Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - ..BahaR●●

61
Fıkralar / Temel ve Viski
06 Ekim , 2009, 17:32:02
Temel yolda giderken bir anlık dalgınlık sonucu karşı yönden gelen bir arabayla çarpışmış.
Hemen arabadan çıkan Temel karşı aracın sürücüsünü kontrol etmiş.
- Geçmiş olsun kardeş birşeyin yoktur umarım diyerek karşı tarafın sürücüsünü teselli etmiş.
Bu arada arabasının torpidosundan küçük bir şişe viski alıp diğer sürücüye uzatmış
- İç kardeş rahatlarsın. demiş.
Karşı aracın sürücüsü teşekkür ederek bir iki yudum almış sonra Temel'e.
- Sen içmiyormusun kardeş demiş.
Temel de
- Ben polisler gelip rapor tuttuktan sonra içeceğim. demiş.


62
Fıkralar / Doğum yapan kadın ...!
06 Ekim , 2009, 17:30:33
Doguma girmek uzere olan kadina hemsire sorar:
Kocanizin da
dogumda bulunmasini ister misiniz?.."
"Eeeee. Hayir. Esasinda ben evli degilim..."
"Peki erkek arkadasiniz? ..."
"Erkek arkadasim da yok..."
Hemsire meraklanir.. . "Eeee. Peki. Bu iste ortak
olan sahis? Onu istermisiniz? ..."
Hamile kadin cevaplar:
"Uzgunum. Kimseye bagli degilim ve yalniz kalacagim... "
Dogum gerceklesir ve hemsire kadinin yanina gelir.
"Tebrik ederim. Cok saglikli bir kiziniz oldu."
"Oh. Tanrim. Ne gadder mutluyum. Kizimi gorebilir
miyim?"
"Elbette. Ancak gormeden once bilmeniz gereken bir
sey var..."
Kadin korku ve endiseyle sorar: "Nedir?
lutfen soyleyin. Bir sorun mu var yoksa?..."
"Eeeee. Bir sorun mu bilmiyorum. Bebeginizin teni
biraz koyu, yani acikca
soylemek gerekirse... Bebeginiz aslinda zenci..."
Kadin basini onune eger ve uzuntuyle konusur: "Ahhh.Evet. Nasil
anlatsam... Isim ve guvenebilecegim kimsem yoktu. Ne aile ne
arkadas, hic kimse.Gidecek bir yerim de yoktu.
Cok kotu
durumdaydim. O yuzden
gecen yil bir p o r n o
filminde oynamayi
kabul etmek zorunda kaldim. Yapacak bir seyim yoktu Basroldeki erkekde bir
zenciydi.
Hemsire
anlayis ve sefkatle basini sallar:
"Anliyorum sizi. Tabii beni
ilgilendirmez. Ozel hayat sonucta. Lutfen kusuruma
bakmayin... Ama...
Belki... Sanirim bir nokta daha var..."
"Evet?... Lutfen cekinmeyin, soyleyin... Baska bir
sey mi?.
"Seyyy. Bebeginizin cok guzel, lepiska gibi, sapsari saclari var.
"Bakin. Gercekten
>cok zor gunlerdi. Oynamayi kabul
ettigim film tam
bir hard
pornoydu. Filmde sadece zenci yoktu; bir tane de
Isvecli vardi. Bir ogrenci
parasiz kalmis, tipki benim gibi.
"Pardon, pardon... Ustume vazife degil ama...
Gercekten ozur dilerim...
Belki bilmek istersiniz, birsey daha var...Bebegin
gozleri de cekik..."
"Hayat bana hic acimadi. Zor bir filmdi gercekten.
Bir erkek daha
vardi. Bir
Cinli gocmen... Belki beni yadirgadiniz ama ne
yapayim. Yapacak baska
bir seyim yoktu.
"Sizi anlayisla ve saygiyla karsiliyorum. Uzmek istememistim.
Isterseniz artik bebegi gorebilirsiniz.
Beraber bebegin yanina giderler. Kadin misil misil
uyumakta olan bebegin
yuzune sert bir tokat vurur. Bebek ciglik cigliga
aglamaya baslar.
Hemsire bu duruma tepki gosterir. "Aklinizi mi
yitirdiniz siz? Neden vurdunuz uyuyan bebege?.
Kadin sevincle cevap verir: "Yok bir sey, takma
kafana.... Yalniz sana
birsey soyleyeyim mi... Havlayacak diye odum koptu...

:ehi: :ehi: :ehi: :ehi:
63
Moda / ~~2o1o Ayakkaßı ModeLLeri~~
06 Ekim , 2009, 17:23:50
[/IMG]Click this bar to view the full image.



