Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Messages - tarkan

1
Gece yavaş yavaş örtmüştü kentin üstünü. Karşı kıyının ışıkları çırpınıyordu denizin yüzünde. Ve ay yaralı yüzüyle izliyordu dünyayı yukarıdan. Genç adam uykuya açtığı delikten oğluna bakmaktaydı. Oğlu uyanmış, beslenmiş ve tekrar uykuya dalmayı bekliyordu. Uzandı, genç kadının kucağından aldı yavaşça oğlunu. Usul usul sardı kollarını küçücük bedenine. Oğul öylesine küçüktü ki kolları arasından yalnızca uykulu gözleri görünüyordu. Gözleri öylesine büyüktü ki genç adamın gözü başka birşey görmüyordu. Uykulu gözler kapanmaya başladıkça büyük bir huzur kollarının arasından vücuduna yayılıyordu. Gözleri öylesine büyüktü ki kapandıkça ışıldıyordu. Gözleri, gözler, göz.... Kapandı. Genç adam uykuda açtığı deliği huzur ipiyle dikti. gözleri kapandı. Hala aynı ışığı görüyordu...Masal kendini yazmaya devam ediyor ve az sonra şafak sökecek..........
2
Tomurcuk bir gül vardı genç adamın elinde. Büyüsün diye bekledi yıllarca. Su verdi elleriyle, temizledi köklerinden ayrık otlarını. Sevdi tomurcuğu genç adam. Hem de bir yumrukluk yüreğine dünyaları sığdırarak. Tomurcuk büyüdü. Gonca bir güldü ilk öptüğünde. Her öpüş bir çiy tanesi oldu gonca gülün yapraklarında. Artık goncacık tüm endamıyla bir güldü. Bülbüllerin kıskandığıydı genç adam. Hayatının en ateşli tangosuydu gül, genç adamın. Günlerden bir gün, Gülden bir tomurcuk düştü toprağa. Genç adamın aşkı, gülün canından bir tomurcuk. Genç adam şimdi o büyüsün diye bekliyor. Elleriyle su verip ayrık otlarına savaş açarak. Dediğim gibi masal devam ediyor...
3
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan bir masal değil bu. Ne Kaf dağları ne de zümrüd-ü anka kuşları var bu masalda. Bir modern zamanlar masalı anlatılan.
Günün birinde genç bir adamın bir ameliyathane kapısında volta atmasıyla başlar masalımız. Ve birden, derinden duyulan bir bebek ağlamasıyla tüm başlar çevrilir ameliyathane kapısına. Kapıda beliren hemşirenin, genç adamın içini titreten sesi duyulur "Bebeğin babası kim?". Benim diyemeden elleri uzanır hemşirenin kucağındaki bebeğe. İşte o an kucaklaşırlar BABA ve OĞUL. Gözleri kırpılmaldan bakışırlar. 9 aylık hasretle, 9 aylık merakla, 9 aylık heyecanla ve bir ömürlük sevgiyle bakışırlar. Ayakları hareket eder genç adamın nereye bastığının farkında değildir. Odasındaki hazırlanmış yatağına yatırır oğlunu. Ve uçarcasına geri döner. Genç kadının, hayatının ortağının çıkmasını bekler. Birazdan genç kadın görünür kapıdan. Doğasının ona bahşettiği en yüce görevi yerine getirmenin gururu, bir can dünyaya getirmenin yorgunluğuyla geliyordu. Genç adam minnetle, aşkla tuttu elini genç kadının. Dudaklarından sadece "teşekkür ederim" sözleri döküldü. "seni seviyorum".
Zaman geçiyordu. BABA ve OĞUL git gide tanıyorlardı birbirlerini. Genç adam konuşuyor oğlu dinliyordu. Oğlu dinledikçe genç adam anlatıyordu. Geceleri kollarında uyuyordu oğul babasının. Kucağında huzur buluyordu. Genç adam oğlunun gülüşlerinde güneşleri görüyordu.
Zaman geçiyor. BABA ve OĞUL dahada iyi tanıyorlar birbirlerini. Artık oğul da cevap veriyor babasına kendi dilince. Ama anlıyor genç adam onu. Dinliyor artık oğlunun anlattıklarını heyecanla. Zaman geçiyor ve bu masal kendini yazıyor.
4
eşimin ısrarları üzerine ben de buraya taşındım. diğer forumdaki yazımla başlıyorum. sevgilerle...