Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - HASRET!M S@N@

81
DÜN RAHİM FİLMİ CEKİLECEKTİ YAĞMURUN İNŞ BİRSEY CIKMAMISTIR HABERİ OLAN GÖRÜSEN VARSA YAZABİLİR Mİ
82
Din Bilgisi / hatim grubu
17 Aralık , 2010, 13:46:33
arkadalar daha öncede bahsetmiştim ama kısmet olmamıtı hatime baslayalım mı her hafta bir cüz okuyacagız sadece ben bir sitede bitirdim inş
simdi herkese ilk hafta cüz vereceğim cumaya kadar herkes cüzünü okuyacak tam 30 kişi olacaz bu hafta ben 1.cüzü okudum mesela haftaya 2.cüz diğer hafta3.cüz devam edecek 30 hafta sürecek hem ayrı ayrı 30 hatim hemde kişisel hatim olacak herkes okudugunu buraya yazacak liste güncellenecek arkadaslar katılmak isteyen adını yazdırdın hafatya cumaya kadar okunacak ve duası yapılacak
1) CANAN1.CÜZ
83
1.GÜNÜMÜZ

euzubillehimineşşeydanirracim
bismillehirrahmanirrahim

ARKADAŞLAR İLK ÖNCE TÖVBE EDELİM
"Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ'dike mes'tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû'ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû'ü bizenbî fağfirlî zünûbî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente bi'rahmetike yâ erhamer'râhimîn"
Ma'nâsı: "Allah'ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar, Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmağa çalışıyorum. Ya Rabbi! işlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum.Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günâhlarımı da itiraf ediyorum. Yâ Rabbi! Beni mağfiret buyur (günâhlarımı bağışla), zira senden başka günâhları bağışlayacak (mağfiret edecek, af edecek) yoktur."
Peygamber Efendimiz "Her kim, bu duâyı inanarak sabahleyin okur da o gün akşama çıkmadan ölürse o kimse cennetliktir. Her kim de akşamleyin okur da, sabah olmadan (sabaha çıkmadan) ölürse o kimse cennet ehlindendir (Cennete girecektir)." buyurdular.

SONRA RABBİMİZE HAMD EDELİM (elhamdülillehi Rabbil alemin)
PEYGAMBERİMİE SALAVAT GETİRELİM(Allahumme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyyidina Muhammed.)

İLİM AYETİMİZİ OKUYALIM Gâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmül hakîm )

Meali: - melekler: "biz, (sana itiraz olunmaktan) seni tenzih ederiz.senin bize öğrettiğinden başka, hiç bir ilmimiz yok. Muhakkak sen her şeyi hakkı ile bilensin, üstün hikmet sahibisin." Dediler.


EZBERİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN DUAMIZI OKUYALIM(Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayr-Rabbim kolaylaştır Rabbim zorlaştırma Rabbim bu işimi hayırlısıyla tamamına erdir)

BUGÜN EZBERLEYECEĞİMİZ ESMAÜL HÜSNAMIZ
1- ALLAH (herşeyin gerçek mabudu)
2-ER-RAHMAN (dünyada her kuluna karşı merhametli)
3-ER-RAHİM (ahirette sadece mümin kuluna karşı merhametli)

AYRINTILI AÇIKLAMA(isteyen okuyabilir)

ALLAH

Cenab-ı Hakk'ın bütün isim ve sıfatlarını kendinde toplayan Zatına delalet eden özel ismi.
Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.
Bu isim, Allah'tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. Diğer isimlerin ise, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur. İnsanlara Kadir, Celâl ismini vermek gibi. Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, "kul" mânâsına gelen "abd" kelimesinin ilâvesi güzeldir. Abdülkadir ismi gibi...

Kâmil insanlar, Cenab-ı Hakkî: Allâh,Allâh,Allâh...diye bu isimle zikretmişlerdir.Çünkü bu mübarek isim, İsm-i A'zam'dır. 99 İsmi şerifin kutbu ve en büyüğüdür. Allâh diye zikreden Allâh'ı bütün isimleri ile, Er-Rahman diye zikreden yalnız rahmet sıfatı ile anmış olur.

ER-RAHMAN

Allah'ın pek merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir sıfat ismidir. Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah'tan başkasına verilmesi uygun görülmez. "Çok rahmet sahibi, gayet merhametli ve sonsuz rahmeti bulunan" diye tefsir edilip açıklanabilirse de, yalnız yüce Allah'ın özel bir ismi olduğundan dolayı tam anlamıyla tercüme edilemez. Dilimizde onun tam karşılığı olan bir kelime yoktur. "Esirgeyici" olarak tercüme edilmesi de doğru değildir. Dolayısıyla bu anlam Rahman isminin tercümesi olamaz. "Acıyan" diye tercüme edilmesi de onun tam anlamını vermekten uzaktır. Çünkü kuru bir acıma merhamet değildir. Bilindiği gibi, merhamet acıyı giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmektir. Bu itibarla merhametli sözcüğünden anladığımız anlamı, diğerlerinden anlayamayız. Rahman, "pek merhametli" şeklinde eksik olarak tefsir edilebilirse de tercüme edilemez. Yüce Allah'ın rahmeti, sadece bir iyilik duygusundan ibâret değildir. O'nun rahmeti, insanlara iyilik dilemesi ve sayılamayacak kadar nimetler vermesidir. O halde "Rahman" ismini böylece bilmek ve anlamak gerekir. Her gün karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz nimetler, aslında bize Rahman'ın en güzel açıklamasıdır

Kur'an'ın ilk ayeti olan Besmeledeki Rahman ve Rahim sıfatları arasındaki fark, Allah teala, Dünyanın Rahmanı ve Ahiretin Rahimidir cümlesinde veciz bir şekilde dile getirilmektedir. Rahman vasfı gereği Cenab-ı Hakk, dünyada bütün canlılara, mümin-kafir ayırımı yapmaksızın bütün insanlara, şefkat ve merhametle davranmayı kendi nefsine farz kılmıştır.

Yüce Allah bir kudsi hadiste şöyle buyurur: "Rahmetim gadabımı geçmiştir."

44-) "Ey babacığım... Şeytana kulluk yapma! Muhakkak ki şeytan Rahman'a âsi oldu."Meryem suresi
ER-RAHİM
Çok merhamet edici' anlamında bir isimdir. Allah'ın sıfat ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir. Bu iki sıfat "Rahmet" mastarından türemiş olmakla beraber, aralarında ifade ettikleri anlam bakımından farklar vardır. Rahman ve Rahîm arasındaki bu farklar şöylece belirtmek mümkündür: a) Rahman sıfatı; daha ziyâde ezelle; Rahîm sıfatı ise daha çok ebedle ilgilidir. Bu nedenle hadislerde yüce Allah'ın hakkında "Dünyanın Rahman'l ahiretin Rahîm'i" ifadelerinin kullanıldığını görüyoruz. Rahman sıfatı bütün insanları; Rahîm sıfatı ise yalnız müminleri kapsar. b) Rahman sıfatı; hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın varlıkları yaratmak, meydana getirmek, onların çalışıp çalışmadıklarına bakmadan sayısız nimetlerle nimetlendirmek anlamına gelirken; Rahîm sıfatı Allah'ın emirleri doğrultusunda çalışanlara, çalıştıklarının karşılığını vermek anlamına gelmektedir. c) Rahman sıfatı; ümitsizliğe, karamsarlığa imkan bırakmayan kesin bir ümit ve ezelî bir yardım ifade eder. Rahîm sıfatı ise, yaptığımız işlerimizin Allah tarafından mükâfatlandırılacağını ifade etmektedir. Bu nedenle Rahman sıfatının ifade ettiği mânâda mü'min ve kâfir eşit tutulup ayırım yapılmamış; Rahîm sıfatının belirttiği manada ise, mü'min ve kâfir açık bir farkla ayrılmışlardır.

Rahim sıfatının tecellileri ise daha çok ahirette görülecek, Cenab-ı Hakk'ın oradaki ikram ve ihsanları müminler için olacaktır.

