Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - кคг๔єlєภ ♥ ♥

1
BAHAR [Rumuzlu Arkadaşımız İçin 444 Âyet-el Kürsî  :amin: :amin:/color]
2
BAHAR rumuzlu arkadasımızın dıleklerı kabul olması ıcın  Yasin-i Şerif (41) :amin: :amin:
3
semosummmm daha nıce up uzun yıllara kocısınle bırlıkte olun ınsallah :amin:


rabbım san aıstedıgın bebegı hayrlı ve saglık sekılde yuvanıza hedıye etsın bebegımmm :amin:

cok ozelsın ve mukemmel bı yuregın var hayatım

allah sızı bırbırınızden ayrmasın bıtanemmm

benım kıymetlı dostum senı sevıyorum :love9: :love9:





4
Sizin Seçtikleriniz / mutluluk !!!!!!!1
26 Ağustos , 2009, 16:07:58
iyilik, hiçbir zaman boşa gitmeyen tek yatırımdır.
30/5/2008 - bizi neler mutlu eder.
Kategori: yaşam




Bilim adamları, mutlulukla insanin alın yazısı arasında hiçbir ilişki olmadığını savunuyorlar. Bilim adamlarına göre mutluluk öğrenilebilir. Bir başka deyişle mutlu olmak için lotodan çıkacak milyarlara ya da genlere ihtiyaç yok. İsteyen herkes mutluluğu bulabilir. Dokunarak, gevşeyerek ve hatta stres halinde mutluluğu bulmak mümkün. Alman Bunte Dergisi nin son sayısında Alman uzman Wilhelm Schmid-Bode nin mutluluk reçetesi açıklandı:
ÇOCUKLAR ...!!!
Bütün anketlerde aynı sonuç çıkıyor. Bir insan için en büyük mutluluk çocuğuyla birlikte olmak. Böylelikle dünyayı çocuk gözleriyle algılamak için ikinci bir şans elde ediyoruz. Daha mutlu, daha heyecanlı, sınırsız ve pespembe. Bol bol çocuklarla oynayın ilgilenin.
KIRMIZI BIBER
Acı kırmızı biber, önce insanda cehennem duygusu uyandırır. Ancak hemen arkasından ödülü gelir. Biberdeki Capsacin adlı madde, damakta endorfin salgılanmasına yol açar. Endorfin acıları dindirir ve insanı mutlu kılar. Bol acılı yiyen Asyalılar bunun için mutludur.
GÜNLÜK TUTMAK
İnsanın gerçek mutluluğu dışarıda değil, iç dünyasındadır. Günlük tutmak, insanın pusulası olabilir. Başımızdan geçen olaylar arasında mutlu anıları özellikle vurgulayarak kağıda dökersek, bunları kalıcı kılmış oluruz.
JOGGING
Açık havada koşu yapmak ya da sıkı bir yürüyüş, mutluluk hormonu serotonin salgılanmasını sağlıyor. Bulduğunuz her fırsatta temiz havada koşu ya da yürüyüş yapın.
MEDİTASYON
Gevşeme teknikleri insanın ruhundaki sıkıntıları atar. Gevşemiş bir insan yaşadığı anın tadını çıkarır, çevresinde küçük mutluluklar bulabilir.
EVCİL HAYVAN
Kuş, kedi, köpek ya da balık... Ev hayvanlarıyla uğraşan insanların çok daha mutlu ve sağlıklı yaşadığı bilimsel bir gerçek. Ev hayvanları, gün içinde nice küçük mutluluklar tattırırlar insana.
EV İŞLERİ
İnanılır gibi değil ama gerçek: Erkeklerin yüzde12 si, yemek pişirip ütü yaparak, ev temizleyerek mutlu olduğunu söylüyor. İşin çok daha iyi yanı, erkekler iş yaptığı zaman kadınlar da mutlu oluyor.
GÜLMEK
Her şeyi ciddiye alanlar baştan kaybediyor. Gülmek, gülümsemek ve mizah insanı sağlıklı ve mutlu yapıyor. Bir kahkaha, bin porsiyona bedeldir sözü kesinle doğru.
ÇİKOLATA
Flört etmek gibi bir şey. Bir kalem yemek yeterli, mutluluk hormonu serotonin anında beyinde dolaşıma çıkıyor. Çikolatanın içerdiği penilatilamin insanı bulutlara çıkarıyor.
MUZ
Kendinizi güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz, hemen bir muz yiyin. Magnezyum ve kalsiyum içeren bu meyve strese karşı birebir. O da mutluluk hormonu serotonini kışkırtıyor.
DOSTLUK
Almanya da yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 45 i kendini arkadaşıyla mutlu hissediyor. Dostluğun en önemli belirtileri, karşılıklı güven ve birbirini dinleme yeteneği.
MOR RENK
Mor renk insani neden mutlu yapar? Renk araştırmacıları bu soruya şu yanıtı veriyor: Kırmızı insani aktif yapar, mavi dinlendirir. Kırmızı ve mavinin karışımı olan mor ise insan ruhunu dengeye kavuşturur.
ÇİÇEKLER
Doğaya saygı gösteren insanlar, küçük şeylerle mutlu olmayı da bilir. Araştırmalara göre çiçek, insanın mutluluk düzeyini yüzde 100 oranında artırıyor.




5
Melanezya'da teyze çocukları arasındaki ilişki ensest kabul edilirken halayla ilişki doğal görülürdü.
Kamchdal'da evlendiği kız bakire çıkan erkek "kızının yetişmesinde ihmalkar davrandığı" için kayınvalidesine sitem ederdi.
Yaşlıları diri diri toprağa gömen Yeni Hebridlerde gömülmek istemeyen yaşlılara "ailenin yüz karası" olarak bakılırdı.
New South Wales'daki bazı kabilelerde kadınların ilk doğan çocuğu dinsel tören için kabile tarafından yenirdi.
Tibet'te evden ayrılan misafir dil çıkarılarak uğurlanırdı.
Zulular düşmanın alnının ortasını ve kaşını Çinliler ise idam edilen ünlü haydutların safrasını yerlerdi.
Japonya'da İmparator Buşido devrinde Samuray denilen savaşçı kastın üyeleri arasında eşcinsellik bir kuraldı.
Eski Roma'da 24 Nisan kadın fahişelerin 25 Nisan da erkek fahişelerin günü olarak kutlanıyordu.
Avustralyalı Kamilaroiler cesur bir insanın kalbini ve ciğerlerini Filipinlerde yaşayan Efugaolar ise öldürdükleri düşmanın beynini emerlerdi.
Yeni Gine yerlileri misafirlerini uğurlarken inlemelerle birlikte bütün bedenlerini çamura buluyorlardı.
Tibet'te ise misafir evden ayrılırken ona dil çıkararak uğurlamak adetti.
Eskimolar ve Hintlilerde misafirin yediği yemek dolayısıyla ev sahibine teşekkür etmesi geğirmesiyle anlaşılıyordu.

