Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - Lă_Tăhzen!

161
Sağlık Haberleri / Çay tiryakilerine güzel haber
16 Ağustos , 2011, 22:11:29
Son araştırmalara göre, günde iki bardak çay tüketmek, kalp krizi ile ölüm riskini oldukça azaltıyor. Araştırmacılar, bu şaşırtıcı sonuç karşısında çayın daha iyi incelenmesi gerektiğini söyleyerek siyah ve yeşil çayda kalbi koruma özelliğine sahip maddeler bulunabileceğini tahmin ettiklerini vurguluyorlar.

Dr. Kenneth Mukamal, sonuçların beklediğinden çok daha şaşırtıcı olduğunu ve çay bitkisinin kalp sağlığı üzerindeki gerçek etkisinin, araştırma sonucundan daha az olması durumunda bile, kalp krizinden kurtulmak için hatırı sayılır bir fayda oluşturabileceğini savunuyor.

KRİZDEN KORUYOR

Çalışmada çay içenler ile çay içmeyenler arasında, kalp krizi sonrası ölüm oranları da araştırıldı. Araştırma sonuçlarına göre, çay tüketimi fazla olanlarda (Günde 2 veya daha fazla bardak), çay tüketmeyenlere oranla yüzde 44 daha az kalp krizi nedenli ölüm görülüyor. Bir haftada 14 bardaktan daha az çay tüketenler ise, hiç tüketmeyenlere oranla yüzde 28 daha az kalp krizi sonucunda ölümle karşılaşıyorlar.

Bu geniş kapsamlı araştırmada, araştırmacılar kalp krizinden sonra hayatta kalan bin 900 kişinin, kalp rahatsızlıklarından önceki çay tüketimlerini not alıp bu kişileri 4 yıl boyunca izlemeye devam edecekler. Araştırmaya katılmış olan doktorlar; denek olarak alınan kişilerin yeni bir kalp krizine ya da kalp rahatsızlıklarına daha yatkın olan, yüksek risk grubundaki insanlardan seçildiğini belirtiyorlar.

'Flavonoidler'in (Bitkilerden elde edilen, besinlerde doğal olarak bulunan antidoksidanlar) kan damarlarını genişleterek kanın vücuttaki dolaşımını daha kolay sağladığını ve böylece kalbi doğal yoldan korumanın mümkün olabildiğini söylüyor Dr. Mukamal. Ayrıca 'Flavonoidler'in, LDL kolesterolünün daha kötü bir kolesterol haline dönüşmesini önleyebileceğine dair kanıtlar da bulduklarını belirtiyorlar.

Samanyoluhaber.com

162
Binlerce yıl önce keşfedilen elma sirkesinin, ciltteki lekelerden fazla kilolara, sağlıksız saçlardan varisli damarlara kadar birçok derde deva olduğu bildirildi. Elma sirkesinin özellikle pırıl pırıl saçlar, lekesiz bir cilt ve incecik bir vücuda kavuşmada çok önemli katkılar sağladığı vurgulandı.

"Hekimce" isimli sitede yer alan bilgilere göre, elma sirkesiyle cilt güzellik seansını herkes evinde kolayca uygulayabilir. Bugüne kadar sadece sofrada kullanılan elma sirkesinin cilt güzelliği için doğurduğu 'inanılmaz' sonuçlar ise şöyle sıralanıyor:

- Kepeksiz saçlar: Saçınızı yıkadıktan sonra, son durulama suyuna elma sirkesi ekleyin. Saçlarınızın kepekten arındığını ve parlaklaştığını göreceksiniz.

- Akne tedavisi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi ile yüzünüzü temizleyin ve su ile durulayın. Elma sirkesi cildinizi yumuşattığı gibi, antiseptik özelliği ile akneye neden olan mikropları öldürecektir.

- Ciltteki lekelere: Dörtte bir litre suya, üç çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, kaynayıncaya kadar ısıtın, ateşi kısın. Başınıza bir örtü örtüp, yüzünüzü buhara tutun. Yarı yarıya sulandırılmış elma sirkesi ile yüzünüzü silin. Haftada iki kez tekrarlayabilirsiniz.

- Varisli damarlara: Bir bezi elma sirkesine batırıp sıkın. Bezi varisli bölgeye sarın ve 30 dakika bekletin. Bu süre içinde bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlendirin. Sabah-akşam tekrarlayın.

- Zayıflamak için: Bir bardak suya bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tatlı kaşığı çiçek balı ekleyip, karıştırın. Sabahları aç karnına, yudumlayarak içilir. Uygun bir rejimle birlikte kullanıldığında, düzenli kilo vermenize katkı sağlar.  bir haftalık kür şeklinde yapıp, biraz ara verip tekrar yapabilirsiniz..  Midesinden rahatsız olanlar ve küçük çocuklar için doktorlarına danışmadan kullanılamamalıdır.
163
Kural tanımayan çocuğa nasıl disiplin verebilirsiniz?





İster uslu ister yaramaz olsun, disiplin çocuklar için oldukça önemlidir. Çocuklar kendi yanlışları sayesinde doğruları öğrenemez. Küçük yaştan itibaren yanlışların neler olduğunun öğretilmesi gerekir.


Ehow isimli internet sitesinde yer alan habere göre, yanlışların basitçe anlatılmasından daha çok çocukların davranışlarla disiplin edilmeye ihtiyaçları vardır. Çünkü çocukların hareketlerinin somut sonuçları olması gerekir. Çocuğunuza disiplin verirken, davranışlarınız açık ve net olmalı, çünkü davranışlar kelimelerden daha çok etkilidir.

1. Çocuğunuzdan ne istediğinizi açık bir şekilde anlatın. Uzun kurallar listesi olmamalı. "Güvenilir olmayan şeyler yapma" demek yerine, "Yabancı insanlarla konuşma" demek daha etkilidir.

2. Kendi savaşınızı seçin: Her negatif davranışla mücadele etmenize gerek yoktur. Örneğin, akşam yemeği saatinde çocuğunuz yemeğini odanın her yanına fırlatıyorsa çocuğunuza disiplin verirsiniz. Ancak bir sefer için bazı yemekleri elleriyle yemesine izin verebilirsiniz. Bunu defalarca yaparsa uyarırsınız, fakat küçük bir şey için disiplini kullanmak sizi tüketecektir ve çocuğunuzu da kural tanımaz hale getirecektir.

3. Çocuğunuza yanlış davranışın hemen ardından disiplin verin. Burada davranış ile sonuç arasında açık bir bağlantı vardır. Eğer bir saat beklerseniz, çocuğunuz yaptığı yanlış ile sonuç arasında bağlantı kurmakta zorlanır.

4. Çocuğunuzla doğrudan ilişki kuran bir sonuç oluşturun. Herkes için geçerli olan tek bir sonuç olmamalı. Örneğin, çocuğunuz ilginin merkezinde olmayı seviyorsa, yanlış bir davranış yaptığında onu odasında bir süre tek başına bırakın. Çizgi film izlemeyi seviyorsa, hatalı bir davranışında birkaç saatliğine ya da bir günlüğüne çizgi film izlemeyi yasaklayabilirsiniz.

5. Pozitif destek kullanın. Doğru bir hareketinde ise çocuğunuzu övün.

6. Eğer çocuğunuz alışverişlerinizde çok huzursuzsa, aksiyse karnı acıkmış olabilir. Bu nedenle ona markete girmeden önce bir atıştırmalık alın ya da çocuğunuzun karnı acıkmadan alışverişe çıkın.

