Topics

DİL GELİŞİMİ NASIL DESTEKLENİR ?

(6-9 ay)

Nereye gideceğinizden ve orada ne yapacağınızdan, kimleri göreceğinizden bahsedin.
Örneğin, "Ayşe babaanneye gidecek. Babaannenin kuşu var.
Kuşu besleyecek." Renklerden konuşun. Örneğin, "annenin saçı sarı" gibi.
Hayvan seslerini öğretin. Kedi "miyav", köpek "hav" gibi.

Karşılıklı konuşmanın kuralı olan sırasını bekleyip konuşmayı öğrenmesi için cee ee, alkışlama, e-e gibi oyunlar oynayın.

(9-12 ay)

Şaşırdığınızda "ahh, ohh" gibi tonlamalar gösterin.
Bebeğin neden bunu dediğinizi fark etmesini sağlayın.
Örneğin, bebeğin yemek yemesine yardım ederken kaşığı düşürdüğünüzde, "Ohh. Kaşık düştü." denilebilir.
Bebeğin da bu ifadeleri kullanıp kullanmadığını takip edin.
Kullanırsa cümleler ilave edin. Örneğin, "ohh oh kaşık düştü. Kirlendi değil mi?" gibi.

El sallama oyunu oynayın. Biri evden ayrılırken onu tutun ve giderken görmesini sağlayın.
O kişi giderken, "hoşçakalın" desin siz de bebeğe yardım ederek, "güle güle" deyin.
Ellerini de sallamasını sağlayın.

Bu kim sorusu sorarak bebeğin tanıdıklarına o şekilde hitap etmesini sağlayın.
Örneğin, "dede" kelimesini dedesine söylemesini isteyin.
"Bak kim buradaymış? Bu kim, Bülent? Evet, senin deden." gibi.

Kelimelerle nesneleri birleştirebilmesi için oyun oynayın.
Örneğin, giydirirken kıyafetlerin isimlerini söyleyin. "Şimdi şapkanı ve eldivenini takalım.
Şimdi çoraplarını ve eteğini giyelim." gibi.

(12-15 ay)

Birşeyler yaparken veya yolda giderken konuşun. Gezerken örneğin bilindik nesneleri işaret edin.
(arabalar, ağaçlar, kuşlar) ve isimlerini söyleyin. "Bak bu bir köpek. Köpekler hav hav der." gibi.

Çocuğun taklit edebileceği kadar basit ancak gramer kurallarına uygun konuşun.

Evde veya odasında ses çıkaran eşyaları tanıtın.
Örneğin, çalar saati tanıtın. Nasıl ses çıkarttığını taklit edin. Örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Banyo zamanını sesli oyun zamanına dönüştürün.
Çocukla göz hizasına gelin. Sudaki dalga sesini çıkartın.
Veya suda yüzen motorlu oyuncağın sesini taklit edin. "rrr-rrr-rrr" sesini.

Komutları takip etmesi için oyun oynayın.
Örneğin, şarkı söyleyerek istediğiniz komutu verin. "Buraya gelmeni ve oturmanı istiyorum."
Çocuk oturduğunda, şarkı şeklinde "teşekkür ederim oturduğun için" diyebilirsiniz.

Çocuğun tek kelimelik ifadelerini genişletin.
Örneğin, çocuk "araba" dediğinde siz de "evet, büyük kırmızı bir araba."

Çocuk bir kelimeyi birçok kelimeyi anlatmak için kullandıklarında ne demek istediğini siz tahmin edin ve söyleyin.
Örneğin, kahvaltıda "daha" dediğinde, siz "daha fazla süt mü istiyorsun?" gibi cümleleri açabilirsiniz.

(12-24 ay)

Sözlü isteklere cevap vermesini desteklemek için bazı nesneleri vermesini isteyebilirsiniz.
Örneğin, "Ahmet arabayı verir misin? "gibi cümleleri kullanın.
Verirse ne kadar gurur duyduğunuzu söyleyin. Eğer veremezse yardımcı olun.
"Haydi arabayı alalım"gibi.

Basit şarkılar söyleyin.

"Burnun nerde" oyunu oynayın.
Burnunuza dokunun. "Benim burnum nerde? İşte burda.
Senin burnun nerde?" Burnuna dokunmasını sağlayın. Kendi burnuna dokunacak mı takip edin.
Diğer organlar için de oyunu sürdürün.

Çocuğa okumak için hergün zaman ayırın.
Büyük resimli, her sayfada 1-2 kelimelik cümleler olan kitaplar bulmaya çalışın.
Okurken her sayfadaki resimleri isimlendirin, açıklayın.
Sizin isimlendirdiğiniz resimleri çocuğun göstermesini sağlayın. Çocuğunuza sorun.
"Bu nedir?"gibi. Başlangıçta isimlendiremeyebilir. Siz onun adına söyleyin.
Bir gün gelecek sizi şaşırtıp resimdeki nesnenin ismini söyleyecektir.

