boyunca evde nasıl bir ortama ihtiyaç duyduğunuzu anlatın ve bu yeni düzene alışana kadar çocukların ufak hatalarını tolere edin.

Uyku Düzeni Kurun

Her akşam aynı saatte yatma alışkanlığı olmayan çocuklar hem yetersiz uyku sebebiyle günlük hayatlarında yeterince verimli olamaz hem de fiziksel gelişimleri akranlarına göre daha geri olabilir. Çocukları yaşlarına göre önerilen saatte yatmaları gerektiği konusunda ikna edin. Gerekirse bu konuda bir uzmandan destek alın. Bu sayede uzun kış gecelerini erken uyku ile biraz kısaltmış olursunuz.

Çocukları Televizyona Emanet Etmeyin

Ev işleri, günün yorgunluğu ve çocukların bitmek bilmeyen enerjileri derken anne babalar biraz kafa dinleyebilmek için televizyondan medet umarlar. Çocuklar uslu uslu(!) televizyon karşısında otururken kalan işler tamamlanır, sıcak bir fincan çay içilir, gazeteler okunur... Çoğunlukla kontrolsüzce ekran başında bırakılan çocukların ruh dünyalarına ve bilinçaltlarına sayılamayacak kadar menfi unsurun tesir ettiğini unutmayın.

Ev Etkinliklerini Keşfedin

Biraz vakit ve emek harcayarak çocukların evde bireysel ve grup olarak yapabilecekleri etkinlikler bulabilirsiniz. Çocuğun tüm özelliklerini mümkün olabilecek en ileri seviyede geliştirmeyi hedefleyen Montessori eğitim felsefesini beğenen ebeveynlerin çocuklarıyla evde yaptıkları etkinlikleri paylaştığı pek çok e-posta grubu ve web sitesi mevcut. Son yıllarda bu alanda yayınlanan kitap ve dergilerdeki artış da anne babalar için sevindirici bir başka haber.

Dokun-Kokla-Sor-Bul!
Orta boy bir kutunun içerisine ağaç yaprağı, taş, kalem, gözlük, yün, rende, toprak gibi çeşitli nesneler koyun. Oyuna başlamadan önce çocuklarınız kutunun içindekileri görmemiş olmalılar. Çocuklarınızın gözlerini bir örtüyle bağlayın ve kutunun içinden birer nesne almalarını isteyin. Sırayla her biri nesneye dokunup, koklayarak ne olduğuyla ilgili tahminde bulunurlar. Oyun boyunca tüm nesnelerle ilgili 3 adet soru sorma hakları olduğunu söyleyin. Bu haklarını isterlerse tek bir nesne için kullanabilir, isterlerse oyunun ilerleyen zamanlarına saklayabilirler. En çok sayıda nesneyi doğru tahmin eden birinci olur ve bir sonra oynanacak oyunu seçme hakkı kazanır.

Kule Sandviç

Derin bir plastik kaba ya da tepsiye çeşitli sandviç malzemeleri yerleştirin. Zeytin ezmesi, marul, salatalık, turşu, peynir, ekmek, tereyağı gibi. Ekmekleri önceden küçük küçük hazırlayabilirsiniz. Çocuklar kendi istedikleri bir zaman bu malzemeleri dolaptan çıkarırlar. Yere bir örtü serip hayal güçlerini kullanarak kendi sandviçlerini hazırlarlar. Kimi zaman da üç-dört kat ekmek kullanarak "Kule Sandviç" yapabilirler. Bu oyunun tek kuralı israf etmemek ve işi biten malzemeleri aynı şekilde buzdolabına geri koymaktır.

Arkadaş Günü

Çocuğu olan birkaç arkadaşınızla anlaşarak her hafta başka bir evde olmak koşuluyla arkadaş günü organize edin. Her çocuğu o güne kendi keşfettiği / yaptığı bir oyuncağı getirmesi konusunda teşvik edin. Bunun için çocukları evdeki kullanılmış malzemeleri geri dönüştürmeleri konusunda yönlendirin ve ihtiyaç duydukları diğer araç gereçleri temin edin. Yaptığınız pasta ve kurabiyelerle arkadaş gününü renklendirmeyi unutmayın.