This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 599x499.






Click this bar to view the full image.
64
Din Bilgisi / ResimLi HadisLer
06 Ekim , 2009, 16:50:42
ResimLi HadisLer



















65
Din Bilgisi / okunmaya değer dini hikaye....
06 Ekim , 2009, 16:47:39
Hazret-i Ömer (RadiyAllahu Anh) Arkadaşlariyla Sohbet Ederken, Huzura Üç Genç Girerler. Derler ki :

"Ey Halife, Bu Aramizdaki Arkadaş Bizim Babamizi
Öldürdü. Ne Gerekiyorsa Lütfen Yerine Getirin."
Bu söz üzerine Hazret-i Ömer suçlanan gence dönerek :
Söyledikleri doğru mu diye sorar , Suçlanan genç der ki :
-Evet dogru.
Bu söz üzerine Hazret-i Ömer;
-Anlat bakalim nasil oldu diye sorar:

Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki :

-"Ben bulundugum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanim
ailemle beraber gezmeye çiktik, kader bizi arkadaslarin bulundugu yere
getirdi. Afedersiniz hayvanlarimin arasinda bir güzel atim var ki dönen
bir defa daha bakiyor, hayvana ne yaptiysam bu arkadaslarin bahçesinden meyva koparmasina engel olamadim, arkadaslarin babasi içerden hisimla çikti , atima bir taş, atti atim oracikta öldü. Nefsime bu durum agir geldi, ben de bir tas attim, babasi öldü. Kaçmak istedim fakat
arkadaslar beni yakaladi, durum bundan ibaret" dedi.

Bu söz üzerine Hazret-i Ömer:

-"Söyleyecek bir sey yok, bu suçun cezasi idam.Madem suçunu da
kabul ettin" dedi.

Bu sözden sonra delikanli söz alarak
-"Efendim bir özrüm var" diyerek konusmaya basladi

- "Ben memleketinde zengin bir insanim, babam rahmetli olmadan
bana epey bir altin birakti. Gelirken kardesim küçük oldugu için saklamak
zorunda kaldim. Simdi siz bu cezayi infaz ederseniz yetimin hakkini zayi
ettiginiz için ALLAH(Celle Celaluhu) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin
verirseniz ben emaneti kardesime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde
yerime birini bulurum" der.

Hazret-i Ömer dayanamaz der ki :

-"Bu topluluga yabanci birisin, senin yerine kim kalir ki?!"

Sözün burasinda genç adam ortama bir göz atar, der ki:

- "Bu zat benim yerime kalir." O zat Hazret-i Peygamber Efendimizin
(SallAllahu Teala Aleyhi ve Sellem) en iyi arkadaşarindan daha yaşarken cennetle müjdelenen
Amr Ibni As' dan başkasi değildir. Hazret-i Ömer Amr'a dönerek,

- "Ey Amr, delikanliyi duydun" der.

O yüce sahabi

-"Evet, ben kefilim" der ve genç adam serbest birakilir.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber
yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hazret-i Ömer'e çikarak genc'in
gelmeyecegi, dolayisiyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktülün
diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razi olmaz ve "babamizin
kani yerde kalsin istemiyoruz" derler.

Hazret-i Ömer kendinden beklenen cevabi verir der ki :

"Bu kefil babam olsa farketmez cezayi infaz ederim."

Hazret-i Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki :

-"Biz de sözümün arkasindayiz."

Bu arada kalabalikta bir dalgalanma olur ve insanlarin arasindan
genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek derki evladim gelmeme gibi önemli bir nedenin vardi neden geldin?" Genç vakurla basini kaldirir ve (günümüz insani için pek de önemli olmayan) "AHDE VEFASIZLIK ETTI" demeyesiniz diye geldim der.

Hazret-i Ömer basini bu defa çevirir ve Amr Ibn As'a der ki :

-"Ey Amr, sen bu delikanliyi tanimiyorsun nasil oldu onun yerine
kefil oldun".

Amr Ibn As(RadiyAllahu Anh) ALLAH kendisinden ebediyyen razi olsun, vakurla
kanimizi donduracak bir cevap verir,
-"Bu kadar insanin içerisinden beni seçti.

"INSANLIK ÖLDÜ "dedirtmemek için kabul ettim" der.

Sira gençlere gelir, derler ki :

-"Biz bu davadan vazgeçiyoruz."

Bu sözün üzerine Hazret-i Ömer :

-"Ne oldu, biraz evvel "babamızın kani yerde kalmasın" diyordunuz
ne oldu da vaz geçiyorsunuz?" der.

