Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - GüzeLCe

1
men's arginmax kullanıp iyi sonuç alan varmı?
2
6yıldan sonra Allahım sana şukurlerler olsun HAMİLEYİM
3
Fıkralar / Yaqmur
23 Kasım , 2009, 16:16:43
Adamin biri bayagi gunah islemis. Bir papaza gunah cikartmaya gitmis.
-Papaz efendi ben cok gunah isledim. Mesela dun komsunun kucuk kizi geldi.Yagmur yagdi simsek cakti ben bir gunah isledim.
- Allah affeder oglum.
- Onceki gun de buyuk kizi geldi.Yagmur yagdi simsek cakti ben bir gunah isledim.
- Allah affeder oglum.
- Daha onceki gun de komsumun karisi geldi.Yagmur yagdi simsek cakti ben bir gunah isledim.
- Tamam oglum Allah affeder affeder de, sen yavas yavas gitsen.Hava da bozmaya basladi zaten.







:ehi:
4
Fıkralar / Ali ve Hocası
23 Kasım , 2009, 16:08:19
Bir gün ögretmen Ali'ye sormus.

-"Ali bes üc daha kac yapar?"

Ali hemen parmaklari ile saymaya baslamis ve :

-"Sekiz hocam." demis

Tabii ögretmen parmaklari ile saydigi icin kizmis ve :

-"Ellerini cebine koy öyle say!." demis.

Tekrar sormus:

-"Bes bes daha kac yapar?

Ali eli cebinde tekrar saymaya baslamis ve söyle demis

-"Hocam on bir yapar!."









:toothy10: :toothy10: :toothy10:
6
Fıkralar / temel ve dedesi
18 Kasım , 2009, 16:43:44
TEMEL VE DEDESİ
Temel ve dedesi otele gitmişler. Otelde tekbir yatak boşmuş, dede torun birlikte yatmışlar. Gece yarısı dede Temel'i dürtmüş "Temel bana karı bul". Temel "dede sakin ol yat. Biraz sonra dede ikinci defa "Temel bana karı bul". Temel "Dede sakin ol yat". Dede biraz sonra üçüncü defa "Temel bana karı bul" deyince en sonunda Temel isyan etmiş. "Dede tuttuğuna güveniyorsan o benimkidir."

:ehi: :ehi: :ehi:
7
El ve Ayak Bakımı / ayak topuğu...
17 Kasım , 2009, 14:10:50
arkadaslar benım topuk deli ediyor benı ya
balıqın pullu sırtı gibi neden bilmiyorum  :dontknow:
yatarken carsafa yürürken halıya coraba takılı kalıyor canımı yakıyor ve hiç hoş gözükmüyor
birçok krem denedim kesin cözüm bulamadım öneriniz varmı  ???
8
Hobilerimiz / Farklı Tasarım (Perde Aksesuarı)
17 Kasım , 2009, 13:29:45
arkadaslar suanda cekilmiş resmi yok unutmassam gösteririm eklerim buraya şuan paylasmak istedim
takı tasarım sertifikam var eğitim aldım kendim yapıyorum
yıne mazeme almaya gittiğimde yeni toplar gelmiş simli simli  kırmızı ve altın sarısı vardı süperdi,parlıyordu ama işime yaramazdı derken aklıma fikir geldi
15 tane kırmızı 15 tanede sarı aldım yanında bide misina oke.
onları eve geldim ayarladım uzun kısa seklinde sıra ile kestim misiniye baqladım misinenin diğer ucunada perde düğmesi taktım kornişten gecirdim tülün üstüne denk geldi yani içeriye girince farklı bi hava veriyor +ışıkta parlıyor  denemelisiniz
9
bir keresinde rüyamda babamı ölmüş gördüm ölüm aşamalarını koşturmayı,cenazesini gercek gibiydi  :y25:  aqlayarak uyanmıştım resmen höyürerek  :crybaby2:
Rabbim kimseye yaşatmasın inşllh  :amin:
10
Yüz ve Cilt Bakımı / maya ile güzellik...
16 Kasım , 2009, 15:06:34
bi dergide okumuştum bayanlar uyguladım ve kesinlikle fark var ve birebir
yaş mayayı su ile eritiyoruz çok sulu olmuycak ama yüzünüze uygulayın
15-20 dak dursun  ;)
zaten maske gibi gerdiriyor
sonucunda ise canlılık ve parlaklık veriyor hemde gerdiriyor 1 yapışta fark edersiniz ama birkac deneyin fark ortada  :k06:
11
 :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16: :occasion16:
Pınarım ne mtlu sana ya sıra sende bize dua et tatlım  :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış: :alkış:
12
Din Bilgisi / Cehennemden ...
16 Kasım , 2009, 10:31:21
Hz. Peygamber (S.A.V) Cebrail (A.S)'ma ; "Cehennemin katlarının sakinleri kimler olacaktır?" diye sorunca, Cebrail (A.S) sözlerine şöyle devam etti:

Birinci cehennemin ismi, Sair'dir.

İkinci cehennemin ismi, Leza'dır.

Üçüncü cehennemin ismi, Sakar'dır.

Dördüncü cehennemin ismi, Cahim'dir.

Beşinci cehennemin ismi, Cehennem'dir.

Altıncı cehennemin ismi, Haviye'dir.

Yedinci cehennemin ismi, Hutame'dir.

Cebrail (A.S) sözlerinin burasında Hz. Peygamber (S.A.V)'den çekinerek susunca, Hz. Peygamber (S.A.V) kendisine; "Yedinci kata kimlerin yerleştirileceğini bana söyle!" dedi. Bunun üzerine Cebrail (A.S.); "Yedinci kata da ümmetinden büyük günah işleyipte tevbesiz ölenler yerleştirilecektir." dedi.

Cebrail (A.S.)'in bu cevabı üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) bayılarak yere düştü ve Cebrail (A.S.) ayılıncaya kadar mübarek başını kucağına dayadı. Ayılır ayılmaz, Cebrail (A.S)'e; "Ey Cebrail! Musibetim büyük ve derdim ağır. Acaba ümmetimden cehenneme giren olacak mı?" diye sordu. Cebrail (Aleyhisselam)'de: "Evet ümmetinden tevbe etmedikleri halde ölen büyük günah işleyenler cehenneme girecektir." dedi.

Cebrail (A.S)'in bu cevabı üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) tekrar ağlamaya başladı. Arkasından Hz. Peygamber (S.A.V) eve kapandı. Sadece namaz kılmak için odasından çıkıyor ve hiç kimse ile konuşmaksızın mescide gidiyordu. Namazda ağlıyor ve Allah'a yalvarıyordu. Böylece üç gün geçti.

Üçüncü günü Hz. Ebu Bekir kapısına geldi ve içeri girmek için izin istedi. Fakat içerden hiçbir cevap gelmeyince ağlaya ağlaya geri döndü. Arkasından Hz. Ömer, daha sonra Selman-ı Farisi de girmek için izin istedi. Fakat içerden yine cevap gelmeyince onlarda ağlamaya başladılar.

En son Hz. Fatıma Hz. Peygamber (S.A.V)'in kapısına geldi ve izin istedi. Hz. Peygamber (S.A.V) o sırada secde de idi. Kızının sesini duyunca başını secdeden kaldırdı ve girmesi için kızı Hz. Fatıma'ya izin verdi.

Hz. Fatıma Hz. Peygamber (S.A.V)'i görünce ağlamaya başladı. Çünkü Hz. Peygamber (S.A.V) 'in çehresini sararmış görmüştü. Devamlı ağlamaktan ve üzüntüden yanaklarında iz kalmıştı. Bu durumu görünce; "Ey Allah'ın Resulü! Sana ne indi?" diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.V'de bütün olanları anlattı.