Etrafındaki her nesnenin bir ismi olduğu için bu isimleri konuşmalarınız sırasında kullanın.
Karyola, yastık, şişe, bardak gibi.
__________________

Perine Bakımında Yapılması Gerekenler

Doğumdan sonra ağrı ve kanamayı azaltmak için perine bölgesine buz tatbiki veya oturma banyoları zaman zaman önerilmektedir Ağrı için doktorunuzun yazdığı ağrı kesici hapları kullanabilirsiniz Kabızlık veya hemoroid problemleriniz varsa zorlanmayı önlemek için gaita yumuşatıcı ilaçları kullanabilirsiniz

Bölgeyi temizlemek için sadece temiz su yeterli olmakla birlikte çoğu zaman antiseptik maddeler içeren solüsyonlar önerilir Ayrıca akıntı ve kanamalar için günlük ped kullanılması hijyen açısından önemlidir Doğum sonrası normalden fazla ve pıhtılı taze kanama olursa mutlaka doktorunuza haber verin

Ayrıca şu önlemleri alın:

Perine bölgenizi mümkün olduğunca kuru tutmaya özen gösteriniz Hijyenik pedlerinizi sık olarak değiştirin

Vajinal akıntı ile kanamanızın durumunu arada bir kontrol ediniz Bu bölgede aşırı ağrı veya gerginlik hissi durumunda mutlaka doktorunuza danışın

Tuvalet sonrası en az iki dakika temiz su veya tercihen antiseptikli solüsyon (savlon veya iyotlu solusyonlar gibi) ile temizlik yapınız Bu esnada temizliği arkadan öne doğru değil önden arkaya doğru yapmaya dikkat ediniz Tuvaletlerinizde bu bölgenin gaita ile bulaşmasını önleyiniz

Evinizde yeterli miktarda hijyenik ped, temizlik malzemesi ve ağrı kesiciler bulundurunuz
Bu bölgeye uygulanan "buz kalıpları" ödem veya küçük hematomlara bağlı ağrıları azaltabilir Buz kalıpları hazılamak için bir eldivenin içine su konulup buz dolabının buzluk kısmında dondurulur Daha sonra oluşan bu kalıplar yumuşak bir bezle sarılır ve perine bölgesine tatbik edilir Uygulama 48 saatte bir 20 dakika şeklinde önerilmektedir

Perine bölgesine ılık veya sıcak su oturma banyoları önerilmemektedir

Eğer kanamanızın miktarı fazlalaşıyorsa (örneğin 2 saatte 1 pedden fazla kirletiyorsanız), kanamanız kırmızı renk alıyorsa, kötü bir koku belirirse, ateşiniz yükselirse, karında ağrı ortaya çıkarsa hemen doktorunuzu arayın

İşte doğum sonrası döneme ilişkin aklınıza takılan 15 sorunun cevabı...