DUA EZBERİMİZ(isteyen ezberleyebilir)

Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayr-Rabbim kolaylaştır Rabbim zorlaştırma Rabbim bu işimi hayırlısıyla tamamına erdir


HADİS EZBERİMİZ--1--(isteyen ezberleyebilir)
1-Ümmetimin din işlerinde faydalı kırk hadis ezberleyen, alimlerle haşr olur. (taberani)

HAMD VE SALAVATLA BİTİRELİM
84
Din Bilgisi / ALLAHI ANLAMAK
17 Aralık , 2010, 13:03:54
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu, büyük insan ve büyük Müslüman Osman Gazi, ölüm saatinin yaklaştığını anladığında oğlunu çağırmış demiş ki: "Evladım, harbe hazır olmayan millet, esarete hazır demektir. Müslümanlara istiklal yaraşır. Her bakımdan üstün olmak, dinimizin emridir."

Şahsı, ailesi için hiçbir şey istemeyen, ölüm döşeğinde dahi ulvî davasıyla meşgul olan Osman Gazi canlanmış, adeta ölümü unutmuştu, "Artık ölüyorum, fakat üzgün değilim, arkamda senin gibi bir evladım var. Adil, merhametli, çalışkan oğlum, her işini alimlere danış." demiş. Bunları söylerken ağzı iyice kurumuş, dudakları birbirine yapışıyordu. Belki daha başka şeyler de söyleyecekti fakat sözünü yarıda kesti, besmele çekerek ahiret yolculuğuna çıktı. 69 yaşında idi. İhtiyarlığın delikanlılık devrini yaşıyor sayılırdı. Yaşasaydı daha çok şeyler başarırdı. Fakat hizmet, elden ele dilden dile devredilerek gidiyordu.

Osman Gazi'yi Bursa'da Gümüşlü Kümbet'e gömdüler. Aslında gösterişli mezar da istemezdi, çünkü sağlığında ne tacı, ne tahtı, ne de sarayı vardı.

Alın, dünyalar sizin olsun alın!

Türbeler söyleyin sermayenizi,

Orada toprağa dokunan alın,

Burada karınca içer denizi!

Yine hükümdarlardan biri vasiyet etmiş, "Öldüğümde sağ elim tabuttan dışarıda kalsın." Vasiyeti yerine getirmişler. Cemaat şaşkın ve hayretler içinde. O zaman vezir şöyle konuşmuş: "Hükümdarımız sizlere son dersini veriyor. Diyor ki, tacım, tahtım, servetim, hazinem, ilim adamlarım, kumandanlarım, hakimlerim ve milletim beni kurtaramadılar, işte elim boş gidiyorum."

Selahaddin-i Eyyubi ölümünün yaklaştığını anlayınca, dellalı sokaklarda dolaştırmış, dellal hem geziyor, hem bağırıyor: "Ey ahali! Sultanımız buyuruyor ki, ibret alınız. Pek çok milletlere hükmeden Eyyubi, mal olarak kefenini, bir de günahlarla sevaplarını götürüyor. Dünya malı makamı sizi aldatmasın."

İki Cihan Serveri'nin durumu da şöyleydi: "Benim, dünya ile olan misalim, bir ağacın altında biraz gölgelendikten sonra onu bırakarak yoluna devam eden bir süvarinin misali gibidir."

Bu kıssalardan ve hadisten de anlaşılacağı gibi, masiva (Allah'tan başka her şey) fanidir. Fani olana gönül verilmez.

80 yıllık ömrümde neyi sevdimse, Allah elimden çekti aldı. Çünkü Allah, bir şeyi kendisinden daha çok sevmemize müsaade etmez! Bu herkes için geçerlidir. Rotayı değiştirmek lazım! Süfli sevgilerden ulvî sevgilere geçmemiz lazım. Bugünkü insanların ekserisi süfli şeyleri seviyor.

Bediüzzaman bu hususta bize çok güzel bir metot öğretiyor: "Allah için işleyiniz, Allah için çalışınız, Allah için görüşünüz, O'nun rızası dairesinde hareket ediniz."

Şimdi siz ölseniz, malınız gidecek, tahsil gidecek, para gidecek, mevki makam gidecek, iyisi mi şimdiden feda edelim onları Allah için... Allah'ı iyi anlayacağız. Allah'ı sıfatlarıyla öğreneceğiz, sıfatlarıyla öğrendiğimiz Allah'a itaat edeceğiz. Hayat bu, gerisi boş...

Din için, İslamiyet için, vatan için, millet için gibi lafları bir yana bırakmalı. İslam bahçesine meyvelerimizi dökmek istiyorsak, her şeyden evvel o bahçede meyve ağacı olmaya çalışmamız lazım!
Dal dal alışkanlıklar, hadis hadis hareketler, ayet ayet kararlar vermemiz lazım. Velhasıl, âdetimizi ibadete çevirmemiz lazım. İddialardan vazgeçip, insanlarla olan yarışı bırakıp, iç dünyamızdaki ebediyet koşusuna çıkmamız lazım!..
hekimoglu ismail
85
Din Bilgisi / GÖNLÜMÜN SEİ KISILDI ALLAH'IM
17 Aralık , 2010, 12:54:51
GönLümün Sesi KısıLdı ALLAH ' ım
GönLümün Sesi KısıLdı ALLAH ' ım
Kimselere söyleyemediklerimi bir Sana söylerim ALLAH'ım!
Kimselerden isteyemediklerimi bir Senden isterim
Çaresizim ALLAH'ım, öyle caresizim ki, tek çarem Sensin
Sana o kadar çok seslenmek isterim ki, ama gönlümün sesi kısılıyor ALLAH'ım!
Dimağımızda tat bırakmıyor ettiğimiz sözler
Çünkü sana ait sözleri unuttuk
Ne çok unutuyorum ve ne çabuk unuttum ALLAH'ım!
Affet unutuşumuzu ve affet seni duyup seslenemeyişlerimizi
Kaldıramadığımız ellerimiz için affet bizi
Açamadığımız yüreğimiz için bizleri affet
Gönlümüzde goncalar açmayan Güllerimiz var
Gülden sitem eden sevgilerimiz var
Gülşenlere çeviremediğimiz gülüşlerimiz var
Gülü zara dönmeyen sinelerimiz var
Boynu bükük kalışlarımız var bizim sensiz kalışlarımız susayışlarımız
Aferinler fısılda yüreklerimize ne olur!
İçimizde sakladığımız ve bir türlü kimseye haykıramadıklarımız var
Sensiz kalışlarımız var
Araflarım var benim
Kurtulamadığım, kaçamadım, sıyrılamadığım "Araf"larım
Sen beni Araflardan alır mısın?
Senin sevdiklerinin yanına beni de koyar mısın?
Onlarla bir beni de anar mısın?
İtiraf etmeliyim ki, sana söylenilesi güzel sözleri söyleyemedik
Ne olur ilham et kalbime kırık dökük te olsa,
yıkık ezik te olsa kabul eyle yakarışlarımı
Sıkı tutamadığım hayallerim var ya ALLAH'ım
Elimi gevşettiğimde gördüğümüz fena hülyalarımız var
Ne olur Sen Tut ellerimden,
ne olur kalbimizi Sen Sıkı Tut ALLAH'ım!
Düşünce bizi Sen kaldır ALLAH'ım
Dua diye mırıltılarımı sen fısıltıya çağıltıya çevirir misin?
Sen beni benden öte bilensin
Sırrımı, gizlimi, söyleyemediklerimi bilensin
İçimizde tutup bir türlü diyemediklerimizi en mütenahisini verasını hep sen bilirsin
Vehimlerimden, şüphelerimden, vesveselerimden beni azad eder misin?
Altı çizili satırları defalarca okuduğum kitaplar ve
romanlar kadar senin kitabını kelamını okumayı unuttum
Unuttuk biz ALLAH'ım
Ne çok unuttuğumuz var ve de ne çabuk unuttuk biz ALLAH'ım
Hatırlamayı unuttuk
Seni hatırlamak herşeyi hatırlatıyor seni unutmak bizi uzaklara, tuzaklara götürüyor
İtiraf ediyorum Rabbim!
Yakamı bırakmayan günahlarımla geliyorum huzuruna,
kimseye söyleyemediklerim günahlarım var benim
Dile döküp haykıramadıklarım var
İçimde sakladıklarım Suskunluklarım var
Sözlerimin kifayetsiz kaldığı daha nelerimiz var bizim
Yüreğimiz yerde bırakma bizi,
boynu bükük eyleme,
gözümüzde yaşlarla, yüreğimiz darda koyma bizi
Garibiz işte ALLAH'ım!
Olmadığımız kadar garip,
hissetmediğim kadar çaresiziz, aciziz işte
Çünkü Seniniz, Sendeniz
Olmadığımız kadar Sensiziz
Sensizlik öyle üşütüyor ki içimi
Ne olur Sen ısıt ne olur Sen
Doğum günüm sana en içten geldiğim gün olsun,
her günüm olsun
Yeniden doğar gibi silkinip günahlardan,
arınıp senin Rahmetinin kucağından ana sütü gibi
yudum yudum tövbe sütünü içmek isterim ALLAH'ım!
Dualarımı kabul eder misin ALLAH'ım!
Bana da "hoş geldin kulum" der misin...
87
 kızlar size birey soracagım ben ayın 3ünde hastalandım iki gün cok geldi sonra azar azar geldi salı günü abdest aldım ama iki gündür kahverengi lekeler geliyor bugünde karnım kasıklarım ve belim cok sızlıyor sanki adet olacakmıım gibi neden olabilir acaba bir fikri olan var mı kızlar cok kötü özlelikle belim cok fena ağrıyor 