Hz. Fatıma; "Ey Allah'ın Resulü! Ümmetinin büyük günah işleyenleri cehenneme nasıl girecek?" diye sordu. Hz. Peygamber (S.A.V)'de bu soruyu şöyle cevaplandırdı: "Azap melekleri, erkekleri sakallarından, kadınları ise saç örgüleri ile alınlarından tutup sürüklerler. Ümmetimin nice yaşlıları sakallarından tutulup cehenneme doğru sürüklenirken; "Ah yaşlılık, ah zavallılık!" diye feryat ederler. Sakalından tutulup cehenneme sürüklenen nice gençlerde; "Vah gençliğime, eyvah güzelliğime!" diye bağırır. Buna karşılık ümmetim içinde, alınlarından tutulup cehenneme doğru sürüklenen nice kadınlar da; "Eyvah rezil oldum, eyvah üstüm başım açıldı!" diye feryat ederler.

Böylece onlar cehennemin baş sorumlusu Malik'e teslim edilirler. Malik onlara kim olduklarını sorunca; "Bizler kendilerine Kur'an indirilenlerdeniz, bizler Ramazan ayında oruç tutanlardanız." diye cevap verirler. O zaman Malik; "Kur'an sadece Muhammed'in ümmetine indirildi." deyince, hemen Hz. Muhammed'in adını hatırlayarak; "Bizler Muhammed ümmetindediz." diye bağırırlar. Fakat Malik de onlara şöyle der: "Peki, Kur'an da sizi Allah'ın emirlerine aykırı hareket etmekten alıkoyacak bir ayet yok muydu?"

Bu Ümmetin günahkarları cehennemin kenarına kadar getirilip ateşle ve zebanilerle karşı karşıya bırakılınca; "Ey Malik! İzin ver de halimize ağlayalım." derler. Malik'in izin vermesi üzerine gözyaşları kuruyuncaya kadar ağlarlar. Gözyaşları akmaz olunca da kan ağlamaya başlarlar. Bu durumu gören malik kendilerine; "Eğer bu ağlama dünyada iken olsaydı, ne iyi olurdu. Eğer bu ağlama dünyada ve Allah korkusu ile meydana gelseydi, bu gün size ateş hiç dokunmayacaktı." der.

Arkasından Malik zebanilere; "Haydi şunları cehenneme atıverin" diye emir verir. Bu ümmetin günahkarları ateşe atılınca hep birlikte; "La İlahe İllallah" diye seslenirler. Onlar böyle seslenince ateş geri çekilir. Bunun üzerine Malik cehenneme; "Ey Ateş, onları yakala!" diye emir verir. Cehennem de; "Onları nasıl yakalayayım, hepsi La İlahe İllallah diyorlar." diye cevap verir.

Bunun üzerine Malik; "Evet, öyle demelerine rağmen onları yakalayacaksın. Çünkü Arş'ın Rabbi böyle emretmiştir." deyince ateş üzerlerine dönerek onları yakalayıverir. Bu ümmetin günahkarları Allah'ın dilediği kadar bir süre cehennemde kalırlar. Cehennemdeyken; "Ya Erhamerrahimin, ya Hannan, Ya Mennan" diyerek Allah'a yalvarırlar. Allah-u Teala'nın hükmü yere gelince Cebrail'e; "Ya Cebrail! Muhammed ümmetinin günah-karları ne durumdadır?" diye sorar. Cebrail de; "Ya Rabbi! Onların durumlarını sen daha iyi bilirsin!" diye cevap verir. Allah-u Teala, Cebrail'e; "Git de gör bakalım, ne durumdadırlar?" diye emir verir.

