Topics

[Anne olduğunuz için, şıklığınızdan ödün verecek değilsiniz. 2010'un sezon modası çiçekli bol elbiseler ve büyük tahta - cam takılar, hamilelikte aldığınız kiloları saklamanıza yardımcı olacak. Unutmayın, bebeğinizi emzirdiğiniz ilk aylarda doktorlar, zayıflamak için diyet yapmanızı önermiyorlar. Bu nedenle eski fiziğinize kavuşmayı biraz erteleyerek, şık olmanın yollarını aramalısınız. İşte bebeğinizle beraber çıkacağınız ilk gezmelerde muhteşem görünebilmeniz için bir kaç öneri:• Dar jean pantolonlarınızın içine girmek için acele etmeyin. İllaki dar pantolan giymek istiyorsanız doğum sonrası toparlayıcı korselerden yardım alabilirsiniz.• Emziren kadınlar için tasarlanmış özel kıyafetler, bebeğinizin ihtiyaçlarını her an, her yerde karşılayabilmenize yardımcı olacak.• Şayet bu kıyafetlerden zevkinize uygun bir tane şeçemiyorsanız emzirme sütyenleriyle, önden düğmeli ya da bol ve desenli gömlekleri kombine ederek kullanabilirsiniz.• Sezon modası desenli elbiseler ve büyük takılar, hem sizi zayıf gösterecek hemde, beklenmeyen süt sızması kazalarına karşı önlem olacaktır.• Yine bu sezon moda olan yüksek belli, Pin-Up stili mayolar, karın çatlaklarını ve fazlalıkları saklarken size plajlarda ayrı bir hava kazandıracak.]

Anne olduğunuz için, şıklığınızdan ödün verecek değilsiniz. 2010'un sezon modası çiçekli bol elbiseler ve büyük tahta - cam takılar, hamilelikte aldığınız kiloları saklamanıza yardımcı olacak. Unutmayın, bebeğinizi emzirdiğiniz ilk aylarda doktorlar, zayıflamak için diyet yapmanızı önermiyorlar. Bu nedenle eski fiziğinize kavuşmayı biraz erteleyerek, şık olmanın yollarını aramalısınız. İşte bebeğinizle beraber çıkacağınız ilk gezmelerde muhteşem görünebilmeniz için bir kaç öneri:
• Dar jean pantolonlarınızın içine girmek için acele etmeyin. İllaki dar pantolan giymek istiyorsanız doğum sonrası toparlayıcı korselerden yardım alabilirsiniz.
• Emziren kadınlar için tasarlanmış özel kıyafetler, bebeğinizin ihtiyaçlarını her an, her yerde karşılayabilmenize yardımcı olacak.
• Şayet bu kıyafetlerden zevkinize uygun bir tane şeçemiyorsanız emzirme sütyenleriyle, önden düğmeli ya da bol ve desenli gömlekleri kombine ederek kullanabilirsiniz.
• Sezon modası desenli elbiseler ve büyük takılar, hem sizi zayıf gösterecek hemde, beklenmeyen süt sızması kazalarına karşı önlem olacaktır.
• Yine bu sezon moda olan yüksek belli, Pin-Up stili mayolar, karın çatlaklarını ve fazlalıkları saklarken size plajlarda ayrı bir hava kazandıracak.

[KARAMEL ARKADAŞIMIZ DOĞUM YAPMIŞ.... AYAZ BEBEK DÜNYAYA MERHABA DEMİŞŞŞ... ÇOK TATLI BAL OĞLAN MAŞALLAH CANIM ARKADAŞIM SAĞLIKLA HUZURLA BÜYÜTSÜN BEBEĞİNİ.]

KARAMEL ARKADAŞIMIZ DOĞUM YAPMIŞ....

AYAZ BEBEK DÜNYAYA MERHABA DEMİŞŞŞ... 

ÇOK TATLI BAL OĞLAN MAŞALLAH

CANIM ARKADAŞIM SAĞLIKLA HUZURLA BÜYÜTSÜN BEBEĞİNİ.

http://facebookvideoindir.gen.tr/ancak-bu-kadar-zevkle-banyo-yapilir.html

http://www.dailymotion.com/video/xcfxwa_manga-we-could-be-the-same-eurovisi_music

EUROVİSİONDA TÜRKİYEYİ WE COULD BE THE SAME ŞARKISI İLE  TEMSİL ETCEK OLAN MANGAYA BAŞARILAR DİLERİM...


AMA AÇIKCASI BU SENE DE PEK UMUTLU DEĞİLİM

[CİNSELLİĞE GERİ DÖNÜŞAnnelerin doğumdan sonraki ilk cinsel ilişkinin hem fiziksel hem de duygusal olarak neler hissettireceği konusunda biraz kaygı duyması normaldir. Kendinizi zorlamayın ve hazır olana kadar bekleyin. Bebeğiniz geceleri artık daha uzun süre uyumaya başladığında ve akşamları daha erken yatıp size eşinizle birlikte akşamın tadını çıkarma fırsatı tanıdığında, eşinizle baş başa geçirdiğiniz anların tadını çıkarmaya çalışın; cinsellik de doğal olarak yaşamınıza yeniden girecektir. Artık anne baba olduğunuz ve yakında bir yerde uyuyan minik birinin varlığı size başlangıçta farklı şeyler hissettirebilir. Bu değişikliklere olumlu tarafından bakın ve bunu cinsel yaşamınızda yeni bir dönem olarak kabul edin. Cinsel yaşamınıza yeniden başlamadan önce uygun bir korunma yöntemi belirleyin. Daha önce duyduklarınızın aksine emzirme sizi hamileliğe karşı korumaz. Çiftlerin doğumdan sonra korunmaması nedeniyle birçok yeni kardeş gelmiştir! Bu nedenle çok dikkatli olun ve hazırlıksız yakalanmayın]

CİNSELLİĞE GERİ DÖNÜŞ


Annelerin doğumdan sonraki ilk cinsel ilişkinin hem fiziksel hem de duygusal olarak neler hissettireceği konusunda biraz kaygı duyması normaldir. Kendinizi zorlamayın ve hazır olana kadar bekleyin. Bebeğiniz geceleri artık daha uzun süre uyumaya başladığında ve akşamları daha erken yatıp size eşinizle birlikte akşamın tadını çıkarma fırsatı tanıdığında, eşinizle baş başa geçirdiğiniz anların tadını çıkarmaya çalışın; cinsellik de doğal olarak yaşamınıza yeniden girecektir. Artık anne baba olduğunuz ve yakında bir yerde uyuyan minik birinin varlığı size başlangıçta farklı şeyler hissettirebilir. Bu değişikliklere olumlu tarafından bakın ve bunu cinsel yaşamınızda yeni bir dönem olarak kabul edin. Cinsel yaşamınıza yeniden başlamadan önce uygun bir korunma yöntemi belirleyin. Daha önce duyduklarınızın aksine emzirme sizi hamileliğe karşı korumaz. Çiftlerin doğumdan sonra korunmaması nedeniyle birçok yeni kardeş gelmiştir! Bu nedenle çok dikkatli olun ve hazırlıksız yakalanmayın

