16 Mayıs , 2024, 01:29:20

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - இܓiڪے†∂ηßﺙuℓ இܓ

261
Yıkandıkça, veya üzerinden yıllar geçtikçe rengi beyazdan griye dönmüş olan tüllerinizi beyazlatmanın formülü

Çamaşır makinanıza tüllerinizi yerleştirdikten sonra , içine tam ortasına bir kalıp annelerimiz ve anneannelerimizden görmeye alışık olduğumuz bir kalıp beyaz sabun yerleştirip yıkıyoruz.
ve tüllerimiz ilk günkü beyazlığına kavuşuyor..

ALINTIDIR
262
Fıkralar / En Güzel Şey
31 Ocak , 2011, 04:40:50
Temel'e sormuslar; "Dünyada ne olmak en güzel seydir?"
-"Tava!" demis.
-Nedenini sormuslar?
-Bilgece cevaplamis;
"Içinde sürekli yiyecek bir seyler var,
yani karnin hep tok.. Altin sürekli sicak..
Sapin da sürekli bir kadinin elinde!"..

:ehi: :ehi: :ehi: :ehi:
263
Sizin Seçtikleriniz / Dilinin sınırları
31 Ocak , 2011, 04:31:23


Konfüçyüs'e sorarlar:

-Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız ilk olarak ne yapardınız? Büyük düşünür şöyle karşılık verir:

"Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle işe başlardım " ve dinleyenlerin meraklı bakışları karşısında sözlerine devam eder:

"Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz.Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz.Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur.Töre ve kültür bozulursa adalet yanlış yola sapar.Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir ..."

alıntıdır
264


Avusturya'daki Innsbruck Üniversitesi akciğer hastalıkları uzmanı Doktor Friedrich Bischinger, toplumda ayıplanan burun karıştırma sırasında bu organdan çıkarılanların vücuttaki mikroplara karşı koyan etkili bir ilaç olduğunu söyledi.

Özellikle çocukların burunlarını karıştırmalarına engel olunmaması gerektiğini söyleyen Bischinger, 'Burun karıştırmak otomatik bir reflekstir. Tıbben de çok yararlıdır. Hatta içinden çıkanlar da vücuttaki mikroplara karşı koyan etkili bir ilaçtır, yenmesinde sanıldığı gibi zarar değil yarar vardır' diye konuştu.

alıntıdır

:igrenc: :igrenc:   :ehi: :ehi: :ehi:
265
Poğaçalar - Açmalar / Patates Pufu Tarifi
31 Ocak , 2011, 04:21:13


Malzemeler:

►500 gr Patates
►Yarım bardak su
►1,5 yemek kaşığı margarin
►1 su bardağı un
►1-2 Yumurta
►1 Yumurta sarısı
►Tuz
►Muskat (Hindistan cevizi rendesi)

Harcı için:
►1 demet maydanoz
►1-2 taze soğan
►50 gr. rendelenmiş kaşar peyniri
►1 yumurta sarısı
►Tuz
►Karabiber

Yapılışı
Patatesleri kaynatın. Maydanozu ve taze soğanları ince doğrayın ve yumurta sarısı,tuz ve karabiberle karıştırın. İç harcını hazırlayın.
Patateslerin kabuklarını soyun. Bir çatal ya da patates presi ile ezin. Suyu, margarin, tuz ve muskat ile kaynatın. Unu karışıma ekleyip, pürüzsüz bir hamur elde edene dek,dibi tutmadan karıştırın.Tencereyi ocaktan alıp,yumurtaları ilave edin ve karıştırın.Hamura ezilmiş patatesi karıştırın. Patates hamurunu, unlu bir yüzeyde 1,5 cm. kadar açın. Hamurdan sütlü kahve fincanı yardımıyla yuvarlaklar çıkarın. Her dilimin yarısına 1 yemekkaşığı harç koyun.Diğar kısma üzerine kapatın.Kenarlarını elinizle ya da çatalla bastırın.Firitözde altın sarısı olana dek kızartın.

alıntıdır
266
Din Bilgisi / Sure İsimlerinin Anlamları
29 Ocak , 2011, 04:46:41
1-Fatiha: Açılış SuresiKuranı Kerimin başlangıç suresi olduğundan bu adı almıştır.

2-Bakara: İnek Suresi 67-71. ayetlerinde Yahudilere kesilmesi emredilen inekten söz edildiği için bu ismi almıştır.

3-Ali İmran: İmran Ailesi Suresi İmran ailesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.

4-Nisa: Kadınlar Suresi Pek çok ayetinde kadınların haklarından bahsedildiği için bu adı almıştır.

5-Maide: Ziyafet (Sofra) Suresi 112. ve 114. ayetlerinde Hz. İsanın Allahtan istediği sofradan söz edildiğinden bu adı almıştır.

6-Enam: Davar Suresi Arapların hayvanlara uyguladıkları bazı gelenekler kınandığı için bu adı almıştır.

7-Araf: Orta Yer Suresi 46. Ayette yer alan cennet ve cehennem arasındaki orta yer bölgesindeki insanlardan bahsedildiği için bu adı almıştır.

8-Enfal: Ganimetler Suresi Savaş ganimetlerinin durumundan bu adı almıştır.

9-Tevbe: Tövbe Suresi ismini 104. ayetinde yer alan Allahın tövbeleri çokça kabul ettiği çokça bağışladığının ifade edilmesinden alır.

10-Yunus: Yunus Suresi Hz. Yunus ve kavminden bahsedildiği için bu adı almıştır.

11-Hud: Hud Suresi Hz. Hudun hayatı anlatıldığı için bu adı almıştır.

12-Yusuf: Yusuf Suresi Hz. Yusufun hayatı anlatıldığı için bu adı almıştır.

