Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - Lă_Tăhzen!

301
İlişkiler / Ailenin Ölümü_
06 Kasım , 2010, 12:22:50
İNSANIN, İÇİNDE BULUNDUĞU kâinatta kendine edebileceği en büyük kötülüklerden biri, bir şeyin 'değer'ini belirlemek için 'para'yı ölçü almasıdır. Her bir şey, varolması için tüm kâinatın çalıştırıldığı bir kudret mucizesi olduğu halde, 'fıyat'ı esas alınınca, birdenbire değerden düşer. Patates sıradan, istavrit kalitesiz, elma değersiz oluverir. Bol olan, ucuz olan, hatta parasız olan şeyler—bunlardan bir kısmı hava ve su gibi en ziyade muhtaç olduğumuz şeyler olsa bile—değerleri düşünülmeyecek kadar değersiz görülürler.

Bir kere 'para' değer ölçüsü olduğunda ise, iş yalnız kimi meyveleri, sebzeleri, yahut suyu, ekmeği değersiz görmekle kalmaz. Çok para getiren işler kıymete biner, hiç para getir*meyen işler değersiz olur.

Sözgelimi, temizlikçi bir kadının yaptığı ev temizliği 'değerli'dir, zira karşılığında para kazanmaktadır. Ama evin hanımının yaptığı temizlik 'iş' yerine konmaz, çünkü karşılığında bir para kazanımı yoktur.

Aynı şekilde, çocuk bakımı, eğer başka birinin çocuğuna para karşılığı bakılıyorsa, önemsenir. Yok, baktığınız kendi çocuğunuz ise, bu çabanız pek takdir görmeyecektir, 'iş' bile değildir bu; zira, karşılığında 'para' yoktur.

Galiba bundan olsa gerek, 'ev hanımı' olmak hor görülyor artık. 'Ev hanımlığı,' kimi nazarlarda, 'bir işe yaramıyor olmak'la eş anlamlı mütalaa ediliyor.

İş böyle olunca da, aileler, farkına bile varmaksızın, bir ölümün eşiğine geliyor. Para değer ölçüsü, dolayısıyla para getiren iş 'değerli' olduğu için, evin erkeği, 'eve'para getiriyor olmak'la otorite kazanıyor. Para değer ve dolayısıyla otorite sebebi olunca da, 'ev hanımı' olarak kendisini değersiz ve güçsüz hisseden hanımlar, para kazanan bir işle uğraşarak kendileri için bir değer ve otorite alanı açmaya çalışıyorlar. 'Değerli' ve 'eşit' olmak için, para getiren bir iş peşine düşüyorlar.

Böylece, babaların yanısıra anneler de evden kopunca, aslında 'ev' göçüyor. 'Ev,' 'yuva' olmaktan çıkıp, akşamları gelinen ve kalman bir 'pansiyon'a dönüşüyor. Herkes, kendi özel alanında yaşıyor. Çocuk ya bir bakıcıya, ya bakımevine, yahut televizyona emanet ediliyor. Baba, işyerinde çalışan ha*tunları hanımından daha fazla görüyor. Hanım, çalıştığı işyerinde, evinden daha fazla zaman harcıyor. Uyanık olunan zamanların ancak üçte bir kadarı evde harcanıyor.

Sonuçta, aileye ilişkin 'ana, baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal birim' tanımı zahiren işliyor gözükse bile, kazın ayağı öyle olmuyor. Gerçekte, belirli saatleri aynı evde geçiren, ama kendilerine özel alanları bulunan, ancak çok nadir anlarda bir duygu ve zihin beraberliği yaşayan 'ayrı insanlar' kümesi çıkıyor karşımıza.

Velhasıl, 'para'ya bu kadar 'değer' verilince, yalnızca kâi*nat içindeki, her biri bir kudret mucizesi olan nice nimet ni-metlikten çıkmakla kalmıyor; aile de çöküyor. Aile nimeti de, fiiliyatta, ortadan kalkıyor.

Bu çöküş, evin hanımı para getiren bir işte çalışsa da, çalışmasa da oluyor. Bu bakımdan, Asr-ı Saadetin 'aile'si ölçü alındığında, bugün ailelerin çöktüğünü; öyle ki, ehl-i din için dahi durumun bu olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu çöküşün önüne geçmek için ise, öncelikle 'para'yı 'değer ölçüsü' makamından azletmek icab ediyor.

Ki, imanı ölçüler uyarınca, 'değer'i belirleyen 'para' değil*dir. Meselâ, O'nun adına verilen tek bir hurma sonsuz bir değer kazanırken, insanın kendisine mal ederek verdiği tril*yonların—imanı açıdan—beş paralık bir değeri dahi yoktur. Her bir şey, Hallâk-ı Bîmisal'e nisbetle değerlidir. Her bir iş, ister tarlada çift sürmek, ister çarşıda mal satmak, ister evde çocuk bakmak olsun, O'nun adına yapılırsa değerlidir—para getiriyorsa değil.