[ANNE SEVGİSİBebeğinizle aranızdaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenir. Sevginizin daha şimdiden bu kadar güçlü ve koşulsuz olduğunu, bu sevginin geçirdiğiniz uykusuz gecelerden ve defalarca saçlarınızı yolma noktasına gelmiş olmanızdan hiç de etkilenmediğini görmek sizi şaşırtabilir! O muhteşem küçük tombik surata ve o kocaman rüya gibi gözlere her baktığınızda kalbiniz eriyip gidiyor ve yorgunluğunuzu ve düş kırıklıklarınızı hemen unutuyorsunuz. Bebeğinizin sizin bir parçanız olduğunu hissediyorsunuz. Bu derin bağlılık duygusu olabileceklerin en iyisidir ve çocuğunuzun güvenli, kendinden emin ve sevgi dolu bir kişilik geliştirmesine yardımcı olmanızda önemli bir rol oynar. Önünüzdeki birkaç hafta boyunca bebeğinizin duyuları gelişip koordinasyonu arttıkça, kişilik özelliklerinin gittikçe daha belirgin hale geldiğini göreceksiniz. O zaman ara sıra bir durup bebeğinizin gelişimindeki her büyüleyici aşamanın tadını çıkarmayı unutmayın.GÖZLERİ HEDEFE DİKMEKArtık bebeğinizin görüşü daha keskin ve hareketlerini biraz olsun kontrol edebiliyor. Bu aşamada nesneler onun için daha hayret verici hale geliyor. Dönenceler bebekler için büyük bir keyif kaynağı olabilir; bebeğiniz dönenceye uzun süre bakar, hatta bunun için uykuyla bile savaşır. Bu dönemde bebekler ellerini seyretmeyi de çok sever ve onları gözlerinin önünde çevirir durur. Bu, el-göz koordinasyonunu geliştirmenin yollarından biridir ve bebeğiniz dört aylık olduğunda nesnelere uzanmak için el-göz koordinasyonundan yararlanır. Alıştırma bu koordinasyonu kusursuzlaştırır ve bebeğiniz hedefine şaşırmadan ulaşmayı çabucak öğrenir.Pişik oluşumunu nasıl önleyebilirim?PİŞİKLE BAŞA ÇIKMAKPişikle savaşmanın en etkili yolu nedir? Bebeğinizin cildini ıslaklıktan ve pişiğe yol açan enzimlerden korumak için saf vazelin ve çinko oksit içeren merhemler kullanın. Bebeğinizin bezini onun kuru kalmasını sağlayacak sıklıkta değiştirin. Ayrıca her gün kısa bir süre bebeğinizin altını açık bırakmak da işe yarayabilir. Bebeğinizin poposunun hava alması kuruluğa katkıda bulunur. Bebeklerin çoğu bu "özgür" anlarda etrafa tekmeler savurup kıpırdanmaktan çok zevk alır. Odanın ılık olmasına, içeride hava akımı bulunmamasına dikkat edin ve kaçınılmaz kazalara karşı önlem olarak bebeğinizi bir bez ya da havlunun üzerine yatırın.Bilgi: Meme uçlarınız çatlarsa ya da göğüslerinizde yanma hissederseniz ve bebeğinizde kırmızı lekeli pişik oluşursa, ikinizde de tedavi gerektiren maya enfeksiyonu olabilir. Çocuğunuzu doktoruna götürün. Enfeksiyon için her ikinizin de ilaç içmesi, bebeğinizin poposu için de krem ya da merhem kullanmanız gerekir. Ama göğüslerinize merhem sürmeyin; merhem göğüslerinizdeki doğal yağ bezlerini tıkayabilir.BEBEĞİN GELİŞİMİNİ KAYDETMEKAnnelerin bebeklerinin gelişimi konusunda kaygı duyması normaldir. Bebeğinizin yeterince beslenip beslenmediğini, büyüme hızının normal olup olmadığını ve yapması gereken şeyleri yapıp yapmadığını merak ediyor olmalısınız. Doktorunuz düzenli sağlık kontrollerinde bebeğinizin gelişimini yakından izleyecek, onun boyunu ve kilosunu özel çizelgelere işleyecek ve size bebeğinizin genel sağlık durumuyla ilgili sorular soracaktır. Ama bebeğinizi götürdüğünüz klinikte bütün kaygılarınız ortadan kaldırılamadıysa, kaygılarınızı daha ayrıntılı olarak görüşmek üzere bir randevu daha alın. Minik bebeğinizin gelişimini fark ettiğiniz yeni davranışları, uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikleri, hastalık dönemlerini, giysilerinin bir gecede küçük gelmesiyle sonuçlanan ani büyüme durumlarını ve çıkardığı seslerdeki heyecan verici ilerlemeleri bir yere yazarak izleyebilirsiniz. Bebeğınızın sağlığı ve gelişimi konusunda ne kadar çok bilgi edinirseniz, o kadar iyi. Ayrıca gelecek yıllarda elinizde bebeğinizin ilk zamanlarına ait çok değerli belgeler olacaktıAŞI ZAMANIBebeğinizin aşılarının vaktinde yapılmasına dikkat edin. Bebeğinizi çocuk felci, boğmaca, difteri, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği, hemofili ve menenjit gibi hastalıklara karşı korumak için iki yaşına kadar gereken aşıları yaptırın. Bebeğinizin aşılarının vaktinde yapılmasını doktoruyla beraber sağlayın. Bebeğinize yapılan tüm aşıları, bebeğinizin aşı defterine kaydedinSağlık kontrolüyle ilgili uyarıBebeğinizi kontrole götürmeden önce bütün sorularınızı bir deftere yazıp kontrole giderken defterinizi de yanınıza almayı düşündünüz mü? Kontrol sırasında düşüncelerinizi, doktorun reçetesiz ilaçlarla ilgili dozaj önerilerini ve bebeğinizin aşıya verebileceği tepkileri bu deftere yazabilirsiniz. Hazırlıklı olmak ziyaretinizden en iyi şekilde yararlanmanızı, aldığınız notlar da öğrendiklerinizi daha iyi hatırlamanızı sağlar. Bölünen uykularla ilgili ne yapabilirsiniz?BEBEĞİN SIK SIK UYANMASISiz uykuyu sessizlik ve sakinlikle bağdaştırsanız da minik bebeğinizin geceleri sizinkilerden epey farklıdır. Küçük bebekler birkaç saat arayla çeşitli nedenlerle uyanır. Bu nedenler arasında en belirgin olan açlıktır, ama katlanmanız gereken onca yaygaranın nedeni her zaman açlık değildir. Bebeğinizin aydınlıktan derin uyku durumuma geçme becerisi henüz gelişmemiştir. Ayrıca bebeğinizin uykusunun büyük bir bölümü daha büyük çocuklar ve yetişkinlerin tersine hafif, etkin ve rüyalarla dolu bir uyku; bu uyku sırasında bebeğinizin çeşitli organları seğiriyor, bebeğiniz hafif sesler çıkarıyor, bağırıyor, hatta gözlerini açıp kapatıyor. Bu nedenle bebeğiniz derin bir uykuya geçmeye hazır olduğu bir anda uyanıkmış gibi görünebilir. Annelerin çoğu bebeklerinin en ufak bir kıpırtısında yataklarından fırlar. Bir dakika durun! Uykudaki bu kesintilere müdahale etmeden önce bebeğinizin gerçekten uyanıp uyanmadığını ve ilgiye ihtiyacı olup olmadığını anlayana kadar bekleyin. Bazen yarı uyanıklıktan sonra daha derin bir uykuya dalacak olan bebeği uyandıran şeyin annelerin müdahalesi olduğunu unutmayın.YAPMANIZ VE YAPMAMANIZ GEREKENLERÖyleyse, bir dahaki sefere eşinizle bebeğin odasında gece 2 nöbetini kimin tutacağı konusunda tartışırken öncelikle bunun gerçekten gerekli olduğundan emin olun. Geceleri çıkardığı en küçük seste bile bebeğinizin başına koşturmak onun kendi kendine uyuyup uyanmayı öğrenememesiyle sonuçlanır. Bebeğiniz iyi bir uykunun ardından uyandığında onu gözlerini açar açmaz yataktan almayın. Yatağında biraz oyun oynamaya ve uyanık kalmaya alışmasına izin verin. Geceleri bebeğinizin yanına gitmeniz gerektiğinde onun yanında geçirdiğiniz anların mümkün olduğunca sakin geçmesine dikkat edin. Minik bebeğinizin henüz tam olarak acıkmadığını ve bezinin değişmesine gerek olmadığını düşünüyorsanız, onu yatağından almayın. Başını okşayarak ya da yumuşak bir sesle fısıldayarak onu yeniden uyutmaya çalışın ve sakinleşir sakinleşmez yanından ayrılın. Bebeğinize tek başına uykuya dalma becerisini geliştirmesi için bir şans verin. Bebeğinizin artan ihtiyaçlarıACIKMAKBebeğiniz ilk yılında yaşamında bir daha hiç olmayacak kadar hızlı büyür ve kilo alır. Bazen gösterdiği ani gelişmeler onun kendisini normalden daha aç hissetmesine yol açar. O nedenle, birkaç hafta arayla bebeğinizin çok huysuz olduğu ve her zaman verdiğiniz miktarda sütle doymadığı günler olursa sakın şaşırmayın. Bebeğinizi emziriyorsanız, göğüslerinizin ikisini de boşaltan uzun bir emzirme sürecinden sonra bebeğinizin hâlâ aç olduğunu ve ağladığını görebilirsiniz. Bu durumda genelde bebeğe mama verme yoluna gidilir. Ama mama da çözüm değildir. Vücudunuzda üretilen süt miktarının bebeğin büyüyen ihtiyaçlarına göre artırılması gerekir. Bebeğinizin ani bir büyüme devresinde olduğundan şüphelendiğinizde bebeğinizin istediği sütü onu daha çok emzirerek vermelisiniz. Bu doğanın süt üretimini artırma biçimidir. Çok miktarda sıvı almayı ve bedeninizin işlevlerini yerine getirebilmesi için dinlenmeyi unutmayın. Bebeğinizin düzenindeki bu geçici sorunlar sizi korkutmasın. Süt miktarınızın gereken düzeye ulaşması yalnızca bir iki gün alır.SÜTTEN YETERİNCE İÇMEKMama sindirim sisteminde anne sütünden daha yavaş ilerler, mamayla beslenen bazı çocukların daha seyrek acıkması bundandır. Emzirme gibi başka günlük işler de farklılık gösterebilir. İki aylık bebekler 24 saat içinde 110 gramlık 6-7 biberon bitirir. Ancak, mamanın miktarını ve besleme sıklığını kutudaki talimata göre değil de bebeğinizin kendi gereksinimine göre ayarlamalısınız. Her çocuk farklıdır. İster anne sütü isterse mamayla beslensin, bir bebeğin ne kadar gıda alacağı genellikle bebeğin kilosuna, etkin olup olmamasına ve hızlı büyüme dönemleri ya da havanın çok sıcak olması gibi başka etmenlere bağlıdır. En önemlisi minik bebeğinizin memnuniyetle ve düzenli olarak beslenmesi ve bezini günde en az altı kez ıslatmasıdır. Bebeğiniz biraz daha süt istiyorsa onu fazladan bir kez daha emzirin. Bunun tersine, bebeğinizin her zaman acıktığı için ağlamadığını unutmayın! Ağlayan bir bebeği susturmak için her zaman süte başvurmak çekici gelebilir ama pek çok durumda çözüm bu değildir.Babayla bebek arasında güçlü bir bağ kurmakBABAYLA KAYNAŞMABebekle baba arasında en başından itibaren iyi bir ilişki kurulması için çaba harcamak çok önemlidir. Babalar emziremiyor olabilir! Ama bebekleriyle aralarında güçlü bir bağ kurulması yolunda başka birçok sorumluluk üstlenebilirler. Bebeklerin en harika özelliklerinden biri tam da babaların işten eve döndüğü akşam saatlerinde son derece zinde ve iletişime hazır olmalarıdır. Babalar banyo ve bez değiştirme gibi günlük işlere düzenli olarak katılırlarsa bebeklerinin kendilerine güveneceğinden ve onları seveceğinden emin olabilirler. Hatta bebeğiniz babasıyla banyoya girip babasının tenine dokunabilir; ona dokunmanın nasıl bir şey olduğunu ve onun nasıl koktuğunu öğrenmekten hoşlanacaktır. Bebeğinizin sizin farklı tutuş biçimlerinize alışması için bezini sırayla değiştirin ya da babayla bebek arasında düzenli bir buluşma planlayın: her pazar sabahı o ikisi gazete almaya giderken anne de sessiz sakin bir yatak keyfinin tadını çıkarabilir!Önemli soruları bir yere yazınBebeğinizin aşı karnesini onu kliniğe ya da doktora götürdüğünüz her seferde yanınıza almayı unutmayın, böylece yeni bilgiler gelişim çizelgelerine işlenebilir. Ama yanınıza başka bir defter alarak ilaçlar, hastalıklar ya da hastalık belirtileriyle ilgili önemli bilgileri bu deftere yazabilirsiniz. Eve döndüğünüzde doktorla görüşmenizin bütün ayrıntılarını anımsayamayabilirsiniz; bu nedenle konuştuğunuz konularla ilgili not almak çok işinize yarayabilir. Bu defteri bir sonraki görüşmede sormak istediğiniz soruları yazmak için de kullanabilirsiniz]