Bu emir üzerine Cebrail, Malik'in yanına varır. Cebrail'i görünce; "Ey Cebrail! Seni buraya getiren sebep nedir?" diye sorar. Cebrail de ona; "Muhammed ümmetinin günahkarlarına ne yaptın?" diye sorar. Malik, Cebrail'in bu sorusuna; "Durumları pek fena, kaldıkları yer çok dar. Ateş vücutlarını ve etlerini yedi bitirdi, geride sadece yüzleri ve kalpleri kaldı. Çünkü buralarında iman parıldıyordu." diye karşılık verir.

O zaman Cebrail, Malik'e; "Onların üzerinden cehennem kapağını kaldır da kendilerini göreyim." der. Cebrail böyle deyince Malik, cehennem muhafızlarına derhal emir verir ve bu ümmetin günahkarları üzerinden cehennem kapağı kaldırılıverir. Bu ümmetin cehennemlikleri Cebrail'i ve onun güzelliğini görünce onun bir azap meleği olmadığını hemen anlayarak kim oldğunu sorarlar. Malik de;"Bu dünyada Muhammed'e vahiy getiren Cebrail'dir." diye cevap verir. Bu ümmetin cehennemlikleri Hz. Muhammed'in adını duyunca hep bir ağızdan yüksek sesle; "Ya Cebrail! Muhammed'e günahlarımızın bizi kendisinden ayrı düşürdüğünü ve ne kadar kötü şartlar içinde bulunduğumuzu haber ver." derler.

Bunun üzerine Cebrail oradan ayrılarak Allah'ın huzuruna varır. Allah-u Teala kendisine; "Muhammed'in ümmeti ne durumda?" diye sorunca, bu soruya; "Ya Rabbi! Durumları çok fena ve yerleri çok dar!" diye karşılık verir. O zaman Allah-u Teala; "Peki onlar senden bir şey istediler mi?" diye buyurur. Cebrail de; "Evet, peygamberlerine içinde bulundukları kötü durumu bildirmemi istediler." diye cevap verir. Bunun üzerine Allah-u Teala, Cebrail'e;"Git, durumu Muhammed'e bildir." diye buyurur.

Allah-u Teala'nın bu emri gereğince Cebrail, hemen Hz. Peygamber (S.A.V)'in yanına gider. Hz. Peygamber (S.A.V)'in yanına varır varmaz şöyle der: "Ya Muhammed! Ümmetinden şu anda cehennem azabı çeken günahkarlar adına sana geldim. Onlar durumlarının çok kötü ve yerlerinin çok dar olduğunu sana bildiriyorlar."

Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Arş'ın altına giderek secdeye kapanır. O zaman Allah-u Teala; "Başını kaldır da iste. Ne istersen verilecektir. Şefaatçı ol şefaatın kabul edilecektir." buyurur.

Allah-u Teala'nın bu buyruğuna karşılık Hz. Peygamber (S.A.V): "Ya Rabbi! Ümmetimin günahkarları ile ilgili hükmünü uyguladın. Şimdi onlar hakkında benim şefaatımı kabul eyle." der. Allah-u Teala, Hz. Peygamber (S.A.V)'in bu dileğine şöyle cevap verir: "Senin onlarla ilgili şefaatını kabul ediyorum. Hemen cehenneme git ve (La İlahe İllallah) diyen herkesi oradan çıkar."

Allah-u Teala'nın bu emri uyarınca Hz. Peygamber (S.A.V) hemen Malik'in yanına gider ve; "Ey Malik! Ümmetimin günahkarları ne durumdadır?" diye sorar. Malik bu soruya: "Durumları çok fena ve yerleri çok dar!" diye cevap verir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (S.A.V) ona: "Kapıyı aç ve kapağı kaldır!" diye buyurur. Az sonra cehennemlikler Hz. Peygamber (S.A.V)'i görünce hep bir ağızdan ve yüksek sesle:"Ya Muhammed! Ateş derilemizi ve ciğerlerimizi yakıp kül etti." diye seslenirler.