13-Rad: Gök Gürültüsü Suresi 13. ayetinde gök gürültüsünün Allahı tesbih edip yücelttiği anlatıldığından bu adı almıştır.

14-İbrahim: İbrahim Suresi 35-41. ayetlerinde Hz. İbrahimin yaptığı dua anıldığından bu adı almıştır.

15-Hicr: Hicr Suresi adını 80-84. ayetlerinde bahsedilen bir yer adı olan Hicrden almıştır.

16-Nahl: Arı Suresi 68-69. ayetlerinde Allahın balarısına dağlardan ağaçlardan ve çardaklardan evler edinmesi emrinden dolayı bu adı almıştır.

17-İsra: Gece Yürüyüşü Suresi Allahın Hz. Muhammedi gecenin bir vaktinde ayetlerinden bir kısmını göstermek üzere Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksaya yürütmesinde almıştır ismini.

18-Kehf: Mağara Suresi 9-27. ayetlerinde putperest kavimlerinden kaçıp mağaraya gizlenen bir grup gencin hikayesi anlatıldığından dolayı bu ismi almıştır.

19-Meryem: Meryem Suresi Hz. Meryemden bahsedildiği için bu ismi almıştır.

20-Ta-Ha: Ta-Ha Suresi ismini surenin başında yer alan Ta ve Ha harflerinden almıştır.

21-Enbiya: Peygamberler Suresi ağırlıklı olarak peygamberlerden söz edildiğinden bu adı almıştır.

22-Hac: Hac Suresi Hac ibadetinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.

23-Müminun: İnananlar Suresi İnananların başarıya ulaşacaklarından bahsedildiğinden bu adı almıştır.

24-Nur: Işık Suresi ismini 35. ayetinde yer alan ve Allahın nurunu tasvir eden ayetten alır.

25-Furkan: Ayırıcı Suresi ismini 1. ayetinde geçen hakkı batıldan ayıran manasındaki Furkan kelimesinden alır.

26-Şuara: Şairler Suresi 224. ayetinde şairlerden söz edildiği için bu adı almıştır.

27-Neml: Karınca Suresi ismini 18. ayetinde Hz. Süleymanın ordusunu görünce yoldan çekilen karıncalardan almıştır.

28-Kasas: Tarihi Vakalar Suresi İsmini 25. ayetinde geçen kasas kelimesinden alımıştır.

29-Ankebut: Dişi Örümcek Suresi 41. ayetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiğinden bu adı almıştır.

30-Rum: Romalılar Suresi ismini 1. ayetinde Persliler ile yapılan savaşta yenilgiye uğrayan Romalıların yakında gelip geleceğinin ifade edilmesinden almıştır.

31-Lokman: Lokman Suresi ismini Allahın Hz. Lokmana verdiği hikmetten bahseden 12. ayetten almıştır.

32-Secde: Secde Suresi ismini 15. ayette geçen secde kelimesinden almıştır.

33-Ahzab: Gruplar (Topluluklar) Suresi ismini Müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden almıştır.

34-Sebe: Sebe Suresi ismini 15. ayetinde yer alan Yemende bir bölge veya kabile ismi olan Sebâ kelimesinden almıştır.

35-Fâtır: Yaratan Suresi ismini 1. ayetinde geçen fâtır kelimesinden almıştır.

36-Ya-Sin: Ya-Sin Suresi ismini 1. ayetinde geçen ya ve sin harflerinden alır.

37-Saffat: Saf Tutanlar Suresi adını ilk ayetinde yer alan sıra sıra dizilenler ifadesinden almıştır.

38-Sad: Sad Suresi Sad harfi ile başladığından dolayı bu adı almıştır.

39-Zümer: Yığınlar Suresi 71 ve 73. ayetinde geçen bu kelime sureye ismini vermiştir.

40-Gafir (Mümin Suresi): Bağışlayan Suresi Allahın günahları bağışlayan sıfatının yeraldığı 3. ayetteki Gafir kelimesinden ötürü bu adı almıştır.

41-Fussilet: Ayrıntılı Suresi Kuranın ayrıntılı kılındığını ifade eden fussilet kelimesinin geçtiği 3. ayetinden ismini almıştır.

42-Şura: Danışma Suresi 38. ayetinde müminlerin işlerini aralarında danışma ile gördükleri anlatıldığından bu adı almıştır.

43-Zuhruf: Gösteriş-Süsler Suresi ismini 35. ayetinde Allahın verdiği ifade edilen altın-gümüş gibi süslerin sadece bu dünya hayatının malı olduğunun ifade edilmesinden almıştır.

44-Duhan: Duman Suresi ismini 10. ayetinde geçen duhan kelimesinden almıştır.

45-Casiye: Diz Çöküş Suresi ismini 28. ayetinde geçen casiye kelimesinden alır.

46-Ahkaf: Kum Tepeleri Suresi ismini 21. ayetinde geçen yer adından almıştır.

47-Muhammed: Muhammed Suresi ikinci ayetinde Hz. Muhammedin ismi anıldığından bu adı almıştır.

48-Fetih: Fethetmek Suresi ayetlerinde birkaç defa fetihten söz edildiğinden bu ismi almıştır.

49-Hucurat: Odalar Suresi ismini 4. ayetinde geçen hucurat kelimesinden almıştır.

50-Kaf: Kaf Suresi adını 1. ayetinde geçen kaf harfinden almıştır.

51-Zariyat: Tozutup Savuranlar Suresi 1. ayetinde geçen zariyat kelimesinden almıştır ismini.

52-Tur: Tur Dağı Suresi adını ilk ayetinde yer alan Tur dağından almıştır.

53-Necm: Yıldız Suresi adını 1. ayetinde yer alan necm kelimesinden almıştır.

54-Kamer: Ay Suresi adını ilk ayetinde yer alan kamer kelimesinden almıştır.

