Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - ÇİTLENBİK

21
Fıkralar / 18 yaşındaki kız..
13 Ocak , 2007, 15:05:54
18 yasindaki kiz,annesine iki aydirhastalanamadigini söyler.>
Annesi,çok tedirgin olur ve eczaneye
>>bir hamilelik testi almaya gider> ve sonuçlar kizin hamile
>>oldugunu gösterir.>
-Anne çildirmistir,bagirir çagirir ve "bunu
>>yapan hangi> domuz,bilmek istiyorum" der.
-Kiz telefon açar ve yarim saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden
>>hafif kirlasmis saçlari ve çok pahali bir elbisenin içinde manyak yakisikli biri iner ve kapidan içeri girer.
Anne baba ve kizla beraber otururlar.
-Herif, "kiziniz durumu anlatti" der
>>"kisisel durumumdan dolayi kizinizla evlenemem"der, "ancak tüm
>>sorumlulugu aliyorum"> >>der.
-Eger bir kiz çocugu dogarsa; -Annesine bir ev,bir yazlik villa ve 1
milyon dolarlik bir banka hesabi,
-Egerbir erkek çocuk olursa;> Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlik bir hesap,
-Eger ikiz dogarsa; Her ikisine de 500 > > bin dolarlik hesap ve birer> fabrika verecegim, der.-Ancak düsük olursa....
-O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamin omuzuna koyar ve o zaman tekrar denersiniz evladIm" der.> >>> >>> >>>
22
Fıkralar / coladaki sinek ve tepkiler
13 Ocak , 2007, 15:04:09
Değişik ülkelerden gelmiş insanlar; masaya oturup birer cola ısmarlar...

Colalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir karasinek var;

ısveçli; aynı bardakta yeni cola getirilmesini ister...

ıngiliz; yeni bardakta yeni cola ister...

Finlandiyalı; sineği bardaktan alır ve colayı içer...

Rus; colayı sinekle içer...

Çinli; sineği yer fakat colayı içmez...

Yahudi; sineği yakalar ve Çinli'ye satar...

Yunanlı; colanın 2/3 'ünü içer ve yeni cola ister...

Norveçli; sineği yakalar ve yem olarak kullanarak balığa çıkar...

ırlandalı; sineği ezerek colaya karıştırır ve ıngiliz'e satar...

Amerikalı; lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder...

TÜRK; başka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı şiddetle kınar...
23
Fıkralar / azıtıyorsun
13 Ocak , 2007, 15:02:30
Adamın biri bir gün bir bara gider ve barmene şöyle
der Sana ve burdaki herkese benden birer duble içki ver.
Herkes içkisini içer, ama adam parayı ödemez. Barmen
bunu çok kötü döver.
Adam ertesi gun yine aynı bara gider ve şöyle der :
- Bana ve buradaki herkese benden birer duble içki
ver. Barmen sorar :
- Ya bana.
- Sana yok.
- Neden?
- Sen içince azıtıyorsun
24
Hemşeriler :) / TRABZONLULAR NERDESUNUZ ..
13 Ocak , 2007, 11:38:52
HADİ TRABZONLULAR BİR MERHABA DEYİN BAKALIM..
25
3 MAYIS 2005 DOĞUMLU OĞLUMUN SAYFASINA HOŞGELDİNİZ..
İLKLERİMİZİ,SEVİÇLERİMİZİ,HÜZÜNLERİMİZİ VE YARAMAZLIKLARIMIZI BURADAN PAYLAŞMAK İSTEDİK..
SİZLERİDE BEKLERİZ.
28
Öyküler / kim olduğu sürprizi
12 Ocak , 2007, 17:44:48
Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; "-Gayet iyi." dedi. Güzelliğinden emindi.Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi.

Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi.

- Alo.kızım, nasılsın?

- İyiyim anne. Ne oldu *

- Sana bir surprizim var.

- Surpriz mi?

- Evet.Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş..

- Eee kimmiş.

- Fakat, onu senin almanı istiyorum.

- Ben mi?

- Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum.

- Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen.

- Kızım 1-2 saatlik bir işim var. Ayrıca seni bebekliğinden tanıyan bir arkadaşım. Seni görünce mutlaka çok sevinecektir.

- Amaaan. Peki peki. Nasıl tanıyacağım.