KİRLİLİK ADETİ VE LAZIMLIK KULLANAN AVRUPA
Kirliliğin temel kural olduğu Ortaçağ döneminde de ilginç uygulamalar yaşandı. Bunlardan bazıları şöyle:
Ortaçağda Avrupa'daki rahibelerin yüz ve ellerinden başka yerlerini yıkamaları kesin olarak yasaklanmıştı.
Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca iki kez banyo yapmıştı.
Kirlilik adeti Amerika'ya da bulaşmış Pennsylvania ve Virginia eyaletlerinde "banyo yapmayı yasaklayan" ya da belirli kısıtlamalar getiren kanunlar çıkarılmıştı.
Philadelphia'da ise kanunla bir ay içinde birden fazla banyo yapan insanlar cezaevine gönderiliyordu.
Tuvaletle henüz tanışmayan Avrupa'da lazımlıkları sokaklara boşaltma adeti 17. yüzyıla kadar sürdü.
Fransa krallarından 14. Louis gününün belli bir zamanını lazımlığında oturarak geçirir devlet işlerini de buradan yürütürdü.
1600'lerde İstanbul'a gelen İngiliz büyükelçiler lazımlık kullanma ve bunu da pencereden boşaltma adetleri yüzünden şehirden uzak olan Tarabya'yaki bir konağa gönderilmişti. 19. yüzyıla gelindiğinde kesin olarak tuvalet kullanma sözü vermeleri üzerine Taksim'e taşınmalarına izin verilmişti.


GÖMÜLMEK İSTEMEYEN YAŞLILAR
Bazı toplumlarda günümüzün aksine "yaşlılık" iyi karşılanmıyor ve yaşlıların kendilerini öldürmeleri bekleniyordu.
Eskimoların yaşlıları iyice güçten düşünce intihar yoluna başvururken Fijili yaşlı erkekler ölme isteğini yakınlarına söylerlerdi. Kararlaştırılan gün geldiğinde de yaşlı erkek canlı olarak toprağa gömülürdü.
Yeni Hebridlerde de yaşlılar diri diri toprağa gömülürken gömülmeyi istemeyen yaşlılara ise "ailenin yüz karası" olarak bakılırdı.
İsveç'de akrabaları yaşlılığın acılarından kurtarmaya yarayan "aile topuzları" adlı dikenli topuzlar son zamanlara kadar bulunuyordu.

ÇOCUK KURBAN ETME ADETLERİ
Çocuk kurban etmek de bir çok toplumda görülen "tüyler ürpertici" adetlerden biriydi.
Kartacalılar site devletlerinin koruyucusu Tanrı Moloch'a kendi öz çocuklarını yakarak kurban ederlerken
Fenikeliler salgın hastalıklar kuraklık savaş kaybetme gibi büyük felaketlerin yaşandığı günlerde "en sevdikleri çocuklarından birini" tanrıları Baal'e kurban verirlerdi.
New South Wales'da bazı kabilelerde her kadının ilk doğan çocuğu bir dinsel törenin parçası olarak kabile tarafından yenirdi.
Eski Isparta'da da çocuklar doğduklarında topluluğun yaşlılarına götürülür yaşayıp yaşamayacaklarına onlar karar verirdi. Sağlıklı olanlar ana babalarına verilirken sakat ve hastalıklı olanlar öldürülürdü.
İstenmeyen çocukların öldürülüp derelere atıldığı Ortaçağ'da her adımda bir çocuk ölüsüyle karşılaşmak olağandı.

6
BURCUS burcu arkadasımızın dualranın  kabulu ıcın  444 Âyet-el Kürsî   :amin:
7
BURCUS rumuzlu BURCU arkadasımız ıcın  Yasin-i Şerif (41)  
allah cc dualarını kabul etsın ınsallah :amin:
8
SIMASS (semra) arkadasımızın dularaının kabulu ıcın 444 Âyet-el Kürsî «
        ALLAH cc kabul etsın ınsallah  :amin: :amin:
9
SIMASS (semra) arkadasımızın dıleklerının kabulu ıcın 41 yasin-i şerif
         allah cc kabul etsın  :amin:
10
Sağlık Haberleri / ARKADASARI BI YARDIM EDIN HELE
14 Ağustos , 2009, 14:28:53
DUNDEN BERI ACAIP BI KASINTI VAR BELDEN ASAGA BOLGEDE
DELIRMEK UZUEREYIM AYAKLARIM BACAKLARIM KASIKLARIM MOSMOR OLDU KASIMAKTAN CILDIRACAK GIBIYIM
YANIYO VE KASINIYO
SISITILER BIDE
OFFF DR GIDEMEDIM GECER DEDIM AMA  :dontknow:
BILGISI OLANA YADA BASINA GELMS OLSN VARMI KIZLAR YAAA
OLUCEM KASIMAKTAN  :BangHead: :BangHead: :BangHead:
11
Din Bilgisi / Neden kadın peygamber yok?
14 Ağustos , 2009, 08:48:36
Kadın Peygamber Neden Gönderilmemiştir??

Peygamberliğin pek çok özellik ve şartı vardır. Bunlardan birisi de erkek olmasıdır.
Bu husus Yusuf sûresinin 109, Nahl sûresinin 43. ve Enbiya sûresinin 7. âyetlerinde açıkça ifade edilir.

Meselâ Nahl sûresinin 43. âyetinin meali şöyledir:

"Ey Resulüm! Senden önce de kendilerine vahiyde bulunduğumuz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız, bilgi sahiplerine sorun."

