Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - ★ღ♥ღครк๓єlєợเღ♥ღ★

1
Sizin Seçtikleriniz / Bir Nisan ?
31 Mart , 2011, 16:41:49
15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya daki Endülüs müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.

En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur an bir elinde İncil; Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.
Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.

Bunun üzerine Müslümanlar Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz... dediklerinde Haçlı ordusu komutanı Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR.
İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında Hile Günü olarak kutlanmaktadır.

Maalesef halkımız arasında da yaygınlaşmış, yüzlerce, binlerce Müslümanın katliam günü olan 1 Nisan lar, bir şaka günü olarak kutlanmaktadır.

Nereden geldiğini bilelim. Bilelim de ona göre kutlayalım... (ispanya asırlar boyu müslümanların hakimiyetinde kalmıştır) :'( :'( :'(
2
Çocuklarda küfür üç temel gruba ayrılır.-Ya beddua e...tmek yada birine zarar verilmesi dileğini yansıtan konuşmabiçimi-Cinsel içerikli küfürler, müstehcen konuşmalar-Kişiliğe yönelik küfürler. Manyak, salak...

Çocuklarda Küfürün Nedenleri

1- Dikkat çekme: Bazı çocuklar ana-babadan yeterliilgiyi göremiyorlarsa, dikkat çekmek için küfrederler.

2- Sarsılma:Bazı çocuklar için yetişkinleriŞok etme, rahatsız etme eğlenceli olabilir.

3- Ağızdan kaçıverme: İnsanlardaengellenme yada kızgınlık hissedildiğinde yada fiziksel bir gerginlik olduğundaküfürün ağızdan çıkıvermesi çok doğaldır. Çok engellenen, yaşama alanı çokdaraltılan çocuk, kızgınlık olarak küfredebilir.

4- Savunma:Bazıları için kötü söz söyleme birsavunma davranışıdır.Küfür etmenin tam anlamıyla yasak olduğu çevredeyetişenler, isyan ederek bağımsızlıklarını göstermek isterler.

5- Olgunlaşma: Bazen de çocuklar yetişkinolmanın bir sembolü olarak, kötü söz söylerler.

6- Akranları tarafından onaylanması:


7- Çocukça bir zevk: Küçük çocuklarda banyo ve onailişkin konuşmak, çocuklarda bir tür çocuksu seksüel zevk alma durumu ortayaçıkarmaktadır.


Küfürü Önlemek İçin Yapılamsı Gerekenler

1-Örnek oluşturma: Eğer kaba ve küfürlü bir konuşmaeğilimini kendinizde engelleyebiliyorsanız, çocuğunuzda bu kontrolü sizi taklitederek öğrenecektir.

2- Dürtülerini ifade edebilme: Eğer çocuk,size olan kızgınlıklarını rahatlıkla dile getirebiliyorsa, bu özgürlüğe sahipise, olumsuz duygularını belirtmek için daha az küfürlü sözcük kullanacaktır.

3- Tartışma: Bu kelimeler bir kağıda yazılaraktanımlanır ve daha sonra tartışılır.

4- Önemsememek: Çocuklar kötü sözcüklerkullandığında,anne-babalar bu duruma pek fazla üzülüp şaşırmıyorlarsa,çocukların bu sözcükleri söylemeleri için bir nedenleri kalmayabilir.

5- "Dilsizlik Oyunu": Ana-babalarböyle durumlarda Şoke olmaktan çok, sessizlik oyunu oynayarak çocuğuyönlendirebilirler. "senin kullandığın kelimenin anlamı nedir?","anlamıyorum", denilerek çocuktan yanıtlaması istenir.

6- Yaratıcı olmaya özendirmek: Yaratıcıuğraşlar, yazınsal faaliyetler, spor vb. Yaratıcılığı artırıp kötü söz kullanımınıengeller.

7- Kötü sözcüklerin yıpratılması: Çocuk bukelimeyi kullandığında 5 dakika boyunca bu kelimeyi söylemesini isteyin. Büyükolasılıkla bir daha kullanmayacaktır. Söylemek istemediği zaman, ancak kötüsözcüğü kullanmaktan dolayı verilen cezayı uyguladıktan sonra, istediğiniyapabileceğini söyleyin.

8- Ciddi cezalandırmama: Eğer çocuğunuzu, döverek, bağırarak, tehdit ederek cezalandırırsanız; çocuğunuz bukelimeleri yakalanıp cezalandırılmamak için, gizlice kullanmayı öğrenir.

Uygun olmayan bu sözcüklerin yerine, uygun kabul edilebilirsözcükler kullanması için çocuğu bilgilendirmek gerekir. Çocuk olumlu sözcükkullandığında, çocuğun övülmesi, teşvik edilmesi gerekir. :) :)
3
Bir anne olarak bebeğinizle hastaneden yuvanıza döndüğünüz ilk gün, hayatınızın en heyecan verici anlarından biri olacak.
Artık sizin ve aileniz için yepyeni bir dönem başlıyor; yorgunluklar ve endişelerin yanı sıra, taşıyacağınız sorumluluk da sinirli olmanıza sebep olabilir. Üstelik lohusalık dönemi hormonların da etkisiyle pek çok anne için psikolojik olarak zorlayıcıdır.
Bebeğinizin bakımı ve anneliğin ilk günlerinde kendinizle ilgili almanız gereken tedbirleri ise şu şekilde sıralamak mümkün;

Annenin Bakımı :laughing7: :laughing7:

Doğumu takip eden 40 günlük dönem Lohusalık dönemi olarak adlandırılır ve bu süre içinde vücunuduz kendisini toparlar. Bu dönemde yaşanan hormonal ve ruhsal değişimler, östrojen hormonunun düşmesi, lohusada depresif ruh halinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Alıngan, kolay ağlayan, çabuk yorulan ve isteksiz bir hale gelebilirsiniz. Bu durumda doktorunuza danışarak 2 ay kadar demir takviyesi ve multivitaminler kullanmalı, düzenli uyku ve beslenme ile vücudunuzun boşalan kaynaklarını doldurmalısınız. Emzirme sürecinde doktor önerisi dışında kesinlikle sakinleştirici vb. ilaç almayın. Doğum sonrası stres hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Bünyeniz, hamilelik döneminde vücudunuzda biriken fazla suyu, doğumu izleyen birkaç gün içerisinde atacaktır. Doktorunuza danışarak karın kaslarını güçlendirici yer egzersizlerine başlayabilir ve düzenli olarak bu hareketleri yapmaya devam edebilirsiniz. Doğum sonrası egzersizler için tıklayınız.
Bebeğinizle sürekli olarak ilişkide olduğunuzdan doğum sonrası vücut temizliğinize olağanüstü özen gösterin. Emzirme sürecinde göğüs bakımınızı ihmal etmeyin. Emzirme ve göğüs bakımıyla ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.
Doğumdan sonra doktorunuza gidip doğum sonrası muayenenizi yaptırın. Doktorunuz, doğum sonrası, rahmin normal durumunu alıp almadığını saptayacak ve doğum öncesindeki sağlığınıza kavuşmanızı sağlayacaktır.