Hatta, hanımın imanı bir şuurla evde yaptığı işin, kocanın dışarıda yaptığına göre daha değerli görüldüğünü söylemek, bazı hadisler dikkate alınınca, kesinlikle imkân dahilindedir.

Kısacası, bugün 'aile' şikayeti edenler, şöyle bir 'değer' muhasebesi yapsalar, zannımca faydalı olacaktır. Parayı 'değer' ölçüsü olarak görmeyi sürdürenlerin ise, 'aile'den, 'çoluk-çocuk'tan dert yanmaya, kesinlikle hakları yoktur.



Yazar: Metin Karabaşoğlu

ALINTIDIR...
302
Gece 23.00'te bir bardak içerseniz, derin bir uykuya dalabilirsiniz...
Gece saat 23.00 sularında içilen bir bardak papatya çayının, derin bir uyku çekmeye yardımcı olduğu açıklandı. Ruhu sakinleştirici bir etkisi olan papatya çayı, kramp ağrılarını da gideriyor.
Habertürk
303
Konsantrasyonu bozuyor, idrak etme kapasitesini olumsuz etkiliyor.
İngiltere'deki Galler Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, çalışırken müzik dinlemenin konsantrasyonu bozduğunu ve idrak etme kapasitesini olumsuz etkilediğini gözler önüne serdi.
Habertürk
304
Sağlık Haberleri / bEYNİNİZİ fORMA soKUN
05 Kasım , 2010, 14:01:25
Uzmanlar, beyni zinde ve foırmada tutmak için bazı testler hazırladı...
Tıpkı kaslarınız gibi beyninizin de genç ve sağlıklı kalmak için egzersiz yapmaya ihtiyacı var.  İşte detaylar.

Aşağıdaki mini testler ve son araştırmalara dayanarak hazırlanan önerilerle zihin jimnastiği yapabilir, beyninizi forma sokabilirsiniz...

Kelime dedektifi

Bir dakikanızı alacak bu egzersiz zorlu bir görüşüme öncesinde beyninizi biraz çalıştırmaya yardımcı olabilir.
'Konuşma' fiilini çağrıştıracak sözcüklerin harflerini karıştırdık. Hepsini yerli yerine koymak için sadece bir dakikanız var. Saatinize bakıp başlayın...

1. İKDUEDOD
2. ALYOGDİ
3. OESHBT
4. NMOOGOL
5. ŞYLSÖMEEK
6. VELİGEEZK
7. IKPZARLA
8. İŞLEİMİT
9. MÜKEREZA
10. LADIKIR

Cevaplar:
1. Dedikodu 2. Diyalog 3. Sohbet 4. Monolog 5. Şöyleşmek 6. Gevezelik 7. Pazarlık
8. İletişim 9. Müzakere 10. Lakırdı

Balıkla güçlendirin

Fransız bilimadamlarının 8 bin kişi üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, düzenli olarak omega-3'ten zengin yağ alan kişilerin 'bunama' riski, diyetinde bu yağlara yer vermeyen kişilere göre yüzde 60 oranında daha az. Somon, uskumru, ton ve ringa balığı ise omega-3 yönünden en zengin doğal besinler. Yani düzenli balık yemekte, balık yağı tabletleri almakta fayda var.

Şekerlemeyle Şarj olun

New Scientist dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, sadece 6 dakika gözlerinizi kapatıp kestirmek beyninizi canlandırmaya yetiyor. İyi bir gece uykusunun ertesi günkü sınavlarda ya da beyninizi yoracak zorlu işlerde başarıyı artırdığı biliniyor. Ancak bu araştırmaya göre kısa bir şekerleme bile hafızayı kayda değer bir oranda güçlendiriyor.

Aktif olun

Araştırmalara göre haftada 3 gün hızlı tempoda yürüyüş yapmak konsantrasyonunuzu, öğrenme ve muhakeme yeteneğinizi yüzde 15 civarında artırıyor. Ayrıca yaşlılıkta görülen Alzheimer ve bunama riskini de azaltıyor. Bu nedenle, elinizden geldiğince aktif olmanızda yarar var. Örneğin gideceğiniz yerden bir durak önce inip yürümek çok iyi bir fikir.
Kaynak: Formsante