164
Çocuklar için sık sık veya aynı alışverişte birden fazla hediye alınması, kişisel gelişimi olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, ailelere, çocuklara hediye alma işleminin, önceki armağanı tüketme süreci dikkate alınarak belirli zaman aralıkları ile yapılmasını öneriyor.


Malatya Devlet Hastanesi psikoloğu İzzet Güllü, her çocuğun kendine özgü bir dünyasının olduğunu belirterek, "Her çocuk doğuştan üstün bir potansiyele sahiptir ve öğrenme heyecanıyla doğar. Çocuğun doğuştan getirdiği öğrenme heyecan, istek ve motivasyonunu anne-babalar, okul ve toplum bozar." dedi.

Çocuklara sık sık hediye almanın da zamanla tatminsizlik, çabuk öfkelenme, ani duygu değişimlerine yol açtığını belirten Güllü, "Çocukları hediyeye boğmak anlamına gelebilecek davranışlar bir doyumsuzluk hali oluşturmaktadır. Bu sorun, zamanla yapısal bir sorun haline gelmektedir.

İlgide azalma, yoğunlaşmada sorun yaşama, dikkatte kolayca kayma, bir şeyle ilgilenirken aynı anda başka şeyi de düşünme (zihin dağınıklığı, çatallı düşünce) türü sorunlara neden olabiliyor." diye konuştu.

Güllü, bu hatalı yaklaşımların çocukta 'sabırsızlık, çabucak kızma, ani duygusal değişkenlikte artış, tatminsizlik, öfke hatta şiddete yatkınlık' gibi negatif kişilik özelliklerinin edinilmesinde ciddi rol oynadığını aktardı.

EŞREF AKGÜN

165
Aydede minik yıldızları etrafına toplamıştı. Onları kollarının arasına alıyor, kucaklayıp öpüyordu. Bir diğer yandan da "Sevgili Ebeveynler! Cennet'te evinin güzel olmasını isteyenler çocuklarını çok öpsün" diyordu.  Onu gören anne-babalar da Aydede'nin etrafına toplandılar. Ona; "Sevgili Aydede! Bu gün bayram mı, seyran mı; bu kutlama neden?" diye sordular.

Aydede başını kaldırıp şöyle dedi; "Artık her gün benim için bayram. Çünkü Peygamberimiz'in (s.a.v) bir hadisini öğrendim. Efendimiz (s.a.v); 'Çocuklarınızı çok öpünüz, çünkü her öpücükte sizin için cennet'te dereceler vardır' buyurmuş."

Aydede bunları söyledikten sonra sözlerine şöyle devam etti; "Peygamberimiz'in (s.a.v) çocukları çok sevdiğini daha önce de sizlere anlatmıştım. Kedilerin babası diye bilinen Ebu Hureyre (r.a) peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) çocuklarla olan hatıralarını anlatırken şöyle diyor; "Bir gün bir adam, Peygamber Efendimiz'in huzuruna geldi. Yanında da bir çocuğu vardı. Adam ikide bir çocuğu kucağına alıp seviyordu. Peygamber Efendimiz onu görünce; 'Sen buna nasıl şefkat gösteriyorsan, Allah da sana, senin şefkatinden daha çok şefkat eder' buyurdular."

Bu güzel hatıranın ardından Aydede sözlerine şöyle devam etti: "Peygamberimiz karşılaştığı her çocuğa selam verirmiş. Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşırmış. Yolda yarış yapan çocuklar görse onlara katılırmış.

Neşe ve sevincine ortak olurmuş. Artık ben de çocuklarla daha fazla ilgilenmeye, onlara daha fazla sevgi göstermeye karar verdim. Çünkü onlar bizim için cennetin anahtarı gibiler."

Aydede'nin bu sözleri anne ve babaların da çok hoşuna gitti. Ve tüm anne-babalar sevgiyle minik yıldızlara sarılıp onları öptüler.
166
Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, en iyi tedavinin çocukların sık sık banyo yapması olduğunu söyledi. Banyo yapılmasının ilaç tedavisinden önce geldiğini ifade eden Çardak, "Genelde birkaç gün içinde kaybolan isilik bulaşıcı değildir.

Ciltte kaşıntı varsa kaşıntı ve yangıyı giderici kremler hekim kontrolünde kullanılabilir." dedi. Çardak, özellikle kilolu bebeklerde kıvrım yerleri isilik için riskli bölgeler olduğunu, banyo sonrası bu bölgelere nemlendirici kullanılmasının (losyon veya bebe yağları veya zeytinyağı) faydalı olacağını belirtti.

İsiliğin, derideki küçük ter bezi kanalları olan gözeneklerin tıkanması sonucu ortaya çıkan deri döküntüleri olduğunu, bu döküntüler sıcak havada ya da bebeğin aşırı sıcak ortamda bulunması halinde daha da artabileceğini aktaran Çardak şunları söyledi: Bebek ve çocukların gereğinden fazla giydirilmesi isiliğe sebep olur.

Aşırı terlemeye neden olan kalın giydirilme, sık yıkanmama gibi nedenler kolaylaştırıcı etki yapar. Kızarıklıkların üzerinde bir süre sonra kaşıntı ve iğnelenme hissi başlar. Bebek, eğer bu alanları kaşırsa enfeksiyon ve kabuklanmalar ortaya çıkabilir. Sarışın ve açık tenli bebeklerde isilik daha sık olabilir.

İsiliğe karşı ne yapmalı?

Sıcak havada bebeğinizi serin tutun.

Kalın ve dar giysiler giydirmekten kaçının.

Çok fazla nemlendirici kullanmaktan kaçın.

Bebeğin altını sık sık değiştirin.

Bel lastiği sıkı olan naylon külot giydirmekten kaçının.

Bebeğinizin terli kalmasını engelleyin.

Terlediği takdirde terini emecek pamuklu kıyafetler giydirin.

Bebeğinizi sıcak ve havasız ortamlarda tutmayın.

İsilikle karşı karşıya kalan bebeğe mutlaka her gün duş aldırın.

167
Anne-baba çocuğunun ne kadar zeki olduğunu anlamak için sürekli işaretler arar. Kaç yaşında konuşmaya başladığı, ilk adımını ne zaman attığı ve bunun zamanında mı yoksa önce mi olduğunu merak eder.




Ancak çocuğun doğuştan zeki olmasını beklemek yerine, onun zekâsını değiştirmek, geliştirmek, iyi yönde kanalize etmek anne-babanın elinde. Birtakım yöntemlerle zekâ seviyesinin artırılabileceğini söyleyen Üstün Zekâlılar Eğitim Danışmanı Gürkan Yaşar, zekânın geliştirilmesi ile ilgili merak edilen sorulara cevaplar verdi.

Araştırmalara göre zekâyı etkileyen en büyük etmen kalıtım. Zekâ, anne-babadan çocuğa geçmekte ancak annenin genleri daha baskın. Diğer bir etmen ise eğitim. Gürkan Yaşar'a göre vücut kasları nasıl çalıştırılarak geliştirilebiliyorsa beyin kasları da ancak çalıştırılarak geliştirilebilir.

Yaşar, 100 IQ ile dünyaya gelmiş bir çocuğun iyi bir eğitim ile 120 IQ'ya kadar çıkarılabileceğini belirtiyor. Beyinde milyarlarca nöron olduğunu dile getiren Yaşar, "Küçük yaşlarda bu nöronların sayısı ve kalitesi fazla iken yaş ilerledikçe sayı ve kalite düşer. Bu sebeple küçük yaşlarda zekânın geliştirilme katsayısı daha yüksek. Ancak çocukluk dönemindeki gibi olmasa da yetişkinlik çağında da zekâ geliştirilebilir." dedi.