 

88
Din Bilgisi / allahın sıfatları
27 Ekim , 2010, 15:50:55
ALLAH'IN cc SIFATLARI
bismillahirrahmanirrahim
ALLAH'IN SIFATLARI

Her Müslümanın, Allah'ın bütün kemâl sıfatlarına sahip, noksan sıfatların hepsinden de uzak olduğuna inanması farzdır.

TENZİHİ ve Selbi Sıfatlar

Vücûd
Kıdem
Beka
Muhalefetün lil-havâdis:
Kıyam Bi-nefsihî
Vahdaniyet

ZÂTÎ ve SÜBÛTÎ SIFATLAR

Hayât
İlim
İrâde
Kudret
Tekvin
Sem' ve Basar
Kelâm

--------------------------------------------------------------------------------

Vücûd
Bu sıfat, Allah Teâlâ'nın vâr olduğunu ifâde eder. Allah Teâlâ'nın varlığı başka bir varlığa bağlı olmayıp, zâtının îcabıdır. Yani vücûdu, zâtıyla kaimdir ve zâtının vâcib bir sıfatıdır. Bu sebeble Hak Teâlâ'ya Vâcibü'l-Vücûd denilmiştir. Bâzı Kelâm âlimleri, Vücûd sıfatına, sıfat-ı nefsiyye adını vermişlerdir. Vücûd'un zıddı olan adem (yok olma) Allah Teâlâ hakkında muhaldir. Allah'ın yok olduğunu iddiâ etmek, kâinatı ve içindeki varlıkları inkâr etmeyi gerektirir. Çünkü her şey'i yaratan ve vâr eden O'dur.

--------------------------------------------------------------------------------

Kıdem
Kıdem, Allah Teâlâ'nın varlığının başlangıcı olmaması demektir. Allah Teâlâ kadîmdir, ezelîdir. Yani önce yok iken sonradan vâr olmuş değildir. Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Cenâb-ı Hakk'ın vâr olmadığı bir an, bir zaman, tasavvur edilemez. Aslında zaman ve mekânı yaratan da O'dur. Allah Teâlâ zaman ve mekân kayıtlarından münezzeh, ezelî ve kadîm bir Zât-ı Zülcelâldir. Kıdem'in zıddı olan hudûs (sonradan olma, belli bir zamanda yaratılma) Allah Teâlâ hakkında muhaldir.

--------------------------------------------------------------------------------

Beka
Beka, Allah Teâlâ'nın varlığının sonu olmaması, daima var bulunması demektir. Allah Teâlâ'nın varlığının başlangıcı olmadığı gibi, sonu ve nihayeti de yoktur. O hem kadîm ve ezelî, hem de bâki ve ebedîdir. Zâten kıdemi sâbit olan bir varlığın, bekası da vâcib olur. Beka'nın zıddı fena, yani, bir sonu olmaktır. Bu ise, Allah Teâlâ hakkında muhaldir.

--------------------------------------------------------------------------------

Muhafeletün lil-Havâdis
Allah'ın, sonradan vücud bulan varlıklara benzememesi demektir. Allah Teâlâ ne zâtında, ne de sıfatlarında kendi yarattığı varlıklara benzemez. Biz Allah'ı nasıl düşünürsek düşünelim, O, hâtır ve hayâlimize gelenlerin hepsinden başkadır. Çünkü hâtıra gelenlerin hepsi hâdis, yani, sonradan yaratılmış, yok iken vâr edilmiş şeylerdir. Allah Teâlâ ise, vücûdu vâcib, kadîm ve bâkî, her şeyden müstağnî, her türlü noksandan uzak, bütün kemâl sıfatlara sahip olan İlâhî ve mukaddes bir zâtdır. Şübhe yok ki, böyle yüce bir Zât, önce yok iken sonra vâr olan, bil'âhare tekrar zeval bulan varlıklara benzemez. Nitekim Cenâb-ı Hak kendi zâtını Kur'ân-ı Kerîm'de: arapça var. "Onun "Hak Teâlâ'nın) benzeri yoktur. O, her şey'i işitici ve görücüdür" (Şûra 11) sözleriyle tavsif etmiştir. Peygamber Efendimiz de (asm) bu mânayı te'yiden: "Her ne ki senin aklına geliyor, işte Allah Teâlâ onun gayrısıdır" buyurmuştur.

--------------------------------------------------------------------------------

Kıyam Bi-nefsihî
Allah Teâlâ'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zâtı ile kaim olması demektir. Mevcudatın hepsi, sonradan vücuda gelmiştir. Bu sebeble de bir Yaradana ve bir mekâna muhtaçdırlar. Buna mukabil her şeyin yaratıcısı olan Allah Teâlâ'nın vücûdu, zâtının gereğidir ve varlığı hiçbir şey'e muhtaç değildir. Şayet Allah da vâr olabilmek için başka bir varlığa muhtaç olsa idi, O da mahlûk olur ve her şey'in Hâlikı ve başlangıcı olmazdı. Halbuki O, her şey'in Hâlikı ve yaratıcısıdır. O'ndan başka her şey mahlûktur. Hâlık ise, mahlûkuna asla muhtaç olmaz.

--------------------------------------------------------------------------------

Vahdaniyet
Vahdaniyet, Allah'ın bir olması demektir. Vahdaniyet, Allah Teâlâ'nın kemal sıfatlarının en önemlisidir. Çünkü bu sıfat, Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında, fiillerinde bir olduğunu; saltanat ve icraatında ortaksız bulunduğunu ifade etmektedir.

ZÂTÎ ve SÜBÛTÎ SIFATLAR


--------------------------------------------------------------------------------

Hayât
Cenâb-ı Hakk'ın hayat sâhibi olması, hayat sıfatiyle muttasıf bulunması demektir. Cenâb-ı Hak hakkında vâcib olan bu sıfat, mahlûkatta görülen ve maddenin ruh ile birleşmesinden doğan geçici ve maddî bir hayat olmayıp ezelî ve ebedîdir. Bütün hayatların kaynağı olan hakikî hayattır. Hayat sıfatı, İlim, İrâde, Kudret gibi kemâl sıfatlariyle yakından ilgilidir. Bu sıfatların sâhibi bir zâtın, hayat sâhibi olması zarurîdir. Çünkü ölü bir varlığın ilim, irade ve kudret gibi kemâlâtın sâhibi olacağı düşünülemez. Bunun içindir ki, hayat sıfatını, Cenâb-ı Hakk'ın ilim, irade ve kudret gibi sıfatlarla vasıflanmasını sağlayan ezelî bir sıfattır, diye târif etmişlerdir. Hayat sıfatının zıddı memât, yani, ölü olmaktır. Bu ise Allah hakkında muhaldir.

