29 Nisan , 2024, 14:05:59

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - мiŁenα.

201
Bilmece / Bulmaca / İtiraf Et Bakalım... :DDD
03 Ağustos , 2010, 16:59:11
"plajdasın ve soyunma kabininde soyunuyorsun,o sırada senin dışarda görüp beğendiğin bir adam senin yan kabinine giriyor ve sen bunu bir şekilde hissediyorsun, derken senin kabinden onunkine doğru açılan minik bir delik buluyorsun :D itiraf et bakalım onu izler misin? izlemez misin?"



İTİRAF EDİN BAKALIM NE YAPARDINIZ :k06:


202
Bilmece / Bulmaca / Çıldırdığımız Anlar..!
03 Ağustos , 2010, 16:51:40
sizi çıldırtan şeyler neler?

                                  Bugün sizi ne çıldırttı...?


     Hesap sorar gibi konuşan insanlara çıldırıyorum..! :cildir:
203







-A-
Ağız Enfeksiyonları..

Ağızda oluşan enfeksiyon pamukçuk diye adlandırılan mantardır. Bu hastalık vücuttaki mantarı kontrol altında tutan bazı bakterilerin aşırı çoğalarak ağızda enfeksiyon oluşturmasıyla meydana gelir. Ağızda acı veren tahrişe neden olacağı için çocuğunuza kolay yenilebilir ve sıcak olmayan yiyecekler vermeye çalışın. Pamukçuk beyaz renklidir ve ağız içi ve çevresinde oluşur. Tedavisi için doktorunuza danışmanız yararlı olur.


Ağız Kokusu

Hiçbir anne baba çocuğunun ağzının kokmasını istemez, bunun hoş olmayan bir durum olduğunu bilir. Ama doktor açısından ağız kokusu başka anlam taşır. Belki de koku herhangi bir hastalığın belirtisidir. Örneğin difteride tipik ve adeta tatlımsı bir ağız kokusu duyulur. Şeker hastalığı ve kusmanın bazı belirli çeşitlerinde çocuğun nefesi meyve kokusunu andırır. Ayrıca karaciğer hastalıklarında, böbrek rahatsızlıklarında da yine ağız kokusu vardır.

Stomatit (diş etleri iltihabı), ağız mukozası ve dudak iltihaplanmaları da ağızda koku meydana getiren rahatsızlıklardır. Ama ağız kokusunun nedeni sadece yetersiz ağız diş bakımı ise, çaresi de kolay sayılır: Diş fırçası ve diş macununu hiç ihmal etmemek.


Aft

Ağız içinde ve dilde oldukça ağrılı, beyaz mukoza lezyonlarıdır. Ekşi besinler ağrıyı arttırır, bebekler yemeği reddetme ve ağlama ile tepki verirler. Ekşi – acı – sıcak besinlerden kaçınmak ve bazı ilaçlar kullanarak 4 – 5 günde iyileşmeyi beklemek gerekir.

Ağlama

Ağlama, en çok aileyi rahatsız eden ve çeşitli nedenleri olan bir yakınmadır. Ağlamayan bebek yoktur. Her sağlıklı bebek ağlar. Bebeğin beslenmesi tamamlanmış, temizliği yapılmış, gazı çıkarılmışsa hala ağlıyor olması her zaman bir hastalığın olduğunu göstermez. Vücut ısısı da normalse, bir enfeksiyon hastalığı oranı düşüktür. Bazı bebeklerde "gaz sancısı" veya "colicum infentum" denilen karın ağrısı 3 – 4 aya kadar sürebilir. Eğer bebek idrarını ve dışkısını düzgün yapıyor ve kusmuyorsa, basit ağlamalar bütün bebeklerde korku nedeni olmamalı, ancak bunlara rağmen sürekli ağlıyorsa hekime danışmakta yarar görülmektedir.

Akut Romatizmal Ateş

A grubu beta streptokok mikrobu ile enfeksiyon (boğaz ağrısı, ateş) geçiren çocuklarda, hastalıktan bir süre sonra ateş, eklemlerde şişlik, kızarıklık, ağrı, sıcaklık ile beliren ve gezici karakterdeki bir eklem hastalığıdır. Bazen deride döküntüler, maksatlı hareketleri yapmada güçlük gibi belirtiler de eşlik edebilir. Eğer olaydan kalp de etkilenmiş ise, değişik oranda semptomlar ortaya çıkabilir. Bir üst solunum yolu enfeksiyonunu izleyen dönemde bu tip gezici eklem bulgularının ortaya çıkması önemlidir ve doktora danışılmalıdır.


Altıncı Hastalık

Egzantem subitum da denilen altıncı hastalık, hemen bütün bebeklerin ve çocukların geçirmesi mümkün olan, sekim seyirli döküntülü bir virüs hastalığıdır. 3 – 4 gün yüz, boyun ve gövdede topluiğne başı gibi kırmızı döküntülerle seyreder. Kol ve bacakları genellikle tutmaz. Döküntü ateş düştükten sonra belirir. Daha çok süt çocuğu ve oyun çocuğu döneminde görülür. 2 – 3 günde döküntüler kaybolur.

Anlama

Genel kanı bebeklerin, hatta çocukların çevresindeki olayları veya yapılan uyarıları anlamadığı şeklindedir. Oysaki bebek çok küçükken dahi annesinin yumuşak sesle söylediği ninniden başlayarak, 6. Ayda verilen küçük komutları, annesinin işe gitmesi ile fark ettiği yoksunluğu anlama özelliğine ve bunu kendine göre bazı mesajlarla ifade edebilme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle bebeğin yanında "yoğurt sevmez", "sebze yemiyor" gibi konuşmalardan çekinmeli ve ona olumsuz sıfatlar yakıştırmamalıyız

Apandisit

Appendiksin ağzında bir daralma ya da kapanma oluşursa, ucundaki çıkıntı iltihaplanır. İltihaplanmış appendiks zamanında ameliyat edilmezse, iltihap karın boşluğuna kadar ulaşabilir. Böyle bir durum hayati tehlike demektir. Özellikle küçük çocuklarda apandisit hastalığının anlaşılması kolay değildir. Dört yaşın altındaki çocuklarda pek sık görülmese de şiddetli karın ağrılarında apandisitten şüphelenilmelidir. Şiddetli ve giderek artan karın ağrıları alarm demektir. Böyle bir durumda hemen doktora başvurulmalıdır.

Arpacık

Gözkapağı bezinin iltihaplanmasıyla oluşur. Çoğu zaman arpacık alt göz kapağının kenarındadır. Pek sık rastlanmasa da göz kapağının iç kısmında oluşan arpacıklar tehlikelidir. Bu tür arpacıklar göz boşluğunda iltihaplanmaya neden olabilir. Arpacık olan göz ağrır ve kenarında kızarıklık oluşur. Arpacığın ailenin diğer fertlerine bulaşmaması için, çocuğun tedaviden önce ve sonra ellerini yıkaması ve kendisine ait bir havluyu kullanması sağlanmalıdır.

Arpacık Belirtileri

Arpacık evde tedavi edebileceğiniz kirpik kökünde oluşan bir enfeksiyondur. Bir hafta içinde kendi kendine iyileşebilir. Günde 4 kez 20 dakikalık ılık kompres uygulanabilir. Genel temizlik kurallarına uyulması ile bu sorundan uzak kalmak mümkündür.

Belirtileri
Göz kapaklarında kırmızılık ve içi dolu, ağrı veren, küçük başlı bir şişlik gözlenir. Eğer bir hafta içinde iyileşmezse ve göz çevresi tamamen kızarmışsa doktorunuza danışmalısınız.