Berkeley Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada normal zekâ seviyesine sahip bir çocuğun zekâsının geliştirilebileceğinin ispatlandığını söyleyen Yaşar'a göre yetişkinler de birtakım yöntemlerle zekâ seviyelerini yükseltebilir. İşte bazı öneriler: İlk ve öncelikli olarak etraftaki olayları dikkatli bir şekilde inceleyin. Yeni fikirlere açık olun.


Bol bol okuma yapın. Daha önce okunmayan bir kitap, ufku açar. Ters elle yazı yazmaya çalışın. Bu, beyni harekete geçirir. Mümkün olduğu kadar yazı yazın, not tutun.

Video oyunları oynayın. Farklı şeyler görmek, farklı düşünmeye katkı sağlar. Kriptolojiye girin. Şifreli bir şekilde yazı yazıldığını düşünün. Bunun ne olduğunu bulmaya çalışın. Bulmaca çözün. Haftada bir zekâ testi çözün ve sonuçlarına bakın.

Beraber kitap okuyun: Çocuğa bol bol hikâye ve masal okuyup resimler hakkında yorum yapmasını isteyin. Çocuklar sabah kalktığında hikâye ve masallarda olayların, durumların değişeceğini zanneder, aynı masalı birçok defa okutur.

Kitap okurken içerik çalışması yapın: Çocuk eğer okuma bilmiyorsa resimleri göstererek ona hikâyeyi anlatın. Okumayı biliyorsa kendisi okusun. Hikâyeyi anlatırken geçmiş ve gelecek zamanı kullanın. Hikâyenin bazı yerlerinde duraksayarak hikâyenin nasıl ilerleyeceğini, az sonra neler olacağını, karakterlerin nasıl davranacağını sorun ve ondan geri bildirimler alın. Hikâyenin sonunda hikâyeden çıkartılacak dersler konusunda beyin fırtınası yapın.

Yazma ve çizmeyi teşvik edin: Ona, kendisini çok ünlü bir ressam veya yazar gibi düşünmesini söyleyin. Çizdiği resimlerden övgüyle bahsedin ve odasına asın. Dünyanın gidişatı konusunda sohbetler edin. Ona dünyayla ilgili çeşitli sorular yönelterek sorulara cevap bulmasını sağlayın. Gelecek 50 yılda dünya nasıl bir yer olacak? Dünyanın enerji ve su sorunu gelecek yıllarda nasıl çözülecek? Küresel ısınma sorunu gibi...

Doğru seçilmiş gıda, öğrenme kabiliyetini artırıyor

Patates: Kan şekerini dengeli yükseltiyor ve zekâ daha verimli çalışıyor.

Lahana: Tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlıyor.

Fasulye: Lif ve protein, özellikle çocuklarda zekâyı açıyor.

Yağsız kırmızı et: Sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez. Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.

Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.

Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip beyni uyarıyor.

Bitter çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşıyarak daha aktif çalışmasını sağlıyor.

Çilek: İçeriğindeki fisetin maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp bunamayı geciktiriyor.

Domates-havuç-kırmızıbiber: İçeriğindeki antioksidan, beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.

168
İnatlaşmanın her yaşta ve her insanda ortaya çıkabilecek bir davranış olduğuna dikkat çeken uzmanlar, özellikle 2-4 yaş arası çocuklarda inatlaşmanın sıklıkla görüldüğünü belirterek ebeveynleri uyardı. Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. İsmail Özcan, bu yaştaki çocukların kendilerinin varlığına vardığını ve bağımsızlıklarını ortaya koyarak, kendi istedikleri şeyleri yapmak istediklerini belirtti.


Çocuğun inatlaşma sürecine girmesiyle her şeye karşı çıkar bir tutum sergileyebileceğini anlatan Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. İsmail Özcan, çocuğun bazen neyi istediğini bilmeden, sadece karşısındaki kişiyle zıtlaşmak için bile inatlaşabileceğine işaret etti.

Bu tür durumlarda pek çok anne-babanın çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girdiğini hatırlatan Uzm. Dr. Özcan şunları söyledi: "Kendilerini de çocuklarını da yıpratırlar.

Ve çocukların gelişiminde doğal bir davranış olan inatlaşma, ebeveyn ve çocuk arasında iletişimsizliğin ya da çocukta özgüven problemlerinin başlangıç noktası olabilir. Çocuk, aile tarafından istenmeyen bir davranışı yapmak istediğinde, en iyi yöntem çocuğun dikkatini dağıtmaktır.

Bu bir çizgi film, bir kuş, bir kedi, sevdiği bir yiyecek veya oyun tarzı, herhangi bir şey olabilir. Mesela, çocuğunuz yasakladığınız şeyleri yapmak istediğinde, nazikçe ona yasakladığınız şeyi yeniden hatırlatın ve yapabileceği alternatif bir şey tavsiye edin.

Eğer çocuk inadından vazgeçmiyorsa yapılacak tek şey anne-babanın; ona uzlaşıcı bir dille yaklaşarak, yapmak istediğinin şu an mümkün olmadığını ve bunun için üzgün olduklarını, onu anladıklarını dile getirmeleri ve kararlı olmaları gerekir."

ÇOCUĞA OLUMSUZ YAKLAŞIRSANIZ OLUMSUZLUK GÖRÜRSÜNÜZ

Çocuğa karşı ebeveynlerin olumsuz bir tutum içine girmemeleri gerektiğini kaydeden Dr. Özcan, çocuğa karşı olumsuz bir tutumla yaklaşılması halinde çocuğun da ebeveynlere olumsuz bir tutumla yaklaşacağına dikkat çekti. İnatlaşma dönemlerinde çocuğa hiç 'hayır' denilmeyeceği anlamına gelmeyeceğini vurgulayan Özcan, "Çocuklar kaç yaşında olursa olsun, hayatının belirli bir düzende olması ve tutarlı kuralların konması, kişilik gelişimlerine katkıda bulunur. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli şey koyduğunuz kuralların gerekli olduğundan emin olmanız ve bu kuralların gerekçesini kısa, net olarak çocuğa açıklamanız hatta bazı kuralları çocuklarla birlikte koymanızdır." dedi.
169
Din Bilgisi / Hayatın 'LÂ İLAHE' fasli
16 Ağustos , 2011, 17:37:27
Hayatın 'Lâ ilâhe' faslı

Aylak aylak yüzüyorsun anlamsızlık deryasında. Soğumuşsun. Dünyadan. Yaşama iştahın yerle yeksan olmuş. Solup kurumuş dünya bir ceset gibi uzanmış yatıyor içinde. Hayat can çekişiyor ruhunda. Kalbinin elleri kırık. Duygularına inme inmiş, felç olmuş bir kol gibi mecalsiz.

Bozguna uğramış kalbin. Her bir köşesini ayrı bir dert tutmuş. Her köşesinde bir tutam sancı.

Hayat yorgunusun.

Uçup giden bir kuş gibi her şey, adını bilemediğin.

Ne güzel işte.

Hayatın "Lâ ilâhe" faslındasın. Baksana, ne güzel de inliyor kalbin: "Hiçbir şey ilah değildir. Kalbin alakasına fikrin merakına değmiyor."