--------------------------------------------------------------------------------

İlim
Allah Teâlâ'nın her şey'i bilmesi, ilminin her şey'i kuşatması demektir. Bu âlemi en güzel şekilde, en mükemmel bir nizâm üzere yaratan ve onu idare eden Zât-ı Akdes'in, yarattığı varlığı en ince teferruatına kadar bilmesi gerekir. Zira hakikatı, faydası, lüzum ve hikmeti bilinmeyen bir şey, nasıl yaratılabilir? O halde yaratıcının bir şey'i yaratabilmesi için, evvelâ ilim sâhibi olması, sonra o ilmin icablarına göre yaratması şarttır. Bundan başka, îman ve sâlih amel sâhiplerini mükâfatlandırmak, isyan eden ve kötü yolda olanları da cezalandırmak, ancak bu kimselerin yaptıklarını bütün teferruatı ile bilmekle mümkündür. İlmin zıddı cehil, gaflet ve unutkanlıktır. Bütün bunlar Hak Teâlâ hakkında muhaldir.

--------------------------------------------------------------------------------

İrâde
Allah'ın bir şey'in şöyle olup da böyle olmamasını dilemesi; her şey'i dilediği gibi tayin ve tesbit etmesi demektir. Allah Teâlâ kâmil bir irâde sahibidir. Bu kâinatı ezelî olan irâdesine uygun olarak yaratımştır. Bu kâinatta olmuş ve olacak her şey Allah'ın dilemesi ve irâde etmesiyle olmuş veya olacaktır. O'nun her dilediği mutlaka olur, dilemediği de asla vücûd bulmaz. Bu hususta Kur'an'da:

"Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmederse (yani onu dilerse) ona ancak 'ol' der, o da oluverir" (Âl-i İmrân, 47) buyrulur.

Hadîs-i şerîfte de: "Allah'ın dilediği oldu, dilemediği de olmadı" denilmiştir. İrâde sıfatından başka meşîet adında müstakil bir sıfat yoktur.

--------------------------------------------------------------------------------

Kudret
Kudret, Hak Teâlâ'nın varlıklar üzerinde irâde ve ilmine uygun olarak te'sir ve tasarruf etmesi, her şey'i yapmağa ve yaratmaya gücü yetmesi demektir. Allah Teâlâ'nın sonsuz bir kudret sahibi olduğuna ve her şey'e kadir bulunduğuna, görmekte olduğumuz şu kâinat ve ihtiva ettiği güzellik ve şaşmaz nizam en büyük delildir.

--------------------------------------------------------------------------------

Tekvin
Tekvin; îcad ve yaratma demektir. Tekvin'i mâdum (yok) olan bir şey'i yokluktan çıkarmak, vücûda getirmek diye îzah etmişlerdir. Tekvin, Ehl-i Sünnet'in iki hak itikadî mezhebinden biri olan Mâtüridîlere göre, ilim, irade ve kudret sıfatından ayrı bir sıfattır. Yine Mâtüridîlere göre, Hak Teâlâ'nın yaratmak, rızık ve nimet vermek, azâb vermek, diriltmek, öldürmek gibi bütün fiilleri, tekvin sıfatına râcidir. Onun eser ve tecellîsi sayılır. Bunlara sıfat-ı fi'liyye (fiilî sıfatlar) da denilir. Kudret ve tekvin, birer kemal sıfatı olup zıdları olan acz, Allah hakkında muhaldir. Eş'arîlere göre ise: Allah'ın tekvin sıfatı diye ayrı, müstakil bir sıfatı yoktur. Tekvin, kudret sıfatının makdûrata (yaratılması takdîr edilmiş şeylere) yaratma ânında taallûkundan ibarettir. Yani tekvin, kudret sıfatı içinde itibarî bir vasıf olmaktadır. Allah Teâlâ'ya Mükevvin isminin verilmesi, O'na, kudret sıfatından ayrı, Tekvin adında bir sıfatın isnâd edilmesini gerektirmez. İcad etmek, yaratmak, bilfiil vücuda getirmek, Hak Teâlâ'nın Kudret sıfatıyla olur. Mâtüridîler Tekvin sıfatını Kudret sıfatından ayrı bir sıfat kabûl ettiklerinden, zâtî ve sübûtî sıfatları 8 olarak sayarlar. Eş'arîlere göre ise bu sıfatlar 7'dir (Sıfât-ı Seb'a).

--------------------------------------------------------------------------------

Sem've Basar
Allah'ın her şey'i işitip, her işi görmesi demektir. Sem' ve basar sıfatları da Allah'ın ezelî ve ebedî kemâl sıfatlarındandır. Allah'ın işitip görmesine, uzaklık - yakınlık, gizlilik - açıklık, karanlık - aydınlık gibi mefhumlar bir engel teşkil edemezler. O, içimizdeki fısıltıları, kalbden ve gönülden yaptığımız duaları işitir. Hikmetine uygun şekilde karşılık verir. Hak Teâlâ'nın Semî' ve Basîr, yani, her şey'i en iyi işitici ve en iyi görücü olduğu, Kur'ân-ı Kerîm'de defalarca zikredilmiştir. Sem' ve Basar sıfatları birer kemâl sıfatı olduğundan, zıdları olan a'mâlık (görmemek) ve sağırlık (işitmemek) Zât-ı Bârî hakkında muhal olan noksan vasıflardandır.

--------------------------------------------------------------------------------

Kelâm
Allah Teâlâ'nın harfe ve sese muhtaç olmadan konuşması demektir. Allah Teâlâ'nın kelâm, yani, söyleme, konuşma sıfatı vardır. Bu sıfat ezelî ve ebedîdir. Bu sebeble Allah'a Mütekellim denilir. Kur'ân-ı Kerîm'e de Kelâmullah tabir edilir. Allah'ın peygamberlerine bildirdiği vahiyler, onlara verdiği İlâhî kitablar, mahlûkatına gönderdiği ilhamlar, hep O'nun Kelâm sıfatının bir tecellîsidir
89
Din Bilgisi / kenzül arş duası ve fazileti
27 Ekim , 2010, 12:49:27
1// ]]>KENZÜL ARŞ  DUASI OKUNUŞU video olarak bakmak isterseniz bu linke tiklayiniz  http://www.dailymotion.com/video/xdgrbt_kenzul-ary-duasi-okunuyu_tech

KENZÜL ARŞ DUASI ve FAZİLETİ VE TÜRKÇE OKUNUŞU

Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)den rivayet edilmiştir.Şöyle buyuruyor......

-Cebrail bana dediki:"Ey Muhammed,kim ömründe bir kere bu duayı okursa,Allah´u Teala onu,kıyamet gününde yüzü ayın ondördü gibi parlak haşreder.

Hatta bütün insanlar onu,bir peygamber veya melek sanırlar.

Ben ve sen onun kabrinin üzerinde dururuz.

Ona hesapsız ve azapsız,üzerine binip Cennete girmesi için Cennetten bir Burak getirilir.

Sırat köprüsünden şimsek gibi geçer.

Onun günahı denizlerden suyundan,yağmurların damlasından,ağaçların yapraklarından,kumların adedinden,taşlardan daha fazla olsa bile,kendisine kabul olunmuş(nafile)hac ve bin umre sevabı yazar.

Korkan kimse olursa,Allah onu onu korktuğundan emin kılar.

Susayan kimse okursa,Allah onun susuzluğunu giderir.

Aç olan okursa,giyindirir,hasta okursa şifa verir,hastanın üzerine okunursa,hastalığından kurtulur,dünya ve yahut ahiret ihtiyaçlarından okursa Allah istediğini verir.

Bir düşmandan veya sultandan korktuğu için okursa,Allah onların şerrinden korur ve Allah´ın mahlukatından gelecek olan tüm zarar ve eziyetleri kendisine ulaşmaktan meneder.

Borçlu olan okursa,Allah onu,borcunu ödemeye muvaffak kılar,hiçbir kimseye muhtaç olmaz.

Eğer onu hasta olan yazan üzerinde taşırsa iyileşir.

Kadın taşırsa kocası ona ikram eder.

Cinden,insden ve şeytandan,sancı ve hastalıklardan emin olur.

Kayıp ise ailesine sağ,salim kavuşur: Bu duayı okuyan için cin, melek istiğfar ederler.

Ömrü bereketli olur.

Kim beş defa bu duayı okursa Peygamber Aleyhisselamı rüyasında görür

Kim ki Fatiha'yı,İhlas Suresi'ni,Kafirun ve Felak ve Nas Suresi'ni üç kere okuyup sonra da bu duayı okursa Allah onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden korur ve her türlü hastalıktan,her zalimin şerrinden onu emin kılar ve bütün isteklerini verir.Kim ki okuduğu gibi onu yazıp üzerinde taşırsa ve kim ki başının altına koyup uyursa Allahü Teala o kimsenin malından çalınanı ve evinden kaçanı geri iade eder.Akan suya okursa su durur yahut yanan ateşe okursa ateş söner.Dağ üzerine okursa dağ paramparça olur.Kim ki iki rekat namaz kılıp her rekatında Fatiha ve bir de İhlas okuyup selam verdikten sonra bu duayı okursa dünya ve ahirete ait ne isterse tüm istediklerine nail olur.Bu duanın fazileti sayılamayacak kadar çoktur.(Nevadir-i Kaylubi'den alındı.)

VE ŞÖYLE OKUNUR

Bismillahirrahmanirrahim

La ilahe illellahül melikül hakkul mübin.

La ilahe illellahül hakemül adlül metin.

Rabbüna ve rabbü abainel evvelin.

La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin.

La ilahe illellahü vehdehu la serike leh,lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yümitü ve hüve hayyül la yemutü ebeden biyedihil hayru veileyhil masiru ve hüve ala küllü sey´in kadir.

La ilahe illellahü sükran li ni´metih.

La ilahe illellahü ikaran bi rububiyyetih.

Ve sübhanellahi tenzihen li azametih..

Es´elükellahümme bi hakkismikel mektubi ala cenahi cibrile aleyke ya rab.

Ve bihakkismikel mektubi ala cenatubi ala cenahi cibrile aleyke ya rab.

Ve bihakkismikel mektubi ala cenahi mikaile aleyke ya rab.

Ve bihakkismikel mektubi ala cebheti israfile aleyke ya rab:

Ve bihakkismikel mektubi ala keffi azraile aleyke ya rab.

Ve bi hakkismikellezi semmeyte bihi münkeran ve nekiran aleyke ya rab.

Ve bihakkismike ve esrari ibadike aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi temme bihil islamü aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi telekkahü ademü lemma hebeta minel cenneti fe nadake fe lebbeyte düaehü aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi sitü aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi kavveyte bihi hameletel arsi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikelmektubi fittevrati vel incili vezzeburi vel fürkani aleyke ya rab.

Ve bihakkismikeila münteha rahmetike ala ibadike aleyke ya rab.

Ve bihakki temami kelamike aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi ibrahimü fecealtennara aleyhi berden ve selamen aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi ismailü fe necceytehü minezzebhi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikllezi nadake bihi hudü aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi deake bihi ya´kubü fe ra.dedte aleyhi basarahu yusufe aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi davüdü fe cealtehü halifeten fil ardi ve elente lehül hadide fi yedihi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi deake bihi süleymanü fe a´taytehül mülke fil ardi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi eyyubü fe necceytehu minel gammillezi kane fihi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi isebnü meryeme fe ahyeyte lehül mevta aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi musa lemma hatabeke aletturi aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadetke bihi asiyetümraetü fir´avne fe razaktehel cennete aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihi benu israfile lemma cavezulbahra aleyke ya rab.

Ve bihakkismikellezi nadake bihil hidiru lemma mesa alel mai aleyke ya rab.

Ve Bihakkismikellezi nadake bihi muhammedün sallallahü aleyhi ve selleme yevmel gari fe necceytehu aleyke ya rab.

Inneke entel kerimül kebiru.

Hasbünellahü ve ni´mel vekil.

Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.

Ve sallallahü ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi vesellem

Kenzül Arş duası ANLAMI...
Tercümesi:

Melik (kral), Hakk, Mübin Allah'tan başka ilah yoktur. Hakem, Adl ve Metin Allah'tan başka ilah yoktur. Bizim ve eski atalarımızın Rabbidir. Senden başka İlah yoktur. Sen arınıksındır. Ben zalimlerden oldum. Allah'tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur. Yönetim onundur. Övgüler onun içindir. Diriltir ve öldürür. O diridir ve ebediyen ölmez. Hayır onun kontrolündedir, dönüş onadır. Ve O her şeye gücü yetendir. Ve onunla yardım isteriz. İyilik yapmaya, kötülükten kaçmaya güç kuvvet sadece yüce ve her şeyi bilen Allah'tandır.

Nimetlere şükür olarak, ondan başka ilah yoktur. Rabblığının ikrarı olarak, ondan başka ilah yoktur. Yüceliğini arındırmak için, Allah noksanlıklardan arınıktır.

Ey Allahım! Ya Rabbi! "Cebrail'in kanadında yazılı ismin hürmetine, Mikail'in kanadı üzerinde yazılı ismin hürmetine, İsrafil'in alnında yazılı ismin hürmetine, Azrail'in avucunda yazılı ismin hürmetine, ve senin verdiğin Münker ve Nekir ismi hürmetine, ve kullarının sendeki sırları hürmetine, İslam'ı kendisiyle tamamladığın ismin hürmetine, ve Adem'in senden öğrenip cennetten indirildiği zaman kendisiyle sana seslendiği ve senin de kabul ettiğin ismin hürmetine, Şit'in sana seslendiği ismin hürmetine, arşı taşıyan melekleri kendisyle güçlendirdiğin ismin hürmetine, Tevrat'ta, İncil'de, Zebur!da ve Furkan'da yazılı ismin hürmetine, kullarına rahmetini sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine, sözlerin tamamı hürmetine, İbrahim ateşe atıldığında hangi isminle sana seslendi de ateş soğuk ve selamet olduysa işte o ismin hürmetine, İsmail kesilirken hangi isminle seslendi de onu kesilmekten kurtardıysan işte o ismin hürmetine, İshak hangi isminle sana yalvardı da sen onun ihtiyaçlarını karşıladıysan işte o ismin hürmetine, Hud hangi isminle sana seslendiyse işte o ismin hürmetine, Yakup sana hangi isminle dua etti de sen onun gözlerini ve çocuklarını ona geri verdiysen işte o ismin hürmetine, Davut hangi isminle sana seslendi de sen onu yeryüzüne halife yaptıysan ve demiri onun elinde yumuşattıysan işte o ismin hürmetine, Süleyman hangi isminle sana dua etti de sen onu yeryüzüne kral yaptıysan işte o ismin hürmetine, Eyyüb hangi isminle sana seslendi de sen onu içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtardıysan işte o ismin hürmetine, Meryem oğlu İsa hangi isminle sana seslenip de onunla ölüyü dirilttiysen işte o ismin hürmetine, Musa hangi isminle sana seslendi de sen ona Tur'da hitap ettiysen işte o ismin hürmetine Firavunun karısı Asiye sana hangi isminle seslendi de sen onu cennette rızıklandırdıysan işte o ismin hürmetine, israiloğulları sana hangi isminle seslendiler de denizi geçirdiysen işte o ismin hürmetine, Hızır hangi isminle seslendi de onu suda yürüttüysen işte o ismin hürmetine, Muhammed SAV sana mağarada hangi isminle seslendi de sen onu kurtardıysan işte o ismin hürmetine" senden istiyorum. Hiç şüphesiz sen cömertsin, büyüksün. Bize Allah yeter. O ne güzel vekildir. İyilik yapmaya da kötülükten kaçmaya da güç kuvvet sadece yüce ve büyük Allah'tandır. Allah efendimiz Muhammed'e, ailesine ve arkadaşlarına destek versin, güvenliklerini sağlasın!

AMİN

91
[color=blackGünlük hayatta hangi isim, kaç kere, ne için zikredilmeli?