1. Akıntım ne zaman bitecek?
Doğum sonrası akıntıya loşi adı verilir. Loşi ilk 3-4 gün kırmızı renklidir. İçinde kan ve doku parçaları bulunur. Birkaç gün içinde rengi açılır ve miktarı azalır. Doğum sonrasındaki 2-3. haftada loşi kıvamı koyulaşır rengi sarımsı-beyazdır. Doğum sonrası 4 veya 5. haftada bu akıntılar azalarak kesilir.
2. Eski kiloma ne zaman kavuşurum?
Doğumdan sonra ayda 2 kilodan fazla kilo kaybı doğru değildir. Bu yüzden hızlı kilo vermeyi sağlayan diyet uygulamalarından kaçınılmalıdır.
3. Doğum sonrası diyet yapılabilinir mi?
Doğum sonrası doğru beslenmek kilo kontrolünün sağlanmasını ve bebek için kaliteli süt üretimini sağlar. Emziren annelerin protein meyve sebze aüt ürünleri ve bol sıvı içeren dengeli bir beslenme programına ihtiyacı vardır. Günlük kalori miktarı süt veren annelerde 2600-2800 kcal civarındadır. Emzirme döneminde annelerin düşük kalorili bir zayıflama diyeti yapmaları önerilmemektedir.
4. Rahmin eski haline dönmesi ne kadar sürer?
Rahimin boyu ve ağırlığı gebelikte yaklaşık 10 kat artar. Doğumdan hemen sonra uterus 1 kg ağırlığındadır ve boyu göbek deliği hizasındadır. Doğumdan 1 hafta sonra boyu kalça kemiği ortasına kadar uzanır. Rahmin eski haline dönmesi yaklaşık 6 hafta sürer. 6. haftada rahim yaklaşık 100 gr. ağırlığındadır. Hamilelik öncesi ile karşılaştırıldığında rahim hafif büyük olarak kalır.
5. Egzersiz yapmaya ne zaman başlayabilirim?
Gebelikte genişleyen ve esneyen karın kasları 6 hafta sonra toplanmaya başlar. Doğum sonrası egzersizlere bu süreden sonra başlanabilir. Doğum sonrası kas güçlendirici egzersizler süt miktarını ve bebeğin kilo alınımı olumsuz etkilemez. Hareketler sırasında aşırı yorgunluk hissi oluşmamalıdır. Herhangi bir ağrı anında egzersiz bırakılmalıdır.
6. Ne zaman eskisi gibi banyo yapabilirim?
Normal doğum sonrasında hemen sezaryen sonrası ise 2. günden itibaren ayakta duş şeklindebanyo yapılabilir. Küvet içinde banyo temiz bir ortamda yapılacaksa genelde güvenlidir. Vajina içine zorlamadıkça su kaçmaz. Ancak vajina içini yıkamak önerilmemektedir.
7. Eşimle normak seks hayatımıza ne zaman dönebiliriz?
Doğum sonrası seks genital bölgede ağrı olmadığında ve kanama azaldığında aslında güvenlidir. Cinsel ilişkiye eğer istenirse genellikle doğumdan sonraki 3. haftada izin verilir. Ancak pek çok kadın doğum sonrası cinsel isteksizlik hissedebilir. Bu durum yorgunluk halsizlik ilişkide ağrı olacağı korkusuakıntının devam etmesi nedeniyle olabilir. Kadınların çoğunda cinsel istek doğum sonrası 6-8. haftalarda geri döner.
8. Hamilelikten korunmalı mıyız?
Doğum sonrtasında yumurtlamanın tekrar başlaması gecikir. Emzirmeyen annelerde bu süre 5 hafta kadarken emziren annelerde 8 hafta veya daha çok olabilir. Korunmaya normal adet görmeye başladıktan sonra başlanmalıdır. Bebeklerine sadece anne sütü veren ve adet görmeyen kadınlarda emzirmenin hamileliği ilk altı ay %98 oranında koruduğu belirtilse de kesin korunma sağlanmaz. Adet görülmeye başlandığında korunmaya da başlanmalıdır.
9. İçki içebilir miyim?
Emziren anneler alkol aldığında bir miktar alkol süte geçer. Bu nedenle emziren annelerin alkol alması önerilmez. Bebek emzirilmiyorsa doğum sonrası dönemde alkol almanın sakıncası yoktur.
10. Ağır kaldırabilir miyim?
Hafif ev işleri hafif egzersiz doğum sonrasında sakıncalı değildir. Ancak ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır. Ağır kaldırmak özellikle sezaryen ile doğum yapan kişilerde ilk 6 hafta uygun değildir.
11. Parfüm veya kokulu vücut losyonları kullanabilir miyim?
Bu tür ürünler kullanılabilir. Ancak emziren annelerin göğüs uçlarına uygulamaları için hazırlanmış ürünlerin bu bölgede tercih edilmesi gerekir.
12. İlaç kullanmamın emzirdiğim bebğime zararı olur mu?
Kullandığınız ilaçların bazıları anne sütüne geçer. Emzirme ile bebek de bu ilaç kullanmadan önce mutlaka dktorunuza danışmalısınız.
13. Yorgunluk ve uykusuzlukla nasıl baş edebilirim?
Her ne kadar doğum sonrasında mutlak yatak istirahati önerilmese de dinlenmek çok önemlidir. Anneler geceleri düzenli uyku uyumadığından gün içinde en az 2 saat dinlenmelidir. Ev işlerini bir süre askıya almak tavsiye edilir.
14. İşime ne zaman dönmeliyim?
İşe ne zaman dönüleceği kişiye özel bir durumdur. Kanuni doğum sonrası izin bitiminde çoğu çalışan anne işe dönmek zorundadır. Önemli olan işe döndükten sonra da emzirmeye devam edilmesidir.
15. Doğum sonrası ne gibi formaliteler var?
Doğum sonrasında hastaneden çıkarken size doğum belgesi verilecek. Bu belge ile nüfus müdürlüğüne başvurarak bebeğinizie nüfus cüzdanı çıkartmanız gerekmektedir. Ayrıca çalışan annelerin de yine hastane tarafından düzenlenen kanuni doğum sonrası izin kullanımıyla ilgili belgeyi iş yerlerine ulaştırmalaraı gerekmektedir.