Âyetin mealindeki "erkekler" ifadesi her üç sûrede de "ricalen" olarak geçer.
Kadından peygamber gönderilmemesinin hikmetleri hususunda da şunlar söylenebilir:

Peygamberlik ağır bir yük, güç bir vazifedir. Kadın ise yaratılışı itibarıyla nazik ve zayıf olduğundan böyle ağır ve zor bir işin üstesinden gelemez. Çünkü peygamberlik devamlı bir şekilde sabır ve mücadele etmek ister. İstisnasız bütün peygamberler hak dini anlatırken, çeşitli belâlara ve sıkıntılara mâruz kalmışlardır.

Hz. Âdem'den Peygamber Efendimize kadar bütün peygamberlere çeşitli iftira ve hakaretler yapılmış, pek çoğu işkence görmüş; başta Hz. Zekeriya, Hz. Yahya ve Hz. Cercis (A.S.) olmak üzere yüzlercesi de şehid edilmiştir. Peygamberlerin hepsi de bütün bu zulüm ve eziyetlere karşı tam bir sabır ve tahammül göstermişlerdir. Cenâb-ı Hak böyle zor ve ağır bir vazifeyi kadınlara yüklememiştir.

Ayrıca kadının biyolojik yapısı bir engeldir. Çünkü, nübüvvet vazifesini ayda 15 gün hayızdan dolayı yapamayacak, imamete geçemeyecek, orucunu tutamayacaktı. Bir de lohusalık durumu var ve hele hamileyken, işleri yürütmesi bütün bütün zorlaşacaktı. Zira çocuğu karnında veya kucağında taşırken, insanları idare edecek ordu kumandanı olacak; strateji tespitinde bulunacak ve fiziki durumunun gereği, bütün boşluklara rağmen, en önde bulunması gerekli olan bir insan kadar çevik hareket edecek...

Bütün bunlar, kadının peygamberliğini imkânsız kılan şeylerdir. Evet, bunların kadınlar tarafından, kadınlara has arızalarla birlikte yürütülmesinin imkânı yoktur. Efendiler Efendisi de (S.A.V.), bu hususa dikkati çekmiş ve onları : "Yâni dine ait meseleleri tam yerine getiremeyen ve bazı şeyleri idrak edemeyenler" diye anlatmıştır. Evet, dediğimiz gibi, neredeyse ayın yarısı arızalı.... Keza, çocuk yüzünden ibadetleri kusurlu ve noksan, sonra da peygamberlik! Halbuki Peygamber, rehber ve kusursuz bir önderdir. Çünkü herkes onun vaziyetine bakıp durumunu ayarlayacaktır. Herkes kadınlığa ait keyfiyetleri de, Peygamberin saadet hanesindeki kadınlardan öğrenecektir.
12
ADA  AJDA  ALARA, ALMİRA ALÇİN  ALMİLA  ANDAÇ ASLIHAN  AYBÜKE  AYÇA BAHAR  BALIM  BEGÜM

BAHAR  BALIM  BEGÜM  BENSU  BERNA  BEYZA  BURCU  BÜGE  BİKE, DURU, SU BİRCE  CABİRE  ÇAĞLA   ÇAĞIL  CANAN  CANAY 

CANSIN  CANSU  ÇİÇEK ÇİĞDEM  ÇİLER  ÇİSE ÇİSEM  ÇOLPAN  ÇİSE DEFNE  DEMRE  DEREN DEREN, SEREN  DERİN  DERYA

DİDEM  DURU  DİLRUBA DÜNYA  ECE  ECEM EDA  EMEL  ERNA ESİM  FEM  FERCAN GÜLÇİN  GÜVENÇ  GÜZEY GÖKBEN  GÖKÇEN  GÖKSEL

GÖKŞİN  HAYAL  HAYAT  HAZAN  HAZER  HEVİNA(asık olan ) HÜMA  HÜMEYRA   IĞIL ITIR  IŞIL, PIRIL, PARLA  IŞIK IŞILTI  IŞINSU  IŞITAN

KUMSAL   KIVANÇ  KIZILTAN LEMAN   LERZAN  LEYLİFER  MANOLYA  MEHİR  MEHTAP  NAZ  NEHİR  NEVA NİCE  OKSAL  OLGAÇ   

OSKAY  PAMİRA  PAPATYA PERVİN  PERİ, ÖZPERİ  RUHAN  SAHRA  SEBLA  SEÇİL  SEÇİL, BEĞENİ  TAÇNUR TALİA  TAMAY, TANRAH, TANSA  TANYELİ 

UBEYDE  UÇAY   UĞURGÜL  UMUR  VAHİDE  YOSUN  ÖZÜM ŞÖLEN

13
 
Gebeliğini yaz ayları içinde geçirmek zorunda olan gebelerde aşırı sıcağın getirdiği bir takım sıkıntılar olabilir.

Yaz dönemindeki sıkıntıları; özetlemek gerekirse çoğunlukla; sıcak basmaları, avuç içi ve ayak tabanlarında yanmalar, alerjik problemler, bulantı ve kusmalardaki artış, halsizlik, uykusuzluk ve nefes darlığı gibi bir takım şikayetlerdir.

Yaz dönemini gebeliğinizin ilk üç ayı içinde karşılıyorsanız sıkıntılarınız genel olarak artacaktır. Özellikle kokulara karşı hassasiyetin arttığı, kişilerin kendilerini yorgun, halsiz, iştahsız ve bulantı -kusmalarla geçirdikleri bu dönem içindeki aşırı sıcaklar tüm bu problemlerin biraz daha ağır geçmesine neden olabilecektir.

Yaz ayları içinde gebeliğin genel olarak en rahat dönemi olan "ikinci trimester" yani ikinci üç aylık dönemi içindeyseniz ise nispeten şanslı sayılırsınız. Genel olarak pek tolere edemeyeceğiniz şikayetleriniz olmayacaktır. Yine de, aşırı sıcak hava psikolojik geriliminizi bir miktar artırabilir ve dönem dönem bir takım sıkıntılara göğüs germek zorunda kalabilirsiniz.

