Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - Angel

1
ISILIM BITANEM CANIMIN ICI SENI COK AMA COK SEVIYORUZZZ RABBIM SENI KEM GOZLERDEN  TUM KOTULUKLERDEN KORUSUN BEBEGIM ANNECIGINLE BABACIGINLA SAGLIKLI SIHHATLI YILLAR DILIYORUM ASKIM BENIM

DOGUM GUNUN KUTLU OLSUN ISILLLLLLIMMMMM


:love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :icon_flower: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9:
2
Tebrikler - Kutlamalar / oykumun dogum gunu
09 Şubat , 2009, 13:53:58
  oykucum iyiki dogdunnn bitanem  dogum gunun kutlu olsunnn fistigimmmmmmmm   Allahim uzun sihatli omurler versin sana  melegimmmmmmmm birde  bolll  bollllll ek gidaaaaa



:occasion16:     :occasion16:       :occasion16:      :occasion16:     :occasion16:


:wav:     :wav:     :wav:                   :wav:


             IYIKI DOGDUN BI TANEMMMMMMMM OYKUCUMMMMMMM 
4
Şiirler / Sol Yanım Acıyor Anne
18 Aralık , 2008, 12:25:10

Anneye yazılmış cok güzel bir şiir.
Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
5
Su içmenin faydalarını bilmeyen yoktur. Peki su içmekten daha faydalı bir şey yok mu? Var! Sıcak su içmek...

Sıcak su mide yüzeyinde kanda direkt olarak emilen birkaç maddeden biri. Beden suyu diğer bileşenlerden ayırmak zorunda kalmaz. Çinliler, 40 yaşından sonra oda sıcaklığından daha soğuk olan hiçbir şeyin bedene alınmaması gerektiğine inanırlar. Çünkü normal yaşlanma fiziksel değişimler getirir.

İşte o değişimler:

Kan damarları daha az elastik olur ve içindeki birikim nedeni ile çapı küçülebilir, bu nedenle yüksek kan basıncı oluşabilir ve kan dolaşımı problemleri ortaya çıkabilir.

Sindirim sistemi de daha az elastik olur, kabızlığa yol açar. Çinliler soğuk içip yemenin içsel organları daha çok büzdüğüne, problemleri daha da kötüleştirdiğine inanır.

Yağlı bir tavayı soğuk suda yıkamaya çalışın. Yağlar donar ve yapışır. Ama aynı tavayı sıcak suda yıkarsanız, yağı çözer ve uzaklaştırır. Bedenimiz yağları içerir. Sıcak su sistemimizi temizler.

SICAK SU MUCİZESİ

Bedenin doğal serinletme sistemini çalıştırır. Bu kan dolaşımında artışa neden olur.

İç organları ve kaburga kafesinin etrafındakı kasları gevşetir, daha derin nefes almanızı sağlar.

Mide asidi etkilerini rahatlatir ve asit reflu semptomlarini rahatlatir.

Sulanmayı ve besinlerin emilimini artırarak sindirime yardımcı olur.

Pekliği giderir.

Kilo verme: yemeklerden yarım saat önce içilen sıcak su iştahı azaltır ve kilo vermeyi hızlandırır.
6
Çilek: İçeriğindeki fisetin maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp, bunamayı geciktiriyor.

Çikolata: Magnezyum ve antioksidan içeriğiyle beyne oksijen taşıyarak daha aktif çalışmasını sağlıyor.

Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor

Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zeka daha verimli çalışıyor.


Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.

Üzüm suyu: Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.


Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekayı açıyor.

Kırmızı ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.


Hergün düzenli olarak kahvaltı yapan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı ve verimli oldukları biliniyor. Yoğun bir güne başlarken; peynir, süt, yumurta gibi protein içeren besinlerden oluşan bir kahvaltı, şekerli çay ve simitten oluşan bir kahvaltıya kıyasla daha iyi sonuç almayı sağlıyor.

Odaklanma" için ceviz, fındık, fıstık gibi sinirleri kuvvetlendiren yiyeceklerin yenmesini öneriliyor.


Uzmanlar yaratıcılığın geliştirilmesi için zencefil yenmesini öneriyor. Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün sinir sistemini uyardığını söyleyen diyetisyenler "Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir" önerisinde bulunuyor.


Yağsız kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.
7
Kız, çocuğu olunca üzülmek, hele hele anneyi suçlamak çok yanlıştır.
Kur an-ı kerimde mealen, (Allah dilediğine kız, dilediğine erkek çocuk bahşeder. Kimine hem erkek, hem kız çocuğu verir, dilediğini de kısır bırakır. Her şeyi hakkı ile bilen ve her şeye gücü yeten ancak Allah tır) buyuruldu. (Şura 49, 50)

Peygamber efendimiz, (Kız çocuklarını hor görmeyin) buyurdu. Hor görmek dini bilmemekten ileri gelir. Hayırlı evlat istemelidir. Hayırlı olmadıktan sonra, kız veya erkek olmuş ne fark eder?

Dinimizde, kadının ve kız çocuklarının fazileti büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun!) [Hakim]

(Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur.) [Taberani]

(İki kız evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer.) [İbni Mace]

(İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.) [Tirmizi]

(Çarşıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene Allahü teâlâ rahmetle nazar eder. Allahü teâlâ, rahmetle nazar ettiğine de azap etmez.) [Harâiti]

(Çarşıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiği meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına versin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayanlar gibi sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayanın bedeni de Cehenneme haram olur.) [İbni Adiy]

(Üç kızına, ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır.) [Ebu Davud]

(Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü teâlâ Cennete koyar.) Eshab-ı kiramdan biri, (İki tane olursa da aynı mıdır?) diye sual edince, Peygamber efendimiz (Evet, iki tane olursa da aynıdır) buyurdu. Başka birisi, (Ya bir tane olursa?) diye sual etti. Cevabında buyurdu ki: (Bir tane de olsa gene aynıdır.) [Hakim, Harâiti]

Görüldüğü gibi, kız ve kadınlara değer vermeyenler, müslümanlığı bilmeyen kimselerdir. Müslüman, dinini iyi öğrenip kadına layık olduğu değeri vermelidir!