305
İçindeki 'benzaldehit' adlı madde kanserli hücrelerin büyümesini önlüyor.
İncir, içerdiği yüksek oranlardaki protein, vitamin ve minerallerle hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir besin. İncir, içeriğinde bulunan 'benzaldehit' adlı madde sayesinde incirin kanserli hücrelerin büyümesini de önlüyor.
Habertürk
306
Sağlık Haberleri / İştah İçin TeK ADRES!!!
05 Kasım , 2010, 13:58:41
O bir karaciğer koruyucusu. Rokadan bahsediyoruz...
Çeşitli esansları, ve K vitaminleri, çok faydalı mineralleri içeren roka, karaciğerin dostu. Kansızlığı gideren bu yeşil mucize ayrıca böbreklerin de düzenli çalışmasını sağlıyor. Habere göre, uzmanlar, "Yeşil salata şeklinde yenen roka, tadı ve asitleri sayesinde mideyi çalıştırıyor, hazmı kolaylaştırıyor. Böylece insanın iştahı da açılıyor. Kiloalmak isteyenler yemeklerden önce bir tutam roka yemeli. Hem sağlıklı beslenip hem de kilo alabilirsiniz" dedi.
Takvim
307
Fıkralar / Kutlama :)))
31 Ekim , 2010, 21:10:06
Karı koca sinema dönüşü bir bara gitmişler.
Masaya oturur oturmaz kadının gözü barda
tek başına içen... adama ilişmiş.
Biraz dikkatlice bakınca "Aaa o!" deyivermiş.
Kocası meraklanmış.. "Kim o?"
..."Seninle evlenmeden önce çıktığım çocuk.
Biliyor musun ayrılırken onu burda bırakmıştım.
Demek 7 yıldır aynı yerde içiyor.."
Kocası başını sallamış:
- Onu anlıyorum, ama bir olay bu kadar uzun zaman kutlanmaz ki
308
Sizin Seçtikleriniz / ‎"HANIM" KELİMESİ
31 Ekim , 2010, 21:06:23
"HANIM" KELİMESİ
Söylenir ki, bir gün Cengiz Han, tüm hanlarını toplamış, sağ yanına da eşini otu...rtmuş; Cengiz Han hanlarına:
"Ben Hanlar Han'ı Cengiz Han, hepinizin hanıyım", eşini göstererek:
"Bu da benim HAN IM" demiş.
İşte erkeklerin "eşim" anlamına söyledikleri "hanım" kelimesi oradan geliyormuş... Ne kadar insanca değil mi? Kadının adı da var, yeri de, saygınlığı da, işte özlediğimiz Türk ailesi tablosu ...
309
gorev cubugu: degnek ul vazife
* cift tiklama: tikirti ul tekerrur
* administrat...or: sahip-ul edevat
* hard disk:edevat ul civanmert
* anti spyware : mudafa ul hafiye
* mouse: zindik faresi
* klavye: taht ul hurufat
* power supply: kuvvet macunu
* my documents - hazine i evrak
* internet: allame-i ulul arz
* google:kasif-ul cihan
* google earth:seyr ul arz, kasif ul arz
* denetim masasi: sehpa-i saltanat
* cd- rom - pervane ul hafiza
* ekran: perde ul temasa
* kasa: kaide
* enter: duhul
* virus: deyyus
* antivirus - akinci
* msn : elci
* hata raporu: malumat-ul kabahat
* mail server: divan-ul mektubat
* messenger: havadisci
* chat : muhabbet ul zabi
* ctrl alt del : has timar zeamet
310
Sevgili kızım, güzel arkadaşım...
Sana yazmaya başladığım şu dakikalarda pek sevdiğim bir şarkıyı dinliyorum. Senin de çok sevdiğin Yaşar söylüyor;
"Bütün bu olanlardan,
...Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa; sabır...
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır" diyor...

Geçen
sabah seni yatakta öperken "Canım sıkılınca seni düşünüyorum,
dağılıyor" dediğimde gözlerini kocaman kocaman açıp önce teşekkür ettin
sonra da "Dağılmak ne demek anne" diye sordun. Topuğunu ısırdım kahkaha
atarken... Ve anlatmaya çalıştım sana "dağılmak" ne demek... Saçların
dağılır, oyuncakların, odan dağılır, bulutlar dağılır...

Ama
aslında bir gün, çok yıllar sonra, belki de genç kızlığa adım atığın
yıllarda okuyacağını düşünerek dağılmanın başka bir anlamından söz
etmek istiyorum sana bugün...

Güzel kızım,
Umarım mutlu bir
ömrün olur... Ama biliyorum ki o ömrün bir yerinde bir sebepten dolayı
bir daha toplanamayacak kadar dağıldığını düşündüğün anlar olacak...