Astım

Hekimler tarafından alerjik astım ve alerjik olmayan astım olarak ikiye ayrılır. Çocuklar genellikle bunların karışımı olan türden şikayetçidirler. Alerjik astımda bronş mukozası çiçek tozu, evlerdeki tozda bulunan akarlara ya da hayvan tüylerine karşı tepki gösteriri. Alerjik olmayan astım ise enfeksiyonlar, soğuk, kuru hava, egzos, yorgunluk yada ruhsal sorunlardan dolayı ortaya çıkabilir. Astım kalıtsaldır. Astım hastası çocuklarda saman nezlesi ve egzama gibi belirtiler genellikle bir arada görülür. Astım normalde şiddetli öksürük ve zorlukla çıkan uzun süreli hırıltılı nefes verme gibi belirtilerle kendini gösterir. Bronşlar balgamla doludur. Bronşların kendilerini kasmalarından dolayı çocuğun balgamdan öksürerek kurtulması mümkün değildir. Gerçek bir astım krizi ürkütücüdür. Çocuk zorlukla soluk alır, nefes almaya çabalar, oksijen yetersizliğinden dolayı dudakları morarabilir. Burada önemli olan krizi engellemektir. Bu da çocuğun üzerindeki ailevi problemleri azaltarak ve krize neden olabilecek sebeplerden kaçınarak gerçekleşebilir. Bir kriz anında çocuğa gerekli ilaçlar verilmeli ve doktora ya da hastaneye götürülmelidir
Astımlı Çocuk İçin Öneriler

Havayollarının daralmasıyla solunumu güçleştiren nöbetlerle gelen kronik akciğer hastalığıdır. Nedenleri alerjiye ya da ailede olup olmadığına bağlı olabilir. Nöbetler şeklinde gelebilir ve özellikle geceleri öksürük artar eğer soğuk algınlığı da varsa ciddi soluma güçlüğü ve hırıltı oluşur. Çocuğunuzun ilk astım nöbeti ise doktorunuza mutlaka danışın.

Tozlar, kuştüyü yastıklar, polenler, sigara dumanı ve hayvan kılları, astım nöbetlerini şiddetlendirebilir. Bu ortamlardan çocuğunuzu uzak tutun.

Aşılar

Bebek doğduğunda onu bulaşıcı ve tehlikeli hastalıklara karşı koruyacak aşılara başlanır. Aşı zayıflatılmış veya öldürülmüş hastalık üreten mikrobun zararsız halidir. Çok özel durumlar hariç, geçirmekte olduğu basit gribal enfeksiyonlar ve 38 C'nin altında ateşle seyreden hastalıklar aşı programının aksamasına neden olmaz. Yapılan aşının cinsine göre ateş yükselmesi, aşı yapılan yerde şişlik ve vücutta döküntü olabilir.

Aşıya Karşı Reaksiyon

Çeşitli aşı maddeleri ve aşı çeşitlerine (iğne veya ağızdan alınan aşılar) karşı her çocuğun reaksiyonu farklıdır. Hafif bir reaksiyon çoğu zaman zararsızdır. Bazı durumlarda aşının tuttuğuna işarettir, çünkü beden virüs veya bakterilere karşı başarılı bir şekilde savaşmaktadır. Aşının başarılı olabilmesi ve herhangi bir komplikasyonu engellemek için, çocuğun, aşı yapılırken sağlıklı olması gerekir. Hafif enfeksiyonların üzerinden iki, daha ağır hastalıkların üzerinden en az altı hafta geçmiş olmalıdır. Aşı zamanında, çocuğun gittiği ana okulunda herhangi bir hastalık varsa, aşı tarihi ertelenmelidir. Çünkü çocuğa hastalık bulaşmış olabilir. Alerjisi veya kronik bir hastalığı olan çocuklarda önce hekime danışılmalıdır. İğneyle yapılan aşılarda (aşının türüne bağlı değil), iğne yapılan yerde şişme ve kızarma olur. Bu zararsızdır ve kızarma olur. Bu zararsızdır ve çocuğun canı yanmaz. Genel olarak aşılardan sonraki reaksiyonlar şöyledir:

Boğmaca aşısında 6 – 72 saat sonra ateş ve bulantı olur. Ender olarak huzursuzluk ve kasılma nöbeti olabilir.

Tetanoz: En sık görülen reaksiyon, aşı yapılan bölgede şişmedir. Ender olarak ateş görülebilir.

Dizanteri: Hafif ateş.

Çocuk felci: Hafif ateş, ishal, baş ağrısı, yorgunluk.

Tüberküloz: Aşı yapılan yerde (sol kalçanın dış kısmı) altı hafta sonra morluk, bezelye büyüklüğünde bir beze oluşur. İyileştiğinde yara izi kalır. Kasıkta küçük bir lenf boğumu da oluşur.

Kızamık, kabakulak, kızamıkçık: Hafif ateş, kızamıktaki gibi deri döküntüsü, kabakulaktaki gibi tükürük bezi şişmesi görülür. Aşı yeri ellenmemeli, hekime danışılmadan yıkanmamalıdır. Eğer aşıya karşı reaksiyon iki gün içerisinde geçmezse çocuk hekime götürülmelidir. Boğmaca aşısından sonra kasılma nöbeti olursa hemen doktora gidilmelidir. Kasılma nöbeti bir defaya mahsus olabilir. Önlem olarak karma aşı yerine sadece dizanteri ve tetanoz aşısı yapılır. Dizanteri, menenjit, boğmaca, tetanoz, çocuk felci aşılarından üç gün sonra reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Kızamık aşısında reaksiyonlar on gün sonra bile ortaya çıkabilir. Normalde bir veya iki gün sonra bu reaksiyonlar ortadan kalkar.


Aşıların Etkileri, Yapılması Gereken ve Gerekmeyen Durumlar

Aşının zararı var mı?
Aşı uygulandıktan sonra çok nadir olarak vücutta ve aşı yerinde bir takım yan etkiler oluşabilir. Bu yan etkiler çok nadir olmakla birlikte genellikle çok yüksek ateş, aşı yerinde ağrı ve kızarıklık şeklindedir. Bu yan etkiler genelde kısa süreli olup doktor tedavisi gerektirmezler ve annelerin basit önlemler almasıyla kolaylıkla ortadan kaldırılabilir. Aşı uygulaması sonrasında çok nadir olmakla birlikte aşı bileşiminde bulunan maddelere karşı oluşan alerjik ve sistemik reaksiyonlar görülebilmektedir. Ancak bu reaksiyonlar, hastalığın oluşması ile ortaya çıkabilecek ağır sonuçların yanında mukayese edilemeyecek derecede önemsiz kalmakta ve çok daha hafif olmaktadır.

Aşı ile korunabilir çocukluk çağı hastalıkları
Difteri, boğmaca, tetanoz
Çocuk felci
Hemofilus Influenza Tip B (HİB)
Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak
Hepatit B
Hepatit A
Su Çiçeği
Pnömoni (Zatürre)
Grip
Verem

Aşı yapılmaması gereken durumlar
Dünya sağlık teşkilatının yayınladığı bilgilere göre çocuğa aşı yapılması sırasında gözden geçirilmesi gereken durumlar şöyle...
- Lösemi, lenfoma gibi kötü huylu hastalığı olan ve diğer kanserli çocuklar,
- Aktif verem hastaları,
- Ağır derecede zatürree, böbrek yetmezliği, metabolizma hastalıkları gibi hastane tedavisi gerektirecek durumda olanlar,
- Kortizon tedavisi görenler,
- Işın (radyoterapi) tedavisi görenler.
Yukarıda belirtilen hastalığı olan kişilere aşı uygulanıp uygulanmaması ve hangi aşıların uygulanması gerektiği konusunda kararın hastayı izleyen hekim tarafından verilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtilen hastalıklar dışında hastalığı olan ya da sağlam olan tüm bebek ve çocukların aşı takvimine uygun olarak mevsim ayıt edilmeden gerekli tüm aşıları yapılmalıdır.