Gençlerin cevabı da dehşetlidir :

-"MERHAMETLI INSAN KALMADI" DEMEYESINIZ DIYE ...
66
















67
Kimi insanlar, her iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek ve onları gererek ses çıkartırlar, yani çıtlatırlar. Çoğumuz buradan gelen sesin kemiklerden geldiğini sanırız, hatta rahatsız oluruz ama nedense bunu yapanlar durumlarından memnun görünürler. En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin, parmaklarınızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü ve bu kapsülün içinde de, kemiklerin hareketleri sırasında, buraları yağlayan bir sıvı bulunmaktadır. Bu sıvının içinde erimiş durumda oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur. Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte duyduğumuz bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar sonucunda gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket yeteneğini artırır. Kuşkusuz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır.

Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekmiş olsanız, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır. Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içerisinde tekrar oluşması biraz zaman alır. Tüm bu açıklamalar, deneylerle kanıtlanmasına karşın, yine de bu kadar küçük gazın, bu denli büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hâlâ anlaşılmış değildir.

Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor.

Peki, parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zararlı mıdır? Bunu alışkanlık biçimini getirenlerde, eklemler çevresindeki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısıyla elin kavrama gücü azalmaktadır

69
Bilmece / Bulmaca / yermisin yemezmisin ?
23 Eylül , 2009, 10:59:02
altakine yemek soruyoruz yermi yemez mi ?

evet ben başlıyorum...

KIZARTMA ...  :laughing7:
70
 A harfi yerine E harfini koyarak konusmaya başlıyoruz ..


71
Tarihin en büyük sapığı
İngiltere'de, 12 haftalık bebeğe tecavüz eden 40 yaşındaki sapık ömür boyu hapse mahkum edildi. Halk, insan müsveddesinin asılmasını istiyor.
Evine baskın düzenlendi
Böylesi ne görüldü ne de duyuldu... İngiltere'nin başkenti Londra'da bir sapıklık, tarihe geçti. 40 yaşındaki Alan Webster'ın, 12 haftalık bir bebeğe tecavüz ettiği iddia edildi. İddia üzerine Webster'in evine baskın yapan polis, evde 12 haftalık bebeğe tecavüz görüntülerini buldu. Tutuklanan ve nöbetçi mahkemeye çıkartılemm tarihin en büyük sapığı Webster, müebbet hapse mahkum edildi.

SAVUNMASIZ BİR YAVRUYA...
İNGİLTERE'de halkın büyük isyanına yol açan bu olayın sanığı Webster'a, kız arkadaşı Tanya'nın da yardım ettiği belirlendi. Tanya da 5 yıl hapis cezası aldı. davaya bakan Yargıç Findlay Baker, cezasını açıkladığı Webster'a, "Siz bu suçu dünyadaki en masum varlığa, bir bebeğe karşı işlediniz. Yarattığınız dehşeti, tiksinme duygusunu anlatacak söz veya davranış yok' dedi.

HER ŞEYİ İTİRAF ETTİ
OLAYIN ortaya çıkması da uluslararası düzeyde çocuk pornografisini takip eden Birleşmiş Milletler'i harekete geçirdi. BM'nin isteği doğrultusunda sorguya çekilen Webster, birkaç gün için bakmakla yükümlü olduğu bebeğe tecavüz ettiğini itiraf etti. Ayrıca sorgu sırasında Webster'ın verdiği bir adreste de, 14 bin adet çocuk pornosu ele geçirildi. İngilizler, sapığın asılması için gösteriler düzenledi.
[/color]
72
Dua Paylaşımı / Üstteki Üye İçin Dua
16 Eylül , 2009, 17:16:42
ARKADAŞLAR KONU BELLİ
ÜSTEKİ ÜYEYE DUA EDİYORUZ HEM MÜBAREK GÜNLERİN SONUNDAYIZ
HERKES ÜSTEKİNE BİR DUA OKUYARAK DUA ETSİN
DUA İLE AÇILMAYAN KAPI YOKTUR..... :amin:
73


http://fikirsel.ipbfree.com/index.php?showtopic=3832
Çok afedersiniz.


Kişiler inanır yada inanmaz bu beni bağlamaz. kimseyi de kınamam.

Ama bu sitede
Allaha inanılmaz küfürler ediliyor.

Herkesden ricam ifşa ediniz.
Ve bireysel kınamızı yapmanız.
Hatta olayı hacklemeye kadar götürmeliyiz

Lütfen heryerde bu siteyi, ifşa ediniz.
Lütfen bu konuda duyarlı olunuz.


