Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - βαlκιz

61
doğum günün kutlu olsun
herşey gönlünce olsun :love3:
nice yaşlara  :occasion14: :occasion14: :occasion14: :occasion14: :occasion14: :flowers:
62

-------------------------------------------------------------------------
Çocuklara her gün tereyağı yedirin
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan, "Anneler bebeğe ne kadar uzun süre süt verebiliyorsa, bebek için o kadar sağlıklı. Anne sütü alan çocuklar ilaç almadan iyileşebiliyor, ileri yaşlarda da kalp krizi riski azalıyor" diyor.
Kuşkusuz çocukların özenle bakılıp korunması gerekiyor. Prof. Dr. Hilal Mocan çocuk hastalıklarından anne sütünün önemine, tüm bilinmesi gerekenleri anlattı.
Dünyaya getirmek bir yana, asıl iş çocukları büyütmekte... Ne yedirmeli, ne içirmeli, gazını nasıl çıkarmalı? Soğuktan, güneşten ve hastalıklardan nasıl korumalı gibi soruların ardı arkası kesilmiyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan annelere çocuklarını emzirmeyi, hastalandıklarında ise paniğe kapılmamayı öğütlüyor.



* Bir bebek doğduğunda enen önmeli şey karnını doyurabilmektir. Bebekler ne ile beslenmeli?
altı aya kadar su dahi içmeden, sadece anne sütüyle beslenmesi yeterli. Sonra yavaş yavaş besinler çatalla ezerek pürtüklü olarak yedirmeli. Çocuk yutamıyorsa püre halinde verilebilir ama en yakın zamanda püreden vazgeçilmeli. 6 aydan sonra çocuğun alacağı ek gıdalar çok önemli. Bunlar çocuğun sindirim ve vücut sisteminin fonksiyonlarını gerçekleştirmesine yardımcı olmalı.

* Örneğin...?
Eskiden "2 yaşına kadar tereyağı verilmeli mi, verilmemeli mi" tartışması yapılıyordu. Şimdi verilsin deniyor çünkü çocuk, kolesterolü metabolize etmeyi o yaşlarda öğreniyor. Eğer verilmezse, ilerki yaşlarda kolesterol problemiyle karşılaşabilir. Çünkü vücut onunla nasıl başa çıkacağını öğrenmemiştir.

* Kaç yaşına kadar tereyağı tavsiye ediliyor?
İki yaşına kadar her gün fındık büyüklüğünde verilebilir ama 2 yaşından sonra zeytinyağı ağırlıklı beslenmeli. Doymuş yağları, fast-food tarzı hamburger, patates kızartması, cola türü şeyler asla yedirilmemeli. Hatta bir yaşına kadar, şeker ve tuz bile kullanılmamalı çocukların yemeklerinde. Çorbasını içerken sebzenin doğal tadını alsın, ona alışsın ve başka şeye ihtiyaç duymasın diye.

* Eğer annenin sütü yoksa ne yapacak?
O zaman mecburen mama kullanılacak ama anne sütü kadar mükemmel bir besin yok çocuklar için. Araştırmalar arttıkça, anne sütünün ne kadar olağanüstü bir besin kaynağı olduğu görülüyor. O yüzden mamalar anne sütüne sadece bir alternatif.

* Çok uzun süre anne sütü emen çocuklar var, bunun sakıncası var mı?
Hayır tam tersi. Anne 2 yaşına kadar süt verebiliyorsa bu çok sağlıklı. Çünkü 1 yaşından sonra da anne sütü alan çocukların, organlarının ömrü uzuyor. Örneğin, ilerde bir kalp rahatsızlığına yakalanması çok daha düşük bir ihtimal. Yani anne sütü organları sağlamlaştırıyor ve koruyor. Dünyada yapılan bütün araştırmalar anne sütü emen çocuğun hastalıkları çok kolay atlattığını doğruluyor.

* Hastalandığında ne gibi bir fark oluyor iki çocuk arasında?
Diyelim, aynı yaşta ateşli iki çocuk geldi. Anne sütü emen çocuğa hemen antibiyotik vermiyorsunuz çünkü kendi kendini toparlayabiliyor. Ama diğeri ilaçsız iyileşemiyor. Emen çocuk orta kulak iltihabı, ihsal, idrar yolu iltihabı gibi rahatsızlıklar da geçirmiyor.

* Diyelim çocuk aksırıp, hapşırmaya başladı... Evde yapmamız gereken ilk şey nedir?
Eğer hapşırıyorsa muhtemelen nezle olmuştur. Bunun durumda ilk olarak burnuna serum fizyolojik damlatmak gerekir. Çünkü havayolunu açarsanız, mikrobun çoğalmasını önlemiş olursunuz. Eğer hafif ateşi varsa, parasetomol grubundan bir ilaç verilebilir. Ve bir de taze sıkılmış meyve suyu içirilmeli.

* Kendi kendimize ilaç kullanmamız doğru mu?
Antibiyotikler kesinlikle doktor kontrolü dışında kullanılmamalı. Antibiyotiği hemen ateş düşürücü olarak veriyorlar. Ancak yanlış kullanılan antibiyotik bir süre sonra cevap vermiyor.

* Kusma ciddi bir rahatsızlık işareti midir?
Kusma idrar yolu iltihabı ve reflünün en önemli belirtileridir. Özellikle ilk altı ayda çocuklarda reflü oluşur. Bu iki hastalığın da bir an önce ekarte edilmesi gerekir. Ama diyelim çocuk üşüttü ve bir kere kustu. Çocuğun bir kere kusması önemli değil. Arkasından ateş, ihsal gibi şeyler geliyorsa o zaman doktorla temasa geçilmeli. Kusmayı önleyici ilaçları kesinlikle doktoru vermelidir. Çünkü kusma şekli önemli bir belirtidir, biz kusmayı hemen kestirmeyiz.

* Ya ateşi yükseldiğinde... Eskiden ateş düşürmek için ayaklara sirkeli bez gibi şeyler sarılırdı...
Sirkeli olmasına gerek yok ama ıslak bez sarılmalı. Ama ilk yapılacak şey, çocuğu soymak. Çocuk soyulacak, ılık suda duş yaptırılacak, ondan sonra ateş düşürücü verilecek. Ateşin yükselme hızı fazlaysa, ateş düşürücü fitil verilmeli ve sık sık ılık duşa sokulmalı. Ayrıca koltuk altından itibaren göğüs ve bel çevresini ıslak bezle sarmak gerekir. Koltuk altı, diz kapaklarının arkası ve kasıklara ıslak bezle kompres yapılabilir.

* Bu esnada çocuk hep çıplak mı kalmalı?
Ancak ateşi düşerse, ince bir body giydirilebilir ya da üzerine ince bir pike örtülebilir. Ateşi yüksekse kucağa bile alınmamalı. Yatağa yatırılıp, öylece bırakılmalı.

* Peki gaz sancısı yüzünden sürekli ağlayan çocukların ilacı nedir?
Bağırsak hormonları ilk dört ayda gelişir. Bu dönemde gazlı olması doğaldır. Bunun geçici bir süreç olduğunu söylemekte yarar var. Karın masajı yapmak, klasik olarak yemekten sonra sırtını "tıp tıplamak" yeterli. Eğer geçmiyorsa, bitkilerden hazırlanan doğal gaz giderici damlalar verilebilir.
İlknur K. Akman – Sabah Gazetesi
------------------------------------------------------------------------------------

alıntı 2:


TEREYAĞI yıllardır tıp çevrelerince hep suçlandı. Kolesterolü yükselttiği; dolayısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu.

Halbuki atalarımızın yaygın kullandığı yağ, tereyağıydı. Özellikle kırsal bölgelerde bol tüketilmesine rağmen insanlarımızın sağlıklı olduğu biliniyordu. Bu yüzden tereyağının zararlı olduğu görüşü tıbbi mantığıma hiç uymuyor, soranlara "hakiki tereyağı ve sızma zeytinyağından vazgeçmeyin" diye ısrarla söylüyordum.

Tabi bunun esas gerekçesi, kâinatın yüz akı Efendimizin, "Sığırın sütünde deva, yağında şifa vardır" hadisiydi.

Ayrıca tereyağının oldukça besleyici muhtevası vardı: A vitamininin en iyi kaynağıydı. Lesitin'den zengindi. Yüksek oranda antioksidan (dinçleştirici) maddeler ihtiva ediyordu. İyi bir iyot kaynağıydı. Konjuge linoleik asiti bol bulundurduğu için iltihap kurutucuydu, alerji ve kansere karşı koruyucuydu. Diş çürükleri ve osteoporoz riskini düşürüyor, hafıza ve öğrenme kapasitesini artırıyordu. Yeterli miktarda kalsiyum, fosfor, demir ve çeşitli vitaminler (A1, B1,,B2, nikotinik asit, C gibi) içeriyordu.

Yine tereyağının sindirimi kolaydı, mideyi yormuyordu. Kokusu güzel, tadı ise oldukça lezzetliydi. Çiğ olarak da yenebiliyor, yemek ve unlu mamullere katılabiliyordu. Tereyağıyla pişmiş yemeğin, böreğin veya baklavanın kokusu ve tadı ulaşılmaz haz veriyordu.

Çabuk eridiği için margarinlerin yaptığı gibi kan pıhtılaşmasını kolaylaştırarak çeşitli hastalıklara da yol açmıyordu.

Tıp ve bilim adamlarının da kafası karışık olmalı ki yeni araştırmalara gerek gördüler. Kanadalı bilim adamları, tereyağının kalp krizi riskini ve kolesterolü yükseltmek bir yana aksine düşürdüğünü, ayrıca şeker hastalığı ve obezitenin tedavisine yardımcı olduğunu gösterdiler.

Alberta Üniversitesi'nden Prof. Dr. Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang çalışmalarının sonucunu şöyle açıkladılar:

"Araştırmanın bizi en çok sevindiren sonuçlarından biri, bugüne kadar zararlı etkilerinden korktuğumuz doğal yağların, aslında sağlığımız için son derece faydalı olduğunu görmemizdi. Tereyağının kalp krizi riskini düşürdüğü, şeker hastalığı ve şişmanlık tedavisine yardımcı olduğu, kolesterole iyi geldiği artık tespit edilmiş bir gerçek."

Evet, tıp önemli bir yanlışından daha vazgeçti ve 14 asır öncesinden gelen şu tavsiyeye uydu: "Tereyağı şifadır."

Doc. Dr. Sefa Saygılı
------------------------------------------------------------------------------------------------------


alıntı
63
 :'( ben alamadım dışarı çıkamadım buralarda satan yok
of belkide bana çıkcak ama alamıyorum :toothy10: :toothy10: :toothy10:
64
nice yaşlara canımm
uzun zamandır yoksun forumda  :director:
doğum günün kutlu olsun :flowers: :hello2: :hello2: :hello2: :hello2:
65
doğum günün kutlu olsun
nice yaşlara inşallah.kızın ile eşin ile herşey gönlünce olsun :amin: :flowers:
66
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUNNN CANIM
NİCKİN ÖLÜ GELİN AMA BUGÜN DOGUM GÜNÜN :ehi: KIZ DAHA EVLENMEDEN ÖLDÜNMÜ
ALLAH GECİNDEN VERSİN GELDE DEGİŞTİR ŞU NİCKİ :caca:
68
evet hangi üyenin nickini beğeniyorsunuzz :laughing7:
69
bu iki diziyi izleyen varmı
arka sıradakileri hp izliyorum pazar günü bi o var izledigim
şimdi öğretmen kemal var tv de gördüm sorim size ne düşünüyosunuz izleyen varsa
allah aşkına kızlar okula mı gidiyo
yoksa başka yeremi belli değil :suclu: makyaj saç etekk maşallahhhh
sonra genç kızlar özeniyo neler neler yapıyo  :caca: adam gibi lise filmi çekseler olmaz sankiii
70
2 yaşındaki bir çocuk hayatı pedallayabilir!  Gelişen el, ayak ve denge yetileri 2 yaş çocuğunun en belirgin fiziksel gelişimini gösterir. 2.Doğum gününde ona bir bisiklet hediye etmek iyi bir fikir olabilir. Bisiklette, bu yaştaki bir çocuğun dengesini sağlamak için yardımcı olacak mekanizmalar vardır. Sizin de desteğinizle öğreneceği bisiklet kullanmayla çocuğunuzun enerjisini atabileceği ve özgürce gezebileceği bir aracı olacaktır. Bisiklet sürmeyi öğrenmek hayatı öğrenmek gibidir aslında. Her ikisinde de dengeyi bulmak ve hep ileriye  bakmak gerekir!

Fiziksel Gelişim :



2 yaş çocuğu

■Karton kağıt üzerine daireler ve farklı şekiller çizebilir. Onunla birlikte resimler çizmeyi deneyebilirsiniz. Fiziksel gelişimin kabul etmeyeceği zorluklar yaşatmayın ona; ama birlikte aktiviteler yapın. Ve bazen de yalnız bırakın. Kendi kendine bir şeyler yapmanın zevkini yaşasın. Vereceğiniz bir kalem ve kağıt bu amaca yönelik harika aletlerdir. 
■Kıyafetlerini tek başına çıkarmaya başlayabilir,
■Topa vurmaktan hoşlanabilir,
■Oyuncak bebeğini besleyebilir,
■"İşte, okulda, yukarıda, aşağıda,nerede" gibi kelimeler artık onun için daha anlamlı olacaktır. 2 Yaşındaki bir bebekte mesafe ve yer kavramı gelişmiştir.
■"Neden"     sorusunu çok daha fazla kullanabilir. Her şeyi öğrenmek isteyen ''iletişimci'', bir gazeteci edasıyla sürekli ''Neden''diye soracaktır. Bu sorulara, belki de çoğu zaman aynılarına, cevap vermek sizi yorabilir. Ama şunu bilin ki her cevabınızla onun merak etme ve hayatı kurcalama güdüsünü teşvik ediyorsunuz.Onun edilgen değil, araştırmacı ve her şeyi sorgulayan bir birey olmasını istersiniz değil mi?
■Zıtlıkları anlayabilir. Büyük, küçük; sıcak, soğuk, tatlı, acı gibi....
2 Yaş Sendromu :



Çocuğunuzun yapmak istedikleriyle yapabildikleri  arasındaki uçurum onu öfke krizlerine sokabilir. Bu nedenle iki yaş civarında çocuklar çok sinirli görünürler. En ufak bir sıkıntıda patlamaya hazır bir volkana dönüşürler. Onu anlamaya ve sorununu birlikte çözmeye çalışın. Ama bebeğinizin  patlamasını engellemeyin. Bırakın kendini ifade etsin. Çocuk hayatın düz bir yol olmadığını da öğrenmek zorundadır. Zorluklarla başa çıkmak için bazen öfke duyarız hayatta değil mi? Öfke de hayatın bir gerçeği. Ancak kafasını bir yerlere vurmak boyutuna geliyorsa mutlaka doktorunuzdan yardım alın.

Onun öfkeli anında siz de öfkelenmeyin. Sakin bir tavırla "Çok kızgın olduğunu anlıyorum, anneye parka gitmediği için kızıyorsun" deyin. Çocuklar tam bir ayna gibi  yansıtıcıdır. Eğer sizden sakinleşme işareti alırsa sakinleşir, öfkelendiğinizi görürse daha da öfkelenir. "Sinirlenme, kızma!"  gibi emirlerin hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz.

2-3 Kelimeli Cümleler :



2 yaş çocuğu üç kelimeyi yan yana getiren cümleler kurabilir. "Anne çiş var'" gibi bir cümle duymak eminim sizi havalara uçuracaktır. Çünkü bu hem üç kelimeyi bir arada kullandığının hem de tuvalete gitmek istediğinin göstergesidir.3 kelimeli cümleleri bu ay kullanmadıysa birkaç içinde kullanacağından emin olabilirsiniz. "Minik konferansçınızın" kullanabildiği kelime sayısı 50 civarındadır. Anladığı ise çok daha fazladır. Her çocuğun gelişim eğrisinin farklı olabileceğini ve çocuğunuzun 24 ayda iki kelimeli cümlelerle de idare edebileceğini unutmuyorsunuz değil mi? Bu nedenle karşılaştırma yapmayın! Arkadaşınız Pınar'ın oğlu daha az ya da çok konuşabilir. Bu sizin çocuğunuzun hiç umrunda değildir.

Konuşma veya duymasıyla ilgili bir problemi olduğunu düşünüyorsanız, bunu çocuk doktorunuzla paylaşın. Doktorunuz yapacağı bazı testlerle olası sorunu saptayabilir. Erken teşhis ve tedavi konuşma ve duyma problemlerinin çözümünde son derece etkili olmaktadır.

"Özel Zaman" :



İşten geldiğinizde hemen ev işlerine girişmeyin! Çocuğunuz bir gün boyunca sizi bekledi ve siz gelir gelmez "çok işim var" mantığıyla çocuğunuza sadece merhaba diyerek mutfağa giriyorsanız yanlış yapıyorsunuz. "Anne geldi!!" cümlesi bu aralar onun en çok hoşlandığı cümlelerdir. İşten gelince 10-15 dakika hiçbir şey yapmadan çocuğunuzla oynayın. Ona gününüzü anlatın, o da size kendi yaptıklarını anlatsın. Onu kucaklayın ve dokunulma ihtiyacını giderin. Çocuğunuz bilsin ki bu 10 dakika sadece ona ait ve kimse sizi engelleyemez. Bu süre içinde telefon görüşmesi yapmayın,televizyon izlemeyin. Sadece siz ve küçük insanınız olsun.

Bu tür "özel zaman" ları çocuğunuzla kaliteli zamanlar geçirebileceğiniz aktivetelere ayırın. Çocukla 24 saat bir arada olmanız zor olacaktır; ama inanın 10-15 dakikaya dünyalar sığdırabilirsiniz onun için.

Sizin Hayatınız:



"Acaba yaptığım yanlışlar mı bu çocuğu öfkeli yapıyor" diye düşünüyorsunuz değil mi? Öfke sendromlarını sadece sizin yaşamadığınızı bilmek sizi rahatlatmalıdır. Bu ve bunun gibi yazıları okuyarak bilinçli bir anne olmak istediğinize göre siz de sorun yok !! Bu aylarda çocuğunuzun size karşı gösterdiği olumsuz hiçbir tavrın aslında direkt sizinle ilgisi yok. Çocuğunuz gelişim aşamalarında bu tür sert dönemler olacaktır. Uzmanlar bu döneme "erken ergenlik" dönemi diyorlar. Dolayısıyla çocuğunuz aniden  size  kötü davranıp yarım saat sonra ise kollarınıza atılabilir. Öfkeli davranışlarını kişisel algılamayın. Ona bu kucağı ve ihtiyacı olan şefkati verin. Annelik biraz da karşılıksız bir sevgidir unutmayın bunu! (Emin olun o sizi çok seviyor-on yıl sonra yemeklerinize  olan hayranlığını,sizin onun hayatındaki öneminizi arkadaşlarına anlatırken siz mest olacaksınız!)

Bilgi Hapı:

Öfke ve acılar da hayatın parçasıdır. Çocuğunuzun hayatı dolu dolu yaşaması gerekir.Onu camdan bir fanus içine hapsetmeyin.

Gerçeği öğrendim bir gün...

Ve gerçeğin acı olduğunu...

Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da

"lezzet" kattığını öğrendim.

Can Dündar (Gazeteci – Yazar-Bir çocuk Babası)
 
alıntıdır
71
Her sabah aynı şeyi niçin yaşatıyor bana ?" diye sorabilirsiniz kendinize. Daha dün gittim ve geldim, niçin alışmıyor diye isyan edebilirsiniz. Ama 2 yaş çocuğunda ayrılık korkusu ve endişesi devam ediyor olabilir. Genellikle 10.ayda başlayan bu korku 2. doğum gününe doğru kaybolacaktır . Küçük kalbi beynine söz geçiremiyor henüz. Her gidişiniz ondan ayrılacakmışsınız şüphesi yaratıyor onda. O, sizi çok seviyor annesi. Birkaç ay içinde bu korku geçecektir. Şimdilik ondan ayrılırken "geri geleceğim, bay bay" diyerek dışarı çıkmaya devam edin.

Eğer kreş gibi bir ortama bırakmak durumundaysanız, kreşe bırakıp hemen çıkmayın. Onunla orada biraz zaman geçirin. Lavaboya gideceğim ve geleceğim deyin.Ve 2 dakika sonra  gelin. Bunu birkaç kez tekrarladıktan sonra bu kez dışarı çıkmanız daha kolay olabilir.

Onunla yeterince saklambaç oynuyor musunuz? Kendi başına kalmasını ve sizin aslında kaybolmadığınızı öğretin ona. Araştırmalar 23 aylık çocukların Nesnelerin sürekliliğini öğrenebildikleri ve hiçbir şeyin kaybolmadıklarını bildiklerini göstermektedir.

Tahmin Edilemeyeni Yapmak :



23 aylık bir bebeğin en tahmin edilemeyeni yapacağından emin olun. Bu nedenle daha fazla dikkatli olma zamanıdır.

■CD Çaları açıp içine biraz peynir koyabilir,
■Elindeki kaşığın uçma yeteneğini sınamak için 6.kattan bunu aşağı atabilir,
■Masa üzerindeki renkli şekerleri(ilaçları aslında!) bir seferde ağzına atabilir,
■Oyuncak davulun tokmağıyla cama vurması onun için bir oyun olabilir,
■Bu sayfada yer alan resim bile onun tahmin edilemeyeni yapma marifetini gösterir !!
Güvenlik önlemlerinizi bir kez daha gözden geçirin. Kırılabilir maddeleri ondan uzak tutun.

Enerjisini harcayabileceği ''güvenli ortamlar'' yaratın. Örneğin evin bir odasını oyun parkına çevirin. Burada üzerine devrilecek mobilyalar, kırılabilecek sehpalar vs. olmasın. Soğuk kış günlerinde dışarı çıkamıyorsanız burası sizin imdadınıza yetişebilir.

Diş Fırçalama ve Elleri Yıkama :



Artık büyüklerin yaptığı işleri de yapma zamanı. Minik adamın dişini fırçalama ve ellerini yıkama düzeni oluşturmasına yardımcı olun. Bu işleri sıkıcı bir görev olarak görmemesi için ,aktiviteyi biraz renklendirebilirsiniz. Markette kendi diş macununu ve sabununu kendisinin seçmesine izin vererek başlayabilirsiniz. Eminiz ki, renkli bir tercihi olacaktır. Sonra dişin ne zaman fırçalanacağını, ellerin ne zaman ve nasıl yıkanması gerektiğini ona öğretin. Belki lavaboya yetişebilmesi için ona bir tabure alabilirsiniz.

Paylaşma :



Başkalarının hislerini anlaması bu aralar çok kolay olmayacaktır.2 yaş çocuğu  paylaşmak nedir pek bilmezler. Her şey ona aittir. Arkadaşın elindeki süslü bebek de aslında sizin bebeğinize aittir. Tabi ki bu, bebeğinizin 23 ay civarında dünyaya bakış açısı. Büyüdükçe bu da değişecek. Paylaşmak sosyal yaşamın bir gereksinimi. Ne demiş atalarımız "komşu komşunun külüne muhtaçtır". O zaman işe ona paylaşmanın nasıl olduğunu göstererek başlayın. Birisi size bir hediye aldığında ona çok teşekkür edin. Bu durumda eminiz çok sevineceksiniz. Bu halinizi bebeğinizin de görmesini sağlayın. Bu en az bir yıl sürecek bir süreç, bunu da unutmayın. Birine bir şey vermek güzel diye düşünmeli. Bunu da hareketlerinizle siz ona öğretin. Ama bizim kullandığımız gibi bir atasözü kullanmayın. Atasözlerini  anlaması için daha çok küçük o!!

Dışarı:



2 yaşındaki çocukla daha çok dışarı çıkıyor olabilirsiniz. Belki markette ,belki eşinizle birlikte bir aile yemeğine ya da parkta oynamaya. Peki çocuğunuz dışarıda neleri yapmaması gerektiği biliyor mu? Eğer siz ya da bakıcısı öğretmiyorsa muhtemelen bilmiyor. Öncelikle neler yaşayacağınızı ona anlatarak güne başlayın. "Aliciğim bugün önce parka gidip temiz hava alacağız, sonra babaannenin elini öpmeye gideceğiz" gibi. Yaşayacakları ona sürpriz olmasın. Hayatın bir düzen içinde geçmesini ister çocuk. Bu nedenle onun gün içinde yaptıklarının bir rutin içinde olmasına dikkat edin. Unutmayın, Bir gün saat 20:00 de ertesi gün 24:00 te yatırılan çocuk hırçınlaşır.

Gittiğiniz resturantta yemek masasının üzerinde yürümesine, açık büfedeki malzemeleri yere atıp üzerinde zıplamasına izin veremezsiniz değil mi? Bu tür davranışlarından memnun olmadığınızı mutlaka ona hissettirin. Dikkatini başka yere toplayacağı aktiviteler önerin. Örneğin kız bebeğinin saçını tarayabilir. Ayrıca bu tür bir davranış bebeğinizin enerjisini boşaltabileceği yeteri kadar ortam bulamadığına da işaret edebilir. Kolay gelsin!

Doğum Günü Hediyesi:



Hayatının 2.yılı biterken ona muhteşem bir doğum günü partisi düzenleyebilirsiniz. Bunun için alternatif doğum günü önerilerimizi okuyabilirsiniz.

Bilgi Hapı:

2 yaş çocuğu ev işlerinde size yarımcı olabilir. Çamaşırları birlikte toplamayı denediniz mi? Muhtemelen çok düzgün katlayamayacaktır; ama böyle bir faaliyetle onun sorumluluk duygusunun gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. Hem fiziksel aktivite yaparak enerjisini boşaltacak bir oyundur bu. Makinanın içine girmemesine de dikkat etmek gerektiğini söylemiş miydik?


 
alıntıdır
72
2 yaşına yaklaşırken bebeğinizin cinsiyet algısının  geliştiğini  görebilirsiniz. Cinsel organına dokunması ve onu merak etmesi sizi şaşırtmamalı. Çok oralı olmayın ve panik yapmayın. Belki dikkatini başka yere çekmek de çözüm olabilir.Bu normal bir davranış. 22 ay civarında bir kız çocuk, bir erkek çocuğun kendisinden farklı olduğunu algılamaya başlar. Ancak cinsiyet Sınırları onlar için henüz net değildir ve bir kızın bir topla çok oynamak istemesi gayet doğaldır. Cinsel kimlik de diğer tüm süreçlerde olduğu gibi zamanla oturacaktır.Bu yaşlarda "Erkekler ağlamaz" diyerek onu teselli etmeniz pek de manidar değildir büyüyen bir delikanlı(!) için .

El Becerileri :



22 aylık  bebek kalem tutacak kadar gelişmiş parmak kaslarına sahip olacaktır. Ondan adınızı yazmasını beklemeyin; ama boş bir kağıdı karalamak, onun için güzel bir aktivite olabilir. Belki de dün sizi bulmaca çözerken gördü. Evet, yine taklit ediyor aslında. Onu boyalarla tanıştırabilirsiniz. Hatta oyun hamurlarıyla sanat eserleri yaratmasına izin verin Sadece konuşmayı iletişim aracı olarak görmeyin. Dokunmak ve bir şeyler yaratmak onun "kendisini ifade edebilmesi"  için son derece önemlidir. Tabii tüm bunları yaparken oyunun kurallarını o hissetmeden koyun. Örneğin, yere sereceğiniz bir örtü üzerinde oyun hamuruyla oynamak sizin için sorun olmaz. Ancak eline aldığı bir kalemle duvarlara bir mağara adamı gibi resim çiziyorsa biraz da suçlu sizsiniz. Ona kendini anlatabilmesi için kağıtlar verin ve ortamı yaratın.

Beşikten Yatağa :



Bebeğin büyüyen vücudu hareket etmek için daha çok alana ihtiyaç duyacaktır. Uyurken rahat etmesi için bir çok anne-baba bu dönemde bebeği beşikten bir çocuk yatağına geçirmek isterler. Ancak 22 aylık bir bebek, hayatında uyuduğu tek yer olan mekanın değişmesine tepki gösterebilir. Alıştığı düzenin değişmesi onu korkutabilir; bu nedenle geçişi aşamalı olarak yapmakta fayda var. Ayrıca "ikinciyi (belki de 3.yü!)" düşünüyorsanız beşiği boşaltmakta fayda var.

İkinci!



Bir bebeği yetiştirmenin çok kolay (!) olduğunu gören anne ikinciye heves edebilir. Eee.. bu sizin hakkınız. Böyle bir düşünceniz varsa yeni gelenin eskiyi endişelendirmemesi lazım. Hamileliğinizin son dönemlerine kadar yeni bir bebeğiniz olacağından pek söz etmeyebilirsiniz. Son aylarda, ilk göz ağrınıza kardeş geleceğini söyleyerek onu alıştırmalısınız. "Senin pabucun dama atılacak","Biz yeni bebeği seveceğiz"  gibi cümleler kullanmayın ve kullandırtmayın. Çünkü bu şekilde davranışlarla kardeş kıskançlığının temellerini kendi ellerimizle atıyoruz.

Oyun ve Oyuncak :



Onun bazı rolleri oynamasına izin verin. Bu da taklit yapmanın oyuna dökülmüş halidir.22 aylık bir çocuk yap-inan oyunlarına hayran olacaktır.

■Ona alacağınız bir oyuncak mutfak takımıyla bebeklerine çay servisi yapabilir,
■Oyuncak bir yazarkasa  "marketteki ablayı" oynamasını sağlayabilir,
■Bir topla oynayarak  "futbolcuyu olmaya" özenebilir ya da babasının yaparken mest olduğu bir hareketi yapmaya çalışabilir.(Biraz zor olacaktır)
■Arabayla oynayarak sürücü kursuna gitmeden önceki temel yeteneklerini geliştirir (Önünde yaklaşık 16 yıllık bir zaman olsa da!)
■Onu hayatı öğrenmesi için bir inşaatta çalıştıramazsınız ;  ama alacağınız renkli oyuncak bloklarla bir şeyler inşa etmesine imkan verebilirsiniz.
■Onu Televizyon izlemekten  uzak tutamıyorsanız, televizyonu da oyuncak yapın. Nasıl mı? İzlediği program hakkında onunla sohbet edip, sorular sorun. Orda gördüğü bir resmi birlikte yapmaya çalışın. Bu şekilde televizyonun tek taraflı konuşan canavar imajını kırabilirsiniz. Televizyonu interaktif bir malzeme haline sokmaya çalışın.Televizyon izleme saatlerini mümkün olduğunca minimumda tutmak da sizin göreviniz.
Oyuncaklar üzerindeki yaş uyarılarına  uymalısınız. Bebeğim 3 yaşındaki çocuğun yeteneklerine hemen kavuşsun diye düşünmek yanlış. Bu hem bebeğinizin küçük parçaları yutmasını engellemek için önemlidir hem de yaşının üstünde bir oyuncakla zaman geçirmek onun minik dünyası için çok büyük gelebilir.

Hayırlar :



22 aylık bir çocuk ''hayır'' kelimesini çok sever. Bu kelimeyi kullandıkça kendini ifade edebildiğini, bazı şeyleri yönetebildiğini düşünür. Çocuk gelişimi açısından bu önemli bir aşamadır. O, kişiliğini fark ettirmeye çalışıyor. Anlayışla karşılamak gerekir.

Çocuk Ve Eğitim :

Disiplin ceza değil , öğretmektir. Çocuğunuzun hayatın sınırsız olmadığını bilmesi gerekir. Ona, üzerinde iyi düşünülmüş sınırlar koymaksa sizin görevinizdir.Çocuk gelişimi, bir merdiveni yukarı doğru çıkmaya benzer, bebek bazı basmaklarda durur, bazen geri gider ama genelde hep yukarı çıkar. Sınırlar ise bu merdivenin yanlarındaki güvenlik bantlarıdır! Sınırlar olmadan bebeği ne kadar büyük bir tehlikeye atabileceğinizi şimdi daha rahat anlayabilirsiniz. Ergenlik çağına gelmiş; ama hayatı sınırsız algılayan bir çocuk emin olun çok sorun yaşayacak ve yaşatacaktır.

Kuralları siz koyun ve yapmasını istediğiniz hareketleri yaptıkça onu övün. Bu şekilde doğruyu öğrenmesi çok kolay olacaktır. Yapılmasını istemediğiniz hareket daha gelişmeden onun dikkatini başka yöne çekmek ise güzel bir strateji olabilir. Çocuğunuz oyun grubunda huysuzlanmaya veya diğer çocuğa sinirlenmeye başladıysa ona vurmasını beklemeyin. Hemen müdahale edin ve başka şeylerle meşgul olmasını sağlayın. Disiplin ve eğitimin başarılı olması için sürekliliğe inanın. Sizin yapmasını istemediğiniz bir hareketi akşam babası yapıyor ve bebeğin yapması için de teşvik ediyorsa,22 aylık bebeğin kafası karmakarışık olacaktır.

Bilgi Hapı:

Ağaç yaşken eğilir(Atasözü)

Eğitim ana kucağında başlar; her söylenilen kelime çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır. (Hosea Ballov-Amerikalı Düşünür)
 
alıntıdır
73
  [/21 Aylık Bir bebeğiniz varsa yüksek ses sizi usandırabilir. İstediğini elde etmek için yüksek sesle konuşmak bebeğiniz için yeni bir iletişim kanalıdır. Her şeyi bağırarak ifade etmek istiyor olabilir. Hayır ! yılmak ve pes etmek yok. Bağırmalara maruz kalmak sizin kaderiniz değil. 2 yaş sendromu içinde değerlendirilebilecek bu olay için alabileceğiniz önlemler var.

Bağırmak :



Ona iletişimin ve sesini kullanmanın farklı yollarını göstermeyi deneyin. "Bağırma" diyerek ona doğru bağırmanız uzun vadede hiç işe yaramayacaktır. Örneğin, kulağına fısıldıyarak bir şeyler anlatırsanız, o da bir dahaki sefere belki bazı şeyleri sizin kulağınıza fısıldayacaktır! Bağırmasından rahatsız olduğunuzu sakin bir şekilde mimiklerinizle ona yansıtabilirsiniz. Çocuğunuz sahip olduğu tüm özellikleri deniyor. Tıpkı sizin gibi. Siz de yeni bir araba aldığınızda tüm özelliklerini kurcalamak ve öğrenmek istemez misiniz? O da Allahın ona verdiği yetenekleri sınamaktan geri kalmayacaktır. Sizin göreviniz bu sınamaları engellemek değil, sadece kontrol etmek.

Rutinler :



21 aylık  bebeğin düzene ihtiyacı devam eder. Minik aklında "şimdi ne olacak, sırada ne var acaba"  gibi çok büyük heyecanlar yaşaması pek sağlıklı değil. O, zaten bizim farkına dahi varmadığımız yüzlerce şey öğreniyor her gün. "Hımm demek televizyonun düğmesine basınca ses kayboluyor.." . Düşünsenize, her gün bu kadar şeyi öğrenmek onu ne kadar yoruyordur. Bu nedenle o, bazı şeyleri önceden bilmek zorunda."Karanlık çöktü demek ki uyku zamanı geliyor, anne benim dişlerimi fırçalamam için banyoya götürecek, bana kitap okuyacak ve sonra ben uyuyacağım". Düşünsenize, bunca karmaşa ve yenilik içinde bazı şeyleri biliyor olmak onun özgüveni için ne kadar önemli. Öğlen uykusunu, yemek yemeyi, yatağa gitmeyi bir düzen içinde yapmayı ona öğretin.

Bir de çocuğun bu kadar garantici olması bazı sorunlar çıkartabilir. Örneğin her zaman bütün olarak eline alıp yediği bisküvisi birden pat diye ortadan ikiye ayrılınca hüngür hüngür ağlayabilir. Bisküvünün bunu yapmasına alışık değildir. Ya da çok sevdiği patatesin havuçla yan yana gelmiş olması onda bir panik havası yaratabilir. Bunların olabileceğini ona sakin dille anlatın ve alışması için ona zaman verin.

Unutmayın hayat her zaman düz bir çizgi değil. Bazen zig zaglar da olabilir.

Tuvalet Eğitimi :



Çocuğunuzun hayatında hiçbir şey bir gecede olmuyor. Dolayısıyla tuvalet eğitimi de zaman alacaktır. Genellikle 18 ve 24. aylar arasında başlayan süreç sizin ve bebeğinizin birlikte gerçekleştireceği aşamalı bir başarıdır. İlk aşamada idrar yolu, sonra bağırsakları en son da ise gece hakimiyeti oluşacaktır. Tuvalet eğitimi hem fiziksel, hem psikolojik hem de sosyal içerikli bir olaydır. 21 aylık bir bebek fiziksel olarak boşaltım kaslarına hakim olabilir; ama şu ana kadar alıştığı tuvaletini giderme yönteminden uzaklaşmak istemeyebilir. Unutmayın onlar oluşturdukları düzeni severler!! Ayrıca tuvalet eğitimi sosyal bir olaydır; çünkü başkalarının bu işi nasıl yaptıklarını bilmeden  tuvaleti öğrenmesi onun için zor olacaktır. Bebeğiniz oturarak özellikle de koltuğun arkasına geçerek çişini veya kakasını yapıyorsa sizin için tuvalet eğitim zamanı gelmiştir. Tuvalet eğitimi zaman ve sabır gerektirir. Tuvalet eğitimi sayfalarımızda bolca bilgi bulacaksınız.

Araba Koltuğu :

Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı çalışmalara göre oto koltuğu kullanımı trafik kazalarında çocuk ölüm riskini  %46'lardan %3 lere indiriyor. Ülkemiz de nihayet 01. Haziran 2010 tarihinde bir yasayla uluslararası standartlara geçti. Boyu 135 santimetrenin veya ağırlığı da 36 kilogramın altındaki çocukların oto koltuğu kullanması zorunlu hale getirildi.

21 aylık bir bebeği araba koltuğunda tutmak eskisinden çok daha zor olabilir. Aslında bu günlerde bebeğinizi  uzun süre herhangi bir  yerde sabit tutmak zor olacaktır. Ancak arabada onun güvenliği çok önemlidir. Trafik Polisine vereceğiniz para cezası  hiçbir zaman bebeğinizin güvenlik bedeli olamaz. Bu konuyu "sadece  polis görünce kemer takmaya çalışan bir ebeveyn " olarak anlamanız zor olabilir. Arabada sizin de kemerinizi bağladığınızı ve beklediğinizi "kırılgan bebeğinize" söyleyin ve gösterin. Ona çalacağınız ve neşesini getirecek bir CD veya elinde oyalanması için vereceğiniz oyuncaklar kendisini oyalamayı sağlayacaktır. Ayrıca sohbet etmek, ona hikayeler anlatmak, çevreyi anlatmak da alternatifleriniz olabilir. Araba koltuğuyla ilgili detay yazıları okuyabilirsiniz. Arabaya biner binmez uyuyan bir çocuğunuz varsa kimseye söylemeyin; çünkü bizce  şanslısınız..

Bilgi Hapı :

Bebeğiniz gece uykuya dalmakta zorluk yaşıyorsa ona uyku öncesi masaj yapın. Sırtını ovmanız,alnını yumuşak parmak hareketlerinizle okşamanız onu sakinleştirecektir. Masajı  halen küçücük olan burnuna koyacağınız bir öpücükle bitirebilirsiniz. Böyle bir masaj günlük uyku öncesi düzeninizin bir parçası olabilir.Üstelik bu masajı bazen anne, bazen de baba yapabilir.
b]alıntıdır
74
Bugünlerde bebeğinizi daha agresif olarak gözlemliyor musunuz? 20 aylık bir çocuk 2 yaş sendromuna yaklaşmaktadır. Çok şey anlamakta, çok şey yapmak istemekte ama fiziksel yetenekleri bunları uygulamaya dökmek için yetersiz kalmaktadır. Size bir şeyler anlatmaya çalışıyor ;ama tam olarak da ifade edemiyor. İşte bu kıpkırmızı bir surata ve öfkeden patlamak üzere olan bir çocuğa yol açabilir.

Öfke Nöbetleri :



2 yaşına yaklaşırken bebeğiniz tıpkı bir "öfkeli şirin" tadındadır. Büyük adamlar gibi sinirlenmeye başlaması, tepkiler göstermesi sizin hem hoşunuza gider hem de sizi endişelendirebilir. Öfke nöbetleri sadece sizin çocuğunuzun yaşadığı bir dönem değil. Hemen tüm çocuklar aynı yoldan yürür. Onu daha çok anlamaya çalışmak yapacağınız ilk iş olmalıdır. Söylediklerini anlamak için,onun kendini daha çok ifade etmesine izin verin. "Parka mı gitmek istiyorsun?" gibi sorular sorarak onun içindekini dökmesine izin verin. Öfkelerine, öfkeyle karşılık vermeniz onu kesinlikle sakinleştirmeyecektir. Siz de öfkelenirseniz derin bir  nefes  alın ve öfkenizi çocuktan uzak bir yerde dışa vurun. Odanızda yastığı biraz dişlemeniz serbesttir!

Güvenlik Nesnesi :



Bu günlerde eminiz çocuğunuzun çok yakın arkadaşları oldu. Bunlar muhtemelen canlı değil. Battaniye, oyuncak ayı gibi eşyalar bebeğiniz için "güvenlik nesnesine" dönüşürler. Onlara sarılır ve hatta onlarla konuşmaya başlarlar. Güvenlik nesneleri korkularla başa çıkmanın en kolay yolu olmaktadır onlar için. Uyurken battaniyesine  sarılmak onu rahatlatabilir. Muhtemelen bu battaniyede sizden bir şeyler bulacaktır. Kokunuzun sindiği bir güvenlik nesnesi, çocuğa siz sanki onun  yanınızdaymış hissi verebilir. Özellikle yolculuklarda, yatılı ziyaretlerde çocuğunuzun güvenlik nesnesini de yanınıza almayı unutmayın.

Fiziksel Gelişim :



Bu günlerde küçük sporcunuz merdivenleri çıkabilir; ama aşağı doğru inmek ona zor gelebilir. Sizin elinize ihtiyacı olacaktır. Artık bir topu fırlatmak onun için zevkli bir eğlence olacaktır. Özellikle babaların oğullarıyla bu aktiviteleri yapmaya çok önceden başladıklarını tahmin etmek zor değil. Kazandığı bu yetenekleri geliştirmek için onun bol bol  antreman yapması gerekmektedir. Onunla yapacağınız park gezintileri yeteneklerini denemesi için ona gerekli ortamı hazırlayacaktır. Siz temiz hava alırken,o da koşu yapmanın zevkini tadacaktır.

Astım ve Diğer Alerjik Hastalıklar :



Modern hayatın bebeklerimize sağladığı bir çok avantaj var. Ama bu avantajlar risksiz değil. Astım ve alerjik hastalıklar modern hayatın bebeklerimize getirdiği olumsuzlukların başında geliyor. Şayet bebeğinizin öksürükleri uzun sürüyorsa, nefes alış verişlerinde bir "hırıltı" duyuyorsanız, doktorunuza ziyaret etmelisiniz. Çocuğunuzun nefes almasını sağlayan bronşlar toz gibi alerjik maddelerden iltihaplanabilir. Bir çocuğun astım olmasını tetikleyen sebepler:

■Evde veya çocuğun bulunduğu ortamda sigara içiliyor olması,
■Bebeğin bulunduğu ortamda ev tozu denilen "akarların" varlığı,
■Evde kedi köpek gibi  hayvan besliyor olmak,
■Hava Kirliliği,
■Ailede astım hastası olması
Bu nedenlerin yanı sıra sezeryanla yapılan doğumun da astım oluşumunda etkin olabileceği düşünülmektedir.

Son yıllarda sık rastlanan alerjik astımın tedavisi için doktorunuz ağız yoluyla kullanılacak tüpler verecektir. Alerjik astım doğru tedbirleri almanız durumunda zamanla kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır. Doktorunuzla sıkı bir işbirliği gerektirecektir.

Bebeğinizin süte dahi alerjisi olabileceğini biliyor muydunuz? Yedikleri içtikleri onda bir takım rahatsızlıkların temel nedeni olabilir. Modern tıp bunları tespit edebilmektedir. Yapılan testlerle çocuğunuzun alerjisi olan madde veya gıda saptanıyor ve ondan uzak durarak hayatın devamı sağlanıyor.

İkinci Dil :



Size ilginç gelecek ama bebeğinizin bu gelişim aşamasında ikinci bir dil daha öğrenmeye başlayabilir! Özellikle evde iki dilin konuşulduğu(yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız iyi bilir!) ortamlarda çocuğunuz iki dili birden öğrenmeye başlar. Muhtemelen cümlelerde iki dilin kelimeleri birbirine karışabilir. Ama uzmanlar bu yaştaki bir bebeğin iki dili birden öğrenmesinde bir sakınca görmüyorlar. Onların içindeki öğrenme canavarı bu iki işi birden yapmayı sindirebiliyor galiba.

Bilgi Hapı :

Eğer henüz yapmıyorsanız çocuğunuzun dişlerini fırçalamaya başlayabilirsiniz. O, bunu yapamazsa siz ona yardımcı olun. Onun dişlerine isim verin. Örneğin öndeki bir  dişin adı "Yasemin Teyze!'" olabilir. Çocuğunuz  çok sevdiği  teyzesinin çağrışımıyla "Yasemin Teyze" yi  fırçalamaktan eminiz zevk alacaktır.
alıntıdır
75
  19 Aylık miniğiniz size minik yardımlarda bulunabilir. Siz salonu toparlarken , onun da oyuncaklarını toplayıp oyuncak kutusuna atması ,sizi mutlu edecektir. Ev işi yapmak onun enerjisini boşaltması, yeni deneyimler kazanması; sizinse iş yükünüzü azaltması ve hoşunuza gitmesi açısından son derece faydalıdır.19 aylık bebeğin eline  elektrik süpürgesini tutuşturmazsınız; ama yardımlaşmanın güzel bir davranış olduğunu anlamasına katkıda bulunabilirsiniz.

"Teşekkür ederim" :



Eğer "teşekkür ederim" onun bildiği bir cümle değilse, bunu ona öğretmekte geç kalmayın. 19 ayına gelen bir çocuk artık görgü kurallarını uygulamalıdır.Onu karşınıza alıp bir görgü kuralları konferansı vermenize  gerek yok. Sadece taklit etmesine izin verin. Unutmayın bebeğiniz evde gördüğü hareketleri dışarıda tekrarlayacaktır. Etrafımızda daha iki yaşına gelmemiş çocuğuna su dolu bardağı uzatınca "teşekkür" eden, ona "lütfen sakin ol" diye seslenen bilinçli anneler görmek bizleri memnun ediyor. Asansörün kapısını sizin için tutan yaşlı amcaya teşekkür etmeniz; minik taklitçiniz için mükemmel bir deneyim olacaktır. Çok geçmeden o da size "teşekkür ederim" dediğinde de dünyalar sizin olacaktır.

Bazen O Kazansın ! :



İçindeki benlik duygusu gelişmeye başlamıştır. Fotoğraf albümünde kendini tanıyor ve "bu Ayşe" gibi cümleler kurarak kendi adını kullanıyorsa çocuğunuzun benlik gelişimi yol almaktadır. Bu bir süreçtir ve bir ayda olmayacaktır. Bu süreç içinde sizin onun elini tutmaya devam etmeniz gerekir. Onun Kendisine saygı ve özgüveni için bolca ''onaylanmaya'' ihtiyacı vardır. Yemek yemek ister misin? Sorusuna alacağınız "hayır" cevap olasılığının "evet"ten daha fazla olacağını bilin. Onun yerine "bu akşam havuç mu ? tavuk mu?" Gibi bir soruyla tercihi ona bırakın. Her iki cevabında da sizi amacınıza  ulaşmış olursunuz; o da kendi öz güvenini oluşturmaya başlar.

Kalsiyum Neden Gerekli :



19 aylık veya bu yaşlardaki bir çocuk fiziksel gelişime devam etmektedir. Onun kasları her geçen gün daha da çok çalışmaya başlamakta, kemikleri güçlenmekte ve dişleri daha çok işe yaramaktadır. Tüm bunlar için kalsiyum alımına dikkat etmelisiniz. Süt ve süt ürünlerinin kalsiyum deposu olduğunu herkes biliyor. Televizyonda yapılan kalsiyum deposu içerikli reklamları da herkes izliyor. Market ziyaretinde bebeğinize bu gıdaları alabilirsiniz. Ama mutlaka ambalaj içeriklerini okuyun. En doğalın, en doğru olduğunu da unutmayın. Bebeğinizin kalsiyumu alabileceği doğal kaynaklar:

■Süt içmeyi sevebilir,
■Sütü sevmiyorsa, yoğurt ilkyardımınıza koşacaktır. İçindeki yararlı bakterilerle yoğurt sütten sonraki ikinci kalsiyum kaynağınız olmalıdır. Ona evde yoğurt hazırlayabilirsiniz,
■Diyelim ki "sade yoğurt" da sizinki için çözüm olmadı. Yeni çözüm meyveli yoğurt olacaktır. Meyveler içindeki tat, eminim yoğurdu daha bebek dostu yapacaktır.
■Peki ya hiç bebek kumpirinin(!) içine  peynir eritmeyi ya da et köftesinin harcına peynir katmayı denediniz mi. Bu şekilde "minik itirazcı"  süt ürünü almakta olduğunu bile anlamayacaktır.
D vitaminin Kalsiyum emilimini sağladığını biliyor muydunuz? Güneş cenneti ülkemizde bol güneş almayı deneyebilirsiniz. (güneşe karşı önlem de almak lazım!)Ya da Somon balığı, turunçgiller veya brokoli gibi yeşil yapraklı bitkiler bu işi yapabilir.

Tırmanma :



19 aylık bebek yeterice kalsiyum ve D vitamini alıyorsa yeni bir fiziksel gelişim sergiliyebilir: tırmanma. Bu bebeğinizin motor gelişimi açısından güçlü ve olumlu bir sinyaldir. Ama sizin açınızdan ise  dikkat sinyalidir. Güvenlik önlemlerini gözden geçirmeniz gerekecektir. Daha önce "nasıl olsa buraya ulaşamaz" dediğiniz her yer artık daha ulaşılabilir olacaktır. Çatı katındaki  babasının yanına gitmek isteyen bir bebek için demirden yapılmış incecik merdivenleri çıkmak harika bir  fikir olabilir. Ama eminiz bu sizin için iyi bir fikir olmayacaktır.

Tuvalet Eğitimi :



18 aydan itibaren bebeğiniz tuvalet eğitimine hazır olabilir. Çocuğunuz Boşaltım organlarına da söz geçirmeye başladıkça tuvaleti bez yerine, tuvalete yapmak daha kolay olacaktır. Tuvalet eğitimi konusundaki  ilk kural onu zorlamamak ve korkutmamaktır. İlk önce idrarını daha sonraysa kakasını tutabilecektir. İşi garantilemek için Ona tuvalete gittiğinizi ve bu işi nasıl yaptığınızı göstermekle başlayabilirsiniz. Önümüzdeki aylardaki konularımızda ise bu konuda daha fazla bilgi bulabileceğinizi garanti ediyoruz.

Bilgi Hapı:

Dokunma duyusuna hitap edecek basit oyuncaklar alın. Bu aylardaki bir çocuk ,tahta parçalarını birbirine vurmaktan, renkli ve dokusu olan oyuncaklardan hoşlanır. Onunla birlikte avm'deki kitapçıya bir ziyaret de güzel bir fikir olacaktır. Buradaki kitaplar onun için hem kitap hem oyuncak olacak şekilde geliştirilmiştir.
alıntıdır
76
18 aylık demek bir buçuk yılı geride bırakmak demek. Bu aylarda bebeğiniz bir enerji patlaması gösteriyor olabilir. Yürüyor, hatta koşuyor, her şeyi kurcalıyor ve uyumak istemiyor. Tüm bu enerjiyi nereden aldığını merak ediyorsunuz. Bu yaşlardaki bir çocuğun günlük 1.000-1.500 kalori civarında enerji harcadığı saptanmıştır. Bebeğiniz bu enerjiyi elde etmek için bir gün çok, ertesi gün daha az yiyebilir. Ama emin olun enerji içeceğine ihtiyacı yok.

Bebek Konuşuyor :



1,5 yaşındaki bebeğin 15 civarında kelimeyi söylemesi beklenir. Şüphesiz anladığı kelime sayısı daha fazla olacaktır. Genel olarak kız çocuklarının,erkek çocuklarından daha önce konuşması beklenir.(bu denge hayat boyunca devam edecek!!) Ama şunu bilin ki cinsiyet kavramı bebekte henüz oturmamıştır. Erkek bebeğinizin bir barbie bebekle oynaması, kızınızınsa bir kamyonu çok sevmesi son derece normaldir. Gitmek, gelmek, oynamak, aşağı ve yukarı gibi kelimeleri kullanabilir. Ama bunu sizin kadar kolaylıkla söyleyemez. Her söylediğini düzeltme gereği duymayın. Onunla bol bol konuşun. Özellikle evde abi veya abla varsa onunla diyalogları da önemli olacaktır. Bebek onlardan da çok şey öğrenecektir. Bu arada kardeş kıskançlığıyla aranız nasıl?

Çiğneme :



Bebeğin doğumdan itibaren tüm kasları her geçen gün daha da güçlenmektedir. Çiğneme de dişler ve kaslarla birlikte yapılan bir hareket. 18 aylık bebeğiniz ,bir pirzolayı eline alıp rahat rahat çiğneyemese de,onun artık daha çok çiğneyebildiğini rahatlıkla görürsünüz. Bu beslenme düzeni de onun daha rahat olmasını sağlayacaktır. Küçük dişlerinin gıdaları parçalaması, ağız kaslarının sindirime yardımcı olması çocuğunuz için önemli bir aşamadır.Yemekler mideye gitmeden gerekli parçalanma işlemi yukarılarda yapılmaktadır.Onu yeni besinlerle tanıştırıyor musunuz?

Bebek Büyüyor :



Doktor ziyaretlerinizde, bebek gelişim kartının artık bayağı dolu olduğunu göreceksiniz. Onun boyu ve kilosu artmış, kafası büyümüştür. Ancak bebeklikte ikinci yılda birinci yıldaki kadar fiziksel büyüme gerçekleşmez. Normalde bebekler birinci yıllarını bitirirken doğum ağırlıklarını üçe katlarlar; ama ikinci yılda bu büyüme hızı düşecektir. Birinci yaş günü ile ikinci yaş günü arasında bebeğin kilosu ortalama sadece %20 artar. (Ortalama 3 kilogram doğan bebek  birinci yaşında 10 kilogram ,2.yaş gününde 12 kilogram oluyor) Bunun anlamı şu: İlk yılki müthiş büyüme sıçramasını beklemeyin, elinize yemeği alıp bebeğinizin peşinden de koşturmayın. İlk yaş günündeki boğum boğum kolların yerini daha ince kollar alabilir. Halk arasında şöyle derler: "Bebek boya veriyor!". Bu doğru. Bebek aktifleştikçe yağ depoları erir, boy ve kollar uzar, dolayısıyla artık kafa boy orantısı yavaş yavaş normal insanların rasyolarına yaklaşacaktır.

Büyüme Hormonu ve Uyku :



1,5 yaşta bebek Gün içi uykularının bire düşürebilir. Bebek Enerjisini daha faydalı(!) işlerde kullanmayı düşünüyordur ve uykunun, onu dünyadan ayıracağını kurguluyor olabilir. Ama gün içi uyku onun için gereklidir. Akşam uykularının daha sorunsuz geçmesi için de gündüz uykusu faydalı olacaktır. Beyin ve vücut gelişimi için arada sırada mola vermek bebek için de şart. Akşam uykuları içinse aynı rutinlere devam etmeli ve uyku saatini esnetmemelisiniz. Unutmayın! O uyurken Büyüme hormonları iş başı yaparlar. Uykuya daldıktan bir saat sonra vücuttaki  büyüme hormonunun maximum seviyeye çıktığı tespit edilmiştir. Bebeğin kilo, boy, kemik gelişimi ve diş gelişimi için bu hormonu yeterince salgılaması gerekir. O nedenle uykuyu yapılması gerekli bir ödev gibi değil, faydalı bir araçmış gibi görmekte fayda var.

Gruplandırma Oyunları :



Onun renk ve şekil algısı gelişmiştir. Bu yeteneğini daha da geliştirmek için bazı oyunlar oynayabilirsiniz. Kırmızı parçaları bir kutuya, mavileri diğer kutuya atabilirsiniz. Ayrıca yıldızlar bir araya, kareler öteki kutuya. Bu bebeğin hayatı daha kolay algılamasına yardımcı olur. "Herşey çok da karmaşık değil canım, birçok şey birbirine benziyor" diye düşünür. Bırakın hayatı kolaylaştırsın.

Empati Ve Davranışlar :



18 aylık bir bebeğin başkalarının ne düşündüğünü veya ne hissettiğini bilmesini beklemeyin. Oyuncağını elinden almaya kalkan başka bir çocuğa vurabilir, onu sadece sevmek isteyen bir akrabaya ağlayabilir. Uzmanlar bu yaşlardaki bebek için "egosentrik" diyorlar.Yani o her şeyin merkezidir. Başkaları önemli değildir. Bu nedenle başkasına vurduğunda onun canının acıdığını anlamayacaktır. Ama siz bunun kötü bir davranış olduğunu ona mutlaka hissettirin. Hatta bu tür bir davranış geliştiriyorsa, daha davranış gerçekleşmeden onun dikkatini başka yöne almayı bilin. Oyun gruplarında onu yakından takip edin ve yeterince oyuncağınız olduğundan emin olun. Onun sosyal dünyası yeni yeni gelişmektedir.

Neden-sonuç ilişkisini neredeyse doğduğundan beri öğrenmeye çalışıyor ama bu süreç tam olarak oturmamıştır. 1,5 yaşındaki çocuk kapının hareket edebileceğini, kapanabileceğini düşünebilir; ama elinin arasında kalması durumunda canının yanacağını düşünemez. Bu nedenle kapı arasına parmak sıkışması, sıcak kalorifere dokunmak gibi olaylar sık yaşadığınız gelişmeler olabilir. Her geçen gün  ne kadar çok daha zeki olduğunu gözlemleyebilirsiniz; ama halen "öğrenme sürecinde" olduğunu asla unutmayın, ondan  genç bir kız veya bir delikanlı gibi davranmasını beklemeye hakkınız yok.

Bilgi Hapı:

Onun yaşamında her şey yavaştır aslında. Bunu unutmayın.

"Bu ayları kaçık ve çılgın olarak görün-ama kısa süren!..Sakinleşin ve geçmişi düşünün..her güzel şeyin sadece küçük paketlerle geldiğini göreceksiniz."
 
alıntıdır
77
  Dünyanın en zeki insanlarından biri olan Albert Einstein tam 4 yaşına kadar hiç konuşmadı. O geç konuştu ama onu konuşanlar hiç bitmedi. Bu konuşmadığı sürede, içinde o kadar çok şey biriktirmiş olmalı ki dünya tam 100 yıldır onu konuşuyor.

Bebek Zekası :



Beyin tam bir mucizedir. Anne karnında ilk o gelişmeye başlar ;  ancak doğum anında en az gelişmiş organdır! Kalp,mide,ciğerler bebeğiniz on yaşına geldiğinde de neredeyse doğumdaki gelişim düzeylerindedir.Ama beyin gelişimi bebeklik boyunca  devam edecektir. Hatta kafatasının içine sığmak için beyin kıvrımlar oluşturacaktır. Yetişkin bir insanda beyin kıvrımlarının uzunluğu dünyayı tam 10 kez saracak kadar uzundur.(500.000 km!) 17 aylık bebeğin sağlıklı beslenmesi ,çevreyle olan ilişkileri , sağlık durumu ve ihtiyaçlarının karşılanıyor olması bebeğin beyin gelişimi üzerinde direkt olarak etkilidir.

10 aylıkken büyülendiği oyuncak artık onun için sıkıcı olabilir ya da 3 yaşındaki bir çocuğun neşeyle oynadığı oyuncak onun için ''ilgi dışı'' olabilir. Bunlar , bebeğinizin bir beyin gelişim süreci içinde olduğunun çok net göstergeleridir.Bu günlerde onun için en neşeli oyuncak, düğmeleri olan oyuncaklardır.Örneğin ses çıkaran oyuncak cep telefonu gibi mekanik oyuncaklar onun çok hoşuna gider.Müzik ve ses de onun için ahenktir.Müzikten gelen ahenk Kendi Dünyası içinde onu mutlu etmektedir.Onun hayal dünyası çok geniştir, biz de onun dünyasındaki ahengi anlamak için çaba göstermeliyiz.Bırakın oyunu o yönetsin siz de başrol oyuncusu olun onun müzik dolu bilim kurgu filminde.

"Uzay insanoğlu için çok karmaşıktır. uzayda insan kocaman bir kütüphanedeki minicik bir çocuğa benzer, çocuk ordaki kitapların yazıldığı binbir çeşit dili anlamaz, nasıl yazıldığını da anlamaz, dikkatini çeken şey o kitapların karmaşık dizilişindeki ahenktir ve insan oğluda uzayın ahengini çözmeye çalışabilir ancak." Albert Einstein



Ayna Ayna Söyle Bana En Güzel Kim :



Bu başlığı pamuk prenses ve yedi cüceler masalından hatırlarsınız. Ama 17 aylık bebeğiniz aynayı başka amaçla kullanacaktır. Artık aynaya bakıyor olmak onun için daha anlamlı sonuçlar doğurabilir.Kendisinin sizin bir parçanız ve uzantısı olmadığını kavramaya başlar(Sizin için üzgünüz !) .Aynada bir kendisine,bir size bakar ve uzuvlarını uzun uzun inceler.Hatta bu yaşlarda işaret parmağıyla bir şeyleri göstermek onun çok hoşuna gidecektir.Ona kolunun,kafasının,ayaklarının ve minik burnunun yerini gösterin.Sizi taklit etmek her zamanki gibi onun hoşuna gidecektir.

Kitap Okumak :



17 Aylık bebeğinize kitap alıyor musunuz? Kitapçılarda bu yaş grupları için özel olarak hazırlanmış kitaplardan  almayı deneyebilirsiniz. Bu kitapların kalın yaprakları ,bebeğinizin sayfaları çevirme işini kolaylıkla becermesini sağlayacaktır. Güçlü parmak kasları olması sayfa çevirme işini kolaylıkla yapmasını sağlar; ama incecik sayfalara karşı nazik olacak kadar kibar değildir.Bu tür kitaplar çok ucuz olmadığı için arkadaşlarınızla kitap değiştirmeyi de deneyebilirsiniz.Böylece "minik öğrencinizin" yeni kitapları olur.İnanın her birinden bir dünya öğrenebilir o.Üstelik ilerideki kitap okuma alışkanlığı  içinde büyük bir yatırım yapmış olursunuz.

Elleriyle Yemek Yemek :



Bu yaşlarda gıdaları kendi başına yemek bebek için bir başarı hikayesi olabilir. Bir şeyleri yapabiliyor olmak ,onun kendine güvenini pekiştirecektir. Küçük kaşığıyla sebze çorbasını ağız ve çene  arasındaki kırmızı deliğe (!) götürmeye her zaman başaramayacağını da unutmayın. Onun kendine güvenini ,kırılıcak bir bardak kadar hassasiyetle korumalısınız. Yapamadıklarıyla değil, yaptıklarıyla ilgili konuşun.Sadece onunla değil,çevrenizle konuşurken de!! Unutmayın dediklerinizi artık anlıyor o.

Bilgi Hapı:

Einstein'ın dünyaca meşhur dil çıkartma fotoğrafını hatırlıyor musunuz? O bu hareketi gazetecilere yaptı ve flaşlar patladı.Ne kadar farklı olduğunu göstermek istiyordu belki de.Sizin "afacan" da gardıroptan yaptığı bir zevkli seçim için alkış olmak istiyor olabilir.Dünya onun için bir sahne.Sizin göreviniz de onu alkışlamak ve yüreklendirmek ....
alıntıdır
78
16 aylık  bebek dünyayı tanımaya devam ettikçe yeni korkular geliştirebilir. "Birden banyo yapmayı sevmemeye başladı", "Birden uyku onun için zor olmaya başladı" diyorsanız bu yazıyı okumaya devam edin. "Minik beyin" büyüyor ve artık her şeyi anlamaya başlıyor.

Korkular :



Aslında çocuklarda hiçbir şey ''birden'' ve ''sebepsiz'' olmuyor. Onun gittikçe büyüyen ama bize göre halen küçük dünyasında her şeyin bir nedeni var. Banyodan korkuyordur;çünkü belki de son banyonuzda ayağı kaydı ve bu onu çok korkuttu. Banyo ve korkuyu aynı kategoriye koyarsa ,bebek banyodan kaçmak isteyecektir. Bu durumlarda banyoyu onun için güvenilir yaptığınızı ona söyleyin daha da önemlisi gösterin. Küvete birlikte girip onun güvenini kazanabilirsiniz. Bu yaşlardaki bebeklerin çok küçük su miktarlarında dahi boğulabildikleri raporlanmıştır.Lütfen dikkatli olun.

Onun hatırlama yetisi geliştikçe yeni korkular kapıda olacaktır. Aynı şekilde çocuğunuz "doktor amca/teyze" yi görünce de çığlıklar atmaya başlayabilir. Bir ay önce yapılan aşı ile doktoru aynı kategoriye koymak onun için hiç de zor olmayacaktır. Tepkisine hazırlıklı olun ve onu anlamaya çalışın.

Hayır, Hayır :



16 aylık bebek büyüdükçe "hayır" onun için bir oyun haline gelebilir. Bu sizin için kötü olacaktır.''Hayır''aynı zamanda onun bağımsızlık yolunda attığı minik adımların yansımasıdır. Dolayısıyla 2 yaş sendromuna hazırlık yapmaktayken onun dirençleriyle karşılaşmaya kendinizi hazırlamalısınız. Mümkün olduğunca onunla savaşacağınız alanlara girmeyin! Çünkü çok inatçı olmaları ve sizi bunaltmaları onlar için çok kolay olabilir. Onun yerine yapmasını istemediğiniz bir hareket içindeyse, onun dikkatini dağıtmak en kolay çözüm olacaktır. Bu yaştaki bir bebeğin Cezayı anlaması da son derece zordur.

Hastalıklar :



16 aylık ve civarı birbebek sahibi  anne babanın planlanmamış doktor ziyaretleri artabilir. Özellikle kış   aylarında soğuk algınlığı gibi bazı çocuk hastalıkları gündeminizi doldurabilir. Çocuğun bağışıklık sistemi tam olarak oturmadığı için bebeklerimiz bu yaşlarda daha rahat hasta olabilmekteler. Salgın durumlarında çocuğunuzu hem hasta bireylerden uzak tutmalısınız hem de onun vitamin- mineral dengesini kontrol etmelisiniz. Bunu en kolay şekilde meyve ve sebze tüketimini arttırarak gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca sözlü olarak ifade edemiyorsa da ,huzursuz olan ve elini kulağına götüren bir 16 aylık çocuğun orta kulak iltihabı yaşayacağını düşünmelisiniz. Hastalık durumlarında:

1-Hastalıkla savaşmanın ilk yolu onu engellemektir. Koruyucu sağlık önlemlerine dikkat ediyor musunuz?

2-Hasta bebeğiniz için başvurduğunuz ilk kaynak ilaçlar olmamalı. Önce doktorunuzla görüşün.Her sorunda mutlaka ona gitmek zorunda değilsiniz. Ama artık doktorunuz sizi ve bebeğinizi tanıyor ona bir telefon açabilirsiniz.

3-Sık Antibiyotik kullanmanız durumunda bebek antibiyotiklere karşı savunma geliştirerek bu ilacı etkisizleştirebilir. Bebeğiniz hastalıkla savaşırken, siz sabırlı olun. Ona göstereceğiniz ilgi çok önemli olacaktır. Kelimenin tam anlamıyla Zaman her şeyin ilacıdır. Sık Antibiyotikle kısa vadede kazanırsınız ama uzun vadede kaybedersiniz.

4-Aşı takvimini iyi takip edin. Atlama yapmayın. Ülkemiz aşı takibi konusunda uluslar arası standartlara uyacak kadar gelişmiş durumda. Bu avantajı çocuklarınızın sağlığı için kullanın.

5-Çok sık doktor değişikliği yapmayın ;ama doktorunuzla iletişiminizin güçlü olmasını sağlayın. Sizi anlamadığını düşünüyorsanız, yeni bir doktor arayışına girebileceğinizi unutmayın.

Yürüme :



Alışveriş Merkezlerinde yeni yürümeye başlamış bir bebeği izlemek herkese keyif verir.16 aylık adam artık yürüme konusunda tecrübelenmiş olabilir. Ellerini açarak denge sağlamaya devam ediyor olabilir. Her adım attığında minicik yüzünde gülücükler oluşur. Kendince hızlı hızlı koşmaya çalışır ve döner sık sık arkasına bakar.''Evet yapıyorum, başarıyorum, bak aynı annem gibi yapıyorum'' der gibi düşünceleri halen gelişmeye devam eden mucize ürünü beynindedir.

Bilgi Hapı:

16 Aylık Bebeğinizle yemek masasında savaşmak çok kötü bir durumdur. Bu durumdan kaçınmaya çalışın. Eğer yemiyorsa,onu kesinlikle zorlamayın. Belki önüne koyacağınız derin bir tabakta, kaşığını kendisi kullanarak yemek istiyordur. Ona bu fırsatı verin. Bir şeyleri başarıyor olmak onun hoşuna gider. Yemeğini bile kendisinin yiyor olması onu çok mutlu eder. Etraf biraz batsa da  mutlu olursunuz. Biliyoruz...Söylemesi kolay yapması zor!!
 
ALINTIDIR
79
15 aylık bir bebeğin arkadaşı olur mu? Hem Evet, hem Hayır! Bu yaştaki bir çocuk halen kendini dünyanın merkezi sanmaktadır. Onun dışındaki her şey onun için yaratılmıştır! Bu nedenle 15 aylık iki bebeği yan yana getirdiğinizde birbirlerine pek yüz vermezler.

Oyun ve Oyuncak :



Bu yaştaki bebekler birbirlerine yüz vermezle; ama ''paralel oyun'' denilen bir oyun oynarlar! Yan yana gelen çocuklar birbiriyle ilişkiye girmeden, yan yana oyun oynarlar. Muhtemelen birbirlerini izlerler; ama iletişim ve oyuncak paylaşımı yapmazlar. Bebeklerin oyun gruplarında bir araya gelip, sosyal yaşamı(birlikte yaşamı) öğrenmeye başlamaları için hiç de erken değildir. Unutmayın bebekler her şeyi öğrenir; birlikte yaşamak dahil.

Oyuncak ise bebeklerin şimdilik gerçek arkadaşıdır. Ona tam olarak hakim olabilir ve ona istediği her şeyi yapabilir. Oyuncak sadece zaman geçirme aracı olarak görülmemeli. Bebeklerimizin dünyaya hazırlığı için harika araçlardır oyuncaklar. 15 aylık bir bebeğin bazen bir kaleme bile hayranlıkla baktığına  hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu nedenle basit ve çocuğun kendi zihinsel gelişimini destekleyecek oyuncaklar almak en iyi çözüm olacaktır. Bırakın miniğiniz  hayal gücünü kullansın, kim bilir belki de o kaleme binip uçabileceğini düşünüyordur?!

Kategorize Etmek :



15 aylık bebek köpek görünce kedi sesi çıkarabilir!Yapılan araştırmalarda bir yaşını geçen bebeklerin nesneleri ve canlıları sınıflandırabildikleri saptanmıştır.Yani onlar için kedi ve köpek birbirine benzer ve isimlerini karıştırmakta sorun yoktur.Onu her zaman düzeltmeniz kendisini engellenmiş hissettirebilir.''Hayır bu kedi değil'' demek yerine ''Can ,bak bu köpek''gibi daha olumlu cümleler kurmalısınız.

Bebekle Yolculuk :



Bu yaşlarda bir bebekle yolculuk yaptınız mı? Eminiz ki hepiniz biraz irkildiniz. Panik Yok.Bebekler ortam değiştirmeyi,rutinlerinin bozulmasını pek istemezler,bu nedenle yolculuk ,çoğu bebek için sorun olabilir.Belki uzaklardaki bir babaanneye veya teyzeye yapılan bir yolculuk olabilir bu.Eğer siz de arabaya ya da uçağa binince mışıl mışıl uyuyan bebeklere sahip ,şanslı azınlıkta değilseniz işiniz biraz zor olacaktır.Sıkılınca onun dikkatini çekeceğiniz bol miktarda oyuncak almaya ve olası mide bulantılarına  karşı hazırlıklı olun.Mümkünse yanınızda size yolculuk boyunca eşlik edecek birisi olmasına dikkat edin.Bol miktarda çamaşır ve kıyafet almayı da unutmamalısınız.

İki Kelime Bir Araya Geliyor :



Geçen yıl bu zamanlar bir kumru gibi cıvıldayarak başlamıştı, sonra agu gibi kelimeler çıktı, zamanla baba gibi daha anlamlı kelimeler geldi küçük ağızdan şimdi ise sıra cümle kurmakta.

Bu aylarda çocuğunuz ''güle güle'', ''anne gel ''gibi iki kelimeyi yan yana getiren cümleler kurabilir. Siz veya çevrenizdekiler onunla konuştukça o da sizin gibi konuşmak isteyecektir. Demek ki bu işi çok iyi yapıyorsunuz aferin size ,bir canlıya kendini ifade etmesini öğretiyorsunuz. Doğa bunu yüz binlerce yılda yaptı ,siz ise bir yılda başardınız!Sohbete devam..

Vitaminler :



Onbeş aylık bebeğiniz yeterince renkli beslenmiyorsa ona vitamin takviyesi yapmak gerekebilir. Özellikle bu yaştaki bebeklerin A ve B vitaminini yeterince almaları gerekir.

Ülkemiz bebekleri için özellikle önemli olan ise Demir Mineralidir. Kansızlık olarak da adlandırılan hastalık ülkemizde çok yaygındır. Bu nedenle bebeğin vitamin ve mineral dengesinin doktor tarafından yapılacak bir kontrolle saptanmasına ve gerekli önlemlerin alınmasına gerek duyulmaktadır.

Bilgi Hapı:

Çocuğunuzla yapacağınız bir tatil veya seyahat öncesi bir liste oluşturun.Onun tipik bir gününü kafanızda canlandırın.Sabah kalkıyor,alt değiştirme,yemek,oyun zamanı....Bu şekilde onun bir gün içinde ihtiyacı olan her şeyi listenize kayıt edin.Sonra bavulunuzu bu listeye göre hazırlayın. Çantanıza koymayı unuttuğunuz çok ufak bir eşya başınızı çok ağrıtabilir, dersinizi iyi çalışmalısınız.Hazırlık yaptığı çantayı tamamen evde unutan anne sayısı da az değildir.Aman Dikkat...Bol şanslar!!
alıntıdır
80
"Makarna tabakta çok hoş duruyor. Acaba yerde nasıl duracak? Bir deneyelim!'' Size garip gelebilir ama bu tam da 14 aylık bebek aklından geçenlerdir. Çoğu zaman bir bebeğin böyle bir hareket yapmasını yaramazlık olarak algılarız. Hareketin hoş olmadığı ve özendirilmemesi gerektiği doğru; ancak bebeğin tek amacı deney yapmak. Konuya bu açıdan bakmak bazı şeyleri daha kabul edilebilir kılacaktır.

Fiziksel Gelişim :



14 aylık bebek bağımsızlıkla ve bağımlılık arasında gider gelir. Odada oturuyorken sizden hızlıca uzaklaşır, tam kapıya geldiğinde gözlerinizin içine bakar. O anda "acaba gitmeli miyim, yoksa geri mi dönmeliyim ?"diye soruyordur kendi kendine. Yeni bir şeyler öğrenme güdüsü onu gitmeye zorlarken, sizden aldığı sıcaklık ona "dön emri" vermektedir. Aslında bu ikilem bebek, çocuk olup hatta ergenliğe kadar devam edecek kendi içindeki bir iç savaşın işareti: Bağımsızlık. Bu yolculukta gözleriniz, hareketleriniz ve sözlerinizle ona destek olduğunuzu her zaman hissettirin.

Bebek ve Beslenme :



Bağımsızlığını isteyen bir çocuğa yemek yedirmek zor olacaktır. Aylarca oturmak ve dünyayı seyretmek zorunda kalan bebek artık her şeye ulaşmak ve kurcalamak ister. Çünkü, bir yerlerde oturup pasif kalmak onun için artık "Çin işkencesi" olmaktadır. Bu nedenle bir yaşından sonra bebekleri masada tutmak gayet zor olabilmektedir. Konuya bu gerçekliği akılda tutarak yaklaşmak gerekir. Onu yemek masasında tutmak için aşırı ısrarcı olmayın. Bu yemek yemeyi bir ceza olarak algılamasını sağlayabilir. 14 aylık bir bebeğin açlıktan hayatını kaybetmesi de imkansızdır. O bazen çok, bazen az yiyerek kendince bir denge oluşturacaktır. Kendi porsiyonlarınızla onunkini karıştırmayın lütfen. "Minik gurme" nin midesi halen çok küçük. Sağlıklı gıdalarla pişirilmiş yemekler yapmak, öğünlere yeni gıdaları eklemek ve bir sofra rutini oluşturmak sizin göreviniz. 3N,1 N kuralını hatırlayın. Ne zaman,nerede ve ne yenileceğine aileler karar verir. Ne kadar yenileceğine ise çocuk.

Korkular :



"Minik kalbiniz" büyüdükçe yeni korkular geliştirebilir. Hayatı keşfettikçe hayatın sadece güzelliklerle ve mutluluklarla dolu olmadığını öğrenecektir. Hayatta zorluklar, acılar ve korkular da var. Ve bebeğiniz artık bunlarla yüzleşiyor olacak. Gün içinde yaşadığı bir stres gece bir rüya veya kabus görmesine neden olabilir. Bu onu korkutup gece ağlamsını sağlayabilir.Yanında olduğunuzu, sorun olmadığını hem hareketlerinizle hem de sözlerinizle ifade etmelisiniz.

Bebek Konuşuyor :



14 aylık bebek " yemek vakti geldi "dediğinizde mutfağa koşuyorsa bu size hayal gibi gelmesin. Bebek artık daha karmaşık cümleleri de anlayacak kapasitededir. Artık komik şarkılar yerine onunla biraz daha anlamlı sohbetler yapabilirsiniz. Sizin söyleyeceklerinizi anlayabilir ama cevap vermesi, anlaması kadar kolay olmayacaktır. Ona yardımcı olun. "Bu" diyorsa  ''Evet Göktuğ anlıyorum su istiyorsun''dediğinizde inanın ona 5 kelimeyle çok şey anlatmış olursunuz. Dikkat ettiniz mi ? bir tek kelimeye tonlama yaparak soru formatı da oluşturabiliyorlar. "Bu" derken vurguyu sona yaptıkça kelime su ver anlamında bir soru cümlesi oluyor.

Yemek yerken deney yapmayı seven 14 aylık bebeğin bir dahaki sefere bezelyeleri ağzı yerine kafasından aşağı aktarması da olasıdır. Bu durum sizi çok güldürse de bunu bebeğinize hissettirmeyin. Çünkü yaptığı hareketin sizde mutluluk yarattığını algılarsa bunu çok uzun süre farklı yöntemlerle denemeye devam edecektir. Bu arada en iyisi yemek sandalyesinin altına bir bez veya gazete  sermek..

Bilgi Hapı:

Bebeğinizin dişleri gelmeye devam ediyor olabilir. Bu onun damaklarında ağrı yapıyor olabilir. Onun eline biraz soğutulmuş bir muz,boydan kesilmiş salatalık veya havuç verin bakalım. Eline aldığı bu gıdaları ağzına attığında soğuk hissi onun damaklarına iyi gelecektir. Miniğin eline çok katı gıdalar verdiğinizde, boğulma tehlikesine karşı her zaman tetikte olmalısınız.
ALINTIDIR