Başarısızlıklar
yapacak sana bunu en çok. Aşkta, sokakta, seçimlerinde, işinde
yanıldığını fark ettiğinde başarısız hissedeceksin kendini.
Değersiz bulacaksın aynadaki suretini. Anl arayacaksın yaşadıklarının...
"Bir sebebi olmalı diyeceksin..."
Hiçbir felaket tek başına gelmediği için, üst üste gelen darbeler dağıtacak seni...
Her
bir parçanın nerede olduğunu anlayamayacak kadar ağır da geçebilir
mutsuzlukların. Ama sakın "bundan daha çok üzülmem" deme... Hayat o
kadar çok deneyecek ki seni, her defasında nasıl olup da bunca
şaşırabildiğine şaşıracaksın.
Bugün sahip olduğum ne varsa ağır
bedeller ödedim hepsi için. Buna o vahşi yaşam sevincim de dahil. Hâlâ
o kadar sınanmakta ki bazen yorgun düşüp, sana bırakacak kadar mucize
kalacak mı içimde diye düşünmekteyim. İşte öyle anlarda, yani "Eyvah
dağılıyorum" dediğim anlarda seni düşünüyorum...
Sen öyle bir topluyorsun ki beni, bütün sıkıntım dağılıyor...

Yaşam gücü oluyorsun bana...
Sen
benim yaşıma geldiğinde "annemler gençken pek severmiş" diyeceğin bir
film olacak, adı "Cesur Yürek" (Benim annem de Spartacus'ü severdi.)

Senin için yaptığım arşivde umarım bulabilirsin...

O
filmdeki kahramanın kıyasıya dövüştüğü savaşçının miğferini çıkardığı
bir an vardır. Miğfer çıktığında kahramanın yüzündeki şaşkınlık ve
hayal kırıklığı o sahneyi her düşündüğümde bir yumruk yapar kalbimi.
Çünkü uğruna savaştığını sandığı kan kardeşidir onu öldürmek isteyen...

İşte ihanet budur bebeğim..
Bu öyle bir dağıtır ki insanı bir daha asla tek parça olamayacağını düşünürsün...
Uğruna
savaştıklarının aslında seni öldürmek isteyen olduğunu anladığında
sakın sakın intikam almaya kalkma... Sen pis oyunlara girme...
Pislenme...

Çekil oradan hemen; zor biliyorum ama kesip at kanayan yerini. Bir kere yüreğini kirletenden dost olmaz insana.

Ve
yaralı da olsa yerdeki, bir daha arkana bakma; hain ölürken de haindir!
Ve o hain kendini adadığın halkının içinden de, yatağından da,
yoldaşlarının arasından da çıkabilir, şaşırma!

Bebeğim;
Biliyorum
benden duymaya alışık olmadığın kadar karanlık bu mektubumdaki
kelimelerim. Ama karanlığın içindeki ışıktı aradığımız, bu yüzden
yürüdük hayatın üzerine...

Sana "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?"
diye sorduğumuzda hep "anne olmak" istediğini söylüyorsun. Ben de sana
"anneliğin bir meslek olmadığını" söylüyorum. "Bir iş yaparsın ve
istersen anne de olursun" diyorum ama sen sadece anne olmak isteğinde
inat ediyorsun. Bu konudaki tatlı fikrinin olgunlaşması için büyümeni
bekliyorum.

Bu anneler gününde sen dörtbuçuk yaşındasın, bense otuzbeşbuçuk...

Senin
doğumuna dek ne kadar deli esiyorsa kafamdaki rüzgar sen doğduktan
sonra da hız kesmedi hiç. Senin güçlü, ayaklarının üzerine basan, ne
istediğini bilen, gururlu, anlamlı kavgaların ve annen kadar deli
rüzgarların kadını olmanı dilerim.

Hepsinden önemlisi; kutsal annelik oyununa gelmemeni isterim.

Doğurduğun
çocuk senin yaşam gücün ve zenginliğin olsun; kimliğinin sebebi,
açamadığın kapıların anahtarı, arsızlıkların maskesi değil...

Velhasıl benim güzel meleğim,
"Bütün bu olanlardan
Bütün bu yaşananlardan
öğrendiğim bir şey varsa sabır
Sıkıldığın zamanlarda beni düşün dağılır."
Seni seviyorum...

İCLAL AYDIN
311
Hamur Tatlıları / KOLAY TATLI
24 Ekim , 2010, 17:09:55


Malzemeler
2 adet yumurta
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
2 paket kabartma tozu
2 paket vanilya
aldığı kadar un
Şerbeti için ; 3 su bardağı şeker
3 su bardağı su
Hazırlanışı
Bütün malzemeler karıştırılarak hamur yoğurulur. Hamurdan parçalar kopararak simit şekli verilir (kendisi pişerken açılıyor). Tepsiye aralıklarla dizilir.
Önceden ısıtılmış 160 dereceli fırına sürülür. Üzeri pembelesene kadar pişirilir. Bu sırada şerbeti hazırlanıyor, bunun için 3 su bardağı su içerisine 3 su bardağı şeker dökülerek karıştırılıyor.(şerbet kaynatılmayacaktır)
Şeker su içerisinde iyice eritiliyor. Fırından aldığımız sıcak tepsinin üzerine dökülüyor ve kapattığımız fırına geri sürüyoruz( şerbeti çekmesi için). Bütün şerbet çekilecektir. Afiyet olsun...