Bebeğinizin Bakımı :D :D

Doğumu takip eden ilk 72 saat, sarı renkli Klostrum sütünüz gelir. Bu sütün bileşimi farklıdır ve bebeğin bağışıklığına yaptığı destek ile bebeğinizin ilk aşısı gibidir. Bebeğinizi hastaneden çıkmadan emzirin. Anne sütü hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Göbek bağı anne karnında bebeğin anneden besin ve oksijen almasını sağlar. Aynı zamanda anneden bebeğe bağışıklık sistemi ni güçlendirici antikorların geçişi de bu kordon sayesinde olur. Bebek doğduğunda bu bağın steril şartlarda ve belli bir uzaklıktan kesilmesi gerekir. Göbek yoluyla bebeğin vücuduna birçok mikrop girebileceği için, göbeğin temiz tutulması ve pansumanı son derece önemlidir.
Bebeğiniz doğduğunda Vernix Caseosa denilen kremsi bir tabaka ile kaplıdır ve bu tabakanın bebeğin ısısının korunmasına ve enfeksiyonlardan korunmasına yararı vardır. Bebeğinizi 2. günden sonra, göbek kordonuna dikkat etmek kaydıyla hergün yıkayabilirsiniz. Bebeğinizin banyosu hakkında bilgi almak için tıklayınız.
İlk aylarda pek çok bebekte gaz sorunları görülmekte ve bu bebeğin uykusunu da etkilemektedir. Bebeklerde gaz ve kolik sorunu hakkında bilgi almak için tıklayınız.
Bebeğiniz ilk ayının çok büyük bölümünü uyuyarak geçirecek ve 2- 3 saatlik aralıklarla beslenmek için uyanacaktır. Bebeğinizin uykusuyla ilgili detaylı bilgi için tıklayınız.
Yenidoğan bebeğiniz çok hassas bir cilde sahiptir ve bu sebeple bezini sık sık değiştirmeniz gerekir. Temizlemede su, özel temizleyici sıvılar veya alkolsüz hassas alt değiştirme bezleri kullanabilirsiniz. Bebeğinizin altının uzun süre havasız kalmasını engellemeli ve temizlikten sonra bebekler için özel pişik kremleri uygulamalısınız. Bebeğin bez değişimi hakkında detalı bilgi için tıklayınız.
Bebeğinizin hareket etmesi, kollarını bacaklarını oynatması, kaslarının güçlenmesi, kemiklerinin düzgün gelişmesi için önemlidir. Doktorunuz farklı bir öneride bulunmadığı takdirde bebeğinizi kundaklamaktan kaçınınız. Soğuk havalarda bebeğe başlık ve kat kat pamuklu kıyafetler giydirin ama bebeğin çok terlemesine izin vermeyin....
4
Hamile kaldığınızda belki de zihninizi en çok kemiren sorulardan bir tanesi: "İyi bir anne olabilecek miyim?"dir. Ne kadar hazırlıklı olursanız olun, kendinize bu soruyu sormadan edemezsiniz. Lütfen panik yapmayın!

Hissettiklerinizi sadece siz yaşamıyorsunuz. Pek çok anne ikinci doğumu olsa bile aynı kaygılara sahiptir. Bunu bilin "yalnız değilsiniz."

Bu Dönemi Atlatmanız için Öneriler

•Yapmanız gereken işler yerine bebeğinize ve onunla geçireceğiniz güzel günlere konsantre olun.

•Duygusal iniş-çıkışlar yaşamanızı doğal karşılayın ve geçici olarak görün.

•Yaşamınızda meydana gelebilecek değişikliklerden dolayı endişeye kapılabilirsiniz. Her şeyi planlamaya çalışmayın. Başlangıçta olabilecek olaylar ile ilgili basit planlamalar yeterli olacaktır.




•Negatif olaylardan uzak durun. Sizi negatif etkileyen kişilerden de uzak durun. Bunun yerine içinize mutluluk ve huzur getirebilecek aktivitelerde bulunun.

•Mükemmel olmaya çalışmayın. Bir işi iyi yapmaya çalışmak başka bir şey mükemmeliyetçilik başka bir şeydir. Mükemmeliyetçilik sizi hastalıklı bir kişilik yapısına doğru götürür. Dolayısıyla çocuğunuzu da etkilersiniz. Mükemmel olmanın sonu yoktur. Mükemmel ebeveyn de yoktur. Çocuğunuz için, onun hayatını belirleyen kişi olmak yerine, onun kendi hayatını belirlemesini sağlayan bir rehber olacağınızı düşünün. Sizin doğrularınız onun doğrusu olmayabilir.

•Beslenmesi ve fiziksel gelişimi konusunda kaygı duymaktan vazgeçin. Açlıktan ölen bebek yoktur. Kilo alımlarını ve diğer gelişimlerini başka bebeklerle kıyaslamayın. Her varlığın gelişim süreci kendisine göredir.

•Sorunla karşılaşmadan önce sorunu kendi kafanızda "ya olursa" diye oluşturmayın ve büyütmeyin. Gelecekte neler olacağını kimse bilmiyor. Sorunla karşılaştığınız zaman çözüm yolları arayın.

•Ağlamak istediğinizde buna engel olmayın. Güçsüz görünmekten çekinmeyin. Size yardımcı olabileceğini düşündüğünüz insanlardan işler konusunda mutlaka destek alın.

•Kendinizi pratik bilgilerle donatın. Bilgilenmek kaygılarınızı azaltacaktır. Eğitimlere katılabilir, psikolojik danışmanlık alabilirsiniz. "Bizim zamanımızda psikologlar mı vardı?" yaklaşımından uzak durun. Çağ değişiyor, çocukların yapısı değişiyor, yenilikçi fikirleri olan uzmanlardan bilgilenin.

•Her çocuk bize yeni bir şeyler öğretir. Her şeyi bilmek yerine onunla birlikte öğrenmeye odaklanın. ::) ::) ::) ::)
5
Son zamanlarda erken doğum oranlarının yükselmesi, birçok hamilenin "Acaba benim de başıma gelecek mi?" korkusu yaşamasına sebep oluyor. Bu korkuyu aşmak için erken doğumun nedenlerini inceledik.