Daha sonra Hz. Peygamber (S.A.V) hepsini cehennemden çıkarıverir. Ateş onları yemiş, kül ve kömür haline getirmiştir. Hz. Peygamber (S.A.V) alıp onları cennetin kapısı önünden geçen ve hayat nehri adını taşıyan bir nehre götürür. Bu nehre girip yıkanırlar. Oradan da ak yüzlü birer delikanlı olarak çıkarlar. arkasından da cennete yerleştirilirler. Diğer cehennemlikler müslümanların oradan çıkarıldıklarını görünce:"Keşke bizde Müslüman olsaydık, bizde cehennemden çıkardık!" derler. Nitekim Allah-u Teala ayet-i kerime de şöyle buyurmuştur: "Bir zaman gelir ki, kafirler; keşke Müslüman olsaydılar, diye arzu ederler." (Hicr; 2)

Ebu Said (R.A) şöyle anlatmıştır: "Resûlullah (S.A.V) okudu: "Ey Muhammed! Hâlâ gaflet içinde bulunanları ve hâlâ inanmayanları, onları işin bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar." (Meryem; 39)

Sonra dedi ki: "(Kıyâmet günü) ölüm alaca bir koç suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yer alan sur üzerinde durdurulur. Önce: "Ey cennet ahalisi!" diye bağırılır, onlar başlarını kaldırırlar. Sonra: "Ey cehennem ahâlisi!" diye bağırılır, onlar da başlarını kaldırırlar. Sonra sorulur: "Bunu tanıdınız mı, nedir bu?" Hepsi birden: "Evet tanıdık, Bu ölümdür!" derler. Koç yatırılır ve kesilir. Arkasından da önce cennetliklere: "Ey Cennetlikler! Artık size ölüm yok." denir. Sonra cehennemliklere de: "Ey Cehennemlikler! Bundan sonra size de ölüm yok." diye seslenilir. İşte bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahına bir ferah daha ziyade olur. Cehennem ehlinin kederine de bir keder daha ziyade olur." (Buhârî, Müslim, Tirmizî) ...
   
13
 
ABD`de kurulan yeni bir internet sitesi insanların ne zaman öleceğini hesaplıyor. Riskler ortaya konuyor ve ortalama ömür veriliyor. Carnegie Mellon üniversitesi araştırmacıları tarafından kurulan DeathRiskRankings.com isimli internet sitesi, sağlık kayıtlarını baz alarak yaşa, cinsiyete, coğrafi konuma göre bir ölüm tahmininde bulunuyor.

Örneğin İngiliz bir kadının ölüm riski araştırıldığında hemen ülkedeki yapılan araştırmalara dayanarak meme kanserine yakalanma riskinin yüzde 33 olduğu kriter alınıyor ve buna göre hesaplama yapılıyor. Aynı hesaplama Pennsylvanialı bir kadına yapıldığında ise bu oran yüzde 29 olarak baz alınıyor.

Sitede yapılan hesaplamalara göre 20 yaşındaki bir Amerikalı kadının ölme riski binde beş oranında. 40 yaşındaki bir insanın ise ölüm riski üç kat, 60 yaşındaki birinin ise 16 kat artıyor. 80 yaşına gelindiğinde ise ölüm riski tam 100 kat daha fazla...

İŞTE ÖLÜM RİSKİNİ AZALTMANIN YOLLARI

Ölüm riskini hesaplayan internet sitesinin haberini yayınlayan Fox News kanalı, insanların ölüm riskini azaltmaları için son yapılan araştırmalara dayanarak 10 tavsiyede bulundu.