BEN YAPTIM FIRINA VERDİM BAKALIM NASIL OLCAK     :hungry: :hungry:
312
Din Bilgisi / CENNETE İLK GİREN KADIN
23 Ekim , 2010, 11:38:22
CENNETE İLK GİREN KADIN

Hazreti Fatımatüzzehra (r.a.) Hazretleri bir gün babası Peygamberimiz (s.a.s.)'e:
-

...Babacığım cennete ilk önce kadınlardan kim girecek? diye sordu.
Peygamberimiz (s.a.s):


- Falan mahallede bir kadın var. O kadın ilk cennete girecek kadındır, buyurdular.
Hazreti Fatıma çok merak etmişti:


-Benden de mi evvel girecek babacığım? diye sordu.
Hazreti Peygamberimiz:
-Senden de evvel girecek. İstersen git de bir tanış. O zaman sen de neden önce onun gireceğini öğrenirsin, buyurdular.


Hazreti Fatıma'nın o kadın hakkındaki merakı iyice artmıştı. Bir gün kadının evini sora sora buldu, kapısını çaldı. İçerden ihtiyar bir kadın sesi duyuldu:


-Kim o?

Hazreti Fatıma, kendisini tanıtıp görüşmek istediğini söylediğinde kadın:


-Canım sana feda ey Allah Resulünün kızı sizinle çok görüşmek arzu ederdim. Fakat dışarı çıkamadığım için ziyaretinize gelemedim. Kocamdan izin almadan size kapıyı açamayacağım. Sizden çok özür dilerim. Yarın gelirseniz içeri girmeniz için izin alır kapıyı açarım, görüşürüz, dedi.


Hazreti Fatıma geri gitti, kadın da meseleyi anlatıp kocasından izin aldı. İkinci gün kadınla görüşeceğine emin olarak gelen Hazreti Fatıma yanına Hazreti Hasan'ı da alarak geldi. Kadının kapısını çalarak geldiğini bildirdi.

Fakat kadın Hazreti Fatıma'nın yanında bir çocuk bulunduğunun farkına varmıştı. Hazreti Fatıma'ya:
-Yanınızda bir de çocuk var. Ben yalnız sizin için izin almıştım. İçeri siz girebilirsiniz, fakat çocuk dışarıda kalır. İsterseniz yarın gelin onun için de izin alayım, beraber içeri girersiniz, dedi.


Hazreti Fatıma ikinci defa içeri giremeden geri döndü. Üçüncü gün yanına Hazreti Hüseyin'i de alarak gitmişti. Kapıda yine aynı durumla karşılaşarak Hüseyin'i içeri alamayınca geri dönmek zorunda kaldı.

Üçüncü gün üçü birden gittiklerinde kadın kocasından her üçü içinde izin almıştı. İçeri girdiler. Hazreti Fatıma bir de baktı ki, içerden kendisini karşılayan dışarıda sesinden tanıdığı kadın değil. Genç ve güzel bir kadın... Hayretle sordu:


-Sizinle dışardan konuşurken sesiniz başka idi, şimdi başka, bu nasıl oluyor? dedi.
Kadın:


-Sizinle konuşurken sesim dışarı çıkmakta idi. Ben de sesimi yabancı erkek duyar da günaha girerim diye ağzıma taş parçası alarak konuşuyordum. Şimdi ise o taşı çıkardım, dedi.


Hazreti Fatıma'nın gözleri yaşarmıştı. Babasının neden cennete evvela bu kadının gireceğini söylediğini anladı.
Kadın Hazreti Fatıma (r.a.)'ya:
-Ey Allah Resûlünün kızı! Acaba ben kocama karşı vazifemi ifa etmiş oluyor muyum? Allah beni kocama itaatsizlikten dolayı hesaba çeker diye korkuyorum, dedi.
Hazreti Fatıma babasının müjdesini bildirdi:


-Hayır! Sen bilakis babamın cennete ilk girecek kadın diye müjdelediği birisin. Hiçbir kadın sizin yaptığınızın onda birini bile yapamaz, dedi.
Ve cennete ilk girecek olan kadınla bir hayli sohbet ettikten sonra müsaade isteyerek oradan ayrıldı.



:y25: :y25: :y25: :y25: :y25: :y25: :y25: :y25: :y25:
313
Doğal ilaçlar sayesinde tasarruf edebilirsiniz. Artık başınız ya da eklemleriniz ağrıdığında aspirin içmek yerine alternatif seçenekleri de düşünebilirsiniz.
Foxnews'te yer alan habere göre, yeni bir şey denemeden önce mutlaka her zaman doktorunuza sormanız gerektiği belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü dünya nüfusunun yüzde 65'inden fazlasının doğal ilaçlara bel bağladığını tahmin ediyor.