Yaz dönemini gebeliğinizin son üç ayı içinde karşılıyorsanız problemleriniz sizi oldukça rahatsız edici hale gelebilir. Aşırı alınan kilolar, vücuttaki ödemler hareket kabiliyetinizi engellerken nefes darlığı, çarpıntı, uykusuzluk, halsizlik gibi problemleri de beraberinde getirebilir. Aşırı sıcak havanın verdiği eziyet ise zaman zaman sizi çaresiz kılabilir. Diğer yandan doğum ile ilgili endişeleriniz, korkularınız ve adeta zamanın akışını durdurarak sizi gün saymaya itebilir.

Yaz dönemindeki sıkıntılarla baş edebilmeniz için;

• Gebeliğin ilk aylarındaysanız eğer; kokulardan uzak durun ve katı-kuru-yağsız gıdalar tüketin. Gebelikte özellikle ilk aylarda kokulara karşı bir hassasiyet artışı olur,bu da bulantı ve kusmaları arttırır. Bunun için özellikle mutfak kokuları ve ağır parfümlerden mümkün olduğunca uzak durun. Bu dönemi katı, kuru, yağsız gıdalarla geçirmeye çalışın.

• Sabahları uyandıktan sonra baş ucunuzda duran galeta veya çubuk krakerleri tüketmeniz mide asidinizi bir miktar alarak sabah bulantılarınızı azaltacaktır.

• Bulantıların aşırı olması durumunda ilaç kullanabilmeniz için hekiminize danışabilirsiniz.

• Bol sıvı tüketin. Bulantı ve kusmalarınız çok fazla değil ve özellikle gebeliğinizin 3. ayınızı doldurmuşsanız bol miktarda su ve sulu gıda tüketimine önem verin. Günde 3 litre (yaklaşık 15 bardak) sıvı alımı pek çok probleminizi giderecektir.

• Gebelikte daha sık olarak görülen idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, hemoroid (basur) gibi problemler ile birlikte gebeliğin erken doğum veya düşük tehdidi, oligohidramnion (bebeğin amnion suyunun normalden azlığı), rahim içi gelişme azlığı gibi pek çok durumlarında içilen suyun hayati önemi vardır.

• Özellikle gebeliğinizde seyahat etmeniz gerektiğinde vücudunuzun sıvı gereksinimi de artacaktır.

• Aşırı sıcak ve güneşten kendinizi koruyun. Gebelikte vücutta salınan bazı hormonlar güneş ışınlarına karşı cildin duyarlılığı arttırarak özellikle yüz, karın ve memelerde kahverengi lekelenmelere neden olabilir.

• Alınan ultraviole ve aşırı sıcak içinizdeki bebeğiniz için de zararlı etkilere sahip olduğundan güneşlenmek gebelik süresince önerilmez.

• Çok sıcak havalarda dışarı çıkmanız gerektiğinde, yüzünüze sürdüğünüz çok koruma faktörlü kremler veya şapka kullanımı ile bu lekelenmelerin oluşumuna karşı önleminizi alabilirsiniz.

• Sıcak su kaynaklarından uzak durun. Gebelikte kaplıca, hamam, sauna gibi yerlerin kullanılması önerilmez. Çünkü termojen (sıcağa bağlı) etki bebeğin gelişiminde bir takım anomalilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Aynı şekilde plajda güneşlenmek de önerilmemektedir.

• Fırsat yaratıp yüzün. Yüzme ile vücudunuzun adeta tüm kaslarını çalıştırabilir, aynı zamanda psikolojik bir rahatlama da sağlayabilirsiniz. Yüzme için denizi ve hijyenik durumundan emin olduğunuz havuzları kullanabilirsiniz.

• Yatmadan önce ılık bir duş alın. Özellikle gebeliğin son dönemlerinde ortaya çıkan uykusuzluk, sıcak basması, huzursuzluk gibi şikayetler için geceleri yatmadan önce alacağınız ılık bir duş sizi hem bedenen hem de psikolojik olarak rahatlatacaktır.

• Ayrıca akşamları aşırı kalorili ve ağır gıdalardan yerine daha hafif ve hazmı kolayları tercih edin ve yedikten sonra en az bir saat yatağınıza gitmeyin.

• İlk aylardan itibaren düzenli egzersizi ihmal etmeyin. Son aylar içinde vücudunuz ilk gebelik öncesi döneminize göre ortalama olarak 15-20 kiloluk bir yük altına girecektir. Tüm bu ağırlık artışını beliniz, kalçanız, bacaklarınız ve eklemleriniz karşılamak durumundadır. Bu yüzden özellikle bu bölgelerin egzersizleri hem bu ağırlıkların daha rahat taşınabilmesi hem de doğumun daha rahat bir şekilde gerçekleşebilmesi için gereklidir.

Yani, ilk aylardan itibaren düzenli olarak yapılan egzersizler ve yürüyüşler son aylarda sizi daha rahatlatacaktır.

Yaz döneminin iyi yönlerini de görün. Gebelik döneminizin yaza denk gelmesinin iyi yönleri de vardır aslında. Daha daha fazla seyahat edebilme şansı da bunlardan birisidir. Gebeliğiniz ile ilgili bir sıkıntınız yoksa seyahat engeliniz de yok demektir.



14
  
Gebelikte kabızlığa çok sık rastlanır ve birçok nedeni vardır. Birisi gebelikte hormon düzeylerindeki artışa bağlı olarak bağırsak kas dokusundaki gevşemedir. Bir başkası büyümekte olan rahmin bağırsaklara baskı yaparak normal çalışmasını engellemesidir.

Ancak bütün bunlara karşın gebelikteki kabızlık asla çaresiz değildir. Aşağıdaki önlemleri uygularsanız hem bu düzensizliği hem de sonucu olan basurları engellemiş olursunuz.