Erken Doğum 37'nci hafta dolmadan doğumun gerçekleşmesi demektir. Son yıllarda artış göstererek tüm doğumların yüzde 12'sini oluşturmaya başlamıştır.

Erken Doğumun Nedenleri
Erken doğumun nedenlerini 4 grupta sıralanabilir.

1-Rahmin gerginliğine bağlı olanlar: Çoğul gebelikler, polihidroamniyoz, rahmin şekil bozuklukları.
2-Enfeksiyonlar: Vajina ve idrar yolu iltihapları.
3-Kanamalar: Plasentanın (çocuğun eşi) önde olması veya erken ayrılması.
4-Bebekte gelişme geriliği veya annenin aşırı stresi.




Günümüzde çoğul gebeliklerin artış gösterme sebebi tüp bebek uygulamalarında birden fazla embriyo transferi yapılmasıdır. Tek embriyo transferinde gebelik oranlarının düşük olması nedeniyle 2 veya daha fazla embriyo transferi tercih edilmektedir. Bu nedenle çoğul gebelikler arttıkça erken doğumlar da artış gösterebilir.

Erken Doğumu Tahmin Etmek Mümkün mü?

Erken doğumu önceden tespit etmek için etkinliği kanıtlanmış bir yöntem yoktur. Ancak ultrasonla rahim ağzı uzunluğunun ölçülmesi (2,5 cm'nin altı risklidir) ve fetal fibronektin tayini uyarıcı olabilir. Bunlara en azından yatak istirahatı önermek doğru olur.

Progesteron hormonunun daha önce erken doğum yapanlarda önleyici olarak kullanılması ile erken doğum oranının yüzde 35–40 azaldığını gösteren 2 çalışma vardır. Fakat bu tüm riskli gruplarda faydalı olacağı anlamına gelmez.

Erken Doğum Engellenebilir mi?

Maalesef erken doğum başladığında bunu durdurmak için kullanılan çeşitli ilaçların, sonucu etkilediğini gösteren yeterli delil yoktur. Erken doğum tedavisinde esas amaç biraz zaman kazanıp bu sırada bebeğin akciğer olgunlaşmasını sağlayan ilacı kullanmaktır. Bu uygulamayı 24–34 haftalık gebeliklerde yapmak gerekir. Bu arada yenidoğan döneminde görülebilen grupB streptokok enfeksiyonunu önlemek için koruyucu antibiyotik verilir.

Erken doğan bebeğin geleceği, kaçıncı haftada doğduğu ve yoğun bakım olanakları ile ilgilidir. 30 haftada doğan bebeklerin yüzde 97'si yaşamaktadır. 28'nci haftadan öncesi ise oldukça risklidir. ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::) ::)
6
Sağlık Haberleri / Doğumun 3 ana unsuru
08 Ekim , 2010, 16:06:54
Normal doğumda 3 unsur bulunmaktadır.

1- Yol; Doğum kanalı
2- Yolcu; Bebek
3- Motor; Rahim kasılması (doğum sancısı)

Normal doğumun gerçekleşebilmesi için bu 3 unsurun birbiriyle uyumlu biçimde çalışması gerekir.

Yol: Doğum kanalı...

Dirsek şeklinde bir boruya benzer, girimden çıkıma kadar 10 cm uzunluğundadır. Normal doğumun olabilmesi için bu kanalın en dar yerinin bebeğin başının geçebileceği en küçük çap olan, 10 cm çapında olması gerekir. Dar kalçalarda bu yüzden normal doğum imkansız hale gelir. 1.50 cm'nin altındaki bayanlarda kalça kemiklerinde darlık olma olasılığı yüksektir.

Yol: Bebek

Normal doğumlarda %95 bebek baş ile doğar. Bu nedenle de normal doğum deyince bebeğin baş gelişi ile doğduğu ifade edilir. Baş dışındaki geliş durumlarında genellikle normal doğum gerçekleşmez bu nedenle burada sadece baş gelişleri anlatılacaktır. Bebeğin vücudunun en büyük yeri başıdır. Bu nedenle baş en zor doğan kısımdır. Başın çıktığı yerden vücudun diğer kısımları rahatlıkla geçer. Kafa kemikleri doğum sancıları ile oluşan basınç altında bıngıldaklar sayesinde sıkışarak üst üste biner ve baş çapı doğum sırasında küçülür ve kanaldan geçişi kolaylaşır. Olgunlaşmasını tamamlamış bir bebek başının en küçük çapı 9.5 cm'dir. Alın gelişlerinde ise eğer bebek alnı önde doğmaya çalışırsa bu çap 13 cm'e çıkar ve doğum imkansız hale gelir. Bebek başı rahim kasılmaları ile oluşan itme gücü ile doğum kanalının büklümlerine uyarak aşağı doğru iner.

Motor: Doğum kanalı...

Gerçek doğum kasılmaları (sancılar) düzenlidir ve doğumun aktif fazında 3 dakikada bir gelir ve 40-50 saniye sürer. Şiddeti giderek artar. Bel ve kasıkta sancı duyulur ve uyku ilaçları ile azalmaz.

Normal Doğumun Evreleri

Normal doğum 3 evreden oluşur.

1.Evre
------

Doğum sancılarının başlaması ile başlar rahim ağzının bebeğin doğabilmesi için kasılmaların yardımıyla tam açılmasıyla (10 cm) son bulur. Bu evre doğumun en uzun evresidir (ilk doğumlarda ortalama 12 saat, daha önce doğurmuş olanlarda 6 saat). Bu dönem pasif ve aktif dönem olarak ikiye ayrılır.

a. Pasif dönem: Doğumun en uzun süren dönemdir. Bu dönemde ağrılar seyrek ve daha hafiftir. Bu dönem ilk doğumu olan gebelerde daha uzun sürer.

b. Aktif dönem: Rahim ağzı yaklaşık 3-4 cm açıklığa ulaştıktan sonra başlayan dönemdir. Doğum sancıları sıklaşır ve şiddeti artar. Bu dönemde ağrılar yaklaşık 3 dakikada bir gelmeye başlar ve 50-60 saniye sürer. Bu dönemin sonunda su kesesi açılır.
Birinci evrenin sonuna doğru yani rahim ağzı 8-9 cm açıldığında sancılarla birlikte gebe kadın ıkınma da hisseder.