İşte milyonlarca insanın kullandığı ağrınızı hafifletmeye yardımcı bazı doğal ilaçlar:

1. Su için: Çok basit görünen bu uygulama sayesinde susuzluğu başlamadan durdurmak baş ağrısı, kramp ve yorgunluk gibi birçok hastalığı engelliyor.

2. Kafein: Birçok reçetesiz ilacın içeriğinde bulunan kafein bir fincan kahve sayesinde ağrınızı doğal yollardan kesebilir.

3. Balık yağı: Balık yağının iltihabı azalttığı ve şakaklarınızdaki kan damarlarını daraltarak ağrıyı kestiği belirtiliyor. Bu, migrenden şikayetçi olan inanlar için iyi bir haber.

4. Zencefil yiyin ya da zencefil hapı için: Mide bulantısının tedavisi reçetesiz ilaçlarla bile çok zordur. özellikle ilaç kullanması yasak olan hamile kadınlara mide bulantılarını iyileştirmeleri için zencefil öneriliyor.

5. Söğüt kabuğu: Söğüt kabuğunun aspirinin doğal şekli olduğunu söyleyen uzmanlar, kabuğun içinde Aspirin'in aktif maddesi olan salocin bulunuyor. Eklem iltihabı tedavisinde Aspirin kadar etkili olan söğüt kabuğu mide rahatsızlığına, mide kanamasına ya da ülsere yol açmıyor.

6. Şerbetçi otu: Özellikle eklem ağrısı olanların kullanması gereken şerbetçi otunun iltihabı yok edici etkisi vardır. Ayrıca sinirleri yatıştırır ve uyku verir.
Zaman
314
İNGİLİZCE MEKTUP DEDİĞİN BÖYLE YAZILIR XDXD
HELLO!CAN FRİENDİM.MY ABUZITTIN..

HOW ARE YOU FRİENDİM.ÇOLUK ÇHİLDREN HOW.BEST'Tİ......R İNŞALLAH.

MY'A QUESTİON SORARSAN BEST'İM ALLAH'A ŞÜKÜR.WORLD İŞTE YUVARLANIP GOİNG'İM.

MY MOTHER WHAT YAPING.KEYFİ BEATİUFUL'DUR İNŞALLAH.EPEYDİR MY MOTHER'LE NO SPEAKİNG.EĞER MY MOTHER'İ SEE ÇOK SELAM SONG.

LA FRİENDİM MY FATHER WHAT YAPING.GİNE COFFEEHANEYEGOİNG Mİ?HE FRİENDSLERİYLE COFFEEHANEDE OKEY AND BATAK PLAYİNG Mİ?HE'YE SONG SAKIN YENİLMESİN.

MY BRODHER'İN CHILDRENİ OLMUŞ.BOY MU GİRL Mİ OLDUĞUNU NO BİLMEKİNG.CHİLDRENİN BOY MU GİRL Mİ OLDUĞUNU MY'A SONG.

MY SCHOOL DA BAYA BEATİUFUL GOİNG İŞTE.SCHOOL'UN BAŞINDAN BERİ ENGLİSH LESSON SEEİNG.ENGLİSH'I SÖKTÜM.İ'M SPEAK ENGLİSH ŞAKIR ŞAKIR.YOUR'A SÖZ VERDİĞİM GİBİ

MAİL'İME SON VERİRKEN YOUR'UN GÖZLERİNDEN KİSS.YOUR'U ÇOK ÖZLEDİM.HELE Bİ SWİM OLSUN MY COMEİNG İNŞALLAH.

:toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10:
315
Din Bilgisi / Başlık bulamadım harika :((
22 Ekim , 2010, 14:43:00
MEHMET'İN SAÇLARI ÇOK UZAMIŞTI.VE ÖĞRETMENİ FARK ETMİŞTİ..

-MEHMET OĞLUM SAÇLARIN UZAMIŞ YARIN KETİR ÖYLE GEL OKULA

ERTESİ GÜN YİNE MEHMET UZUN SAÇLI GELİR OKULA VE ÖĞRETMENİ BUSEFER DAHA FAZLA KIZARAK MEHMET'İN KULAĞINI ÇEKER..

--NEDEN KESİLMEDİ BU SAÇLAR BEN SANA KESTİR DEMEDİMMİ?

MEHMET AĞLAMAYA BAŞLAR ZİL ÇALAR VE MEHMET TENEFÜSE ÇIKAR.


ÖĞRETMENİ MEHMETİN SIRASININ ÜSTÜNDEKİ DEFTERİN SAYFALARINI ÇEVİRİR VE GÖRDÜĞÜ YAZI KARŞISINDA ŞOK OLUR!




