Topics

Forumdaki tüm annelerin ve anne  adaylarının  Anneler Günü kutlu olsun... Çocuklarımızla hep mutlu olalım... Forumda anne olmak isteyen tüm bayanlar da inşallah gelecek Anneler Gününde bebişlerini kucağına alır 

Dünyada öğretilen tüm bilgilerin hiç biri, bize bir ananın bir bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi anlatamaz.
WILHELM RAABE     Hiç bir süs ve elbise bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez.
BRACHVOGEL

Bana, okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız söyleyeyim: Annemdir.
ABRAHAM LINCOLN

netvarium alışveriş sitesi üye olan   herkese sadece kargo bedeli karşılığı   istediğin kol saati hediye ediyor... ben sipariş verdim   

['ÇIKARMA ANNE ÖĞRETMEN KESER']

   İlköğretim okulunda skandal Öğretmen, ilköğretim 2'nci sınıfa giden ve okuma güçlüğü çeken iki öğrencisinin boynuna okuyamadığı "ş" harfli kelimeleri yazıp astı.     Kırklareli'nin Vize İlçesi'ne bağlı Küçükyayla Köyü İlköğretim Okulu öğretmeni Ş.Ç., ilkokul 2. sınıf öğrencisi olan D.K.'yla E.M.'nin boynuna, okuyamadıkları kelimeleri yazıp astığı iddiasıyla şikâyet edildi.
Öğretmen hakkında şikâyetçi olan aileler, Ş.Ç.'nin öğrencilerden E.M.'nin kulağını çekerek darp ettiğini, diğer öğrenci D.K.'ya da hakaretlerde bulunduğunu öne sürdü. Olay ile ilgili soruşturma başlatılırken öğrenci E.M.'yle ilgili Vize Devlet Hastanesi'nden darp raporu alındığı öğrenildi.
'ÇIKARMA ANNE ÖĞRETMEN KESER'

Habertürk'ün Vize Küçük Yayla Köyü'nde bulduğu 8 yaşındaki D.K.'nın annesi Nuriye K. (37) şu iddialarda bulundu: "Kızım geçen hafta okuldan geldiğinde boynunda 3 sayfadan oluşan kâğıtlar asılıydı. Kâğıtların üzerinde Şakir, Şule ve Şenol yazılıydı. Kızımı o halde görünce şok geçirdim, hemen kâğıtları çıkarmak istedim. Kızım ise 'Anne sakın çıkarma, çıkarırsan öğretmen beni keser' dedi. Öğretmeni, 'Kelimeleri öğrenene dek kâğıtları boynunuzdan çıkarmayacaksınız, bu kâğıtlarla yatıp kalkacaksınız, yoksa sizi keserim' demiş. Kızım zaten ş ve r harflerini söyleyemiyor. Konuşma güçlüğü çekiyor. Daha önce doktora götürdük ancak çare bulamadık. Konuşmaya da 5 yaşında başladı. Öğretmeninin kızımın durumunu bildiği halde böyle davranması bizi çok üzdü."
'ŞİKÂYETİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Olaydan sonra önce okul müdürüne ardından da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, ardından jandarmaya başvurduklarını anlatan Nuriye K., "Kızım o gün eve geldiğinde titriyordu. Olayın ardından okula gitmek istemedi. Çocuğumun onuruyla oynayamaz" diye konuştu. Fabrika işçisi baba Recep K. (42) da "Bu nasıl bir eğitim anlayışıdır? Şikâyetimizden vazgeçmeyeceğiz" diye tepki gösterdi. Vize İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise konuyla ilgili inceleme başlatıldığını ancak ortada öğrencileri rencide edici bir durumun olmadığını açıkladı. 

          Bayanlar hamile kalmak için şimdiye kadar hangi tedavileri oldunuz, hangi kürleri ve yöntemleri denediniz?

İlk ben başlayayım.
Bende pko ve iki tane kist vardı onlar için tedavi oldum şükür bir tane küçük bir kisttim kaldı. Bu üçüncü ayım yumurta takibi yaptırıyorum.