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.)
8
SÜT İÇİN UYKU VE HUZUR

Yanlış inanışlar hayatımızın her döneminde olduğu gibi annelikte de yaygın. Birçok anne, sütü artsın diye gereksiz yere tatlı ve komposto yiyerek kilo alıyor. Emzirme, anne sütü ve bebek bakımı konusunda sorularımızı yanıtlayan Dr. Kadir Tuğcu ise "Annenin sütü su içerek, uyuyarak ve yüksek moralle artıyor" diyor.
Annenin sütü olması için ne yapması gerekir?
İnsan memesi inek memesi yapısında değildir, bu nedenle uzun süreli süt biriktirmez. Çocuk emmeye başladığı anda süt yapılır. Nasıl gözyaşı ağladığımız zaman akıyorsa, yani bir yerde toplanmıyorsa süt de böyledir. Süt hücrelerinden anında süt yapılır ve bebek emdikçe de gelir. Süt olayı tamamen psikolojiktir.
Kadının yerli yersiz üzüntülerle dolmamış olması gerekir. Niyet de önemli. Annenin bebeğini emzirmek istemesi önem taşır.
Birçok anne lohusalık döneminde komposto, bol şekerli meyve suları içerek veya tatlıyla süt miktarını artırmaya çalışıyor. Bu mümkün mü? Süt yapan yiyecek var mı?
Süt yapıcı gıda diye bir şey olmaz. Süt yapıcı diye annelere zorla içirdikleri veya yedirdikleri şeylere dikkat ederseniz, hepsi susama isteği uyandıran maddelerdir. Anne bunları yiyince bol bol su içme arzusu hisseder. Bol bol su içince de süt miktarı artar.
Yani keramet helva, tatlı, soğan, pekmez veya kompostoda değil bunları yedikten sonra hararetten dolayı içtiği sudadır.
Küçük göğüs ve süt
'Küçük göğüslü kadının sütü olmaz' deniyor, doğru mu?
Bu da yalandır. Göğüsün büyüklüğü, memenin ucu veya şekliyle sütün akışı ve gelişi değişmez. Memesi küçük kadından gürül gürül süt gelebilir.
Sütün kalitesi yemeğe göre değişir mi? Et, karides, meyve, sebze yiyenle ekmek ve çorbayla beslenen anne arasında süt farkı olur mu?
Sütün kalitesi hiçbir zaman değişmez. İyi beslenen anne ile kötü beslenen anne arasında süt kalitesi açısından fark olmaz. Ancak iyi beslenen anne kendisine fayda sağlar, kötü beslenen annenin zararı kendisinedir. Çünkü süt yapmak için belli miktarda mineral vücuttan alınır. Bu minarellerin vücutta az ya da çok olması, kalan miktarın anneye yetip yetmediği meselesine bakılmadan vücut aynı miktar minerali anneden süt için
alır. Yani zarar anneye olur.
Ancak sütün kalitesi aylara göre değişir. İlk aylarda gelen süt farklıdır, bir ay sonra, iki ay sonra, altı ay sonra gelen süt farklıdır. İşte bu nedenle mamaların da bir ay, iki ay, üç ay ve sonrası için farklı tipleri yapılmıştır.
Mesela prematüre doğum yapmış bir kadının sütü ancak prematüre bebeğe iyi gelir. Onların sütü normal doğum yapmış bir annenin sütünden çok farklıdır. Yoksa annenin yediği içtiği ile hiçbir ilgisi yoktur. Fakir kadının da zengin kadının da sütü aynıdır.
Gazın ilacı hareket
Annelerin diğer bir korkulu rüyası da gaz yapıcı gıdalar. Annenin yediği şeylerden gaz bebeğe geçer mi?
Gaz yapıcı gıdalar annenin bağırsağında gaz yapar. Hiçbir zaman annenin bağırsağında oluşan gaz, kana karışıp, kanla memeye gidip, memeden de çocuğa geçmez. Bu tamamıyla bir uydurmadır ve hurafedir.
Peki gaz neden olur?
Gaz, çocuğun sütü emerken yuttuğu havadır. Gazın az olması için memenin siyah kısmının olduğu gibi bebeğin ağzına girmesi gerekir. Biz yetişkinler de yemek yerken hava yutarız, ama biz hareket ettiğimiz için gazımızı rahat çıkarırız. Bebekler gazlarını hareket edemedikleri için çıkaramazlar.
Gaz çocuğun doğduğu gün değil, yaklaşık 20'inci günde başlar ve dördüncü, beşinci ayına kadar yani dönme hareketleri başladığı zaman da biter.
Eğer çocuğu çok kucağa alırsanız, hareket ettirirseniz çocukta gaz olmayacaktır. Ameliyat sonrası hastayı yataktan kaldırıp yürütmelerinin nedeni de işte budur. Hasta vücut hareket kazanınca gazı çıkar. Çünkü kişi kalıp gibi yatarsa gaz olacaktır.
Aynı şey çocukta da yaşanır. Gaz hadisesi kalıp gibi yatmaktan oluşur. Eski insanlar bunu salıncak ve beşikle çözümlemişler. Yani çocuğa hereket kazandırmışlar. Çocuğu kucağa alacaksınız, yürüyeceksiniz veya masaj yapacaksınız ki gazı çıksın.
Bir de halk arasında sıkça söylenen; 'Emziren kadın ayağını üşütürse sütü de üşür, gaz olur' sözü vardır...
Böyle bir şey yoktur. Bunlar tamamen hurafedir.
Peki gazı iyi çıkmayan çocuk ne yapar?
Gazı çıkmayan çocuk annesine üç tane haberci gönderir. Çok hıçkırık tutar, emerken karnından gurul gurul sesler gelir ve aşağıdan çok gaz çıkarır. Rahatsız olan bebek, ağlayarak annesinden intikamını alır.
Gazı önleyen ilaçlar var mı?
Midede bağırsakta oluşmuş havayı yok edecek bir ilaç yeryüzünde henüz bulunmamıştır. Bu iş için rezene ve benzeri pek çok otlar kullanılır. Bunların en büyük özelliği potasyum elementinden zengin olmalarıdır. Potasyum da bağırsak hareketlerini artırır. Bağırsak hareketleri artınca da çocuğun gazını alttan çıkarması kolay olur. Ama oraya gelene kadar gaz yine ağrısını ve sancısını çocuğa yapmış olur.
Nasıl gaz çıkarılır?
Çocuğun gazını çıkarmak için poposunun hemen üzerine belinin altına elle masaj yapmak ve rutin hareketlerle vurmak gerekir. Çocuğun canının acımaması için elin iç kısmının kullanılmaması, ele yay şekli verilerek içeride hava biriktirip yastık görevi yapılması önemlidir.
Bebek doydu mu?
Doyduğunu nasıl anlarsınız, ağlama açlık işareti mi?
Doyan çocuk, su içmesini sevmez, su verdiğiniz zaman iğrenir gibi yapacaktır ve içmeyecektir.
İkincisi idrar sayısı günde dörtten fazla olacaktır. Üçüncüsü ise kakasının sarı hardal rengi ve cıvık olmasıdır. Bunlar varsa çocuk iyi besleniyor demektir.
Az yiyen çocuk kestane kestane, top top sert kakalar yapacaktır. Lüzumundan fazla yedirilirse de yeşil renkte kaka yapacaktır. Eskilerin dediği gibi yeşil kaka yapan çocuk, ayaklarını üşütmüş anlamına gelmez.
İshal harici yeşil kaka yapan çocuk 'çok yemek yiyor' anlamına gelir. Bu durumda ishal sancısı gibi bir hazımsızlık sancısı oluşacak ve bebek ağlayacaktır. Bu durumu çözmek çok daha zordur. Çünkü gaz çıkarmak iyi gelmeyecektir
Emzirmenin süresi var mı?
Yeni doğan bir bebek genellikle bir memedeki sütün yarısını üç dakikada, diğer yarısını da yorulduğu için beş dakikada içer. Yani sekiz dakikada bir memedeki sütü bitirir. Diğer yarısına da 10 dakika dersek arada bir gaz çıkardıktan sonra ikinci memeye geçersek bu çocuk için yeterli.
Fakat zamanla anneler bir öğün bir göğüsten diğer öğün diğer göğüsten meme verebilir.
Ama bu herkes için geçerli değildir. Anne ile bebeği arasında farklı zamanlamalar oluşabilir.
Kucağa alınan çocuk hep kucak ister mi?
Bu da eskilerden gelen bir hurafedir. Bebek kucağa tabii ki alınacaktır. Özellikle de ilk aylarda hem gaz sorunu hem bebeğin duygusal gelişimi açısından bebeğin buna ihtiyacı vardır.
Kucağa almanın alışkanlık yaratıcı hikâyesinin kökeni Osmanlılara kadar uzanır. Gelinle kaynana o dönemlerde aynı evi paylaşırdı. Gelin sürekli çocuğu kucağına alıp dolaşınca da işler kaynanaya kalırdı. İşte bu nedenle de, gelin çocuğu kucağına alıp işleri aksatmasın işler de kaynanaya kalmasın diye kaynanalar bu yalanı uydurdu! Bir de 'Çocuk sonra kucağa alışır' sözü eklenip olay süslenince bu yanlış kanı yıllar boyunca sürüp gitti.