55-Rahman: Merhametli Suresi ismini 1. ayetinde yer alan Allahın Rahman isminden almıştır.

56-Vakıa: Olay Suresi 1. ayetinde yer alan vakıa kelimesinden almıştır.

57-Hadid: Demir Suresi 25. ayetinde demirin yararlarından söz edildiği için bu adı almıştır.

58-Mücadile: Mücadeleci Kadın Suresi adını 1. ayetinde geçen fiilden alır.

59-Haşr: Toplanma Suresi adını 2-17. ayetler arası anlatılan topraklarından sürülen kavimden almıştır.

60-Mümtehine: Sorgulanan Suresi Mümtehine sınav veren kadın anlamına gelir ve ismini 10. ayette müşriklerden kaçıp inananlara gelen kadınların imtihan edilmesinden alır.

61-Saff: Saf Tutmak Suresi 4. ayette müminlerin saf tutarak Allah yolunda mücadele etmeleri anlatıldığından bu adı almıştır.

62-Cuma: Cuma (Toplanma) Suresi 9. ayetinde Cuma günü çağrı yapıldığında toplu halde namaza gidilmesi emredildiğinden bu adı almıştır.

63-Münafikun: İkiyüzlüler Suresi münafıklardan bahsettiği için bu adı almıştır.

64-Tegabun: Aldanış Suresi adını 9. ayetinde geçen teğabün kelimesinden alır.

65-Talak: Boşanma Suresi surenin ilk ayetlerinde boşanma işlemi anlatıldığından bu adı almıştır.

66-Tahrim: Yasaklama Suresi ismini 1. ayetinde yer alan tahrim kelimesinden almıştır.

67-Mülk: Yönetim Suresi adını 1. ayetinde yer alan mülk kelimesinden almıştır.

68-Kalem: Kalem Suresi adını 1. ayetinde yer alan kalem kelimesinden almıştır.

69-Hakka: Gerçekleşen Suresi adını 1. ayetinde geçen hakka kelimesinden almıştır.

70-Mearic: Yükseliş Yolları Suresi ismini 3. ayetinde yer alan Allahr17;ın yükselme dereceleri-yollarının sahibi olduğu anlamına gelen mearic kelimesinden almıştır.

71-Nuh: Nuh Suresi Hz. Nuhun elçi olarak gönderilişi ve mücadelesi anlatıldığından bu adı almıştır.

72-Cin: Cin Suresi Cinlerden bir grubun Kuranı dinleyerek doğru yola girmeleri bulmaları anlatıldığından bu adı almıştır.

73-Müzemmil: Bürünen Suresi ismini 1. ayetinde yer alan müzemmil kelimesinden almıştır.

74-Müdessir: Gizlenen Suresi ismini 1. ayetinde yer alan müdessir kelimesinden almıştır.

75-Kıyamet: Diriliş Suresi adını 1. ayetinde geçen kıyamet kelimesinden almıştır.

76-İnsan: İnsan Suresi 1. ayetinde insanın bu durumuna gelmezden önceki haline dikkat çekildiğinden bu adı almıştır.

77-Mürselat: Gönderilenler Suresi ismini 1. ayetinde yer alan mürselat kelimesinden almıştır.

78-Nebe: Haber Suresi sure kıyamet günü haberiyle başladığından bu adı almıştır.

79-Naziat: Söküp Çıkaranlar Suresi ismini 1. ayetinde yer alan naziat kelimesinden almıştır.

80-Abese: Surat Astı Suresi ismini 1. ayetinde yer alan abese kelimesinden almıştır.

81-Tekvir: Dolama Suresi 1. ayetinde güneşin büzülmesi anlatıldığından bu adı almıştır.

82-İnfitar: Parçalanma Suresi 1. ayetinde kıyamet sürecinde göğün yarılmasından bahsedildiği için bu adı almıştır.

83-Mutaffifin: Kandıranlar Suresi ölçü ve tartıda hile yapanların kınanmalarından dolayı bu adı almıştır.

84-İnşikak: Yarılma Suresi 1. ayetinde kıyamet sürecinde göğün yarılmasından bahsedildiği için bu adı almıştır.

85-Buruc: Burçlar Suresi ismini 1. ayetinde yer alan buruc kelimesinden almıştır.

86-Tarık: Vuruşlu Suresi ismini 1. ayetinde yer alan tarık kelimesinden almıştır.

87-Alâ: Yüce Suresi Allahın yüce adıyla başladığında bu adı almıştır.

88-Ğaşiye: Kuşatan Suresi her şeyi örtüp kuşatacak olan kıyamet haberiyle başladığından bu adı almıştır.

89-Fecir: Tan Vakti Suresi tan yerinin ağarmasına yemin edilerek başladığından bu adı almıştır.

90-Beled: Şehir Suresi Mekke kentine yemin ile başladığından bu adı almıştır.

91-Şems: Güneş Suresi 1. ayeti güneşe yemin ile başladığından bu adı almıştır.

92-Leyl: Gece Suresi 1. ayeti geceye yemin ile başladığından bu adı almıştır.

93-Duha: Kuşluk Vakti Suresi kuşluk vaktine yemin ile başladığı için bu adı almıştır.

94-İnşirah: Ferahlık Suresi Hz. Peygamberin göğsünün ferahlatılıp sevinç huzur ve güvene kavuşturulması ifade edildiğinden bu adı almıştır.

95-Tin: İncir Suresi İncir ve zeytine yemin ile başladığından bu adı almıştır.

96-Alak: Asılıp Tutunan Suresi 2. ayetinde insanın alâktan yaratıldığı ifade edildiğinden bu adı almıştır.

97-Kadir: Kudret Suresi Kadir gecesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.

98-Beyyine: Kanıt Suresi ismini 1. ayetinde yer alan beyyine kelimesinden almıştır.