_PEYGAMBERİM SEN BENİM RÜYAMDA SAÇLARIMI OKŞADIN ŞİMDİ NASIL KESTİRİRM BEN BU SAÇLARI.......

:'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'( :'(
316
Demir eksikliği olan çocukların daha içe kapanık ve çekingen davrandığını ifade eden Dr. İsmail Topal, "Demir eksikliği, çocuğun etkileşime geçmesini önleyip öğrenme yetisini engelleyebildiği gibi, zihinsel yeteneklerini de köreltebilir. Bebeklik ve küçük çocukluk döneminde demir eksikliği, bilişsel gelişimi geciktirip, zeka düzeyini yaklaşık 9 puan geriletebilir" dedi.Topal, beslenme bozukluklarının, bebeklerde büyüme ve gelişme geriliğine, enfeksiyonlarla kombine olarak da hastalıkların ağır ve ölümcül seyretmesine neden olduğunu belirterek, halk arasında 'kansızlık' olarak bilinen aneminin de demir eksikliğine bağlı olarak geliştiğini söyledi.ŞEKER YERİNE ÜZÜM PEKMEZİBazı konulardaki bilgisizliğin anemiyi oluşturan etkenleri doğurduğunu anlatan Topal, şunları kaydetti:"Bilgisizlik nedeni ile demir kaynağı yiyeceklerin zamanında yeterli olarak verilmemesi demir eksikliğine neden olur. Çocukları kansızlıktan korumak için yaşlarına göre beslemek gerekir. Anne babalar, çocuklarının besinlerinde, tatlandırıcı olarak şeker yerine üzüm pekmezi kullanmalı. Bebeklere altıncı ayından itibaren mercimek köftesi ve ızgara köfte yedirilmelidir."C vitamininin de yeterli miktarda alınması gerektiğini, demirin vücutta kullanılmasında C vitamininin rolünün büyük olduğunu ifade eden Topal, çocuklara demir yönünden zengin olan et, karaciğer, yumurta, dalak, balık ve kuru baklagillerin de mutlaka yedirilmesi gerektiğini söyledi
317
FATMAGÜL'Ü İZLEMEYE DEVAM EDİN TÜRKİYEM !!!
Münasip bir yerinize kına yakın 07 Ekim 2010 Pazartesi Bir tecavüz sahnesi ki gü...nlerce ekranlarda döndürüldü.
Ballandırıla ballandırıla anlatıldı...O gün ekran başına milleti oturtmak için tellallar çıkarıldı...Cümle alem oturdu topluca tecavüzü izledi...Tadını çıkara çıkara...Çoluk, çocuk çekirdek çitleye çitleye...

Bir tecavüz sahnesi ki...Kaçıranlar için sanal alemde milyonlarca kez tekrarı yapıldı...

Ve gerçek hayat...

Üç genç...

Tıpkı o sahnedeki gibi...

Tıpkı o yaşlarda...

Tıpkı o kız gibi evlenmeye hazırlanan...

Üstüne üstlük zihinsel engelli olan bir kızın üzerinde...

Tıpkı o tevcavüz sahnesini denedi.

Aydın'da yaşandı iliklerimize kadar ürperten olay. Adı Fatmagül değildi... Gazetelere yansıyanı ile sadece S.Ç.

16 yaşında...

Zihinsel engelli...

Evlilik hazırlıkları yapıyordu.

Annesi ile babası büyük bir kavgaya tutuştu. S.Ç. durduramayınca kavgayı, 300 metre uzaktaki karakola yardım istemeye gitmek için yola çıktı. Önünü yaşları 19, 21 ve 23 yaşında üç genç kesti. Genç kızı bir okula soktular.
Ağzını bantlayıp saatlerce tecavüz ettiler.

Yetinmediler...

Dizideki gibi bir ormanlık alana götürdüler hava kararınca...Sabaha hem dövdüler hem tecavüz ettiler...

MÜNASİP BİR YERİNİZE KINA YAKIN!

Tecavüzü meziyet gibi sunan dizi yönetimini tebrik ediyoruz.Günlerce bunun reklamını yapanları.Ve ayrıca Kanal D yönetimini kutluyoruz..Tecavüz sahneniz gördüğünüz gibi artık gerçek hayatta taklit ediliyor...

Ne büyük başarı değil mi?

Övünün!

Gururlanın!

Biz ne gösterirsek onu yapıyor bu halk diye sevinin...

Hakkınızdır...

Bu tecavüz sizin eseriniz çünkü...