Ateş

Alışkın olmayan genç anne – babanın fark etmekte geç kalabileceği ve bebek için son derece önemli olan bir semptomdur. Yeni doğan döneminde ateşin yükselmesi kadar düşmesi de enfeksiyon açısından büyük önem taşır. Ateş koltuk altı kasık, rektumdan veya kulaktan ölçülebilir. Rehtal yoldan termometre ile algının 38 derecenin üzerinde, deriden ölçülen ısı da 37.5 dereceden yüksek olması ateş anlamınadır. Ateşi yüksek olan bir bebek veya çocuk titremelerle üşüyor gibi davransa bile, üzeri mutlaka soyulmalı ve eklem yerlerinin iç yüzüne boyuna, kasıklarına ılık su ile kompres yapılmalıdır. Ateşi düşüren ilaçlara başlanıp, ateşi düşmüyor ise doktora danışılmalıdır.
204
Sizin Seçtikleriniz / Oğluma/kızıma mektup...;)
02 Ağustos , 2010, 11:56:30
Benim yaşlandığımı düşündüğün gün (ki yaşlı olmayacağım), sabırlı ol lütfen ve beni anlamaya çalış...

Yemek yerken üstümü kirletirsem... Üzerimi değiştirecek gücüm yoksa... Lütfen sabırlı ol. Benim sana bir şeyler öğretmek için seninle ilgilendiğim zamanları hatırla...

Seninle konuşurken, sürekli aynı şeyleri 1000 kere tekrarlıyorsam... sözümü kesme... beni dinle.

Sen küçükken, uyuyana kadar sana aynı hikayeyi 1000 defa tekrar tekrar okumak zorunda kalıyordum.

Banyo yapmak istemediğimde; Beni utandırma yada azarlama...
Seni banyoya götürmek için icat ettiğim küçük yöntemlerimi ve oyunlarımı hatırla...

Yeni teknolojiler karşındaki cahilliğimi görürsen... Bana zaman tanı ve beni yüzünde alaycı bir gülümsemeyle izleme...

Bazı zamanlarda unutkan olursam yahut konuşmalarımızda ipin ucunu kaçırırsam... Lütfen hatırlamam için gerekli zamanı bana tanı... Eğer hatırlayamazsam, sinirlenme... Çünkü asıl önemli olan benim konuşmam değil, senin yanında olabilmem ve senin beni dinliyor olmandır.

Ben sana bir sürü şeyi nasıl yapacağını gösterdim... İyi yemek yemeyi, iyi giyinmeyi... yaşamı göğüslemeyi...

Eğer birşey yemek istemezsem, baskı yapma bana. Ne zaman yemem yada yememem gerektiğini ben gayet iyi bilirim.

Ve yaşlı bacaklarım yürümeme izin vermediğinde... Bana elini ver... Tıpkı, benim sana ilk adımlarını atarken verdiğim gibi.

Ve bir gün artık daha fazla yaşamak istemediğimi söylediğimde... Ve ölmek istediğimi...
Kızma... Birgün anlayacaksın...

Yaşımın; zevk alma değil artık idareten yaşama yaşı olduğunu anlamaya çalış, bir gün şunu anlayacaksın: hatalarıma karşın hep senin için iyi olanı gerçekleştirmeye çabaladım ve
senin yolunu hazırlamaya çalıştım.

Senin yanında olduğumda üzgün, kızgın ya da güçsüz hissetme kendini. Benim yanımda olmalısın, beni anlamalısın ve bana yardım etmelisin.

Yürümeme yardımcı ol... Ve yolumu sabır ile, sevgi ile bitirmeme....

Benim için yaptıklarını, bir gülümseme ve senin için her zaman taşıdığım çok derin bir sevgi ile geri ödeyebilirim ancak.

Seni çok seviyorum oğlum / kızım....

Ve hep seveceğim...

Bunu sakın unutma...

Baban / Annen
205
Yulaf Ezmeli Borani:

1 küçük soğan
1 tatlı kaşığı tereyağı
1 tutam ıspanak
1 çay bardağı yulaf ezmesi

Soğanları ve ıspanakları incecik doğrayın. Tereyağını küçük bir kapaklı tencere yada sahana koyup eritin. Soğanları ve ıspanağı ekleyin ama kavurmayın. Yarım su ardağı su koyup ağzı kapalı olarak pişirmeye başlayın. Ispanakların pişmesine yakın yulaf ezmesini ekleyip karıştırın. Yulaflar iyice yumuşayıp kalan suyu çekince ateşten alın. Üzerine yoğurt döküp yedirin.

afiyet olsun ;)
206
3 - 4 Yaş Çocuk İçin Örnek Menü

Sabah 1 çay bardağı süt veya meyva suyu
1 kibrit kutusu peynir veya bir yumurta (haftada 2-3 kez)
1 tatlı kaşığı yağ veya 5 adet çekirdeği çıkarılmış zeytin,1domates
2-3 tatlı kaşığı reçel, bal veya pekmez
1 orta dilim ekmek

Ara 1 orta boy meyva veya 1 çay bardağı süt
(kahvaltıdaki sütün yerine)

Öğle 1 köfte kadar et, tavuk veya balık
4-5 yemek kaşığı pilav, makarna veya patetes püresi
1 çay bardağı yoğurt

İkindi 1 çay bardağı meyva suyu
4-5 adet bisküvi veya kraker

Akşam 1 kase çorba ( mercimek, tarhana, yayla)
4-5 yemek kaşığı sebze yemeği
1 çay bardağı yoğurt
1 orta dilim ekmek
207
9-12 Aylık Bebeğin Beslenmesi

Bu yaşa kadar anne sütünün tamamlayıcısı olan ek besinlerin, bu dönemde çocuğunuz için "asıl besin" özelliği taşıdığını unutmayınız. Bu dönemde yetişkinler için pişirilen ev yemeklerinin çoğunluğu püreler halinde, az baharatlı, aztuzlu olarak bebeğe verilebilir. Bebeğin günde bir kez etli gıda alması yeterlidir. Çocuğunuzu bir yaşına aile ile birlikte meme iskemlesini sofraya yaklaştırarak yemek yemeye alıştırınız. Kendi kendisine yemesine fırsat tanıyınız. Bunun için sebze, meyva, köfte, patates vb. Yiyecekleri küçük parçalar halinde hazırlayarak önüne koyunuz.
Bebeğinizi beslemeye başlamadan önce ikinizde oturun, sakin ve bebeği cesaretlendirecek biçimde onunla konuşun. Davranışlarınız ve konuşmalarınızla onu sıkmayın. Beslenmeye başlamadan önce onun ağzını açmasını bekleyin. Bebeğiniz kendi elleriyle / parmaklarıyla mamasını tutmak isteyebilir., ona bunu yapması için izin verin.yenme hızını bırakın bebeğiniz kendisi ayarlasın.herğün herşeyi yemek istemeyebilir. Sevmediği besinleri bir süre vermeyin, tekrar aynı besini bebek açken deneyin. Çocuğunuz için herzaman zevkli ve özenli bir yemek ortamı hazırlayınız.
Her zaman yemeklerin soluk borusuna kaçma tehlikesi vardır. Böyle bir durum ile karşılaştığınızda hemen çocuğunuzu başaşağıya çevirin ve sırtına her iki kürek kemiği arasına kuvvetlice vurunuz. Böylece öksürük ile kaçan madde çıkar. Eğer bu başarılı olmazsa yüzünü yere çevirip, boğazını uyararak kusturunuz. Hiç bir zaman elinizi bebeğin boğazına sokmayınız.bu dönemde bebeklerin dişleri hergün temiz bir tülbentle silinmelidir.
7 Aylık Bebek İçin Örnek Menü
Sabah uyandığında Anne sütü
Sabah Anne sütü ve 6- 10 tatkı kaşığı muhallebi
Öğle 6-10 tatlı kaşığı meyva veya sebze püresi ve anne sütü
İkindi 6-10 tatlı kaşığı meyva püresi +bir çay bardağı yoğurt
Akşam Anne sütü
Gece 6-10 tatlı kaşığı muhallebi, anne sütü
*Sabah muhallebi yerine kahvaltı verilebilir
*Bebek isterse