99-Zilzal: Deprem Suresi yerin sarsılması tasvir edildiğinden bu adı almıştır.

100-Adiyat: Nefes Nefese Koşmak Suresi ismini 1. ayetinde yer alan adiyat kelimesinden almıştır.

101-Karia: Şiddetli Ses Suresi ismini 1. ayetinde yer alan karia kelimesinden almıştır.

102-Tekasür: Çoğalma Yarışı Suresi insanların mal ve evlatlarda çoğalma yarışlarının kendilerini felakete sürüklemesinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.

103-Asr: Zaman Suresi zamana yemin ile başladığından bu adı almıştır.

104-Hümeze: Dedikoducu Suresi dedikoduculuk ve arkadan çekiştirme kınandığı için bu adı almıştır.

105-Fil: Fil Suresi Fil olayından bahsedildiğinden bu adı almıştır.

106-Kureyş: Kureyş Toplumu Suresi Kureyş toplumunun seyahat geleneğinden bahsedildiğinden bu adı almıştır.

107-Maun: Yardımlaşma Suresi yardımlaşmaya engel olan kişilerin vasıfları anlatıldığından bu adı almıştır.

108-Kevser: Bolca Güzellik Suresi ismini 1. ayetinde yer alan kevser kelimesinden almıştır.

109-Kafirun: İnkârcılar Suresi kâfirlere hitap ile başladığından bu adı almıştır.

110-Nasr: Yardım Suresi Allahr17;ın yardımı anlatıldığından bu adı almıştır.

111-Mesed: Bükülmüş ip ismini son ayetinde yer alan mesed kelimesinden almıştır.

112-İhlâs: Özgüleme Suresi dini halis yapmak ve her türlü şirkten temizlemek ifade edildiğinden bu adı almıştır.

113-Felak: Açılma Suresi ismini 1. ayetinde yer alan felak kelimesinden almıştır.

114-Nas: İnsanlar Suresi ismini ayetlerinde yer alan nas kelimesinden almıştır..
267
Sizin Seçtikleriniz / Hasret...
29 Ocak , 2011, 04:42:57


Hasret...


Ayrılık acısı üzüntü inleme özleyiş ele geçirilemeyen bir şey için üzülme. Divân şiirinde hicrân da aynı anlamda kullanılır. Âşığın en büyük derdi ve dert kaynağı hasrettir. O ayrılık ve hasrete asla tahammül edemez. Ayrılık çekmek yerine sevgilinin bütün cefasını çekmeye hazırdır. Sevgilinin rakipler ve ağyar ile gülüp oynaması en büyük acıdır. Hele rakiplerin alay edişleri âşığı öldürür. Âşık bu hasretten dolayı ölümlü hastadır. Devamlı kan yutmakta geceler boyu yanıp ağlamakta ve âh etmektedir. Bu hasret gözyaşları dünyayı onun başına zindan eder belini büker ve ihtiyarlatır. Hasret ve hicrân sevgilinin her şeyine karşı toptan veya parça parça hissedilir. Onun yüzü yanağı dudakları saçları dişleri çene çukuru eşiği mahallesi ayağının toprağı vs. âşık için daima birer hicrân sebebidir. Hatta bazen onun dert ve gamına da hasret çekilir. Bu hasretin asla sınırı olmaz. Hasretle geçen bir an ise bin yıl kadar uzundur. Bunun çaresi sabır ve sevgiliyi hayal etmektir. Çünkü gün geçtikçe bu hicrân ve hasret âşığa bir üstünlük kazandırır acılar bir zevke dönüşür. Nitekim âşık vuslat anında bile hasret acısı çeker ayrılık korkusuyla yaşar. Âşığın hasreti aşılması gereken bir çöl bir dağ gönül kuşu için bir tuzak ve benddir. Âşık esîr olmuştur. Bazen bu hasret âşığın gönlünün hasta yattığı ve kimsenin uğramadığı bir unutulmuşluk köşesidir. O köşede âşık bir hicrân yaralama kan akıtma öldürme parçalama ızdırap verme vs. özellikleriyle kılıca oka dikene vs. benzetilir. Vuslat su olunca hasret oruca; âşık garip olunca hasret sofraya benzetilir. Âşığın feryadı ile çeng olan hasret; onun canı ve gönlü ile de şiirine akseder. Bu hasret ateş olur yakar humma olur çaresiz bırakır. Cehennem olup azap verir yara olur acı çektirir. Gece olur âşığın dünyasını karartır oruç olur onu her şeyden alıkoyar. Divân şâirleri bunun gibi birçok yönlerden hicrân ve hasreti söz konusu etmişler hicr ayrılık firkat firak gibi kelimeler ile de hasreti anlatmışlardır.

Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
Fuzûlî

İskender Pala - Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü

ALINTIDIR
268
Sizin Seçtikleriniz / öylesine..
29 Ocak , 2011, 04:33:22
Zaman..


Zahmetler karşısında Allah'a şükretmeli..Acıya sabretmeli dayanmalısınız...Hayatta menfaatsiz yaşamalı; yoksa bir ada gibi denizin ortasında tek başına kalmayı göze alabilmelisin..Nisyana sürüklenip gidersin...Çaresiz kalırsın..Ve yaşanan olaylaylar olgunlaştırır seni..Kendini tanımaya başlarsın.. Tıpkı bir kütüphane gibi dışarıdan bakıldığında karma karışık görürsün yaşananları..Ama içeriden bakıldığında aslında her şeyin bir düzen içerisinde dizildiğini anlarsın...Ve aradığın her şeyi bulursun..Aklına takılan her sorunun yanıtının aslında kendinizde saklığı olduğunu anlarsınız....Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar bazen geç bazen erken bazen ise tam zamanında vermiş olursunuz..Ve zaman çok değerli. Zamanınızı kaybetmeyi göze alabiliyor musunuz..?..Bence hayır

ALINTIDIR
269
Kul hakkını ancak kul affeder. Buna göre daha dünyada iken bu hakkı telafi etmenin yolunu bulmak gerekir. Şayet bulamaz isek ahirete kalmış olur ki bu durum daha tehlikelidir. Şayet üzerimizde kul hakkı olan adam ölmüş ise varislerine bu hakkı vermek gerekir.