Münasip bir yerinize kına yakın!
(Alıntıdır)


FACEBOOKDA GORDUM PAYLASAYIM DEDIM  ::) :dontknow: :dontknow:
318
Çocuklara uyku saatini televizyon hatırlatacak
Geç saatlere kadar televizyon izleyen çocuklara, uyku saatini artık televizyonlar hatırlatacak. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Televizyon Yayıncıları Derneğinin (TVYD) işbirliğiyle hazırlanan ''İyi Uykular Çocuklar Projesi'' bugün hayata geçiriliyor. Alınan bilgiye göre, bütün televizyon kanallarında bugünden itibaren her akşam 21.30'da uyku saati uygulaması başlatılacak. RTÜK ve TVYD tarafından, 80'li yıllarda TRT ekranında yayınlanan ''Uykudan Önce'' programının ''Masalcı Teyzesi'', unutulmaz Tiyatro Sanatçısı Adile Naşit'ten masallar dinleyerek yetişen bir neslin anısına, çocuklara armağan edildiği belirtilen proje kapsamında, Akıllı İşaretler Sembol Sisteminin sevimli logosu ''Tele'''nin, ekran başındaki çocuklara artık uyumalarını hatırlattığı üç canlandırma (çizgi animasyon) bütün kanallarda 21.30'dan itibaren bant reklam formunda ve sessiz olarak ekrana gelecek. Kanalların günlük yayın akışını kesmeden ekrana getirecekleri anlandırmalarda, sevimli logo ''Tele'' uykuya dalarken, bantta ''İyi Uykular Çocuklar'', ''Haydi Çocuklar Uykuya'' ve ''Bugünlük Televizyon Yeter, Bütün Çocuklara İyi Geceler'' yazıları belirecek.
319
320
Akîde yapısı: bu ümmet için örnek ve temel olan inanç sisteminin Rasûlullah SallALLAHu Aleyhi ve A'lihi ve Sellem'in öğrettiği gerçek akîde olduğu bilinciyle; Sahabe, Tâbiîn ve Etbâu Tâbiîn'in, yani Selef-i Salihîn'in akîdesinin, kendisiyle bütünleştiği Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat metodunu anlamak ve idrak etmek hedefidir.

Metodu: Sadece ve sadece ALLAH'ın, Rasûlü SallALLAHu Aleyhi ve A'lihi ve Sellem'in, Sahâbe-i Kirâm'ın ve kıyâmete kadar onların yoluna uyanların çizgisine bağlı kalmayı hedeflemiş, bunu tek yol olarak benimsemiştir.

Ahlâkı: Üstün İslâm ahlâkıdır.

Nişânesi: Hicap ve tesettürdür. Haya, iffet ve temizliktir.

Örneği: Mü'minlerin anneleri, sahabe hanımları ve tüm saliha hanımlardır.

Sevgisi: Yalnız ALLAH ve Rasûlü ve İslâma bağlı herkes içindir.

Halveti: Ahiret hayatını hatırlamak, kendisini kabrin karanlık ve darlığından rahata eriştirecek, onu selamete götürecek iyi amelleri işlemektir.

Dostları: ALLAH 'ın dinine bağlı Muvahhide, Mü'mine ve tüm Müslüman hanımlardır..
Buğzu: Düşman yahudilere, hristiyanlara, münafıklara, ateistlere; "kadın özgürlüğü" ve "feminizm" diye yaygara koparan sinsi çağırtkanlaradır.

Düşmanları: Müstehcen şarkılar; haram davetçisi müzik aletleri; açık ve sapık fikirleri empoze etmeye çalışan tüm dergi ve gazeteler; flört ve aşkın konu edildiği bütün sapık dizi ve filimler; ayrıca ahlaksız, iffetsiz kadınlar; kısaca ALLAHu Teâla'nın gazabını üzerine toplayan herşeydir.

Rağbeti: Çok bağışlayan "Ğafûr" ve acıyan "Rahîm" ALLAH Azze ve Celle'ye karşı; şartlarına bağlı kalarak samimi bir şekilde tevbe yapmaktır.
Evliliği: İslâmîdir. Düğününde şarkı, içki vb. yoktur. Davetli kadın ve erkek karışıklığına yer verilmez. İslâm'a aykırı kıyafetlere de rağbet olmaz.

Gayesi: Müslüman aileyi bina etmek, böylece tüm insanlığın susadığı gerçek İslâm toplumunun sağlam yapı taşını oluşturmak; Ümmete hayırlı nesiller yetiştirmektir.

Tatili: Faydalı ilim öğrenmek, Kur'an-ı Kerim ezberlemek, meşru çerçevede dinlenip istirahat etmekle geçer.
Gezintisi: İnce düşünme ve tefekkür yapmak; aynı zamanda dinlenerek kendini rahatlatacak şeylerle meşgul olmaktır. Böylelikle bitkinlik ve yorgunluktan uzak kalır, dinamikliğini muhafaza eder.

Alıntı