2. Evre
-------

Rahim ağzının tam açılması ile başlar, bebeğin doğumu ile son bulur.
Bu süre ilk doğumlarda yaklaşık 1 saat, daha önce doğum yapmış olanlarda 15 dakika sürer. Bebek başının aşağı inmesi ile birlikte refleks olarak ıkınma hissi oluşur. Ikınma bu süreyi kısaltır.
Normal doğumda bebeğin başının doğumunu kolaylaştırmak, vajina ve makatta yırtıklar oluşmaması için hazne girişinde bir kesi yapılır ve buna epizyotomi denir. Halk arasında ise dikişli doğum olarak bilinir. Bebek ve plasenta doğduktan sonra bu kesi dikilir. Kesi yapılırken ve dikilirken bu bölge lokal anestezi ile uyuşturulduğu için ağrı duyulmaz.

3.Evre
-------

Bebeğin doğumu ile başlar ve plasentanın doğumu ile sona erer. Yaklaşık 30-45 dakika sürer.

Doğum ağrısının şiddeti her ne kadar yüksek ise de fizyolojik bir ağrı olduğunda doğumun hemen sonrasında geçer ve çabuk unutulur. Ancak yinede doğumun hiç değilse belli bir aşamasından sonra ağrı duyulmasını engellemek amacı ile epidural anestezi uygulanabilir. Epidural anestezi doğumun aktif döneminde yani rahim ağzı 4-5 cm açıldıktan sonra yapılır. Daha önce başlanırsa doğum sancıları dolayısıyla da doğum süreci durabilir. Yani doğumun son 4-5 saati ağrısız geçirilebilir. Deneyimli anestezi uzmanları tarafından uygulanmalıdır. Tüm riskleri detaylı bir şekilde öğrenilmeli ve bunların ışığı altında epidural anesteziye karar verilmelidir.
Normal doğumun avantajlar; Fizyolojik bir olaydır, doğum sonrası anne birkaç saat içinde normal aktivitesine geri dönebilir, bebeğini hemen emzirebilir, ilk tensel temas ile daha güçlü duygusal bağ oluşabilir, bebeğin akciğerleri dış ortama daha hazırlıklı olarak doğar. :-\ :-\ :-\

7
Bazı gebeler, gebelik öncesinde yüksek tansiyona sahiptirler. Gebelik esnasında da tansiyon yükselerek gidebilir.

Bazı gebeler ise önceki yaşamlarında yüksek tansiyona sahip olmadıkları halde, gebelikte vücutlarında meydana gelen değişimlere bünyelerinin uyum sağlayamaması nedeniyle yüksek tansiyon gelişir.

Son derece dikkatli olunması, sürekli doktor kontrolünde olunması gereken bir durum olup, doktor önerilerine harfiyen uyulmalıdır. Çünkü, tansiyonun aşırı yükselmesi hem anne hem de bebek sağlığı açısından tehlikelidir.

Yüksek tansiyonun anne be bebek sağlığına etkisi:

Kan damarları kasılır, anne rahmine ve annenin diğer hayati organlarına giden kan miktarı azalır. Bebek yeterince beslenemez.

Damarlar kasılı olduğundan vücuda az kan gider. Kalp giden kan miktarını arttırmak için daha hızlı çalışır ve kalp yetmezliği olabilir.

Böbreklere yeterli kan gitmediğinden, idrarda normalde olmaması gereken sonuçlar çıkar. Vücuttan protein atılır.

Damarlar kasılı olduğundan anne rahmine yeterli kan gitmeyecektir. Bebek yeterli beslenemeyecek, bazı durumlarda zihinsel fonksiyonları zarar görebilecek belki de bebek kaybedilebilecektir.

Göze yeterli kan gitmediğinden bulanık görme, baş ağrısı olur.

Bacak ve kollarda dinlenmeyle geçmeyen, baş parmakla bastırıldığında iz bırakan şişlikler olur.

Neler yapmalıyız?
Her gün aynı saatte, aynı tartıda tartılıp, her günkü kilonuzu bu iş için ayırdığınız defterinize kaydedin.

Her gün aynı saatte, dinlenme anındaki tansiyonunuzu ölçtürün. Aynı deftere bunu kaydedin.

Tansiyonunuzun yükselmesi halinde sol yanınıza yatarak istirahat edin. Tansiyon yükseldiğinde sizin ve bebeğinizin ihtiyacı olan oksijenin temini tehlikeye girmiştir. Bu yüzden tansiyonunuz yükseldiğinde dinlenerek vücudunuzun harcadığı enerjiyi en aza indirmeli, enerjinizi korumalısınız.

Sabah ve öğleden sonraları kendinize istirahat saati ayırın. Sessiz sakin ve loş bir ortamda dinlenin.

Şişliği (ödemi) önlemek veya çözmek için proteinden (süt,yoğurt,et,yumurta,kurubaklagil vb.) zengin yemekleri tercih edin, ancak kesinlikle tuz kullanmayın.

Aldığınız içecek miktarında kısıtlama yapmayın.

Stresli ve gergin ortamlardan uzak durun. Bu ortamlar damarlarınızın kasılmasına ve tansiyonun yükselmesine neden olur.

Bebeğinizin hareketlerini gözleyin. İki-üç saatte bebeğin anne rahminde 10 hareket yapması beklenir. Evinizde size destek olacak, iş yükünüzü azaltacak, bu desteği doğum sonrası dönemde de sürdürecek bir yardımcıya ihtiyacınız olacaktır.

Yüksek tansiyona bağlı şikayetleriniz doğumdan hemen sonraki dönemde de bir süre devam edecektir.

Doktora ne zaman başvurmalıyım?
Başağrısı

Baş dönmesi

Genel huzursuzluk ve endişe hissi

Bulantı-kusma

Bulanık görme

Yüz kaslarında seyirme

Bunlar damarlardaki kasılmanın ve yükselen tansiyonun artık beyninizi etkilemeye başladığını gösteren belirtiler olup, derhal doktorunuza ya da tam teşekküllü bir hastaneye başvurmanızı gerektirir. Bunlar dışında, kontrollerinizi hiçbir zaman aksatmamalı, doktorunuzun önerilerine harfiyen uymalısınız. Bir sonraki gebeliğinizde aynı sıkıntıları yaşamanız beklenebileceğinden, doktor onayını almadan hamile kalmamalısınız
::) ::) ::) ::) ::)
8
   
Kadın Erkek Atışmaları :)

Bir kadın "kadınların erkeklerden üstün olan özelliklerini" yazmış bir
"erkek" de ona yanıt vermiş

kadın: kişiliğimiz kullandığımız arabanın beygir gücü ile doğru orantılı olarak değişmiyor
erkek: sizin kişiliğiniz beraber olduğunuz erkeğin cüzdan gücü ile değişiyor.

