Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - gökkusağı

1
bu ay kimyasal gebelik geçirdim kandaki değerim adetime 6 gün varken 48 adet günümde ise 11 çıkmıştı dr kimyasal olduğunu kürtaja gerek olmadığını kanamayla keseyi atacağımı söyledi.ama kanamam kesik kesik oldu ve 12 gün olmasına rağmen lekelenmem hala devam ediyor.neredeyse yumurtlama günlerim başlicak yeniden fakat lekelenmem devam ettiğiiçin beraber olamıyoruz.
11 in düşük bi değer olmadığını hala hamile olabileceğimi de söyleyenler oldu.hatta ikizolup sadece birini düşürmüşolabileceğimi bile  :-\ kimyasal gebelik geçirip bunu yaşayanlar kanaması uzun sürener oldu mu aranızda kafam çok karışık  :dontknow:
2
meraba arkadaşlar bikaçgündür yoktum geçen p.tesi kanamam başladı dr a gittikacile hamile olduğumu söyledim dr baktı karından ama göremedi keseyi kan tahlili istedi.adetime 5 gün varken 48 küsür çıkan kan tahlili sadece 11 çıkmıştı aderimden 2 gün sonra olmasına rağmen değerim bayaa düşmüş.zaten adet oldum dr erken yapmakla testi hata ettiğimi söyledi yapmasaymışım normal adet olur hiç farketmeden atardınız dedi oluşmamış yani gebelik bu defada böyle oldu ne diyelim hamdolsun allah beterinden esirgesin.ben yine hamile değilim yani  :-\
3
kızlar 5.haftamın içerisindeyim.gece yatağa girdiğimde ayaklarımın ateşinden uyuyamıyorum erken değilmi henüz dr a bile gitmedim keseyi görmek için  :dontknow: bi sorun yoktur umarım yaşayan oldu mu bu durumu  :icon_scratch: :sad1:
4
herkese merhabalar.bilenler hatırlar uzun zamandır aranızda yoktum yaklaşık 10aydır.inzivaya çekildim geçen sene aralık ayından beri şimdi yeniden döndüm rabbim nasip ederse hamileyim yeniden.en son gebeliğimde oğlumu kaybetmiştim toksoplazma bakterisiyüzünden.tedavi oldum uzun zaman dinlenme fırsatım oldu yeniden hamile kaldım :) rabbim isteyen herkese nasip etsin bana da sağ salim bebeğime kavuşacağım günü göstersin  :binkybaby:
5
Hamile olduğunuzu fark ettiğiniz andan itibaren, her anne adayı gibi siz de hamilelik ve bebek konularına daha çok ilgi göstermeye başlarsınız. Ancak hamilelikte saç kestirmenin bebeğin ömrünü kısaltacağı ya da midenizin yanmasına bebeğin saçlarının neden olduğu inanışları gibi, bazen olmadık komik inanışlar hayatımızı fazlasıyla etkileyebiliyor. Bu yüzden hamilelik ve doğum konusunda duyduğunuz her şüpheli iddiayı çekinmeden doktorunuza sorun.

Kadınlar her çocuk doğurduklarında bir dişini kaybederler

Eskiden diş hekimine pek fazla gidilmez, diş bakımına da gereken özen gösterilmezdi. Hamilelik döneminde yetersiz ve düzensiz beslenmenin etkisiyle de kadınlar, zaman zaman zayıf bir dişlerini genelde bu dönemde düşürürlermiş. Artık hamilelik sırasında genellikle dengeli besleniliyor ve diş hekimi kontrolleri aksatılmıyor. Sadece hamileliğin sebep olduğu herhangi bir diş problemi bulunmuyor. Hamilelikten önce var olan bir çürük, hamilelikle birlikte enfeksiyon yaratabilir. Ne de olsa bu dönemde ağızdaki
asitler çok daha etkili olur. Damarların hassaslaşmasıyla diş eti iltihabı oluşabilir. O yüzden düzenli kontroller hamilelik sırasında çok önemli.

Miden mi yanıyor? Kesin bebeğin saçı çıkıyordur.

Mide bulantısının rahimdeki bebeğinizin saçıyla hiçbir ilgisi yok. Çünkü mide ve rahim birbiriyle o kadar ilişkili değil. Ancak bebeğin büyümesiyle rahmin genişlemesi, yer edinmek için iç organlarınızı biraz ittirir. Çok normal bir durum karşısında midenizde zaman zaman sıkışma oluşur ve reflü gibi kısa süreli yanmalar hissedebilirsiniz. Ancak bebeğinizin saçıyla hiçbir ilgisi yoktur.