9 Aylık Örnek Menü
06:00 – 06:30 Anne sütü
08:00 – 09:00 Kahvaltı1 çay bardağı meyva suyu (evde yapılmış) Yarım yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı peynir, 1tatlı kaşığı yağ, 1 tatlı kaşığı reçel veya pekmez, 4-5 bisküvi
12:00- 13:00 1 kase kıymalı veya tavuk etli sebze püresi+ anne sütü
16:00- 16:30 ikindi 1 kase yoğurt + yarım meyvanın püresi veya bisküvi
19:30- 20:30 Akşam 1 kase muhallebi + anne sütü

12 Aylık Örnek Menü

Uyanınca Anne sütü
Sabah Kahvaltı
1 çay bardağı şekersiz süt (120 ml)
½ kibrit kutusu peynir, 1 yumurta (gün aşırı), 1 tatlı kaşığı reçel veya pekmez , ½ ince dilim ekmek veya 2-3 adet bisküvi

Ara 1 çay bardağı meyva püresi

Öğle 5 –6 silme kaşığı kıymalı sebze püreleri (kıymalı dolma içleri, terbiyeli veya sebzeli köfteler, sebzeler, tavuk veya balık, kuru baklagil püreleri ikindi 8-10 yemek kaşığı yoğurt ekmek , evde yapılmış bir ince dilim kek veya 2-3 bisküvi

Akşam 6 yemek kaşığı meyva püresi
8 –10 yemek kaşığı muhallebi veya öğlenin aynısı
Anne sütü
208
0-6 Aylık Bebeğin Beslenmesi

İlk ayda yanlızca anne sütü ile beslenen bebekler ishal, zatüre gibi bulaşıcı hastalıklara daha az yakalanırlar ve daha sağlıklı büyürler. İlk 6 ay bebeğinizi yanlızca anne sütü ile besleyiniz. Bu aylarda anne sütü ile birlikte verilen ek besinler bebeğin emme gereksinimini azaltacağından anne sütünden yeterince yararlanmasını engeller. İster hastalık durumu olsun ister hava çok sıcak olsundört aydan önce bebeğinizin anne sütü dışında suya yada başka sıvılara (bitkisel çaylar, meyva suyu gibi) ihtiyaç yoktur.

Doğumdan sonra ilk günlerde salgılanan anne sütü çok besleyicidir, bebeğinizi sık sık (bir- iki saat arayla yada ağladıkça) emzirerek bu sütten yararlanmasını sağlayınız. Anne sütünde bütün vitaminler vardır, yeterli olmayan yanlızca D vitaminidir anne sütü ile beslenen bebeklere 4. haftadan başlayarak doktorunuzun vereceği D vitamini içeren damla yada şurubu düzenli kullanınız.

Emzirirken bebeğinizin yüzü, omuzları ve vücudu memeye dönük, burnu meme ucu hizasında olmalıdır. Kendinizde rahat bir pozisyonda oturunuz. Bebeğinizin yalnız meme ucu değil, meme ucu etrafındaki koyu renkli bölümüde kavramasına dikkt ediniz. Bu şekilde hem bebek iyi emer, hemde meme ucunuz zedelenmez.

Bebeği emzirirken göğüs uçlarında acıma, çaltak gibi durumlar görülebilir. Bu durum çoğu kez bebeğin yalnızca meme ucunu emmesinden kaynaklanır. Böyle bir sorun ile karşılaştığınızda bebeğinizi yukarıda belirtilen teknikle emzirmeye devam edin göğüslerinizi kuru tutun. Geçmezse veya hemşireniz ile görüşünüz.

Hem emzirmede ilk gelen süt daha az yağ içeren "önsüt" tür. Bebek emmeyi sürdürdükçe sütün bileşimi değişir, yağ miktarı artar. En fazla yağ içeren süt, emzirmenin sonunda salgılanan süttür, bu süte "son süt" denir. Bebeğin hem ön süte hemde son süte ihtiyacı vardır. Bebek memeye doğru yerleştirilip doyana ve memeyi kendisi bırakana kadar memede tutulursa, hem ön sütü hemde son sütü alır. Bebek daha emmek istiyorsa ikinci memde verilebilir. Eğer bir meme ile beslenmiş ise, bir sonraki emzirmede diğer meme verilmelidir. İki meme verilmişse bir sonraki öğüne son verilen taraftan başlanır. Bir çpk bebek, tek memeyi 5-10 dakika emmekle doyar ve uyur. Bazı bebekler ise 20-30 dakikadan önce emmeyi bırakmazlar.

Tüm annelerin sütü yaralıdır. Sütünüz size sulu gelebilir, bu anne sütünün özelliğidir. Anne sütü ile beslenen bebekler her beslenmeden sonra az miktarda kaka yapabilirler. Bu durum normaldir endişelenmeyiniz.

Göğüslerinizde süt yapımını arttıran en önemli etmen bebeğinizin sık aralıklarla ve yukarıda belirtildiği şekilde uygun teknikle emzirilmesidir. Emziren anneler her zaman sütyen giymelidirler. Sütyen bol ve pamuklu kumaştan yapılmış olmalıdır. Göğüslerin boşalmış olması ile süt yapımı artar. Bu nedenle bebeğinizi sık besleyiniz. Bebeğinizin emmediği durumlarda göğsünüzü elinizle sıkarak yada bir süt pompası kullanarak boşaltınız.
Anne sütünün yetersiz olduğu düşüncesi ile doktora danışmadan bebeğinize yeni bir besin vermeyiniz.başka bir besin vermek gerektiğinde bunun nasıl hazırlanacağını iyice öğreniniz ve temizlik kurallarına çok dikkat ediniz. Bebeğin yeterince anne sütü aldığı, haftada en az 150 gr. kilo alması ve günde en az 6-7 kez bezini ıslatması ile anlaşılır.
Emzirme Dikkat Edilmesi Gerekenler
· Emzirmeye başlamadan önce ellerinizi yıkayınız.
· Her gün banyo yaomayan anneler meme başlarını günde bir kez yıkamalıdırlar. Her emzirmeden önce meme başlarını silmeye gerek yoktur.
· Emzirirken meme ucu ve etrafındaki kahverengi halkanın çocuğun ağzını tamamiyle kapatacak şekilde olmasını sağlayınız.
· Bebeğinizi rahat oldugunuz bir şekilde emziriniz. Bu yatarken, oturuken yada ayakta olabilir. Öne eğilmeden bebeği size yaklaştırarak emzirirseniz sırtınızın ağrımasına engel olabilirsiniz. Gerekirse sırtınızı ve bebeğin altınıyastık ile destekleyiniz.
· Beslenme sıklığını ve süresini bebeğinizin isteğine göre düzenleyiniz. Bebeğin sık aralıklarla emzirilmesi süt yapımını arttırır.
· Bebeklerini emziren annelerin iyi beslenmesi, özellikle anne sağlığı açısından önemlidir. Bu nedenle annelerin düzenli ve çeşitli yiyecek guruplarından beslenmeleri gerekmektedir. Emziren anne günde en az 2 su bardağı süt veya yoğurt tüketmeli her gün tüm besin gurplarından (meyva, sebze, et,tahıllı yiyecekler) düzenli olarak yemelidir. Emziren anneler siğara içmemelidir. Çay ve kahve gibi besleyici değeri olmayan ve uyarıcı içecekler almamalı veya az tüketmelidirler. Anne bebeğinden ayrı kaldığı zaman memelerini sağarak sütünü biriktirebilir ve bebeğini bol süt ile besleyebilir. Bu nedenle emziren her kadın özellikle elle sağma tekniğini bilmelidir..