Lifli Gıdalar Alarak Savaşın:
Kabızlık yapıcı saflaştırılmış yiyeceklerden kaçının ve lif bakımından zengin taze meyve ve sebzeler (çiğ ya da hafif pişmiş ve mümkünse kabuklu), kepekli gıdalar, ekmekler ve baklagiller (kuru fasulye ya da bezelye); kuru meyveler (kuru üzüm, kayısı, incir vb. ) yemeye çalışın. Eğer normalde çok az lifli besin alıyorsanız, öğünlerinize lifli besinleri azar azar ekleyin, yoksa mideniz rahatsız olur. (Bir süre rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bunun sebebi de lifli besinlerin geçici yan etkilerinden birinin gaz ve şişkinlik olmasıdır). Bütün günkü öğünlerimizi 6 eşit parçaya bölerseniz 6 eşit parçaya bölerseniz çok daha iyi olur. 3 büyük öğünde kendinizi çok rahatsız hissedebilirisiniz.
Bütün bunlara karşın yanıt alamıyorsanız yemeklerinize buğday kepeği ekleyin. Önce üzerine serpmekle başlayın, 2 yemek kaşığına kadar arttırabilirisiniz. Daha fazla almayın çünkü bu mide-bağırsak sisteminizin çok hızlı çalışmasına, dolayısıyla gerekli besinlerin emilmeden atılmasına yol açar.

Düşmanınızı suda boğun:
Kabızlık bol sıvı alımına dayanamaz. Özellikle su meyve sebze suları dışkıyı yumuşatır ve besinlerin sindirim sisteminde rahatça ilerlemelerini sağlar. Bazıları limon sıkılmış (ama şekersiz) sıcak su içmenin faydalı olduğunu söylemektedirler. Kabızlık şiddetliyse kuru erik suyu oldukça yararlıdır.

Egzersiz kampanyası başlatın:
Günlük hayatın rutinliğine en az ½ - 1 saatlik yürüyüşler ekleyin.

Yine de yetersiz olursa hekiminize danışın; daha farklı şeyler önerebilir.

Kabızlığınız yoksa:
Gebe kadınlar gebelikteki kabızlığın normal olduğu konusunda anneleri, arkadaşları, kitaplar, hekimler tarafından öyle hazırlanırlar ki kabızlığı olmayanlar kendilerinde sorun olduğunu düşünürler.

Gebelikte mide bağırsak sistemi gebelik öncesine göre daha iyi çalışmaz. Fakat diyetteki besinler sayesinde (Dengeli Beslenme Diyet'inde önerildiği gibi meyve, sebze, kepekli gıdalar, meyve suları) daha düzenli olabilir. Mide-bağırsak sisteminiz kabızlığa alışkınsa diyet değişikliğine bağlı olarak başlangıçta tuvalete çıkmalarınız azalır ve geçici olarak gaz ve şişkinlik olabilir ama daha sonra "düzenli" bir hale gelirsiniz ve bu devam eder.

Eğer çok sık çıkıyorsanız (günde iki kereden daha sık), ya da dışkınız sulu, kanlı yada sümüksü bir maddeyle kaplıysa mutlaka bu konuyu hekiminizle bu konuyu görüşün. Gebelikteki ishal acil müdahale gerektirir.
15
 Gebelikte idrar yolu enfeksiyonları  Hamilelik Dönemi > Riskler
kategorisi haberleri 

   
Gebelik dönemi idrar yolu enfeksiyonlarına eğilimin arttığı bir dönemdir. Bu enfeksiyonlar basit bir sistit (mesane enfeksiyonu) olabileceği gibi, ciddi bir piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gelişimi de söz konusu olabilir. Özellikle piyelonefrit durumunda bebek de erken doğum gibi ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalabilir. Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltmak için en erken dönemde idrar kültürü yapılması oldukça etkilidir. İdrar kültüründe üreme olduğunda üreyen bakteriye uygun antibiyotik tedavisi verildiğinde gebeliğin kalan döneminde sistit ve piyelonefrit ortaya çıkma olasılığı önemli ölçüde azalır.

Normalde idrar steril (bakteri ve diğer enfeksiyon etkenlerini içermeyen) bir maddedir. Bunu sağlayan en önemli mekanizma idrar yolunun böbreklerden aşağı doğru inen idrar akımıyla sürekli olarak "yıkanması" ve temizlenmesidir. Ayrıca mesaneden idrarın dışarı boşalmasını sağlayan

Uretra adlı kanal yapısı da içeriden dışarıya akıma izin verecek, ancak dışarıdan içeri bakteri geçişine izin vermeyecek yapıdadır. Bakteriler bu engeli aşsalar da mesaneden böbreklere geçişi engelleyen benzer bir kapak mekanizması daha vardır.

Gebelik döneminde yukarıda anlatılan koruyucu mekanizmalar olumsuz etkilendiklerinden idrar yolu enfeksiyonlarının meydana gelmesi kolaylaşır. En önemli etken gebelikte fazla miktarlarda salgılanan progesteron hormonunun düz kasları gevşetici etkisidir. İdrar yollarında idrar akımını sağlayan düz kaslar gevşediğinde idrar akımı yavaşlar ve bakteri geçişini engelleyen kapak mekanizmalarının da işlevleri azalır. Ayrıca gebeliğin ilerlemesiyle büyüyen rahmin idrar yollarına baskı yapması da idrar akımının yavaşlamasına katkıda bulunur. Sonuç olarak vajinada normalde bir problem yaratmadan yaşayan enfeksiyon etkenleri önce uretra yoluyla mesaneye buradan da şartlar elverdiğinde böbreklere doğru çıkarak çeşitli şiddette enfeksiyonların oluşmasına neden olurlar.

Neler olur?
Mesaneye ulaşan bakteriler burada hiç belirti vermeden yaşamlarını sürdürebilirler. Buna asemptomatik bakteriüri (idrarda belirti vermeyen bakteri varlığı) adı verilir. Bu durum bir enfeksiyon olmamakla birlikte şartlar elverdiğinde hemen enfeksiyona dönüşebileceği için mutlaka saptanmalı ve tedavi edilmelidir. Mesanedeki bakteriler her zaman sessiz kalmazlar. Bazı durumlarda bu bakteriler sistit (mesane iltihabı) ya da ileri durumlarda piyelonefrit (böbrek iltihabı) tablolarının ortaya çıkmasına neden olabilirler. Asemptomatik bakteriüri tedavi edilmediğinde sıklıkla sistit ya da piyelonefrit oluşturan bir durumdur. Anne adaylarının yaklaşık %10'unda idrar kültüründe asemptomatik bakteriüri vardır.