Adsız sokaklara dönmüş yaşamın. Sanki sırtında taşıyorsun güneşi. Varlıklar taş kesilmiş yüreğinde. Harfler silinmiş. Sözcükler unutulmuş. Dünya biçimini yitirmiş. Karanlığa sürüklenmiş dünyan. Işıklar solmuş, donmuş kalmış yüreğinde. Zaman gömülü kalmış. Yolunu yitirmiş yolcusun. Tüm yollar çıkmaz sokak olmuş.

İyi ya işte.

Hayatının "Lâ ilâhe" safhasındasın.

Her yol, benden bir şey bekleme, diye sesleniyor sana, benden umudunu kes. Ben senin ilahın değilim diyor. Kalbin de bu seslenişe karşılık verip yüzünü çeviriyor dünyadan.

Koca bir güneş doğuyor dünyanın üstüne. Ama onun aydınlattığı varlıklar senin içini karartıyor. Güne başlamayı bile istemiyorsun bu yüzden. Karanlıkta biraz daha rahatsın. Uykunun karanlığına veriyorsun kendini sen de. Ah bir de şu rüyalar olmasa! Âlem-i misale bir girmesen, gözlerin dünyaya kapalı uyuyup kalsan.

Çare olarak eskiye dönmeyi istiyorsun. Yeniden hazlara gömülmek, yeniden neşelere gark olmak istiyorsun. Yanılıyorsun.

Ne kalbinin depremleri vardı daha üç beş ay öncesine dek, ne de sular seller silip süpürmüştü ruhunu. Her şey düzenli bir ilkbahar bahçesi gibiydi. Emellerin dal budak salmıştı içinde.

Hedeflerin vardı. Çalışıp çabalamak için enerjin vardı. Dünya sonsuz bir beşikti. Sallanıyordun. Uyuyordun mışıl mışıl. Dünyadan hiçbir kuşku duymuyordun. Sana istediklerini verecekti. En azından sen kopara kopara alacaktın ondan.

Sonra, dünyanın karanlığı yuttu seni.

Kalbinle dünya arasında sonsuz bir "yol" açıldı.

Sevinmelisin.

Uyandın.

Hayatının "Lâ İlâhe" safhasına uyandın.

Baksana nasıl da inliyor "Lâ İlâhe" diyerek ruhun. Uyanışın sancısıdır kalbinin altını üstüne getiren. Nasıl da idrak etmiş kalbin, bu dünyada hiçbir şeyin ilah olmadığını, olmazsa olmaz olmadığını, dünyevi emellerinin boşunalığını.

Hayatı düşünüyorsun, anlamsız geliyor. Hayatını düşünüyorsun, anlamsız geliyor. Kendine kızıyorsun, neden gönlüm her şeyden geçti diye. Hatta hissettiklerinin Yaratıcını üzdüğünü zannediyorsun belki de.

Belki de imanını sorgulayıp bunu iman zayıflığına yoruyorsun. Niye böyle hissediyorum diye dövünüyorsun. Aklın hayatın anlamını derinden bilirken, kalbinin öyle hissedemeyişini şerre yoruyorsun.

Diyorsun ki: "Her şeyin anlamsız gelmesi anlamsız geliyor."

Yanılıyorsun.

Sadece hayatının "Lâ ilâhe" safhasındasın.

Hayatta en büyük hakikat "Lâ ilâhe illâllah" değil midir? Bu sonsuz hakikatli cümlenin iki safhası var baksana. Mutlak Varlık bizden yalnızca "illâllah" dememizi istemiyor. Kolay mı öyle "illâllah" diyebilmek.

Bir bedeli olacak. "İllâllah" demenin yolu "Lâ ilâhe" den geçecek. "İlahımız yalnızca O'dur" demeden önce hiçbir şeyin ilah olmadığı gerçeğiyle yanıp tutuşacak kalbimiz. Kalbimiz her "Lâ" deyişinde dünyadan kopmanın, ondan soğumanın acısını yaşayacak.

İşte, kalbin koca bir "Lâ" diyor yalnızca. "Lâ", diye haykırıyor, "hayır" diyor. O'nsuz her şeyi reddediyor. "Hiçbir şey ama hiçbir şey, O'nun dışındaki hiçbir şey, O'nun adına yaşanmayan hiçbir şey, O'nun için yaşanmayan hiçbir şey ama hiçbir şey anlamlı değil, tat vermiyor, huzur bahşetmiyor, beni tatmin etmiyor," diyor.

"Değmiyor," diyor kalbin, "hiçbir şeye değmiyor O'nun için ve O'nun adına yaşanmadıktan sonra hayat."

"Her şey koca bir hiç," diyor. Kalbin, "hayır," diyor. Reddediyor O'nun adına yaşanmayan hayatı.

Kalbin her şeyden soğuyarak, her şeye sırtını dönerek, her şeyin O'nsuz anlamsızlığıyla dolarak "beni" diyor, "beni illâllaha götür.
Beni O'na taşı. O'nun sonsuz hakikatlerine taşı. Ben dünyadan soğudum. Çünkü hiçbir şeyin ilah olmadığını, olmazsa olmaz olmadığını, kalbin merakına, ilgisine değmediğini anladım."

Aklın her şeyin anlamlı olduğunu bildiği halde, kalbine her şey anlamsız geliyorsa, bil ki bu çok anlamlı.

Bu, kalbin "Lâ ilâhe" deyişinden başka bir şey değildir.

170
Din Bilgisi / Rızkı Artıran ve Genişleten Şeyler
16 Ağustos , 2011, 00:52:42
1-İyi ahlaklı olmak



2-Komşularla iyi geçinmek



3-Elden geldiğince anne-babaya iyilik etmek



4-Sıla-i rahimde bulunmak



5-Sadaka vermek



6-İyi niyetli olmak



7-Yemekten önce elleri yıkamak



8-Yemekten sonra bulaşıkları yıkamak



9-Evi süpürmek



10-Gün batmadan önce evin lambalarını yakmak



11-Hindiba otu yemek



12-Sofradaki kırıntıları yemek



13-Hatmi (çiçeği)yle başı yıkamak



14-Saçları taramak



15-Güçsüzlere ve fakirlere izzet-ikramda bulunmak



16-Kapının girişine sirke bırakmak



17-Kapının önünü süpürmek



18-İktisat konusunda dengeli olmak



19-Şehvetten kaçınmak



20-Emanete hıyanet etmemek ve doğruluktan yana olmak



21-Tırnakları ve bıyıkları Cuma günü kesmek



22-Taşı akik olan yüzük kullanmak



23-Taşı yakut olan yüzük kullanmak



24- Taşı firuze olan yüzük kullanmak



25-Allah'tan mağfiret dilemek



26-"La havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demek



27-Otuz kez "Subhânallâh ve bihamdih, subhânallâhil azîmi ve bihamdih" demek



28-Gizlide mümin kardeşler için dua etmek



29-Eve girerken selam vermek



30-Eve girdikten sonra İhlas suresini okumak



31-Ayetel Kürsi okumak



32-Her gün yüz kez "lâ ilâhe illallâhul melikil haqqul mubîn" demek



33-Yasin suresi okumak



34-Cuma günleri Saffat suresini okumak,



35-Her akşam Vakıa suresini okumak



36-Ziyaret-i Aşura okumak



37-Gece namazı kılmak



38-Allah'a tevekkül etmek.

"Ehlibeyt'ten (as) Bazı Öğütler" bölümünden alıntıdır.

171
1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
5. Daha az bekleyin.
172
Sizin Seçtikleriniz / Onun İftar Vakti Yok..
12 Ağustos , 2011, 20:55:20
Onun İftar Vakti Yok..
iftarlığıda yok.!!