kadın: kırzmızı ışıkta yanımızdaki arabanın bizden önce çıkması yada bir aracın bizi sollaması hiçbirşey ifade etmez
erkek: bizim için de çevremizde diğer hemcinsimizin sahip olduğu mücevherat veya üzerindeki pahalı giysi hiçbirşey ifade etmez

kadın: kas olacak diye bir zorunluluğumuz yok
erkek: selülitler olmayacak gibi bir zorunluluğunuz var ama...

kadın: aşık oluyoruz.... korkmadan.
erkek: biz de oluyoruz.... azıcık ödümüz patlıyor ama sebep olanlar utansin

kadın: evde, banyoda, kıl-tüy dökmeyiz .
erkek: küvetteki, lavabodaki, yatakdaki ve yemekteki saçların çoğu size ait.

kadın: her sabah tıraş olmak zorunda değiliz .
erkek: valla ben tıraş olmayı ağda yaptırmaya tercih ederim şahsen.

kadın: biribirimizin ağzını yüzünü kırdığımız sporlar yapmıyoruz.
erkek: vahşi bakışlarla birbirinizin gözünü oyduğunuz kıskançlık ,haset, çekememe sporlarıyla yeterin ce uğraşıyorsunuz.

kadın: hiç iki kadının silahla oynarken birbirini vurduğunu duydunuzmu?.
erkek: hiç iki erkeğin "aman tanrım benim elbisemin aynısını giymiş" diye mahvolduğunu duydunuz mu?

kadın: horlamıyoruz
erkek: halt etmişsiniz, hatta hıçkırmıyor, geğirmiyor ve hapşurmuyorsunuz da. yoksa siz insan değilmisiniz?? size afrodit diyebilirmiyim )

kadın: az bildiğimiz bir şey üzerinde çok fazla konuşabiliriz.
erkek: yani çok konuşup hiç bir şey söylemezsiniz

kadın: birbirimize eşek şakaları yapma adetimiz yoktur.
erkek: çevrenizde ki diğer hatunlar hakkında senaryo dedikodular üretme alışkanlığınız var ama

kadın:tükürmeyIz
erkek: kiritmayiz!!

kadın: sanat eserlerinin % 90'ı kadınlardan esinlenilmişdir.
erkek: sanat eserlerinin % 90'ı erkekler tarafından yapılmışdır.

kadın: uzağa işeme, uzağa tükürme, yüksek sesle geğirme gibi aptalca karizma krikolarımız yok
erkek: ortamın en güzeli olma, en zayıf olma, en pahalı giyineni olma,en zengin kocayı bulma gibi krikolarınız var ama

kadın: askere gitmiyoruz
erkek: hamile kalmıyoruz

kadın: kol saatimiz de aynı zaman da hesap makinası, takometre,barometre,termometre ve radyo olması gerekmiyor.
erkek: çantamızda ruj, allık, pudra, yedek çorap,ıslak mendil, vs taşımamız gerekmiyor .

kadın: doğum günü evlilik yıldönümü gibi özel günleri parmağımıza kırmızı iplik bağlamadan da hatırlayabiliyoruz
erkek: ütüyü fişde, yemeği ocakta,arabanın anahtarını kontakda unutmuyoruz. bunlar daha faydalı.....

kadın: ortalıkta alakasız hertürlü nesne ve sözcükten cinsel çağrışımlar çıkarıp günün yarısını seks düşünerek geçirmeyiz ...
erkek: valla geyik olsun diye yapıyoruz. hem siz günün yarısını güzelleşmeğe çalışarak geçiriyorsunuz. hangI amaçla : ))

kadın: kel olmuyoruz (puhahaha)
erkek: ama g...üslerInIz sarkiyor!!! :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10:
9


Uploaded with ImageShack.us




Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us




Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us
10
Sizin Seçtikleriniz / ERKEĞİN DUASI :)
20 Eylül , 2010, 15:56:45


Adamın biri hastalanıyor. O gün canı, işe gitmek istemiyor. İçinden Allah'a şöyle bir dua edeceği tutuyor:
-'Allah'ım, her gün işe gidip 8 uzun saat boyunca evim ve eşimin rahatı için çalışıyorum. Eşim ise sadece oturuyor. Ne olur, bir gün benim yerime geçip, ne kadar zor bir hayat yaşadığımı görmesini sağla.'
Hikaye bu ya, birdenbire adamın dileği yerine geliyor. Ertesi sabah , karısının bedeninde uyanıyor.
Hemen yataktan fırlıyor.

* Eşinin kahvaltısını hazırlıyor.
* Çocuklarını uyandırıyor.
* Elbisele rini hazırlıyor.
* Onların da kahvaltılarını yaptırıyor.
* Beslenme çantalarını hazırlıyor.
* Çocukları okula götürüyor.
* Eve dönüp, evi toparlıyor.
* Yıkanacak bulaşıkları ve çamaşırları hallediyor.
* Temizleyiciye götürülecek olanları eline alıp telefon faturasını ödemek
* için bankaya gidip sıraya giriyor. Faturayı ödedikten ve temizlikçiye
* uğradıktan sonra, akşam yemeği için alışverişe gidiyor.
* Eli kolu dolu bir vaziyette eve dönüyor.

Bu arada öğlen oluyor.
* Evi süpürmeye başlıyor.
* Eşyaların tozunu alıyor.
* Mutfağı siliyor.
* Çocuklarının okuldan gelince yiyeceği keki pişiriyor.
* Eee artık çocukları okuldan alma zamanı da geliyor.
* Yolda onlarla sohbet ediyor.
* Okulda olanlar konusunda akıl fikir veriyor.
* Eve geldiklerinde derslerini kontrol edip, çalışma masalarına oturmalarını sağlıyor.
* Süt ve kek getiriyo r.
* Bu arada yıkadığı çamaşırları ütülemesi gerekiyor.
* Ütü bittiğinde ancak akşam yemeğini hazırlayacak kadar vaktinin kaldığını fark ediyor.
* Hemen patatesleri soymaya başlıyor.
* Salata malzemelerini yıkıyor..
* Pilav için pirinci ıslatıyor.
* Etleri çıkartıp, fırın için hazırlıyor.
* Kocası eve geldiğinde, onu sofraya tabakları yerleştirirken buluyor..
* Akşam yemeğinden sonra, önce eşinin kahvesini pişiriyor.
* Masayı topluyor ve bulaşıkları hallediyor.
* Eşinin ve çocuklarının ertesi gün giyeceği kıyafetleri kontrol ettikten sonra çocukları yatırıyor.
* Onlara hikaye okuyor.
* Televizyon seyretmeye ve biraz da gazete okumaya salona dönüyor ki, eşi onu yatak odasına çağırıyor. Ne de olsa , adamcağız bütün gün onlar için çalışıp, yoruldu, şimdi rahatlaması ve gevşemesi gerekiyor. Bu da zaten onun görevi.

Ertesi sabah uyandığında hemen Allah'a y alvarmaya başlıyor :
-'Allah'ım özür dilerim. Ben ne dediğimi bilmiyormuşum. Karımın hayatını rahat zannetmekle ne halt ettiğimi şimdi anladım. Lütfen beni eski halime döndür.'

Allah cevap veriyor :
-'Evet, dersini aldığını görüyorum. Herşeyi değiştireceğim ama maalesef 9 ay beklemek zorundasın, çünkü dün gece hamile kaldın...... :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06:
11
Sizin Seçtikleriniz / HAMİLE KADIN HALLERİİİ
20 Eylül , 2010, 15:51:42
** hamile kadın duygusaldır**

- hick, hick hick...
- Noldu askim, bisey mi var?
- Daha nolsun Tankut. Baksana su televizyona...
- E ne var, mankenler Lailada egleniyolar.
- Farketmedin mi??
- Yoo neyii.
- Bak su ortadaki kirmizili kiz var ya, ben anlarim, gozlerinden belli. Nasil kederli nasil uzgun. Sen bakma egleniyo gibi göründügüne, kim bilir ne derdi var garibin... Dokunsan aglayacak kizcagiz. Hick, hick.
- Haydaaaaaaaa.........


**hamile kadın sinirlidir**

- Ellerine saglik askim, yemek harika olmus. Biraz daha sulu olsaydi.
- Ne demek istiyosun sen Ahmet
- Hiic ne diycem. Dedim ki biras daha su......
- Kes kes annadim ben seni annadiiiiiiim. Annen çamur yapsa bayıla bayıla yersin dimi.
- Ama hayatim. Ben simdi ne de...
- Bak hala konusuyo, o kadar merakliysan annenin yemeklerine gider annenin yanına yerlesir, orada yersin doya doya.
- İyi de askim ben simdi annemden bahse..
- He ben durduk yere cikartiyorum yane dimi, kiskaniyo muyum ben senin anneni onu mu demek istiyosun.
- Yok hayatim ben kiskandigini filan söylemek isteme...
- Kes Ahmet kes, daha fasla konusup sinirlendirme beni. Hem suclu hem güclü yaaaaa...
- Haydaaaaaaa....


**hamile kadının tanımlanamaz ağrıları vardır**
-Ayh. Necdet kalk.
- Noldu hayatim, bi yerin mi agriyo.
- Evet ayh, elimi tut da dogrulayim.
- Neren agriyo sevgilim.
- Nasi annatiyim ki yaa. Boole su sag taraftaki kaburga kemigim sanki kirilmis, damarlari gercistirip boole liflere dogru bastiraraktan.
- ???
- Yane sanki boole lifler kopmus da damarlara carparaktan kemiklere boole dolanip da... Annadin dimi?
- ??? (saskin bakislar)
- Uffff. Uyu Necdet uyuuu.


** hamile kadınlar fena aşerir**
- Mehmeeet.
- ...........
- Mehmet kalk. Canim acayip kavun istedi.
- Yarin alsam olmaz mi askim yaaaaaaaa.
- Tabi ki olmaz. Simdi Alman lazim.
- Tamam hayatim alayim.
(tam kapidan cikacakken)
- Mehmet dur dur. Simdi de soole kaymakli bi ekmek kadayifi cekti canim. Bosver kavunu onu al sen.
- Tamam hayatim.
- Mehmeeet. Ciktin mi caniiim.
- Sole hayatim, tam cikiyodum.
- Bak sen kadayifi da birak. Hane gecen belgeselde cikmisti ya boole kirmizi bi meyve, bi tek afrikada yetiisiyomus. Ondan getir sen.
- E yuhhh artık.
- : (


**hamile kadın kıskanç olur**

- Ondan soona Melisciim. Ayse Hanim da katildi mi tartismaya.
- HAngi Ayse Hanimmis bu.
- E bizim ofisteki memure Ayse hanim.
- Daha önce hic bahsetmemistin bu Ayse hanimdan. Niye soz etmedin.
- Sirasi gelmemistir hayatim
- Bilmemi istemedigin bisey var da ondan mi annatmadin bana bu kadini.
- Yok hayatim ne olabilir ki. Alemsin valla.
- Sozu gecistirme Kenan. Kim bu Ayse hanim. Ne var aranızda.
- Olur mu oole sey askim. Hem kac yasinda kadin.
- He oole miii? YAsi kucuk bi citir olsa fena olmas hane dimi? Adisin Kenan.
- Haydaaaaa...
:k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06:
12
İlişkiler / Baba Olmak Çok Zor..:):):)
19 Eylül , 2010, 22:34:08
Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
> > Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
> > görünüyordu.
> > Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti.
> > Üzerinde -Babama- yazıyordu.
> > Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve
> > titreyen elleriyle mektubu okudu:
> >
> > Sevgili baba;
> > Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
> > Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
> > rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
> > buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam... Şunu biliyordum siz onun
> > vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri,
> > kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız
> > ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için
> > bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk... Baba jale hamile!
> > Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir
> > karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa
> > sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi
> > esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar
> > vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu
> > sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
> >
> >
> > Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
> > çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....
> >
> > O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor.
> >
> > Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine
> > bakabilirim..
> >
> > Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını
> > tanıyacak,seveceksin
> >
> > Oğlun.....
> >
> > NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben
> > Mehmet'lerdeyim.
> > Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
> > şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
> >  :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06:
13
Sizin Seçtikleriniz / ERKEK DEDİĞİN
19 Eylül , 2010, 22:23:20
seni elinin tersiyle degil
avucunun iciyle kavrayacak.
bileceksin ki
emin ellerdeyim,
baskasi tutamaz elimi boyle.
rahat olacaksin yaninda,
cok konusmayacak,
beynini didiklemeyecek.
ince olacak;
seni senin kadar dusunecek.

erkek dedigin,
sen onu merak ettiginde
kendisine hesap soruluyor
havalarina girmeyecek.
senin inceligine karsi
umursamaz sozler sarf etmeyecek.