Tanı için anne adaylarından tercihan gebeliğin ilk haftalarında ya da ilk kontrole geldikleri herhangi bir zamanda idrar kültürü istenir. İdrar kültüründe bakterilerde anlamlı üremenin (>100.000 bakteri kolonisi) olması ve anne adayında hiçbir belirti olmaması durumunda asemptomatik bakteriüri tanısı konur. İdrar kültüründe üreme olduğunda üreyen bakteri cinsinin hangi antibiotiklere hassas olduğunu belirten bir inceleme yapılır. Antibiyogram adı verilen bu inceleme sonucuna göre anne adayı en uygun olan antibiotikle tedavi edilir. Tedavinin üzerinden 15 gün geçtikten sonra yapılan kontrol idrar kültüründe kültürün steril gelmesi (üreme olmaması) durumunda tedavi başarılı olmuştur. Bu durumda anne adayına idrar yoluyla ilgili şikâyetleri olmadığı sürece yeni bir idrar kültürü yapılmasına gerek yoktur. Sistit yani mesane enfeksiyonu ise ağrılı idrar yapma, sık idrara çıkma, kanlı idrar yapma ve bazen de idrar kaçırma gibi belirtilerle kendini gösterir. Tam idrar tetkikinde idrar sedimentinde akyuvarlar, bakteriler ve bazen de alyuvarlar görülür. İdrar kültürü alındıktan hemen sonra antibiyotik tedavisine başlanır. İki ya da üç gün sonra alınan idrar kültürü ve antibiyogram sonucunda gerekirse antibiyotik uygun olan bir başkasıyla değiştirilir. Sistit geçiren anne adayı idrar akımını artırmak ve idrar yollarının "yıkanmasını" sağlamak için bol sıvı almalıdır. Sistitin erken doğum tehdidi yaptığı konusunda bazı veriler vardır, ancak şu an için kesinleşmiş değildir. Piyelonefrit ise böğürde ağrı, ateş ve kendini kötü hissetme gibi belirtilerle ortaya çıkan, tek böbrekte (ya da her iki böbrekte) enfeksiyonun meydana geldiği ciddi bir hastalık tablosudur ve hastanede yatırılarak tedavi edilir. Yapılan idrar tetkiki ve idrar kültüründe enfeksiyon etkeni saptanır. Muayenede genellikle tek taraflı ve sıklıkla sağda böbreğin bulunduğu bölgeye elle hafifçe vurulmasında hassasiyet gözlenir. Piyelonefrit geçiren anne adayında bulantı ve kusma olabilir, ateş genellikle 38 derece üzerindedir ve bazı durumlarda 40 dereceye kadar çıkabilir. Nabız ateşle doğru orantılı olarak hızlanmıştır, hipotansiyona (tansiyon düşmesi) eğilim vardır.

Hipotansiyon fetal distres yaratabilir. Her yüksek ateşli hastalıkta olduğu gibi piyelonefritte de tedaviyle ateş düşürülmezse erken doğum eylemi başlayabilir. Bu yüzden hızla uygun antibiotik tedavisine geçildikten sonra erken doğum ve fetal distres belirtileri aranır. Tedavi süresince anne adayı tansiyon, ateş, bebeğin durumu ve doğum eylemi bulguları yönünden sıkı bir izlemeye alınır.

Tedavi edilmeyen piyelonefrit böbrekte abse, sepsis (bakterilerin kana karışarak diğer organlara yayılması) ve septik şok gibi hayati tehlike yaratan durumların oluşumuna neden olabilir.

Piyelonefrit genellikle önlenebilir bir durumdur. Gebeliğin erken dönemlerinde hiç bir şikayet olmasa bile idrar kültürü yapılmalıdır. İdrar kültüründe üreme çıkması durumunda uygun bir antibiyotikle tedavi edilmeli ve tedavi sonrasında tekrar idrar kültürü yapılarak bakteriürinin kaybolduğu gözlenmelidir.





16
Büyüyen rahmin baskısı, diğer bazı rahatsızlıklara yol açmanın yanısıra siyatik sinirini de etkileyebilir. Bu da sırt, kalça ve bacak ağrısına neden olur. Dinlenme ve lokal sıcak uygulaması yararlı olabilir. Bebeğin duruşu değişince ağrı geçebilir ya da doğurana dek ağrılarınız devam edebilir. Ağır olgularda birkaç günlük yatak istirahatı veya özel alıştırmalar önerilebilir.
17
 
Diyabetik gebeler, anne ve çocuk sağlığı yönünden tehlikeli
komplikasyonlara aday vakalardır.

Diyabetik bir gebede bir çok maternal ve fetal sorun ortaya çıkabilir. Bunlar sırasıyla;

Anne ölümü: Çok nadirdir ve gebeliklerinde takibi ve dolayısıyla tedavisi yapılmamış gebelerde, genellikle beyin kanaması, preeklampsi veya şeker koması nedeniyledir.

İntrauterin fetal ölüm (rahim içi bebek ölümü): Uzun süreli diyabeti olan ve göz, böbrek gibi organlarda diyabete bağlı damarsal hasar meydana gelmiş diyabetli gebelerde bu risk yüksektir.

Düşük (Abortus): İlk trimesterde(1.,2. ve 3. aylar) kan şekeri kontrolü kötü olan annelerde veya diyabete bağlı damarsal değişiklikler oluşmuş gebeliklerde düşük yapma sıklığı artar.

Polihidramniyos: Çocuğun içinde bulunduğu amniyon sıvısının (rahim içi sıvı) fazla olmasıdır ve diyabetli gebelerde %20 oranında görülür. Polihidramniyos varsa bebek ölümü riski artar. (erken doğum), konjenital anomali riski artmıştır.

Preeklampsi: Gebelikte tansiyon yüksekliği ile seyreden ciddi bir hastalıktır ve diyabetik gebelerde daha yüksek oranda görülür.

Ablasyo Plasenta (plasentanın rahimden erken ayrılması) görülme sıklığı artar.

Doğumsal anormallikler: Özellikle kalp anomalileri, kısa barsak sendromu, döllenmeden önce ve bunu takip eden 3-6 hafta süresince kan şekeri kontrolü iyi olmazsa konjenital anomali sıklığı 3 kat artar.