Ancak günahlarına tövbe edip hakkını yediği kimselerle helalleşmek istediği halde onlara ulaşamıyor ya da bulamıyorsa bu durumda onların adına hayır yapmak sadaka vermek ve onlar için dua etmek gerekir.

Şayet hakkını eda etmek zor görünen bir adamın hakkını açıktan yemiş isek o zaman bu adama doğrudan ödemenin yolunu bulmak ya da bir vekil vasıtasıyla ona hakkını vermeye çalışmak gerekir. Şayet hakkını yediğimiz kişi hakkını yediğimizi bilmiyor ve ona açıktan söylemek mümkün değilse o zaman masasına evine veya başka bir vasıtasıyla bu parayı ona ulaştırıp durumu da bir pusulayla bildirmek gerekir. Ona açıktan isim vermeye de gerek yoktur.

İnsan şerefli bir mahluktur. Onun hürriyet haysiyet namus ve şeref gibi manevî hukukuna yönelik bir haksızlık kadar canına ve malına yapılan bir tecavüz de o nisbette ağır bir mes'uliyeti gerektirir.

İnsan bilerek veya bilmeyerek farkında olarak veya olmayarak birisine haksız bir davranışta bulunmuş olabilir. Hattâ onu mağdur bir duruma düşürüp bazı haklarının elinden çıkmasına sebep olacak bir muamelede de bulunabilir. Bir fert olarak kendimizi her ne kadar çekip çevirsek hakpereset olarak kalmaya azmetsek de birtakım hata ve kusurlara kapılmaktan tamamiyle kurtulamıyoruz.

İnsanlık hali olan böyle bir durum karşısında ne yapmalıyız? "Bir defa oldu bir daha yapmayız keşke yapmasaydım" diyerek iç dünyamızda hesaplaşmamız kâfi gelir m? Yoksa meselenin telâfisine gidip de hatamızı düzelterek helallik dileyerek pişmanlığımızı mı bildiririz?

İslâmda esas itibariyle bir Allah hakkı bir de kul hakkı vardır. Allah hakkı her insanın Rabbine karşı yapması gereken kulluk vazifeleridir. Bu hususta yaptığı bir kusur günah ve eksiklikten dolayı Allah'a yalvarır tevbe istiğfar ederek affını diler. Fakat kul hakkı öyle değildir. Onun bir tek telâfisi vardır o da haksızlığa uğrayan hukuku zayi olan kişiyle bizzat görüşüp özür beyan etmek helâllik dilemekle birlikte maddi bir kaybı varsa telâfisine gitmektir.

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar:

"Bir kimse kardeşinin haysiyetine yahut malına haksız olarak taarruz etmişse iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (Kıyamet) önce helâlleşsin. Aksi halde yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir." 1

Evet Peygamberimizin de tavsiyesine göre bu durumda helâlleşmekten başka çıkar yol yoktur. O kadar ki insan şehit bile olsa üzerinde kul hakları varsa Allah diğer günahlarını bağışladığı halde kul hakkını bağışlamamaktadır. Bunun için mesele hak sahibinin gönlünü almada nzasını kazanmada kalıyor. Siz zarara uğramasına sebep olduğunuz kimseye gider önce bir hata yaptığınızı itiraf ederek özür beyan eder sizi affetmesini hakkını helâl etmesini rica edersiniz. Maddi bir kaybı varsa imkânınız nisbetinde onun razı olabileceği nisbette hakkını verirsiniz.

Böylece elinizden geleni yapmış olursunuz. Muhatabınız da sizi hoş karşılar müsamaha ve anlayış gösterirse mes'uliyetiniz kalkmış hadis-i şerifte açıklandığı gibi dünyada iken helâlleşerek âhiretteki hesaplaşma ve azaptan kurtulmuş olursunuz.

Bununla birlikte vicdan azabı çekiyorsanız ayrıca tevbe isitğfar edersiniz. "Pişmanlık tevbenin kendisidir" "Günahından tevbe eden hiç günah işlememiş gibi olur" mealindeki hadis-i şeriflerin sırrıyla Allah katında da rahata kavuşmuş olursunuz. 2

Bir insan tevbesinin kabul olduğunu günahtan kurtulduğunu nasıl anlar nasıl fark eder bu hal nasıl bilinir?

Cevabını Peygamber Efendimizden (a.s.m.) öğrenelim:

"Bir günah işledikten sonra tevbe edip iyilik işleyen kimse üzerine çok dar bir zırh giyinen bir adama benzer. Günahtan sonra bir iyilik yaparsa zırhın halkalarından biri çözülür. Bir iyilik daha işlerse öbür halka da çözülür. Yapılan iyiliklerin sonunda zırh yere düşer." 3

Gerek Rabbine karşı bir günah işleyen gerekse bir insana haksız bir davranışta bulunan bir kimse o günah ve hatanın akabinde pişmanlık duyarak sevaplı ameller işler Kur'ân ve imana yönelik hizmetlerini ve çalışmalarını arttırırsa günah zırhının düğmeleri teker teker çözülür kısa zamanda o günahlardan kurtulur. Artik bundan sonra bir vicdan azabı çekmesine huzursuz olup üzüntüye kapılmasına gerek kalmaz. Çünkü o bir kul olarak hâlis bir niyet ve ihlâsla elinden geleni yapmış sayılır.