74
Bilmece / Bulmaca / Dostluğunuzu Test edin
01 Eylül , 2009, 15:00:04
Dostluğunuzu test ettiniz mi?


Nasıl bir dost olduğunuzu merak ettiniz mi hiç? İyi bir dost olmanın gereklerini üzerinizde taşıyor musunuz? Gerçi dostluk bir teraziye konacak kadar müşahhas bir şey değildir, ama biz sizin için bir test hazırladık. Test sonucunda nasıl bir dost olduğunuzu görme imkânınız olacak.



1- Dostunuz sizden borç para istedi.

a) Bende varsa veririm.

b) Bende yoksa çevremden bulur veririm.

c) Olmadığını söylerim.



2- Dostunuzla buluşmak üzere sözleştiniz. Ancak buluşma zamanı geldiği halde dostunuz ortalarda yok. Ne yaparsınız?

a) Gelmesini beklerim.

b) Zamanında gelmediği için kızarım.

c) Bir dahaki sefere ben de onu bekletirim.



3- En son ne zaman bir dostunuzu ziyarete gittiniz

a) 1 hafta önce.

b) 1 ay önce.

c) 3 ay önce.



4- Dostunuzla aranızda tartışma çıktı ve size bağırmaya başladı

a) Ben de ona bağırırım.

b) Sakinleşmesini bekler, anlamaya çalışırım.

c) Bir daha onunla konuşmam.



5- Dostunuzun sesi telefonda çok üzgün geliyor

a) Meşgulüm, anlamazlıktan gelirim.

b) Ne olduğunu sorar, derdine ortak olurum.

c) Mümkünse hemen yanına gider, yardımcı olurum.


6- Dostunuz üzerinizdeki kazağı çok beğendiğini söyledi

a) İsterse, çıkarır ona hediye ederim.

b) Ona aldığım yeri söylerim.

c) Teşekkür ederim.



7- Soğuk bir havada gezerken dostunuz üşümeye başladı

a) Kazağımı veya ceketi çıkarır veririm.

b) Ona bir kazak satın alırım.

c) Fark etmemiş gibi yaparım.


8- Dostunuz işsiz kaldı

a) Tanıdıklarım vasıtasıyla iş ararım.

b) Birlikte iş görüşmesine giderim.

c) Çok üzüldüğümü söylerim.



9- Dostunuz bir iş görüşmesine gidecek, çok gergin ve sinirli

a) Onu rahatlatmaya çalışırım.

b) Ortadan kaybolurum.

c) Yapabileceğim ne varsa yaparım.


10- Dostunuzla fikirleriniz ters düşmeye başladı

a) Dostluğumu keserim.

b) Saygıyla karşılar, anlamaya çalışırım.

c) Onu ikna etmeye çalışırım.


11- Dostunuz vakti gelmiş borcunu ödeyemeyeceğini söyledi.

a) İcraya veririm.

b) Borcunu ertelerim.

c) Canı sağ olsun, olunca verir.


12- Dostunuzun sizin arkanızdan konuşarak kötülediğini söylediler.

a) Söylenenlere inanmam.

b) Ben de onu kötülerim.

c) O söylediyse bir sebebi vardır.


13- Sizin tanıdığınız, dostunuzun hoşlanmadığı biri ile aynı ortamda karşılaştınız. Ne yaparsınız?

a) Onunla sohbet ederim.

b) Mesafeli dururum.

c) İkisini de idare etmeye çalışırım.


14- Dostunuzun dostu olduğunu söyleyen biri gelerek sizden para istedi

a) Veririm.

b) Dostuma sorar öyle veririm.

c) Kendisini tanımadığımı söyleyerek vermem.


15- Dostunuzun çok yakın bir akrabası hastalandı, sizden yardım istiyor

a) Hastaneye götürürüm.

b) Ne yapması gerektiğini söylerim.

c) İşim olduğunu söylerim.


16- Dostunuz yanlış bir tercih yaptı

a) İkaz ederim.

b) Engellemek için elimden geleni yaparım.

c) Hiçbir şey söylemem.


17- Aniden ensenize bir tokat atıldı. Dönüp baktığınızda karşınızda en samimi dostunuzu gördünüz.

a) Hoş geldin der kucaklarım.

b) Sinirlenir, kızarım.

c) Böyle şakalardan hoşlanmadığımı uygun bir dille söylerim.




