20 Nisan , 2024, 02:55:56

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - burcuş

1
Arkadaşlar hepinizin bayramı mübarek olsun nice bayramlara sevdiklerinizle girmeyi nasip etsin ALLAH'ım....  :amin:
2
Sizin Seçtikleriniz / Bebeğinize bakın :)
08 Eylül , 2009, 11:59:28
http://www.byebe.com/en/

Linke tıkla çıkan kutucuklara önce kendi adını sonra eşinin adını yaz ve bebeğini gör  :toothy10:
3
Linke tıkla ismini yaz ve izleee  :ehi: Hııı seside açmayı unutma  :ehi:

http://users.belgacom.net/treets_reservesite/Dance4U.swf
4
hurriyet.com.tr 4 Eylül 2009


   
Önce kariyer yapayım sonra çocuğa bakarım düşüncesiyle hareket ederseniz sonunda geç kalabilirsiniz.


Günümüz kadını artık geç doğum yapıyor. Önce kariyer sahibi olmak, sağlıklı bir ilişki oluşturmak, gelecek için ekonomik güvence sağlamak gibi nedenlerden dolayı gebelik geciktiriliyor. Çocuk doğurmak için 30’lu hatta 40’lı yaşlara kadar bekleniyor. Ancak bu bekleyiş gebelik şansını belirgin olarak azaltıyor. Öyle ki 35 yaşındaki kadınlarda tüp bebek tedavisi bile yaşla kaybedilen gebelik şansının ancak yarısını telafi edebiliyor.

Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özkan Öztürk ve Kadın Hastalıkları-Doğum Uzmanı Dr. Canan Genim, günümüzde kadınların en sık sorduğu soruları yanıtladı.

Bebekken 2 milyon olan yumurta sayısı, 37 yaşında 25 bine iniyor

Yumurtalıklar yaşam boyu değişim gösteren dinamik organlardır. Kadınların ömür boyunca sahip olacağı yumurta sayısı, doğduğu günde hatta daha anne karnında iken çoktan kodlanmıştır. Anne karnında kız bebeklerde dördüncü ayda yumurta sayısı en yüksek sayıya ulaşmaktadır. 6-7 milyon olan bu yumurta sayısı doğumda 1-2 milyona kadar azalmakta,  ergenlikte 300.000, 37 yaşında ise 25 bine kadar inmektedir. Menopoza girmiş bir kadında ise bu rakam 1000 kadardır. Yumurta yaşlanması genetik ve çevresel faktörlerin birbiriyle ilişkisinin bir yansımasıdır. Yumurta yaşlanmasının iki doğal sonucu azalmış gebelik şansı ve menopozdur.

Doğurganlık hangi yaşta, hangi oranda azalıyor?

• Kadınlarda yumurta sayısının azalmasıyla birlikte 30-33 yaşlarında doğurganlık oranı da düşmektedir.
• Bu azalmanın 35-38 yaşında hızlandığı gösterilmiştir.
• 30 yaşındaki bir kadında her ay gebe kalma olasılığı %20 oranındadır.
• 38 yaşında canlı doğum oranı %50 oranında azalmaktadır.
• 40 yaşında bu azalma % 75’e çıkmaktadır.

Her 100 kadından 10’unda yumurtalık erken yaşlanıyor

Doğal yaşlanma sürecinin ötesinde yaklaşık her 100 kadından 10’unda beklenenden daha erken yumurtalık yaşlanması ve kaybı olmaktadır. Her 100 kadından birinde ise erken menopoz gelişmektedir. Ülkemizde ortalama menopoz yaşı 46-48’dir. Menopoz yaşında genetik çok önemlidir. Bir kadının menopoz yaşı genellikle annesininkine yakındır. Sigara içimi menopoz yaşını ortalama iki yıl öne alır. Menopoz yaşı öne geldikçe 8 ila 10 yıl öncesinden başlamak üzere gebelik şansı azalarak kısırlık oranı da artar.

Yumurtalık yaşı, takvim yaşından farklıdır

İleri yaşlarda bile bazı kadınlarda yumurtalık fonksiyonları gençliklerindeki gibidir ya da bunun tam tersi olabilir. Yani genç yaşlarda yumurta sayısı ve kalitesi beklenenden çok hızlı azalabilir. Bu durum yumurtalık rezervi ya da yumurtalık yaşı terimini ortaya çıkarmıştır. Yumurtalık yaşı her zaman takvim yaşı ile uyumlu olmayabilir. Yumurtalık rezervi herhangi bir yaşta azalabilir. Bu durumda kişi düzenli adet görmeye devam etse bile gebe kalma olasılığı çok azalmıştır. Bu kadınlarda artan gebelik kayıplarına daha sık rastlanır.

Yumurtalıkların yaşlanmasını gösteren testler var mı?

Bazı testler yardımı ile yumurtalık rezervini ve gebe kalabilme olasılığının anlaşılabilmesi mümkündür.

• Yumurtalıklarda bulunan yumurta sayısını ultrasonografi ile sayılabilir ve adetin üçüncü günü alınan hormon testlerine bakılır.
• Bu testlerin adı, FSH, E2, AMH, İNHİBİN-B’dir.
• Yumurtalıkların tek doz ilaç kürüne verdiği cevap ölçülür.

Yaşa bağlı kısırlıkta, tedavi seçenekleri kısıtlı

Yaşa bağlı kısırlığın tedavisinde tıbbi seçenekler kısıtlıdır. Özellikle 30 yaş üzeri olup da daha ileri bir yaşta gebe kalmak isteyen kadınlara, üreme sağlığı merkezlerinde mutlaka over yaşını ölçtürmelerini tavsiye ettiklerini belirten Doç. Dr. Özkan Öztürk, “Hatta 30 yaşının altında olan, sigara içen, ailesinde erken menopoz hikayesi olan, 21-24 günde bir adet gören veya endometriozisi (çikolata kisti) olan kadınların bu araştırmaları daha genç yaşlarda yapmalarının önemini vurguluyor.

Kadının yaşı ilerledikçe neler olur?

• Yumurta sayısı ve kalitesi azalır.
• Yumurtalık kalitesindeki azalmaya bağlı gebelik şansı azalırken düşük riski artar.
• Rahmin embriyo tutma yeteneği azalabilir ama rahmin yaşlanması yumurtalık yaşlanması gibi dramatik değildir.
• Rahimde myom benzeri yapısal sorunlar daha sık gözlenir ve rahme giden kan akımı azalır.
• Hipertansiyon, diyabet gibi gebeliği riske sokabilecek hastalıkların oranı artar.


5
Protesto / Kadın namaz kılıyor öldürmeyelim...
04 Eylül , 2009, 13:49:31
ADANA'da, tek katlı müstakil bir eve giren 2 kişi, 6 aylık hamile 28 yaşındaki Gülcan Duruk'u secdeye eğildiği zaman arkasından yaklaşarak, önce tekmeledi daha sonra boğazına bıçak dayadı. Saldırganlar, Duruk'u boğazından hafif yaralayarak parmağındaki altın yüzüğü alarak kaçtı.


Kimliği belirlenemeyen 2 kişi, tek katlı müstakil evin bahçesinden çatısına kadar uzanan ağaca tırmanarak tuvalet penceresinden eve girdi. Hırsızlar, bu sırada evde namaz kılan 6 aylık hamile Gülcan Duruk'u secdeye eğildiği zaman arkasından yaklaşarak, önce tekmeledi, daha sonra boğazına bıçak dayadı. Şoke olan Duruk, korkusundan yardım isteyemedi.

Hırsızlardan biri diğerine kadını öldüreceğini söyledi, ancak diğer hırsız "Kadın namaz kılıyor" diyerek ona izin vermedi. Daha sonra saldırganlar, Duruk'u boğazından hafif şekilde yaralayarak parmağındaki altın yüzüğü alıp kaçtı.

Olaydan sonra kısa süreli baygınlık geçiren Gülcan Duruk, kendine geldikten sonra bağırarak yardım istedi. Gürültüye uyanan Duruk'un yakınlarının ihbarı üzerine olay yerine giden polis ekipleri, genç kadının boğazından yaralı olduğunu görünce 112 Acil Servis'ten yardım istedi. Ambulans içinde tedavisi yapılan Duruk'un sağlık durumunun iyi olduğu belirtilirken, hamile olması nedeniyle Çukurova Kadın Doğum Hastanesi'nde götürülerek gözlem altına alındı. Bebeğinin sağlığının da iyi olduğu belirlenen Gülcan Duruk, polise verdiği ifadesinde saldırganlardan birinin boğazına bıçak dayayıp öldüreceğini söylediğini ancak diğerinin izin vermediğini söyledi.
Polis, kaçan 2 kişinin yakalanması için çalışma başlattı.
6
Karikatürler / Resimler / Şeker Kız Candy
01 Eylül , 2009, 16:28:14
Şeker Kız Candy'i izlemeyeniniz yoktur kızlar :) Sizlere nostalji yaşatmak istedim  :opucuk:




Terrye aşıktımmmm  :toothy10:





Elimde birkaç resim daha var ama onları fırsat bulunca eklerim :) Umarım beğenirsiniz :)
7
Din Bilgisi / Dini Sözler...
01 Eylül , 2009, 14:06:59

Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. (Mevlana)


İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür. (Ebu Bekir Ferra)

Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi. (İmam-ı Azam)

İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur. (İbni Haldun)

Herkes herkese bir lokma şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah'ın işidir. (Mevlana)

Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir. (Mevlana)

Avcı nice al (tuzak, hile) bilirse, ayı da onca yol bilir. (Kaşgarlı Mahmud)

Haksızlık karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali (r.a))

Güzel konuşmanın sırrı, lüzumsuz sözleri terk etmektir. (Hz. Ebubekir)

Özü doğru olanın, sözü de doğru olur. (Hz. Ali (r.a))

Birliğin kederi, ayrılığın safasından daha hayırlıdır. (Yahya bin Muaz)

Her gecenin bir gündüzü vardır. (Hz. Ali (r.a))

Sakladığın sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun. (Hz. Ali (r.a))

Bütün kötülüklerin anahtarı, hiddettir. (Cafer bin Muhammed)

Kesilmiş koyuna derisinin yüzülmesi elem vermez. (Hz. Esma)

Güzel ahlak; bağışlayıcılık, sabır ve tahammüldür. (Hasan-ı Basri)

En iyi nasihat; iyi örnek olmaktır. (Malcolm X)

Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. (Mevlana)

Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer. (İbni Haldun)

İnce sözler keskin kılıca benzer, kalkanın yoksa geri dur. (Mevlana)

Gerçek zengin, bilgisi çok olan insandır. (Hz. Ali (r.a))

Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. (Mevlana)

Cevizi kırıp özüne inemeyen, hepsini kabuk zanneder. (İmam Gazali)

Hayat, iman ve cihaddır. (Hz. Hüseyin (r.a))

Haksızlığa baş kaldırmayanlar, onlardan gelecek her kötülüğe katlanmalıdırlar. (Hz. Ali (r.a))

Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı, ölümünden sonra anılmaz. (Şeyh Sadi)

Hiç kimse, diğer bir kimsenin kulu değildir. (Hz. Ali (r.a))

Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür. (İmam Gazali)

Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor. (Abdulhamid Han)

En büyük felaketler içinde bile ümidini kaybetme, unutma ki ilik, sert kemiğin içinden çıkar. (Hafız Şirazi)

Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin dudakları kalplerindedir. (Hz. Ali (r.a))

Her kalbin çarpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir. (Beyazidi Bestami)

Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a))

Gecenin ne kadar uzun olduğunu ancak hastalar bilir. (Sadi)

Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. (Hacı Bayram-ı Veli)

Zalimler için yaşasın cehennem. (Bediüzzaman Said Nursi)

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır. (Bediüzzaman Said Nursi)

Tatlı suyun başı, kalabalık olur. (Mevlana)

Kurdun elinden çobanlık gelmez. (Sadi)

Eğri ok, doğru yol almaz. (Hz. Ali (r.a))

Hiçbir acı, cehaletten daha fazla zahmet verici değildir. (Hz. Ali (r.a))

İnsanı maskara eden, dilidir. (Sadi)

Ham düşünceleri, ancak akıl pişirir. (Firdevsi)

Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider. (Hz. Ebubekir (r.a))

Hasedciye rahat, kötü huyluyu da şeref yoktur. (Ahnef bin Kays)

Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, ileride kuzu gibi güdülmesinler. (Şeyh Sadi Sirazi)

Hükümetlerin en kötüsü, suçsuzu korkutandır. (Beydeba)

Hükümdar köylünün yumurtasını alırsa, adamları bütün tavukları alır. (Sadi)

Bin zulme uğrasan da, bir zulüm yapma. (Hz. Ali (r.a)
8
Kızlar hani geçen akşam size Sultanahmete gidiyorum demiştim ya :) İşte orda bir röportaj yaptılar bizimle :) Evinizde uydu varsa ve tek rumeli tv varsa salı akşamı saat 21:00 de suyun ötesi diye canlı bir program başlayacak :) O biter bitmez araya girecek röportaj beni merak eden özellikle şimdiki şişko halimi


Beni izleyin anacımmmm  :toothy10: :toothy10: :toothy10: :ehi: :ehi:

http://www.tekrumelitv.com/
9

Rızasın gözle Mevla'nın, desinler sana hoşgeldin
Cihân bağını mülk ettin, niçin divâna boş geldin

O Gün  Yüce Divana Boş gitmemek için Heybenizi Salavatlarla Doldurmak İstemez Misiniz ?
O Halde Buyrun
Ramazana Özel Salavat...

"Innallahe ve melaiketehu yusallune alennebiyy,ya eyyuhelleziyne amenu sallu aleyhi ve sellimu tesliyma"
"Allah ve melekleri,Peygambere (s.a.v) cok salavat getirirler.Ey muminler!Siz de O'na salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin"(Ahzab-56)
10
Güzel Sözler / İlginç Yazılar / NAZ VAKTİ
21 Ağustos , 2009, 16:29:01
Ramazan geliyor,
feryadlarımızla, şikâyetlerimizle
semayı çınlatmanın tam vakti!

Naz vakti!
Ses verelim ki ses versin!

Heybetiyle gelsin, bir kere daha,
"Buradayım, korkmayın!"

desin!


11


Hakiki oruç bütün heveslerden imsâk etmektir.
Aramaya lâyık olmayanı arama! Söylenmesi lâzım olmayanı söyleme! Görülmeye lâyık olmayana bakma! Duyulmaması gerekeni dinleme!
Hile ve düzene el atma! Emel yolunda adım atma!
İlim ve ameli, riyadan arındır!
Hatta kalbini Allah'dan gayrı her şeyden temizle! [Hz. Şârih Rusûhi Dede]
Ey safa ehli sûfi!
Karınlar acıktığı zaman cisimler ruhanileşir.
Miden boş olsun ki, ney gibi niyazla inleyesin. Miden boş olsun ki, kalem gibi sırları söyleyesin tâ ki meydân-ı aşkda
tazarru ve niyâz ile bir hoşça nâle kılasın...
Ey alemlerin Rabbi olan Mevlam!
Bizlere kasvetli, kararmış, katılaşmış adeta taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşatacak oruçlar nasib eyle,
feryadımızı, ah u vahımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.
Ya Rabbi! bizleri Ramazan-ı şerifin şefaatine nâil kıl,
şikayetinden emin eyle,
Gönlümüzü hakiki oruç ile saflaştırıp aşkın ile terbiye eyle...
Vakt-i şerif, Cuma, Ramazan-ı Şerif, ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet, zahir ve batınlarımız hayrola, Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah, Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola, Şefaat û nebi cümlemize nasib ola efendim, Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin, Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da huzur bulasınız...


RAMAZANINIZ KUTLU OLSUN CANLARRR.... :opucuk:
12
Öyküler / İyilik ve Kötülük
21 Ağustos , 2009, 15:06:11
Bir gün İYİLİK ve KÖTÜLÜK bir deniz kıyısında karşılaştılar.
 
Ve dediler:

     " Haydi denize girelim."

   Ve giysilerini çıkartıp sularda yüzdüler. 

      Bir süre sonra Kötülük, kıyıya dönüp İyiliğin giysilerine büründü ve yoluna gitti.

   İyilik de denizden çıktı ve kendi giysilerini bulamadı. 

      Ama çıplak olmak utandırıyordu onu, çaresiz Kötülüğün giysilerine büründü.

   Yoluna devam etti.

       O gün bu gündür erkekler ve kadınlar onları birbirine karıştırır. 

   Ancak içlerinden İyiliğin gözlerinde ki ışıltıyı bilen kimileri vardır ki,

   giysilerine bakmaksızın tanırlar onu.

      Ve yine Kötülüğün yüzünü bilen kimileri de vardır ki,

   giysi onu gözlerinden gizleyemez..     
13
Bu Kardelen (Burçakım) bebişi


Nermişin kızı


Perçemin (Ayşemin)


İlknurcuğumun oğluşu


Ayşemin :)


Katyusa Çiğdemin :)


Sarışın (MİHRABIM BENİM )


Balkızın :)


Ebrumun:)


Eminenin :)






Arkadaşlar yazamadığım arkadaşlar aşağıdakilerden kendinizi ekleyin :)  :opucuk:












Bu da benim olsun  :ehi:



16
Yüzünü toprağa sür şimdi... Evine dön. Sılana koş. Subhane rabbiye'l -a'la. "Sen varsın. Sen a'lasin. Eksiklikten uzaksın, noksanlıktan muallâsın, kusurdan mukaddessin. Kusur bende. Benden yana eksiklik. Bende saklı acizlik. Bende bekler fakirlik. Yalnız sana muhtaç olma zenginliğimdir secdem. Yalnız Sana kul olma şerefimdir secdem. Sultanlığımdır secdelerim. Varlığımı huzurunda sıfırladığım andır. Senin şah damarı yakınlığından kalbimin yakınlıklar emdiği andır, ruhumun muştular bulduğu demdir. Miracımın kab-ı kavseyni secde. Beni aradan çıkardığım yerdir secde. Dediğini yapıyorum, secde edip yaklaşıyorum. Sana yaklaşıyorum. Tüm uzaklıkları uzaklara bırakıyorum. Tüm aldanışları tuzaklarda bırakıyorum.



Yüzümde secdelerimin izini bırak ey Rabbim.



Alnıma rahmetinin nefesini bırak ey Rabbim.



Kalbime En Sevgili'nin aşkını bırak ey Rabbim.



Secdemden dirilt beni.



Secdemde öldür beni.



Secdemde durut beni.



Secdemde doğrult beni.


Senai Demirci.
17
Öyküler / Salavat
14 Ağustos , 2009, 14:19:10
Yüce ALLAH'ın (c.c.) ve RESUL'U Hz. MUHAMMED(sav) Efendimizin rızasını kazanmak ümidiyle ,ALLAH kabul etsin. Amin.

Günde bir kere veya ayda bir kere yahut senede bir kere veya ömründe bir kere söylese, onun günahları denizin köpükleri veya kum tanecikleri kadar da olsa, yahut harpten kaçmış da olsa (ki çok büyük bir günahtır), ALLAH'u Teâlâ onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını mağfiret eder. (Hadis-i Şerif,Deylemi, Enes'den RA Rivayet)


"Ey ALLAH'ım ! Nuru mahlukata sebkat etmiş ve zuhuru alemlere rahmet olan Efendimiz Hz Muhammed'e(sav), yaratıklardan geçen ve kalan, iyi ve kötü olanlarının sayısınca salât et. Öyle bir salâtla ki sayıları kaplasın, sınırları kuşatsın, bir salât ki nihayeti, müddeti, sonu ve süresi olmasın. Senin devamınla daim olsun. Al'i Ashabına da böylece olsun. Bundan dolayı ALLAH'u Teâlâ'ya hamd olsun."


"Mülk ve Melekut'un sahibini teşbih ederiz. İzzet ve Ceberut (Ululuk) sahibini teşbih ederiz. O , çok münezzeh, O , çok mukaddestir. Meleklerin ve Ruhun (Cebrail AS) Rabbidir."
18
Öyküler / Kıbleyi bulamamış...
14 Ağustos , 2009, 14:02:35
ADAM, binecegi otobusun kalkmasina bir saatten fazla sure oldugu icin, terminalin yari aydinlik koridorlarini arsinliyordu. Ellerini yikamak uzere biraz ilerideki mescide yanastiginda, is tulumlari giymis bir genc ona dogru gelerek:

— Herhalde namaz kilacaksiniz, dedi. Abdest alma yerimiz de mevcuttur.
Adam, elindeki sigaranin kulunu delikanlinin ayaklari dibine silkelerken:

— Sen herhalde gorevlisin, diye diklendi. Ne is yaparsin burda?
Delikanli, kosedeki supurgeye isaret ederek:

— Temizlikciyim efendim, diye kekeledi. Lavabo ve tuvaleti temizliyorum.
Adam, onu alayci gozlerle suzerken:

— Ben, namazi senin gibi culsuzlara biraktim, diye siritti. Bu is size oyle yakisiyor ki...

Temizlikci genc, adamin hakaretine aldirmayacak kadar olgundu. Fakat namaza karsi yapilan saygisizlik, canini cok sıkmıstı. Verecegi cevabi bir sure dusundukten sonra, susmayi tercih ederek isine dondu.
Adam, magrur adimlarla oradan uzaklasirken, basinin dondugunu hissetti. Sirtindan cikartarak koluna aldigi kaşe paltonun agirligini da ilk defa farkediyordu. Biraz once yedigi iki porsiyon kebap, herhalde tansiyonunu yukseltmis ve kendisini hâlsiz birakmisti. Birkac adim daha attiginda âniden fenalasarak dizleri uzerine coktu. Allah'tan ki kolundaki palto ondan once yere serilmis ve yeni aldigi takim elbisenin kirlenmesini engellemisti.

Adam, comelmis vaziyette olmasina ragmen firildak gibi donen basini yere dayayarak bir muddet dinlendi ve tekrar dogruldugunda, ayni rahatsizligi duyarak hareketini tekrarladi. Fakat, baskalari tarafindan gorulmus olmaktan endise ediyordu. Bunun icin basini yerden kaldirip saga sola bakindiginda, terminalin caycisi oldugu anlasilan bir gencle burun buruna geldi. Delikanli, adami saygili bir ifadeyle selâmlarken:

— Allah kabul etsin bey amca, dedi. Ama kible biraz daha saga dogruydu .
19
Öyküler / MUS'AB BİN UMEYR...
14 Ağustos , 2009, 13:55:58
Adımlarıyla yangın çıkartan gencin, kömürden pencerelerinin önünden ne zaman geçeceğini merak ediyor Mekkeli kızlar. Asaletin, ince hattıyla resmettiği yüzünü ne zaman çerçeveleyeceğini sokaklarının. Kokusunu taşıyan rüzgârın bölüşülemediği pazarlarda fiyatlar yükselip duruyor hep. Hep alışverişe gitmeye hazırlanıyor Mus'ab. Hep alışverişten dönüyor. Sahip olduklarıyla sahip olmadıklarını satın alıyor hep. Üzerine titreyen zengin bir anne babaya sahip olmak, sahip olduğu şeyleri çoğaltıyor: Kervancılar en iyi kumaşlarını, en güzel kokularını, en nadir yemişlerini onun için taşıyorlar. Hadremut, onun ayaklarına bir çift ayakkabı yapabilmek için onlarca ceylanı çölden koparmaya hazır. Mus'ab'a yalnız ailesi değil kader de cömertliğini esirgemiyor: Güzel bir yüz, biçimli bir beden, gür ve kıvırcık saçlar, zekâ, akıl, hitabet ve bu harikulade harmanı koruyan soyluluk... Aklı, taşlara tanrı rolü verilmesini yadırgıyor. Taşlar yerli yerine oturunca da bir boşluk çıkıyor ortaya; neyle dolduracağını bilmediği. "Görün bana hakikat!"dese de her gün, hakikat komutla ortaya çıkmıyor. O günlerde "arayanlar"ın yolu ise mutlaka Erkam'ın Evi'ne çıkıyor. Zira Mekke'nin bu esrarengiz evi bir mücevher mahfazası gibi saklıyor hakikati.

Kapıyı bir kölenin açması doğal, peki köleyle efendinin birbirlerine sarılıp ağlaşmaları! Eski bir köle Habbab bin el-Eret, yeni bir kul Mus'ab bin Umeyr! Çünkü açılan kapıdan girdi içeriye ve O'na götürüldü. Çünkü O'nun yüzünü gördü ve dudaklarındaki her kelimenin, hakikatin nadide parçaları olduğunu fark etti birden. Mus'ab hayatının en büyük alışverişini işte o gün gerçekleştirdi. Erkam'ın evinden çıkarken her şeyini bıraktı orada. Bütün elbiseleri eskimiş, bütün ayakkabıları delinmiş, bütün yemişleri çürümüştü. Bütün sevgililere sevgilerini, bütün çiçeklere kokularını geri vermişti. Erkam'ın evinden çıkarken yanında yalnız kalbi vardı. Bir bahar temizliğinin ardından Son Peygamber'in kelimeleriyle boyanan kalbi.

Vücutta öyle bir parça vardı ki o değiştiğinde her şey değişirdi. Böyle diyordu Nebî. O değişti. Her şey değişti Mus'ab'ın hayatında. Öncelikleri göz açıp kapayıncaya kadar yerlerini terk ettiler. Hz. Peygamber'in(sas) yanında olma, namaz ve İslâm'a dâvet doldurdu boşalan yerleri. Osman bin Talha onu çarşılarda ararken namazda bulunca dehşetle koştu ailesine. Annesi Hamne'ye, "Oğlun namaz kılıyor!" dedi büyüyen gözlerle. "Demek namaz kılıyor!" dedi anne bir belaya uğramışçasına. Üzerine titrediği, kendi elleriyle giydirip, güzel kokular sürdüğü oğlu namaz kılıyordu ha! Sözle ikna edilemeyince dininden dönmeye, baba evinin mahzenine hapsedildi Mus'ab. Annesinin ve babasının gardiyanlığında günlerce aç susuz kaldı. Habeşistan yolu görünmüştü kapı aralandığında.

İki kez Habeşistan'a hicret etti; zira değişmemişti Mekke. Yumuşamamıştı siyah kayalar. Fakat güvende olmak da neydi Habeşistan'da, Mekke'deyken Peygamber. Sonunda dayanamayıp döndü yurduna. Burada sözü bırakalım Hz. Ali'nin dudaklarına: "Rasûlullah ile oturuyorduk. Bu sırada Mus'ab bin Umeyr geldi. Yamalı bir elbise vardı üzerinde. Bu manzara karşısında gözyaşları hücum etti mübarek gözlerine Rasûlullah'ın ve dilinden şu kelimeler döküldü: 'Kalbini yüce Allah (c.c)'ın aydınlattığı şu adama bakın! Anne ve babası en iyi yiyecekleri ve içecekleri sunuyordu ona. O Allah (c.c) için her şeyi terk etti. Allah (c.c) ve Rasûlü'nün sevgisidir onu bu hale getiren!'".

Sevgi insana neler yaptırmaz ki! Bütün dünyayı karşısına almak pahasına "Seni kendi nefsimizden üstün tutacağız!" dedirtir insana. İlk Akabe Bîatı'nda Medine'den gelen on iki kişinin bağlılık yeminlerinin ilk cümlesidir bu. Bu bir avuç müslüman, inançlarını kesin sözlerle mühürledikten sonra "Ensar" yani "Yardımcılar" olma şerefini elde etmişler, bununla beraber İslâm'ı öğretecek bir "Yardımcı" daha istemişlerdir Son Peygamber'den. İşte Allah (c.c)'ın Elçisi'nin gönderdiği elçidir Mus'ab bin Umeyr. Elçiler gönderildiği makamı temsil ederler. Mus'ab, güleryüzü, nezaketi, tatlı dili ve güzel ahlâkıyla efendisini temsil etmeye gider Medine'ye. Es'ad bin Zürâre'nin evini bir Kur'an okuluna dönüştürür. Medinelilere tebessümüyle tatlandırarak anlatır İslâm'ı. Namaz kılacakları zaman imamları, ihtilaf ettikleri zaman hakemleri olur. Hz. Peygamber'in izniyle İslâm tarihinin ilk Cuma namazını kıldırır Sa'd bin Hayseme'nin evinde. Ve sonunda Medine'nin bütün evleri tek tek aydınlanmaya başlar. Bu durumdan endişelenenler de vardır; değişimle birlikte toplum içindeki yerlerini kaybedeceklerini düşünenler... Kabile reislerinden Useyd bin Hudayr da onlardandır. Mızrağıyla dalar Mus'ab'ın hitap ettiği topluluğun içine ve gürler: "Buraya zayıf akıllıları aldatmak için mi geldiniz! Canınızdan olmak istemiyorsanız terk edin burayı!" Mus'ab savrulan tehdidi güler yüzüyle savuşturmuş, "Biraz soluklanıp sözüme kulak verir misiniz? Hoşunuza gitmezse söylenenler, derhal ayrılırız yanınızdan," diyerek İslâm'ın ne anlama geldiğini tatlı tatlı anlatmış, Kur'ân'dan âyetler okumuştur. Useyd mızrağını yere saplamış ve "Ne güzel! Ne güzel!"diye haykırmıştır birden. Sonra sormuştur heyecanla Mus'ab'a: "Bu dine nasıl girilir!"

Mus'ab yalnız bu dine nasıl girileceğini değil, bu dinin nasıl yaşanacağını da göstermiştir insanlara. İkinci Akabe Bîatı'na Medine'den katılan ve Son Peygamber'in "Kanınız kanımdır... Affınız affımdır... Ben sizdenim, siz benden!" sözleriyle onurlanan yetmiş beş kişinin başındadır o. Medine'yi efendisinin teşrifine hazırlayandır o, Bedir'de sancağını yükselten... Ve nihayet Uhud'ta bir kez daha taşıma şerefi bahşedilen mübarek sancağı. Son Peygamber sanılarak önce sağ kolu kesilen, sancağı sol eline alınca sol koluna kılıç indirilen. İki kesik kolla sancağı göğsüne bastırıp "Muhammed ancak rasûldür. Ondan evvel daha nice peygamberler geçmiştir" âyetini okuyarak Hz. Peygamber'e siper olmaya devam eden. Sonunda İbn Kâmia'nın mızrağıyla şehadet makamına yükselen... Son Peygamber'in şehit olduğundan habersiz "İleri ey Mus'ab! İleri!" diye bağırdığı arkasından. Mus'ab suretinde sancağı taşıyan meleğin, "Ben Mus'ab değilim!" dediği an. İşte o an!

Nebî'nin yine gözlerinin dolduğunu görüyor Hz. Ali. Ahzab Sûresi'nden okuduğu âyetlere kulak kesiliyor, nâşının başucunda: "Müminlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah (c.c)'a verdikleri sözde sadakat gösterdiler. Onlardan bazıları şehit oluncaya kadar çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi. Kimisi de şehit olmayı bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler."
20
Dua Paylaşımı / AMİN
14 Ağustos , 2009, 13:52:16
zaman geçti ve biz yenildik..
önceleri çocuk kalbimizde O'na daha çok yer vardı,
gözümüzde O'nun için bir iki damla yaş..
sonra o kalbe fani sevgileri yakıştırdık, anlık zevkleri..
git gide AZALDIK ve günaha ALIŞTIK!..
çekeceğimiz azaptan kalbimiz ürpermeden bahsettik..
haramı helalden ayıramaz hale geldik,
FARZı terk ettik.. NAMAZ KILMADIK ama çok şükür müslümanız dedik..
dinin direği neydi bilmedik / attığımız her adımda unuttuk
ümmetim diye ağlayan Peygamberi
"Ben kuluma şah damarından daha yakınım" diyen Alemlerin Rabbini..
ve bilmedik O'nu bulan ne kaybetti?
Biz O'nu kaybetmiştik ne bulduk peki?
Tek umudum var şimdi bir ayette gizli "Rabbin sana darılmadı, seni terketmedi"
ALLAH bizi affeylesin......