Bu arada şu mealdeki âyet-i kerimeyi de unutmayalım:

"Ey kendi nefislerine karşı haddi aşan günahlarla kendi nefsine kötülük eden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Muhakkak Allah günahları affeder. O Gafur ve Rahimdir." 4

1. Buhari Mezalim 10
2. et-Tergîb ve't-Terhîb 4:97.
3. A. g. e. 4:106
4. Zümer Sûresi 53.

ALINTIDIR
270
Din Bilgisi / Şükür Namazı
29 Ocak , 2011, 04:03:09
Şükür namazı nafile bir namazdır. Bu namaz bir felaketten bir belâ ve musibetten kurtulunca Allah'a olan şükrümüzü ifade etmek için kılınabilir. Peygamberimizin de bazı zamanlar bu şekilde namaz kıldığı bildirilmektedir. Peygamberimiz Allah'ın daveti üzerine Miraca yükseldi. Miracın ilk basamağı olan Kudüs'e Mescid-i Aksâ'ya uğradı. Orada iki rekat şükür namazı kıldıktan sonra göklere yükseldi. Bedir Savaşı bütün dehşetiyle devam ediyordu. Yıllarca Peygamberimize ve Müslümanlara her türlü eziyeti ve işkenceyi yapan İslam'ı yok etmek için her türlü yolu deneyen Ebu Cehil'in öldürüldüğü haberini alır almaz Peygamberimiz hemen iki rekât şükür namazı kıldı. Hendek Savaşı günlerinde Müslümanlar çok büyük sıkıntılar yaşadı. 10 bin kişilik bir ordu ile Mekke müşrikleri İslâm'ı Medine'den silmek için yola çıkmışlardı. Savaşın en ateşli günleri idi. Cenâb-ı Hak bir fırtına çıkararak düşmanı büyük bir bozguna uğrattı ve müşrikler Medine'yi terk etmek zorunda kaldılar. Peygamberimiz bu haberi alır almaz hemen iki rekat şükür namazı kıldı. (İbni Kesir el-Bidaye 4/130-132) Şükür namazı istendiği zaman kılınabilir. Bunun belli bir zamanı yoktur. İki rekat ve daha fazla da kılınabilir. Fakat kılma mecburiyeti yoktur. Çünkü nafile bir ibadettir.

alıntıdır
271
Şiirler / Anlatamadıklarım
29 Ocak , 2011, 01:34:06
Artık anlatamam ki...
Dili yokki kelimelerimin..
Susmuş tüm benliğim..
Yazarsam fırtınalar kopacakmış gibi..




Susuyor sadece cumlelerim..
Kalemim kırık..Gönlümün kırgınlığı gibi..
Yitireli çok oldu anlamlı cümlelerin saflığını...
Kilit vurdum tüm sesli harflere....




Sessizler zaten sessizdi..
Açılması artık zor ve hatta imkansız...




Notası olmayan sessiz bir muziğim şimdilerde..

Yerine yenisi ne alınır nede...İşte oyle bir durum bu..
272
İnsanın, inanmak, sevmek, korkmak, kalbindedir. İtikad eden, yani iman eden ve kafir olan, kalbdir. Kalbi temiz olan, İslamiyet'e uyar, kötü olan ise İslamiyet'ten uzaklaşır. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir ki, buna gönül denir. Bedendeki bütün organlar, kalbin emrindedir.

Bir kimseyi sevmek için, onun yolunda olmak, onun sevdiklerini sevmek lazımdır. Bu sebeple her müminin, Resulullah efendimizi çok sevmesi lazımdır. Onu çok seven, Onu çok anar, çok söyler, çok över. Hadis-i şerifte; (Bir şeyi çok seven, onu çok anar) buyuruldu.

Resulullah efendimizi çok sevmek lazım olduğunu bütün İslam alimleri uzun yazmışlar, bildirmişlerdir. Hadis-i şerifte; (Bir kimse, beni çocuğundan ve babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe, iman etmiş olmaz) buyuruldu. Yani imanı olgun olmaz. Allahü teâlâyı sevenin, Onun Resulünü de sevmesi vacibdir ve salih kulları da sevmesi lazımdır.

İslam ilimleri ve İslam alimleri ile alay etmek küfür olur. İslam alimine söven, kötüleyenin imanı gider. Fısk ve bid'at sebebi ile sevmemek, lazım olur ise de, dünya işleri sebebi ile sevmemek, günah olur. Salihleri sevmemek de böyledir. Hadis-i şerifte; (Üç şey imanın lezzetini artırır: Allahü teâlâyı ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızası için sevmek, Allahü teâlânın düşmanlarını sevmemek) buyuruldu.

İbadeti çok olan mümin, ibadeti az olandan daha çok sevilir. İsyanı daha çok olan, küfrü ve fuhşu yayan kâfirleri daha çok sevmemek lazımdır. Hadis-i şerifte; (Allahü teâlânın bazı kulları vardır. Bunlar, Peygamber değildir. Peygamberler ve şehitler, kıyamet günü bunlara imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde yaşayan, Allah için birbirini seven müminlerdir) buyuruldu.

Allah için düşmanlık edilmesi lazım gelenlerin başında, insanın kendi nefsi gelir. Sevmek demek, onların yolunda bulunmak demektir. İmanın alameti de, "Hubb-i fillah ve buğd-i fillah"tır. Peygamber efendimiz; (İbadetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah ve buğd-i fillahtır) buyurmuştur.

Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için göndermiştir. Kalbi temiz olan, herkese iyilik eder, dünyada, rahat, huzur içinde yaşar ve ahirette de, sonsuz saadete kavuşur. Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarını okuyup, öğrenip de, öğretmeye çalışan ana, baba, evladı için büyük nimettir. Böyle olan kitap, dergi, gazete, radyo ve televizyonlar da, bütün millet için büyük bir nimettir. Etiketi ne olursa olsun, Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarını okumamış, okusa da anlayamamış olan bir kimsenin, İslamiyet hakkındaki sözleri, yazıları, kıymetsizdir.