Yenidoğan ölümü: Risk normalin 3 katı fazladır. Özellikle hyalen membran hastalığı (RDS=Respiratuar Distres Sendromu) nedeniyle ölüm sıktır.


Ölü doğum sıklığında artış olur. Nedeni plasentaya anne tarafından yeterli kan getirilememesidir.

Lohusalıkta süt kesilmesi daha sık görülür.

Annede idrar yolu infeksiyonları (piyelonefrit, nefropati)

Kandidiazis: Mantar enfeksiyonları sık görülür.

Yeni doğanda sık görülen hastalıklar:

RDS: Surfaktan yapımının bebekteki aşırı insülin düzeyinden etkilenmesi nedeniyle, solunum sisteminin işlevsel gelişimi olumsuz yönde etkilenir.(yeni doğanın solunum sıkıntısı)

Makrozomi: 4000 gram üzerinde bebek doğumu sıktır. Buna bağlı doğum komplikasyonlarında artış görülür (ağrı zaafı, bebek duruş/geliş anomalileri gibi).

Yenidoğan hipoglisemisi (Kan şekeri düşüklüğü)

Hiperbilirubinemi (Uzamış yenidoğan sarılığı)

Hipokalsemi (Kan kalsiyum düşüklüğü)

Gestasyonel Diyabetin Anlaşılması

Gestasyonel diyabet, gebeliğin en sık görülen komplikasyonlarındandır (istenmeyen etki). Genellikle gebeliğin ikinci yarısında görülür. Gebelikte, vücutta yüksek oranlarda yapılan hormonların, insülin hormonunun işlevini bozduğundan ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Bazı kadınlar, gestasyonel diyabete adaydırlar:

30 yaş üzerindeki gebeler,

Şişmanlar,

Ailesinde diyabetli hastalar olanlar,

Daha önce iri bebek doğuranlar veya

Daha önce ölü doğum yapanlar bu riskli grubu oluşturur.


Amerikan Diyabet derneği, tüm gebelerde, gebeliğin 24-28. haftaları arasında Gestasyonel Diyabet tarama testi yapılmasını önermektedir. Test, 50 gr. glükoz (bir tür şeker) içeren bir sıvının alınmasından 1 saat sonra kan şeker seviyesinin ölçülmesinden ibarettir. Eğer kan şekeri yüksek çıkarsa, glükoz tolerans testi denilen, 100 gr. glükozun içilmesinden itibaren 1, 2 ve 3 saat sonra kan şeker miktarının ölçüldüğü test yapılır. Eğer bir gebeye gestasyonel diyabet tanısı konulursa, çoğunlukla (%85) diyet yeterli olmaktadır. Sadece %15 kadar olguda insülin kullanılması gerekir. İnsülin kullanacak gebeler her gün evde basitçe kullanabilecekleri aletler ile kan şekerlerini ve idrarlarındaki şeker miktarlarını ölçerler. Doktorlarının önerilerine göre daha sonra insülinlerini uygularlar.




18
 Soğuk algınlığı ya da gribe yakalanmak  Hamilelik Dönemi > Riskler
kategorisi haberleri 

   
Kadınların çoğu dokuz aylık gebelikleri döneminde hiç değilse bir kez soğuk algınlığına veya gribe yakalanırlar; size çok rahatsızlık verici olsa da böyle hafif bir hastalık gebeliğinizi etkilemeyecektir. Ne var ki bu hastalıklara karşı kullanmaya alışkın olduğumuz soğuk algınlığı tabletleri ve antihistaminik gibi ilaçlar gebeliğinizi etkileyebilir. Bu bakımdan hekim denetimi olmaksızın ne bunları ne de aspirin veya yüksek dozda C vitamini alın. Çünkü böyle bir durumda hangi tedavinin gebelikte uygun olacağını ve sizin durumunuzda en iyi sonucu vereceğini, ancak hekiminiz söyleyebilir. Tabii bunların hiçbiri soğuk algınlığınızı geçirmez ama bazıları belirtilerini hafifletebilir. Bu ilaçların herhangi birinden birkaç doz aldıysanız hemen paniğe kapılmayın. Büyük olasılıkla zarar görmemişsinizdir. Ama yinede endişeniz varsa hekiminize danışın. Neyse ki en iyi soğuk algınlığı ve grip ilaçlarının bazıları siz ve bebeğiniz için en güvenilir ilaçlardır:

Soğuk algınlığını,can sıkıcı bir bronşite ya da ikinci bir bulaşıcı hastalığa yol açmadan başından önleyin. İlk aksırıkta yatağa girin ya da biraz daha dinlenmenizi sağlayacak planlar yapın.

Yatarken yada uyurken nefes almayı kolaylaştırmak için başınızı hafifçe yüksek tutun.

Soğuk algınlığı süresince aç kalmanız ne hastalığınıza nede bebeğe yarar sağlar. Bu yüzden gerekirse kendinizi zorlayın ve iştahınız olsun olmasın Dengeli Beslenme Diyetini sürdürün. Her gün turunçgillerden bir miktar yiyin ama tavsiye olmadan C vitamini takviyesinden kaçının (gebeliğiniz için verilen reçetenin dışında).

Bol miktarda sıvı alın. Ateş aksırıklar sürekli akan bir burun vücudunuzda sıvı kaybına yol açar. Yatağınızın yanında bir termos dolusu sıcak greyfurt suyu veya portakal şurubu (1 litre sıcak suya ½ fincan dondurulmuş, şekersiz meyve suyu) bulundurun ve bunlardan hiç olmazsa saatte bir, 1 fincan için. Ayrıca Musevi Penisilini de denilen "tavuk suyu çorba"yı deneyin. Tıbbi araştırmalar tavuk çorbasının sadece kaybolan sıvıları yerine koymakla kalmayıp soğuk algınlığı çekenleri rahatlattığını da ortaya koymuştur.

Ya bir nemlendirici ile ya da burnunuzun içine atomizörle sokacağınız tuzlu su ile burun kanallarınızın nemli kalmasını sağlayın.

Boğazınız ağrıyor veya tırmalanıyorsa ya da öksürükten
şikayetçiyseniz, 1 bardak ılık suya 1 çay kaşığı tuz ekleyerek gargara yapın.