Puanlama:

: a b c

1 = 2 3 1

2 = 3 3 2

3 = 3 2 1

4 = 2 3 1

5 = 1 2 3

6 = 3 2 1

7 = 3 2 1

8 = 2 3 1

9 = 2 1 3

10 = 1 3 2

11 = 1 2 3

12 = 3 1 2

13 = 1 3 2

14 = 2 3 1

15 = 3 2 1

16 = 2 3 1

17 = 3 1 2

Değerlendirme:

1-17: Karneniz çok kötü, köklü bir değişime ihtiyacınız var. Size tavsiyemiz kendinizi yeniden gözden geçirerek çevrenizdeki insanlara karşı daha müsamahakâr davranmanız. Sert ve kırıcı tutumlarınızla çevrenizdeki insanları kendinizden uzaklaştırıyorsunuz.

18-26: Dostluk kıvılcımları var, ama çok çalışmalısınız. Sinirlerinize hâkim olmayı öğrenebilirseniz etrafınızdaki dostlarınızın arttığını göreceksiniz. Biraz daha sakin olmaya çalışın.

27-34: Çok iyi değil ama gelişmeye adaysınız. Sizden iyi bir dost olabilir. Tek yapmanız gereken etrafınızdaki insanlara biraz daha fazla vakit ayırmak ve onların isteklerini anlamaya çalışmak.

35-43: Aranan bir dost olmanız için biraz gayret gerekiyor. İyi bir dostsunuz ama bu yeterli değil. Etrafınızdaki insanların her zaman sizi aramasını istiyorsanız dostlarınızın dertleriyle dertlenmeniz gerekiyor.

44-51: Mükemmel bir dostsunuz, herkes sizinle dostluk kurmak istiyor. Dostlarınız her sıkıştıklarında sizi yanlarında görmek istiyorlar ama şunu unutmayın, gelişimin sonu yok
75
Cüneyt Özdemir, Süreyya Karabulut'un kızının katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun ailesinden 3 bin euro helallik istemesinin ardından, aileyle ilgili yeni iddialar ortaya attı. İşte Özdemir'in twitter sayfasındaki yazısı...


Süreyya Karabulut'un helallik olarak istediği 3 milyon Euro meselesi vesilesi ile bugüne kadar kimseyle paylaşmadığımız bir konuya paylaşmak isterim. Süreyya Karabulut çekinmeden para lafını ağzına aldığına göre bizim de artık bu konuları konuşmamızda sakınca yok anlaşılan.
Karabulut cinayetini ilk günden beri yakından takip ediyoruz. Hatta Süreyya Karabulut'u bir kaç kez programımıza konuk da ettik. Yani dava dosyasına da çok hakimiz. Bizce cinayet konusunda herhangi bir tereddüt yok. O yüzden spekülasyon haberleri ile çok fazla ilgilenmiyoruz. Ama Münevver'in hikayesi yani cinayete kadar olan süreç çok daha önemli ve ilginç. Zengin çocuk, fakir kız filmlerini aratmayacak ve binlerce genç çocuğu yakından ilgilendirecek sosyal bir durum mevcut.
Perihan Mağden'in daha bu olay olmadan yazdığı "iki genç kızın romanı" kıvamında farklı bir bakış açısı ile yazdığı romana benzeyen Münevver'in özlemleri, hayata bakışı ile ilgili bir kitabın yazılabileceğini düşündük. Hatta filminin de ilginç olabileceği fikri geldi.
Konuyu ailesinin konuk olduğu bir program öncesi Karabulut ailesi ile paylaştık.
Babasının ilk tepkilerniden biri 'bu kitaptan elde edilecek parayı nasıl paylaşacağız?' oldu. Donduk kaldık. Annesi ise 'böyle bir iş olacaksa gelirinin Münevver adını yaşatacak bir projede değerlendirilmesi gerek' şeklindeydi.
Evet sonuçta ortada ticari bir iş var değil mi? Bu konuları da konuşmak lazım elbette!!! Yine de kendileri ile ilk görüşmede böyle bir para konusu konuşmaktan rahatsız olduk. Şaşırdık. Bizim aklımız fikrimiz kitabı nasıl yapabileceğimizdi.Gelir kısmının ne olacağını düşünmemiştik. Daha ilk toplantıda bunu konuşmaktan rahatsız olmuştuk. Hatta ben kendilerine 'bu konuyla siz değil avukatlarınız ilgilensin..." tavsiyesinde bulundum.
Program bitti, dağıldık.
Eve gittim uyuyamadım.
Sabaha kadar düşündüm. Ertesi sabah baktım bizim yapımcımız Cihan Yavuz'un da suratı bir karış.
'Biz bu işe hiç bulaşmayalım' dedim. Cihan, Süreyya Karabulut'u aradı, buluşup 'Biz bunu ticari bir iş olarak görmüyoruz ve hiç girmeme kararı aldık" dedi. Süreyya Bey "aynı konuşmada bu kitap lyazılırsa büyük paralar kazanılacağını ve nereye kanalize edileceğini" merak ediyordu. Cihan 'ortada bir cinayet varken bu kadar çok paranın konuşulduğu bir ortamda bulunmak istemediğimizi" söyledi ve kendisine 'teşekkür' etti.
Bir kaç ay sonra Süreyya Karabulut'un kardeşi cep telefonumdan beni arayıp 'Kitap meselesi ile hala ilgileniyor musunuz?' diye sordu.
'İlgilenmiyoruz.' deyip telefonu kapattım.
Aramızda o günlerde bu konuyu gündeme getirip getirmemeyi de konuştuk. Münevver cinayeti böylesine önümüzde durup dururken konuyu gündeme getirmemeye karar verdik.
Bugün gazetelerde Süreyya Karabulut'un 3 milyon Euro helallik istediğini duyunca haber toplantımızda bu konu bir kez daha gündemimize geldi.
Konuyu farklı açılardan ele almaya karar verdik.
Baktım Seda Sayan meseleyi direk babaya soruyor. Bir tuhaf pazarlıklar ekranlarda yayınlanıyor.
Biz böyle bir pazarlığı bırakın 'çekmeyi' düşünmeyi, 'yapmayı' bile düşünmedik.
Seda Sayan ile aramızdaki fark bu sanırım.
Ama bu da kapatılmayacak bir fark değil!!!
Yarın birgün bir haber kanalında ya da anahaber bülteninde Seda Sayan'ı görürsem şaşırmayacağım.
Ona içten bir Helal Olsun diyeceğim.
Ama Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili haddime düşmeyerek birisi benden dünyaları verip helallik isterse cevabım net; haram olsun!