İnsan, dinine ve emanetine güvendiği salih kimselerle arkadaşlık etmelidir. Yahudiler ve Hıristiyanlar, Peygamberlerini sevdiklerini söylüyorlar ise de, onların yolunda olmadıkları için, ahirette Peygamberlerinin yanında olmayacaklardır. Yüksek ruhlar, sevdikleri ruhları yukarı çekerler. Alçak ruhlar da, aşağı çeker. İnsan, öldükten sonra, ruhunun nereye gideceğini, dünyada sevdiklerinin halinden anlamalıdır.

Netice olarak insan, bir başkasını, tabiatı gereği, akıl icabı yahut kendisine yaptığı iyilikler sebebiyle veya Allahü teâlânın rızası için sever. Seven, sevdiğinin yolunda bulunmazsa, sevgisi sahih olmaz. Sevmenin en kuvvetli alameti, sevdiğinin sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemektir. Dünyada birbirini seven kimselerin ruhları birbirlerini cezbettiği gibi, kıyamette de birbirlerini cezbederler. İnkâr edenleri seven, onlarla birlikte Cehenneme gider. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi:
(İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.)
273
nazlı mlegımı kaybettım  :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: sabah uyandıgımda kanama gordum hemen doktorumu aradım gel dedı  ayaklarım hıc gıtmek bılmıyordu hıssedıyordum bırseylerın ters gıttıgını  :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: ultrasondan bakınca kese yerınden kaymış dedı duşuk yapıyorsun dedı dunyam başıma yıkıldı aglaya aglaya geldım oysakı yarın eşimle kalp atışı için gıdecektık  olmadı  :y25: :y25: kısmet degılmiş bu 2 melegım oldu tutunamadı eger parcakalırsa pazartesıye kurtaj olacam  :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2: :crybaby2:
274
Sebze Yemekleri / KIYMALI BAMYA
19 Ocak , 2011, 02:52:37
MALZEMELER



Yarım kg. bamya
200 gr. kıyma
1 adet soğan
2 adet domates
1 adet sivri biber
1 yemek kaşığı tereyağı
1 kaşığı zeytinyağı
Yarım limon
Tuz, arzu edilirse pulbiber


TARİF

Bamyaları şapkalı olacak şekilde ayıklayın. Soğanı ince doğrayıp yağda kavurun. Kıymayı ekleyip kavurun. Domateslerin kabuklarını soyup doğrayın ve kavurmaya devam edin. Tuzunu ekleyin.

Kavrurduğunuz mazlemelerin üzerine 2-3 su bardağı sıcak su dökün. Limon suyunu ekleyin. Bamyaları yıkayıp bekletmeden tencereye ekleyin. Gerekirse su bamyaların üzerini geçmiyecek şekilde biraz daha sıcak su ekleyin. Bamyalar yumuşayıncaya kadar pişirin.






275
Televizyon Kanalları Yayın Akışları / NURİ
19 Ocak , 2011, 01:23:26
Kanal D ekranlarında yepyeni bir dizi başlıyor! Ünlü oyuncular Meltem Cumbul ve Oktay Kaynarca'nın rol aldığı dizinin tanıtım filmi yayınlanmaya başladı.

Kanal D, yepyeni bir diziyi izleyicisiyle buluşturmaya hazırlanıyor. Bir süredir TV dizilerine ara veren ünlü oyuncu Meltem Cumbul ve son olarak Adanalı dizisinde boy gösteren Oktay Kaynarca'nın rol aldığı yapım, Türk Malı dizisinin senarist ve yönetmeni Tayfun Güneyer'in yönetmenliğinde ekrana gelecek.
Diziye adını veren Nuri adlı karakteri, Oktay Kaynarca canlandırırken Meltem Cumbul ise Nuri'nin eşini oynayacak.
276
Din Bilgisi / Sema Kapıları Açıldı
18 Ocak , 2011, 16:53:08
Selamün Aleyküm ;

Bismillahirrahmanirrahim ..


Hz.Ömer'in oğlu (Allah ondan razı olsun) anlatıyor;

Biz bir gün Resulullahh'la aleyhisselam birlikte namaz kılıyorduk..
Halktan biri;

"Allah'u ekber kebira, velhamdü lillahi kesira, sübhanallahi bükreten ve esila"

Yani " Allah büyüklerin en büyüğüdür Allah'a olan hamdimiz çoktur Sabah akşam her an tesbihimiz Allah'adır"

Resulullah aleyhisselam;

"Bu sözleri söyleyen kimdir?"

"Ben ey Alllah'ın Resulü" dedi

Resulullah aleyhisselam;

" Bunlar çok hoşuma gitti Biliyormusunuz, onlar için sema kapıları açıldı" buyurdu

İbni Ömer devamla;

" Bunu söylediğinden beri o zikri okumayı hiç terk etmedim" dedi

"Allah'u ekber kebira, velhamdü lillahi kesira, sübhani bükreten ve esila"

sema kapıları açıldı ..

Buyrun zikre inşaallah


"Allah'u ekber kebira, velhamdü lillahi kesira, sübhanallahi bükreten ve esila"
277


Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri oldu, yani toprağın bereketinin yüksek olacağı bir yıl. .
Bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.

Gömme imkanınız yoksa bi poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın ( yada arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler...

Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir ! Bunu yapmayın ve yaptırmayın.

Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan yada dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet...
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım...

Bu uygulama TEMA tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
278
Kendine konuşan kişilere pekçok kez rastlamışızdır. Genelde bu durum normal karşılanmaz ve bu kişilerin psikolojik sorunları olduğu düşünülür...