erkek dedigin,
kadinin sinirini bozmayacak,
cinlerini tepesine cikarmayacak,
sanki sen onun icin varmissin
her ne zaman istese emrine amadeymissin,
o ne yaparsa yapsin
her istediginde yaninda
elinin altinda olacakmissin
triplerine girmeyecek.

erkek dedigin,
sen ona sevgini hissettirdiginde,
sen ona kayitsiz sartsiz
asıkmissin gibi havalara girmeyecek.

erkek dedigin
ilgi gordugunde ilgiyle,
sevgi gordugunde sevgiyle
karsilik verecek.

erkek dedigin,
sen onun icin kendine baktiginda,
sirf ona daha guzel gorunmek icin
giyinip kusandiginda
hicbir sey olmamis gibi
davranmayacak.

erkek dedigin,
ruhunu oksamasini bilecek.
romantik olacak
kimi gun habersizce kucaginda
ciceklerle cikip gelecek.
ozel gunleri unutmayi
marifet sanmayacak.

erkek dedigin,
kayitsiz olmayacak
senin butun zerafetine karsi.
gercekten seven bir kadin
sevgi ve ilgi bekler,
erkegine verdigi askin karsiliginda
kucuk bir tatli soz,
kisa bir mesaj,
bir cagri bile onu mutlu edebilir.

erkek dedigin
butun bunlari
cebinden para harciyormus gibi
cimrilikle yapmayacak.

erkek dedigin,
ben aranmayi,
cok aramayi
sevmem demeyecek.

erkek dedigin,
her sey kendi istedigi gibi
olsun istemeyecek.
sadece kendi caninin
istemesine baglamayacak
her þeyi.

erkek dediginin,
hissettigiyle
yaptigi sey arasinda ucurum
olmayacak.

erkek dedigin,
cesur olacak cesur.
seni seviyorum derken
korkmayacak,
baska seylerin
arkasina gizlenmeyecek.
seviyorum deyip
bir sonraki perdede kacmayacak,
ozluyorum diyorsa gelecek,
kaybetmek istemiyorum diyorsa
kaybetmeyecek.

erkek dedigin
askina sahip cikacak.
korkak olmaz erkek
dedigin.

erkek dedigin
iyi sevisecek.
koyun gibi yatmayacak,
bir an once su is bitse demeyecek.
asksiz yatmayacak yataga ve
sen bunu bileceksin.
bir baba sefkatiyle
seni alnindan optugunde
bileceksin ki
sevgisi gecici ve zayif
degildir.

erkek dedigin,
ve sevgiyle optugunde
dudaklarindan
bileceksin ki
opusun tek sebebi
sehvet degildir.

erkek dedigin
aldatmayacak.
aldatmak basitliktir.
seviyorum diyorsa
aldatmaz erkek dedigin.

aldatiyorsa
sevmiyor demektir.

erkek dedigin
yakisıkli olacak,
cekici olacak ama
bundan cok daha ote bir sey...

erkek dedigin,
zeki olacak.
kadinin kucuk yalanlara,
bahanelere inanmayacagini,
kendisini kendi gibi
tanidigini bilecek.
kadinin zekasini
kucumsemeyecek kadar
zeki olacak.
zeki olacak,
seni bir hamur gibi
karmasini bilecek,
o hamura kendisini katmasinida.

erkek dedigin,
degerlerini bir anlik hevesler ugruna
satmayacak.
namussuzlugunu, ahlaksizligini
ancak ve ancak seninle yataktayken
kullanacak.
yan gozle hatun kesmeyecek,
ustune sevgili edinmeyecek.

erkek dedigin
once sevecek.
kendini sevmeyen erkekten
kimseye hayir gelmez.
bir bakarsin ki
yillar sonra bu adamla
ne yataga sigiyorsun,
ne topraga...
koluna girip
gezmesini bileceksin gururla
koynuna alip
sevismesini de.

erkek dedigin,
babaligini da bilecek,
ana-babaya hurmet etmeyi,
kadir kiymet bilmeyi,
vefakarligi, fedakarligi. ..

erkek dedigin
seni koruyacak,kusatacak .
o nerede olursa olsun
seni koruyacagini bileceksin.

pisirik olmayacak
erkek dedigin.

erkek dedigin
erkek olacak guzelim.
seni sadece sen oldugun icin sevecek.
parayla pulla,
kariyerle, gucle,
kimin ne dedigiyle
hareket etmeyecek.
hem sevgilin,
hem arkadasin,olacak

CAN YÜCEL
can yücel çok haklı değil mi? :)))))
14
İlişkiler / Anne ile Baba Arasındaki Fark :)
19 Eylül , 2010, 22:18:35
Anne dışarıda alış-verişteydi. İki buçuk yaşındaki bebeğe babası göz kulak oluyo...rdu.
Aslında bu pek de zor bir şey değildi. Yavrucak halının üzerinde 'çay seti' oyuncağıyla oynarken baba da koltuğunda gazetesini okuyor, ara sıra da bebeğinin kendisine -çay seti oyuncağının minik plastik fincanlarıyla- ikram ettiği suları çay niyetine içerek oyuna iştirak ediyordu.

Derken anne eve geldi. Baba anneye sus işareti yapıp, bebeği izlemesini istedi. Bu çok şirin hareketini annenin de görmesini istiyordu.
Anne, bebeğin elinde çay fincanıyla salondan çıkıp, biraz sonra içi su dolu olarak babasına getirmesini ve babanın da onu çaymış gibi içmesini seyretti.
Sonra gayet sakin bir tavırla elindekilerle mutfağa geçerken eşine seslendi:

'Uzanabildiği tek su kaynağının klozet olduğunu biliyorsun, değil mi?' :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10:

Sonuç-1: Anneler evlatlarını çok sever ve onlara dair her şeyi bilir.
Sonuç-2: Babalar evlatlarına dair bir çok şeyi bilmez ama onları çok sever... :k06: :k06: :k06: :k06: :k06: :k06:
15
Moda / bebek odası takımları 2011
04 Eylül , 2010, 23:45:22



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us




Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us



Uploaded with ImageShack.us


Uploaded with ImageShack.us


16
cocuga isim verilirken
cok ibret verici bir ikaz

hani sag kulagina Ezan
sol kulagina Kamet getiriliyor ...

ve hepimizce malum
cenaze namazlarinda
ayriyeten ezan okunmuyor
kamet getirilmiyor

şu demekmis ;

" ey insanoglu
bak ezanin okundu
kametin getirildi
biraz sonra cenaze namazin kilinacak"
( bu " biraz sonra " mecazi manada , belki 70 sene sonra ama )

o yüzden olüme hazirlikli ol
düşünerek yaşa "

manasinda imiş...!!!