-Evden çıkarken üzerine giydiklerini tarif ettim.O parkta bazı oturaklar piknik masası şeklinde. Parkın sinema tarafı girişindeki ilk piknik masasına otur. O gelince seni bulacak.

-Tamam anne..tamam.

- Kızım senden her gün mü bir şey istiyorum.Üniversiteyi bitireli, hele de işe gireli bir fatura yatırmaya bile göndermedim.

- Hemen darılma, tamam dedim ya.

O nasıl tamam demekse. neyse, hadi o zaman, izin al da çık, bekletme. Ben de işlerimi bitirip hemen geleceğim.

Genç kız, izin alıp çıktı.Kısa bir yürüyüşten sonra parka vardı. Bu parkta daha önce hiç oturmadığını farketti. Arkadaşlarıyla hep paralı,lüks eğlence yerlerine giderlerdi.

Annesinin tarif ettiği, girişteki ilk masayı buldu, boş olan kısmına oturdu. Masanın diğer tarafında bir köylü kadınla, küçük kız oturuyordu. Onlarla aynı yerde bulunmaktan utandığını hissetti. "-Annemin arkadaşı çabucak gelse de, şunlardan kurtulsam" diye düşündü.

Köylü kadın çekinerek seslendi;

- Afedersin kızım, bir şey sorabilir miyim?

"Kızım" diye seslenmesi iyice sinirlerini bozdu.

- Ne var, adres mi soracan! ..

Sert çıkış karşısında kadın sesini alçalttı;

- Hayır kızım, başka bir şey soracaktım.

- Sizin gibi cahiller ya adres sorar, ya para ister.

Köylü kadının kızaran yüzüne aldırmadı bile. O sırada şık ve lüks giyimli, orta yaşlı bir kadının uzaktan yaklaştığını gördü.

"-Nihayet." diye düşündü. Ayağa kalkıp kadını karşılamaya çalışırken, kadın yanlarından geçip gitti. Somurtarak geri oturdu.

Yanındaki küçük kıza daha sıkı sarılmış köylü kadının gözünden bir damla yaşın süzüldüğünü gördü.Kadın gözyaşını saklamak için diğer tarafa dönünce bir yüzündeki büyük yanık izi göründü. Genç kız manalı manalı güldü;

- Bak kolayca gözyaşı dökebiliyorsun, yüzünde de çirkin bir yanık izi var. Burda ne bekliyorsun geç bir köşeye aç mendilini ağla. Fakat ağlamayla benden bir şey koparacağını sanma, tamam mı.

Kadın dayanamadı;

- Cahil deyip duruyorsun. Ne cahilliğimi gördün. Tanımadığım bir kadına, torununun yanında hakaret mi ettim! .

- Oooo... laf yapmayı da biliyormuş

-Anlaşıldı kızım, sen üniversite bitirmiş, çok şey öğrenmiş olabilirsin ama insanlıktan sınıfta kalmışsın. Torunumu okutmak için uğraşacaktım. Fakat seni görünce vazgeçtim.

Yaşlı kadın, küçük kızı alıp masadan kalkarken, boşalan yere doğru şık giyimli bir kadın yaklaştı. Cevap vermek için hazırlanan genç kız zengin giyimli, şık kadını görünce uzaklaşan yaşlı kadına cevap vermekten vazgeçti. Yaşlı kadın geriye bakmaya çalışan küçük kızın başını eliyle engelledi.


Bir süre sonra, genç kızın annesi parkta yanına geldi.

- Merhaba kızım, Zeynep teyzen nerde?

- Kimse gelmedi anne. En son bir bayan geldi, yanıma oturdu. O da sadece dinlenmek için gelmiş biriymiş.

- Allah Allah! ... giyindiklerini çok iyi tarif etmiştim, seni nasıl bulamadı anlamadım. Yanında küçük bir kız olacaktı.

Genç kız bir an durakladı.

-Küçük bir kız mı?

- Evet

- Anne! . biz zengin, kültürlü insanlarız. Herhalde arkadaşın da zengin, kültürlü biridir, değil mi?

- Kültürsüz değil ama zengin değil.

- Sakın bana köylü bir kadın olduğunu söyleme.

- Köyden gelen kadına ne denir ki! ..

- Oh. iyi iyi, köylü kadınları karşılmaya beni gönderiyorsun.

- Kızım, o kadına bir borcumuz vardı. O zamanlarda borcumuzun karşılığı bir şey veremedik. ' - Gün gelir, bir ihtiyacım olduğunda, ben kapınızı çalarım'. Dedi ve işte bu gün kapımızı çaldı.