Bayatladı diye ekmeği atana,

...Tabağında yemek artığı bırakana,

İki gün üst üste aynı yemeği yedim diye eşine bağıran erkeğe,

Annesinin hazırladığı kahvaltılığı beğenmeyip çöpe atıp okul kantinine dadanan öğrenciye,

Evine çalışıp getirdiği erzağa bakıp burun kıvıran ev hanımına,

Önüne getirilen yemeği bağıra çağıra zorla yiyen evlada

Lüks lokantalarda tabağındaki 150 gr. ete dünyanın parasını ödeyenlere,

Şu anki haline şükretmeyip isyan edenlere, her zaman daha fazlasını isteyenlere,

İnsan olmayı unutan fertlere bir ders, bir nasihat, bir ibret olsun..!


:crybaby2: :sad1: :crybaby2: :sad1:
173
Namaz, yapılan hareketlerle, okunan sûre ve duâlarla ele alındığında, onun müslüman zihniyetini inşa edici yönü ortaya çıkar. Bütün ibâdetlerin gâyesi, insanlardaki ulûhiyyet ve rubûbiyyet bilincinin geliştirilmesidir. Namazda yapılan rukû, secde gibi hareketlerin ve her rekâtta okunan Fâtiha Sûresi'nin ve diğer âyetlerin müslüman zihniyetini oluşturmada çok önemli rolü vardır. Bu şuurda olmayan kimse, Allah'ı hakkıyla takdir edememiş ve namazdan beklenen gerçek gâyeye ulaşamamış olur.

Müslüman, kâmet bitince kalbini namaza niyete hazırlar. Bütün kalbiyle Allah'a ibâdete yönelir. Niyetten sonra ellerini kulak memelerine değecek şekilde yukarı kaldırarak Allâhu Ekber der. O, bu hareketiyle Allah dışındaki her şeyi dışarıda bırakmış, Allâhu Ekber sözüyle artık Rabbi ile başbaşa kalmıştır. Bundan sonra kalibnde dünyaya ait hiçbir şey yoktur. Sonra sağ elini sol elinin üzerine bağlar. Bu, kalbiyle Allah'a yöneldiği gibi, bir bütün olarak bedeniyle de O'na teslim olduğunu ifâde eder. Bundan sonra Subhâneke duâsını okuyarak Allah'ın azametini zikreder, O'na hamd eder ve O'nun dışında ilâh olmadığını itiraf eder. Bu duâdan sonra Fâtiha Sûresi'ni okur. Fâtiha, ihtivâ ettiği pek çok yüce mana dolayısıyla Müslüman zihniyetini inşa eden bir fihrist gibidir. Bu yüzdendir ki, her rekâtta okunmaktadır. Fâtiha'nın içerdiği temel noktaları kısaca belirtmekte yarar var: a) Fâtiha, Her türlü hamd Allah içindir ifâdesiyle başlar. Bir mümin, şartlar ne olursa olsun günde beş defa namaz kılmak ve Allah'a hamd etmek zorundadır. Kendisine Allah'tan bir nimet ulaştığında da, bir felâkete maruz kaldığında Allah'a hamd etmesi gerekir. Böylece, ne aşırı bir sevinç ne de aşırı bir üzüntü yaşar. b) Rabbu'l-âlemîn (bütün âlemleri yetiştiren) ifadesi, hamd edilen zâtın canlı ve cansız bütün varlıkların Rabbi olduğu şuurunu tazeler. Bu da tek bir olan Allah'ın fiili ve sıfatı olabilir. c) Rahmân ve rahîm isimleri, bu âlemlerde hâkim olan ilkenin merhamet ve rahmet olduğu bilincini uyandırır. Rahmân, rahmetin çok bol olduğu, Rahîm ise rahmetin sürekli ve kesintisiz olduğunu zihne nakşeder. d) Mâliki yevmi'd-dîn (hesap gününün sahibi) ifadesi, Allah'ın herkese hak ettiği karşılığı vereceği şuuruyla birlikte, dilerse bir suçluyu tamamen affedebileceği mesajını da vermektedir. Bu mana, Mâlik kelimesinden kaynaklanmaktadır. Yevmi'd-dîn'in (hesap günü) tabiri ise, insanın kıyâmette kendi fiilleriyle yüz yüze geleceğini hatırlatır. e) İyyâke na'budu (sadece Sana ibâdet ederiz) ifadesi, tam bir boyun eğme ile Allah'a itaat etme fikrini canlı tutar. f) İyyâke nesta'în (sadece Senden yardım isteriz) ifadesiyle, ibadetlerin dışındaki her türlü işte ve istekte tamamen Allah'a bağlı kalınması gerektiği zihniyetini oluşturur. g) İhdinâ (bize hidâyet et) ifadesi, hak yolda daima yürümeyi, ilerlemeyi ve bu yolda gâyeye ulaşmayı da ancak O'ndan istemek gerektiğini hatırlatır.

Namaz kılan kişi, bundan sonra Kur'ân'dan bazı âyetler okur ve bunların manasını düşünür. Sonra bütün bu sıfatlara sahip olan Rabbimin huzurunda eğilmek gerekir diyerek rukûa gider ve üç defa Subhâne Rabbiye'l-azîm der. Hatta O'nun huzurunda yere kapanmak gerekir düşüncesiyle secdeye kapanır ve üç defa Subhâne Rabbiye'l-azîm der. Sonra tekrar secdeye gider ve ardından Allâhu ekber diyerek ayağa kalkar. Böylece bir rekât tamamlanmış olur...

Değerli okuyucularım! Bu bilinç ve şuurla namaz kılan kimse, kendisini tamamen Rabbine teslim etmiştir; artık şeytan onu terk etmiştir, çünkü onu saptırmaktan ümidini kesmiştir. Böyle namaz kılan kimsede dünyaya ait bütün arzular sönmüştür; çünkü o nefsini mağlup etmiştir, artık onun isteklerine cevap vermez. Bundan böyle her varlığa rahmet ve merhamet gözüyle bakar. Bu kişi artık "ben" diyemez. Zira Rabbu'l-âlemîn karşısında "ben" diye bir şeye sahip olmadığı, kendisinin ve sahip olduğu her şeyin O'na ait olduğu şuurunu kazanmıştır.

ALINTIDIR...

174
Ramazan, ondan nasiplenmesini bilenler için bir fırsat olarak hem bir dua, hem bir münâcât ve hem bir Hakk'a yönelme mevsimidir. Oruç ibadeti gösterişten uzaktır. Sabır ve samimiyet ister. Bunun için Peygamber Efendimiz (sas), "Allah katında oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur." buyurur.

Bu dünyada varoluşumuzun gerçek amacı, bizi yaratanı tanımak ve O'na ibadet etmektir. İbadet ise inanan kişinin inandığı varlıkla iletişim halinde olmasıdır; Allah'a olan sevgi, saygı ve kulluğun bir göstergesidir. İslâm'ın beş temel esasından biri olan oruç ibadeti yapılması farz olan ibadetler içinde yer alır. Sevabını ve karşılığını yalnızca Allah'ın "Ben vereceğim" dediği oruç ibadeti insan nefsine ağır gelen bir ibadettir. Zira oruç bir irade, sorumluluk, sabır ve samimiyet isteyen ibadet olma özelliğiyle diğer ibadetlerden farklıdır. Dinin vazgeçilmez prensibi olan samimiyet ve gösterişten uzak oluş, en üst düzeyde oruç ibadetinde kendini gösterir.