İşte ölüme meydan okumanın 10 yolu:

Düzenli uyku
Arkadaşlarınızla vakit geçirin
Stersten uzak durun
İyi bir cinsel hayatınız olsun
Şarap için
Evcil hayvan besleyin
Düzenli doktor kontrolünden geçin
Pozitif düşünün
Evlenin
İyi bir eğitim alın
14
İlişkiler / Dünyanın En Güzel Yüreği...
09 Kasım , 2009, 12:05:45
Bir zamanlar, genç bir adam küçük bir şehrin meydanında durmuş, yüksek sesle yüreğinin o civarın en güzel yüreği olduğunu ilan ediyordu. Etrafında toplanan insanlar, onun elinde tuttuğu yüreği görünce hayranlık sesleri çıkardılar. Gerçekten de kusursuz bir yürekti gencinki. Üzerinde en küçük bir çizik veya buruşukluk bile yoktu. Herkes aynı ağızdan onu doğruladı: Evet, kesinlikle gencin yüreğinden daha güzel bir yürek görmemişlerdi! Onlarında desteğini alan genç, daha yüksek sesle yüreğiyle övünmeye ve gururlanmaya başladı.
Derken, kalabalığın içinden yaşlıca bir adam sıyrıldı ve gence doğru yaklaşıp şöyle dedi: "Korkarım, senin yüreğin benimki kadar güzel değil, genç arkadaşım!"
İnsanlar ve genç adam yaşlı adamın elinde tuttuğu yüreğe baktılar. Güçlü atıyordu, ama üzeri yara bere ile doluydu, kimi kısımları kopmuş ve onların yerine konulanlar tam uymadığı için çıkıntılar oluşmuştu. Dahası, bir sürü köşesinde de boşluklar vardı. Belli ki, buralarda kopan parçaların yerine bir şey konulmamıştı.
Bu kalbe bakan herkesin aklına aynı soru geliyordu: Bu adam nasıl olur da en güzel yüreğin kendisininki olduğunu söyleyebiliyordu?
Genç adam kalabalığın sözcülüğünü üstlenip yaşlı adamın yüreğine bakıp güldü:
"Şaka yapıyor olmalısın amca!" dedi. "Bir senin yüreğine bak, bir benimkine. Seninki, çiziklerle, yaralarla, gözyaşlarıyla dolu, benimki ise tertemiz ve bir çizik bile yok üzerinde."
Evet!" dedi yaşlı adam. "Seninki güzel görünüyor, ama dünyaları versen yüreklerimizi değişmem." Sonra da kendi yüreğini gence doğru uzatıp anlatmaya başladı:
"Şu yaralar, çizikler var ya, onların her biri sevgimi verdiğim bir insanı temsil ediyor. Her birine yüreğimin bir parçasını koparıp verdim. Onlar da kendi sevgilerini verdiler bana. Yüreklerinden koparıp verdikleri parçaları kendi yüreğimdeki boşluklara ekledim. Ama parçalar tam tamına uymadığı için bazı yerler gördüğün gibi çıkıntılı oldu. Böylesi daha iyi, çünkü bu çıkıntılar, parçaların birbirine tam uymayışı, bana paylaştığım sevgileri hatırlatıyor."
"Şu köşelerdeki boşluklara gelince, onlar karşılıksız sevmelerimden başka bir şey değil. Ben sevgimi verdim, ama karşılığını alamadım. Kim bilir, günün birinde belki o köşeler de dolacak. Ama yine de, bana insanları karşılıksız sevmeyi hatırlattıkları için hoşuma gidiyorlar."
"Şimdi söyle bakalım delikanlı, gerçek güzelliği anladın mı?"
Gözyaşları yanaklarından süzülen genç adam yaşlı adama doğru yürüdü. Elimdeki yüreğinden bir parça koparıp titreyen ellerle karşısındaki adama uzattı. Yaşlı adam bu sevgi ikramını kabul edip o parçayı yüreğine ekledi. Sonra yaralı bereli yüreğinden bir parça alıp genç adamın yüreğindeki boşluğa yerleştirdi. Parça oraya tam uymamıştı, girintiler çıkıntılar vardı.
Genç adam, yüreğine baktı, eskisi kadar mükemmel değildi belki, ama çok daha güzeldi. Çünkü, yaşlı adamla paylaştığı sevginin işareti duruyordu üzerinde.
İki insan sevgiyle kucaklaştılar, sonra kol kola kalabalığı yararak oradan uzaklaştılar...