-Ne istiyormuş?

- Torununu okutmamızı istiyor. Baban şimdi arabayla gelip hepimizi alacak, kayıt için okula götürecek.

- Anne, o köylü kadına ne borcun olabilir ki, anlayamadım?

Annesi, kızının öfkeli ses tonuna dayanamadı;

- Kızım, sen bebekken biz köydeydik.

- Eee.

- Sana yıllar önce bahsetmiştim, köydeyken evimiz yandı, biz de inekleri,atları,tarlaları neyimiz varsa hepsini satıp köyden göçtük, demiştim.

-Evet, hatırladım.

- O yangınla ilgili bir ayrıntıyı, seni üzülebilir veya seni evde yalnız bıraktığımız için darılabilirsin korkusuyla anlatmamıştık.

- Herhalde şimdi anlatacaksın.

- Baban evde yoktu, ben de su doldurmaya köy pınarına gitmiştim. Lodos mu ne diyorsunuz, işte o rüzğar bazen ters esiyormuş, yukardan aşağı filan. Sen beşikte uyuyorken rüzğar bacadan içeri esince közler ocaklıktan tahtalara sıçramış, yangın başlamış. Pınar yerinden dumanları görüp koştuğumda alevler heryeri sarmıştı. Birazdan yıkılacak gibi görünen eve yine de girmek için atıldığım anda Zeynep teyzen kucağına seni almış olduğu halde dışarı fırladı. O sahneyi hiç unutamam; onun kucağından seni aldığımda o çığlıklar atıyordu.

- Niçin?

- Seni kurtarırken, sağ tarafı yanmıştı. Gelince görürsün sağ yanağında ağır bir yanık izi var. Çok acı çekti çook. Dur ağlama, seni bu kadar üzeceğini bilmiyordum. Tamam kızım, bak makyajın akıyor, ağlama. Hah! .. baban da geldi
Fakat Zeynep teyzen hala bizi bulamadı.
29

1.Kağıt mendili kumaş mendil gibi günlerce buruşuk
şekilde cebinde taşır.

2.Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe
su koyar.

3.Serçe parmağını kulağına sokup iyice sallayarak
karıştırır.

4.Ancak bir Türk gazete bulmacasını hep başkalarına
sora sora çözebilme becerisini gösterip, kendisi
çözdü diye sevindirik olabilir.

5.Sakal traşı olduktan sonra kanayan yerlerine küçük
kağıtlar yapıştırır..

6.Evdeki yaşlılar da kullanabilsin diye tv
kumandası, telefon gibi aletlerin üzerindeki tuşların
Türkçe' sini tercüme edip yapıştırır. (on-aç; off-kapa;
redial-tekrar ara; volume-ses vb...)

7.Çayı soğumasın diye çay tabağının içine sıcak su
koyar.

8.Soba borusu aktığında yoğurt kaplarını telle soba
borusuna bağlar.

9.Nezle olunca tuvalet kağıdını uzun bir şerit
yaparak kullanır.

10.Diş fırçasıyla dişini fırçalamayıp da saçını
boyamak için kullanan birini görürseniz, o saçını
seven bakımlı bir Türk' tür.

11.Konuşma yeteneği olan hayvanlara ilk olarak
küfür etmesini öğretir.

12.Sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaşlarına
havlu tutturarak giymeye çalışıp bir de arkadaşlarına
"bakmayın lan" diye çıkışır.

13.Denize girip güneşlendikten sonra aşırı derecede
yanan sırtına yoğurt sürerek iyileştirebilir.

14.Dolmuşta veya otobüste bozuk paraları avucunda
toplayıp şıkır şıkır çevirip ses çıkartır.

15.Herhangi bir yere hesap öderken arkasına dönüp
gizli gizli para sayar.

16.Denizde "suyun altında nefessiz ne kadar
kalabiliyorum." diye deneme yapıp boğulma tehlikesi
geçirir.

17.Beton döktükten sonra bir sanat eserini
bitirmişçesine beton kurumadan tarih ve imza atar.

18.Çorabının kirlenip kirlenmediğini burnuna
götürerek kısa süreli koklayarak anlayan kişi
temizliğine düşkün bir Türk'tür.

19.Simit yedikten sonra, masaya dökülen susamları
parmağının ucunu ıslatarak toplayıp yutar.

20.Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun
başına dikilirama açmak için ikinci kez çalmasını bekler.

21.Yeni yapılmış bir binanın yeni takılmış camına
beyaz boyayla S harfi yazar.

22.Bir dükkana girip, onun bunun fiyatını sorduktan
sonra "abi araba beş dakka dursun, ben hemen gelicem "
deyip, 2 saat sonra gelir.

23.Okul yıllığında kendisi hakkında; okulu kırıyordu,
kopya uzmanıydı gibi yazıları arkadaşlarına gösterip
bununla övünür.

24.Gazete bayiinin önünde durup asılı olan gazeteleri
ayak üstü okur.

25.Cebinden çıkardığı paraların içinde en eskisini
özenle arayıp bulduktan sonra para üstü verir.

26.Günlük gazeteyi alıp evinin bir köşesinde biriktirir
ve kuş kafesinin altına sermek için, kışın sobayı
tutuşturmak için, bardak çanak sarmak için kullanır.

27.Trafikte ambulansın peşine takılarak sıkışıklıktan
kurtulup, uyanıklık yaptığını zanneder.

28.Kağıt paraların üzerine not alır ve parayı
harcadığı için notu kaybeder veya elden ele dolaşacağını
bildiğinden komik yazılar yazar. (Paranın ön yüzüne
tehlike anında arkayı çeviriniz yazıp anında çevirincede
şimdi değil salak tehlike anında yazanlardan bahsediyoruz.
Tehlike anında çevirsen de aynı yazıyı görürsün.)

29.Gece aşırı nem ve sıcak olmasına rağmen, üzerine örtmese de
yanına yorgan alıp yatar.

30.Çocuğu yanlışlıkla elini kestiği veya düştüğü için
ağladığında elini kesti veya düştü diye çocuğunu döver.

31.Taksi tuttuğunda taksicinin yanına oturur. Eğer üç
dört kişitaksi tutuyorsa, taksi parasını veren kişi ön
koltuğa oturur.

32.Kredi kartının işlevsel kısmı zarar görmesin diye selobant
yapıştırır.

33.Denize yüzmeye gidip de yüzdüğü yere affedersiniz
işeyen (göremeseniz bile) ve sonra da pişkin pişkin "
suyu ısıtıyorum oğlum fena mı? " veya "kocaman deniz ne
olacak ki " der.

34.Kaldırımda yürümeyip de cadde ortasında yürür ve yanından
hızla geçen arabaya da " Çarpsaydın bari ! " diye tepki
gösterir.

35.Bir turiste adres tarif ederken bağıra bağıra Türkçe
konuşur.

36.Beş gencin yazın öğle sıcağında, beyaz renkli Şahin
marka bir otomobilin içinde, atletli olarak sokakları
turladıklarını görürseniz bilin ki onlar Türk' tür.

37.Alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameralarında saç
tarar.

38.Birini çağırmak için kapı zilini çalmak yerine evin
camına taş atarak amacına ulaşmaya çalışır.

39.Kürdanla dişini karıştırıp önce çıkarıp bakar, sonra
tekrar ağzına koyar.

40.Ütü fişi, teyp fişi veya televizyon fişi kablosunun
bakır teli dışarı çıkmış ise çocukları elektrik çarpmasın
diye bakır teli selobantla yapıştırır.

41.Yemeğini yedikten sonra tatlı yiyecekse, bulaşık
çıkarmamak için çatalını veya kaşığını iyice yaladıktan
sonra tatlısını yer.

42.Ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanın
elindeyse ne izlerse diğerleri de onu izlemek zorunda kalır.

43.Ceket giyecekse gözükmez diye gömleğini ütülemez,
kazağının altına giyecekse sadece gömleğin yakasını ütüler.

44.Çantasının içinde yeni tanıştığı birisine bile çekinmeden
göstermek üzere en güzel fotoğraflarını ve aile albümünü
taşıyan birisini görürseniz hemen boynuna sarılmayın yoksa
çantayı kafanıza yiyebilirsiniz, çünkü o kişi bir Türk
kızıdır.

45.Bir Türk esnafı, müşterisinden aldığı parayı önce
iki ucundan tutup iki defa gerginleştirir daha sonra da
güneşe doğru tutup bakarak sahte olup olmadığını anlar.
Ayrıca müşterinin baktığı malı mutlaka evde kendisi de
kullanıyordur.

46.Fayton, at arabası ve el tezgahına bisiklet kornası
takma fikrinin patenti yüzde yüz bir Türk' e aittir.

47.Evin bir odasının ampulü patladığı zaman yenisini
almayıp da fazla kullanmadığı bir odanın ampulünü onun
yerine takar.

48.Evinde bulunan saksıların dibini kül tablası olarak
kullanır.

49.Dişlerini gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak
kullanır.

50.İşinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat
eden bir Türk' ten baskaşı olamaz. (Şerefsizin oğlu ne
iş yapmış be kardeşim, helal olsun)

51.Aracın sinyal lambaları dururken kolunu çıkararak
"dönüyorum" hareketi yapar.

52.Yemeğin etini en sona bırakır.

53.Trafik ışıkları kırmızıdan yeşile döndüğünde önündeki
herkesi salak sanarak kornaya basar.

54.Dingildeyen bir masanın ayağına kağıt sıkıştırma
fikri bir Türk'ündür.

55.Dişlerinin arasından "viij viij" diye ses çıkarır.

56.Tv' de film seyrederken filmin oyuncularıyla muhatap
olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) Türk sinema
severlerdir.

57.Kulağını kalem ya da örgü şişiyle karıştırabilir.

58.Arabasına öküz, köpek, horoz sesli korna taktırma
fikrinin patenti bir Türk'e aittir.

59. Gazete kağıdını en iyi şekilde kullanır.(Cam silme bezi,
külah, mendil, sofra bezi)

60.Ancak bir Türk kadını, denize dikkat çekmemek için
elbiseleriyle girip, bütün dikkatleri üzerine çekebilir.

61.Plastik yoğurt kabını saksı yapar.

62.Arabasının arkasına yazı yazar. (Rahmetli de sollardı,
tek rakibim THY, kroyum ama para bende)

63.Uçakta bulunan tanıdıklarına uçak havalandıktan sonra
görmeyeceğini bildigi halde el sallar.

64.Çiğnediği sakızı daha sonra çiğnemek üzere kafasındaki
tülbende yapıştıran bir Türk kadınından başkası değildir.

65.Tek abdestle beş vakit namaz kılmak için iki büklüm
kıvranır.

66.Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mobilyanin
üstünü başka bir örtü örterek kullanır..

67.Çayı, çay tabağına döküp içer.

68.Geçirdigi bir trafik kazasından sonra kanlar içinde
çıkıp, çarpılmış arabasına üzülür.

69.Tüp kaçırıyor mu, kaçırmıyor mu diye kibrit yakıp
kontrol eder.

70.Yemekte eti bıçakla değil, çatalın yaniyla kesmeye
çalışır.

71.Kırmızı ışıkta durduğunuz için size ancak bir Türk
bağırabilir.

72.Otoyolda, otomobilin gaz pedalına tuğla koyup,
yorulmadan kullanma fikri bir Türk' ündür.

73.Cola'yı çalkalayıp fışkırtarak asitsiz içmeyi akıl
edebilir.

74.Elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasını
naylona sarmış, üzerine de ambalaj lastiğı geçirmiş
birini görürseniz Türk'tür.

75.On yıllık bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarını
çıkarmadan kullanma becerisini gösterir.

76.Otoyol kenarındaki ve anayol ortasındaki refüjlerde
piknik yapar.Erkekler piknikte beyaz askılı fanila,
çizgili pijama ve çorapla top oynar.

77.Toplu taşıma araçlarında ayakkabılarını çıkartıp,
ayaklarını altına alarak oturur.

78.Havaalani, istasyon gibi yerlerdeki banklara
yatıp uyur.

79.İnşaatda ya da yolda çalısan iş makinelerini durup
seyreder.

80.Karşı şeritteki trafik kazasını seyretmek için
durup kendi şeridini de tıkar.