haber7 alıntı...
76
''Erkekler ağlamaz.''
''Erkekler korkmaz.''
''Erkekler kadın gibi gülmez.''
Derken ortalık dul kadından geçilmiyor. Zira erkekler genç
yaşta Hakk'in rahmetine kavuşuyorlar.
Siz hiç kapı komsusuna sabah kahvesine gidip karısını çekiştiren erkek gördünüz mü?


Fare görünce bağıran?
''Bu ara sinirlerim zayıf'' deyip habire ağlayan?
Oysa onlar da kadınlarla aynı duygulara sahip olarak geliyorlar dünyaya.
Lakin daha ilk gün ayaklarına mavi patik giydirmek suretiyle ''Ağır ol
bakalım!'' diyoruz.


''Ne alakası var mavi patikle?'' demeyin.Mavi soğuk ve ciddi bir renktir.
Kime isterseniz sorun. Ve katiyen tesadüf değildir o patiklerin rengi.
Düşünülmüş, taşınılmış, seçilmiştir.
Ayağa giydirildiği anda kulağa şunlar fısıldanmış demektir: Sen erkeksin.
Erkek olmanın gerekleri vardır. Ömrünün sonuna kadar bunları yerine getirmekle yükümlüsün.


Ömrünün süresi ise çatlama kat sayına bağlı. İçine ata ata ne kadar yaşayabilirsen artık.
Bize sorarsan pek uzun süreceği kanaatinde değiliz.
Dikkat edeceğin husus, en dramatik hallerde bile mavi patikli olduğunu unutmamandır.


Misal,
Aşık oldun.
Sakın belli etme. Bırak karşındaki yansın tutuşsun. Sen ağır ol. Molla desinler yeter ki aşık demesinler.


Misal,
Sevgilinden ayrıldın.
Sakın ağlayıp sızlama. Yine bırak karşındaki yıkılıp sürünsün.
Gözyaşı dediğin kadın kısmına yakışır.
Zaten senin gözyaşı bezlerin mavi patik operasyonuyla alınmış bulunuyor.


Misal,
Eve hırsız girdi.
Tıkırtı duydunuz ya da hırsızla burun buruna
geldiniz.
Kim boğuşacak adamla? Bak bakalım karının ayaklarına! Ne renk patikleri?


Pembe.
Ya hırsızınkiyle seninki? Mavi.


Kural,
Mavililer boğuşacak.
Pembeliler bağıracak.
Herkes görevini bilsin. Ta doğumhanede yapıldı bu iş bölümü.