Yaptığım kürler soğan kürü ( bu sayede pko dan kurtuldum), aslan pençesi+civanperçemi kürü ( ikinci kez pko olduğumda bu kürle kurtuldum), incir+havuç kürü, süt+maydanoz buharı yaptım, üç aydır da çörek otu kürü yapıyorum.. iki kere belime yakı yapıştırdım... bu ay ayrıca incir ve ananas yiyorum... Eşime de keçiboynuzu çayı içiriyorum.

Burdaki    bayanların  yardımıyla 41  tane Meryem Suresi  ve 4444  tane Salatı Tefriciye okundu... Yedi gün oruç tuttum. ( Çocuğu olmayan bir kadın, yedi gün oruç tutup iftar vaktinde "Yâ Musavvir, Ya Bari, Ya Halık" isimlerini su üzerine 21 kere okuyup üfürse ve o sudan iftar eylese Cenab-ı hak bu isimlerin hürmetine makbul bir çocuk ihsan eder)

İnşallah burda bebek isteyen tüm bayanların sağlıklı bebekleri olur.

[Seyircilerin dramı! Sonları acı oldu...]

 

Seyircilerin dramı! Sonları acı oldu...



Koordinat sisteminin ordinatı ve apsis gerçekten mükemmel


Hazırcevaplık böyle olur





Eyvah anne terliği çıkmış! neyse "terliğimi getir" demicek




Küçük mü geldi?

Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( %1$sx%2$s ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın

Tutmayın ülean beni(!) Bu durum insanlarda da çok var sanırım


Dön abi dön dön bekleme yapma

Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 499x495 ve 24KB ) Buraya Tıklayın

Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 487x499 ve 36KB ) Buraya Tıklayın

ne yetenek ama

Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 500x495 ve 22KB ) Buraya Tıklayın

İddia böyle yatar



Kim istemez ki böylesini...


Yumuşak yastık valla!


Gözlüğün farkları...

[Habertürk'ten Kenan Taşkın'ın haberine göre,]

       
Bir yayınevinin ilköğretim 1, 2 ve 3. sınıflar için hazırladığı "Resimli Türkçe Sözlük"te yer alan "yalama" maddesine ait resim ortalığı karıştırdı. Resmin "kadın cinsel organı" olduğunu belirten Necla Kar adlı veli, önce savcılığa başvurdu.
Habertürk'ten Kenan Taşkın'ın haberine göre, savcılık kendilerinin bu konuda yaptırımı olamayacağını belirtince Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvuran kadın, buradan da Milli Eğitim Bakanlığı'na yönlendirildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verdiği cevapta ise söz konusu sözlüğün Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nca tavsiye edilmediği belirtilip yönetmeliğe göre okullarda okutulmaması gerektiği kaydedildi.
'BU SKANDALIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM' Sözlüğü hazırlayanlardan Ümit Kabukçu, "yalama" anlatımında kullanılan objenin dondurma olduğunu belirterek, "Biz çocukların 'yalama' kelimesini daha iyi anlayabilmeleri için obje olarak dondurma resmini kullandık. Fakat baskıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı fotoğraftaki dondurma resmi, kadınlardaki cinsel objeyi andırıyor" dedi. Durumu fark edip şikâyette bulunan veli Necla Kar ise "Resmi görünce küçük dilimi yuttum. Bu skandalın sonuna kadar takipçisi olacağım" dedi.

İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.

Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli... Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.

İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için çok zengin adam 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.

Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü.

Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.

İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.

Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.

Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.

Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok

alıntı

_



 

 











i

[Çökertilen sitede Türkçe]

Fransa'da, Tunus'taki İslamcı Ennahda partisinin zaferi dolayısıyla

• yeni

• sayısının editörlüğünü Hz. Muhammed'e verdiğini duyuran siyasi mizah dergisi Charlie Hebdo saldırıya uğradı.
  
  Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadığı açıklandı.
  
  Dergi yöneticileri saldırının büyük hasara neden olduğunu belirterek "Artık dergimiz yok. Herşeyimiz mahvoldu" dedi.
  
  Çökertilen sitede Türkçe

• mesaj

• 
  BBC Türkçe'nin haberine göre dünden beri Facebook ve Twitter üzerinden çok sayıda tehdit mesajı alan derginin internet sitesi de çökertildi.
  
  Derginin internet sitesinde bilgiyasar korsanlarının Türkçe ve İngilizce mesajları yer alıyor.
  
  Derginin bugün çıkacak sayısına Şeriat Hebdo adı verilmişti.
  