Bursa'da 11 yıllık özlemin ardından dördüzleri olan çift, destek için Başbakan'dan yardım istedi. Anne yıllardır bir bebek hasretiyle yanarken şimdi dördüzlerinin olmasının mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. İşçi maaşıyla geçinen baba ise kimseye muhtaç olmadan çocuklarını büyütebilmek için Başbakan Erdoğan'dan destek beklediklerini ifade etti
Bursa'da 11 yıl boyunca çocuk hasreti çeken İbrahim(38) ve Emine Dilber(30) çiftinin dördüz çocukları oldu. Gelişim sıkıntısı sebebiyle kuvözde tutulan bebekler, yaklaşık 3 ay sonra ailesine teslim edilebildi. Bu arada anne ve babaya hiç çocukları olmadığı için bebek bakma eğitimi verildi. Yavrularına kavuştuktan sonra dünyanın en mutlu insanı olan Dilber çifti, ikisi kız, ikisi de erkek olan bebeklerine Bilal, Ömer, Zehra, Zeynep isimlerini koydu. Yıllardır tek bir bebek sesine hasret ev, artık
dördüzlerin sesleriyle inliyordu.
Bebekler büyüdükçe, masrafları da dörde katlanarak büyüdü. Aynı anda ağlayıp, aynı anda acıkan bebeklerin zor ve meşakkatli bakımı, Dilber çiftini hiç de zorlamadı. Çünkü onlar, 11 yıl boyunca bu anın özlemiyle yanıyordu. Tüm zorluklara göğüs geren çiftin belini bebeklerin bakımı değil, maddi imkansızlıklar büktü. Asgari ücretin biraz üstünde maaş alan işçi baba, bir yandan bez, bir yandan da mama derken zorlanmaya başladı. Yardım edecek kimsesi olmayan Dilber çifti, çareyi
yetkililere seslenmekte buldu.

 

bayıldımmm
bakın bakim sizde beğencekmisiniz
almak için geç kaldımmı acaba 
http://www.e-bebek.com/akulu_ve_pedalli_arabalar/smart_trike/smart_trike_all_in_one_araba/SMT-3812003

http://zekaolcer.tr.msn.com/index.aspx

Bazı çocuklarda ısırma alışkanlığı vardır...Bu alışkanlıklardan çocukları nasıl vazgeçirebilirsiniz işte cevabı...
Melekler Mekanı - Çocuklarda ısırma alışkanlığı

Yeni yeni yürümeye başlayan çocukların hemen hemen hepsi en az bir kere olsun birilerini ısırmayı denerler. Çocukların bunu yapmaları yaşlarının gereğidir ve normaldir. Çocuğunuzun sizi ısırması, kesinlikle size karşı yapılan bir tepki değildir. Uzmanlara göre; ısırmanın genel olarak nedeni, yeni yeni yürümeye başlayan bir çocuğun etrafında olup bitenleri merak etmesi ve dil yetisinin gelişmemiş olmasıdır. Çocuğunuz ısırmanın sonrasında istediği şeyin gerçekleştiğini görürse muhtemelen bir sonraki günlerde de ısırmaya devam eder. Bu yaşlardaki çocuklar çevrelerindeki uyarıcılardan etkilenirler ve bu uyarıcılar, çocuğunuzun bir oyuncak için kavga etmediği, dikkat çekmeye çalışmadığı halde arkadaşlarını ısırmasına neden olabilir. Uzmanlara göre bu yaştaki çocuklar, zaman zaman o kadar heyecanlanırlar ki kontrollerini kaybederler ve bu kontrol kaybı "birilerini ısırma" olarak patlak verir. Kalabalık bir grubun içinde olması da çocuğu ısırmaya yöneltebilir. Yeni yürümeye başlayan çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi "kişisel boşluk duyma" içgüdüsü vardır. Bu boşluğu hissettiklerinde, ısırmanın ortaya çıkması doğaldır.

NASIL VAZGEÇER?
Çocuğunuz sizi ısırırsa asla siz de onu ısırarak ya da bağırarak cezalandırmayın. Bu tip olumsuz uyarılar, çocuğun ısırmaya devam etmesine neden olabilir. Çocuğunuzun kardeşi varsa, onların bir arada vakit geçirmesini sağlayın. Evde birlikte vakit geçirmeye başladıkça bundan keyif alacaklardır. Böylelikle "ısırma" davranışı da yavaş yavaş gündemden kalkabilir. Çünkü o "boşluk hissi" yerini paylaşım ve enerjisini atabilmeye bırakır. Ayrıca çocuğunuzun insanları ısırmaması için eline oyuncak verin.

GOLDSLIM manyetik akupunktur küpesi toprak mıknatıslarıyla kulağın akupunktur noktasını uyararak,  kullanıma başlar başlamaz iştahınızı keser ve kısa sürede zayıflamanıza yardımcı olur. Günde 3-6 saat kullanmanız yeterli olup, sürekli kullanımda hiç bir yan etkisi yoktur. Kullanmaya başladığınız günden itibaren 2 sene süreyle etkisini korur. Yeme alışkanlığınızın değiştiğini ve kullandığınız sürece giderek zayıfladığınızı hayretle göreceksiniz. GOLDSLIM akupunktur küpesi altın kaplama olup hiç bir alerjik reaksiyona yol açmaz.