Memeyi Elle Sağma Teknikleri
· Sağmaya başlamadan önce;
· Ellerinizi mutlaka yıkayınız.
· Sağılan sütü biriktirmek için temiz bir fincan yada geniş ağızlı kavanoz hazır bulundurun.
· Sütü sağarken, yanınızda sütün hızlı fışkırdığı durumlarda ellerinizi silmek üzere temiz bir bez yada kağıt mendil bulundurun.
· Eger bebeğinizden uzkta iseniz, sütünüzü sağarken bir fotoğrafına bakmak sağmayı kolaylaştırabilir.
· Olabildiğince rahat olmaya çalışın
· Ortamın çok sıcak yada soğuk olmamasına dikkat edin.
· Çalışan anneler sütlerini sağdıktan sonra, kapağı ve şişesi 5 dakika kaynatılarak mikroplardan arındırılmış cam kavanozlarda saklanmalıdırlar. Anne sütü oda ısısında 6 saat buzdolabı rafında 24 saat, derin dondurucuda 6 ay değerini kaybetmeden bekletilebilir. Saklanan anne sütü hiç bir zaman kaynatılmamalıdır. Bu sütler kullanılmadan önce kavanoz içinde sıcak suda bekletilerek ısıtılmalıdır.
Sütün sağılması sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar;
· Küçük parmak göğüs duvarına dayalı ve diğer parmaklar açık bir şekilde memeyi alttan destekleyerek meme ucuna doğru yerleştirilir. İşaret parmağı kahverengi kısmının altında tutulur.
· Baş parmak, meme üzerinde kahverengi bölgenin hemen üstüne yerleştirilir.
· Baş ve işaret parmaklar alttaki dokuyu hissedecek şekilde hafifçe bastırılır meme dokusundaki küçük kalınlaşmalar yada parmakların arasında üzüm salkımı gibi hissedilen yapılar(süt havuzcukları) bulunmaya çalışılmalıdır. Bunlar genellikle kahverengi halkanın sınırları içinde ve meme başının altındadır.
· Süt havuzcuklarından sütü boşaltmak için parmaklar arasında sıkma ve serbest bırakma tekniği uygulanır. Bu hareket düzenli tekrarlanmalı, hızı, basıncı, ritmi anne istegine ğöre ayarlanmalıdır.
· Yeterli sütü boşaltabilmek için parmaklar memenin kahverengi kısmının etrafında hareket ettirilmelidir. Bu şekilde memede hazır bulundurulan süt kolayca boşaltılır.
· Meme çok hassas bir doku olduğu için, sıvama şeklinde hareketlerden ve sert el hareketlerinden çekinilmelidir.
· Genellikle 80-90 ml süt elde etmek için sağma işlemi için 15-20 dakika gerekir. Sağma işleminin başlangıcında süt hemen gelmeyebilir. Bu durumda anneler endişelenmemeli, işleme devam etmelidirler.
Sağma tekniğini mükemmelleştirecek bazı ek bilgiler;
· Sağma işleminden önce ılık bir duş alınması veya gögüse sıcak havlu konulması işlemi kolaylaştıracaktır.
· Memeyi sıkıp bırakma tekniği uygulanırken, memenizin göğüs duvarına doğru nazikçe bastırınız.
· Süt akışını arttırmak için, öne doğru eğilip, memeleri hafifçe sallamak size kolaylık sağlayacaktır.
· Memenizi iki yandan hafifçe bastırınız. Bir elinizi düz olarak memenizin üzerine diğerini de yine düz olarak altına yerleştirip, ellerinizi hiç hareket ettirmeden, aynı anda sıkıştırma ve serbestleştirme tekniğini uygulayabilirsiniz. Parmaklarınızla memenin kenarından başlayarak meme ucuna doğru hafif dairesl hareketler yapmanız size yardımcı olacaktır.
· Sıkıp bırakma tekniğini yukarıdaki hareketlerle beraber düzenli tekrarlayınız.
· İki memedende gelen sütü eş zamanlı olarak ağzı geniş bir kaba sağabilirsiniz. Bunu yapmak için memelerinizi aşağıya doğru sarkıtmak, öne doğru eğilmek gerekiyor. Böylece memenin alt bölgelerinden de sütünüz boşalır. Sütün sağılacağı kabı dizlerinizin arasına koyun. Bu durumda ellerinizi daha rahatça kullanabilirsiniz
209
aşlangıçta bebekler katı yiyeceklerin çoğunu kusarlar.

4 _ 6 AY ARASI BEBEKLER
4-6. aylarda bebekler ek besinlere alıştırılabilir. Dördüncü aydan sonra sırasıyla yoğurt, meyve püresi, sebze püresi azar azar başlanılarak verilir.

Nasıl vermelisiniz?

Yoğurt: Tatlı yoğurt olmalıdır. Günlük taze yoğurt veriniz. Bir tatlı kaşığından başlayınız. 7-10 gün sürede bir su bardağına kadar çıkınız. Böylece öğünün birini yoğurt öğünü yapmış olursunuz.

Meyve püresi: Öncelikle elma, muz ve şeftali başlanır. Başlangıçta bir tatlı kaşığı meyve püresi olarak verin. Mikser yerine cam rende kullanınız. Böylece vitaminleri kaybolmaz. Portakal, mandalina, limon gibi meyveler çocuklarda başlangıçta karın ağrısı yapabilir. Bunun için bu ve diğer meyveleri altı aydan sonra vermek daha uygun olur.

Meyvelerin Hazırlanması:

Elma: Elma yıkanır, soyulur, cam rendede ve ya makinede püre haline getirilir. Çift kat tülbentten geçirilir. Su veya püre olarak bebeğe verilir.

Şeftali: Yıkanır, kabuğu soyulur, çatalla püre haline getirilir. Tülbentle suyu sıkılır. Su veya püre olarak verilir.

Muz: Çatalla püre haline getirilir. Elma suyu ile biraz sulandırılabilir.

Sebze püresi: Sebzeler taze ve olgun olmalı. Sırası ile patates, havuç ve pirinç ile başlanır.

Birinci gün; patates püresi ile başlamak pratiktir. Orta boy bir patates iyice yıkanır. Kabuğu soyulur. Az miktarda (iki fincan)su ile haşlanır. Suyu süzülür. Bu suya bir çay kaşığı irmik ilave edilerek irmikler pişene kadar kaynatılır. Bebeğe 1 tatlı kaşığı verilir.

İkinci gün; patates ile birlikte havuç da kaynatılır. Suyu süzülür. Bu suyun içine iki çay kaşığı irmik ilave edilir . İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bebeğe verilir( Bir çorba kaşığı kadar ).

Üçüncü gün; kabak, bezelye eklenir. Suyu süzülür. İki çay kaşığı irmik ilave edilir. İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bir çorba kaşığı kadar verilir.

Dördüncü gün; irmiğe pirinç veya şehriye eklenir. Bu şekilde bebeğe yedirilir. Üç hafta sonra sebzelerin hem irmikle pişirdiğiniz suyunu, hem de pişirdiğiniz sebzeleri süzgeçten geçirerek püre halinde verebilirsiniz.

Patlıcan, pırasa, karnıbahar, domates ve ıspanak 4-6 ay arasında verilmemelidir.
210
3 - 5 YAŞ ARASI BESLENME
3 yaştaki çocuklar için günlük beslenme örneği

Kahvaltı:

150 ml süt+1 yumurta (gün aşırı) veya peynir (1 kibrit kutusu kadar) +1-2 tatlı kaşığı reçel, bal, pekmez ya da fındık ezmesi 2-3 adet zeytin + 1 ince dilim ekmek + Yarım domates

Öğle:

1-3 yemek kaşığı sebzeli köfte + 2yemek kaşığı makarna veya 4-5 yemek kaşığı pilav+1 küçük meyve

İkindi:

1 küçük dilim kek veya 1 kase yoğurt + 1 küçük meyve

Akşam:

1-2 köfte ya da ızgara balık +1 porsiyon mercimek çorba





5 yaşta çocuklar için beslenme örneği



Kahvaltı:

1 bardak süt (150 ml) veya 1 bardak meyve suyu+1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir+1-2 tatlı kaşığı reçel, bal, pekmez ya da fındık ezmesi+2-3 adet zeytin+1 ince dilim ekmek+yarım domates veya mandalina

Öğle:

2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) sebzeli tavuk+1 orta dilim ıspanaklı börek+Yarım kâse yoğurt (100 ml)+veya 2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) yeşil mercimek+2-3 yemek kaşığı bulgur pilavı+Yarım kâse yoğurt veya 1 bardak süt

İkindi:

2-3 adet sigara böreği, 1 küçük meyve veya+1 kâse dondurma

Akşam:

2 adet etli biber veya kabak dolması+Yarım kâse yoğurt (100 ml)+1 küçük meyve



Genelde okul öncesi yaşlarda olan çocuklar için günde 6-12 g kadar lif miktarı yeterlidir. Bu miktarda lif, günde 1-2 orta boy meyve, 1-2 porsiyon sebze, 4-5 dilim ekmek veya bulgur, makarna, vb tahıllar ile haftada 1 ya da 2 kez tüketilen kuru baklagil içeren yemeklerle karşılanabilir.
211
1 - 2 YAŞ ARASI BESLENME
Süt ve süt ürünleri (süt, yoğurt ve peynir): Bu besinler protein, A ve B vitaminleri,kalsiyum, çinko,iyot ve magnezyum içerir. İlk 12 ayda az yağlı sütlerin tüketilmesi önerilmez. Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. Süt içmeyen ancak peynir yiyen bir bebek kalsiyum ihtiyacını peynirden sağlamış olur.