81.Sokakta top oynayan çocukların oyununa karışıp,
bozduktan sonrada "hadi siz oynayın" deyip gider.
__________________
30
İlişkiler / nerde kalmıştık...
12 Ocak , 2007, 16:19:37
bebeğim online madem..
burasıda annelerin sohbet online olsun..
konuyu açacak münasip yer burasını buldum umarım yanlış olmamıştır..
bebişleri sayfasını işgal etmemek için..
tanışalım kaynaşalım ..
31
TÜM BURSALILAR NERDESİNİZ AMA..
32
Kebaplar - Köfteler / İslim Kebabı
12 Ocak , 2007, 14:49:42


İslim Kebabı:
15 adet
Malzemeler:
1,5kg ince uzun patlıcan
4-5 adet çarliston biber, irice doğranmış
3-4 adet küçük domates
köfte için:
yarım kg kıyma
1 yumurta
1 kuru soğan
2-3 diş sarımsak
2-3 dilim ekmek içi (fırında kurutulup rondoda çekilmiş)
tuz
karabiber
sos için:
2-3 domates
sıvıyağ
1 çay bardağı su
tuz
Hazırlanması:
Patlıcanların kabuklarının bir kısmını ortadan kesin, böylece diğer dilimlerken kenarlarında çizgiler kalsın. (fotoğraf için tıklayın) Dilimleri tuzlayın veya tuzlu suda bekletin.
Bu arada köfteyi hazırlayın. Köfte harcındaki tüm malzemeleri karıştırıp yoğurun. Harçtan yumurtadan biraz küçük parçalar koparıp yuvarlayın. Cam tepside fırına sürüp 200C'de pişirin.
Köfteler pişerken patlıcanları kızgın yağda hafif pembeleşene kadar kızartın.
Derin bir kaseye 2 patlıcan dilimini karşılıklı yerleştirin. İçine bir köfte koyup patlıcanları üzerine kapatın. Kaseyi ters çevirin, kebabı fırın tepsisine yerleştirin. Üzerine 1 biber dilimi ve 1 domates dilimi yerleştirip kürdan batırın ve 200C'de pişirin.
Sosu için domatesleri soyup rendeleyin. Biraz sıvıyağ ile tavada öldürün, suyu ilave edip kaynatın. Tuzunu da ekledikten sonra tabaklara paylaştırın.
33
Et Yemekleri / Soya Soslu Beğendi
12 Ocak , 2007, 14:38:17
SOYA SOSLU BEĞENDİ
MALZEMELER
150 gr Soya eti (ılık su içinde en az 20 dakika bekletilmiş)
2 adet patlıcan
1 adet limon
4 yemek kaşığı soya yağı
1/2 kahve fincanı un
1 kahve fincanı süt
1 kahve fincanı rendelenmiş kaşar peyniri
1/2 yufka, yanları alınarak dikdörtgen hale getirilmiş, ikiye bölünmüş
2 tatlı kaşığı yeşil baharat sosu
1 tatlı kaşığı domates sosu
1 yemek kaşığı domates salçası
1 orta boy kuru soğan
2 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker

Yeşil baharat sosu:
1 tutam maydanoz, 1 tutam dereotu, 1 tutam fesleğen, 1 kaşık sıvı yağ, 2 kaşık limon suyu. Yeşil baharatları mikserde çektikten sonra yağ ve limon ile karıştırın.

HAZIRLANIŞI
Patlıcanları közleyip, kabuklarını soyun. 1 yemek kaşığı soya yağı ile limonu karıştırıp, patlıcanlara ekleyip, püre haline getirin. Sonra, bir tencerede unu, 2 yemek kaşığı soya yağı ile kavurun, üzerine sütü ilave edip, beşamel sos hazırlayın. Sosu ateşten alıralmaz, kaşar peynirini ekleyip, tuz ve şekerle hazırladığınız sosu, püre haline getirdiğiniz patlıcanla karıştırın.
Ayrı bir tencerede domates salçasını 1 çay bardağı su ile sulandırın. Üzerine ince kıyılmış soğanla birlikte soya etini ekleyip orta ateşte 20 dakika pişirin. Küçük ve derin bir kapta kızdırılmış bol yağ içinde yufkaları teker teker kızartın. Yufka kase şeklini aldıktan sonra servis tabağına geçirin. İçine, önce patlıcanlı karışımı, üzerine de soya etlerini ve en son yeşil baharat sosunu ekleyin.



[eklenti yönetici tarafından silindi]
34
merhabalar.benim 3 mayıs 2005 oğumlu bir oğlum var adı ömer faruk namı diğer..
kral faruk..
bebişlerimizin ortak paydalarını burada paylaşacak arkadaşlar varmı acep..
35
Fıkralar / FIKRALAR..
11 Ocak , 2007, 23:00:57
Genç adam yaşlı karı-kocanın evlerine misafir olur. 75 yaşındaki amca
karısından bir fincan daha çay isterken

- "Çiçeğim, bir bardak daha verir misin?" der.