Sadece küpe takarak fazla kilolarınızdan kurtulduğunuza inanamayacaksınız!

Geleneksel akupunktur yöntemleri yüksek maliyetlidir. Ancak GOLDSLIM hem çok etkili hem de hesaplı bir zayıflama yöntemidir. Ayrıca  GOLDSLIM akupunktur küpesi zahmetsizce ve kolayca kilo vermenizi sağlayacak. İnsanlar sizdeki değişime inanamayacak!

Bir çok zayıflama yöntemi denediniz ama kilo veremediniz mi?  Diyet yapamıyor ve spora vakit ayıramıyor musunuz? Size GOLDSLIM akupunktur küpesini öneriyoruz. Kullanmaya başladığınız andan itibaren etkisini hissedeceksiniz.



Hemen Zayıflamaya Başlamak için 1 adet GoldSlim Akupunktur küpeyi Sağ veya Sol kulağınıza takmanız yeterlidir.

Akupunktur, obezite tedavisinde de tamamlayıcı tıp yöntemi olarak sıkça kullanılıyor.
" Prof. Dr. Hofman Florence son yıllarda Avrupa ve ABD'de yapılan araştırmalar sonucunda tıp literatürüne giren akupunkturun, Çin'de geleneksel bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığını söyledi. Dr. Hofman Florence, obezite tedavisinde, uzman hekim tarafından önerilen diyet ve egzersiz programlarının kullanıldığını, son yıllarda da "akupunktur"un, tıpta kullanılan yöntemlerden biri olduğunu söyledi. "Bu uygulama, vücutta belirli bölgelere iğneler batırılarak, kişinin kilo vermesine yardımcı olan bir tedavi yöntemidir. Akupunktur noktalarının iğne ile uyarılması sonucubir dizi nörokimyasal tepkime gerçekleşir" dedi. "

 
Peki Nedir GOLD Slim Akupuntur Küpelerinin Gizemi ?

Gold Slim akupunktur manyetik küpesi, NASA'daki bilim adamlarınca geliştirilmiş Toprak Mıknatıslarının etkisi ile kulak akupunktur noktasına gönderdiği titreşimler ile yeme arzusunu giderir. GOLD Slim hızlı, güvenli ve etkili kilo vermeye yardımcı olmak için modern tıp tekniklerini birleştirir. Sadece beslenme ve hafif, basit bir egzersiz programı ile kilo vermenize destek olur.

Mıknatıs etkisi ile akupunktur etkisi yaratmasından sebep klasik şekildeki akupunktur uygulamasından çok daha steril ve zahmetsizdir. Kendi kendine uygulayabileceğiniz bir yöntemdir.
Güçlü mıknatıs manyetik çekimi ve kuvveti etkisi ile sürekli titreşim yayar.
Titreşim uygulanan bu noktalar iştah merkezini kapatarak açlık hissini azaltır. Metabolizmayı hızlandırır. Yağ yakımı sağlar. Böylece kilo verimi sağlanmış olur.
Gold Slim Akupunktur Küpe 14k altın kaplama olup, hiç bir alerjik reaksiyona yol açmaz, yan etkisi yoktur, güvenle kullanabilirsiniz!!

Yapılan araştırmalar sonucu, GOLD Slim  akupunktur küpesi ile kilo verenler sadece düşük kalorili diyet yapanlara nazaran 3 kat daha fazla olumlu sonuç vermiştir.

• Kilo verme konusunda ciddiyseniz,
• Ancak iradenize yenik düşmekten korkuyorsanız...
• Sadece diyet işe yaramıyorsa,
• Destek almadan başaramayacağınızı düşünüyorsanız...

Tembelliğe son verin, kilo vermek artık zor değil.

Tüm istediğiniz kilo vermekse; iğnesiz akupunktur yönteminin yerine geçen GOLD Slim akupunktur küpesi kullanın. Akupunktur İğnesiz akupunkturun yerine tercih edebileceğiniz GOLD Slim akupunktur küpelerini kullanarak kilo sorununuzu çözebilirsiniz...

Evde, işte, arabada, trende... her yerde... Fazla kilolarınızdan kurtulmak için GOLD Slim Altın akupunktur küpelerini kullanabilirsiniz... Günde en az 4 saat takmanız yeterlidir.

Siz günlük aktivitelerinizi gerçekleştirirken, GOLD Slim akupunktur küpelerinizde kilo vermenize yardımcı olacak...

Asla kendinizi aç hissetmeyeceksiniz hem de sinirleriniz bozulmayacak!


Akupunktur sistemi yüzyıllardır kişilerin ağrılarını azaltmak için tedavi metodu olarak uygulanmıştır. Şimdi, bu akupunktur küpelerinin kilo vermeye yardımcı olduğu keşfedildi. Böylece akupunktur iğne uygulamasının yerine geçerek kilo vermek isteyen insanlara büyük kolaylık sunulmuş oldu.

FLAŞ!... AŞIRI SICAK VE NEMLİ HAVALAR "GÖZ İLTİHABI" VAKALARINI 3'E KATLADI!..İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce yapılan açıklamada, son bir hafta içinde bazı sağlık kuruluşlarına başvuran viral konjonktivit (göz iltihabı) vaka sayısında önceki haftalara göre yaklaşık 3 kat artış olduğu bildirildi.

İstanbul İl Sağlık müdürlüğü, göz iltihabı nedeniyle son bir hafta içerisinde hastanelere başvuran insan sayısındaki artış nedeniyle, olası salgına karşı vatandaşı uyardı.

Sıcakların Ağustos ayı başından bu yana mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, bazı bulaşıcı hastalıkları da beraberinde getirdi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, son 1 hafta içerisinde göz iltihabı vaka sayısında, önceki haftalara oranla 3 kat artış göstermesi nedeniyle vatandaşları uyardı. Hastanelere yapılan başvurular ve vakaların seyrini inceleyen Müdürlük, şu an için seyreden ciddi bir vakanın bulunmadığını belirterek bir açıklama yaptı. Basın açıklamasında, vatandaşlar, el yıkama konusunda uyarıldı.   

benim dikişlerim yapıştırma falan değil normal
ama merak ediyorum dikişleri öyle olanlar dikişleriniz yara gibi kaldı yoksa izmi var sadece
yani benim dikişlerimin bi kısmı belli oluyo sadece iz var ama bi bölge yara gibi bazen çok kaşınıyo bazen çocuklar karnıma çıkıyo zıplıyolar ayaklarıyla basıyolar oraya denk geliyo çok acıyo sanki açılıyo gibi oluyo normalmi acaba dikiş tutmama olayı olmaz dime  ay anlatabildimmi fotomu koysam  oda ayıp olur dime 

 

Annemi ve bizi hastaneye güvenli ve hemen hemen sağlam getirdiğin için teşekkürler.
Doğduğumuzda heyecandan bayılmadığın için teşekkürler.
"Doğduğunuz gün hayatımın en güzel günüydü" dediğin için teşekkürler.
Küçükken bizi kafa üstü düşürmediğin için teşekkürler.
ilk yılımızda hemen hemen yapacak hiçbir şeyimiz yokken sırtüstü yattığımızda, bizi eğlendirmek için karyolamın üstüne sallanan oyuncaklar astığın için teşekkürler.
Bebek arabamızla dolaştırdığın için teşekkürler.
Biz öğreninceye kadar sonsuz kere "Baba...Baba...Baba..."yi tekrarladığın için teşekkürler.
Arkadaşların falancaya benzediğimizi söylediklerinde onlarla aynı fikri paylaşmadığın için teşekkürler.
Bizi beslemeyi hiç unutmadığın için teşekkürler.
Kaşığımızı ve tabağımızı her yemek saatinde on iki kez yerlerden topladığın için teşekkürler.
"Çu-Çu-Çu" trencilik oyunuyla bizi eğlendirerek yemek yedirdiğin için teşekkürler.
"Çu-Çu-Çu" da işe yaramayıp bütün yemekler etrafa saçıldığında yerleri temizlediğin için teşekkürler.
Sevgili babacığım: Bizi sevgiyle yarattığın için teşekkürler.
Annemin karnındayken, aşermelerimi sabahın l'inde sokaklara fırlayıp erik ve turşu bularak giderdiğin için teşekkürler.




Tehlikeli şeyleri ulaşamıyacağımız yerlerde sakladığın için teşekkürler.
Boyumuzun uzamasını her çeyrek santimetrede bir duvara işaretlediğin için teşekkürler

Sabaha karşı ağlamalarımıza tam 5,3 saniyede yetiştiğin için teşekkürler.

ilk adımlarımızı attığımızda göbek attığın için teşekkürler


Yaralı dizimizi dezenfekte ettiğin ve yaramı öpüp acımı hafiflettiğin için teşekkürler.
Canın yansada yüzün kızarsada sana yumruk atımızda ses çıkarmadığın için teşekkürler..
Annem izin vermesede bize çikolata yedirdiğin için teşekkürler..
Hasta oldugumuzda bizi eğlendirmek için şebeklik yaptığın için teşekkürler..

Yani baba her şey için teşekkürler...
Biz seni çok seviyoruz sen bizim ilk kahramanımız ilk rakibimizsin
Bizim için çok kıymetlisin FİFİ....BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN ...

Bebeğe yakın olmalı
Kanguru gibi bebeğinizi rahatlıkla taşıyabileceğiniz araçları kullanmak, aralarındaki bağı güçlendirmek için güzel bir fırsat. Bebeğiniz bu sayede babası ile birlikte büyüleyici saatler geçirir. Genelde çocuklar günün sonunda titiz ve hassas olur. İşte babalar bu noktada devreye girerek anneleri sıkıntıdan kurtarır.

Bebeğin bezini değiştirmeli
Bir bebeğin bir yıl içinde yüzlerce kez bezi değişir. O halde bir babanın da bu muhteşem saatlerden faydalanması gerekir. Ayrıca dipnot; bebeğinizin altını her zaman gözlerinin içine bakarak ve konuşarak değiştirin.

Babalar gece nöbetinde
Bebeğiniz geceleri uyandığında babası kalkıp onunla ilgilenebilir. Karnı açsa biberondaki sütünü ısıtabilir, meme emmek istiyorsa onu kaldırıp size verebilir. Baktınız karnı doyduğu halde hala uyanık, onu babasının kollarına verin ve yatıştırıcı ninniler söyletin.

Ata binme oyunu
Babalar annelere göre çocuklarıyla daha sık oyun oynamaya meyilli. Örneğin baba ve çocuk arasında ata binme oyunu meşhurdur! Babanın omuzlarında gürültülü sesler çıkararak eğlenmek büyük küçük her çocuğun hoşuna gider. Bu oyun çocuğunuzla aranızdaki bağları güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda kaslarını güçlendirir. Denge ve koordinasyon becerileri de gelişir.

Annelere düşenler...
Bebeğinizin babası ile arasında kurulan bağı geliştirmek biraz da size bağlı. Eşinize bebeğinizin bakımına dair birkaç sorumluluk vermeniz, bu bağların güçlenmesinde etkili olan ilk ve en kolay yöntem. Ama dikkat edin babası bebeğinizle ilgilendiğinde çevresinde dört dönerek sürekli aralarına girmeyin. Bu şekilde çocuğunuzun ilgisini bölmüş olursunuz. Bırakın baş başa vakit geçirsinler.

Eleştirmeyin
Bebekle iletişime geçmek ve bakımını tam anlamıyla öğrenmek biraz pratik gerektirir. Bu yüzden eşinizi yanlış yaptığı bir şeyden dolayı azarlamayın.

Eşinize güvenin
Anneler hep en iyisini bilir diye söylenen doğru bir söz vardır. Fakat bu böyle diye babalara hiç şans vermemek olmaz. Bakarsınız susturamadığınız bebeğinizi eşiniz kendi yöntemleriyle sakinleştirebilmiş...

Kısacası babalar ve çocuklarının kendi aralarında kurduğu özel bir bağ var. Bir anne olarak sizin onların ilişkisine karışmadan uzaktan seyretmeniz gerekir. Göreceksiniz uzun dönemde baba ile kurulan bağ gelişecek ve aralarında sımsıkı bir bağ kurulacaktır.

Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us

iyiki doğdun canım nice mutlu yıllar
herşey
gönlünce olsun inşallah doğum günün kutlu olsun 

iyiki doğdun nermin çocukların ile niceee nicee mutlu yıllar
doğum günün kutlu olsun  

Zehirlenme vücuda zehirli bir maddenin yiyecekler, solunum veya temas yolu ile alınması sonucu vücudun zarar görmesidir. Zehirlenmelerin %90'ı ev içinde meydana gelmektedir ve bunun yarısı da altı yaş altı çocuklarda görülmektedir.

ABD'de yapılan istatistiklere göre her yıl 1 milyon çocuktan 5'i kaza sonucu meydana gelen ev zehirlenmelerine maruz kalmaktadır. Yeni emeklemeye ve yürümeye başlayan çocuklar, ellerine geçirdikleri tüm objeleri ağızlarına götürme eğiliminde olacaklarından dolayı daha büyük risk altındadırlar.

6 yaşın altındaki çocuklar için evde tehlike riski taşıyan ve zehirlenmelere yol açabilecek maddeler şunlardır;
• Temizlik maddeleri
• İlaçlar, vitamin hapları
• Kozmetik ürünler
• Bazı ev bitkileri
• Böcek ilaçları

Çocuğunuzu evde meydana gelebilecek zehirlenmelerden korumak için alabileceğiniz önlemler şunlardır;

• Evinizde kullanmak üzere satın aldığınız tüm ev ürünlerinin etiketlerini dikkatlice okuyun ve mümkün olduğunca toksik madde içermeyen ya da en az oranda içeren ürünleri tercih edin.
• Yukarıda adı geçen tüm ürünleri, evde çocuğunuzun erişemeyeceği yerlerde ve kilitli dolaplarda muhafaza edin
• İlaçları, temizlik maddelerini mutlaka orjinal kutularında muhafaza edin. Toksik madde içeren ürünleri, bir zamanlar yiyecek-içecek saklamak için kullanmış olduğunuz kaplara ve kutulara koymayın; çocuğunuz bunları da yenilecek ya da içilecek birşey zannedebilir.
• Çamaşır suyu gibi kimyasal ürünleri kullanırken camları açın ve bulunduğunuz ortamı havalandırın.
• Böcek ilaçlarını kullanırken cildinize temas etmemesine özen gösterin, eldiven takın. Daha güçlü etki almak için iki temizlik maddesini karıştırmayın. Kimyasal maddelerin etkileşimi sonucu zehirli bir gaz oluşturabilirler.
• Bazı bulaşık deterjanları (elde yıkama için kullanılanlar) amonyak içerir, bir kısmı da zayıf asid içerir. Bunları çamaşır suyu ile karıştırmak tehlikeli olabilmektedir. Eğer herhangi bir temizlik maddesini kullanırken ortama bir duman veya koku yayılırsa hemen oradan uzaklaşın ve ortamı havalandırın.
• Temizlik yaparken çocuğunuzun yanınızda bulunmamasına özen gösterin. Temizlik sırasında çocuğunuz mecburi olarak sizinle beraber olmak zorunda ise onu sürekli takip edin ve bir an için bile (örneğin telefon çalması, kapı çalması gibi) bu malzemelerle yalnız bırakmayın!
• Çocuğunuza alması gereken bir ilacı ya da şurubu içirmeye çalışıyor olsanız dahi, bunları çok lezzetli, yenilebilecek güzel şeyler olarak göstermeyin. Kendi ilaçlarınızı içerken de bunu çocuğunuzun görmeyeceği şekilde yapın; unutmayın ki çocuklar yetişkinleri taklit etmeye çok meyillidir.
• Çocuğunuz anlayabilecek yaşta ise ilaçların ve evde kullanılan temizlik maddelerini yeme veya içmenin tehlikelerini anlatın.

arkadaşlar lavanta yağını bebegin kıyafetine bi iki damla deydirince
sivrisinek gelmiyomuş yanına yani bizim içinde geçerli buu  lavanta yagı sürelim kıyafetlere gelmesin sivriler
ısırmasın bebeciklerimizi bizi   

Çocuğunuzda sizi tedirgin edebilecek nedenini anlayamadığınız ağrılar olabilir. Bu ağrıları hafife alarak, "Nasıl olsa geçer" diyerek geçiştirmeye çalışmamalısınız ve en kısa zamanda doktorunuza danışmalısınız.


Büyüme ağrıları 3 ve 12 yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkan daha çok kol ve bacaklarda hissedilen iyi huylu ağrılardır.

Büyüme ağrılarının tam sebebi bilinmemektedir. Kesin bir teşhis elde etmek için bir kriter yoktur. Muayene edildiğinde bütün bulgular normaldir. Röntgen filmlerine ya da testler yapılmasına gerek yoktur. Ağrılar normaldir.

Fakat çocuğunuz rahatsızlığını sizin gibi dile getiremez. Hastalığının anlaşılması açısından onu daha dikkatli dinlemeniz gerekir. Günlük yaşamındaki çeşitli aktivitelere ağrıları nedeni ile katılmak istemiyorsa, eklemlerinde şişlik, kızarma ya da hareket etmesi kısıtlanıyorsa mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Çünkü bu belirtiler romatizmal hastalıkların habercisi olabilir.



BELİRTİLERİ
Ağrılar, geceleri gözlenebilir. Çocuğunuzu uyandırabilir. Çocukların yüzde 10-20'sinde görülür. Kız ve erkek çocuklardaki etkileşim aynıdır. Özellikle bacaklarda ve bacağın ön kısımlarında daha çok kramp şeklinde ve rahatsız edici bir biçimde hissedilir. Ağrı nöbetleri 10-30 dakika arasında değişebilir. Şiddeti de hafif ya da fazla olabilir. Ağrı nöbetleri aylarca sürebilen ağrısız aralıklarla devam edebilir. Aralıklarla ortaya çıkabildiği gibi her gün de görülebilir. Fiziksel aktivitelerdeki artışa bağlı olarak ağrılar da artabilir.



TEDAVİ
Ağrı nöbetleri, ağrıyan bölgeye yapılacak masajlarla ve hafif ağrı kesiler kullanarak hafifletilebilir. Çocuğunuzla konuşun onu rahatlatmaya çalışın. Büyüme ağrıları herhangi bir hastalıkla bağlantılı değildir. Geç çocukluk döneminde geçer.