Et, balık ve baklagiller (yumurta, kırmızı ve beyaz etler, mercimek, nohut): Bu besinler protein, A ve B vitaminleri, demir, çinko ve lif (bitkisel kaynaklılar) içerir.

Ekmek, diğer tahıllar ve patates (makama, pilav, diğer unlular da bu gruptandır): Bu besinler protein,B1,B6 vitaminleri, kalsiyum, demir ve lif içerir

Sebze ve meyveler (meyve, meyve suyu, sebzeler, salatalar): Lif, A ve C vitamini, folik asit, potasyum ve demir içerir.

Bu yaşta yağ kısıtlaması ya da diyet ürünlerinin kullanılması önerilmez.



2 yaşına kadar anne sütü ile beslenmeye devam edilmesi önemlidir. İlk yaştan sonra da çocuklar, besinlerinin 1/3'ünü anne sütünden alabilirler. Ancak bu yaşta anne sütü ile beslenme çocuğun diğer besinleri almasını engellememelidir. Böyle bir sorun varsa anne sütü 2 yaşından önce kesilebilir. Anne sütünden kesme ani yapılmamalıdır. Önce gündüz öğünleri kaldırılmalı, ardından gece anne sütü ile beslenme sonlandırılmalıdır. Anne sütünden kesme çocuk hasta iken yapılmamalıdır. Ani memeden kesmenin zorunlu olduğu durumlarda annenin süt yapımını baskılayıcı ilaçlar alması önerilir.



12 aylık bebek için beslenme şeması:



Kahvaltı:

Anne sütü veya inek sütü (150 ml) veya mama (150 ml)

1 kibrit kutusu kadar peynir veya 1 yumurta (günaşırı)

1 tatlı kaşığı reçel, bal ya da pekmez

1 -2 adet zeytin (çekirdeği çıkarılmış)

1 ince dilim ekmek

1-2 dilim mandalina ya da domates


Öğle:

2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) terbiyeli köfte + 1 dilim ekmek

veya

3 silme yemek kaşığı kıymalı sebze püresi (kıymalı dolma içleri, terbiyeli ya da sebzeli köfteler, sebzeli tavuk

veya

balık, kuru baklagil püreleri) + 3-4 silme yemek kaşığı patates püresi veya

2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) kuru fasulye + 1-2 yemek kaşığı bulgur pilavı + 1 çay bardağı meyve suyu veya su



İkindi:

1 kase yoğurt (150-200 ml) + Evde yapılmış bir dilim kek+1 küçük boy meyve veya püresi


Akşam:

2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) tavuklu sebze yemeği, 1 dilim ekmek

veya

1 kase yayla çorbası (nohutlu, havuçlu)
212
9 _ 11 AYLIK BEBEKLER

08.00(Kahvaltı) : Anne sütü veya inek sütü veya mama(150ml) + Bir yumurta sarısı + 1 tatlı kaşığı reçel ya da pekmez + 3-4 bisküvi veya 1/2 dilim ekmek
12.00 : 1 adet kabak dolma + Yarım kase yoğurt (100 ml)
veya 2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) sebzeli-nohutlu köfte
veya 2-3 yemek kaşığı (1 kepçe) kıymalı patates+1/2-1 dilim ekmek
17.00: 1 kase yoğurt(150-200 ml) + 1 küçük (elma, şeftali) meyve püresi
21.00: 1 kâse pirinç unu muhallebisi (200 ml) veya 1 kâse tarhana çorbası

Şunlara dikkat ediniz:

Bebeğiniz iyice acıkmasına rağmen kaşık mamasını reddediyorsa az miktarda emzirdikten sonra tekrar kaşık mamasını deneyin.

Bebeğin yeni tatlara alışması zaman alabilir. Katı gıdaları biberon ile vermeyiniz. Bebeklerinizi oturtarak besleyiniz.
TV karşısında yemek yedirmeyiniz.

Zorla beslemeye çalışmayın.

Mamasını yedirirken onunla konuşunuz.

Bazı gıdaların tatlarına alışması için her gıdayı 10 kez denemeniz gerekir.
Bebekler 9-10 aylık olduklarında kendi kendilerine yemeye özendirilmeli, kısa süre için de olsa diğer aile bireyleri ile sofraya oturtulmalı ve ev yapımı besinlere alıştırılmaya başlanmalıdır.

Baklagiller, ucuz ve iyi bir protein kaynağı olmalarına karşın bol miktarda fitat içerdikleri için proteinden yararlanım azalmaktadır. Pişirmekle kaybolmayan fitatları ortamdan uzaklaştırmak için baklagilleri pişirmeden önce bir süre su içinde bekletmek yararlı olmaktadır.

Dokuzuncu aydan sonra yemekler, erişkin yemeği kıvamında olmalı ve unlu besinler (kek, bisküvi, ekmek, vb) günde, 3-4 öğünün içeriğinde bulunmalıdır
213
6 _ 9 AY BESLENME
Yoğurt: Tatlı yoğurt olmalıdır. Günlük taze yoğurt veriniz. Bir tatlı kaşığından başlayınız. 7-10 gün sürede bir su bardağına kadar çıkınız. Böylece öğünün birini yoğurt öğünü yapmış olursunuz.

Meyve püresi: Öncelikle elma, muz ve şeftali başlanır. Başlangıçta bir tatlı kaşığı meyve püresi olarak verin. Mikser yerine cam rende kullanınız. Böylece vitaminleri kaybolmaz. Portakal,mandalina, limon gibi meyveler çocuklarda başlangıçta karın ağrısı yapabilir. Bunun için diğer meyveleri altı aydan sonra vermek daha uygun olur.
Meyvelerin Hazırlanması:

Elma: Elma yıkanır, soyulur, cam rendede ve ya makinede püre haline getirilir. Çift kat tülbentten geçirilir. Su veya püre olarak bebeğe verilir.

Şeftali: Yıkanır, kabuğu soyulur, çatalla püre haline getirilir. Tülbentle suyu sıkılır. Su veya püre olarak verilir.

Portakal: Yıkanır, soyulur, sıkılarak suyu verilir.

Muz: Çatalla püre haline getirilir. Elma suyu ile biraz sulandırılabilir.

Sebze püresi hazırlanması:

Sebzeler taze ve olgun olmalı. Sırası ile patates, havuç ve pirinç ile başlanılabilir.

Birinci gün; patates püresi ile başlamak pratiktir. Orta boy bir patates iyice yıkanır. Kabuğu soyulur. Az miktarda(iki fincan)su ile haşlanır. Suyu süzülür. Bu suya bir çay kaşığı irmik ilave edilerek irmikler pişene kadar kaynatılır.Bebeğe 1 tatlı kaşığı verilir.

İkinci gün; patates ile birlikte havuç da kaynatılır. Suyu süzülür. Bu suyun içine iki çay kaşığı irmik ilave edilir . İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bebeğe verilir( Bir çorba kaşığı kadar ).

Üçüncü gün; kabak, bezelye eklenir. Suyu süzülür. İki çay kaşığı irmik ilave edilir. İrmikler pişene kadar kaynatılır. Bir çorba kaşığı kadar verilir.

Dördüncü gün; irmiğe pirinç veya şehriye eklenir. Bu şekilde bebeğe yedirilir.

Üç hafta sonra şu şekilde hazırlayabilirsiniz;

Patates yarım küçük
Havuç yarım küçük
Pirinç silme bir tatlı kaşığı
Yağ silme bir tatlı kaşığı
Su 2 su bardağı
Hazırlanışı:

Sebzeler ve pirinç iyice yıkanır.

Sebzelerin kabukları soyulur, küçük parçalar halinde (küp şeklinde) doğranır. Küçük bir tencere (tercihen çelik) içine su konur. Diğer tüm malzemeler ilave edilir.Tencerenin ağzı iyice kapatılır. Sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirilir.

Sebzelerin hem irmikle pişirdiğiniz suyunu hem de pişirdiğiniz sebzeleri süzgeçten geçirerek püre halinde verebilirsiniz.

1-2 hafta sonra püreye 1 köfte kadar dana kıyma, mevsimlik sebzeler, daha sonra bulgur, mercimek eklenir. Et köfte şeklinde ayrı da verilebilir.

Yoğurt, meyve püresi ve sebze çorbası verildikten sonra kahvaltıya başlanabilir.

Yumurta : 6. ayda kahvaltıda başlanır.Önce sarısından nohut kadar başlanılır. 15 gün içinde bir yumurta sarısına ulaşılır. Yumurta, içerdiği yüksek kolesterolden dolayı haftada dört adetten fazla verilmemelidir.

Kahvaltı: 150 ml süt içinde başlangıçta 1 çay kaşığı beyaz peynir,1 çay kaşığı pekmez,3-4 bebe bisküvisi,nohut kadar yumurta sarısı,1 çay kaşığı tereyağı karıştırılır. Bebeğe kaşıkla yedirilir.

6-9 aylık bebeklerde öğünün biri: içine iki bebek bisküvisi eklenmiş meyve püresi olarak ayarlanılır.

Diğer bir öğün sebze çorbası veya sebze püresi olarak verilir. Sebze püresinin içine bir çorba kaşığı kadar bir kaç kez çekilmiş kıyma koyabilirsiniz. Kıymaya alternatif olarak sebze pürelerinin içine baharatsız ızgara köfte veya iyice tiftiklenmiş tavuk eti koyabilirsiniz.

8. aydan sonra sebze çorbalarına kuru fasulye, nohut, mercimek koyabilirsiniz. Kuru fasulye, nohut ve mercimek önce iyice pişirilir. Gaz yapmaması için kabukları ayıklanır ve sebze çorbasına ilave edilir.

8. aydan itibaren sebze çorbasının içine evde pişirilmiş olan dolmanın içi, ezilmiş makarna ve pilav konulabilir.

Tahıl çorbaları; Acısız tarhana çorbası, mercimek çorbası, 7. aydan sonra verilebilir.

8. 9. aylarda balık, tavuk eti, kırmızı et verilir. Bu aylarda öğünün biri yoğurt olarak verilebilir.

Yatarken bir öğün muhallebi verilebilir.

Muhallebinin hazırlanışı: Bir çorba kaşığı kadar pirinç ununa bir su bardağı sütün yarısı eklenir iyice ezilir, sonra kalan yarım bardak süt eklenir, karıştırılır. Kısık ateşte pişirilir. Kaynama noktasına gelince 5 dk. daha kısık ateşte pişirilir. Bir tatlı kaşığı şeker konularak karıştırılır. Başlangıçta az kıvamlı hazırlanan muhallebi pirinç unu artırılarak 20. günde kaşıkla yenilenebilecek kıvama getirilir.

Karaciğer Püresinin Hazırlanışı: Dana veya kuzu karaciğeri güzelce yıkanır. Üzerindeki zar çıkarılır. Haşlanır, rendelenir veya makinede püre haline getirilir. Bu şekilde sebze püresine karıştırılır.

Köfte hazırlanışı: Yağsız dana kıymasına çok az ekmek ufağı katılarak hazırlanır. Yağsız tavada veya ızgarada pişirilir. Sebze püresine konulur.
Balık veya Tavuk Hazırlanışı: Tavuk eti makineden geçirilerek hazırlanır. Kılçıklı balıkların iyi ayıklanması gereklidir.
İlk iki yılda anne sütü kesilmemelidir. Mümkün olduğunca verilmelidir.
214
Sizin Seçtikleriniz / Sorun Bilen Cevaplasın..!
23 Temmuz , 2010, 17:21:31
Arkadaşlar her türlü konuyla alakalı sorularımızı soralım bilen cevaplasın :)

215
Dünyada karşılık beklemeden börek yapan
tek insandır. Karşılıksız sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir. Ne
kadar üzsen de 10 dakika sonra seni affeden zarif bir insandir. Yağlı
bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp koklayan
tek varlıktır, meleğin süt verebilenidir. Yarasın diye muhallebinin
içine ciğer katarak çocuğuna yediren tek canli. Yemek yemeyen çocuğun
dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla maymunluk yapabilen
kişidir. Kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da yürek bağı
asla kopmayan, sevgi dolu fedakar insan dişisidir. Bulaşık, ütü, vb
yaparken bile otomatik olarak çene çalan, kendi kendine konuşan, 'Anne
ne diyosun' dediğinizde 'Sen kendi işine bak, bi de senle uğraşmayayım'
şeklinde asortik cevaplar verendir. "Yahu eve bi saat geç gelsek vır vır vır" şeklinde
kadın dırdırı denen mereti erkeklere daha küçükten
belletendir. Yemek uzmanı, düzen insanı, bilgili, kültürlü her seyi
bilen şahsiyetdir. Yavrularını yol tarafından değil, kaldırım tarafından
yürütendir. Dünyanın en güzel kucağıina sahip, en güzel kokan,
harikulade bir varlıktır. Olmadık yerlerde "iyi ki doğurmuşum ulen
seni!" diyen, evlatlarını asla ayırmayan, ayni zamanda birbirinden
koruyan güç abidesidir. Evde biryere uzandığınız an orada temizlik
yapacağı tutan, temizlik konusunda kayışı kopardığından temizlikçi
gelecek diye evi temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik kaynağıdır.
Mutfakta yaşayan, evde herkesi idare eden ve iyiliğin, merhametin, acaip
bir şefkatin, sadakatin, sevginin güçlerini birleştirdiği sonsuz
kadin... Oğlunun damat - kızının gelin oldugunu görünce, çocuğu
mezun olunca çocuğu gol atınca, çocuğu hasta olunca çocuğu
askere gidince asmalı konağı seyredince, dolar yükselince velhasıl
buna benzer birsürü şeye ağlayabilen bu yazıyı okurken duygulanıp -
gözleri dolabilen, ağlamaya meyilli bir yapısı olan duygu
pınarıdır. Uzakta dursa da yakın hissedilen, cani hep istenen, asla
vazgeçilmeyen, dizinin dibinde olmak istenen, evlatların
varlığını varlığına armağan edebileceği, ıslak - kuru ama hep
duyguludur o... bizler erkegiz biz sizi böylede seviyoruz
;D
216
Sizin Seçtikleriniz / Anneciğime Şiirler....
15 Temmuz , 2010, 10:41:32
Anneciğim, hep sana seni ne kadar sevdiğimi, küçücük yüreğimdeki kocaman yerini anlatmak isterdim. Ama başaramadım. Çünkü hiç anlamaya çalışmadın. Bir gün sana bahçeden çiçek topladım. Bardağa koydum, sana getiriyordum ki, bardak birden bire elimden düştü, kırıldı. Çiçekle sana sevgimi anlatacaktım. Kırılan bardak için o kadar çok bağırdın ki, bir daha kimseye çiçek vermemeye yemin ettim.



Anne, benim küçük yüreğimde herkesi sevecek kadar yer vardı. Ben herkesi çok seviyordum. Ama sen insanların hep kötü olduklarını, onlara güvenilmemesi gerektiğini söyledin. Ben de artık insanları sevmiyorum.