Doğurmayan kadın da emzirebilir
Dr. Kadir Tuğcu, emzirmenin kadının beyninde oluşan bir hadise olduğunu belirtiyor: "Bir kadının emzirebilmesi için doğurması da şart değildir. Bir genç kız veya yaşlı bir kadın, örneğin anneanne veya babaanne bile bebeği emzirse bir süre sonra süt gelir. 'Süt nine' lafı da buradan gelir. Çocuğun annesi doğumda ölür. Süt verecek yeni doğum yapmış bir kadın bulunamazsa anneanne veya babaanne emzirir. Çünkü beyinde ilgili hormonun salgılanmasıyla süt gelmeye başlar."
9

Sevgili Anneciğim,

Ne garip; yeni yeni farkediyorum ki, çocukları anne olunca çocuklaşıyor anneler...

Ve insan, zamanın nasıl insafsız bir öğütücü olduğunu bu rol değişiminde anlıyor. Eminim karnındaki ilk tekmemden, hatta doktorların Bundan sonra ağır kaldırmak yok müjdesinden beridir iki kişilik yaşıyorsun yaşamı...

Doğum odasında bir küçük el saçlarına tutununca değişti herşey ve o el, o saçtan hiç eksik olmasın istedin.

Kimbilir kaç geceyi karyola başuçlarında derin iç çekişler dinleyip hüzünlenerek uykusuz geçirdin, kaç emzirme seansında bitkin uyuyakaldın. O gün bugündür hayatı, bir toprakla çiçeği kadar ortak üretiyor, tüketiyoruz.

Yolboyu, kusurlarını hiç görmedik birbirimizin, yeteneklerimizi abarttık karşılıklı; toz kondurmadık üzerimize, kol kanat gerdik... Ben dünyanın en iyi evladıydım, sense; tarihin en iyi annesi... Her çığlıkta başucumda biteceğini bilmenin güveniyle büyüdüm. Her derdimde benden çok dertleneceğini bilmenin o bencil alışkanlığıyla ayakta kaldım.

Sevginle donandım...

Ama sonra birden o korkunç çark devreye girdi ve yaşamın acımasız kuralı işledi ;

Büyüdüm...

Senin kollarında sen den habersiz, bambaşka bir ben çıktı ortaya. Bazen o eski ben e hiç benzemeyen bir ben ...

Çünkü farkettim ki, anlattığın masalların yaşamda karşılığı yokmuş. Kızlar bir prens umuduyla kurbağaları öpedursun,ben her yalanda burnumu yokladım.




Şaşırdım. Bostandaki lahanaların, ısırılmış lahanaların ve benzeri pastoral ninnilerin modasının geçtiğini gördüm sokakta...

Söyleyemedim sana... Yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin artık eskisi kadar geçerli olmadığını anlatan kitapları salonun ortasında açık bıraktım, açıp okuyasın diye...

Her kuşağın o vazgeçilmez ikilemi depreşti yeniden; Devir de amma değişti diye yakınırken sen; ben ilginle boğulduğumdan dertlendim. Bir yerim yaralandığında Anam görürse ne kadar üzülür diye gizlemeye çalışmak küçük bir çocuk için nasıl bir yüktür bilir misin?Acından çok onda yaratacağın acı, acıtır canını...


Oysa ne çok acılar paylaştık seninle...Ve ne çok sevinçler yaşadık beraber...Nasıl dar günlerde yardıma koşup, kaç şenliğine ortak olduk birbirimizin?

Lakin artık kafesten uçma vaktiydi. Danaların girdiği bostan da ayakta kalabilmenin yolu, tek başına kanat çırpmayı öğrenmekten geçiyordu.