Karnın sivriyse bebeğin erkek olur

Hamileliğinizde karnınızın sıklıkla sivri bir görünüme sahip olmasının, rahimde yatan bebeğinizin cinsiyetiyle bir ilgisi olmaz. Olsa olsa bebeğinizin rahim içindeki gelişim sırasında aldığı pozisyonla ilgisi olabilir. Ancak asıl sebep; anne adayının vücut yapısından kaynaklanır. Geniş kalçalara sahip kısa boylu hamile bir kadının karnı öne doğru, uzun boylu ve ince yapılı hamile kadınların karnıysa enlemesine büyür.

Ye tatlıyı doğur Hakkı'yı, ye ekşiyi doğur Ayşe'yi!

Çok bilenler, sizi tatlıyı yerken gördüklerinde, bebeğinizin erkek olacağını söylerler. İştahınız ekşilerden yanaysa, bebeğinizin kız olacağını iddia ederler. Halbuki yediklerimizle bebeğimizin cinsiyeti arasında hiçbir ilişki bulunmaz. Hamile kaldığınız andan itibaren bebeğinizin cinsiyeti yavaş yavaş ve zamanla belirmeye başlar. Ancak yediklerinize göre değişmez. Bebeğiniz, mideniz ve damağınızla ilgisi olmayan bir yerde, rahimde bulunduğundan, cinsiyetinin de iştahınızı etkilemesi mümkün değil. Hatta hamileliği boyunca pek tatlı yemeyen sayısız anne adayının dünyaya erkek bebek getirdiğini görüyoruz.

Ayva yersen, çocuğun gamzeli olur

Hamileliğinizde birkaç defa ayva yediyseniz ve ne sizde ne de eşinizde gamze bulunmamasına rağmen bebeğiniz gamzeli olursa gülmeye başlayabilirsiniz. Çünkü o gamze yediklerinizden değil, sizin veya eşinizin atalarından miras kalmıştır. Hatta biraz araştırdığınızda, bebeğinize bu gamzenin kimden miras kaldığını da bulmanız uzun sürmez.

Aman çiğ ete dokunma!

Çığ ete dokunup o elinizi vücudunuzun herhangi bir yerine sürdüğünüzde, bebeğin o bölgesinde leke olurmuş. Yediğiniz, dokunduğunuz veya içtiğiniz hiçbir şey bebeğinizde doğum lekesi bırakmaz. Sadece bebeğe zarar verebilecek sakatat, salam, sosis ve sucuk gibi zararlı etlerden anne adayının uzak durmasına yardımcı olacak bir kandırmaca.

Bebeğin kilosu anneninkine bağlı

Hamile bir kadın, bebeğine hiçbir yararı olmayacak şekilde şişmanlayabilir. Örneğin; hipertansiyonlu bir anne adayı hamilelikte kilo almasına rağmen, karnındaki bebeğin büyümesi gecikebilir. Bebek 3 - 3.5 kiloda dünyaya gelmesine rağmen, annenin 12 kilo almış olması buna güzel bir örnek.

Geniş kalçalı kadınların doğumu rahat olur

Geniş yuvarlak kalçalarınız olabilir, ama kemikli dar bir baseniniz varsa, bebeğin kafası rahat geçemeyebilir. Ayrıca geniş basenlerinize rağmen ince yapılıysanız, doğumunuzun kolay geçeceğinin garantisi olamaz. Doğum yaklaşırken, doktorunuz bebeğin kafasının geçeceği yeri ölçer. Bu durumda basenlerin genişliği yanıltıcı olabilir.

Doğacak çocuğun cinsiyeti hakkındaki inanışlar

    Tandıra konulan hamur sertleşirse, doğacak çocuk erkek, sertleşmezse kız olurmuş.
    Pişmiş yumurta kesilip ikiye bölündüğünde ortası çukur olursa doğacak çocuk kız, ortası dolgun olursa doğacak çocuk erkek olurmuş.
    Evde dokunan bir kilim dışarı çıkarıldığında horoz görülürse çocuk erkek, tavuk görülürse çocuk kız olurmuş.
    Bir tastan suyu kepçeyle içen kadının çocuğu kız olurmuş.

Çocuk kime benzeyecek?