Alintidir.
128
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?

Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?

Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?

Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?

Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?

Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?

Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?

Ve siz onu hiç kokladınız mı?

Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?

Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?

Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?

Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?Çimlere uzandığınız oldu mu?

Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?

Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?

Kaç kez kuşlara yem attınız?

Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?

Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?

Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?

Kaç kez mektup aldınız bu yıl?

Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?

Kimseyle barıştınız mı bu yıl?

Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?

İyi bir yılın,bunlar gibi bir çok "küçük şeye" bağlı olduğunu

Hiç düşündünüz mü bu yıl?

Yayılın çimenlerin üzerine...Acele edin...

Er veya geç...

Çimenler yayılacak üzerinize...


CAN DÜNDAR
129
1. bolumu izledinizmi bilmiyorum ama cok guzel dizi olmus..  ;)
130
Öyküler / 'Annem Şimdi Burada Olsa...'
07 Aralık , 2011, 20:46:17
Kadın, evde bir karınca görüyor. Eğiliyor, karıncaya diyor ki, "Ah tatlım, sen buraya nereden geldin? Seni çiğnerler. Seni yuvana götüreyim mi?"

Çocuğu hemen koşup geliyor. "Anne kiminle konuşuyorsun?" "Karıncayla..." "Karınca seni anlar mı?" "O anlamasa da sen anlarsın..."

Karıncayı kâğıdın üzerine alıp yuvasına götürüyorlar. O gün çocuk, düşen bir arkadaşının elinden tutuyor, kaldırıyor.

Bir başka anne karıncayı görüyor, "Geberesice! nerden geldin!" diyor ve karıncayı öldürüyor. Onun çocuğu da arkadaşına tekme atıyor.

Bediüzzaman Hazretleri bu meseleyi şöyle açıklıyor: "İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir. Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım halde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhume validemden aldığım telkinat ve mânevî derslerdir ki, o dersler fıtratımda, adeta maddî vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum..."
Kadınlardan peygamber gelmemiştir fakat her peygamberin annesi kadındır. Pek çok evliya asfiya ve alim, annesini öğretmen bilmiştir. Çünkü annesi çocuk için her şeydir.

Annemle ilgili unutamadığım bir hatıram vardır...
Köyümüzde delikanlıların hepsi sigara içerdi. Ben de delikanlı olduğumu ispat etmek için gazete kâğıdına mısır püskülünü sardım, sigara yaptım. Onu ağzıma aldım. Ot biçen annemin yanına gittim. Gururlu bir edayla, "Anne baksana!" dedim. Annem baktı, hemen yanıma geldi. Dedi ki, "Bu orağı al, beni öldür, ondan sonra sigara iç!" "Yahu anne ne oluyor?" dedim. Hem ağlıyor, hem yalvarıyor. "Ne olursun, sigara içmeni istemiyorum.." Deli desem, değil. Bir sigara için bu hal ne? Sanki çıldırdı. Ben de kızdım. "Bu işi niye büyüttün, içmeyeceğim!" dedim. Sigarayı attım. Beni kucakladı.

"Aman oğlum, hiç içme..." dedi. "Tamam anneciğim, içmem..."

Dua etti. Çok güzel dualar... Ah o anamın duaları...

Aradan yıllar geçti...

Askerî okuldayım. Arkadaşlarımın çoğu sigara içer, ben içmezdim. Hiçbir zaman da sigara içmedim. Çünkü ne zaman sigara görsem, annemin ağlayan, "içme!" diyen yüzü geliyor aklıma... Ben 80 yaşımdayım. Amma annem şimdi burada olsa, yine onun çocuğu olur, dizlerine yatar uyurdum...
Ömrümün bütünü annemin günüdür...

.