Misal,
Eşinle kavga ettin.
Ne yapacaksın? Hiç. İşine gidip hiçbir şey olmamış gibi çalışacaksın.
''Ay İsmail çok sinirim bozuk, benimki sabah sabah anneme laf etti'' diyemezsin.


Karın o esnada telefonun başında, bir sigara ve bir kahve eşliğinde arkadaşlarına seni çekiştiriyor olabilir.
Olsun. Onun mazereti var, patikleri pembe.


Misal,
Evde aniden bir böcek peydahlandı.
Kim gidecek üstüne? Tabii ki sen. Zira karının gitmesi hiçbir işe yaramaz.
Böcek renk körü mü? Maviyle pembeyi ayıramaz mı?
Ve sorarım sana, hangi böcek pembeden korkar?
Ama mavi... Birrrrr.


Misal,
Savaşa gidilecek.
Kim gidecek? Tabii ki Mehmetçik. Sen hiç ''Vatan sağolsun'' diye bağıran
Ayşecik gördün mü?
Benim bildiğim Ayşecik kameranın karşısında ''Size baba diyebilir miyim
amca?'' diyordu.


Ve hatırladığım kadarıyla omuzun da tüfek falan da yoktu.
Diyeceğim, Mavi patikli olmak zor zanaat.

Özellikle de seviyorken...
77
Allahü teâlâ, kendini aramak arzûsunu artdırsın. Ona kavuşmağa mâni' olan şeylerden sakınmak nasîb eylesin! Lutf etdiğiniz kıymetli mektûb geldi. Allahü teâlâyı istemekde, Onun için yanıp yakılmakda olduğunuzu bildirdiği için, çok hoşa gitdi. Çünki, istemek, kavuşmanın müjdecisidir. Yanıp yakılmak da, kavuşmanın başlangıcı demekdir. Büyüklerden biri buyuruyor ki, (Vermek istemeseydi, istek vermezdi). İstek ni'metinin kıymetini bilip, bunun elden kaçmasına sebeb olacak şeylerden sakınmalıdır. İsteğin gevşememesine ve ateşin soğumamasına dikkat etmelidir. Bu ni'metin elden çıkmamasına en çok yarayan şey, buna şükr etmekdir. Çünki, sûre-i İbrâhîm yedinci âyetinde meâlen, (Ni'metlerime şükr ederseniz, elbette artdırırım) buyuruldu. Hem şükr etmek, hem de, Ona sığınmak ve başka birşeyi sevmemek için ağlamak yalvarmak lâzımdır. İçden, ağlamak, yalvarmak gelmezse, kendini zorlamalıdır. (Ağlamazsanız kendinizi ağlatınız!) demişlerdir. Kâmil ve mükemmil bir zâtı [ya'nî yetişmiş ve yetişdirebileni] buluncıya kadar, bu isteği, bütün sıcaklığı ile kalbinizde saklamak lâzımdır. Böyle birisi ele geçerse, bütün arzûları, istekleri, onun eline bırakmalı, ölü yıkayıcının elindeki ölü gibi olmalıdır.   

78
EVLİLİK SONRASI ERKEĞİN EVRİMİ

6.HAFTADA________________6.AYDA_____________6.YILD A______________

Seni Seviyorum_____________Tabiki seni seviyorum______Seni Sevmesem Çoktan Çeker Giderdim

Aşkım Ben Geldim___________Selam___________________Annen ne yemek yapmış?

Zahmet Etme Ben Açarım_____Ben Açayımmı Kapıyı?______Yahu Şu Kapıya Baksanıza

Sevgilim Ayşe Telefonda______Seni Arıyorlar_____________Telefooon!

Zor Bir Çocukluk Geçirmişsin___Senin Ananda Cins ha_______Ulan Tamda Anana Çekmişsin

Bu Yaz Seni Venediğe Götürecem_Tatilde Ankaraya Gitsek?__Niye Evin Suyumu Çıktı?

Bu Yüzüğü İnşaALLAH Seversin?__Resim Çerçevesi Aldım,Her Zaman Lazım____Şu Parayla Kendine Birşeyler Al

Hangi Filmi Görmek İstersin____Evitaya Gidelimmi?_______Evitayı Gör Ben Çok Beğendim

Üzülme Sevgilim Leke Yapmaz__Dikkat Etsene Yahu______Ammada Sakarsın Be Kadın

Ben Pek Bu Fikirde Değilim_____Bu Konuda Yanlış Düşünüyorsun__Saçma Sapan Konuşma

Yaptığın Yemeklere Bayılıyorum_Bu Akşam Ne Yiyiyoz?_____Genemi Makarna

Bir Şey İçermisin_____________Bir çay İçerim____________Gene çok demli olmuş

Bu Elbise Sana Çok Yakışmış____Bir Elbise Dahamı Aldın?___Kaç Para Verdin Buna?