Ateşinizi doğal yollardan düşürün. Soğuk suyla duş alın ya da banyo yapın veya ılık süngerle silinin, soğuk içecekler için ve yatakta hafif şeyler giyin. Eğer ateşiniz 39 derece ya da üstündeyse derhal hekim çağırın.

Bilindiği gibi bağışıklık sistemi vücuda yabancı dokulara tepki göstererek onları zararsız hale getirir. Bebek de vücut için yabancı bir dokudur, onun zarar görmesini önlemek için bağışıklık sistemi biraz yavaşlar. Ne yazık ki bu nedenle de gebelik sırasında yakalanılan soğuk algınlıkları daha uzun sürmektedir. Eğer soğuk algınlığı veya grip yemek yemenize ya da uyumanıza engel olacak kadar ciddiyse, sarımsı, yeşilimsi balgam çıkarıyorsanız ve şikayetçiyseniz, 1 haftadan fazla sürecek olursa hekiminize haber verin. Ayrıca gebeliğin son 3 ayı içinde gribe yakalanıp yatağa düşerseniz hekiminize haber verin. Çünkü bu dönemde grip çok şiddetli rahatsızlıklara neden olur, prematüre doğuma yol açabilir. Hem sizin hem de bebeğinizin güvenliği açısından ancak reçeteyle alınabilen ilaçlar gerekebilir.

Hekim çağırmayı ihmal etmeyin ve gebelikte bütün ilaçlar zararlıdır diye duyduğunuz için, ki değildir, hekimin verdiği ilaçları almayı reddetmeyin.




19
 Mide yanması ve Sindirim güçlüğü  Hamilelik Dönemi > Riskler
kategorisi haberleri 

   
Her ne kadar sindirim güçlüğünüzün nedeni gebeliğiniz öncesi sindirim güçlüğü nedeni ile aynı olsa da gebelikte eklenen bazı etmenler rahatsızlığı etkileyebilir. Gebeliğin erken dönemlerinde vücudunuz fazla miktarda östrojen ve progesteron salgılar. Bu hormonlar mide bağırsak sistemini de içine alan birçok yerdeki düz kasları gevşetmektedir. Sonuç olarak yiyecekler şişkinliğe ve sindirim güçlüğüne yol açacak biçiminde yavaş hareket ederler. Sizin için rahatsız edici olabilir. Ancak bu yavaş emilim bebeğiniz için besinlerin daha yavaş ve iyi emilmesini, kana geçmesini, plasentaya ve oradan da doğrudan bebeğin sistemine geçmesini sağlar. Siz mide-bağırsak sisteminizle ilgili ağrı çekerken bebeğiniz bunları hissetmeyecektir. En azından bu rahatsızlık doğru şeyleri yemenizi engellemeye başlayana dek.

Mide ile yemek borusu arasındaki kas halkası mide özsuyunun, yiyeceklerin geri yemek borusuna geçmesini önler. Bu kas halkasının gevşemesi nedeniyle mide özsuyu yemek borusuna geçer. Mide asitleri duyarlı yemek borusuna geçer. Mide asitleri duyarlı yemek borusu dokusunu tahriş eder ve kalbin bulunduğu hizada yanma hissedilir. Bu nedenle bu yanmaya "yürek yanması" da denir ama kalple hiçbir ilgisi yoktur. Son altı ayda sorun rahim büyüyüp mideye baskı yapması ile artabilir.

Hamsızlığın olmadığı bir 9 ay geçirmek olanaksız gibi bir şeydir. Bu gebeliğin hoş olmayan yanlarından biridir. Önlemenin ya da azaltmanın bazı yöntemleri vardır.

Çok kilo almaktan kaçının. Fazla kilo mideye olan basıncı arttırır.

Bel ve karın bölgenizi sıkan giysiler giymeyin.

Üç büyük öğün yerine birden fazla küçük öğün yemeye çalışın.

Yavaş, küçük lokmalar halinde ve çok çiğneyerek yiyin.

Midenizi rahatsız edecek yiyeceklerden uzak durun. Bunlar arasında acı, bol baharatlı, kızartılmış, yağlı yiyecekler, işlemlerden geçmiş etler (salam, sosis, sucuk vb), çikolata, kahve, alkol, karbonatlı içecekler sayılabilir.

Sigara içmeyin

Belinizi bükerek eğilmek yerinize dizinizi bükün.

Başınız 15 cm. yükseltilmiş biçimde uyuyun.


Eğer bütün bunlar başarısız olursa hekiminize başvurun. Size düşük sodyum içeren antiasidler önerilebilir. Fazla miktarda sodyum ya da sodyum bikarbonat içeren ilaçlardan uzak durun.



20
 
Amerikalı bilim adamları, dişeti iltihabının erken doğuma neden olabileceğini kaydettiler. ''Infection and Immunity'' dergisinde yayımlanan habere göre, Cleveland'deki Case-Western-Reserve Üniversitesi'nde görevli Yiping Han ve ekibi, dişeti iltihabına neden olan bir bakteri türünün, farelerin erken yavrulamasına ya da yavrularının ölü doğmasına neden olduğunu tespit ettiler.

''Fusobacterium nucleatum'' bakterisinin insanlarda ağız boşluğuna yerleşip, dişetindeki küçük kesikler ya da yaralar vasıtasıyla dişeti iltihabına neden olduğunu kaydeden bilim adamları, kana karışan bu bakterinin farelerde plasenta ve amniyo sıvısına geçtiğini saptadıklarını ifade ettiler. Bilim adamları, bakterinin aynı yolu insanlarda da izleyebileceğini söylediler.

Daha önce yapılan araştırmalarda, erken doğum yapan kadınların amnio sıvısında ve plasentasında bu bakterilere rastlandığını hatırlatan bilim adamları, bu bakterilerin erken doğuma neden olup olmadıklarını belirlemek için, onları hamile farelere enjekte ettiklerini kaydettiler.

Deney sonucuna göre, bakteri bulaştırılan farelerin çoğu erken yavruladı, bazılarının yavrusu ölü doğdu, bazılarının da yavrusu doğumdan kısa süre sonra öldü.

Deney sonucunun başka deneylerle teyit edilmesi gerektiğini belirten Yiping Han, yine de hamileleri diş sağlığına dikkat etmeleri konusunda uyardı.