Aile çevremizde veya sokakta, otobüste kendi kendine konuşan kişilere pekçok kez rastlamışızdır. Genelde bu durum normal karşılanmaz ve bu kişilerin psikolojik sorunları olduğu düşünülür...
Ancak işin gerçeği pek de böyle değil. Kendi kendine konuşmak delilik olmadığı gibi, otokontrolü geliştiriyor, düşüncesizce yapılan hareketlerden kaçınmayı sağlıyor.
Kanada'da yapılan bir araştırmada, kendi kendine konuşan insanların akıl sağlığında sorun olmadığı ortaya çıktı. Profesör Michael Inzlicht'in yürüttüğü çalışmada, kendi kendine konuşmanın otokontrolü geliştirdiği ve düşüncesizce yapılan hareketlerden kaçınmayı sağladığı belirlendi.
Kendi kendine konuşmanın diyet yapanların iradesi ve karar mekanizmasını da kuvvetlendirdiğini belirten Inzlicht, insanların iç seslerine kulak vererek daha mantıklı seçimler yaptığını söyledi.

alıntı
279



Bir ülke varmış eskiden. Ve bu ülkede hiç ama hiç kırmızı gül yokmuş, bütün güller beyaz renkteymiş. Bir de birbirini çok seven bir kız ve bir delikanlı varmış... Birbirlerine çok yakışıyorlarmıs. Kız çok güzel delikanlı ise çok yakışıklıymıs. Delikanlı bu kız için her şeyi yaparmıs. Kız ise bir şart koymuş ortaya:

"Bana kırmızı renkte bir gül getirirsen seninle evlenirim".

Delikanlı çok üzülmüş bu şarta, çünkü hiç kırmızı gül yokmuş bu ülkede. Beyaz güllerle dolu bir bahçeye gitmiş, aramış ama yok. Sonra oradaki bir bülbüle derdini yanmış. Bülbül dinlemiş genci. Ve en sonunda;

Üzülme delikanlı, yarın buraya aynı saatte gel, kırmızı bir gül göreceksin... Onu al kıza götür, evlenin mutlu olun. Sen onu çok seviyorsun mutluluk hakkın." demis. Çocuk buruk halde ayrılmış ordan. Ertesi gün bahçeye gitmiş koskoca bahçe beyaz güllerle dolu yalnızca en ortada kırmızı bir gül! Delikanlı biraz şaşkın, biraz heyacanlı, biraz mutlu koşup gitmiş gülün yanına... Ama gördüGüne gerçekten çok üzülmüs. Bülbül yerde, kendini, dikeniyle öldürmüş olduğu gülün hemen dibinde cansız yatıyormuş... Delikanlı, kendisinin mutluluğu için, bülbülün kanıyla boyadığı 'kırmızı gülü' alıp kızın yanına gitmis.

Kız, arzusu gerçekleştiGi içın çok sevinmiş ve kendisine kırmızı bir gül getiren delikanlıyla evlenmeyi kabul etmis. Ama delikanlı; 'Benimle evlenebilmen için bülbülün ölmesi mı gerekiyordu? diyerek oradan ayrılmış ve bir daha da hıç dönmemiş...

Birilerinin Mutluluğu Asla Başkalarının Mutsuzluğu Olmamalı...

ALINDIDIR
280

Öğretmen, yetişkin sınıflardan birisine şöyle bir ödev verir:

- "Sevdiğiniz birine gidin ve ona kendisini sevdiğinizi söyleyin."

Bir sonraki dersin başında ise öğrencilerden birisi söze şöyle başlar:

- Geçen hafta bize bu ödevi verdiğinizde size sinirlenmiştim. Bu sözleri söyleyebileceğim hiç kimsenin olmadığını düşünüyordum. Eve giderken bir anda yüreğimin sesine kulak verdim. İşte o zaman kime "Seni Seviyorum" diyeceğimi anladım.

Bundan beş yıl önce babamla aramızda bir tartışma geçmişti ve o günden bu yana bu sorunu çözememiştik. Önemli aile toplantılarının dışında birbirimizi görmemeye çalışıyorduk ve hemen hemen hiç konuşmuyorduk. Eve vardığımda babama kendisini çok sevdiğimi söylemeye hazırdım. Bu kararı almak bile üzerimden büyük bir yük kaldırmıştı. Saat 5:30'da annemle babamın evinin kapısını çaldığımda kapıyı babamın açması için dua ettim. Çünkü kapıyı annem açarsa kendimi tutamayıp, ona kendisini sevdiğimi söylemekten korkuyordum. Fakat Allah yardım etti ve kapıyı babam açtı. Hiç zaman kaybetmeden eşikten adımımı attım ve :

- "Baba, buraya seni sevdiğimi söylemeye geldim" dedim. Babam sanki bir anda başka bir adam olmuştu. Yüzündeki ifade yumuşadı, kırışıklıklar yok oldu ve ağlamaya başladı. Kollarını açtı, beni kucakladı ve bana :

- "Ben de seni seviyorum oğlum, ama bunu hiçbir zaman dile getirmedim" dedi.

Fakat sizlere asıl anlatmak istediğim esas nokta bu değil. Babamı ziyaretimden iki gün sonra babam bir kalp krizi geçirdi ve hala hastanede. Şimdi yaşam savaşı veriyor. Şimdi sizlere şu mesajı vermek istiyorum:

- "Yapmanız gerektiğine inandığınız hiçbir şeyi ertelemeyin. Ya babama olan sevgimi ifade etmek için hala bekliyor olsaydım? Yapmanız gerekeni hemen yapın, hiç beklemeden...



Peygamberimiz (sas) "Biriniz kardeşini (Allah için) seviyorsa ona

sevdiğini söylesin.





Seni seviyorum.! Ey kainatın Gül'ü  :love9: :love9: :love9:


ALINTI