Özür Dileycek Bişey Yapmadınki_Biraz Dikkat Etsene Be Kızım_Hay Senin Eline
79
İnsanların canı yandığında,

ya "ALLAH" ya da "Anam"

diye acısını

bastırmak istemesi bir tesadüf mü?..

"Cennet anaların

ayağının altındadır" sözü,

durup dururken mi söylendi?..

Hangi erkek, ana

kadar dayanıklı?..

Hangi erkek; sevgide, merhamette, paylaşmada ve fedakarlıkta

anadan üstün?..

Hangimiz büyüdük onların gözünde?..

Yaşı 50'yi geçen evladına "Üstün açık yatma"

diye tembih ederek,

koruyuculuğunu sürdürenler analar değil mi?..

Anaların hakkı ödenir mi?..

Cüneyd Suavi'nin bu güzel öyküsünde

anne neymiş bir görün!..



* * *



Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden

büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle

Pamuk Prenses'ten daha güzel olduğuna inanmıştı.

Ona göre, nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik

yavrusuydu her zaman. Ama, ilkokula başlayınca işler

değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta

çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk

önceleri onlara inanmadı, çünkü herkes birbirini

kıskanıyordu. Ama, birkaç yılda gerçeklerle yüzleşti.

Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu

bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı.

Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi

onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.

Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete

dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne

bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen

düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı

konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü

ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven

annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye

karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu

söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları

bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti.

Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla

baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.

Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.

Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını

söyleyerek kızı ameliyat ettiler.



Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten

korkuyordu. Fakat, kör olmak zordu. En azından kimseye

yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında,

müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.



Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki





bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan

burnu düzelmiş, kepçe kulakları normale dönmüş ve

yaban otlarını andıran saçları dalga dalga olmuştu.

Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:

"Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir

çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?"

Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!."

diye gülümsedi. "Annenin bağışladığı gözleri


taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."
80
aabiii, burda cips vardı nooldu..?
- yedim.
- e burda kurabiyeler vardı..?
- onlarıda yedim.
- yaa kolayı nereye koyduun?
- içtim.
- boşanda semerini yebe yuh! burda yarım bi çukulata var yiyorum ona göre
- yiyemezsinkiii yaladım ben onu

------------------------------------------------------
- abi çay bardakları nerdee...?
- ulan bide evin kızı olucaksın, hayret bişey yaa!!!
- ya söylesenee..
- tuvalete bak rezarvuarı içindeydi enson
- e hani yok burdaa..

------------------------------------------------------
- abi ojemi gördünmüü..
- ben sürüyorum şindi bidakka. kurusun rütuş yapıp vericem manyakmısın kızım sen ne biliym ben senin ojeni...!

------------------------------------------------------
- ya abii fırın nasıl açılıyodu???
- açıl susam açıl diyosun açılıyo.



------------------------------------------------------
- baak kaşlarımı aldırdım nasıl olmuuş
- yuh alna baak atatürk hava limanı gibi
- böhüüüü

------------------------------------------------------
- ciyaaak örümceekkkk anneciimm!
- spidermanın posterini odana asarsın ama.

------------------------------------------------------
- abi saç kurutma makinesini gördünmüüüü
- valla tost makinesiyle sevişiyodu enson.
- bikerede doğru cevap ver bee
- tamam be yedim.
- bak buna inanırım işte.

------------------------------------------------------
- kimdi o ?
- kim kimdi?
- arayan
- ne zaman?
- demin telefonda konustugun kimdi diyorum lafi dolastirma
- osman
- hmm. osman senin 1.90'a 90 bi abin oldugunu bilio mu?
- ee bilmese de olur bence
- hmm.

------------------------------------------------------
- biricik kardesim benim dunyanin en guzel kizkardesi cinimm..
- param yok, su getiremem, bakkala gidemem ders calisiom
- allah cezani vermesin ben istemesem yapmiyodun ama

------------------------------------------------------
- kalk yemek isit bana hadi kos kos kos firla
- ya bi gun de kendin yap bi isini ya, allahim neydi gunahim
- ne? yarin gece cikmak istemio musun?
- dolma mi tavuk pilav mi?

------------------------------------------------------
- kız git bana hede hodo al getir bakkaldan
- getirmem
- getir lan
- getirmem kendin al
- doverim
- dovemezsin
- doverim
- dovemezsin
- gidiklarim
- hangi bakkal demistin abi