    Heybe üzerine oturan kadın ikiz doğururmuş.
    Heybe üzerine oturan erkeğin eşi ikiz doğururmuş.
    Hamile kadın kuş ya da büyükbaş hayvan beyni yerse, doğacak çocuk da o hayvana benzermiş.
    Hamile kadın balık yerse, çocuğun derisinde pullar oluşurmuş.
    Hamile kadın ayıya bakarsa, çocuğu kıllı olurmuş.
    Hamileliği sırasında tavşan yiyen kadının çocuğu, uzun kulaklı ve patlak gözlü olurmuş.
    Hamile kadın gece mehtaba bakarsa, çocuğu ay gibi güzel olurmuş.
    Doğan çocuk iri ve kara gözlere sahipse, annesinin hamilelikte kara üzüm yediğindenmiş.
    Hamilelikte elma ya da nar yiyen kadının çocuğu kırmızı yanaklı olurmuş.

alıntıdır...
6
Bazen şaşı olabilirim

Uzmanlara göre bebeklerin göz kaslarından biri, diğerine göre daha kuvvetli olabilir. Eğer gözündeki kayma sürekli değilse endişelenmeyin. Ancak yine de çocuğunuzun gözü doğumundan itibaren ilk 3 ay içinde kaymaya devam ediyorsa, doktorunuza görünmeniz faydalı olacaktır.


Ayak tırnaklarım içe gömülmüş gibi görünebilir ama değiller!

Anne-babalar, genellikle bebeklerinin tırnakları deriye gömülmüş ve etrafındaki alan kırmızı görünüyor ise bu durumdan çok endişelenebilirler. Bebeklerin tırnakları kolayca kıvrılıp bükülebilir. Bu son derece normaldir.

Ayaklarım düztaban görünebilir

Yeni doğan bebeklerde bu normal, hatta sağlıklıdır. Bebeklerde üzerine ağırlık binmediği zaman normal görünümde olan ayakların, üzerine basıldığında düz ve topuktan içe dönük basması çoğu durumda zararsızdır. Ancak bebeğinizin ilk birkaç ayı içinde gerçekten ayak tabanının uzunlamasına olan kemerinde bir yükseklik varsa dikkatli davranmanızda fayda var. Çünkü bu nörolojik ya da kaslarla ilgili bir problem olduğunu gösterebilir. Bu yüzden bebeğinizin ayağında herhangi bir olumsuzluk görüyorsanız doktorunuza danışmanızda yarar olacağını unutmayın.

Ayak parmaklarım içe  doğru kıvrık ve paytak yürüyorum diye endişe etmeyin!

Bebeğinizin, ana rahminde büyürken ayakları çarpık, poposu ve bacakları bükülmüş olabilir. Ancak bir kez gelişip uzadığında (bu sık hareketler doğrultusunda, genellikle doğumdan sonraki 2 ay içinde olur) bedeni ve bacakları düzelir. Yalnız bebeğiniz 5 yaşına gelene kadar ayakları biraz içe dönük olabilir. Çocuğunuz, canı acımadan normal basma pozisyonunda durabiliyorsa, endişelenmemelisiniz.


Şu anda sadece burnumdan nefes alıyorum

Bu durum, bebeğinizi emzirdiğinizde ya da ilacını içirdiğinizde onun nefes almasını sağlar ve içtiği sıvıların kazara nefes borusuna kaçmamasına yardım eder. Ancak bu pozisyonun bazı dezavantajları da vardır. Örneğin burnu tıkanırsa düzgün bir şekilde nefes alamaz. Bu yüzden burnunu arada bir temizlemeyi ihmal etmeyin. Birkaç ay içinde ağzından da nefes almaya başlayacaktır.

Bir süre gözyaşım olmayacak

Küçüğünüzün ilk birkaç haftasındaki ağlamaları sırasında o seker yanaklarından gözyaşı aktığını göremeyeceksiniz. Ama, onun her iki gözünün de dış kısmına doğru yerleşmiş olan gözyaşı bezleri, eninde sonunda "gözyaşı" üretecek. Başlangıçta ise bu gözyaşı bezleri sadece gözün nemli kalmasına yarayan bir sıvı üretir. Tüm bunlara ek olarak bebeğinizin göz kanalları, doğum sırasında kısmen ya da tamamen tıkalı olabilir Göz kanallarının tam olarak açılması 1 -6 ay arasındadır.

Lütfen beni sarsma!

Bu gerçekten çok tehlikeli. Onu özellikle ağladığı zamanlarda kucağınızda nazikçe sallamalısınız. Ancak şiddetli bir sallama, beynin, kafanın içinde, öne arkaya sallanmasına neden olur. Bu da beyinde kanama veya hasar meydana getirebilir. Hatta ne yazık ki ölümlere bile neden olabilecek durumlar ortaya çıkabilir.

Nefes alışım hızlı ve düzensiz

Siz dakikada 12 ile 20 kez yavaş ve sabit bir şekilde nefes alırken yeni doğan bebeğiniz bu çıtayı 60'a yükseltir! Onun nefes alışı aynı zamanda düzensizdir. Bu yüzden arada sırada nefes alışlarında kısa "durmalar" olduğunda hemen paniklemeyin. Bebeğinizin hızlı ve komik nefes alışının 2 nedeni vardır: Ciğerleri oldukça küçüktür ve nörolojik sistemi henüz tam olarak gelişmemiştir. Bebeğinizin nefes yolunun tamamen gelişmesi 6 ay alabilir.

Hareketlerim biçimsiz olabilir

Doğumda, bebeğinizin beyninde en gelişmiş olan alanlar, refleksleri kontrol eden bölümler ve "kalp atışı" gibi hayati fonksiyonlardır. Onun hareketlerini düzenleyen beyincik, henüz tam olarak gelişmemiştir. Bunun sonucunda bebeğinizin hareketleri size şaşkın ya da komik gelebilir. Bunların çoğu reflekslerden kaynaklanan bilinçsiz hareketlerdir. Beynin şekillendirmeye devam ettiği sinir yolu ve sinirlerin etrafını sarmış olan myelin, mesajların geçişini hızlandırır. Birkaç ay içinde yavrunuzun hareketleri daha yumuşak olmaya başlayacak ve hareketlerinin kontrolüne artık iyice sahip olacaktır.

Vücut ısımı dengeleyemiyorum

Bebeğinizin adeta bir termostat gibi çalışan tiroid bezleri, daha henüz olgunlaşmamıştır. Bu yüzden de etkili bir şekilde çalışmazlar. Büyük çocukların ve yetişkinlerin aksine bebekler, vücut sıcaklığını yükseltmeye yarayan "titreme" refleksini gerçekleşemezler. Bebeğiniz çok sıcakladığında da ter bezleri bu sıcaklığı düşürmek için yeterince iyi gelişmemiştir (Bebeğiniz 8 haftalık olana kadar bu ter bezleri yeteri kadar iyi çalışmayacaktır). Bu yüzden miniğiniz, yaşamının ilk ya da 2. ayında ateşlenme ya da ısı kaybı gibi risklerle karşı karşıyadır. Bu durumda sizin içinizi rahatlatacak bir nokta varsa o da küçüğünüzün bir sürü "yağa" sahip olmasıdır! Evet yanlış duymadınız! Bebeğinizin yağlarını depoladığı özel alanları vardır.Üstelik bu yağlar vücut sıcaklığı düştüğünde izolasyon makinesi gibi çalışır.

Kolaylıkla susuz kalabilirim

Yetişkinlerin vücudunun yüzde 52-65'i sudur. Bebeklerin ise yaklaşık olarak ağırlıklarının yüzde 75-80'i sudur. Buna rağmen, susuz kalma konusunda daha büyük çocuklar ve yetişkinlere oranla daha fazla risk altındadırlar. Bu da daha fazla suyun vücuttan atılmasına neden olur. Bebeğinizin vücudunun susuz kalıp kalmadığını anlamak için serçe parmağınızı onun ağzına koyun. Uzmanlar, eğer parmağınızda ıslaklık hissederseniz endişelenmemeniz gerektiğini söylüyor. Eğer ağzı kuru ve yapışkansa sizin sütünüze ya da bu kuruluğu önleyebilecek bir ilaca ihtiyacı vardır. Tüm bunlara rağmen emin olamıyorsanız doktorunuzu aramalısınız.

Şu anda çok uzağı göremiyorum

Yeni doğan bebeğinizin o güzel gözleri, pek fazla uzağı göremez. Ancak ona yaklaştığınızda sizin yüzünüzü mutlaka görecektir. Onun görüşü başlangıçta bulanıktır. Yüksek kontrastlı şeyler, onun için seçilmesi çok daha kolay olanlardır. Bu yüzden bebekler sizin kafanızın ön tarafına ya da ağzınıza, gözlerinize bakmaya daha eğilimlidir. Aslında bebeğiniz sizin teniniz ve saçınız, dişleriniz ve dudaklarınız arasındaki sınır üzerinde çalışıyordur. Zamanla küçüğünüzün retinası olgunlaşacak ve gelişecektir.

Çok hıçkırıyorum!

Bazı bebekler bunu doğmadan önce, ana karnında dahi yapabiliyor. Hıçkırmaya neden olan spazmlar, diyafram için egzersiz hareketleridir. Diyafram nefes almak için hayati olan bir kastır. Sık hıçkırıklar, doğumdan sonraki aylarda da devam edebilir. Bu, bebeğinizin aşırı uyarılmış olmasından ya da beslenmesinden kaynaklanıyor olabilir. Çünkü diyaframı hala tam olarak gelişmemiştir. Bebeğiniz 3-4 aylık olduğunda diyaframı çok daha fazla etkili çalışacak ve hıçkırıkları azalacaktır.

Kalçamın gelişmesi için zamana ihtiyacım var

Yeni doğan bebeklerde her iki bacak kemiğinin üstünde top şeklinde yumuşak bir kıkırdak yapı vardır. Zamanla bu kıkırdaklar kemikle beraber sertleşir ve kalçanın yuvarlak olan şeklini alır. Ancak kalça ekleminin düzgün olarak gelişmemesi, çocuğunuzun aksayarak yürümesine neden olabilir. Rutin kontrollerinizde çocuk doktorunuz, bebeğinizin kıvrık bacaklarını birbirinden ayırarak iter ve dairesel hareketler yaptırır. Böylece bebeğinizin kalça ekleminin gelişimini, yerinden çıkıp çıkmadığını ve yerleştirilmesi gerekip gerekmediğini anlayacaktır.

Yanaklarımın şişman olmasının bir nedeni var

Bebeklerin yanaklarının şişkinliği, derilerinin altına yerleşmiş olan özel bir katmandan kaynaklanır. Bu, bebeğinizin süt emerken çenesini desteklemesini sağlar. Yine bu sayede bebeğiniz çenesini, dudaklarını, yanaklarını ve dilini koordine etmesini öğrenir.

Neredeyse her zaman aç hissediyorum!

Bebeğinizin birkaç saatte bir neden yemek yemesi gerektiğini hiç merak ettiniz mi? Bebeklerin sık yemeye ihtiyacı vardır, çünkü mideleri çok küçüktür. Yavrunuzun midesi bir yetişkinin midesinin yüzde 15'i kadardır. Ancak bebeğinizin ilk yaşında yani "ilk doğum günü pastasında" midesinin gelişeceğinden emin olabilirsiniz.

Kulaklarım yumuşak

Kulakları çok yumuşaksa ya da biraz kıvrılmışsa hemen alarma geçmeyin. Bunun nedeni kulakların içindeki esnek bağlayıcı doku olan "kıkırdağın" hala yeteri kadar olgunlaşmamış ve yumuşak olmasıdır. Birkaç hafta içinde kulakları sertleşmeye başlayacaktır. Bununla beraber bebeğinizin kulakları daha normal bir görünüme kavuşacaktır.

Kaburgalarımdaki biçimsizliğe aldırmayın

Bebeğinizin kaburgalarındaki sert yumru, aslında nefes kemiğinin alt ucudur. Toplu bebeklere oranla zayıf bebeklerde daha belirgin olan bu çıkıntıyı fark etmeyebilirsiniz. Bu yumru, zamanla nefes kemiğinin geri kalanında kas ve yağlarla örtülecektir. Böylece görünüşte rahatsız edici bir durum da ortadan kalkmış olacaktır.

Bebek bezi pişiğimin, birden fazla sebebi var

Bebeğiniz gün içinde birçok defa kakasını, her 1 -3 saatte bir ise idrarını yapabilir. Bu da onun hassas cildini tahriş eder. Ancak "popo kızarıklığının" başka sebepleri de vardır. Bebeğinizin henüz "acemi" olan sindirim sistemi anne sütü ya da mamadaki karbonhidratları tamamen eritemez. Bu yüzden aşağı bağırsakta gaz, asit ve hatta köpüklü kaka meydana gelebilir. Bu durum bebeğinizin kakasının onun hassas cildini rahatsız etmesine neden olur. Sık sık bezini değiştirmeli ve pişik kremi kullanmalısınız.

Kakamı yaparken ıkınma sesleri  çıkarabilir ve kızarabilirim ama kabız değilim

Bebeğiniz sizin rahminizin içindeyken, bağırsak hareketleri yoktur. Karın kasları hiç egzersiz yapmamış durumdadır.  Bu yüzden bu konu üzerinde çalışması gerekir. Bebeğinizin dışkısı yumuşak olduğu sürece  kabız olmadığını bilmelisiniz.
7
Anne karnındaki bebek ile konuşmak, ona müzik dinletmek bebeklerin görsel, zihinsel ve motor becerilerinin gelişmesini sağlıyor. Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Op. Dr. Altuğ Semiz, bebeklerin anne karnında duyma fonksiyonu hakkında bilgi verdi ve anne baba adaylarına tavsiyelerde bulundu.

Gebelik ana rahmine "zigot" denilen döllenmiş yumurtanın oturması ile başlar. O an itibariyle hızla hücre bolünmeleri, organ oluşumları tetiklenir. Uzun bir süreç sonunda ellerimizin arasına aldığımız bu küçük eller ve şaşkın bakışlarla insan yavrusu dünyaya gelir. Peki ellerinize alıp dokunarak, konuşarak iletişim kurduğunuz bebeginiz ilk ne zaman sizinle ilişki kurdu, ilk ne zaman hissetti sizi? Siz karnınızda onun hareketlerini hissederek varlığına müteşekkir olduğunuz anlarda bu durumdan bihaber miydi? Ve ellerinizle karnınızı okşayarak ona söylediğiniz ilk şarkıları duydu mu?

"SİZİ DUYUYORUM"

Doktorunuz size hamileliginizi müjdelediğinde insan vücudunun en önemli hücresel yapılarının büyük kısmı oluşmuştur. Hücreler hızla bölünmekte ve sinir sisteminin çeşitli bölümleri oluşmaktadır. Bunu takip eden organ gelişimleri insanı varetme sürecinde hızla yol alınmasını sağlamaktadır. İnsanın beş duyusu arasında karmaşık organizasyonuna rağmen duyma duyusu anatomik kompakt yapısı sayesinde oluşumunu diğer duyulardan daha önce tamamlamaktadır. Öncelikle beynin her iki yanındaki beyin loblarına giren sinir lifleri oluşmaktadır. Bunu salyangoza benzetilen iç kulak kemiklerinin oluşumu takip ederken; bir yandan da dış kulak yolu ve sesi toparlayıp odaklamaya yarayan kulak kepçesi oluşmaya başlar. Daha 11 haftalık embriyoda dış kulak delikleri izlense de, kulak yapısının sinir iletimi tamamlaması için çok zaman vardır. Henüz sizi duyamamaktadır, ancak oluşum hızı yine de büyüleyicidir. 5 hafta kadar sonra iç ve orta kulak bağlantılari tamamlanmış olacaktır. Yine de ilk ses dalgalarının beyine ulaşması için daha zaman vardır. Ancak ana rahminde "amnion" denilen sıvı içerisinde ağırlıksızca duran fetus, bu sıvının dalgalar şeklinde ileteceği sesi dış kulak yolundan beynine iletip onu "duymak" icin 17. haftayı bekleyecektir. 17 haftalık olan fetus, titreşimlerle ana rahmine iletilen sesin yine rahim içerisindeki sıvıda yaptıkları titreşimleri kulak ve iç kulakta hissedecek ve "duyma" ya başlayacaktır. Öncelikle annenin bağırsak sesleri ve kalp seslerini duyacak, daha sonra annesi konuşurken titreşen ses tellerinin oluşturduğu vibrasyonun, akciğerler ve karın yoluyla dağılıp kendine gelmesi ile annesinin sesi ile tanışacaktır. Bir süre sonra dış dünya ile tek ilişkisi olan bu duyma fonksiyonunun önemini kavrayacak ve bu duyduğu sesin kendi yaşamının bağımlı olduğu kişinin, kendini var edenin sesi olduğunu hissedecektir. Bu an itibariyla anne kalp atışlarının sesi ve anne sesini duyduğu sürece kendi yaşamına dair bir tehdit olmadığına inanacak ve huzur duyacaktır.

19. HAFTADAN İTİBAREN DIŞ SESLERİ ALGILAYABİLİYOR

19-20. haftalar civarında dışarıdaki sesler bebeginizin kulaklarına bir miktar filtre edildikten sonra ulaşmaya baslayacak ve "ikinci ses" denilen sizin de duymadığınız ancak başkaları ile konuşurken duyulan sesinizi de duymaya başlayacaktır. Sizin sesiniz yanında yaşadığınız evdeki, sokaktaki yüksek sesleri de duyacaktır. Babalara gelince, onlar seslerini duyurmak icin 20-21 hafta civarini beklemek zorunda kalacaklardır. Bu haftalar itibariyla dış dünyayla tek iletişim yolu olan duyma duyusunun bütün gücünden faydalanacak ve sizinle, dünyayla iletişimini sürekli kılmaya çalışacaktır.

NELERİ DUYMAK İSTER?

Psikanalitik yaklaşımın insan bilinçaltına inme çalışmaları çocukluk dönemiyle böylesine anlam kazanmışken, bilimsel çalışmalar bilinçaltı oluşma sürecinin daha da erken hatta anne karnında basladığı hipotezini ortaya attı. Duyan, dolayısıyla sesi bir iletişim şekli olarak kullanan bu küçük insan modeli, yaşamına dair nelerin destek nelerin tehlike olduğunu anlama savaşında, elbette en cok sesten faydalanacaktır. Bu da bebekle iletişimde sesin belki de ilk yol olmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim bebekler doğum sonrası, annelerinin sesini duydukları anda derin bir huzur duyarak kendilerini annelerinin güvenli kollarına bırakmaktadırlar. Bunun üzerine bir grup İngiliz bilim adami daha ileri gitmiş, gebelerin bir grubuna belli bir şarkıyı gebelik boyunca defalarca dinletmiş ve aynı melodiyle doğumdan sonrada onları karşılaştırmıştır. Bebekler aynı sarkılarda ağlamayı bırakmış hem daha kolay, hem daha uzun uyumuşlardır. "Yaşamımızın en huzurlu dönemi" diye sunulan anne karnındaki fetal döneme ait olduğuna inandiklari bu müzikle aynı huzuru yaşamaları şaşırtıcı değildir. Bu bulgu bizi onlarla ses ve müzikle iletişim kurmaya yöneltmiştir.

ANNE KARNINDAKİ BEBEK EN ÇOK KLASİK MÜZİKTEN KEYİF ALIYOR

Öncelikle bebekler kendi beyin dalgalarını hoyratca yormayan ses dalgalarindan keyif alırlar. Bu nedenle klasik müzik en çok keyif aldıklari müzik türüdür. Özellikle Barok müzik, tekrarlayan yapısı ile bebeklerin en huzur duydukları müziktir. Dışarıdan gelen ses, dalgalar şeklinde anne karnına ulaştığından bulunduğunuz odada müzik çalıyor olması yeterlidir. Bu sesleri uzun süre dinlemek, hem bebeğe huzur vermektedir, hem de beyin gelişimi için önemlidir.

Bütün bu bilgiler neticesinde, anne adaylari icin belki de en çok akılda kalması gereken iki şey; öncelikle bebeklerinizle konuşmaya, sesinizin tınısının onlar üzerindeki etkisini onlara hissettirmeye anne karnında başlamanız gerekliliği ve sonrasında müziğin iyileştiriciliğinden yine anne karnında faydalanmaya başlamanın keyfidir.
8
El ve Ayak Bakımı / HAMİLELİKTE MANİKÜR
05 Ekim , 2011, 15:20:31
slm arkadaşlar 13 haftalık hamileyim bi yerde hamileilerin manikür yaptırmamaı gerektiğini okudum ve manikür yaptırmıorum yakşaşık 2 aydır.ama tırmaklarım çok kötü oldu.tırnak kenarları çok fazla rahatsız edio.hamile olup manikür yaptırmaya devam eden varmı yada evde nasıl çözüm üretiyorsunuz.ben kendim de beceremiorum  :dontknow: :dontknow:
9
KIZLAR KANIMDA TOKSOPLAZMA ORANI YÜKSEK ÇIKTI YANİ ÇİĞ ETTEN KEDİ KÖPEKTEN BULAŞAN Bİ BAKTERİ.MALESEF BUNA BAĞIŞIKLIĞIM YOKMUŞ.YARIN TIP FAKÜLTESİNE GİDİCEM.DR UM GEBELİĞİN SONLANDIRILABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.BUNU YAŞAYIP BEBEĞİ DOĞAN TANIDIĞINIZ VEYA BAŞINA BÖYLE BİŞEY GELEN VARMI ARANIZDA  :crybaby2:
10
kızlar küvetim tıkandı naaptıysam açamadım herhangi bi açıcı önerisi olan veya başka bi yol bilen var mı acaba ??
11
bikaç gündür yoktum kızlar bikaç akşam önce sancılandım gece acile götürdü eşim beni şansıma da devlet hastanesinde ki dr um nöbetçi dr muş.daha 8. haftaya girmemiştik baktı kalp atışları alamıorum dedi dr  :crybaby2: sora alttan baktı ultrasonla öldüm öldüm dirildim resmen. :sad1: baktı alttan bebeğe bu bebeğin kafasında bi açıklık var dedi daha küçük olduğu için de öle görüo olabilirim dedi ama bi sorun var sanki dedi  :crybaby2: :crybaby2: tamam dedim herşey bitti heralde alıcaklar bebeğimi ama alttan bakınca kalp atışlarını gördü kalbi atıo 8+da gel bi daa bakalım dedi.şu bi kaç günüm eziyet gibi geçti günlerdir yiyip içmiorum 1 kg verdim ölü gibiydim elim ayağım tutmuodu resmen  :crybaby2: :crybaby2: zaten uzun zamandan beri dr umu değiştirmek istiordum bugün başka bi dr dan randevu almıştım hazır 8+3 ken yeni dr a gideyim dedim bi sorun olsa görür mutlaka dedim.kayınvalidem eşim ben gittik hepimiz gerginiz tabi.giderken evimi bile temizledim bebeğimi alırlarsa yatmak zorunda kalırsam gelen giden olur evim temiz olsun die öle psikolojim bozulmuştu  :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: neyse gittik dr a anlattım böle böle die bakalım bi dedi baktı gayet sağlıklı bebeğin dedi  :love9: kalbini duydum ilk kez  :y25: rabbime şükürler olsun  :nazar: bişi yok dedi öbür dr hep bi hafta geri sölüodu ilk gebeliğimdede öle olmuştu bunda da bu dr tam 9 haftadasın dedi tabi ben kalp atışlarını duyarduymaz ağlamaya başladım kayınvalidem ağlamaya başladı öle kasmışız kendimizi dr yüzünden  :cildir: :cildir: :caca: :caca: kan verdim değerlerime bakacak yarın sonuçları alacaz çok şükür rabbime ettiğim dualar kabul oldu bebeğim iimiş allahım onu bana bağışlasın.dr a çok kızdım ama yeni dr bu bebeğin daha eti ne budu ne nasıl gördü kafasında sorun olduğunu kafası bile belli deil daha dedi.siz takılmayın o şüphelenmiştir ondan sölemiştir dedi.her şüphe hastaya sölenirmi yaa deli oldum resmen  :caca: :cildir: inş bi sorun çıkmaz buna giderim artık.rabbim kimseyi evlat korkusuyla sınamasın  :amin: :amin: :amin:
12
Öyküler / ANNE!!!
10 Mart , 2010, 16:51:41
   Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir bebek varmış. Bir gün Tanrı'ya sormuş:
-Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?
-Tüm meleklerin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek ve         gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.
-Pekiiiii... İnsanlar bana bir şeyler söylediklerinde, dillerini bilmeden söylenenleri nasıl anlayacağım?
-Meleğin sana dünyada duyabileceğin en güzel ve tatlı sözcükleri söyleyecek, sana konuşmayı dikkatle ve sevgiyle öğretecek.
-Peki Tanrım, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?
-Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek.
-Dünyada kötü adamlar olduğunu duydum, beni kim koruyacak?
-Meleğin seni kendi hayatı pahasına dahi olsa daima koruyacak.
-Fakat ben, seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm.
-Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve bana gelmenin yollarını sana öğretecek.
  O sırada Cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Bebek gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar:
-Tanrım eğer şimdi gitmek üzereysem lütfen çabuk söyle, benim meleğimin adı ne?
-Meleğinin adının önemi yok, sen onu ANNE diye çağıracaksın...


:y25: :y25: :y25: :y25: :y25:
13
Jinekoloji / genital siğiller
04 Mart , 2010, 16:21:37

bende vajinal kaşıntı başladı dr mantar dedi ama 4 gündür ilaç kulanmama rağmen geçmedi hala.
kaşıntı genital siğillerin de habercisi olabiliyormuş.bu konuda fikri olan veya başına gelmiş olan varmı