Anneciğim, bir türlü küçük kafam almıyor, bana başkalarına vurmayı sen öğrettin. Ben doğduğumda vurmayı bilmiyordum ki, neden şimdi kardeşime vurmama kızıyorsun. Ben ona vurunca elime vuruyorsun.



Anne, babamı hiç sevmiyor musun? Hep beni onunla korkutuyorsun, onu sevmemi istemiyor musun?



Ben bir şeyi bağırmadan istersem vermiyorsun. Bağırarak istersem veriyorsun, o yüzden ben de hep bağırarak, ağlayarak istiyorum. Hem de dediğini yapmak için bağırmanı bekliyorum. Biliyor musun seni bağırtmak hoşuma gidiyor. O zaman benimle ilgilendiğini düşünüyorum.



Anne sana güzel bir haberim var: Artık yemeklerimi yiyeceğim. Bir an önce büyümek istiyorum. Neden mi? Seninle konuşurken yukarılara bakmaktan bıktım. Artık boynum ağrıyor. Eğer büyümem daha çok sürecekse, neden sen çömelerek benimle konuşmuyorsun? O zaman kendimi daha iyi hissedeceğim. Konuşurken gözlerini görmek istiyorum. Gözlerinin derinliğinde sevildiğimi anlamak istiyorum.





Anne beni neden dinlemiyorsun? Benim çizgi film kahramanlarım, kırılan oyuncağım, kaybolan kalemim neden seni ilgilendirmiyor? Beni de senin şefin, arkadaşının yeni aldığı çanta ilgilendirmiyor... Onları dinlemek istemiyorum. Senin beni dinlemeni, onların benim için ne kadar önemli olduğunu anlamanı istiyorum. Sadece büyüklere ait şeyler mi önemlidir?



Anne, yeni bakıcımı hiç sevmedim. Saçlarımı senin taradığın gibi taramıyor, bana eski bakıcımın baktığı gibi şefkatle bakmıyor. Anne sen bana neden şefkatle bakmıyorsun?



Anne, evdeki eşyaları, sehpayı, kül tablasını, televizyonu kıskanıyorum, onları kırmak, yok etmek istiyorum. Onlar olmazsa, beni daha çok seveceğini düşünüyorum. Hem de rahatça, onları kırma korkusu olmadan evin içinde koşup oynayabileceğim. Onları temizlemek için ayırdığın vakti bana ayırmıyorsun. Demek ki onları benden daha çok seviyorsun.



Anneciğim, evde oynamaktan bıktım. Dışarılarda koşup oynamak, minik su birikintilerine ayaklarımı sokmak, dökerek pasta yemek, elimle makarna yemek, ayranı üstüme dökmek istiyorum.



Anne ben yaşamak istiyorum. 'Yapma'ların, 'etme'lerin olmadığı, sevginin çok olduğu, annelerin çocuklarını anladığı bir yer istiyorum. O yeri bulmak için buradan gitmek istiyorum. Belki bir kuşun kanadında, belki bir çiçeğin yaprağında belki de bir balığın akvaryumunda]
217
Sizin Seçtikleriniz / En güvenli yer!
15 Temmuz , 2010, 10:39:53
HAYATIMIZ BOYUNCA ASLINDA EN GÜVENDE OLDUĞUMUZ YER ANNE KARNI...
Kaza anında ilkyardım gelene kadar,hayatta tutabilen yatış şekli;CENİN POZİSYONU
Deprem anında hayatta kalabilmek için en güvenli pozisyon;CENİN POZİSYONU...
Hastayken,yada üşürken vücudun istemsiz olarak aldığı şekil;CENİN POZİSYONU
Üzgün,kalbi kırılmış,insa...nların uyurken aldığı pozisyon; CENİN POZİSYONU
DUYGULAR İNCİNDİĞİ ANDA, BİZE CENİN POZİSYONU EMRİNİ VEREN BEYNİMİZ,BİLİNÇ ALTINDA, BİR DAHA HİÇ DÖNEMEYECEĞİ, HAYATINDAKİ EN GÜVENLİ YERE, ANNE KARNINA GERİ DÖNMEK İSTİYOR ASLINDA....
218
********** Bebeğim neden yürümüyor? **********

Bebeğinizin yürümesi için neler yapabilirsiniz?

Altta yatan bir sağlık problemi olmadığı durumda anne babalar bebeklerinin yürümeye başlaması için şunları yapabilirler:

• Öncelikle bebek yürüme konusunda teşvik edilmeli, elinden tutularak yürümesi için fırsat yaratılmalıdır.
• Tutunduğu eşya sağlamlaştırılmalı ve tutunarak ayağa kalkması engellenmemelidir.
• Yürüme konusunda direnç gösterdiğinde kızılmamalı ve zorlanmamalıdır.
• Gün içerisinde çok fazla oturtulmamalı, evde ve dışarıda yürüme alıştırmaları yapılmalıdır.
• Ayak ve bacak kaslarının güçlenmesi için ev içerisinde çıplak ayak veya kaydırmaz çorapla dolaşmasına izin verilmelidir.
• Ayak sağlığı açısından uygun olmayan, sıkı, ağır ayakkabılar giydirilmemelidir.
• Yürüme girişiminde bulunduğunda bir oyuncak uzatarak ilgisi çekilmeli ve oyuncağa ulaşması sağlanmalıdır.
• Yürüteç çocuğun bağımsız hareket etme becerisini geciktireceği için kullanılmamalıdır.
• Bezi ve giysileri yürümesini engelleyecek sıkılıkta olmamalıdır.

Duygu Çalışır
Pedagog / PSİKOLOJİK Danışman
219
Sizin Seçtikleriniz / Anne Çocuk
12 Temmuz , 2010, 20:28:41
ANNE VE COCUK

1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı. Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz

2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz

3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz

4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz

5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz

6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda "GİTMİYCEEEEEEM" diye ağlayarak teşekkür ettiniz

7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz

9 yaşınızdayken size piyano öğretmeni buldu. Notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz

10 yaşınızdayken doğum günü partilerinden dans derslerine kadar her yere sizi arabayla götürdü. Arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz

11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü. "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz

12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz

15 yaşınızdayken sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi. Tek satir mektup yazmayarak teşekkür ettiniz

17 yaşınızdayken erkek arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi. Bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.

19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı,sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı. Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz

21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi "Ben senin gibi olmayacağım" diyerek teşekkür ettiniz

22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz

24 yaşınızdayken uzun suredir çıktığınız çocukla tanışmak istedi "Zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz

25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı,sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz

30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. "Artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz

40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı "Anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz

50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu. Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz

Derken bir gün..... o öldü. O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü....
220


Uploaded with ImageShack.us



Dünyanın (bilinen) ilk aşk şiiri, İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenen,1889′da Bağdat'ın 150 km uzağındaki Sümer kenti Nippur'da bulunmuş 4 bin yıllık bir tablet üzerindeki şiirdir. ABD'li Sümerolog Samuel Noah Kramer'in çevirdiği tableti, Türkiyenin ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ Türkçeye çevirmiştir.

Sümer inancına göre, toprağın bereketini ve verimli olmasını sağlamak amacıyla, Kral'ın yılda bir kez Bereket ve Aşk Tanrıçası Ellil yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi. Bu şiir büyük bir olasılıkla Kral Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alınmıştı ve ziyafetlerde, şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu.


Damadım, kalbimin sevgilisi.
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Aslan, kalbimin kıymetlisi
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Yatak odasında bal doludur.
Güzelliğinle zevklenelim.
Aslan seni okşayayım.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Damadım benden zevk aldın.
Annem söyle sana güzel şeyler verecektir.
Babam, sana hediyeler verecektir.
Sen beni sevdiğin için.
Lütfet bana okşayışlarını.
Benim Tanrım, benim koruyucum.
Tanrı Ellil'in kalbini memnun eden Şusin'im.
Lütfet bana okşayışlarını.