İsm-i Celil-Tesbih adedi............................................. .............Tesbih niyeti
Allah-(66) .................................................. ......... Her türlü istek, tüm duaların kabul olması.
Er-Rahmân-(298)............................................. .......... Dünyada ve ahirette Allah'ın sevgisini kazanmak.
Er-Rahîm-(258) .................................................. ..... Maddî ve manevî rızka nail olmak.
El-Melik-(90) .................................................. ...... Maddî ve manevî güçlü olmak, insanlara sözlerini anlatıp dinletebilmek, emir sahibi olmak.
El-Kuddûs-(170)............................................. .......... Maddî ve manevî her türlü temizlik, kalp temizliği, ruhî hastalıklardan iyileşmek.
Es-Selâm-(131) .................................................. ..... Korkulan her şeyden emin olmak ve esenliğe çıkmak.
El-Mü'min-(137) .................................................. .... Güvende olma, güvenilir insan olmak, kötü hastalıklara düşmemek.
El-Muheymin-(145)............................................. ........ İnsanlardan korunmak ve onların düşüncelerine akıl erdirebilmek.
El-Aziz-(94).............................................. ............ Düşmanlara galip gelmek.
El-Cebbâr-(206)............................................. .......... İstek ve arzuların olması, insanların ve cinlerin şerrinden emin olmak.
El-Mütekebbir-(662)............................................. ...... İzzet, refah ve gerçek büyüklüğe erişmek, halk tarafından sevilmek.
El-Hâlık-(731)............................................. ........... İşlerde üzüntü ve sıkıntıdan kurtulmak, başarılı olmak.
El-Bâri-(214) .................................................. ...... İşte başarılı olmak, maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulmak.
El-Musavvir-(336)............................................. ........ Maksat ve meramına ulaşmak ve ifade etmek, en zor işleri başarmak ve bir işte uzmanlaşmak.
El-Gaffâr-(1.281)........................................... .......... Bağışlanmak ve günahlardan korunmak.
El-Kahhâr-(306)............................................. .......... Zalimlerin ve din düşmanlarının kahrından kurtulmak.
El-Vehhâb-(14) .................................................. ..... Sıkıntısız ve maddî açıdan rahat bir hayat sürmek.
Er-Rezzâk-(308)............................................. .......... Bol rızıklı bir ömür geçirmek.
El-Fettâh-(489)............................................. .......... Maddî ve manevî hayır kapılarının açılması, ticarette başarıya ulaşmak.
El-Alim-(150) .................................................. ...... İlim zenginliği için.
El-Kâbid-(903)............................................. ........... Zalimin zulmünden kurtulmak.
El-Bâsit-(72).............................................. ........... Rızkının genişlemesi ve bereketin artması.
El-Hafid-(1.481)........................................... ........... Kötüden, kötülerden ve belalardan korunmak.
Er-Rafi'-(351)............................................. ........... İnsanlar içinde ve işinde yükselmek, tevazu sahibi olmak.
El-Muiz-(117)............................................. ............ Fakir ve zelillikten kurtulmak.
El-Muzil-(770)............................................. ........... Düşmanları zelil etmek.
Es-Semi'-(180)............................................. ........... Duaların kabul olması.
El-Basir-(302-112).............................................. ...... Acziyetin kalkması, basiretli olmak.
El-Hakem-(68).............................................. ........... Haklı davasını kazanmak, insanlar arasında hak ile hüküm vermek.
El-Adl-(104)............................................. ............. Adaletli olmak, haklı davayı kazanmak.
El-Latîf-(129)............................................. ........... Dileklerin olması, kısmet ve rızkın artması.
El-Habîr-(812)............................................. ........... Hafıza ve idrakin genişlemesi.
El-Halîm-(88).............................................. ........... Ahlâk güzelliği ve yumuşak huylu olmak, hiddet ve sinirin gitmesi.
El-Azîm-(1.020)........................................... ............ Sözünün tesirli olması ve sözü dinlenir olmak.
El-Gafûr-(1.286)........................................... ........... Günahların affı ve kötü ahlâktan korunmak.
Eş-Şekûr-(526)............................................. ........... Talihin açıklığı, kendine verilen nimetlerin şükrünü eda etmek, bol rızık için.
El-Aliyy-(110)............................................. ........... Zilletten kurtulmak, ilim, derecelerin artması.
El-Kebîr-(232)............................................. ........... Maddî ve manevî büyüklük, hürmet sahibi olmak.
El-Hafîz-(998)............................................. ........... Nefsinin ve malının korunması.
El-Mukît-(550)............................................. ........... Muhtaç olunan şeyi kazanmak ve rızık.
El-Hasîb-(80).............................................. ........... Herkese karşı açık alınlı olmak.
El-Celîl-(73-5.329)............................................ ....... Gerçek yüceliğe erişmek, zalim ve zorbayı zelil etmek.
El-Kerîm-(270)............................................. ........... Bol rızık sahibi olmak, cömert olmak ve kolaylıklara nail olmak.
Er-Rakîb-(312)............................................. ........... Her işte Allah'ın koruması altında olmak, bunu hissetmek, hafızasının kuvvetlenmesi.
El-Mücîb-(55-3.025)............................................ ....... Duaların kabul olunması.
El-Vâsi'-(137)............................................. ........... Ömür uzunluğu, sıhhat ve rızık genişliği için.
El-Hakîm-(78-6.084)............................................ ....... İlim ve hikmet sahibi olmak, uzağı görmek, hikmetli iş yapmak.
El-Vedûd-(20-400).............................................. ....... İnsanların sevgisini kazanmak.
El-Mecîd-(57-3.249)............................................ ....... İzzet ve şerefin artması.
El-Bâis-(573)............................................. ............ Kuvvetli irade ve alacaklarını almak.
Eş-Şehîd-(319)............................................. ........... Şehid olmak, heybetli olmak, halk arasında sevilmek.
El-Hak-(108)............................................. ............. Sağlam bir imana ve doğru bir ibadet hayatına sahip olmak, başladığı işin sonunun gelmesi.
El-Vekîl-(66).............................................. ........... Allah'tan her türlü yardım görmek.
El-Kavî-(116)............................................. ............ Kansızlık ve vücudun güçlü olması, zor işleri kolaylıkla halletmek.
El-Metîn-(500)............................................. ........... Maddî ve manevî dayanıklı, sağlam ve iradeli olmak, hastalıklardan kurtulmak.
El-Veliyy-(46-2.116)............................................ ...... Her işte Allah'ın yardımını istemek.
El-Hamîd-(62-3.844)............................................ ....... Kazancın genişlemesi, Allah'ı çokça hamd etmek için yardım istemek.
El-Muhsî-(148)............................................. ........... Zekânın kuvvetli olması.
El-Mübdi-(57).............................................. ........... Her işte muvaffak olmak, ummadığı yerden yardım gelmesi.
El-Muîd-(124)............................................. ............ Elden kaçanı geri kazanmak, Allah'ın ahirette yeniden dirilme hakikatini ruhlarımıza duyurması.
El-Muhyî-(68).............................................. ........... İşlerin başarılı olması, hastalıklardan kurtulmak.
El-Mumît-(490)............................................. ........... Harama bakmamak, kötülüklerden vazgeçmek, devamlı ahireti hatırlamak.
El-Hay-(18-324).............................................. ......... Sözün tesirli olması, sözü dinlenir olmak.
El-Kayyûm-(156)............................................. .......... Bütün işlerde yardımı Allah'tan beklemek, isteklere nail olmak, rızkın devamlı olması.
El-Vâcid-(14-196).............................................. ....... Aradığını ve kaybettiğini bulmak.
El-Mâcid-(48).............................................. ........... Kazancın bolluğu ve şerefli bir hayat sahibi olmak.
El-Vâhid/El-Ehad-(19-3.669)........................................... Kalbin uyanıklığı, isteklerin olması.
Es-Samed-(134)............................................. ........... Hiç kimseye muhtaç olmamak.
El-Kâdir-(305)............................................. ........... İstediğini yapmaya güç yetirmek.
El-Muktedir-(744)............................................. ........ Her işte başarılı olmak.
El-Mukaddim-(184)............................................. ........ Daima yükselmek.
El-Muahhir-(847)............................................. ......... Kötü ve belalı birinin veya bir işin kendinden uzaklaşması.
El-Evvel-(37).............................................. ........... Her hayır işinde birinci olmak.
El-Âhir-(801)............................................. ............ Ömrün uzun olması.
Ez Zâhir-(1.106)........................................... ........... Her meselenin zuhuru, açıklığı, gizli olmaması.
El-Müteâlî-(551)............................................. ......... İstediği makama gelmek ve yüceliğe ermek.
El-Bâtın-(62).............................................. ........... Nefsi mutmain ve kalbi geniş olmak, iç rahatlığının artması.
El-Vâlî-(47).............................................. ............ Sözünün tesirli olması, insanların kendini sevmesi.
El-Berr-(202)............................................. ............ Her halukarda iyilik bulmak.
Et-Tevvâb-(409)............................................. .......... Tövbelerin kabul olması.
El-Müntekım-(630)............................................. ........ Zulüm ve fenalıklardan korunmak.
El-Afuvv-(156)............................................. ........... Rızık bolluğu, kalp huzuru, affedilmek.
Er-Raûf -(287)............................................. ............ Merhametinin artması, hiçbir varlıktan zarar görmemek.
Mâlikü'l-Mülk-(212)............................................. ...... Mal ve kazanca zarar gelmemesi, maddî ve manevî derecelerin artması.
Zü'l-Celâli ve'l-İkrâm-(1.100)........................................ İşlerin kolay ve âsân olması, insanların kendini sevmesi.
El-Muksit-(209)............................................. .......... Eşlerin arasını düzeltmek ve adaletli olmak.
El-Câmi-(114)............................................. ............ Küsleri barıştırmak ve hayırların birleşip toplanması.
El-Ganî-(1.060) .................................................. .... Gerçek zenginlik, servet ve geniş rızık, insanlar tarafından sevilmek.
El-Muğnî-(1.100)........................................... ........... Geçim genişliği, bol rızık ve zenginlik.
El-Mâni'-(161)............................................. ........... Kaza ve belalardan emin olmak.
Ed-Dârr-(1.001)........................................... ............ Zararlı kişilerden emin olmak ve onları Allah'a havale etmek.
En-Nâfi' -(201)............................................. ........... Hastalıklardan korunmak, şifa bulmak, zararlardan uzak durmak.
En-Nûr-(256)............................................. ............. Doğruyu ve yanlışı görüp kalp nuruna sahip olmak.
El-Hâdî -(20-400).............................................. ........ Doğru yolu bulmak ve çocuklarının serkeş olmaması.
El-Bedî' -(86) .................................................. ...... Allah'ın yardımına nail olmak, maddî ve manevî güzellik için.
El-Bâkî -(113)............................................. ............ Ömrün uzunluğu ve sağlıklı olmak.
El-Vâris -(707)............................................. ........... Uzun ömür, bol mal, şeref ve rızık sahibi olmak.
Er-Reşîd- (514)............................................. ........... Güzel ahlâk sahibi olmak, kötü alışkanlıklardan korunmak.
Es-Sabûr- (298)............................................. ........... Başladığı işi kolay bitirmek, sinirini yenmek ve sabırlı olmak.

][/color]
92
Din Bilgisi / yüreğim yanlız sanadır
16 Ekim , 2010, 11:27:48
[/sizeYüreğim Yalnızca SANA dır...
Sıkışıp kaldığım şu hengameden sıyrılmam için tebessümüne muhtacım...

ben daha yokluğunla baş edemezken üstüme çullanan bunca acıya
bunca başıboşluğa ve anlamsızlığa karşı koyacak gücüm yok...

...sen beni bilirsin YARİM!!!
benim bilemediğim sensin...

adını anmadığım anmaya çalıştığım yapamadığım...
anıma adını düşüremediğim
adında anımı bulamadığım...
YAR dediğim yarama YAR edemediğim...

bu imkansız kurutur umut tohumlarımı..
yakar yıkar içimi...
karşı koyamam sensizliğin kalbime hükmetmesine...

beni sar RABBİM!!!
rahmetinle öyle bir sar ki...
unuttur dağlardan yüce kederimi...
erit içimdeki firavunu...
nemrutlarım dize gelsin...
bıraksın kalbimin peşini...

iki kaşımın arasında pusuya yatmış bir iblisi kucaklıyorum sensiz uyuduğum her gece...

adını anamadığım dillerim seni göremeyen gözlerim...
ve seni sevmeye güç yetiremiyen kalbimle sızıyorum her gece duvar diplerine...

bu keşliğe bu serseriliğe tamah ettirme nefsimi

SEVDİĞİM!!!
sevdiğim derken yerin dibine girdiğim...

içinde bunca pisliği barındıran küfür kokulu kalbime adını almaya ar ettiğim...

aynaya her bakışımda
şeytanı görür oldum şah damarımda...
bilirim SEN ondan daha yakınsın bana...

BIRAKMA BENİ SEVDİĞİM... SEVMEDİĞİM KUCAKLARA...

hadi döndür beni uzaklardan...

RAHİM esmanın tecellisini bekliyor kalbim ölümüne bir susuzlukla...

sana açım..yalnız SANA...

ey kalbime hüznünü koyan AŞK...

AŞKIM!!!

YARİM!!!

SEVDİĞİM!!!

RABBİM!!!

kaldır kalbime çöreklenen balçığı...
kalbime bulanan şu çamuru yırt...

yüreğim yalnızca SANA dır...
93
1.GÜNÜMÜZ

euzubillehimineşşeydanirracim
bismillehirrahmanirrahim

ARKADAŞLAR İLK ÖNCE TÖVBE EDELİM
"Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ'dike mes'tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû'ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû'ü bizenbî fağfirlî zünûbî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente bi'rahmetike yâ erhamer'râhimîn"
Ma'nâsı: "Allah'ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka (ibâdete lâyık) hiçbir ilâh yoktur. Ancak sen varsın. Beni sen yarattın. Şüphesiz ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadar, Zât-ı Ecelli âlâna verdiğim sözde durmağa çalışıyorum. Ya Rabbi! işlediğim günahların şerrinden sana sığınıyorum.Bana lütuf ve ihsan buyurduğun nimetleri ikrar ve itiraf ediyorum, günâhlarımı da itiraf ediyorum. Yâ Rabbi! Beni mağfiret buyur (günâhlarımı bağışla), zira senden başka günâhları bağışlayacak (mağfiret edecek, af edecek) yoktur."
Peygamber Efendimiz "Her kim, bu duâyı inanarak sabahleyin okur da o gün akşama çıkmadan ölürse o kimse cennetliktir. Her kim de akşamleyin okur da, sabah olmadan (sabaha çıkmadan) ölürse o kimse cennet ehlindendir (Cennete girecektir)." buyurdular.

SONRA RABBİMİZE HAMD EDELİM (elhamdülillehi Rabbil alemin)
PEYGAMBERİMİE SALAVAT GETİRELİM(Allahumme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyyidina Muhammed.)

İLİM AYETİMİZİ OKUYALIM Gâlû subhâneke lâ ilme lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel alîmül hakîm )

Meali: - melekler: "biz, (sana itiraz olunmaktan) seni tenzih ederiz.senin bize öğrettiğinden başka, hiç bir ilmimiz yok. Muhakkak sen her şeyi hakkı ile bilensin, üstün hikmet sahibisin." Dediler.


EZBERİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN DUAMIZI OKUYALIM(Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayr-Rabbim kolaylaştır Rabbim zorlaştırma Rabbim bu işimi hayırlısıyla tamamına erdir)

BUGÜN EZBERLEYECEĞİMİZ ESMAÜL HÜSNAMIZ
1- ALLAH (herşeyin gerçek mabudu)
2-ER-RAHMAN (dünyada her kuluna karşı merhametli)
3-ER-RAHİM (ahirette sadece mümin kuluna karşı merhametli)

AYRINTILI AÇIKLAMA(isteyen okuyabilir)

ALLAH

Cenab-ı Hakk'ın bütün isim ve sıfatlarını kendinde toplayan Zatına delalet eden özel ismi.
Bu ism-i şerif, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.
Bu isim, Allah'tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. Diğer isimlerin ise, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur. İnsanlara Kadir, Celâl ismini vermek gibi. Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, "kul" mânâsına gelen "abd" kelimesinin ilâvesi güzeldir. Abdülkadir ismi gibi...

Kâmil insanlar, Cenab-ı Hakkî: Allâh,Allâh,Allâh...diye bu isimle zikretmişlerdir.Çünkü bu mübarek isim, İsm-i A'zam'dır. 99 İsmi şerifin kutbu ve en büyüğüdür. Allâh diye zikreden Allâh'ı bütün isimleri ile, Er-Rahman diye zikreden yalnız rahmet sıfatı ile anmış olur.

ER-RAHMAN

Allah'ın pek merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir sıfat ismidir. Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah'tan başkasına verilmesi uygun görülmez. "Çok rahmet sahibi, gayet merhametli ve sonsuz rahmeti bulunan" diye tefsir edilip açıklanabilirse de, yalnız yüce Allah'ın özel bir ismi olduğundan dolayı tam anlamıyla tercüme edilemez. Dilimizde onun tam karşılığı olan bir kelime yoktur. "Esirgeyici" olarak tercüme edilmesi de doğru değildir. Dolayısıyla bu anlam Rahman isminin tercümesi olamaz. "Acıyan" diye tercüme edilmesi de onun tam anlamını vermekten uzaktır. Çünkü kuru bir acıma merhamet değildir. Bilindiği gibi, merhamet acıyı giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmektir. Bu itibarla merhametli sözcüğünden anladığımız anlamı, diğerlerinden anlayamayız. Rahman, "pek merhametli" şeklinde eksik olarak tefsir edilebilirse de tercüme edilemez. Yüce Allah'ın rahmeti, sadece bir iyilik duygusundan ibâret değildir. O'nun rahmeti, insanlara iyilik dilemesi ve sayılamayacak kadar nimetler vermesidir. O halde "Rahman" ismini böylece bilmek ve anlamak gerekir. Her gün karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz nimetler, aslında bize Rahman'ın en güzel açıklamasıdır

Kur'an'ın ilk ayeti olan Besmeledeki Rahman ve Rahim sıfatları arasındaki fark, Allah teala, Dünyanın Rahmanı ve Ahiretin Rahimidir cümlesinde veciz bir şekilde dile getirilmektedir. Rahman vasfı gereği Cenab-ı Hakk, dünyada bütün canlılara, mümin-kafir ayırımı yapmaksızın bütün insanlara, şefkat ve merhametle davranmayı kendi nefsine farz kılmıştır.

Yüce Allah bir kudsi hadiste şöyle buyurur: "Rahmetim gadabımı geçmiştir."

44-) "Ey babacığım... Şeytana kulluk yapma! Muhakkak ki şeytan Rahman'a âsi oldu."Meryem suresi
ER-RAHİM
Çok merhamet edici' anlamında bir isimdir. Allah'ın sıfat ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir. Bu iki sıfat "Rahmet" mastarından türemiş olmakla beraber, aralarında ifade ettikleri anlam bakımından farklar vardır. Rahman ve Rahîm arasındaki bu farklar şöylece belirtmek mümkündür: a) Rahman sıfatı; daha ziyâde ezelle; Rahîm sıfatı ise daha çok ebedle ilgilidir. Bu nedenle hadislerde yüce Allah'ın hakkında "Dünyanın Rahman'l ahiretin Rahîm'i" ifadelerinin kullanıldığını görüyoruz. Rahman sıfatı bütün insanları; Rahîm sıfatı ise yalnız müminleri kapsar. b) Rahman sıfatı; hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın varlıkları yaratmak, meydana getirmek, onların çalışıp çalışmadıklarına bakmadan sayısız nimetlerle nimetlendirmek anlamına gelirken; Rahîm sıfatı Allah'ın emirleri doğrultusunda çalışanlara, çalıştıklarının karşılığını vermek anlamına gelmektedir. c) Rahman sıfatı; ümitsizliğe, karamsarlığa imkan bırakmayan kesin bir ümit ve ezelî bir yardım ifade eder. Rahîm sıfatı ise, yaptığımız işlerimizin Allah tarafından mükâfatlandırılacağını ifade etmektedir. Bu nedenle Rahman sıfatının ifade ettiği mânâda mü'min ve kâfir eşit tutulup ayırım yapılmamış; Rahîm sıfatının belirttiği manada ise, mü'min ve kâfir açık bir farkla ayrılmışlardır.

Rahim sıfatının tecellileri ise daha çok ahirette görülecek, Cenab-ı Hakk'ın oradaki ikram ve ihsanları müminler için olacaktır.

DUA EZBERİMİZ(isteyen ezberleyebilir)

Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayr-Rabbim kolaylaştır Rabbim zorlaştırma Rabbim bu işimi hayırlısıyla tamamına erdir


HADİS EZBERİMİZ--1--(isteyen ezberleyebilir)
1-Ümmetimin din işlerinde faydalı kırk hadis ezberleyen, alimlerle haşr olur. (taberani)

HAMD VE SALAVATLA BİTİRELİM
94
ya arkadaslar süper bişi ya gülmekten kırılıyorum izlerken bütün sıkıntımı alıyor resmen
95
Sizin Seçtikleriniz / kayserideki doktorlar
22 Eylül , 2010, 12:02:26
arkadaslar kayseride bildiğiniz iyi bir kadın doğum uzmanı var mı tavsiye edebileceğiniz her yönden
96
benim en son adetim yaklasık olarak 10 gün sürdü kızlar 7 günden sonra kahverengi lekeler gelmeye basladı basım cok agrıdı acillik oldum şimdide iki gündür iki göğsümde cok sızlıyor artı kasıklarım da acayip agrıyor sizce ne olabilir yardımcı olursanız sevinirim acaba yumustlama dönemim mi ondan mı bu belirtiler işte hersey birazda stresten kaynaklanıyor biliyorum rahata erdim ya hepsi cıkacak simdi yinede kafam karıstı bilgisi olanlardan yardım istiyorum
97
Din Bilgisi / hatim gurbu
24 Ağustos , 2010, 11:59:29
arkadalar ben bir sitede bunu yapıyorum cok güzel birsey burdada rağbet görürse baslatmak istiyorum simdi otuz kişi olacak herkes birer cüz alacak isterse iki cüz sonra bu hafta cumadan dağılacak haftaya cumaya kadar herkes cüzünü okuyacak bir hatim olacak simdi ben bu hafta birinci cüzü okudum mesela haftaya 2. cüzü okucam hem kişisel hatim etmiş olcaz hemde 30 tane hatim olacak her hafta bitane ne dersiniz kızlar her hafta biri görevi alacak takip edecek okundu diye yazacak karsısına okuyan okudum diye yazacak cuma günleride hatmin duasını yaparız ha ne dersiniz ben o sitede bitmek üzere 4 haftamız kaldı
98
benm canım cok sıkkın kızlar neden bilmiyorum karnımda agrı var kendimi hiç iyi hissetmiyorum sanırım artık psikolojim iyice bozuldu gözlerimi kapatsam uyusam hiç uyanmasam sonra beni uyandırsınlar hersey istediğim gibi olmus ne olurki ankim ama tabi bunlar birer hayal canım hiçbirsey yapmak istemiyor öyle aglasambelki içim rahatlar diyorum slow müzikler dinliyorum konu cocuk değil bu aralar hersey üst üste geliyor bir öyle rahatlayamıyorum bazen su cocuguda cok istiyorum belki hayatımı güzelleştirir değiştirir diye oda olmuyor AMA BİLİYORUM GECECEK BU GÜNLER
99
arkadaslar oranın sayfası baya coğaldı isterseniz rahat erişim için burdan devam edelim
100
arkadaslar mutlu haberleri burdan paylasalım öncelikle ben baslayım bende birsey yok bu ay eylül 1de artık inşallah bu ay bir cok hamiş haberi alıp mutlu oluruz rabbim herkese versin