  Kapakta Hz. Muhammed'in "Gülmekten ölmezseniz 100 kırbaç" diyen bir karikatürünün yer aldığı bildiriliyor.
  
  Derginin yayın yönetmeni, karikatürcü Charb amaçlarının provokasyon olmadığını söyledi.
  
  Charlie Hebdo dergisi sol-anarşist eğilimiyle biliniyor. Yayın çizgisi ise kimilerine göre provokatif, kimilerine göreyse bağımsız.
  
  Derginin açıklamasında "Tunus'ta İslamcı Ennahda partisinin zaferini en uygun şekilde kutlamak için Charlie Hebdo, Hz. Muhammed'den gelecek sayısına özel editör olmasını istedi" deniyor.
  
  "İslam'ın peygamberine ısrar etmemize gerek kalmadı, hemen kabul etti. Kendisine teşekkür ederiz."
  
  Dergide peygamberin "Helal Aperatif" başlıklı bir köşe yazısı ile Madam Şeriat adlı bir kadın ekinin de yer aldığı belirtiliyor.
  
  AFP ajansına konuşan Charb "Amacımız yeni bir provokasyon değil. Biz sadece işimizi yapmak istiyoruz. Bu hafta tek fark, kapakta Muhammed'in olması. Bu da pek nadir görülen bir durum." dedi.
  
  2007'de derginin o dönemdeki editörü, bir Danimarka gazetesinde iki yıl önce basılan karikatürleri yeniden yayınladığı için Müslümanlara hakaretten yargılanmış ve beraat etmişti.
  
  Bu karikatürler Müslüman dünyasında büyük tepki görmüş ve çizerleri Kurt Westergaard'ı sıkı güvenlik önlemleri altında yaşamaya mecbur etmişti.

"Bir gün düşersen ben de seni kaldıracağım" başlıklı yazıda bir depremzedenin kendisine gönderilen mont için attığı mesaj okuyanları ağlattı.  Ekşisözlük'te 'bu konuda soylemek istediklerim bu kadar' rumuzlu yazarın açtığı başlıkta şu ifadeler yer aldı: "Ömrü hayatımda duyduğum en anlamlı söz oldu bu. Ağlaya ağlaya yazıyorum bunları. Deprem olur olmaz Van'a kazak, bot, mont gibi eşyalar gönderirken montun cebine "Geçmiş olsun kardeşim, ben de Gölcük'te senin şu an yaşadıklarını yaşadım. Maddi-manevi ne sıkıntın olursa bana 05xxxxxxxxx numaralı telefondan ulaşabilirsin, hiç çekinme" yazılı bir kağıt koyulduğundan 3 gün sonra gelen mesaj: "Allah razı olsun kardeşim. Şu an gönderdiğin montla ısınıyorum. Sana söz bir gün sen düşersen ben de seni kaldıracağım..."

 Boz Kartal   Milli Park Polisleri, adamın birini, nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan bir Boz Kartal'ı kesmiş, pişirip yerken görmüş ve derhal tutuklamışlar... Mahkemede adamın avukatları müthiş bir savunma yapmışlar:
- Bu adam ormanda yolunu kaybetmişti. Günlerdir aç olduğu için ya kartalı öldürecekti, ya kendisi ölecekti.
Yargiç bu savunmayı kabul edebileceğini söylemiş. Kararını açıklamadan önce, sanığa dönmüş:
- Son bir şey sormak istiyorum. Ben de av meraklısıyım da.. Bu Boz Kartalın tadı nasıl bir şey?
- Valla efendim! Tam olarak Kelaynak ile Mavi Gagalı Puhu Kuşu tatlarının arasında bir şey..!

       Deprem nedeniyle sosyal medyadaki ırkçı söylemlere televizyon ekranlarındakilerin gafları eklendi. Önce Habertürk spikeri Duygu Canbaş 'Deprem Van'da da olsa üzüldük' dedi ardından 'Böyle bir şey söylemek istemedim' diyerek özür diledi.