15
Din Bilgisi / ŞÜKRETMENİN FAYDALARI
09 Kasım , 2009, 12:02:47
Şükretmek, kişiliği geliştirip özgüveni artırır



-İnsanda her şeyin en iyisine en güzeline sahip olma isteği vardır. Sahip olduğu güç ve yeteneklerinin sınırlı olduğunun farkında olan kişi, kendisine verilen güzelliklerin değerini anlar ve bu nimetleri verene şükretmeyi de bilir, mutlu olur.

-Verilen nimetleri sadece kendi gayreti ile elde ettiğini düşünmediğinden, elde edemedikleri için detaylara takılıp kendisini veya başkalarını suçlamaz.



-Kişi çeşitli nimetleri kendisine bahşeden Rabb'ine ne kadar şükrederse hayatından da o kadar zevk alıp daha başka nimetlere de talip olup bunları elde etmek için kendisine düşeni yapar. Kaybettikleri konusunda ise "sabır" ve "tevekkül" sahibidir. Sahibi iken nimetleri değerlendirme konusunda hatalarından ders alıp gayret eder.



-Sahip olduğu güzellikleri görüp şükretmeyi bilen kişi pozitif düşünür. Bu olumlu düşünce özgüvenini ölçülü bir şekilde artırdığından kişinin biraz daha gayret ederse elde edebileceği başka güzel nimetleri görmesini de kolaylaştırır.



-"Daha fazlasını" isteme hali sınırı aştığında "doyumsuzluk duygusu" oluşur ve bu kişiyi sahip olduklarını da göremez hale getirir. Bu duygu sürekli bir huzursuzluk meydana getirerek hayattan zevk alma duygusunun azalmasına da yol açar.

17
lisede gidiyorum ve hep yaptığım bişi var deli gibi okula gitmek için giyinir tam evden cıkcakken tuvaletim gelirdi  :ehi: yine bir kış günü okula gideceqim formamı giydim.montumu.şapkamı.atkımı falan neyse tam evden cıkcam tuvaletim geldi yine girsem mi girmesemmi düşündüm ve girdim neyse evden çıktım okula gidiyorum ama cok ilginçtir (yanyana liseler vardı) herkes okul yolunda gidiyor ama kızlar beni geciyor erkekler hep arkadan  :dontknow: anlam veremedim bende havalı havalı yürüyorum.sonra okulun köşesine geldim kızın biri seslendi baktım pardon ama eteğinizin arkası yok  :ehi: :ehi: :ehi:şok oldum çok bozuldum yaaa meger wcden cıkınca eteğim külotlu çorabın içinde kalmış  :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10:
18
çapkın olurdum  :ehi:
19
ya insan hergece hamile old nu görürmü ya   :y25: gercekten hamile olmadan hamileliği tattım mütiş bişi ya ama düngece doğum yapmışım bebişimle gezmeye bile gidiyorum prensesim çok tatlıydı ya bide kız olmuş heycandan tutamıyorum bile of ya Bugün süperim kızlar rüya cok ii geldi ya hemen eşime anlattım içim içime sığmıyor sanki gercek gibi.keske her rüyada devamını görsem ama basa sarıyor bazen hamile oluyorum tekrar :honk: Allahımmm senın rahmetin çok büyük neolur sana yalvarıyorum Rabbim çocuksuz ev bırakma  :amin: Allahım çok aratmadan bebiş sahibi yap beni ve burdaki kardeşlerimi  :amin:
20
Bilmece / Bulmaca / Aşk mı? Para mı?
03 Ekim , 2009, 11:08:15
 Aşk mı? Para mı?