ANNE SEVGİSİ

Bebeğinizle aranızdaki bağ gün geçtikçe kuvvetlenir. Sevginizin daha şimdiden bu kadar güçlü ve koşulsuz olduğunu, bu sevginin geçirdiğiniz uykusuz gecelerden ve defalarca saçlarınızı yolma noktasına gelmiş olmanızdan hiç de etkilenmediğini görmek sizi şaşırtabilir! O muhteşem küçük tombik surata ve o kocaman rüya gibi gözlere her baktığınızda kalbiniz eriyip gidiyor ve yorgunluğunuzu ve düş kırıklıklarınızı hemen unutuyorsunuz. Bebeğinizin sizin bir parçanız olduğunu hissediyorsunuz. Bu derin bağlılık duygusu olabileceklerin en iyisidir ve çocuğunuzun güvenli, kendinden emin ve sevgi dolu bir kişilik geliştirmesine yardımcı olmanızda önemli bir rol oynar. Önünüzdeki birkaç hafta boyunca bebeğinizin duyuları gelişip koordinasyonu arttıkça, kişilik özelliklerinin gittikçe daha belirgin hale geldiğini göreceksiniz. O zaman ara sıra bir durup bebeğinizin gelişimindeki her büyüleyici aşamanın tadını çıkarmayı unutmayın.

GÖZLERİ HEDEFE DİKMEK


Artık bebeğinizin görüşü daha keskin ve hareketlerini biraz olsun kontrol edebiliyor. Bu aşamada nesneler onun için daha hayret verici hale geliyor. Dönenceler bebekler için büyük bir keyif kaynağı olabilir; bebeğiniz dönenceye uzun süre bakar, hatta bunun için uykuyla bile savaşır. Bu dönemde bebekler ellerini seyretmeyi de çok sever ve onları gözlerinin önünde çevirir durur. Bu, el-göz koordinasyonunu geliştirmenin yollarından biridir ve bebeğiniz dört aylık olduğunda nesnelere uzanmak için el-göz koordinasyonundan yararlanır. Alıştırma bu koordinasyonu kusursuzlaştırır ve bebeğiniz hedefine şaşırmadan ulaşmayı çabucak öğrenir.


Pişik oluşumunu nasıl önleyebilirim?

PİŞİKLE BAŞA ÇIKMAK


Pişikle savaşmanın en etkili yolu nedir? Bebeğinizin cildini ıslaklıktan ve pişiğe yol açan enzimlerden korumak için saf vazelin ve çinko oksit içeren merhemler kullanın. Bebeğinizin bezini onun kuru kalmasını sağlayacak sıklıkta değiştirin. Ayrıca her gün kısa bir süre bebeğinizin altını açık bırakmak da işe yarayabilir. Bebeğinizin poposunun hava alması kuruluğa katkıda bulunur. Bebeklerin çoğu bu "özgür" anlarda etrafa tekmeler savurup kıpırdanmaktan çok zevk alır. Odanın ılık olmasına, içeride hava akımı bulunmamasına dikkat edin ve kaçınılmaz kazalara karşı önlem olarak bebeğinizi bir bez ya da havlunun üzerine yatırın.



Bilgi: Meme uçlarınız çatlarsa ya da göğüslerinizde yanma hissederseniz ve bebeğinizde kırmızı lekeli pişik oluşursa, ikinizde de tedavi gerektiren maya enfeksiyonu olabilir. Çocuğunuzu doktoruna götürün. Enfeksiyon için her ikinizin de ilaç içmesi, bebeğinizin poposu için de krem ya da merhem kullanmanız gerekir. Ama göğüslerinize merhem sürmeyin; merhem göğüslerinizdeki doğal yağ bezlerini tıkayabilir.


BEBEĞİN GELİŞİMİNİ KAYDETMEK


Annelerin bebeklerinin gelişimi konusunda kaygı duyması normaldir. Bebeğinizin yeterince beslenip beslenmediğini, büyüme hızının normal olup olmadığını ve yapması gereken şeyleri yapıp yapmadığını merak ediyor olmalısınız. Doktorunuz düzenli sağlık kontrollerinde bebeğinizin gelişimini yakından izleyecek, onun boyunu ve kilosunu özel çizelgelere işleyecek ve size bebeğinizin genel sağlık durumuyla ilgili sorular soracaktır. Ama bebeğinizi götürdüğünüz klinikte bütün kaygılarınız ortadan kaldırılamadıysa, kaygılarınızı daha ayrıntılı olarak görüşmek üzere bir randevu daha alın. Minik bebeğinizin gelişimini fark ettiğiniz yeni davranışları, uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikleri, hastalık dönemlerini, giysilerinin bir gecede küçük gelmesiyle sonuçlanan ani büyüme durumlarını ve çıkardığı seslerdeki heyecan verici ilerlemeleri bir yere yazarak izleyebilirsiniz. Bebeğınızın sağlığı ve gelişimi konusunda ne kadar çok bilgi edinirseniz, o kadar iyi. Ayrıca gelecek yıllarda elinizde bebeğinizin ilk zamanlarına ait çok değerli belgeler olacaktı


AŞI ZAMANI


Bebeğinizin aşılarının vaktinde yapılmasına dikkat edin. Bebeğinizi çocuk felci, boğmaca, difteri, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği, hemofili ve menenjit gibi hastalıklara karşı korumak için iki yaşına kadar gereken aşıları yaptırın. Bebeğinizin aşılarının vaktinde yapılmasını doktoruyla beraber sağlayın. Bebeğinize yapılan tüm aşıları, bebeğinizin aşı defterine kaydedin


Sağlık kontrolüyle ilgili uyarı


Bebeğinizi kontrole götürmeden önce bütün sorularınızı bir deftere yazıp kontrole giderken defterinizi de yanınıza almayı düşündünüz mü? Kontrol sırasında düşüncelerinizi, doktorun reçetesiz ilaçlarla ilgili dozaj önerilerini ve bebeğinizin aşıya verebileceği tepkileri bu deftere yazabilirsiniz. Hazırlıklı olmak ziyaretinizden en iyi şekilde yararlanmanızı, aldığınız notlar da öğrendiklerinizi daha iyi hatırlamanızı sağlar.


Bölünen uykularla ilgili ne yapabilirsiniz?

BEBEĞİN SIK SIK UYANMASI


Siz uykuyu sessizlik ve sakinlikle bağdaştırsanız da minik bebeğinizin geceleri sizinkilerden epey farklıdır. Küçük bebekler birkaç saat arayla çeşitli nedenlerle uyanır. Bu nedenler arasında en belirgin olan açlıktır, ama katlanmanız gereken onca yaygaranın nedeni her zaman açlık değildir. Bebeğinizin aydınlıktan derin uyku durumuma geçme becerisi henüz gelişmemiştir. Ayrıca bebeğinizin uykusunun büyük bir bölümü daha büyük çocuklar ve yetişkinlerin tersine hafif, etkin ve rüyalarla dolu bir uyku; bu uyku sırasında bebeğinizin çeşitli organları seğiriyor, bebeğiniz hafif sesler çıkarıyor, bağırıyor, hatta gözlerini açıp kapatıyor. Bu nedenle bebeğiniz derin bir uykuya geçmeye hazır olduğu bir anda uyanıkmış gibi görünebilir. Annelerin çoğu bebeklerinin en ufak bir kıpırtısında yataklarından fırlar. Bir dakika durun! Uykudaki bu kesintilere müdahale etmeden önce bebeğinizin gerçekten uyanıp uyanmadığını ve ilgiye ihtiyacı olup olmadığını anlayana kadar bekleyin. Bazen yarı uyanıklıktan sonra daha derin bir uykuya dalacak olan bebeği uyandıran şeyin annelerin müdahalesi olduğunu unutmayın.


YAPMANIZ VE YAPMAMANIZ GEREKENLER


Öyleyse, bir dahaki sefere eşinizle bebeğin odasında gece 2 nöbetini kimin tutacağı konusunda tartışırken öncelikle bunun gerçekten gerekli olduğundan emin olun. Geceleri çıkardığı en küçük seste bile bebeğinizin başına koşturmak onun kendi kendine uyuyup uyanmayı öğrenememesiyle sonuçlanır. Bebeğiniz iyi bir uykunun ardından uyandığında onu gözlerini açar açmaz yataktan almayın. Yatağında biraz oyun oynamaya ve uyanık kalmaya alışmasına izin verin. Geceleri bebeğinizin yanına gitmeniz gerektiğinde onun yanında geçirdiğiniz anların mümkün olduğunca sakin geçmesine dikkat edin. Minik bebeğinizin henüz tam olarak acıkmadığını ve bezinin değişmesine gerek olmadığını düşünüyorsanız, onu yatağından almayın. Başını okşayarak ya da yumuşak bir sesle fısıldayarak onu yeniden uyutmaya çalışın ve sakinleşir sakinleşmez yanından ayrılın. Bebeğinize tek başına uykuya dalma becerisini geliştirmesi için bir şans verin.


   
Bebeğinizin artan ihtiyaçları

ACIKMAK


Bebeğiniz ilk yılında yaşamında bir daha hiç olmayacak kadar hızlı büyür ve kilo alır. Bazen gösterdiği ani gelişmeler onun kendisini normalden daha aç hissetmesine yol açar. O nedenle, birkaç hafta arayla bebeğinizin çok huysuz olduğu ve her zaman verdiğiniz miktarda sütle doymadığı günler olursa sakın şaşırmayın. Bebeğinizi emziriyorsanız, göğüslerinizin ikisini de boşaltan uzun bir emzirme sürecinden sonra bebeğinizin hâlâ aç olduğunu ve ağladığını görebilirsiniz. Bu durumda genelde bebeğe mama verme yoluna gidilir. Ama mama da çözüm değildir. Vücudunuzda üretilen süt miktarının bebeğin büyüyen ihtiyaçlarına göre artırılması gerekir. Bebeğinizin ani bir büyüme devresinde olduğundan şüphelendiğinizde bebeğinizin istediği sütü onu daha çok emzirerek vermelisiniz. Bu doğanın süt üretimini artırma biçimidir. Çok miktarda sıvı almayı ve bedeninizin işlevlerini yerine getirebilmesi için dinlenmeyi unutmayın. Bebeğinizin düzenindeki bu geçici sorunlar sizi korkutmasın. Süt miktarınızın gereken düzeye ulaşması yalnızca bir iki gün alır.


SÜTTEN YETERİNCE İÇMEK


Mama sindirim sisteminde anne sütünden daha yavaş ilerler, mamayla beslenen bazı çocukların daha seyrek acıkması bundandır. Emzirme gibi başka günlük işler de farklılık gösterebilir. İki aylık bebekler 24 saat içinde 110 gramlık 6-7 biberon bitirir. Ancak, mamanın miktarını ve besleme sıklığını kutudaki talimata göre değil de bebeğinizin kendi gereksinimine göre ayarlamalısınız. Her çocuk farklıdır. İster anne sütü isterse mamayla beslensin, bir bebeğin ne kadar gıda alacağı genellikle bebeğin kilosuna, etkin olup olmamasına ve hızlı büyüme dönemleri ya da havanın çok sıcak olması gibi başka etmenlere bağlıdır. En önemlisi minik bebeğinizin memnuniyetle ve düzenli olarak beslenmesi ve bezini günde en az altı kez ıslatmasıdır. Bebeğiniz biraz daha süt istiyorsa onu fazladan bir kez daha emzirin. Bunun tersine, bebeğinizin her zaman acıktığı için ağlamadığını unutmayın! Ağlayan bir bebeği susturmak için her zaman süte başvurmak çekici gelebilir ama pek çok durumda çözüm bu değildir.

Babayla bebek arasında güçlü bir bağ kurmak

BABAYLA KAYNAŞMA


Bebekle baba arasında en başından itibaren iyi bir ilişki kurulması için çaba harcamak çok önemlidir. Babalar emziremiyor olabilir! Ama bebekleriyle aralarında güçlü bir bağ kurulması yolunda başka birçok sorumluluk üstlenebilirler. Bebeklerin en harika özelliklerinden biri tam da babaların işten eve döndüğü akşam saatlerinde son derece zinde ve iletişime hazır olmalarıdır. Babalar banyo ve bez değiştirme gibi günlük işlere düzenli olarak katılırlarsa bebeklerinin kendilerine güveneceğinden ve onları seveceğinden emin olabilirler. Hatta bebeğiniz babasıyla banyoya girip babasının tenine dokunabilir; ona dokunmanın nasıl bir şey olduğunu ve onun nasıl koktuğunu öğrenmekten hoşlanacaktır. Bebeğinizin sizin farklı tutuş biçimlerinize alışması için bezini sırayla değiştirin ya da babayla bebek arasında düzenli bir buluşma planlayın: her pazar sabahı o ikisi gazete almaya giderken anne de sessiz sakin bir yatak keyfinin tadını çıkarabilir!

Önemli soruları bir yere yazın


Bebeğinizin aşı karnesini onu kliniğe ya da doktora götürdüğünüz her seferde yanınıza almayı unutmayın, böylece yeni bilgiler gelişim çizelgelerine işlenebilir. Ama yanınıza başka bir defter alarak ilaçlar, hastalıklar ya da hastalık belirtileriyle ilgili önemli bilgileri bu deftere yazabilirsiniz. Eve döndüğünüzde doktorla görüşmenizin bütün ayrıntılarını anımsayamayabilirsiniz; bu nedenle konuştuğunuz konularla ilgili not almak çok işinize yarayabilir. Bu defteri bir sonraki görüşmede sormak istediğiniz soruları yazmak için de kullanabilirsiniz

Eğer, bir çocuk sürekli eleştirilmişse;
Kınamayı ve ayıplamayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk kin ortamında büyümüşse;
Kavga etmeyi öğrenir.
Eğer, bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa;
Sıkılıp, utanmayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse;
Kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk hoşgörüyle yetiştirilmişse;
Sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk desteklenip, yüreklendirilmişse;
Kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk övülmüş ve beğenilmişse;
Takdir etmeyi öğrenir.
Eğer, bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse;
Adil olmayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk güven ortamı içinde yetişmişse;
İnançlı olmayı öğrenir.
Eğer, bir çocuk kabul ve onay görmüşse;
Kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer, bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık görmüşse;
Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.

[BETÜŞ DOĞUM YAPTI ÇAĞLAR PAŞAM DÜNYAYA MERHABA DEDİ.. HOŞGELMİŞ SEFALAR GETİRMİŞ.. RABBİM SAĞLIKLI UZUN ÖMÜRLER NASİP ETSİN. CANIM ARKADAŞIM GÜLE GÜLE HUZURLA BÜYÜT İNŞ Uploaded with ImageShack.us]

                                                                  BETÜŞ DOĞUM YAPTI
       
                                               ÇAĞLAR PAŞAM DÜNYAYA MERHABA DEDİ..

                                                     HOŞGELMİŞ SEFALAR GETİRMİŞ..

                                       RABBİM SAĞLIKLI UZUN ÖMÜRLER NASİP ETSİN.

                                     CANIM ARKADAŞIM GÜLE GÜLE HUZURLA BÜYÜT İNŞ

                                   

Uploaded with ImageShack.us

[MAVİŞİM DOĞUM YAPMIŞ DURU BEBEK DÜNYAYA MERHABA DEMİŞ RABBİM SAĞLIKLA UZUN ÖMÜRLER VERSİN DURU BEBEĞE..... ARKADAŞIM HUZURLA BÜYÜTSÜN BEBİŞİNİ....]

                                                            MAVİŞİM DOĞUM YAPMIŞ

                                            DURU BEBEK DÜNYAYA MERHABA DEMİŞ

                                         RABBİM SAĞLIKLA UZUN ÖMÜRLER VERSİN DURU BEBEĞE.....

                                                ARKADAŞIM HUZURLA BÜYÜTSÜN BEBİŞİNİ....

                                                 

                                                                             

[Çocuğunuzun dinlediği müzik türüne dikkatErgenlik kimliğin netleştiği, benliğin şekillendiği ve kişiliğin oturduğu bir dönemdir. Genç eğer sağlıklı ve paylaşıma açık bir aileye sahipse bu debdebeli dönemi nispeten kazasız ve belasız bir şekilde atlatır. Ancak bunun tersi bir durum söz konusuysa okul ilişkileri, sosyal ilişkiler, aile ilişkileri, karşı cinsle olan ilişkiler, beden ve kendilik algısı gibi konularda zorluklar gözlenir. Ergen var olma ve özgür olma arayışındadır. Ona aşırı koruyup kollayan, aşırı sınırlandıran, aşırı ikaz eden veya eleştiren bir tavırla yaklaşırsanız bir anda rakibi haline gelirsiniz. Çünkü bu tavrı benlik bütünlüğü için bir tehdit olarak algılar. Nitekim özgürlük ergenin en sık dillendirdiği kavramdır. BASİT BİR EĞLENCE ARACI OLARAK ALGILAMAYIN Çatışmalar iyi yönetilirse gelişime katkıda bulunur. Aksi takdirde ergen kişisel gelişimini tamamlayamayan, mutsuz ve başarısız bir birey olur. Bu noktada anne-babalar çocuklarının onunla sağlıklı bir iletişim kurmanın yolunu keşfetmek zorundadır. İşte bu yolu keşfetmede ergenin hayatında başköşeyi alan iki unsur yardımcı olur: Biri ergenin dinlediği müzik, diğeri de arkadaş. Ergenin dinlediği müziğin basit bir eğlence aracı olamadığını bilmek gerekir. Ergen kültüründe müziğin büyük bir anlamı vardır. Genç dinlediği müziğin meşhur müzisyenleriyle özdeşleşir. O müzik türünü dinleyenlerle arasında bir aidiyet duygusu gelişir. Onları tanımasa da arkadaşı gibi görür. Onlar gibi düşünür, onlar gibi giyinir, onlar gibi yürür, onlar gibi konuşur, onlar gibi dans eder ve onlar gibi yaşamaya çalışır. Böyle bir ilişki zararsız olabildiği gibi tehlike de arz edebilir. Dolayısıyla çoğunuzun dinlediği müziği, onu icra eden müzisyenleri bilmek, onu anlamada sizlere büyük "tüyolar" verecektir. Eleştirmek yerine anlamaya çalışınHiçbir müzik akımı birilerine zarar vermek amacıyla ortaya çıkmamıştır. Ancak gençlerin birçoğu dinlediği müziğin içindeki felsefeyi idrak etme ve duyguları sağlıklı bir şekilde deşarj etme kabiliyetine sahip değildir. Bazıları yanlış algılama ve anlamaların sonrasında yanlış mesajlar alabilmekte ve zararlı yaşantılara sürüklenebilmektedir. Kötü emelli çevreler gençlerin bu zafiyetinden yararlanarak uyuşturucu, seksüel sapkınlıklar, şiddet gibi tehlikeli davranışları müzik yoluyla empoze etmeye çalışmaktadırlar. Sizinle dramatik verilerin elde edildiği bir araştırmayı paylaşmak istiyorum: Bu araştırmada "rap müzik, heavy metal müzik" ve ergen sorunları arasındaki ilişkiyi araştırmak için bir grup ergen aileleriyle birlikte değerlendirmiş. Kişilerin o andaki ve geçmişteki psikolojik durumları, sosyal işlevsellikleri ve müzik tercihleri sorulmuş; heavy metal ve rap müziği tercih eden ergenlerle diğer tip müzikleri tercih eden ergenler karşılaştırılmış. Heavy metal ve rap müziği tercih edenlerde daha çok okul davranış problemleri, sapkın seksüel yaşantılar, alkol-madde kullanımı ve tutuklanma olayları gözlenmiştir. Bu şekilde yüzlerce araştırma bulunmaktadır. Ancak şunu fark etmek gerekir: Bu araştırmalar bu müzik türlerini dinleyen herkeste sorunlu davranışların oluşacağını ve bu olumsuzluklardan müzik türünün direk sorumlu olduğunu iddia etmiyor. Kötü emelli çevrelerin bu müzik türleriyle bir tehlikeli alt kültürü dayatmaya çalıştıklarına ve gençlerin bunlardan etkilenme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çekiyor. Yapmamız gereken çocuğumuzun dinlediği müziği eleştirmek ve küçümsemek yerine anlamaya, analiz etmeye ve onda neler bulduğunu keşfetmeye çalışmaktır.]

Çocuğunuzun dinlediği müzik türüne dikkat



Ergenlik kimliğin netleştiği, benliğin şekillendiği ve kişiliğin oturduğu bir dönemdir. Genç eğer sağlıklı ve paylaşıma açık bir aileye sahipse bu debdebeli dönemi nispeten kazasız ve belasız bir şekilde atlatır. Ancak bunun tersi bir durum söz konusuysa okul ilişkileri, sosyal ilişkiler, aile ilişkileri, karşı cinsle olan ilişkiler, beden ve kendilik algısı gibi konularda zorluklar gözlenir. Ergen var olma ve özgür olma arayışındadır. Ona aşırı koruyup kollayan, aşırı sınırlandıran, aşırı ikaz eden veya eleştiren bir tavırla yaklaşırsanız bir anda rakibi haline gelirsiniz. Çünkü bu tavrı benlik bütünlüğü için bir tehdit olarak algılar. Nitekim özgürlük ergenin en sık dillendirdiği kavramdır.



BASİT BİR EĞLENCE ARACI OLARAK ALGILAMAYIN



Çatışmalar iyi yönetilirse gelişime katkıda bulunur. Aksi takdirde ergen kişisel gelişimini tamamlayamayan, mutsuz ve başarısız bir birey olur. Bu noktada anne-babalar çocuklarının onunla sağlıklı bir iletişim kurmanın yolunu keşfetmek zorundadır. İşte bu yolu keşfetmede ergenin hayatında başköşeyi alan iki unsur yardımcı olur: Biri ergenin dinlediği müzik, diğeri de arkadaş. Ergenin dinlediği müziğin basit bir eğlence aracı olamadığını bilmek gerekir. Ergen kültüründe müziğin büyük bir anlamı vardır. Genç dinlediği müziğin meşhur müzisyenleriyle özdeşleşir. O müzik türünü dinleyenlerle arasında bir aidiyet duygusu gelişir. Onları tanımasa da arkadaşı gibi görür. Onlar gibi düşünür, onlar gibi giyinir, onlar gibi yürür, onlar gibi konuşur, onlar gibi dans eder ve onlar gibi yaşamaya çalışır. Böyle bir ilişki zararsız olabildiği gibi tehlike de arz edebilir. Dolayısıyla çoğunuzun dinlediği müziği, onu icra eden müzisyenleri bilmek, onu anlamada sizlere büyük "tüyolar" verecektir.



Eleştirmek yerine anlamaya çalışın



Hiçbir müzik akımı birilerine zarar vermek amacıyla ortaya çıkmamıştır. Ancak gençlerin birçoğu dinlediği müziğin içindeki felsefeyi idrak etme ve duyguları sağlıklı bir şekilde deşarj etme kabiliyetine sahip değildir. Bazıları yanlış algılama ve anlamaların sonrasında yanlış mesajlar alabilmekte ve zararlı yaşantılara sürüklenebilmektedir. Kötü emelli çevreler gençlerin bu zafiyetinden yararlanarak uyuşturucu, seksüel sapkınlıklar, şiddet gibi tehlikeli davranışları müzik yoluyla empoze etmeye çalışmaktadırlar. Sizinle dramatik verilerin elde edildiği bir araştırmayı paylaşmak istiyorum: Bu araştırmada "rap müzik, heavy metal müzik" ve ergen sorunları arasındaki ilişkiyi araştırmak için bir grup ergen aileleriyle birlikte değerlendirmiş. Kişilerin o andaki ve geçmişteki psikolojik durumları, sosyal işlevsellikleri ve müzik tercihleri sorulmuş; heavy metal ve rap müziği tercih eden ergenlerle diğer tip müzikleri tercih eden ergenler karşılaştırılmış. Heavy metal ve rap müziği tercih edenlerde daha çok okul davranış problemleri, sapkın seksüel yaşantılar, alkol-madde kullanımı ve tutuklanma olayları gözlenmiştir. Bu şekilde yüzlerce araştırma bulunmaktadır. Ancak şunu fark etmek gerekir: Bu araştırmalar bu müzik türlerini dinleyen herkeste sorunlu davranışların oluşacağını ve bu olumsuzluklardan müzik türünün direk sorumlu olduğunu iddia etmiyor. Kötü emelli çevrelerin bu müzik türleriyle bir tehlikeli alt kültürü dayatmaya çalıştıklarına ve gençlerin bunlardan etkilenme ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çekiyor.



Yapmamız gereken çocuğumuzun dinlediği müziği eleştirmek ve küçümsemek yerine anlamaya, analiz etmeye ve onda neler bulduğunu keşfetmeye çalışmaktır.

kızlar oğlumda kabızlık şikayetiyle dr gittik ..

dr amcamız ıkınmaktan totosunda çatlaklar olmuş olabilir ondan dolayı zorlanıp yapamaz dedi..

krem verdi..() ve fitil verrdi fakat fitili 3gün yapamzsa kullan dedi...

oğluma dün ilk kez kremi kullandım ve yaptı..tam dedim düzene gircez inş...

dün gece elimle kremi tam kaka yaptıgı yere sürüyordum içerisine doğru birşey farkettim oğlumun totosunda sert bir şişlilk var..

hemen eşimi çağırdım baktı basur mu oldu dedi....

kayınvalidem baktı oda aynı şeyi söledi...

yeni doğanda hemoroit olurmu bilğisi olana yazsın ...

oğlum ınnıyor felaket yapamıyor aglamayan çocgum ıkı gündür feryat fiğan ağlıyor...

kıpkırmızı mosmosr oluyor ıkınıken...belli aralıklarla değil sürekli ıkınma halinde..

demin dayanamadım fitilin yarısını attım yaptı kakasını uyuyor şuan

[smiley açılmıyor:(DAHA yazan yere tıklıyorum açılmıyor....smileylerin devamı olan pencere bende açılmıyor???neden acaba???]

smiley açılmıyor:(

DAHA yazan yere tıklıyorum açılmıyor....smileylerin devamı olan pencere bende açılmıyor???

neden acaba???

[DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CANIM SEVDİKLERİNLE BERABERNİCE MUTLU YILLARA Uploaded with ImageShack.us]

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CANIM SEVDİKLERİNLE BERABERNİCE MUTLU YILLARA


Uploaded with ImageShack.us

[Çocuk doğası gereği anneye bağlıdır ancak, annenin davranışları, bunun bağımlılığa dönüşmesine yol açabilir. Bebeğinizin herkesten çok size ihtiyacı var. İhtiyaçlarını karşılayan, onu dış dünyadan koruyan ve sevgiyle sarmalayan "siz"siniz. Ancak onun iyiliği için de olsa, bazı davranışları yapmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bebeğiniz size bağımlı olabilir.Bebek ve anne ilişkisi, ilişkiler arasında en güçlü bağlardan oluşanıdır. Henüz anne karnında temelleri atılan bu bağ, bebek meme emdikçe daha da güçlenir. Onu doyuran, dış dünyadan koruyan annesidir. Bu yüzden en güvende olduğu yer annesinin yanıdır.Zaman geçtikçe annenin, bebeğin her şeyiyle meşgul olması, ihtiyaçlarını karşılaması, ona her şeyi öğretmesi, bebeğin gözünde annenin "en ideal kişi" olarak görünmesine neden olabilir. Her ailede geçerli olmasa da, en iyi mamayı hazırlayan, bezini değiştiren, onu yıkayan, giydiren, iyileştiren "anne"dir.Her başı sıkıştığında yardım isteyeceği tek bir kişi vardır: "annesi".Her ihtiyacının annesi tarafından karşılanmasına alışmış olan çocuk, başkasının yardımından rahatsızlık duyar. O yüzden başkasının yapacağı her şey –babası dahil- , reddedilmeye mahkumdur.Çocuğun anneye olan bu düşkünlüğü, babanın kendini dışlanmış hissetmesine neden olabilir.Ancak baba bu durumda bebeğinin bu davranışını kişisel olarak algılamamalıdır. Bebeğinin uzak davranışları, onun ihtiyaçlarını karşılayamadığı ya da annesi kadar sevimli olmadığı anlamına gelmez.Ayrıca babalar hiç endişelenmemelidir, nasılsa bir süre sonra üstünlük onlara geçecektir. Çünkü okul öncesi dönemde, favori olma sırası babalardadır! Ancak o zamana kadar bebeğin anneye olan yakınlığının 'bağımlılığa' dönüşmemesi için şu stratejiyi izleyin: Aşırı korunmacı yetiştirmeyin!Çocuk doğası gereği anneye bağlıdır ancak, annenin davranışları, bunun bağımlılığa dönüşmesine yol açabilir. Aşırı korumacı bir tutumla yetiştirilen çocuklarda, anne bağımlılığı oluşur ve çocuk en basit ihtiyacında bile anneye koşar. Bu da çocuğun kişisel ve sosyal gelişimini engeller.Her şeyi siz yapmayın.Çocuğunuz bir şey yapmak istediğinde, hemen siz devreye girip "Ben yaparım" demeyin. Bu çocuğunuzun taraf tutma alışkanlığını pekiştirecektir ve her şeyi size yaptırabileceğini düşünmesine neden olacaktır. Ayrıca onu kendini kanıtlama içgüdüsünden alıkoymuş olursunuz.Sorumlulukları adil dağıtın.Çocuğunuzu yetiştirirken, eşinizle işbölümü yaptınız. Ama ona işin zor kısmını, kendinize en keyifli kısımlarını ayırdınız. Örneğin diş fırçalama ya da yatma vaktini eşiniz yaparken, siz çocuğunuzla yemek masası hazırlıyorsunuz.Sizce eşinize haksızlık etmiyor musunuz?Babasıyla baş başa bırakınBazen eşinizin çocuğuyla ilgilenmesine fırsat tanıyın. Bırakın ikisi oyun oynasın, baş başa gezmeye çıksın. Üçünüzün birlikte vakit geçirdiği zamanlarda ise, siz geri planda kalın, mümkünse çocuğunuzu eğlendirme kısmını babaya bırakın.Eşinize güvendiğinizi belli edinBebeğinizi büyütürken eğer babayı saf dışı bırakırsanız, çocuğunuz bunu fark edecektir. Eşinize yapacağı bir iş konusunda güvendiğinizi çocuğunuza hissettirmelisiniz. Çocuğunuzla siz eşinize güvenmezseniz, baba da kendisini kötü hissedecek ve kendini dışlanmış hissedecektir.Bazen yenilgiyi kabulleninÇocuk yetiştirirken, anne ve babaların stilleri farklı olabilir ve bunlar bazen çatışabilir.Asla eşinizin yeteneklerini küçümsemeyin, bırakın bazen o da bezini değiştirsin.Bunu yemek masasının üstünde yapıyor olsa da! Yani, bazen yaptığı şey, doğru olmasa daeşinizi saf dışı bırakmayın. Ona da sorumluluk alma konusunda fırsat tanıyın]

Çocuk doğası gereği anneye bağlıdır ancak, annenin davranışları, bunun bağımlılığa dönüşmesine yol açabilir. Bebeğinizin herkesten çok size ihtiyacı var. İhtiyaçlarını karşılayan, onu dış dünyadan koruyan ve sevgiyle sarmalayan "siz"siniz. Ancak onun iyiliği için de olsa, bazı davranışları yapmaktan kaçınmalısınız. Çünkü bebeğiniz size bağımlı olabilir.

Bebek ve anne ilişkisi, ilişkiler arasında en güçlü bağlardan oluşanıdır. Henüz anne karnında temelleri atılan bu bağ, bebek meme emdikçe daha da güçlenir. Onu doyuran, dış dünyadan koruyan annesidir. Bu yüzden en güvende olduğu yer annesinin yanıdır.Zaman geçtikçe annenin, bebeğin her şeyiyle meşgul olması, ihtiyaçlarını karşılaması, ona her şeyi öğretmesi, bebeğin gözünde annenin "en ideal kişi" olarak görünmesine neden olabilir. Her ailede geçerli olmasa da, en iyi mamayı hazırlayan, bezini değiştiren, onu yıkayan, giydiren, iyileştiren "anne"dir.

Her başı sıkıştığında yardım isteyeceği tek bir kişi vardır: "annesi".Her ihtiyacının annesi tarafından karşılanmasına alışmış olan çocuk, başkasının yardımından rahatsızlık duyar. O yüzden başkasının yapacağı her şey –babası dahil- , reddedilmeye mahkumdur.

Çocuğun anneye olan bu düşkünlüğü, babanın kendini dışlanmış hissetmesine neden olabilir.
Ancak baba bu durumda bebeğinin bu davranışını kişisel olarak algılamamalıdır. Bebeğinin uzak davranışları, onun ihtiyaçlarını karşılayamadığı ya da annesi kadar sevimli olmadığı anlamına gelmez.

Ayrıca babalar hiç endişelenmemelidir, nasılsa bir süre sonra üstünlük onlara geçecektir. Çünkü okul öncesi dönemde, favori olma sırası babalardadır! Ancak o zamana kadar bebeğin anneye olan yakınlığının 'bağımlılığa' dönüşmemesi için şu stratejiyi izleyin: Aşırı korunmacı yetiştirmeyin!

Çocuk doğası gereği anneye bağlıdır ancak, annenin davranışları, bunun bağımlılığa dönüşmesine yol açabilir. Aşırı korumacı bir tutumla yetiştirilen çocuklarda, anne bağımlılığı oluşur ve çocuk en basit ihtiyacında bile anneye koşar. Bu da çocuğun kişisel ve sosyal gelişimini engeller.
Her şeyi siz yapmayın.

Çocuğunuz bir şey yapmak istediğinde, hemen siz devreye girip "Ben yaparım" demeyin. Bu çocuğunuzun taraf tutma alışkanlığını pekiştirecektir ve her şeyi size yaptırabileceğini düşünmesine neden olacaktır. Ayrıca onu kendini kanıtlama içgüdüsünden alıkoymuş olursunuz.
Sorumlulukları adil dağıtın.

Çocuğunuzu yetiştirirken, eşinizle işbölümü yaptınız. Ama ona işin zor kısmını, kendinize en keyifli kısımlarını ayırdınız. Örneğin diş fırçalama ya da yatma vaktini eşiniz yaparken, siz çocuğunuzla yemek masası hazırlıyorsunuz.

Sizce eşinize haksızlık etmiyor musunuz?
Babasıyla baş başa bırakın

Bazen eşinizin çocuğuyla ilgilenmesine fırsat tanıyın. Bırakın ikisi oyun oynasın, baş başa gezmeye çıksın. Üçünüzün birlikte vakit geçirdiği zamanlarda ise, siz geri planda kalın, mümkünse çocuğunuzu eğlendirme kısmını babaya bırakın.Eşinize güvendiğinizi belli edin

Bebeğinizi büyütürken eğer babayı saf dışı bırakırsanız, çocuğunuz bunu fark edecektir. Eşinize yapacağı bir iş konusunda güvendiğinizi çocuğunuza hissettirmelisiniz. Çocuğunuzla siz eşinize güvenmezseniz, baba da kendisini kötü hissedecek ve kendini dışlanmış hissedecektir.
Bazen yenilgiyi kabullenin

Çocuk yetiştirirken, anne ve babaların stilleri farklı olabilir ve bunlar bazen çatışabilir.
Asla eşinizin yeteneklerini küçümsemeyin, bırakın bazen o da bezini değiştirsin.
Bunu yemek masasının üstünde yapıyor olsa da! Yani, bazen yaptığı şey, doğru olmasa da
eşinizi saf dışı bırakmayın. Ona da sorumluluk alma konusunda fırsat tanıyın

[Tanıyanlar bilir, uzun süredir yumurtalıklarımda her ay oluşan kistlerimle uğraşıyordum. Adet söktürücü almadan adet göremiyordum. Kistlerin geçmesi için doktorlar bir de doğum kontrol hapı veriyorlardı. İlacı kullandığım süre içinde kist geçiyor, kullanmayı bırakınca kistler her defasında daha da büyüyerek geri geliyordu.Bu arada son bikaç aydır gerçekten gebeliği çok istediğimi farkettim.En sonunda bu ay yine çoook uzun bi süre adet göremeyince 23 Haziranda hamileyim galiba diye umutlanarak sağlık ocağında kan tahlili yaptırdımSonuç negatif çıktı, o zaman anladım ki yine kistler geldi.. İki gün sonra 25 Haziranda hastanede beni muayene eden doktor bu sefer kistlerimin 3cm olduğunu, daha da büyürse ameliyat olmam gerekeceğini söyledi. Yine bir adet söktürücü yazdı. İlacın 10 gün süreceğini, bittikten sonra da adet göreceğimi söyleyerek beni eve yolladı.Bu olay benim için dönüm noktası oldu.Bu sefer canıma tak etti. Kendimi o kadar aciz hissettim ki o çaresizlikle Allaha sığındım. Dua kitabını karıştırırken Salat-ı Tefriciye duasını gördüm. 4444 tane okuyanın Allah gönlünün muadını verir yazıyordu. Kandil gecesi başladım. Bir hafta boyunca bütün işlerimi bi kenara bıraktım ve bütün kalbimle gece gündüz saatlerce bu duayı okudum. 4 Temmuzda adet söktürücü ilacım bitti ama ne gelen var ne giden İyiden iyiye gerildim. Bi gece ağlaya ağlaya saatlerce dua ettim Allahım sen duaları karşılıksız bırakmazsın. Nolur dualarımı kabul et.diye.6 Temmuzda 4444 tane Salat-ı Tefriciyem bitti. Üzerine de Hacet namazı kılarak dua ettim. Gece de uyanıp yine dua ettimBu arada bu süre zarfında tanıdığım, gördüğüm herkese nasılsın deseler bana dua edin dedim.Arkamda bi dua ordusu topladım.Ve 7 Temmuz..Adet söktürücü bitti, ben daha niye adet göremedim? Yoksa kist büyüdü de ameliyat mı olmam gerekecek? gibi kafamdaki sorularla bu kez annem yanımda, yine doktora gittim. Doktor muayene etti Bi daha etti Bi daha etti Şaşırdı kaldı..Gebelik testi yaptırmış mıydın? dediEvet, negatifti.dedim. Ama hamilesin!!!!dedi Annemle ikimiz şaşkın birbirimize bakakaldık. Nasıl yani???Ya kistler?dedim. Kistler yok olmuş!!!dedi doktor. 10 gün içinde nasıl kistler gitti, bebek geldi anlamaya çalışırken annem Allah herşeye kadir.Dualarını duydu. dedi. Eve gelene kadar yolda gördüğüm fakirlere sadaka dağıttım. Gelince de iki rekat şükür namazı kıldım. O kistlerin nasıl gidip , yerine bebeğimin nasıl geldiğini doktor da izah edemedi ama anladım ki Allah dilerse olmaz diye bir şey yok Çocuğum olmuyor diye üzülen arkadaşlar; duaların gücüne inanın, umudunuzu yitirmeyin. Allaha sığının.Allaha dua edin. Onun kudreti bütün mucizeleri gerçeklerştirmeye yeterAlıntıdır]

  Tanıyanlar bilir, uzun süredir yumurtalıklarımda her ay oluşan kistlerimle uğraşıyordum. Adet söktürücü almadan adet göremiyordum. Kistlerin geçmesi için doktorlar bir de doğum kontrol hapı veriyorlardı. İlacı kullandığım süre içinde kist geçiyor, kullanmayı bırakınca kistler her defasında daha da büyüyerek geri geliyordu.

Bu arada son bikaç aydır gerçekten gebeliği çok istediğimi farkettim.

En sonunda bu ay yine çoook uzun bi süre adet göremeyince 23 Haziranda hamileyim galiba diye umutlanarak sağlık ocağında kan tahlili yaptırdımSonuç negatif çıktı, o zaman anladım ki yine kistler geldi..

İki gün sonra 25 Haziranda hastanede beni muayene eden doktor bu sefer kistlerimin 3cm olduğunu, daha da büyürse ameliyat olmam gerekeceğini söyledi. Yine bir adet söktürücü yazdı. İlacın 10 gün süreceğini, bittikten sonra da adet göreceğimi söyleyerek beni eve yolladı.

Bu olay benim için dönüm noktası oldu.Bu sefer canıma tak etti. Kendimi o kadar aciz hissettim ki o çaresizlikle Allaha sığındım. Dua kitabını karıştırırken Salat-ı Tefriciye duasını gördüm. 4444 tane okuyanın Allah gönlünün muadını verir yazıyordu. Kandil gecesi başladım. Bir hafta boyunca bütün işlerimi bi kenara bıraktım ve bütün kalbimle gece gündüz saatlerce bu duayı okudum.

4 Temmuzda adet söktürücü ilacım bitti ama ne gelen var ne giden İyiden iyiye gerildim. Bi gece ağlaya ağlaya saatlerce dua ettim Allahım sen duaları karşılıksız bırakmazsın. Nolur dualarımı kabul et.diye.

6 Temmuzda 4444 tane Salat-ı Tefriciyem bitti. Üzerine de Hacet namazı kılarak dua ettim. Gece de uyanıp yine dua ettimBu arada bu süre zarfında tanıdığım, gördüğüm herkese nasılsın deseler bana dua edin dedim.Arkamda bi dua ordusu topladım.

Ve 7 Temmuz..
Adet söktürücü bitti, ben daha niye adet göremedim? Yoksa kist büyüdü de ameliyat mı olmam gerekecek? gibi kafamdaki sorularla bu kez annem yanımda, yine doktora gittim. Doktor muayene etti Bi daha etti Bi daha etti Şaşırdı kaldı..Gebelik testi yaptırmış mıydın? dediEvet, negatifti.dedim. Ama hamilesin!!!!dedi Annemle ikimiz şaşkın birbirimize bakakaldık. Nasıl yani???Ya kistler?dedim. Kistler yok olmuş!!!dedi doktor. 10 gün içinde nasıl kistler gitti, bebek geldi anlamaya çalışırken annem Allah herşeye kadir.Dualarını duydu. dedi.

Eve gelene kadar yolda gördüğüm fakirlere sadaka dağıttım. Gelince de iki rekat şükür namazı kıldım. O kistlerin nasıl gidip , yerine bebeğimin nasıl geldiğini doktor da izah edemedi ama anladım ki Allah dilerse olmaz diye bir şey yok

Çocuğum olmuyor diye üzülen arkadaşlar; duaların gücüne inanın, umudunuzu yitirmeyin. Allaha sığının.Allaha dua edin. Onun kudreti bütün mucizeleri gerçeklerştirmeye yeter
Alıntıdır

[hanımlar gebelık donemınde ne zman ılıskı yasaklandı...ne zman ilişkiye girmemeyi onerıyorlar...bılgılı arkadaslar yazarmısınız]

hanımlar gebelık donemınde ne zman ılıskı yasaklandı...ne zman ilişkiye girmemeyi onerıyorlar...

bılgılı arkadaslar yazarmısınız

[TÜM FORUMUN YENİ YILI KUTLU OLSUN.....YENİ YILDA BÜTÜN DİLEKLERİNİZ GERÇEKLEŞİR İNŞ.....]

TÜM FORUMUN YENİ YILI KUTLU OLSUN.....

YENİ YILDA BÜTÜN DİLEKLERİNİZ GERÇEKLEŞİR İNŞ.....

[ya hanımlar bende allha şükür öle bir sorun yoktu...ama sanırsam baslıyoruz nasıl anlarım bende oldugunu basına gelen varmı normalde ıolmayıp gebelıkte baslayan]

ya hanımlar bende allha şükür öle bir sorun yoktu...

ama sanırsam baslıyoruz nasıl anlarım bende oldugunu basına gelen varmı normalde ıolmayıp gebelıkte baslayan

[hanımlar ....buda bebegimonline anne ve anne adaylarının videosu.....elimizde resımlerı olanlarla yaptık...bence çokta hoş oldu....hazırlayan :ilknur işteeeeeeeee videooooooo=)http://canimyavrum.azbuz.com/viewVideo.jsp?videoId=41000000001195638buarada ......http://canimyavrum.azbuz.com benım sıtem ..yorumlarınızı vıdeonuzu beklıyorum ....=)]

hanımlar ....

buda bebegimonline anne ve anne adaylarının videosu.....

elimizde resımlerı olanlarla yaptık...bence çokta hoş oldu....

hazırlayan :ilknur


işteeeeeeeee videooooooo=)


http://canimyavrum.azbuz.com/viewVideo.jsp?videoId=41000000001195638


buarada ......http://canimyavrum.azbuz.com benım  sıtem ..yorumlarınızı vıdeonuzu beklıyorum ....=)

CANIM  DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN....

SAGLIKLI MUTLU HUZURLU BIR OMUR GECIRMEN DILEGIYLE....

BUARADA COKTANDIR FORUMDA YOKSUN :'(NERELRDESIN