Hekimoğlu İsmail
131
Hic yok  :hello2:  :ehi:
133
Yorgunluktan aklima birsey gelmedi direk  :sleepy1: :sleepy1:
134
80'lerde, Zuhal, 2 küçük oğlu ve eşi Mehmet'le kendi halinde mutlu bir hayat yaşarken, tanımadığı birinin evine gelip eşini öldürmesi ve çocuklarının ortadan kaybolmaları ile alt üst olur. Zuhal artık yaşayan bir ölüdür ve hayatta güvendiği tek insan da Şeker'dir. İstanbul'un karanlık yüzü Şeker, Zuhal'e imkansız bir aşk ile bağlıdır. Bilmediği şey, sağkolu olan ve oğlu yerine koyduğu Ali'nin aslında Zuhal'in seneler önce yitirdiği oğullarından biri olduğudur. Öte yandan kader, diğer kardeş Ömer'i de yanlarına getirir. Ömer, Şeker'in oyununu su yüzüne çıkartmak için görevlendirilmiş ve onun şirketinde, hiç tanımadığı, aslında ağabeyi olan Ali'nin yanında bir gizli polis olarak çalışmaktadır. Bütün bu örülen ağ içerisinde Hazal, Şeker'in biricik kızı, ABD'den döner ve çocukluk aşkı Ali ile karşılaşır. Ama Ali'nin de, Hazal'ın da bu aşkı yeşertmeleri kolay olmayacaktır, üstelik tek engel Şeker de değildir.

Bir Ömür Yetmez, geçmişte yapılan hataların bedelini bir ömür boyu ödeyen, yitirdiklerini bulmak için her gün yeniden ölmek zorunda kalanların, pişmanlıkların, dostlukların ve kardeşliğin hikayesi.
135
Protesto / Pampiş, cicişler, doğuş!
03 Aralık , 2011, 22:17:46
 Burdan bu ahlaksızları kınıyorum, protesto ediyorum!

Her yaptıkları ahlaksızlık, her ne zaman haber okusam illa geliyorlar ekrana...  :cildir:
:cildir: :cildir:

Messi için soyunan pampiş, çıplak bacılar, saksısıyla meşhur doğuş  :cildir:
136
Sizin Seçtikleriniz / Yorgunmusunuz?
01 Aralık , 2011, 00:26:28


Kis geldi geleli ben hep yorgunum, zamaninda yatip zamaninda kalkiyorum uykumu alamiyorum..
Hicbirsey bana zevk vermiyor, eskisi kadar oglumla oturup oyun oynayamiyorum  :sad1:
boyle hep bitkinlik,bi kirginlik var kimseyle konusasim gelmiyor.. Takilmisim saatlerle plana
hangi saatte ne yapmam gerekiyorsa gunluk o isleri yapiyorum.. zaman yetmiyorki disari cikiyim hava aliyim..
Bi bakiyorum sabah olmus, bi bakiyorum aksam olmus, elimden telefon dusmuyor habire haber okuyorum..
arastirma yapiyorum, baktim buda olmadi esime mesaj cekiyorum..  :-\

Sizde benim gibimisiniz???????????????
137
Bakan varmi aranizda gunduz kusaginda ben pek sevdim  :k06:
138
Yakışıklı paşam yakında 10 aylık olacak, dün ilk kez bir kaç adım attı   :love9:

:nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar:
139
Anne, Bebek ve Çocuk / 'Alo Süt Hattı'
12 Eylül , 2011, 16:09:55
'Alo Süt Hattı'na ilgi yoğun
"Alo Süt Hattı"nı duydunuz mu? Evet ''Alo Süt Hattı'' sayesinde sütünüz artık kapınızda

Su ister gibi, süt siparişi...

zmir'in Tire ilçesinde başlayan uygulama kısa sürede büyük ilgi gördü. Organik ve pastörize sütler, motorla servis ediliyor. Bunun için Tire Süt Kooperatifi'nin ücretsiz "Alo Süt Hattı"nı aramak yeterli.

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük konuyla ilgili şunları söyledi:

"Güvenilir, güvenerek tüketebilecekleri bakterisiz, antibiyotiksiz sütü evlerine kadar hizmet vererek, tüketimi arttırmaya yönelik bu projeyi geliştirdik"
Uygulamaya rağbet büyük... Uygulama çocukları da sevindirdi. Kısa sürede 500 aboneye ulaşan uygulama, önce İzmir'de daha sonra diğel illerde başlatılacak.



140
Ben cepten internete cok girdigimden gun icinde cok SIK takarim  :k06:
telefon cok onemli hele bizim evde.en az 2 kere sarj olur  :ehi: