26 Nisan , 2024, 13:33:18

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - βαlκιz

121
Aslında ateş faydalı desek inanır mısınız? Ateş, vücut ısısını arttırırken, bazı mikropların da bölünerek sayıca artmasını engeller. Bununla birlikte savunma hücrelerinin bölünerek artmasını da hızlandırır. Bazı araştırmalara göre vücut ısısının artması enfeksiyonla savaşmaya yardımcı oluyor. Bu durum hastalık süre...cini de kısaltabilir. Ama tabii çok yüksek olmaması koşuluyla.

Ateşini nasıl ölçeceksiniz?
Çocuklarınızın ateşini koltuk altı, rektal, kulak ve ağız yoluyla ölçebilirsiniz. Koltuk altının ısısı 36,5-37 derecedir. Civalı ve dijital termometreyle ya da rektal ve kulaktan ölçüm için özel yapılmış aletler kullanarak çocuğunuzun ateşini rahatlıkla ölçebilirsiniz. Ama biz yine belirtmek isteriz ki en güvenli yöntem koltuk altı ölçümü.

Termometrenin metal uç kısmını üç dakika süreyle çocuğunuzun koltuk altında tutun. Ölçtüğünüz değer 37,5 derece üzerindeyse çocuğunuz ateşli olarak kabul edilir. Buna karşın vücut ısısını en iyi yansıtan yöntem rektal ölçümü, ama ölçüm tekniği açısından çocuğunuza ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle pek güvenli değil.

Ne yapacaksınız?
Bebeğinizin ateşi olduğunu fark ettiyseniz, hemen bir dijital termometreyle koltuk altından ateşini ölçün. Ateşi 38 derece olduysa, mutlaka doktorunuzu arayın. Bebeğiniz 6. ayının üstünde ve ateşi 37,4 ile 38 derece arasındaysa antipiretik (ateş düşürücüler) vererek ateşini bir-iki saat evde takip edebilirsiniz. Ama çok hasta görünüyorsa ve diğer hastalık belirtileri varsa, hemen doktorunuza danışın.

Evde mutlaka ateş düşürücü fitil veya şurup bulundurmanızda da fayda var. İlacı seçerken mutlaka doktora başvurun. Ateşi hızlı düşüren diğer bazı ilaçların tehlikeli yan etkileri olabilir, bebeğinize zarar verebilir. Biliyorsunuz ilaç konusunda titiz olmanızda her zaman yarar var.Devamını Gör
123
100 gr oda sıcaklığında tereyağı

- 1 çay bardağı pekmez

- 1 yumurta

- 1 yemek kaşığı yoğurt

- 14-15 tepeleme yemek kaşığı un

- Birkaç damla limon suyu
Bütün malzemeler karıştırılır.kıvama göre un eklenebilir.El ile yuvarlaarak yada merdane ile şekil verilir.Sert olmaması için çok ince olmaması gerekiyor.

170 derecedeki frında 15 dakika çok kızartmadan pişirilir 
124
  25 gram kuzu ciğer
150 gram havuç
biraz tereyağı
...çok az defne tozu
1 çimdik tuz (isteğe bağlı)

Havuçu yıkayın, soyun, tavla zarı biçimi doğrayın, biraz suda 20 dakika pişirin. Defne yaprağı tozu, biraz tereyağı ekleyin bir çatalla ezin. Küçük doğranmış çiğeri buharda pişirin, havuç püresi ile servis yapın
  off benim bile canım çekti yarın yapıcam mutlakaaa  :hungry: :hungry: :hungry:
125
Sizin Seçtikleriniz / tacize uğradınız mı ?
15 Eylül , 2010, 01:22:30
ben uğradım bekarken çok ugradım hemde
yolda otobüste falan
en kötüsü şöyle oldu birgün arkadasımla okulu kırdık erkek arkadaslarımızla buluşcaz şişliden okmeydanına dogru yürüyerek gitcez sabah 7 falan saat acayip yagmur yagıyo ama çılgınlık yürüycez
okmeydanı köprüye geldik arkadasım çok çatlak bişey yolda yapmadıgı manyaklık kalmaz bana sarılır iter öper deli kız birden arkamdan biri sarıldı bende arkadasım sanıp ses çıkarmıyorum gülüyorum neyse bi baktım sarılanın elleri biyerlerimde  :violent1: :violent1: bi döndüm arkamı ben döner dönmez sarılan kaçtı köprüden aşağı yeşillik alana atladı arkadasıma baktım şok olmuş azı acık bakıyo
ben şaşkınlık içindeyim  neyse kendime geldim kimdi noldu falan konuştuk bakındım ama ortadan kaybolmuştu hayvan ama baliciydi kesin orası belliydi kaçarken gördüm
ben kıpkırmızı olmuştum arkadasım manyak dalğa geçiyodu adam seni şey etcekti az daha diyee dedim bidaha yürüyerek geleni şey etsinler valla piss :caca: :caca: sabah sabah etrafta insan bile yok ayyy ya orda bize bişey yapsalardıı allah korusun o günden sonra yürüyerek biyere gitmedim  :ehi: yolda yürürken bile hep arkama bakarım biri gelip sarılmasın yine diyee  :toothy10: :toothy10:
126
Sağlık Haberleri / KEFİR
12 Eylül , 2010, 15:48:21
KEFİR
Kefir Kafkasya' da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. Son yıllarda Avrupa ve Amerika'da yapılmaya başlanmış ve ülkemizde de Ziraat Fakültelerinin Teknolojisi bölümlerinde üretilmekte olup, sınırlı miktarda satışı yapılmaktadır.

KEFİR NEDİR ?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir. Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

KEFİR NERDEN GELMİŞTİR ?
Kefirin anavatanı Kafkaslardır. İlk kez Batı Asya' da Türkler tarafından yapılan ve günümüzde pek çok ülkeye yayılan fermente bir süt ürünüdür. Kafkasyalılar kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadırlar. Kafkaslardan dünyanın her tarafına yayılan Türkler bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüşler ve yaymışlardır. Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kuruluşlar kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapmakta ve önemli sonuçlara ulaşmaktadırlar.

KEFİR NELERE İYİ GELİR ?
Kullanımı ( içimi ) ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır. Kafkasyalıların kefirin yararlarını bildiklerinden çocuklarına ile su gibi içirirler. Kafkasya' da yüzyıldan fazla yaşamak çok sıra dışı bir durum değildir. Protein , yağ , laktoz ve mineraller bakımından hayli zengin ilaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kollestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır, vücuttan atılması gereken maddelerin gidişini kolaylaştırıyor, bağırsak hareketlerini hızlandırıyor, bulaşıcı, sarılık , eklem hastalıkları, ishal , kabız , kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşürüyor ve en önemlisi KANSERİ GECİKTİRİYOR... Hazmının kolay , proteince zengin oluşu NEDENİ İLE Kefir hastalar ve çocuklar için önemli bir besindir.Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde bir iki kaşık içirilmesi önerilmektedir. Doktorlar, hastalarına ilaçların yanında birde kefir içmelerini tembihliyor.
Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir. Hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel SEZGİN, Japonya' da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.( 22.02.2002 Star Gazetesi )
Ayrıca kefir sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk içinde yararlı olmaktadır.Ülser yüksek tansiyon , bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

KEFİRİ KİMLER KULLANIR ?
Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

KANSER HASTALARI TERCİH EDİYOR ?
Kefir, vücut direncini arttırıyor, sindirim sistemine yararlı oluyor. Bağırsakta kanser oluşturan etkenleri engelliyor. İlaç değil ama, kanser hastası olanlar, bu özellikleri nedeniyle kefiri tercih ediyor... Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.

KEFİR TANESİ
Kefir Tanesi; fındık yada buğday büyüklüğünde, renkleri beyaz, beyaz-sarı arasında küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir. Boyutları 0,5-3 cm arasında değişir. Taneler sütü fermente edici rol oynar, en önemli özelliği fermantasyon sonunda süzülerek tekrar kullanılabilmesidir.Kefir taneleri kazein ve birbirleri ile ortak yaşayan mikroorganizmaların meydana getirdiği jelatinimsi koloniler oluştururlar. Çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Değişik araştırmacılar, değişik bölgelerden aldıkları kefir tanelerinde farklı sayıda, oranda ve cinste mikroorganizma tespit etmiştir.Tanede genel olarak laktik asit bakterileri, laktozu fermente eden ve edemeyen mayalar mevcuttur. Bazı tanelerde enterokok ve koliform grubu bakterilere de rastlanmıştır. Kefir tanesinde saf toz halde liyofilize kültürler üretilmiştir. Avrupa ülkelerinde ve A.B.D. de genellikle saf kültürlerden kefir üretilirken , Rusya , Asya , Doğu Avrupa ve Ortadoğu bugüne kadar laboratuvar koşullarında kefir tanesi üretmek mümkün olmamıştır.

BESİN DEĞERLERİ

Kefir, vücudun temel fonksiyonlarında ve çeşitli faaliyetlerinde kullanılan mineraller ve esansiyel aminoasitler bakımından zengindir. Kefirde bulunan proteinler kısmi sindirimi yapılabilen ve bu nedenle vücut tarafından kolay değerlendirilebilir yapılardır. Kefirde bol miktarda bulunan ve esansiyel amino asitlerden bir tanesi olan triptofanın , mineral maddelerden kalsiyum ve magnezyumun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğu bilinmektedir.Vücudumuzda en çok bulunan ikinci mineral madde olan fosfor, hücre gelişimi ve enerji ihtiyacının karşılanması için karbonhidratların , yağların ve proteinlerin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Kefir B12 , B1 ve K vitamini bakımından da zengindir. B u vitaminlerin yeterli alınması durumunda gerek böbrek, karaciğer ve sinir sistemine gerekse deri rahatsızlıklarına sayısız fayda sağladığı bilinmektedir.

   
127
Sizin Seçtikleriniz / BEN YATMAYA GİDİYORUM.....
11 Eylül , 2010, 17:20:41
BEN YATIYORUM
Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.
Annem, "Geç oldu," dedi, "zaten yorgunum, ben yatıyorum."
Annem kalktı, mutfağa gitti. Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.

Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.
Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.
Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği
için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.
Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.
Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp
yerine koydu. Sonra çamaşır makinesinden ıslak
çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.
Banyodaki çöp sepetini boşalttı. Islak bir havluyu
kurusun diye duş perdesinin borusuna astı. Bir gömlek
ütüledi, kopuk düğmesini dikti.
Çiçekleri suladı. Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.
Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene
tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin
altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.
Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz
verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.
Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.
Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü
yıkadı,dişlerini fırçaladı. Gece kremini ve kırışık
önleyici nemlendiricisini sürdü.
Tırnaklarına baktı, törpüledi. İçeriden "sen yatmaya
gitmemiş mıydın" diye seslenen babama "şimdi
gidiyorum" deyip köpeğin su kabını doldurdu.
Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.
Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını
söndürdü, bilgisayarını kapattı,gömleğini astı,
yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı. Bana
geldi, "haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın," dedi.
Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün
giyeceklerini hazırladı. 6 maddelik acil işler
listesine 3 madde daha ekledi.
Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin
gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.
İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya
öylece bir "ben yatıyorum" dedi ve gitti yattı.
Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Kadınların neden
daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz?
ÇÜNKÜ ONLARI YAPISI UZUN ÇEKİŞLİ (ve işleri
bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemezler)!
Şimdi bu yazıyı tanıdığınız olağanüstü kadınlara
okutun - emin olun, hepsi bayılacaktır.
SONRA DA ARTIK SOYLEYIN YATSINLAR!  
129
Bilmece / Bulmaca / Hayalimizdeki Başlıklar
11 Eylül , 2010, 15:29:05
6 sene sonra kızzlarrr hamileyiiim  :ehi: :ehi: :ehi:
130
Yeryüzünde sadece insanlar yaşamıyor, onlar, birçok canlı türü içinde sadece biri. Bu canlı türleri de varoluş nedeni ve halihazırdaki işlevleri ile, birbirini tamamlayarak, bir döngü biçiminde karşılıklı etkileşerek gerek ekolojik, gerek biyolojik ve gerekse insanlar için geçerli olan ruhsal boyutlarda yaşamlarını anlamlı kılmaktadırlar. Doğanın gereğide budur. Birisindeki eksikliğin bu döngüyü olumsuz yönde etkileyerek diğerlerinin varoluşlarının veya işlevlerinin aksamasına neden olduğu bilinmekte ve "Çevrecilik" akımları tarafından çok açık bir biçimde vurgulanmaktadır.

insan gelişiminde de hayvanların, bitkilerin özellikle de evcil hayvanların katkısı sanıldığından daha çoktur.

Çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal gelişimi bir bütünlük içinde ve birbirini az yada çok etkileyerek tamamlanır. Çocuk önce kendini ve kendi dışındaki dünyayı beş duyusu ile algılar, algıladıklarını da taklit ederek, onlarla karşılıklı ilişkiye girerek öğrenir. Özellikle de bu karşılıklı ilişkinin kiminle? nasıl? ne sıklıkla? olduğu onun zihinsel, ruhsal, sosyal gelişimini yakından etkiler.

Muhakkak ki bu ilişkideki önemli kişiler önce annesi ve diğer aile bireyleri, daha sonraları da yakın ve uzak çevresindeki insanlardır. Hayvan ve bitkiler de gerek canlı, gerekse cansız (oyuncak) halleri ile çocuğun dünyasına bebeklikten itibaren girerler.





Özel bir bebek veya oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık veya bebek onun sırlarını paylaşır, kızgınlığına katlanır, huzursuzluğunu giderir. Evcil hayvanlarda aynen bu oyuncaklar gibi çocuğun yaşamında etkili olabilirler. Çocuk bir evcil hayvan ile insanlarla nasıl sosyalleşileceğinin provalarını yapabilir, mutluluğunu veya mutsuzluğunu paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir. Ona bakarak birine birşeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadabilir, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Yine çocuk evcil hayvana bir şeyler öğreterek, kendi bir şeyler öğrenir, korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir ve de insan ilişkisinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı bağımsız bir kişi olmayı öğrenir.






131
 :laughing7: :laughing7:
133
Moda / bebek odası örnekleri
05 Eylül , 2010, 08:32:03



Uploaded with ImageShack.us




Uploaded with ImageShack.us

Uploaded with ImageShack.us

Uploaded with ImageShack.us
134
Binicilik öğretmeni Erhan Fenercioğlu, ata binmenin, yetişkinlerin yanı sıra çocuklar üzerinde de bir takım olumlu etkileri olduğunu belirterek, "Ata binmek, çocuğa paylaşma duygusu, doğa ve hayvan sevgisi kazandırmakla birlikte onun sosyalleşmesine de katkıda bulunuyor" diye konuştu.


Ata binmenin sağladığı meditasyonun insanları gündelik yaşamın stresinden uzaklaştırdığını kaydeden Fenercioğlu, "Ata binmek, vücuttaki tüm kasları çalıştırarak terlemeyi kolaylaştırır, kilo vermeye yardımcı olur ve kişiyi zinde tutar. Atı idare etmeye konsantre ettiği için biniciye dış dünyada olup bitenleri unutturur, stresi azaltır" dedi.
Ata binmenin çocuklar için de fiziksel ve psikolojik faydaları olduğuna değinen Fenercioğlu, düzenli olarak ata binmenin çocukların kas ve kemiklerini güçlendirdiğini, sağlıklı bir görünüm kazandırdığını kaydetti.
Fenercioğlu, "Binicilik kurslarına katılan, atla içli dışlı olan çocuklar, çalışmalar sırasındaki atmosferin etkisiyle katılımcı bireylere dönüşüyorlar. Çocuklar ata yakın oldukları için hayvan korkularını yeniyorlar. Böylece sosyal, doğa ve hayvan sevgisi gelişmiş bireyler oluyorlar" dedi.
Ata binmenin tehlikeli bir spor olmadığını da belirten Fenercioğlu, şunları kaydetti: "Her sporun kendine göre tehlikeleri var. Doğru yerde ve doğru kişiyle çalışıldığında tehlike riski azalacaktır. Çalışmalarımız sırasında kask takarak, kum çeltik karışımı özel zeminlerde çalışarak ve öğrencilerimize binicilik konusunda teknik eğitim vererek tehlikeleri asgari düzeye indirmeye çalışıyoruz. Attan düşmek o kadar kolay değil. Siz gerekli teknik donanıma sahipseniz kolay kolay düşmezsiniz. Düşseniz de bilinçli düşeceğiniz için yaralanma olasılığını azaltmış olursunuz
__________________
kilolara veda
135
Sizin Seçtikleriniz / kreş
03 Eylül , 2010, 12:14:56
kızlar
benimkilerin kreşe gitmesine 2 sene var
ama öncesinde kreşlerde oyun guruplarına katılabilirlermi
varmı yollayan bilen kreşe gidip sorcam ama sizede sormak istedim
136
Aile hekiminizi burdan öğrenin

Avrupa uyum yasaları gereği artık her vatandaşın bir aile hekimi olacak. Peki ama size ait hekimi nasıl öğreneceksiniz? İşte ilgili site...


Avrupa'da bulunan aile hekimliği sistemi uyum yasaları gereği ülkemize uygulanacak. Yeni uygulamaya göre devlet sizinle ilginecek bir aile hekimi atayacak.

Vatandaşlar hastalandığı zaman bu hekime giderek daha iyi tedavi olabilecek. Hasta sürekli aynı doktora gittiği için, sağlık sorunları hekim tarafından daha iyi analiz edilebilecek.

Hangi Doktor Size Atandı?

Sistemin diğer bir faydası ise nesilden nesile geçen ailevi hastalıkların erken tehşisine daha fazla olanak sağlaması. Hangi doktorun ailenizin hekimliği görevine atandığını öğrenmek için ise Sağlık Bakanlığı'nın açtığı siteye ulaşabilirsiniz.

Sağlık Bakanlığı bu site dışarısında başka kaynaklara güvenilmemesi konusunda vatandaşları uyarıyor. Aile hekiminizi öğrenmek için bu adrese tıklayabilirsiniz...

http://sbu.saglik.gov.tr/sbahbs/default.aspx


137
Çocuklarımızın sık sık boğazları şişer veya kızarır. Böyle durumlarda ilaca başvurmadan pratik ve doğal yöntemle tedavisini evde yapabilirsiniz :

Bir bardak kaynamış soğutulmuş suyun içine bir tatlı kaşığı karbonat atıp, 6-7 damla tentürtüyot damlatıyorsunuz.Böylece doğal bir gargara elde etmiş oluyoruz.
Bildiğimiz kulak kürdanına bir damla tentürtüyot damlatarak öncelikle çocuğun iltihaplı boğaz bölgesini temizliyoruz.
Sonra doğal gargaramızla gargara yaptırıyoruz.15 dakika içinde ateşinin düştüğünü göreceksiniz.

ALINTIDIR
138
Günümüz annelerinin en büyük derdi olan çocukların süt içmedeki gönülsüzlüğüne uzmanından çareler. Süt; D vitamini, kalsiyum, protein açısından muhteşem bir gıda. Normalde 8 yaşın altındaki çocuklar günde en az iki bardak süt, 8 yaş üstü çocuklar ise 3 bardak süt içmeli. Ancak toplum olarak süt içme alışkanlığımız nedense azdır.

Bu yazıda nedenleri anlatmak yerine, doğrudan hedefe yöneleceğim ve sizlere çocuğunuza süt içirmek için 10 etkili yöntem sunacağız.

Hamileyken süt için: Diyeceksiniz ki, "Bu da nereden çıktı? Hani çocuklarımızdan bahsedecektik?" Çok ilginçtir, ama gerçek şu ki; çocuğunuzun tat duyusu daha karnınızdayken gelişmeye başlar. Siz hamileyken yediğiniz yemeklerin tadı amniyotik sıvınıza geçer. Çocuğunuz doğup büyüdükçe vereceğiniz gıdalar bu nedenle ona hiç de yabancı gelmeyecektir. Süt de dahil olmak üzere.

Altıncı aydan itibaren süt verebilirsiniz: Biliyorum bu önerime çok şaşıracaksınız. Çünkü yıllardır biz doktorlar bebeklerinize 'ilk bir yıl inek sütü vermeyin' diyoruz. Ancak artık biliyoruz ki ek gıdalara altıncı aydan sonra geçildiğinde dengeli beslenme ile inek sütü de verilebilir. Bu şekilde çocuğunuz erkenden sütün tadına alışacaktır. Yalnız bir kural var: Aldığı günlük süt miktarı 500 ml'yi geçmesin, aksi takdirde demir eksikliği ve kansızlık olabilir.

Kendiniz süt için ve ona örnek olun: Çocuklar sözlerle değil, çevresinde gördüğü hareketlerle öğrenir. Yaptıklarınız onlar için "asla yanlış olamaz." Bu nedenle onun yanında sütü bardağınıza doldurun ve kana kana için.

Kardeşler arası yarış: Kardeşi veya akranları arasında süt içme yarışı başlatabilirsiniz. Bilirsiniz, aralarında rekabet olunca çocuklara hemen hemen her şeyi yaptırabilirsiniz.

Pipet: Çocuklar pipete bayılır. Yalnızca süt içerken kullanabileceği renkli, şekilli pipetler almasına izin verin.
Renkli, eğlenceli bardak: Eğlenceli bardak kullanmak da pipet gibi işinizi görebilir. Hatta "özel süt bardağını" markete gittiğinizde o seçsin. Siz işine karışmayın!

Takvim ve çıkartma: Her gün süt içmeli. İçtikten hemen sonra da en çok sevdiği çıkartmayı (sticker) belirlediğiniz "özel süt içme takvimine" kendisi yapıştırsın.

Meyveli süt: Bazı çocuklar ne yaparsanız yapın sütün tadına pek alışamaz. Bu tür durumlar için sevdiği meyveyi püre haline getirip süt ile karıştırabilirsiniz. Örneğin muz. Tabii bu, aromalı hazır süt içirin anlamına gelmiyor.

Dondurmalı süt: Dondurma da harika bir kalsiyum kaynağıdır, neticede sütten yapılıyor. Bir bardak sütün içine bir top dondurma harika bir çözüm olabilir. Unutmayın, dondurmayı koyarken çocuğunuz mutlaka görsün, hatta bırakın kendi koysun.

Kakaolu süt: Son çare olsa da kakaolu süt hazırlamayı deneyin. Hiç süt içmemesindense kakaolu süt içmesi daha iyidir.
139
(ÇOCUKLAR İÇİN)

Arı Sütü, genç işçi arıların başlarının iki yanında bulunan bir çift bezden salgılanarak ağız boşluğuna bırakılan jel kıvamında bir maddedir. Arı Sütü' nün hammaddesi nektar ve polendir.

Amino asit, mineral madde ve özellikle B grubu vitaminlerini ihtiva eden bu madde, gerçek bir güç kaynağıdır. Bütün arı larvaları 1–2 gün, ana arı olarak yetiştirilecek larvalar ise larva dönemleri boyunca Arı Sütü ile beslenirler. Tesadüfen seçilen işçi arı larvalarının sadece Arı Sütü ile beslenmesinden 16 gün sonra işçi arının iki kat büyüklüğünde ana arılar meydana gelir. Normal bal arısının ömrü yazın 1,5-2 ay, kışın ise en fazla 5-6 ay olduğu halde ana arının ömrü 4-6 yıldır. Ana arının ömrünün bu kadar fazla olmasının tek nedeni Arı Sütü ile beslenmesidir.

Yapılan araştırmalar, Arı Sütü' nün sahip olduğu zengin besin öğeleri ile özellikle hücre yenilenmesi üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu ortaya koymuştur. Vücuda dinçlik ve zindelik sağladığı ve çeşitli hastalıklara karşı direnç kazandırdığı, zihinsel ve bedensel yorgunluğun giderilmesine yardımcı olduğu, yapısında bulunan hormonlar ile hormonal sistemi uyardığı, cinsel fonksiyonları düzenlediği, ciltteki kırışıklık ve sivilcelerin giderilmesine katkıda bulunduğu, sinir sistemi üzerinde sakinleştirici etkisi olduğu bilinmektedir.

Arı Sütü' nün yapısında bulunan bir yağ asidi olan 10-hidroksi-2-dekanoik asit' in antibakteriyel etkisi bulunmaktadır. Ayrıca sinir sistemi için büyük önem taşıyan ve sinir uyarılarının iletilmesinde rolü olan asetilkolin maddesini içermektedir.


140
Anneler ve Erkek Çocukları

Anneyle erkek çocuğu arasındaki ilişki
Bütün erkek çocukları için anne kucağı çok değerli ve önemlidir. Çünkü erkeğin annesiyle küçük yaşlarda kurduğu ilişki, onun ileriki yıllarda özgüvenini, sosyal ilişkilerini, hatta ne tip kadınlardan hoşlanacağını etkiliyor. Erkek çocuklarının hayatlarındaki ilk kadın ve öğretici kişi anneleridir. Anneyle oğlu arasındaki ilişkiyi bu denli özel yapan etken de bu.
Çocuk annesinden hayatı sevmeyi öğrenir
Annenin çocuğuyla büyük bir ilgiyle bir şeyler yapması, paylaşması, ona hikayeler okuması, çocuğun sağlıklı gelişimi açısında oldukça önemlidir. Bu şekilde anne oğluna yaşama sevincini aşılar. Sıradan gibi görünen güzel anların paylaşılması, çocuğun hayatı boyunca sürecek olan sevgiyi büyütür. Bu sevgi, sadece çocuğun mutlu bir birey olarak yetişmesini sağlamıyor. Aynı zamanda kendine ve başkalarına güvenmeyi de öğretiyor. Çünkü erkek çocuğunun annesiyle kurduğu ilişki, diğer ilişkileri için de bir model oluşturuyor.

Kızlarla olan ilişkide anne bir model sayılır
Erkeğin hayatındaki ilk kadın olan annenin, oğlunun gelecekteki ilişkilerinde belirleyici bir rolü vardır. Örneğin annesiyle arasında bir mesafe olan çocuk, ileriki yıllarda beraber olacağı kadına da mesafeli davranır. Tersine, annesiyle çok yakın ilişkide olan erkek çocuğun, beraber olduğu kadına da yakınlığı artar. Bu nedenle annenin nasıl düşündüğü ve duygularını nasıl ifade ettiği büyük önem taşır.

Bunun dışında, anneyle baba arasındaki ilişki de, çocuğun psikolojik gelişimi üzerinde etkili. Birbirine sevgi ve saygıyla yaklaşan bir çift, çocuklarının gözünde böyle bir ilişki modeli oluşturur.

Kadınların dünyasına açılan ilk pencere
Erkek çocuğu annesinin dünyasını görerek, kadınların dünyasını daha yakından tanıma fırsatı buluyor. Karşıt cinse ait dünyanın tanınması da, çocuğun bakış açısının genişlemesini sağlıyor. Bir erkek için kadınların dünyasını anlamak, çok geniş bir pencereden bakabilmek anlamına geliyor.

Bir erkeğin hayatına giren ilk kadın olarak anne, çocuk için tam bir gözlem konusu. Erkek, annesine bakarak kadınlar hakkında bilgi edinir ve onları anlamaya çalışır. Bu şekilde anne farkında olmadan kendi kişiliğinde barındırdığı kadınlara özgü davranışlar sergileyerek, oğlunun gözlemlerine müthiş bir malzeme verir.

Bunun dışında annenin derin duygusallığı da erkek çocuğu için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine. Çocukların yaşları ilerleryip, annelerini anlamaya başladıklarında, kadınlara özgü duyguları ayırt etme yetenekleri artar.
__________________