Ardından Atv'de Müge Anlı, bölgedeki terör olaylarını eleştirerek 'İnsanlar hadlerini bilsinler' dedi.
Ama hiçbir yorum Yeni Asya çizeri İbrahim Özbadak'ın karikatürü kadar ırkçı olmadı.
Karikatüriste göre Van'daki depremin nedeni "İlahi İkaz"

Bende basit denilen yumurtalık kisti var.. Bir  doktor 22 mm dedi ertesi gün başka bir doktor 28 mm dedi. Doğum kontrol hapı kullanıyorum... Adetimin ondördüncü gününden itibaren kahverengi akıntı arada da kan  ve arada parçalar geliyor özellikle birkaç gündür daha çok parça çıkıyor.... Bunun nedeninin kisttin parçalanması olduğunu düşünüyorum... İnternette bununla ilgilli birşey de bulamadım... Sizde böyle bir durum oldu mu ya da bir fikriniz var mı?

 

Canım hayallerin gerçekleştiği, mutluluk ve huzur dolu bir ömür diliyorum... En kısa zamanda sağlıklı bir bebeğin olur ve mutluluğun katlanır

[Çin malı çelik yeleklerin Avrupa ya da Amerika markalarının sahte etiketleri ile ülkeye sokulduğu ortaya çıktı.]

Çin malı  çelik yeleklerin Avrupa ya da Amerika markalarının sahte etiketleri ile ülkeye sokulduğu ortaya çıktı.   
Türkiye'ye kaçak yollarla sokulan sahte etiketli Çin malı çelik yelekler üç ayda kuşun geçirmezlik özelliğini yitirip normal kumaşa dönüşüyor. Bilmeden bu yelekleri giyen binlerce güvenlik görevlisi risk altında
Hayatın her alanına giren ucuz ve kalitesiz Çin malları bu kez güvenlik zafiyeti doğurdu.
Akşam gazetesinin haberine göre başta terörle mücadele polisleri olmak üzere binlerce güvenlik görevlisinin olası çatışmalarda kurşunlardan korunmak için giydiği çelik yeleklerin bir kısmının Avrupa ya da ABD markalarının sahte etiketleriyle Türkiye'ye sesiz sedasız sokulan Çin malı yelekler olduğu ortaya çıktı.
Adı çelik olmasına karşın metal kullanılmayan, özel bir kumaştan yapılan ABD ve Avrupa malı yeleklerin dayanıklılık ömrü ortalama 5 yıl olmasına karşın, sahte etiketlerle satılan Çin işi yeleklerin ömrünün en fazla üç ay olduğu, bu süreden sonra sıradan kumaşa dönüştüğü belirtildi. Kaliteli balistik yeleklerin fiyatları ise 400 ila 800 euro arasında değişirken Çin işi taklit yelekler 100 ila 300 dolar arasında satılıyor. Çin malı yeleklerin, piyasadaki orijinal yeleklerden kat kat ucuz olduğu için özellikle özel güvenlik şirketlerince tercih edildiği, sahte etikete kanan bağışçılar aracılığıyla Emniyet'te kadar girdiği belirlendi.
Özellikle karakollara bağışlanan çelik yeleklere dikkat çeken Acar, 'Bu tür alımlarda mutlaka çelik yeleklerin test edilmesi gerekir. Hayırlı bir iş yapalım derken Çin malı yeleklerin satın alınması söz konusu olabiliyor. Bu tür durumlarda alımı yapacak kurum, kuruluş ya da kişilerin yanlarında mutlaka konunun uzmanı kişilerle hareket etmesi gerekir. Aksi takdirde balistik yelek yerine üzerine giyilecek boş bir ağırlık satın alınmış olunur' uyarısında bulundu.
KALBURA DÖNDÜ
Yeleklerdeki bu açığı tespit eden güvenlik araç ve gereçleri uzmanı Halil Acar büyük tehlikeye dikkat çekti.
Türkiye'ye gerek kaçak, gerekse farklı bir malzemeymiş gibi sokulan Çin malı çelik yeleklerin, yaptıkları deneme atışlarında kurşunu geçirdiğini tespit eden Acar, bu yeleklerden birine poligonda atış testi uyguladı. 'Kurşun geçirmeyen' Çin malı yelek testte deyim yerindeyse kalbura döndü. Kurşun geçirmezlik özelliğini yitiren ve delikli etamin kumaşından farksız hale gelen bu yeleklerin piyasadan toplatılmaması halinde terörle mücadele polisinden banka görevlisine kadar birçok güvenlikçinin hayatı risk altında olacak