Yargıladık birbirimizi bir dönem...Sorguladık... Sen bana eş dost çocuklarını örnek gösterdikçe, ben seni eş dost ebeveynleriyle kıyaslar oldum. Sen her sohbete Bizim çocukluğumuzda...
diye başladıkça ben, değişen takvim yapraklarını koydum önüne...

Nasıl da zalim bir çark bu değil mi? Doğuyor, doğuruyor ve günün birinde yuvadan uçacağını bile bile koca bir ömrü karşılıksız veriyorsun...

Ve hayat birden ıssız bir adaya dönüşüveriyor. Sonrası kâh bir kapı zili beklentisi, kâh bir mektup, kâh bir telefon sesi... Gizliden gizliye özlenen bir torun müjdesi... Fotoğraflar sarardıkça solan bir yaşam ve uzaklaştıkça yakınlaştığımız bir mazinin geri dönmez anıları...

Yazılarla konuştuk öyle zamanlarda...Bakışlarla anlaştık. Ağlaştık birbirimizden gizleyerek acılarımızı... Bir mimikle özleştik, bir gülüşle kavuştuk. Ben büyürken seni de büyüttüm.

Şimdi çok daha iyi anlıyoruz birbirimizi... Çünkü küçücük bir el saçlarımı kavrıyor geceleri... Karyola başlarında uykusuz geceler geçiriyorum. Pastoral ninnilerle büyütüyoruz oğlumu; yalancı çocukların burunları uzuyor masallarda, öpülen kurbağalar prens oluyor.

Ve yaşamın değiştiğini, eski tecrübelerin geçersizleştiğini anlatan kitapları kaldırıyoruz salondan gizli gizli... O korkunç çark, acımasız bir hızla dönmeye devam ediyor. Zaman, öğütüyor kuşakları... İnsan ancak mahrum kalınca anlıyor sevginin değerini...Bense sevginden mahrum kalmaya fazla dayanamayacağımı biliyorum.

O yüzden bu Anneler Günü nde sana upuzun bir ömür diliyorum.

Hem biliyor musun?
Seni Çok Seviyorum

Annelerinizin kıymetini çocuğunuz olmasını beklemeden anlamanız dileğiyle

ANNECİM SENİ ÇOK SEVİYORUMMMMMM

10
Doğacak bebek doğumdan bir gün önce Allah ile görüşür :

Allahım dünyaya gideceğim ve orada ne yapacağımı bilmiyorum.
* Ben senin için bir melek yarattım ve o seninle ilgilenecek.

Allahım onların dilini bilmiyorum. Onlarla nasıl anlaşacağım, nasıl iletişim kuracağım

*Senin için yarattığım melek, sana onların dilini öğretecektir.

*Allahım duyduğum kadarıyla dünyada çok kötülükler varmış. Onlarla nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum.

Senin için yarattığım melek, seni canı pahasına kötülüklerden koruyacaktır. Merak etme.

Allahım sana tekrar nasıl döneceğim?

* Senin için yarattığım melek, bana nasıl döneceğini sana anlatacaktır.
Derken melekler gelir ve dünyaya gitme zamanının geldiğini söylerler ve çocuğu Allahın huzurundan götürürlerken bebek tekrar sorar ;

Allahım benim için yarattığın meleğin adı ne?

* Adının önemi yok ama, sen ona ;

ANNE
diyeceksin....
11
Ah anneler anneler, Neler taşıyor neler.... Bir anne, evvelâ bebeğini karnında taşır. Bu yükünden dolayı ne yüksünür, ne usanır. Yükü gittikçe ağırlaştığı halde, onun sevinci ve heyecanı artar.. Nihayet bebeğini dünyaya getirir, ondan sonra da kucağında taşımaya başlar. Anne kucağı, bebek için en sıcak, en emniyetli bir limandır. Anne için de, taşıdığı yüklerin en tatlısı, en güzeli ve en hafifidir. Bebeğini kucağında taşıyan bir anne, dünyanın en değerli yükünü taşımaktadır. Bir anne, bebeğinin bedenini kucağında taşırken, sevgisini de kalbinde taşımaktadır. Zaten sevgi gibi yüksek bir ücreti olmasa, o yükü taşımak o kadar kolay olmayacaktır. Hatta zamanla bir angarya haline gelecek, daha sonra da eziyet halini alacaktır.
Bir süre sonra bebek kucaktan iner, kendi ayakları üstünde yürümeye başlar. Ama, annenin taşıma görevi sona ermemiştir. Birkaç adım attıktan sonra yorulan yavrusunu, bu defa da sırtında taşımaya başlar. Annelerin yükü hiçbir zaman eksilmez. Tarlada ekin taşır, bahçeden meyve taşır, pazardan erzak taşır, bu arada yavrusunu da hep sırtında taşır. Evin içinde bile hem işini yapar, hem sırtındaki çocuğuna bakar. O da bir insandır, hatta kadın olması hasebiyle narindir, yorulur, yıpranır ama, annelik şefkati gibi mukaddes bir istinat noktasına dayandığı için, bütün bu yükleri kolaylıkla kaldırabilir.

Çocuk büyür, okula başlar, ama anne onu taşımaya devam eder. Önce elinden tutar, okula götürür, kaydını yaptırır. Ondan sonra da aylarca onunla birlikte okula kadar gider, gelir. Bu arada da çocuğunun çantasını taşır, beslenmesini taşır. İlköğretimin ilk yılları da böyle geçer.

Çocuk biraz daha büyür, delikanlı olur, liseyi bitirir üniversiteye gider. Ailesinden uzakta yaşamaya başlar. Ama annesi onun yükünü taşımaya devam eder. "Acaba evlâdım oralarda nasıl yaşıyor, ne yiyip ne içiyor, geceleri üstünü kim örtüyor?" diye bu defa da onun kaygısını taşır. Okul biter, "Acaba çocuğum bir işe girebilecek mi?" diye derdini taşır.

Oğlunu askere gönderir, asker annesi olmanın onurunu başında taşırken, aynı zamanda hasretliğini yüreğinde taşır. Kızını gelin eder, oğluna gelin alır, evlâtlarının mürüvvetini görmenin sevinç ve heyecanını taşır.

Bir anne için "Oğlunu everdi, kızını gelin etti, artık kaygıyı attı, bundan sonra taşıyacak yükü kalmadı" demeyin sakın. Anne bu... Onun yükü biter mi hiç? Bir süre sonra torunları olur, bu defa da onları taşımaya başlar. "Yavrumun yavrusu" diyerek torunlarını bağrına basar, kucağına alır, sırtından indirmek istemez. Yüreğinde ise hem evlâdının, hem de torunlarının sevgisini taşımaya devam eder.

Annelerin de bir annesi ve babası vardır. Bir gün gelir, emr-i hak vâki olur, onlardan birisini veya her ikisini de kaybederler. Bu defa da onların acısı yüreklerine çöker. Yaşları kaç olursa olsun, onlar da anne babalarının çocuklarıdır. Onları kaybettikleri zaman kendilerini yetim ve öksüz hissederler. Kalplerindeki hüzün, yüreklerindeki hasretlik yükü artar. Ondan sonra da ömür boyu bu yükleri taşımaya devam ederler.

Zaten ömür dediğiniz de ne ki? Bu kadar telâş içinde bir su gibi akıp gider. Bir de bakmışsınız, anneler de yolun sonuna gelmiş, artık taşıma işleri son bulmuştur. Yüklerini dünya hanında bırakırlar, emaneti sahibine teslim ederek ebedî âleme doğru yola çıkarlar.

Anneler evlâtlarını önce karnında, sonra kucağında, sonra sırtında ve daha sonra da kalbinde taşırken, evlâtlar annelerini bir defaya mahsus olmak üzere omzunda taşır.

O da kısmet olursa...
12
Doğum / doğumda günahları affolur...
18 Ekim , 2008, 13:34:05
Sual: Müslüman bir kadın doğum yapınca şehid olur mu?


CEVAP:Evet şehid olur. Şehid olunca, farz borçları ve kul hakları hariç bütün günahları affolur. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadın hamileliğinde, doğum yapıncaya ve çocuğu emzikten keseceği günü kadar Allah yolunda nöbet bekleyen mücahit gibidir. Bu zaman ölürse şehid ecri vardır.) [Taberani]

(Hamile iken, doğumda veya lohusa iken ölen kadın şehiddir.) [Ebu Davud, Taberani]

(Kadın, hamile iken, gündüz saim, gece kaim ve Allah korkusu kendisinde galip olan bir mücahit sevabı hak eder. Onu ağrı tuttuğunda kendisine verilecek sevabın çokluğunu hiç kimse bilmez. Bebeğin her emişinde bir can diriltmiş gibi sevap alır.) [Ebuşşeyh]

Saim; oruçlu, kaim; gece kalkıp ibadet eden demektir.
13
Saç Bakımı / Saçlarınıza Söz Geçirin
16 Ekim , 2008, 07:45:08
Eliniz için kullandığınız, nemlendiricilerden biraz saçınıza sürerseniz uçuşan ve elektriklenen saçlarınızı yatıştırmış olursunuz.




Eliniz için kullandığınız, nemlendiricilerden biraz saçınıza sürerseniz uçuşan ve elektriklenen saçlarınızı yatıştırmış olursunuz.

Nemlendiriciyi banyo sırasında sürerseniz saçlarınızı kuruladıktan sonra daha parlak ve canlı olduğunu görürsünüz. Saçlarınızın kolay yağlanmasına izin vermeyin. Şampuanlama sırasında eğer saçınzı tarayacaksanız çok sert biçimde taramak yerine hafifçe tarayın. Ayrıca kullandığınız kremi saçınızın ortasundan başlayarak uçlarına doğru sürün.

Saçlarınızın daha hacimli olması için pudra kullanın. Eğer cansız saçlarınızı canlandırmayı ve daha hacimli görünmesini istiyorsanız bebek pudrası kullanın. Kullandığınız bu pudra saçınızdaki fazla yağı alacak ve saç tellerinizi daha kalın gösterecektir. Eğer saçınızın grileştiğini görürseniz kullandığınız pudranın birazını yıkayın. Çünkü çok kullandığınızda saçınıza zarar verebilir.

Saçlarınızı kurutmadan önce saçlarınızın dalgalarının kalıcı olmasını istiyorsanız kurutma makinasıyla kurutmadan önce bir müddet kendi kendine kurumasını bekleyin.

Bebeklik saçlarınıza çözüm bulun! Alnınızın üstünde bulunan tüy gibi ufak bebek saçlarınız için çok kolay bir önerimiz var. Diş fırçanızı ıslatın ve öndeki o ufak saçları arkaya doğru tarayın. Daha sonrada yerinde kalmaları için şekillendirici kullanarak kurutun.

Sabah yaptığınız saç modelinizi korumak artık imkansız değil! Bunun için sabah evden çıkarken yaptığınız saç modelini günün ilerleyen saatlerinde de kullanmak istiyorsanız ufak tokalarla saçınıza destek yapabilirsiniz.

Kepek sorununa son! Şampuanlama sırasında saçınıza masaj yaptıktan sonra nemli bir havlu ile kurulayın ve tarayarak kepekleri atın. Ayrıca banyo sırasında şampuanınıza elma suyu ekleyebilirsiniz. Fakat bu karışımı uyguladıktan sonra saçınızı kurutmayıp kendiliğinden kurumasını bekleyin. Artık sabah kalktığınız zaman saçınıza şekil verebilirsiniz.

Saçlarınızı kolay şekillendirin! Briyantin gibi saç şekillendiricilerini kullanmadan önce saçınızı kurutun. Ama yine de biraz nemli kalabilir. Böylelikle hem kullanılması daha rahat olur hemde saçınız daha kolay şekil alır.

Yüzmeden önce saç bakımı yapmak için! Denize ya da havuza girmeden önce saçlarınızı soğuk su ile ıslatın. Böylece saçlarınız tuzlu ve klorlu suya girmeden önce kendini yeniler ve korur.

Saçlarınızın parlaklığını korumak için! Özellikle açık renkli saçlı kadınların yapması gereken tek şey, saçlarının parlaklığını korumaktır. Işıl ışıl saçlara kavuşmak için banoydan sonra durulama sırasında bir iki damla limonu su ile karıştırarak saçınıza sürmelisiniz.
14
Hangi yüze hangi saç modeli yapılmalı?

Bunun için önce yüz şekillerini bilmeliyiz. Yedi çeşit yüz şekli vardır. Bir yüzü oluşturan yedi şekil aşağıdaki gibidir.

Saçımızı kestirmeye karar vermeden önce ne istediğimize karar vermeliyiz. Saçımız mı ön planda olsun ,yoksa yüzümüz mü? İşte yüz şekillerine göre ideal saç kesimleri..

1-Yuvarlak Yüz:
Dengeli yumuşak bir yüz yapısıdır.Suratta değişiklik yapmaz. Ama yüzünüzün yuvarlaklığından şikayetçi iseniz ve bunu biraz olsun inceltmek istiyorsanız saçınızın volümünü yüksek tutacak modelleri tercih etmelisiniz. Böylece saçınız ön planda olup,yüzünüzün yuvarlaklığı biraz olsun azalacaktır.Yüzünüzün hatlarına göre öne doğru kesilmiş tutamlarda yüzünüzü biraz olsun inceltecektir.



2-Kare Yüz:
Kare yüz yapısıda yuvarlak yüz gibi dengelidir. Sertlik ön plandadır. Kare bir yüze saç kesimi yaparken eğer yüz şeklinizi değiştirmek istemiyorsanız size en uygun olanı yine kare bir kesimdir. Fakat yüzünüzdeki ifadeyi yumuşatmak, dengelemek istiyorsanız saçınıza yuvarlak modeller kestirmelisiniz.Bunu yaparken saçınıza yuvarlak bir kesimli kahkül ve şakaklarınıza inen saç tutamları yaptırabilirsiniz.

3-Diktörtgen Yüz:
Suratta değişiklik yapan ama fazla değiştirmiyen bir yüz şeklidir. Eğer yüzünüzü biraz kısalmak amacı ile kesim düşünüyorsanız çene kemiğini geçmeyecek şekilde kesim yaptırabilsiniz. Şakak kemiğini örtecek şekilde kesilen kesimler ile dengeli,uyumlu saç modellerine sahip olabilirsiniz.

4-Enine Diktörtgen Yüz:
Bu yüz şeklinde yüzünüzü biraz uzatmak ver şakak kemiklerinizin ön plana çıkmasını istemiyorsanız uzun saç modelleri ya da saçınızda yukarlara verilecek volümlerle saçınızın biçimini dikdörtgen şeklinde kesimler vasıtası ile yüzünüzü inceltebilir ve yüz yapınızda birazda olsun değişiklikler yapabilirsiniz.

5-Ters Üçgen Yüz:
Surat yapısını tamamen değiştirebilen yüz şeklidir.Bu tip yüz şekillerinde daha modern kesimler yapmak mümkündür. Makyaj için ise en elverişli yüz biçimidir. Kişileri çok enerji dolu gösteren bu yüz şekline eğer yüz biçimini değiştirmeden daha bir güçlülük katmak istiyorsanız, saçınızın yanlarını ve enselerini kısa kestirerek ,saç tepesine volüm vererek kesilen saç modellerini tercih etmelisiniz. Ama kendinize biraz dengeli,uyumlu ve yumuşak bir yüz ifadesi vermek istiyorsanız tam tersi enselerde daha çok volümü olan ve saçın tepesine doğru volümü azaltılmış saç modellerini tercih etmelisiniz.

6-Üçgen Yüz:
Saç şeklinde daha negatif olan bir yüz biçimidir. Kişileri enerjisi zayıflamış ve yorgun gösterir. Bu tip yüz şekillerinde negatif olan yüz biçimini saçınıza verilecek pozitif enerji ile dengelemelisiniz. Bunu enselerde saçı azaltarak şakak kemiğindeki bölgeden saç tepesine doğru volümü arttırarak yaptırabilirsiniz. Küçük kare kesimler yaptırabilirsiniz.

7-Baklava Yüz:
Bu yüz biçiminde saçınıza uzun, kısa, düz, dalgalı, kahküllü modelleri uygulayabilirsiniz. Sadece bunları uygularken kuaförünüz ile diyalog kurarak boyunuza,kilonuza ya da yüzünüzde nerenin ön planda, nereniz arka planda kalmasına karar vererek saç modelinizi bulmalısınız.

Dikkat Edilmesi Gerekenler:

Yüz şekline göre saç kesilirken kuaförünüzle uzun uzun bir diyalog yapmalı, yüzünüzü mü, saçınızı mı ön plana çıkarmak istediğinizi belirtmeli, kilo, boy, giyim tarzınız ve hatta kişiliğinizi bile konuşmalı ve ona göre saç kesimi yaptırmalısınız.

15
Ballı formüller
Balın salatalık ile bir uygulamasından söz edeceğiz size. Bunun için bir orta boy salatalık ve 2 kaşık bal yeterli. Salatalığı önce rendeleyin. Suyunu alın. Bu suya biraz bal ekleyin. Sonra bu karışımı bir şişeye koyun. Karışımla akşamları yüzünüzü silin. Boyun ve göğüs bölgesine de sürebilirsiniz. 4 haftalık kullanımdan sonra etkisin göreceksiniz. Daha etkili olması için sabahları da yapabilirsiniz. ancak bu sıvının ciltte kuruması için 20 dakika kadar zaman gerekli.
Tonik bitince tekrar yapıp, tazelemeniz gerekiyor. Çok yapıp bayat olanı kullanmak pek yarar getirmez.

Civan perçemi ve bal
Etkili olan bir başka karışım ise civan perçemi çiçeği ile yapılan maske. Bu çiçek saf suda 10 dakika kaynatılır. Soğutulunca bir çay bardağı alınır. Bu suya biraz limon suyu, bir kahve kaşığı zeytinyağı katılır. Bir başka kapta bir kaşık bal ve yumurta sarısı karıştırılır. Karışım civanperçemi suyuna katılır. İçine biraz yulaf unu katıp karıştırdığınızda iyi bir maske elde edilir. Yüzdeki kırışıklık ve yıpranma için birebir. Maske yüzde yarım saat kalmalı.

Yumuşak ve güzel eller
Eller için de bal harikalar yaratır. İki çay kaşığı bal ve bir yarım çay bardağı limon suyunu çalkalayıp el losyonu yaparsanız yumuşak bir losyon elde edersiniz. Bunu her sabah elinize sürebilir ve 10 dakika bekletip yıkayabilirsiniz.

Öte yandan ellerinizi zeytinyağı ve bal karışımına da teslim edebilirsiniz. Bir çorba kaşığı bala biraz zeytinyağı katın. (Ancak gerçek olmalı) İçinde elinizi bey veya on dakika tutun. Bunu sürerek de yapabilirsiniz. Fakat bunu gerçekleştirmeden önce önce ellerinizi iyice musluk altında yıkayın.

Badem ve bal
Bal ile iyi bir temizleyicisi de yapılır. 1 yemek kaşığı bal yeterli bunun için. 1 avuç bademi iyice aktarda çektirin. Toz haline gelsin. Bu toza yarım çay kaşığı limon suyu katın. Karışımı yüzünüze sürün. 15 dakika sonra ilik su ile yüzünüzü yıkayın. Temiz bir cilt hazırdır! Artık kreminizi uygulayabilirsiniz.

Süt bal karışımındaki mucize
Ballı sütü de kesinlike önemsemek gerekir. Önceki yazımızda sütü boyun için önermiştik. Şunu untmayın, süt her zaman yüz için de beden için de önemli bir maddedir. İçindeki şeker ve mineraller çok idealdir. Haftada bir bal ve sütü karıştırıp yüze mask halinde yedirdikten sonra yıkarsanız çok faydasını görürsünüz.

Yoğurt ve bal
Yoğurtlu yüz maskeleri ünlüdür. Ama içinde mutlaka bal olması kaydıyla. 1 fincan süt ile çok az yoğurdu karıştırarak işleme başlayabilirsiniz. Ardından başka bir kapta yumurta akını iyice karıştırın. Bunu da süt-yoğurt kabına ekleyin. Kuru ciltler karışıma 1 çay kaşığı bal ilave etmeli. Yağlı cilt ise balla birlikte bir kaç damla da limon suyu eklemeli. İşte size şahane bir maske. Yüzünüze sürün 20 dakika bekletin ve yıkayın.

Buhar banyoları
Bu arada şifalı bitkilerle yüze buhar kompresi yapacak zaman da geldi. Çünkü artık havalar soğudu. Cilt daha çok yıpranıyor. Yüzünüze bitki buharları uygulayabilirsiniz. Kaynar suya yüzünüz için iyi gelecek şifalı bitkileri attıktan sonra 5-10 dakika bu buhardan yararlanabilirsiniz. Bunun içinde size iki formül veriyoruz. (Daha sonra bu konuyu geniş olarak işleyeceğiz)

Yağlı cilt için: Yarım litre suya 2 yemek kaşığı ıhlamur ekleyin ve kaynatın. Buharı yüzünüze 10 dakika tutun. Sonra soğuk bu ile yıkayın.

Kuru cilt için: Yarım litre suya 2 yemek kaşığı dolusu mayıs papatyası ekleyin ve aynı işlemi burada da yapın.

Doğallık ve güzellik sizinle olsun.
16
El ve Ayak Bakımı / Ellerinizi ihmal Etmeyin
16 Ekim , 2008, 07:33:59

Sürekli suyun içinde olduğundan, vücudumuzda en çok kullandığımız uzuvlarınızdan biri olan eller çok çabuk yıpranır.Güzellik tanımında oldukça belirleyici olan unsurlardan biri ellerdir. Bir çok erkeğe göre bir kadının ellerinin bakımlı olması, o kadının güzel sayılmasında belirleyici özelliğe sahiptir. Fakat gün içinde bulaşık yıkarken, temizlik yaparken ellerimiz istemediğimiz halde oldukça yıpranır ve soyulur.

Temizlik malzemeleri ellere en çok zarar veren şeylerin başında geliyor. Öyle ki ellerimizi sabunla yıkadığımızda bile bu maddeler elimizden tamamen çıkmıyor. Bu yüzden el bakımı için cildimizin özelliğine uygun kremler kullanmalıyız. Eğer cildiniz normalse yatmadan önce parmaklarınıza ve parmak aralarınıza yağlı bir krem sürün çünkü bu kısımlar daha çok çatlamalara maruz kalır. Ellerinizin üstüne ise normal cilt kremi sürün. Kremi ellerinize yavaş yavaş ve masaj yaparak yedirin.

Eğer ellerinizde çok fazla çatlak oluyorsa, üzülmeyin. Onun da çözümü var. Ellerinizdeki çatlaklar için limon suyu ve kolonyayı karıştırıp elinize sürün. Ellerinizde çiller oluşuyorsa limon suyunun içine tuz katıp ellerinizi bununla ovabilirsiniz. By doğal yöntemler ellerinize zarar vermeyeceği gibi, büyük ölçüde düzelmesini sağlayacaktır.

El Bakımı İçin Yağlı Gece Kremi
Bir tatlı kaşığı balı biraz ısıtarak eritin. İçine iki çorba kaşığı susam yağı, bir çorba kaşığı bademyağı ve bir çorba kaşığı gliserin katın ve krem kıvamına gelinceye kadar karıştırıp bir kavanoza koyun. Gece yatmadan önce ellerinize bu kremden sürüp iyice yedirin ve yumuşak bir eldiven takın. Elleriniz yumuşacık olacaktır.

Ellerinizin Yumuşacık Olması İçin
• Ellerinizin yumuşacık olmasını istiyorsanız; 1 litre suya 1 avuç dolusu ısırgan otu koyup kaynatın ve ılıdıktan sonra ellerinizi bu suyla yıkayın.
• Birkaç tane salatalığın kabuklarını biraz derince soyun ve bu kabuklarla ellerinizi ovun.
• 2 çorba kaşığı tatlı bademyağı ve 1 tatlı kaşığı kakaoyağını karıştırıp kısık ateşte biraz ısıtın. Ilıdıktan sonra ellerinizin çatlaklarına sürün
17
Ellerin sağlıklı olması için doğal maddelerle bakımının yapılması gerekiyor. Uzmanlar, özellikle zeytinyağı ve limon suyunun eller için çok yararlı olduğunu söylüyor.

Son günleri yaşanan kış mevsiminde en çok insanların elleri zarar görüyor. İnsanların yüzü kadar önemsemesi gereken elleri için evdeki malzemelerle doğal kremler hazırlanabiliyor. Kişisel bakım uzmanları, ellerini sürekli örüyor. İnsanların yüzü kadar önemsemesi gereken elleri için evdeki malzemelerle doğal kremler hazırlanabiliyor. Kişisel bakım uzmanları, ellerin sürekli hareket halinde olduğunu söyleyerek, "Yazarlar, çizerler, çalışırlar ve hep bir şeylerle temas ederler. Sürekli hareket halinde olmaları, soğuk, sıcak, su ve mikroplar gibi dış etkenlerle birebir temas etmeleri nedeniyle eller, yüze oranla daha çabuk yıpranıyor ve yaşlanıyor" şeklinde konuşuyor. Ellerin sürekli mikroplarla iç içe olması nedeniyle sık sık yıkanmasının gerektiğini hatırlatan uzmanlar, kullanılan sabunun insanın cildine uygun olmasının önemine işaret ediyor. Her yıkamadan sonra ellerin nemli kalmaması için de iyice kurulanması gerekiyor.

Özellikle soğuk havalarda cilt kızarıp çatlıyor ve pürtük pürtük oluyor. Bu durumda eldiven takılmasını öneren uzmanlar, akşamları yatmadan önce zeytinyağının tıpkı krem gibi ellere masajla yedirerek sürülmesini tavsiye ediyor. Uzmanların konu ile ilgili diğer tespitleri şöyle:

"El ve tırnakların bir diğer dostu limon suyu. Zaman zaman tırnakların limon suyu ile ovalanması yararlı. Eller de yüz gibi nemlendirici, besleyici ve sıkılaştırıcı özellikte doğal kremlerle korunmalı. Günlük öğünlerde cilt ve tırnakları güçlendiren besinlere yer verilmeli. Tırnakların oluşumu için gerekli proteini barındıran yoğurttan her gün yenilmeli. Tırnaklar için, demir, bakır ve çinko içeren besinlere ağırlık verilmeli. Kırılgan tırnaklara karşı da biotin içeren ceviz ve yer fıstığı tercih edilmeli".

Kişisel bakım uzmanları, insanların evlerindeki malzemelerle doğal kremler hazırlayabileceğini belirtiyor. Buna göre, yıpranmış ellere yumuşatıcı ve besleyici kremlerden biri yulaf ve ballı krem. Bunun yapımı için gerekli malzemeler, 5 çorba kaşığı yulaf unu, bir yumurta sarısı ve iki çorba kaşığı bal. Malzemeler bir kaba alıp krem kıvamına gelinceye kadar karıştırılıyor ve ellere sabah ve akşam sürülüyor.

Salatalıklı el kremi için beş çorba kaşığı salatalık suyu, üç çorba kaşığı tatlı badem yağı ve dört çorba kaşığı kakao yağı gerekiyor. Malzemeler bir kapta krem kıvamına gelinceye kadar karıştırılmalı ve buzlukta 10 dakika bekletilmeli. Buzluktan çıkarıldıktan sonra ellere sürülüp 5 dakika beklemeli. Son aşama eller yıkanıp kurulanmalı.

Evde tırnaklar için de güçlendirici kremler hazırlanabiliyor. Yarım tatlı kaşığı sirke, bir yumurta sarısı ve iki çorba ananas suyu bir kapta karıştırılıyor. Tırnaklar içinde beş dakika bekletildikten sonra yıkanıp durulanıyor.

Hint yağlı krem için, iki yumurta sarısı, üç çorba kaşığı hint yağı, bir çorba kaşığı bal ve bir çorba kaşığı tuz gerekiyor. Tüm malzemeler karıştırıldıktan sonra tırnaklara oje gibi sürülerek 10 dakika bekletiliyor. Son aşamada eller ılık suyla yıkanıp kurulanıyor. El maskeleri için evde hazırlanabilecek kremler ise şunlar; killi el kremi, avakadolu krem ve ballı el kremi. Dört çorba kaşığı tatlı bademyağı, aynı miktarda Hindistan cevizi ve dört çorba kaşığı zeytin yağıyla elde edilecek karışımla ellerin sarılması ise doğal sauna etkisi yapıyor.

Uzmanlar, ellerin bakımlı olabilmesi için gerekli işlemlerden birinin de manikür olduğunu söylüyor. Manikürün yapılma şekli ise şöyle:

"Tırnaklardaki oje asetona batırılmış pamukla silinir. Aseton artıklarını temizlemek için eller yıkanır. Tırnaklar törpülenir ve beş dakika sabunlu ılık suda bekletilir. Eller kurulanıp tırnak etleri kürdanla geri itilir. Eller tekrar kurulandıktan sonra oje sürülür".

Sararan tırnakları ortadan kesilen limonun içine batırmayı öneren uzmanlar, çabuk kırılan tırnaklar için de bir hafta oje sürülmeden doğal kremler kullanılmasını tavsiye ediyor.
18

eller günde birkaç defa yumuşak sabunla yıkanmalı,bol temiz suyla durulanmalı kuruladıktan sonra da iyice kremlenmeli. günde en az 1 defa parmakları, tırnakları sertçe bir fırçayla yumuşak sabunla fırçalamak gerekir. haftada bir, vakit warsa iki defa, ellere çok yağlı bir kremle masaj yapılmalı. geceleri ellere kalın tabaka krem yada vazelin sürüp pamuklu eldivenle yatmak çok yararlıdır.limon parmakları temizleyip renkleri açar, ancak limon suyu cildi kuruttuğu için daha sonra krem sürülmelidir. yumuşak tırnakların en büyük düşmanı sudur bulaşık yıkarken mutlaka eldiven kullanılmalıdır. eğer tırnaklar zayıfsa öje sürdükten sonra uç kısımlarının alt tarafına da şerit şeklinde oje sürülmelidir. ıslak ojeleri kurutmanın en kolay yolu elleri buzlu suya sokup çıkarmaktır. tırnaklardan mürekkep lekesi gibi lekeleri çıkartmak için kullanılmayan diş fırçasına biraz macunla tırnaklar fırçalanır. leke çıkacaktır
19
El ve Ayak Bakımı / Ketentohumu
16 Ekim , 2008, 07:23:02
KETENTOHUMU
Ne yapar: Genel vücut sağlığı için çok faydalı olan ketentohumunun içindeki yağ, kırılmalara karşı dayanıklı, sağlıklı tırnak gelişiminde de önemli rol oynar. Ketentohumu, özellikle menopoz sonrasında, tırnakların iyi beslenmesini ve nemli kalmasını sağlayarak tırnak sağlığını korur. Bitkisel östrojen içeren diğer yiyecekler: Tofu, soya sütü, soya peyniri ve tam buğday ekmeği.
20
Yüz ve Cilt Bakımı / Ispanak
16 Ekim , 2008, 07:00:59
ISPANAK
Ne yapar: Göz aklarının beyazlığını korurken, gözpınarının ve gözlerin enfeksiyonlara karşı direncini artırır. Ayrıca gözlerinizin güneş ışınlarına karşı hassasiyetini azaltır. Serbest radikallerle savaşan diğer yiyecekler: Papaya, portakal, kivi, çilek ve biber.