Müminler bu ibadetin, Kur'an'ın indirildiği Ramazan ayında yerine getirilmesiyle kendilerini adeta manevi bir iklimde seyahat ediyormuş gibi hissederler. Zira Ramazan ayı içinde Kadir Gecesi gibi bin aydan daha hayırlı olduğu açık bir şekilde Kur'an'da bildirilen bir gece bulunmaktadır. Günahların silineceğine dair garanti olan bir mağfiret ayı olması hasebiyle bu ayın her gününü, saatini ve lahzasını en iyi şekilde değerlendirmek de müminler için bir fırsattır. Çünkü oruç, günahların bağışlanmasını sağlayan en önemli ibadetlerdendir. Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Kim Kadir Gecesi'ni inanarak ve sevabını yalnız Allah'tan bekleyerek geçirirse önceki günahları bağışlanır. Yine kim iman ederek ve sevabını sadece Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir." (Buharî, "Savm", 6).

Ramazan ayında cennet kapılarının açıldığını ve cehennem kapılarının da kapandığını müjdeleyen Peygamber Efendimiz (sas), orucu kalkana benzetmiştir. Kalkan kişiyi gelebilecek zararlardan koruduğu gibi oruç da Müslüman'ı cehennem ateşinden korur buyurmuştur (İbn Mâce, "Savm",1). "Allah katında oruç kadar sevaplı bir ibadet yoktur" (Nesâi, "Sıyam", 43) diyen Hz. Peygamber'in bu mesajına kulak verilmelidir. Şunu unutmamak gerekir ki, Ramazan ayının her anını ibadetle verimli bir şekilde geçirmek, bir emir olarak değerlendirilebileceği gibi Hz. Peygamber'in büyük bir gayretle üzerinde durduğu ve ashabını da değerlendirmeye teşvikte bulunduğu nebevî bir sünnet olarak da telakki edilmelidir.

Oruç tutanların Allah katındaki mevkileri pek yüksektir. Hz. Peygamber cennete girecek insanların dünyadaki amellerine göre değişik kapılardan hatta bazılarının, bu kapıların her birinden ayrı ayrı davet edileceğini bildirir. O kapılardan biri de oruçluların girişine ayrılmış olan "Reyyân" kapısıdır. "Oruçlular nerede?" şeklindeki çağrı üzerine onlar bu kapıdan girecekler ve daha sonra bu kapı kapatılacak, başkaları oradan giremeyecektir (Buhârî, "Savm", 4). Dolayısıyla oruç ibadetini en iyi şekilde değerlendirmemek, onun hayır ve bereketinden faydalanmamak müminler için büyük bir kayıp olacaktır. Ramazan, ondan nasiplenmesini bilenler için bir fırsat olarak hem bir dua, münâcât ve Hakk'a yönelme mevsimi hem de çok canlı bir tedâî kaynağıdır.
175
BEN SİYAHLAR İÇİN  RENKLİLERDE KULLANDIGIM DETERJANI KULLANIYORUM AMA HEP BEYAZ BEYAZ LEKELER OLUYOR  VEYA SOLUYOR PERWOLL SİYAHLAR İÇİN VAR KULLANIPTA MEMNUN KALANANIZ VARMI VEYA BASKA SIYAHLAR İÇİN BİR URUN VARMI!!!!!!!!
176
Sağlık Haberleri / YEŞİL ÇAY
10 Haziran , 2011, 00:08:54
YEŞİL Ç A Y............Yeşil Çayı şimdi hemen içmeye başlamak için 25 neden:
Yeşil çay, sağlığa olan müthiş yararları nedeniyle dünya çapında giderek çok popüler bir içecek durumuna gelmiştir.
Yeşil çayın sağlığınıza sağlayabileceği faydalar son derece hayret vericidir.
Ve eğer bugün 3-4 bardak yeşil çay içmiyorsanız, sağlığınız için kesinlikle, büyük bir lütu...f yapmıyorsunuz demektir.
1.
Yeşil çay ve kanser:
Yeşil çay kanser riskini azaltır. Yeşil çay, C vitamininden 100 misli daha etkili ve E vitamininden 25 misli daha iyidir. Bu durum kansere bağlı olduğuna inanılan hücrelerin korunmasına yardım eder.
2. Yeşil çay ve kalp hastalıkları:
Yeşil çay, kolesterol seviyesini düşürerek, kalp hastalığına ve felce karşı koruyucu olur. Kalp krizinden sonra bile, hücre ölümlerini önler ve kalp hücrelerinin geri kazanılmasını hızlandırır.
3. Yeşil çay ve yaşlanmayı geciktirme:
Yeşil çay, serbest radikallere karşı savaşan Polyfenol adlı bir antioksdan içerir. Bunun anlamı, yaşlanmaya karşı savaşmada ve uzun ömürlü olmayı desteklemede yardımcı olur.
4. Yeşil çay ve kilo verme:
Yeşil çay kilo vermenize yardımcı olur.
Yeşil çay yağları yakar ve metabolizma hızına doğal olarak destek sağlar. Bir günde 70 kaloriye kadar yakar. Bunun anlamı 1 yılda 3-4 kg zayıflama demektir.
5. Yeşil çay ve deriniz:
Yeşil çaydaki antioksidan, kırışma ve cilt yaşlanmasına neden olan serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı cildi korur. Yeşil çay ayrıca cilt kanserine karşı savaşa da yardımcı olur.
6. Yeşil çay ve artrit (mafsal iltihaplanması):
Yeşil çay, romatoid artrit riskine karşı koruma ve azalma sağlar. Yeşil çay, kıkırdak dokuyu tahrip eden enzimi bloke ederek, bu dokuyu koruyarak sağlığınıza faydalı olur.
7. Yeşil çay ve kemikler:
Bu konudaki en önemli nokta, yeşil çayda bulunan yüksek florid miktarıdır. Kemiklerinizi kuvvetli tutmaya yardımcı olur.
Her gün yeşil çay içerseniz, kemik yoğunluğunun korunmasına yardım eder.
8. Yeşil çay ve kolesterol:
Yeşil çay, kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olur. Ayrıca kötü kolesterol seviyesini düşürerek, iyi kolesterol ile kötü kolesterol oranını da iyileştirir.
9. Yeşil çay ve obezite (aşırı şişmanlık):
Yeşil çay, yağ hücrelerindeki glikozun hareketini durdurarak, obeziteyi önler. Sağlıklı bir diyette iseniz, düzenli spor yapın ve Yeşil çay için, obez olma ihtimali kalmaz.


10. Yeşilçay ve şeker hastalığı:
Yeşil çay, lipit ve glikoz metabolizmasını iyileştirir, kan şekeri seviyesindeki hızlı artışları önler ve metabolizma hızını dengeler.
11. Yeşil çay ve Alzheimer:
Yeşil çay, hafızanızın desteklenmesine yardımcı olur. Alzheimer için bir tedavi yöntemi olmamasına rağmen, beyinde Alzheimere yol açan azaltılmış asetilkolin işleminin yavaşlamasına yardım eder.
12. Yeşil çay ve Parkinson:
Yeşil çaydaki antioksidan, beyinde Parkinson hastalığına neden olan hücre hasarının önlenmesine yardım eder. Yeşil çay içen insanlar Parkinson'un gelişmesinden daha az etkilenir.
13. Yeşil çay ve karaciğer:
Yeşil çay, karaciğer problemi olan insanlarda organ nakli başarısızlığının önlenmesine yardım eder. Araştırmalar, yeşil çayın yağlı karaciğerdeki zararlı serbest radikalleri yok ettiğini göstermiştir.
14. Yeşil çay ve yüksek kan basıncı:
Yeşil çay, yüksek kan basıncının önlenmesine yardım eder. Yeşil çayın içilmesi, yüksek kan basıcına yol açan angiotensin enzimini kontrol altında tutarak, ka n basıncının düşük tutulmasına yardımcı olur.
15. Yeşil çay ve gıda zehirlenmesi:
Yeşil çayda bulunan catechin (kateşin), gıda zehirlenmesine neden olan bakterileri öldürebilir ve bu bakterilerin ürettiği toksinleri yok eder.
16. Yeşil çay ve kan şekeri:
Kan şekeri yaşın ilerlemesi ile artmaya eğilimlidir, ancak Yeşil çayda bulunan polyphenil ve polysakkaritler kan şekeri seviyesini düşürmeye yardım eder.
17. Yeşil çay ve bağışıklık:
Yeşil çayda bulunan polyphenol ve flavonoidler, enfeksiyonlara karşı savaşıp sağlığınızı güçlendirerek, bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olur.
18. Yeşil çay ve soğuk salgınlığı/grip:
Yeşil çay, soğuk almanızı ve grip olmanızı önler. Yeşil çaydaki C vitamini, grip ve genel soğuk algınlığı tedavisine yardımcı olur.
19. Yeşil çay ve astım:
Yeşil çayda bulunan Theophylline (Merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkisi bulunan doğal bir ksantin türevi), astımın şiddetini azaltır ve bronş kanallarını destekleyen kasları gevşetir .
20. Yeşil çay ve kulak enfeksiyonu:
Yeşil çay, kulak enfeksiyonu problemin yardımcı olur. Kulağı doğal şekilde temizlemek için, yeşil çaya bir pamuk stiği daldırın ve enfekte olmuş kulağı temizleyin.
21. Yeşil çay ve Herpes hastalığı:
Yeşil çay, Herpes hastalığının lokal interferon tedavisinin etkinliğini arttırır. Önce Yeşil çay kompresi uygulanır ve sonra interferon tedavisinden önce cildin kurumasını sağlayın.
22. Yeşil çay ve diş çürümesi:
Yeşil çay, diş hastalıklarına yol açan bakteri ve virüsleri yok eder. Ayrıca ağız kokusuna neden olan bakterilerin gelişmesini de yavaşlatır.
23. Yeşil çay ve stres:
Yeşil çayda bulunan bir amino asit olan L-theamine, stresin ve endişenin/kaygının hafiflemesine yardımcı olur.
24. Yeşil çay ve alerji:
Yeşil çayda bulunan antioksidan bir madde olan EGCG (epigallocatechin gallate) alerjileri hafifletir. Eğer alerjiniz varsa, gerçekten yeşil çay içmelisiniz.
25.Yeşil çay ve HIV virüsü:
Japonya'daki bilim adamları, yeşil çayda bulunan EGCG maddesinin HIV virüsünün sağlıklı bağışıklık hücrelerine yapışmasını durdurabildiğini bulmuşlardır. Bunun anlamı, yeşil çay HIV virüsünün yayılmasını durdurmabilmektedir...
177
İyot, insan vücudunda çok az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli bir elementtir.

   
Eksikliğinde ise çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, zeka düzeyinin yaşıtlara göre düşük olması, öğrenme güçlüğü ve okul başarısında azalma gibi sorunları da beraberinde getirebilmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü'nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, "1-7 Haziran İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi Haftası" öncesinde, iyot eksikliğine bağlı olarak oluşabilecek sorunlar hakkında bilgi verdi.

Her Yıl Yeni Doğan 40 Milyon Çocuk Risk Altında

İyot, vücuda; besinler, su ve deniz ürünleri tüketimi ile alınır. Normal şartlarda vücudumuzda 15-20 mg iyot bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 1.5 milyar kişi ya da dünya nüfusunun yüzde 29'u iyot yetersizliğinin olduğu riskli bölgelerde yaşamaktadır. Tahminlere göre, her yıl doğan yaklaşık 40 milyon çocuk, annelerinin diyetinde yeterince iyot bulunmaması yüzünden farklı ölçülerde zihinsel gerilik riskiyle karşı karşıyadır.

İyot Alımındaki Artış Guatırın Görülme Riskini Azaltır

Kişilerin günlük iyot alımlarını artırmak, iyot yetersizliğinin olduğu bölgelerde alınabilecek başlıca önlemlerdendir. Özellikle bu önlem guatr bulgusunun henüz mevcut olmadığı çocuklarda ve erişkinlerde daha etkili olup, iyot alımındaki artış var olan guatrı tedavi etmekten çok, guatrın görülme sıklığının azalmasında etkili olmaktadır. Bazı tiroid hastalarının örneğin graves hastalığı, hashimoto tiroiditi ve sıcak nodülü olan hastaların iyotlu tuz kullanmaları sakıncalıdır.

İyot Yetersizliğine Karşı İyotlu Tuz Kullanın

İyot yetersizliğine bağlı olarak dünyada en sık kullanılan yöntem tuzun iyotlanmasıdır. Bunun dışında aşağıda verilen örnekler gibi sık tükettiğiniz besinlerin iyot açısından zengin olmasına dikkat ederek iyot yetersizliğinizin önüne geçebilirsiniz.

• Ekmeğe iyot katılması
• İyot tabletleri kullanılması
• İyotlu yağ enjeksiyonu ya da iyotlu yağ kapsülleri kullanılması
• İçme suyunun iyotlanması

Bazı Yiyecekler İyot Yetersizliğine Sebep Olabilir

Yiyeceklerde bulunan guatrojenler denen antitroid bileşiklerinin tiroid bezinde iyot taşınmasını engelleyerek iyot yetersizliğinin oluşmasında rolü olduğu bilinmektedir. Antitiroid bileşiklerinin en önemlileri; lahana, karnıbahar, brüksel lahanası, şalgam, turp vb. sebzelerde bulunan  guatrojen maddelerdir.

Yaşa Bağlı Günlük İyot Alımları

ICCIDD (İyot Yetersizliği Bozukluklarının Kontrolü için Uluslararası Konsey) Ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından önerilen yaşa bağlı günlük iyot alımları şu şekildedir:

178
Daha canlı ve parlak saçlara sahip olmayı her kadın ister, ancak çoğu kadın saç bakımı konusunda ne yapması gerektiğini bilmez.

   

Mesela, seçtiğimiz şampuanın saçımızın ihtiyacını karşılayıp karşılamadığına kaçımız özen gösteriyoruz?  Maalesef bu sayı çok değil. Peki, saç kremini kullanırken dikkat edilecek hususlardan ne kadar haberdarız? Tüm bu soruların yanıtlarını BIOBLAS Saç Bakım Danışmanı Eczacı Özden Kasımlıoğulları anlattı.
İşte, saç bakımında dikkat edilmesi gereken hususlar ve merak edilen konular...

Doğru Şampuan Nasıl Seçilir?

Normal saçlar için şampuanlar, saçlı derinin nem ve yağ oranını dengede tutar. Sebum üretimi fazla olmayan saç tipleri için uygundur. Saçlarınızı yıkadıktan sonra 24 saat içinde yağlanma olmuyorsa normal saç tipine uygun şampuan kullanılmalıdır.

Yağlı saçlar için şampuanlar, saç derisindeki sebum oranı fazla olan kişiler için uygundur. Her gün ya da gün aşırı kullanılması halinde saçtaki yağ oranını dengeler. Saçtaki sebum dengesini sağlayan bu şampuanlar aynı zamanda statik elektriği de azaltır.

Kuru, yıpranmış, boyalı saçlar için şampuanlar, kalıcı saç boyaları, renk açıcılar, perma solüsyonları, kimyasallar, aşırı fön gibi işlemlerle fiziksel olarak zarar görmüş saçlar için uygundur. Yenileme ve bakım özelliği açısından geliştirilmiş formülleriyle saçın kaybettiği nem dengesini yeniden sağlarlar.

Zayıf ve yıpranmış saçlar için şampuanlar, çeşitli nedenlerle sağlığını koruyamayan ya da kaybetmiş yoğun bakım isteyen saç tipleri için uygundur. Kremli formülleri sayesinde saçların kolay açılmasını sağlarken onarıcı ve canlandırıcı özellikleri ile saça yoğun besleyici bakım sağlarlar.

Kepek şampuanları, kepeğe karşı etkinliği kanıtlanmış aktif maddeler içerirler. Her gün düzenli olarak kullanıldığında gözle görülür kepek oluşumunu engeller.

Yağlı Saçlara Kremsiz Şampuan

Kremli şampuanlar, yağlı saçlar dışında her saç tipinin çeşitli ihtiyaçlarına göre formüle edilen ve bakım özelliği ön plana çıkarılan ürünlerdir. Yağlı saçlara sahip olan kişilerin kremli şampuan kullanması saçlarının daha çabuk yağlanmasına neden olur.

Haftada Bir Maske

Saç maskeleri, onarıcı proteinler, saçın kolay taranmasını sağlayan, parlaklığını artıran ya da nemlendiren etken maddeleri içerirler. Banyo sırasında saçta 2-3 dakika bekletilerek uygulanırlar. Haftada bir uygulanması yeterli olacaktır.

Saç Kremi, Saç Uçlarına mı Diplere mi Uygulanmalı?

Şampuan kullanımının devamında en çok ihtiyaç duyduğumuz ürünler saç bakım kremleri, maskeler, sıvı saç kremi ve saç şekillendiricileridir. Genel olarak, bu ürünlerin pH değeri saç derisine uyumlu değildir. Bu sebeple sadece saç uçlarına uygulanabilen ürünlerdir. Saç diplerine uygulanması tavsiye edilmez.  pH değeri ve  yüzde 100 bitkisel içeriği nedeniyle saç dökülmesine karşı etkili bakım kremlerini özellikle saç diplerine uygulamak, saçları kökten uca besleyerek ihtiyacı olan bakımı sağlayacaktır. Bu tip kremler, saçlara eski gücünü geri kazandırır ve saçları yumuşatarak daha kolay taranmasını sağlar.
179
Diyet / Zayıflamak için 7 dakikanız var mı?
04 Haziran , 2011, 11:56:00
Zayıflamanın ve formda kalmanın zor olduğunu mu sanar dınız? İşte 7 dakikada form tutma yöntemi...

   
Overhead Squat
Gövde, sırt ve bacakları çalıştırıyor.

Bacaklarını kalça genişliğinden biraz daha fazla açarak başparmaklarını dışa çevir. Kıvrılmış bir havluyu her iki ucundan kavrayıp kollarını omuz genişliğinde aç. Omuzlar topuklarla aynı hizada olmalı. Mümkün olduğu kadar çömel. Bu hareketi yaparken dizler ayak parmaklarının önüne geçmemeli. Ayağa kalk. Aynı hareketi 10–15 kez tekrarla.

Dikkat! Havlu omuzlarının aynı hizada olmasını sağlıyor. Hareketi havlusuz da yapabilirsin ama omuzlar topuklarla aynı hizada olmalı.

Airplane / Superman Extensions
Gövde, sırt ve kalçayı çalıştırıyor.

Yüzüstü yere uzanıp kollarını omuz hizasında iki yana uzat ve dirseklerini hafifçe kır (a). Kürek kemiklerini birbirine yaklaştırıp kollarını, gövde ve bacaklarını yerden kaldır (b). Pozisyonu korurken kollarını ileri doğru uzat (c). Kollarını tekrar geri alıp gövdeni yere bırak. 10–15 kez tekrarla.

Scissor Lunges
Alt gövdeyi çalıştırıyor.

Bacaklarını kalça genişliğinde açıp ellerini başının arkasında kenetle. Sol bacağınla lunge hareketi yaparak yere doğru alçal. Sağ bacak yere değecek gibi olmalı. (a). Birdenbire yukarı sıçrayıp sağ bacağın öndeyken yere iniş yap (b). Hemen sıçrayıp bacakların pozisyonunu tekrar değiştir. Üç, dört kez uygula.

Dikkat! Yere mümkün olduğunca hafif ve sessizce iniş yap.

Standing Bird Dog
Üst ve alt gövdeyi çalıştırıyor.

Kollarını iki yana açıp sağ bacağını arkadan yukarı kaldır (a). Öne doğru eğilirken sağ bacağını iyice arkaya, sol kolunu da ileri uzat (b). Sağ kolun gövdenle paralel olmalı. Gövde, sol kol ve sağ bacak ise yere paralel olmalı. Pozisyonu bir saniye koruyup tekrar başlangıca dön. Hareketi diğer kol ve bacakla uygula. Beş, altı kez tekrarla.

Mountain Climbers
Alt ve üst gövdeyi çalıştırıyor.

Plank pozisyonuna geçip bacaklarını bitiştir. Eller ise omuzların tam altında olmalı (a). Sol dizini kırıp göğsüne doğru yaklaştır (b). Tekrar başlangıca dönüp hareketi sağ bacağınla tekrarla. 20–30 kez uygula.

Dikkat! Hareket esnasında karın kaslarını sık ve sırtını düz tutmaya çalış.

Squat Thrusts
Gövde ve bacakları çalıştırıyor.

Bacaklarını bitiştir ve kollarını gövdenin iki yanına koy. Dizlerini kırarak çömel. Avuçlarını, ayaklarının hemen önüne, yere koy (a). Kollarından destek alıp sıçra ve ayakları arkaya uzatarak plank pozisyonuna geç (b). Bacakları tekrar öne getirip ilk pozisyonuna geri dön. Ayağa kalk, 12–15 kez tekrarla.

Pike Walk / Pushup Combo
Alt ve üst gövde çalışıyor.

Bacaklarını bitiştirip kollarını gövdenin iki yanına koy (a). Eğilirken dizlerin hafifçe bükülebilir. Avuçlarını ya da parmak uçlarını yere değdir (b). Ellerini ilerleterek plank pozisyonuna geç ve bir şınav çek (c). Beş ya da altı kez şınav çekecek kadar devam et.

Dikkat! Boynun omurganla aynı hızda olmalı.
180
3 AYLARIN BASLANGICI VE BU MUBAREK REGAİP KANDİLİMİZ KUTLUU VE MUBAREK OLSUN RABBIMMM HAYIRLI EYLESİN DUALARIMIZ KABUL İBADETLERİMİZ MAKBUL OLSUN RABBİM BU GECENİN HURMETINE GUNAHLARIMIZI BAGISLA CEHENNEMDEN AZAD ET EFENDİMİİZİN ŞEFAATİNE NAİL EYLE.... İNSALLAH DUALARDA BULUSMAK TEMENNISYLEE


''YA RABBİ BİZE RECEP VE ŞABANI MUBAREK EYLE BİZİ RAMAZANA ULASTIR'' AMİN.....