Sonra da

- "peteğim, hiç şekersiz lütfen" diye ekler.

Kendisine 65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken
de
- "bebeğim, sana çok zahmet oldu" diye ekler.

Genç adam, yaşlı amcanın karısına kullanıdığı sevgi sözcüklerinden
çok etkilenir -

- "Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz?" diye sorar.

Yaşlı ama dinç adam,

- "40 seneyi geçtik evladım" der.

Genç adam:

- Vallahi maşallah, Allah muhabbetinizi arttırsınız. Sürekli çiçeğim,
peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz galiba"

Yanakları pembeleşmiş teyze

- "Doğru, bir kaç yıldır hep bana böyle hitap ediyor" deyip mutfağa
doğru yöneldiğinde yaşlı amca genç adamın kullağına doğru eğilerek:

- Şiişşt, çaktırma, 2 sene önce adını unuttum, hala hatırlayamıyorum".
36
Videolar / komik video ve mp3 ler
11 Ocak , 2007, 21:56:02
37
Çorbalar / Kıymalı Pirinç Çorbası
11 Ocak , 2007, 16:46:45
Kıymalı Pirinç Çorbası
MALZEMELER

1 bardak Amerikan Pirinci
2 adet dolmalık biber
1 fincan soya yağı
250 gr. dana kıyma
1 adet kuru soğan
1 diş sarımsak
2 bardak et suyu
2 çay kaşığı karabiber ve tuz


HAZIRLANIŞI

Bir tavada yağı kızdırın. İnce kıyılmış biberleri, soğan ve kıymayı yağda kavurun. Unu da bir tencerede çok az yağda esmerleşene kadar kavurun. Önceden hazırladığınız kıymalı karışımı ve et suyunu ekleyin. Çorba biraz kaynayınca haşlanmış pirinci, sarmısağı ve tuzunu ekleyip ocaktan alın. Üzerine tereyağında yakılmış kırmızı biber koyarak servis yapabilirsiniz.



[eklenti yönetici tarafından silindi]
38
Çorbalar / Yayla Çorbası
11 Ocak , 2007, 16:40:56
Yayla çorbası

MALZEMELER
1/2 su bardağı Amerikan Pirinci
3 su bardağı et suyu
3 su bardağı su
1 su bardağı yoğurt
1/2 su bardağı un
1 adet yumurta sarısı
1 yemek kaşığı soya yağı
1 tutam nane
Tuz ve karabiber

HAZIRLANIŞI
Bir tencerede et suyunu kaynatın. Kaynamaya başlayınca pirinci ilave edip karıştırın. Ayrı bir kapta un, yoğurt ve yumurta sarısını iyice çırpın. Kaynayan pirinçli et suyunun içine hazırlamış olduğunuz terbiyeyi döküp iyice karıştırın. Bir tavada soya yağında naneyi yakıp çorbanın üzerine dökün. Sıcak olarak servis yapabilirsiniz.

[eklenti yönetici tarafından silindi]
39
Çorbalar / Havuçlu Pirinç Çorbası
11 Ocak , 2007, 16:32:09
Havuçlu Pirinç Çorbası

MALZEMELER
(6 kişilik)

2 bardak haşlanmış Amerikan pirinci
1 orta boy soğan
1 çorba kaşığı margarin
5 bardak tavuk suyu
2 orta boy havuç
Yarım çay kaşığı beyaz biber
1 çorba kaşığı ekşi krema
Garnitür olarak maydanoz veya nane


HAZIRLANIŞI


Büyük bir tencere içinde margarini eritin. İçine doğranmış havuç ve soğanları koyarak orta ateşte 2 veya 3 dakika süre ile, soğanlar yumuşayıncaya kadar pişirin. Üzerine 2 bardak tavuk suyu, tarçın ve biberi ilave edin. Ateşi kısıp 10 dakika kaynatın. Sebzeleri ve et suyunu sebzeler yumuşayıncaya kadar çırpın. Geriye kalan 3 bardak tavuk suyunu ve pirinci ilave edin. Tamamen piştikten sonra servis tabaklarına alın ve her servis tabağını ufak bir parça ekşi krema ilave ettikten sonra maydanoz ile süsleyin.


[eklenti yönetici tarafından silindi]