17
Din Bilgisi / Belki şu anda çok dertlisin
05 Aralık , 2009, 17:01:01
Belki şu anda çok dertlisin

Belki " Artık yeter" diyorsun

Belki de kendinden geçmişsindir

Belki de ağlıyorsundur.

Beklide bütün musibetlerin sonunda eline bir şey gecip geçmeyeceğini düşünmektesin

Duy ! Rabbin sana söylüyor

"Sabredenlere, felaketler karşı dişlerin, sıkıp göğüs gerenlere, mükafatları hesapsız ödenecektir!"

Belki de onca insanın içinde neden senin seçildiğini soruyorsun

Oysa Rabbinin seçtikleri kıymetlilerdir...

"İçinizden mücahitlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar elbette sizi deneyeceğiz!"

Hayat bir imtihan değimli.?

Her soru ebedi hayatında yer olan bir tuğla

Nefes alıp verdiğin her an yeni bir soruya gebe...

Onlar olmasaydı sonsuzluk yurdunda sana ait hiç birşey olmayacaktı....

Derdin yoksa üzül asıl

Dertliysen bil ki....

Om seni seviyor....

Bak! Sevdiğin ne diyor?

"Allah(cc), hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar."

Belki sen Ashab-ı Uhdud kadar acı çekmedin...

Hani kralları onları iman ettikleri için

Ateş dolu hendeklere attırmıştı ya.....

Belki sen Ebu Zer(r.a) kadar acı çekmedin....

Amcası inandığı için onu hasıra sarıp

Yakmıştı ya...

Belki sen Vahşi kadar acı çekmedin

Sevgilisi ona

"Bana görünme!" demişti ya...

belki sen Yakup(a.s) kadar acı çekmedin....

Yusuf'u (a.s.) elinden alınmıştı ya...

Belki sen Hatice (r.anha) kadar acı çekmedin....

Muhammed(sas) yurdundan kovulmuştu ya...

UNUTMA....

Rabbin kimseye

Dayanabileceğinden fazlasını yüklemez

Belki kalbindir acıyan,

Belki bedenin,

Beklide ruhundur kıvranan,

Beklide yokluktur seni saran

Beklide bin bir türlü muamma,

Her ne durumda olursan ol

Diline yakışır bu dua

"LA İLAHE İLLA ENTE SUBHANEKE İNNİ KÜNTÜ MİNEZZALİMİN"

Senden başka ilah yoktur!

Sen bütün noksanlıklarından münezzehsin

Şüphesiz ben nefsine zulmedenlerden oldum...

18
Sizce ne yapmalı? Eğer ilişkinizde veya karşı cinsle bir yaklaşımınızda varsa gidip eczaneden gebelik testimi alalım ? Tabiiki hayır,hadi test aldığınız kabul edelim;

Test pozitif çıkarsa; -bu sefer ya test bozuksa
-ya testi doğru yapamadıysam soruları ve gerçeği öğrenmek için doktora baş vurmak gerekiyor.
-test sağlam ve testi doğru yaptıysanız gebesiniz ve bu seferde ya bebeği doğuracaksınız bunun için doktor kontrolüne gitmek gerekiyor,
yada küretaj olacaksınız bunun içinde doktora baş vurmak gerekiyor

Test negatif çıkarsa;-bu sefer ya test bozuksa
-ya testi doğru yapamadıysam soruları ve gerçeği öğrenmek için doktora baş vurmak gerekiyor.
-test sağlam ve testi doğru yaptıysanız gebe değilsiniz ve bu seferde;
neden adet göremiyorum,acaba kötü bir hastalığım mı var ?bunu bilebilmek için doktor kontrolüne gitmek gerekiyor,
yada adet görmek için ne yapmak lazım? bunuda ancak hekim sizi muayene ettikten sonra vede ne şikayetiniz varsa bulup ona göre tedavi vererek sizin tekrar adet kanaması görmenizi sağlayacaktır,bunun içinde doktor kontrolüne gitmek gerekiyor,

Maliyet olarak ta hesapladığınız zaman;teste ödenen miktar,yaşanan şüpheler ve kararsızlıklar,bilinçsizce yapılan tedavi veya uygulamalar vede sonuçları vede her koşulda doktora gitme mecburyeti göz önüne alınırsa ilk önce doktora gitmek madden vede manen ucuza gelecektir.Doktorlar size yardım vede hizmet için vardır.

İlişkiniz veya karşı cinsle yaklaşımınızda yoksa yani hi bir şekilde gebelik şüpheside yoksa gene çözüm aynı: neden gecikti ve ne yapmalı?

İnsan vücudu özellikle ,kadın vücudu çok karmaşık ve olağanüstü bir yapıya sahiptir.Kadınların bütün dengeleri doğurma ile ilgili olaylar üzerine kurulmuşur.Adet göre mensturasyon kanamsıda bunlardan biridir ve çok çok önemlidir.Daha net ve kısaca vücudun bir göstergesidir,yani adet düzeni bozukluğu bir uyarı bir sinyaldir.Bu çok çok basit bir nedende olabileceği gibi bazan çok kötü olayların bir öncüsü bir uyarısıda olabilmektedir.Adet düzeni hormonlarla ilgili bir düzendir,

Ve de dilediğiniz gibi hormon alıp kullanamazsınız(adet söktürücü,adet geciktirici veya doğum kontrol hapı gibi),bunu bedelini ne yazıkki çok çok ağır ödeyenler olmaktadır,yıllarca düzeltilemeyen adet düzenleri,kısır kalma ,kanser olmak gibi.

Yapılacak tek ve akıllı şey bir doktora baş vurup muayene olmaktır.Çözümü e maillerde, arkadaşlarda veya kitaplarda aramak hem zaman kaybıdır hemde kendinize zarar verirsiniiz.Belki şimdi farkına varmazsınız ama vücut yüksek faiz veren bir banka gibidir,ona iyi bakarsanız ileride geç yaşlanır ve yıpranırsınız.Sanki hiç sonu gelmeyecek gibi davranırsanız kısa sürede bunu yüksek faizi ile geri alırsınız,faiz olarak gelenlerinde sizi hiç mutlu etmeyeceğini hatta çok acı ve üzüntü verceğinide söyleyebilirim.

Hayat basit ve insanlar mutlu olmak için varlar,hayatınız zorlaştırmayın gereksiz yere.

:icon_thumright:
19
Asla insanları küçümsemem :caca:

Asla sonradan görme olmam :caca:

Asla hak yemem :caca:
20
guleryuzu  anlayış :love8: :love8: