08 Mayıs , 2024, 13:06:10

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - ARMAĞAN

1
'Senin sayende' demiyorsanız,'senin yüzünden' de demeyin hiç bir zaman.



Selma, 6 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu, bana geldiğinde

8 yaşındaydı. Selma'nın onu psikolojik olarak susmaya

iten, 'seçici konuşmazlık' dediğimiz sürece getiren olaylar

beş yaşındayken başlamıştı.





Selma, beş kardeşi, anne ve babasıyla kendi halinde

normal bi yasam sürerken, bir gün annesi hastalanıyor. O dönemlerde

beş yaşlarında. Kendisinden büyük iki abla, bir ağabey ve kendisinden

küçük iki kardeş daha var.. Küçük kardeşin yeni doğduğu dönemde

anne ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşıyor. Uzun süre

tedavi görüyor. Yoğun uğraşılara rağmen iyileşmiyor. Hastane ortamından

evine gidip son günlerini evinde huzur içinde yaşasın diye

doktorlar tarafından eve gönderiliyor. Birkaç ay evde

babaanne, hala ve benzeri yakın akrabaların yardımıyla yaşatılıyor.

Birgün hayata gözlerini kapatıyor.

Anneye en fazla ihtiyaç duyulan dönemde anne, Selma'nın

hayatından çıkıp gidiyor.





Aradan 1,5 yıl geçiyor. Kendi hallerinde bir şekilde

Yaşamaya alışıyorlar. Büyük kızlar evde yemek yapıp, en küçük

çocuklara annelik yaparken, Selma babasıyla birlikte dükkanda çalışıyor.

Dükkanları evin hemen alt katında olduğu için baba endişe

duymadan iş hayatına devam ediyor. Çocuklarını kimseye

muhtac etmeden yük etmeden idare ediyor.





Bir gün ablalar ve ağabey, kardeşlerini alarak yakın

Akrabalarına gidiyorlar.

Selma babasının yanından ayrılmıyor. Çok ısrar ediyorlar ama

istemedigi için gitmiyor.

Babası da gitmemesine ses çıkarmıyor. Öğleden sonra baba

Kız dükkanı temizlemeye başlıyorlar. Selma babasının istediği

gibi her yeri bi güzel temizleyip süpürüyor. Daha sonra radyoyu

açıyor. Müzik dinlemeye başlıyor. Ancak dışardan gelen sesler

nedeniyle müziği duyamadığı için, sesini iyice açıyor. Babası

da başının ağrıdığını söyleyerek müziğin sesini kısmasını istiyor.

Selma, babasının söylediğini duymamış gibi yapıyor. Hani çocuklar

sıklıkla yaparlar ya.. Bir süre sonra babası, başının çok

ağrıdığını söylüyor. Yüzü asılıyor. Selma, gidip gelip

babayı kontrol ediyor baş ağrısı geçti mi diye.





Babası baş agrısına dayanamayarak eve ilaç almaya çıkıyor.

Sıcaktan bunaldığını, kendini kötü hissettiğini söylüyor. Dükkana dikkat

etmesini hemen bi ağrı kesici alıp geleceğini de ekliyor. Eve çıkıyor.

Aradan epey zaman geçmesine rağmen baba yok.

Bekliyor baba yok. Merak edip yukarıya babasına bakmaya

çıkıyor. Eve giriyor.

Babasına sesleniyor. Cevap yok. Tam oturma odasına

giriyor ki babası o anda Selmanın gözleri önünde kalp krizi geçirmeye başlıyor.





Selma babasının çırpınmalarına, yerde tırmalamasına...vs.

şahit oluyor.

Babası son nefesini verip yerde cansız yatarken,

Uyandırmaya çalışıyor.

Babası uyanmıyor... Camdan aşağı doğru bağırmaya başlıyor:

'İmdat.. Babama bişey oldu... Yardım edin!..' kısa süre

içinde ev mahalle halkıyla doluyor...





Cenaze işlemleri bitince 1,5 yıl önce anneleri ölen bu altı

kardeşin ne olacağı tartışması başlıyor.. kimi 'yanımıza alalım', kimi 'yuvaya

verelim', kimi de 'hepsine birden nasıl bkacağız' diyor. En

sonunda akrabalar aralarında anlaşıyorlar.'herbirimiz birisini

alalım. Böylece çocuklar yurtlarda perişan olmaz, arada sırada

da olsa birbirlerini görürler.' Diye düşünüyorlar. Selma' yı çok

sevdiği halası alıyor. İki yıldır Selma yanlarında ve hiç

konuşmuyor.





Duyduklarım beni çok etkilemişti. Daha önce gidilen

Uzmanların isimleri beni endişelendirmişti. Bir yandan da bir şeyler yapabilirim

belki diye düşünmeden edemiyordum.

Hikayesinden çok etkilendigim bu kızı merakla bekliyordum.

Halası olan biteni tek tek anlattı.

'Gelinimiz ve ağabeyimin ölümünden sonra ben de onu bir türlü

mutlu edemedim. İki yıldır yüzü hiç gülmüyor. Kendiliğinden

hiç bir şey yapmıyor. Sadece konuşmasa neyse ama sanki

kurulmuş bir robot gibi.örneğin sofraya oturup yemek

yiyeceğiz ' Hadi Selma sofraya otur!' diyoruz oturuyor. Hadi Selma artık

kalkabilirsin demeden kalkmıyor. Önceleri aldırmadık. Baktık

olmadı karşımıza aldık uzun uzun konuştuk

anlattık. Ona evimizin bi kızı oldugunu, evdeki herkes

kadar her

şeye hakkı oldugunu... hiçbirisi fayda etmedi. Zamanla

öfkelenip inadını kırmak için bazı taktikler uygulamaya başladık. Sofra

hazır olunca gel otur demedik, aç kaldıgı günler oldu. Ya da artık

kalkabilirsin demedik saatlerce sofrada oturdu. Hadi artık uyu

demedik, sabaha kadar koltukta öyle oturdu. Vicdanın yoksa söyleme...'





Onunla yaptığım ilk seans dün gibi aklımda. Hal hareketleri

dinlemiyormuş gibi ama tüm alıcılarını bana cevirdiğini

hissettiğim tavırları.

- Biliyor musun ben seni çok sevdim

- ......

- Vallahi çok ciddiyim, çok sevdim.

- .....

- Ne güzel hiç konuşmuyorsun, diğer çocuklar gibi kafamı

şişirmiyorsun ..

Gözlerimin içine bakıp gülümsemesini saklamak ister gibi

dudaklarını ısırarak başını salladı.

- Biliyor musun bazen çocukların hayatlarında bazı şeyler

Yolunda gitmiyor, benim işimse bunları yoluna koymak.

Beni dinlediğini biliyorum .. hatta

benimle konustugunu bile hissediyorum. Çocuklar benden

yardım isterler, ben de onlara yardım ederim. Bu hep böyle oldu.

- .......

- Ama şu an işler değişti. Sana yardım etmeyi ben istiyorum.

Eğer bana yardım edersen , izin verirsen seni susturan şeyin ne

oldugunu bulurum. Gerçekten... inan bana...izin verir misin? Başını

salladı! Evet başını salladı!

- Elimde bazı resimler var, o resimleri cocuklara gösteriyorum

onlar da bana resimlerle ilgili hikayeler anlatıyorlar. Onlar

bana hikaye anlatınca ben de onların mutlu olmasını sağlıyorum. Yani

bütün sır hikayede. Biliyorum sen konuşmuyorsun. Ama hikaye

anlatmak istersen, konustugunu kimseye söylemem. Bu ikimizin sırrı olur.

Anlaştık mı?





Bir süre düşündü. Başını saga sola salladı. Evetle hayır

Arasında gidip geliyordu.

Birden evet anlamına gelecek şekilde başını salladı.

Karşımdaydı... ben ona resimler gösteriyordum o da bana

hikayeler anlatıyordu. İşimiz bittiğinde ona çok teşekür ettim.

Anlattıklarını analiz etmeye bile gerek yoktu. O kadar saf, o

kadar temiz, o kadar kendi hikayesini anlatmıştı ki... Selma'nın bilinçaltı

karmakarışıktı.





İşte Selma'nın analizden geçmesine bile gerek bırakmayan,

Halasını dinlerken

gözyaslarına boğan, beni analiz yaparken hıçkırıklara boğan

hikayesi...





'Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar bir ülke varmış. Bu

Ülkede anne babasıyla yaşayan çok mutlu çocuklar varmış. Çocuklar

kardeş kardeş hep oynarlarmış, anne babaları onlara hiç kızmazlarmış. Bir

gün bu çocukların annesi hastalanmış. Çocuklar çok üzülmüş. Ama

kimse çocukların üzüldüğünü anlamamış. Anneyi hep hastaneye

götürmüşler. İlaçlar vermişler. hem de acı acı ilaçlar. Anne,

sırf çocuklarını yalnız bırakmamak için içmiş bütün o acı ilaçları.

Çocuklara hep annelerinin iyileşeceği söylenmiş. Bir gün

anneyi eve getirmişler.

Çocuklar anne geldi diye çok mutlu olmuşlar. Anne hep yatakta

yatmaya başlamış. artık

cocuklarına yemekler yapmıyormuş. Çocuklar çok üzülmüşler.

Annelerinin yanında oyunlar oynamaya başlamışlar. Annelerinin

yanında niye oynuyorlarmış biliyor musun ? Anneleri

eğlensin diye. Ama babaanneleri hep kızıyormuş onlara.

'Gürültü

yapıp durmayın.

Anneniz zaten sizin yüzünüzden hastalandı' diye. çocuklar çok

yaramazlık yaptı diye anne hastalanmış meger. Çocuklar da anne

iyileşsin diye onu eğlendirmek istiyorlarmış ama kimse

anlamıyormuş. herkes çocuklarını azarlayınca anneleri de cok

üzülüyormuş..





Birgün anne ölmüş. Herkes ağlamış. Çocuklar annenin neden

Öldüğünü anlamış.

Yaramazlık yaptılar diye. Çocuklar evde babalarıyla yaşamaya

başlamışlar.

Bir gün anane gelip yemek yaparken, çocuklar gürültü yapmışlar.

Anneanne onlara kızmış 'kızım sizin yüzünüzden hasta oldu. Hiç

annenizin sözünü dinlemediniz hasta ettiniz

kızımı. Sizin yüzünüzden de öldü. Sözümü dinlemeyip

gürültü yapar, çok konuşursanız

beni de öldürüp ortada kalacaksınız. Kim bakacak size?' demiş.

Bir gün Selma , babasıyla dükkanda oturuyormuş. Ablaları

kardeşleri amcalarına gitmişler. selma babasının yanından

ayrılmak istememiş. Hiç gürültü yapmadan hep babasına yardım ediyormuş.

Anneleri çocuklar evde yokken hastalanmış ya. Babası yalnız

kalır hastalanır diye yalnız bırakmak istemiyormus. Babaları çocuklarını

hiç kızmıyormuş zaten. Gürültü yaptıklarında bile.. Selma dükkanda

babasına yardım etmiş, her yeri mis gibi yapmış.

Elleri de acımış biraz. Radyoyu açmış. Babasının başı

ağrımış. 'Kızım kapat şunun

sesini' demiş. Selma duymuş ama duymamazlıktan gelmiş. En

sevdiği müzikler varmış.

Babası biraz sonra eve gitmiş. İlaç alıp gelecekmiş. Gitmiş gelmemiş.





Selmanın aklına hemen anneannesiyle babaannesinin

Söyledikleri gelmiş. Annesi zaten cocukların yaramazlıgı yüzünden ölmüştü

ya. Selma çok korkmuş eve çıkmış. Babasını aramış. Odaya girince bi

bakmış, babası bişeyler yapıyor. Selma çok korkmuş. Babası

Selmaya 'git' der gibi işaretler yapmış. Selma gitmemiş. Babası yerde

Uyumaya başlayınca uyandırmaya çalışmış.

Uyandıramayınca ağlamaya başlayıp komşuları çağırmış.

Sonra ev kalabalık olmuş. Selma kimseye söyleyememiş ama çok

üzülmüş.. babası ' git ' dediği halde gitmemiş. Yine

babasının sözünü dinlememiş. Eger gitseydi, müziğin sesini açıp babasının

başını ağrıtmasaydı babası ölmeyecekti. Selma'nın yüzünden öldü.

akrabalar çocukları paylaşmışlar. Selma ablalarından ayrılmak

istememiş. Küçük kardeşini de çok seviyormuş. Halası yanına

gelip 'kızım sen artık benim kızımsın bizimle yaşayacaksın'

demiş Selma çok mutlu olmuş. Öyle mutlu olmuş ki, halasını

çok seviyormuş, istediği zaman kardeşlerime götürürler, diye

düşünmüş.. Halasının evine gidince 'artık bunlar benim yeni

anne babam' demiş kendi kendine. Ama birden korkmaya

başlamış. 'Annemle babamı ben öldürdüm. Yaramazlık yaptım

sözlerini dinlemedim. Yeni annemi babamı çok seviyorum.

Ya onlara da bişey olursa ben ne yaparım.?' Sonra aklına

Bişey gelmiş. Gece yatmadan önce

yatağının başucuna oturup dua etmeye başlamış.

'Allahım .. ben çok yaramaz bir kızım. Annem babam benim

Yüzümden öldü.

Halamlar çok iyi insanlar. Ne olur benim yüzümden onları

da yanına alma.

Eğer onları da alırsan ben kimin yanında kalırım? Ne olur

Allahım bana yardım et.

Hiç konuşmamam için bana yardım et. Ne zaman gürültü yapıp

Söz dinlemesem annem babam ölüyor. Hep susmam için bana yardım et

Allahım. Ne söylerlerse yapacağım, onlar söylemeden hiç bişey

yapmayacağım... ne olur onları benden alma!..'

O günden sonra Selma hiç konuşmamış. Gülmemiş. 'Eğer

gülersem evde gürültü olur, başları ağrıyıp ölürler' diye korkmuş. Hep susmuş..

Hikayesi bitince Selma gözlerimin içine baktı ve ekledi;

'Biliyor musun? Hala her gece dua ediyorum. Allahım nolur

konusmayayım, konusmamam için bana yardım et! Diye. Bazen çok

mutlu oluyorum. O zaman çok korkuyorum sevinçten çığlık atarım da gürültü

olur, annem ölür diye'





O küçük bedeniyle ne kadar büyük bir görev üstlenmişti.

Kaçımız en konuşkan, en geveze çağımızda kendimizi susturmayı

başarabiliriz ki?

Kaçımız bir dondurma alındıgında bile sevinç çığlıkları

atabilecekken, bu yogun duyguyu bastırıp susmaya devam

edebiliriz ki? Kaçımız?

Bu kadar sevilmek... bu kadar değer verilmek...



*********************************************************************

Yapmayın ne olur... Çocuklarınızın küçücük omuzlarına,

AĞIR yükler yüklemeyin.

Onların akılları da BÜYÜK, yürekleri de KOCAMAN...

Ne olur başınız da ağrısa, bir bardak da kırılsa, eşinizle de

kavga etseniz; demeyin...

Zaten aslında hiç biri çocuğunuz yüzünden değildir.

Aslında hiç bir şey, hiç bir zaman, bir başkası yüzünden

değildir,

kendimizizdir, bir durumu istemediğimiz bir sonuca doğru

yönlendiren.

Ama bunu bilmektense, itiraf etmektense, bir başkasını

Suçlamak hep daha kolay gelir.

'Senin yüzünden!' demeyin çocuklarınıza...

'Senin sayende' demiyorsanız;

'senin yüzünden' de demeyin hiç bir zaman
2
Sizin Seçtikleriniz / İSİM FALI
21 Nisan , 2009, 12:19:17
Son günlerde oldukça popülerleşmeye başlayan isim falına bakarak karşınızdaki kişi hakkında fikir sahibi olunabilirmiş.. Astrologlara göre durum bu kadar basit..


NASIL BAKILIR?

Fal için sözkonusu isimdeki fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal enerji sembollerinin açıklamalarına bakmak gerek. İsimdeki harflerin anlamlarını biraraya getirerek anlamlı sonuç çıkarıyorsunuz.

Örnek-1 : Aranan ad "TUĞBA" olsun, harf tablosundan T-U-Ğ-B-A harflerinin karşılığını bulup alt alta getiriyoruz ve isim falına bakılmış oluyor.

T :Oldukça ketum tavırlı ve duygularını karşısındakine açmayı zor başarabilen kişiliği temsil eder.
U,Ü :Durgun görünümlü, çok ağır hareket eden, işlerini ağırdan alan bir profil çizen kişilik.
G :İnatçı kişilik, gerginlik ve üstün güçlere sahip olma arzusunu ifade eder.
B :Ön sezileri kuvvetli kişiliği temsil eder. En olumsuz olaylarda dahi umutlarını yitirmeyen kişiliktir, aynı zamanda.
A :Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.


HARFLER & ANLAMLARI

A : Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.
B : Ön sezileri kuvvetli kişiliği temsil eder. En olumsuz olaylarda dahi umutlarını yitirmeyen kişiliktir, aynı zamanda.
C : Güzel sanatlara yatkınlığı temsil eden duygusal kişiliği ifade eder.
Ç : Zevk ve sefa düşkünü kişiliği ifade eder.
D : Üstün gücü temsil eder, hırslı ve zorluklara direnen kişiliği ifade eder.
E : ruhsal karışıklığı temsil eder, yani üzüntü ve sevinci birarada yaşayan ve ruhsal gel-gitleri olan kişiliği ifade eder.
F : Sakinliği temsil eder, uysal ve güvenilir kişiliğin işaretçisidir.
G : İnatçı kişilik, gerginlik ve üstün güçlere sahip olma arzusunu ifade eder.
H : Sakin ve durağan bir kişiliği ifade eder.
I,İ : Hassas, duygusal ve kırılgan bir kişiliği temsil eder.
J : Kaprisli ve kıskanç kişilik belirtisidir.
K : Başarılı, ünvan sahibi ve daima yükselen bir kişiliği ifade eder.
L : Sanatsal yönleri olan kabiliyetli kişilik ifadesidir.
M : Ticarete yatkınlık ve yüksek zeka seviyeli kişiliği ifade eder.
N : Üstün güçlere sahip, sağduyulu kişiliği ifade eder.
O,Ö : Gizemli kişilik sahibidir. Gizliliği sever ve duygularını açığa vurmaktan kaçınan tiplerdir.
P : Kendinden emin kişilik, girdikleri ortamda kendine güvenli tavırlarıyla dikkat çekerler.
R : Tereddütlü kişilik demektir, karar vermede zorlanmalar yaşarlar.
S,Ş : Hayalperestliği sembolize eder. Aşırı hayal kuran kişilik.
T : Oldukça ketum tavırlı ve duygularını karşısındakine açmayı zor başarabilen kişiliği temsil eder.
U,Ü : Durgun görünümlü, çok ağır hareket eden, işlerini ağırdan alan bir profil çizen kişilik.
V : Kendi içine dönük, umursamaz bir kişiliği ifade eder, bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesiyle hareket eden kişilik örneği.
Y : Geçmişteki izleri, üzüntü ve diğer olayları sürekli yaşarlar, geçmişlerini asla unutmazlar ve güçlü bir kişilik yapısı gösterirler.
Z : Bilimsel açıdan başarılı, okumayı seven, akademik anlamda başarılı kişilik ifadesidir
3
Çorbalar / DUL AVRAT ÇORBASI
31 Mart , 2009, 18:03:57




Malzemeler:


1 su bardağı ev eriştesi
1su bardağı yeşil mercimek
2 orta boy soğan
50 gram kıyma
1 çorba kaşığı domates salçası
3 çorba kaşığı sıvı yağ veya tereyağ
6 su bardağı su
tuz karabiber
kuru nane

Yapılışı:

Mercimekleri tencereye alıp su ekleyerek yumuşayıncaya kadar haşlayın.ayrı bir tencerede ,ince doğranmış soğanları yağda pembeleşinceye kadar kavurun.kıymayı ekleyerek soteleyin.salçayı ekleyin daha sonra  mercimekleri ekleyin, karıştırın.4 bardak su ekleyin.ve kaynamaya başlayınca erişteleri ekleyin.tuz ve karabiberi ekleyerek erişteler yumuşayıncaya kadar ara sıra karıştırarak pişirin

Üzerine nane ekleyerek servis yapın.
4
Diğer Tatlılar / PROFİTEROL
09 Ocak , 2009, 13:04:23






Malzemeler

Hamuru için;



1,5 Su Bardağı Su
100 Gr. Margarin
1 Su Bardağı Un
5 Yumurta
1/2 Çay Kaşığı Tuz
1/2 Çay Kaşığı Şeker
İç Kreması için;


2,5 Su Bardağı Süt
2 Çay Bardağı Toz Şeker
1 Çay Bardağı Un
2 Tatlı Kaşığı Nişasta
1 Paket Vanilya
2 Yumurta Sarısı
Profiterol Hamurunun Yapılışı

Küçük bir tencereye suyu koyun ve kaynatın.
Su kaynayınca margarini ekleyin ve eritin.
Margarin eriyince un, tuz ve şekeri ekleyin ve çırpma teli hızlıca karıştırın. Sulu bir hamur kıvamında olan karışım kaynayınca (göz göz olunca) altını kapatın ve tezgahın üstünde 5-10 dk. ılınması için bekleyin.
Karışım ılınınca yumurtaları TEKER TEKER ekleyin. Her bir yumurtayı ekledikten sonra el mikseri (parçalayıcı bıçaklı olan) ile iyice çırpın. Yumurta karışıma iyice karıştığında diğer yumurtayı ekleyerek işlemi tekrarlayın.
Karışımı buzdolabına kaldırarak yaklaşık 1 saat iyice soğutun.
Tepsinizi hafifçe yağlayın.
Karışımdan bir çay kaşığı alarak, ikinci çay kaşığı ile itmek suretiyle, kabarma payı olması gerektiği için, 2cm. aralıklarla dizin.
Önceden 200 derece ile ısıtılmış fırına koyun.
20 dk. 200 derecede pişirin, daha sonra ısıyı 150 dereceye düşürerek 25 dk. daha pişirin. Fırını kapatın. Fırının kapağını açmadan içinde 10-15 dk. daha bekletin.
Soğuyunca hazırladığınız kremayı sıkma tüpüne doldurun ve orta kalınlıkta bir uc takın.
Hamur topunun yanından veya altından, tüpün ucunu batırın ve içine kremayı sıkın.
1 Paket hazır çikolata sosunu 2,5 su bardağı süt ile pişirin. (Ben yine mikrodalga fırında pişirdim.)
Sos ılınınca hamurların üzerine gezdirin.
İç Kremanın Yapılışı;

Vanilya hariç tüm malzemeleri karıştırın ve orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Kaynamaya başlayınca altını kapatın ve vanilyayı ekleyin. Sürekli karıştırarak yada mikser ile çırparak soğutun
5
Fıkralar / KAZ GÖNDERSEM YOLAR MISIN?? :)))))
04 Aralık , 2008, 12:55:56
KAZ GÖNDERSEM YOLAR MISIN?

Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selamlamış:
'Selamunaleykum ey pir'i fani...'
'Aleykumselam ey serdar'ı cihan...'
Padişah sormuş:'Altılarda ne yaptın?'
'Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor...' Padişah gene sormuş:
'Geceleri kalkmadın mı?'
'Kalktık... Lakin, ellere yaradı...'
Padişah gülmüş:
'Bir kaz göndersem yolar mısın?'
'Hem de ciyaklatmadan...'
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
'Ne konuştuğumuzu anladın mı?'
'Hayır padişahım...'
Padişah sinirlenmiş:'Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.'
Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
'Ne konuştunuz siz padişahla...' Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:
'Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.'
Baş vezir, yüz altın vermiş.
'Sen padişahı, serdar-ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu.'
'Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.'
Vezir kafasını kaşımış.'Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?...'
Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
'Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye, boğaz)'
Vezir bir soru daha sormuş...'Geceleri kalkmadın mı ne demek?' Adam bir yüz altın daha almış. 'Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim...' Vezir gene kafasını sallamış.
'Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek...'
Adam gülmüş.'Onu da sen bul...


:toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10: :toothy10:
6
Fıkralar / HAYVANLAR ALEMİ :))))))))))))
23 Eylül , 2008, 17:54:32
Önce ayiya birinci dilegini sormus. Ayi da "Bu ormandaki bütün ayilarin disi olmalarini ve bana asik olmalarini istiyorum"demis.

Cin daha sonra tavsanin ilk dilegini sormus.

Tavsan da"Motorbisiklet istiyorum"demis.Ayi tavsana"Sen salak misin?Daha güzel birsey isteyebilirsin"demis.

Cin ayiya ikinci dilegini sormus. Ayi:

"Bu ülkedeki bütün ayilarin disi olmalarini ve bana asik olmalarini istiyorum"demis.

Sonra tavsan"Ben kask istiyorum"demis. Ayi "Daha güzel birseyler istesene"demis ve son dilegini dilemis.

"Bütün dünyadaki ayilarin disi olmalarini ve bana asik olmalarini istiyorum"demis.

Tavsan motoruna binmis,kaskini takmis ve son dilegi su olmus;

"Ben bu ayinin ibne olmasini istiyorum
7
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.

Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş önce,sonra:
bana senmi vurdun? demiş adama.
Adam: ben vurdum lan ne olacak demiş.
Hoca:  sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
Adam: ciddi vurdum napacan?!
Hoca:  Aman aman, öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da ...



:wave: :wave: :wave:
8






[URL=http://g.imageshack
9
Yumurta Yemekleri / ZUCCİNİ OMLET
20 Ağustos , 2008, 11:07:55
Zuccini Omlet

MALZEMELER

1 adet büyük kabak (ince dilimlenmiş)

3 adet orta boy soyulmuş ve dilimlenmiş domates

4 dilim pastırma (küçük doğranmış)

4 yumurta (çırpılmış)

100 gr rende çedar peyniri

1/4 su bardağı bira

1/2 çay kaşığı tuz

1 yemek kaşığı doğranmış maydanoz

2 çay kaşığı nişasta

6 adet kesilmiş zeytin.



HAZIRLANIŞI

Kabakları ve domatesleri yumşayıncaya kadar beraber pişirin. Pastırmaları da pişirin ve kabakları ekleyin. Yumurtaları, peyniri, birayı, tuzu ve maydanozu karıştırıp pastırma ve kabakların üzerine dökün. Ağzını kapatın ve 15 dakika ateşte bırakın. Nişastayı domates sosuyla, koyulaşana kadar karıştırın. Zeytinleri ilave edin. Omleti eşit parçalara bölün, sosla beraber servis yapın.
10
Yumurta Yemekleri / İSPANYOL OMLETİ
20 Ağustos , 2008, 11:06:08
Ispanyol Omleti

MALZEMELER

4 adet patates

4 çorba kaşığı zeytin yağı

2 adet orta boy kuru soğan(yarım ay şeklinde doğranmış)

tuz

karabıber

4 adet yumurta

3 dal taze yeşil soganın sapları



HAZIRLANIŞI

Patateslerı yıkayıp kurulayıp soyun. İnce halkalar halinde doğrayın tencereye soğuk su doldurun, tuz ve patatesleri ilave edin. Su kaynadıktan sonra orta ateşte 5 dakika pişirin, zeytin yağını bir tavada kızdırın soğanları kavurup patatesleri ilave edin, patesler pembeleşinceye kadar orta ateste 5-6 dakika kavurmaya devam edin. Tuz ve karabiberi ekleyin ateşten alın, kavurma işlemini yaparken devamlı karıştırın. Karıştırma kabının içinde yumurtaları cırpın kavrulmuş patates ve soğanları yumurtalara katın. Tavanızı ateşe koyun, biraz kızdırın, patateslerı ve yumurtaları tavaya dökün. Omletin bu yüzünü 2-3 dakika pişirin daha sonra diğer yüzünü 2-3 dakika pişirin. Ateşten alın, omlet ılıdıkdan sonra dilimleyip taze yeşil soğanın sapları ile süsleyin.
11
Fıkralar / HASAN'DAN RABB'İNE
27 Mart , 2008, 18:10:45
Hasan diye kimi kimsesi olmayan birisi askere gitmis. Arkadaslari aileleriyle konusuyor,ailelerinden para felan

istiyormus fakat bizim Hasan telefon acacak kimsesi olmadigi için oturmus ALLAH'u tealaya mektup yazmis.

'ALLAH'im durum sana ayan beyan, kimsem yok biliyosun,ne olur bana 200 milyon.'

Hasan kapatmis zarfi yazmis ustune 'Hasandan Rabbine' Atmis postaya

Hasanin mektubu tabi asker mektubu incelenir subaylar bi bakmislar birliklerinde gariban asker. Subayin birisi 'bizim birlikte böyle gariban askerlerde mi vardi. Subaylar çikin paralari' demis.

200 milyon cikmamis 150 milyon çikmis. Koymuslar zarfa yazmislar 'Rabbinden Hasana'...

Aslanim Hasan almis zarfi bakmis 150 milyon. Oturmus ALLAH'u tealaya 2. mektubu dösemis.

'ALLAH'im mektubunu aldim çok tesekkur ederim. Simdi sana bi adres verecem parayi bundan sonra oraya gonder. Zira bu ibne subaylar içinden caliyo.......


12
Öyküler / ÇOK ETKİLEYİCİ !!!!!
14 Mart , 2008, 10:57:33
TÜKET DAHA ÇOK TÜKET!!



BAYATLADI DIYE EKMEK ATANA,
TABAGINDA PIRINC TANESI BIRAKANA,
2 GUN UST USTE AYNI YEMEGI YEDI DIYE HAYIFLANANA,
BU CAY BAYAT DIYE CAYCIYA CIKISANA,
LUKS LOKANTALARDA 150 GR ETE DUNYANIN PARASINI ODEYENLERE,
ELMANIN KABUGUNU KALIN SOYANA,
BU MEMLEKETIN KIYMETINI BILMEYENE,
HEP DAHA FAZLASINI ISTEYENE



[eklenti yönetici tarafından silindi]
13
KIZLAR ZUHAL DOĞUM YAPTI NİHAYET. NAZIMIZ GELDİ.  :hieyt: :hieyt: :hieyt:
ALLAH UZUN VE HAYIRLI BİR ÖMÜR VERSİN İNŞALLAH.  :amin: :nazar:
ZUHALCİM SANADA ÇOK GEÇMİŞ OLSUN CANIM ARKADAŞIM.  :opucuk: :opucuk: :opucuk:
14
Sizin Seçtikleriniz / ÇALIŞAN ANNELERE MÜJDE!!!
27 Kasım , 2007, 13:04:24
ÇALIŞAN ANNELERE MÜJDE




Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü, özellikle çalışan velilere kolaylık sağlamayı amaçlayan "Çocuk Kulüpleri" kurmaya hazırlanıyor.


Mevcut anaokullarının veya anasınıflarının bünyesinde oluşturulacak kulüplerde çocukların ücret karşılığında eğitim etkinliklerine katılması öngörülüyor. Bu amaçla hazırlanan yönerge taslağı görüş alınmak üzere ilgili kurumlara gönderildi. Taslak, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in onayıyla uygulanmaya başlanacak.
Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı,  "Çocuk Kulüpleri" projesini anlattı. Halen mevcut anaokullarında veya anasınıflarında ikili ya da tekli eğitimin devam ettiğini belirten İnanlı, özellikle ikili eğitim verilen okullardaki çocukların velilerinin, anaokulundaki veya anasınıfındaki eğitim tamamlandıktan sonra eğer bakıcı yoksa çocuklarını nereye bırakacakları konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. İstatistiklere göre, Türkiye'de çalışan kadın nüfusunun yüzde 24 olduğunu belirten İnanlı, çalışan kadınların bir kısmının çocuk sahibi olduktan sonra işlerini bırakmak zorunda kaldıklarını anlattı.

Bu sıkıntıyı göz önünde bulundurarak bir proje hazırladıklarını dile getiren İnanlı, personel ve fiziki imkanları yeterli, uygun eğitim ortamı bulunan anaokulları ve anasınıflarında, yeterli sayıda başvuru gelmesi halinde çocuk kulüpleri kurulacağını kaydetti.

Çocuk kulüplerinin, okul müdürünün teklifi, il ve ilçe milli eğitim müdürünün onayıyla açılacağını söyleyen İnanlı, "Çocuk kulüpleri kurmamızdaki amaç, çalışan annelerin çocuklarının, anaokullarındaki eğitim sürecinden sonra da sağlıklı bir ortamda bakım ve eğitimlerinin devam etmesini sağlamaktır" diye konuştu.
İnanlı, şunları kaydetti:
"Örneğin bir velinin çocuğu sabah saat 08.00'de okula geldi, öğleyin 12.00'ye kadar eğitim gördü, 12.00'den sonra evine gidecek ama annesi çalışıyorsa evde de bakıcısı yoksa ne yapacak? Çocuk kulüpleri ile bunu çözmeyi amaçlıyoruz. Eğer okul binası müsaitse, öğleden sonrası için o okulda yer varsa buralarda çocuk kulüpleri açmak istiyoruz. Bu kulüplerde çocuklar öğretmen nezaretinde oyun oynayacak, resim yapacak, drama yapacak, çeşitli etkinliklere katılacak. Veli de işini bitirdikten sonra gelip çocuğunu alacak."

"Çocuk Kulübü" projesinin anasınıfı veya anaokullarından ne farkı olacağına ilişkin soruyu İnanlı şöyle yanıtladı:
"Anaokullarında bir haftada verilen eğitim süresi 42 saat, anasınıflarında da 30 saattir. Bu saatler dışında öğretmen çalışmaz. Çocuk kulüpleri uygulamasından yararlanmak isteyen veliler saat karşılığı ücret ödeyecek. Cüzi bir miktar verecekler. Bu miktar piyasanın çok altında olacak. Bu kulüplerde görev yapacak öğretmenlerin ücretleri de bu yolla karşılanmış olacak. Hem de velinin çocuğu emin ellerde kalacak. Veli evde bakıcıya vereceği parayı okula versin, buradaki eğitim ortamına versin" dedi.

"KULÜPLER 19.00'A KADAR AÇIK"
İnanlı, çocuk kulüplerinin saat 19.00'a kadar açık olacağını, velilerin çocuklarını saat karşılığı kayıt yaptırabileceklerini söyledi. İnanlı, "Veli çocuğunun 2 saat, 3 saat veya 5 saat kalmasını isteyebilir. Çocuk kaç saat kalacaksa o kadar saat ücreti ödenecek" dedi.
Çocuk kulüplerindeki eğitimin de belli bir programa bağlanacağını anlatan İnanlı, "Anaokulundaki eğitimin devam gibi olacak. İlköğretim okullarında nasıl 'etüt' saati varsa bu da onun gibi birşey" diye konuştu.
Çocuk kulüplerinde öncelikle mevcut kadrolu öğretmenlerden isteyenlerin görevlendirileceğini, yetmezse usta öğretici görevlendirileceğini kaydeden İnanlı, böylece okul öncesi öğretmenliğinden mezun olanlara da "iş kapısı" açmış olacaklarını ifade etti.

VELİLERİN TALEBİNE GÖRE AÇILACAK
Yönerge taslağına göre, kulüpler 3-5 yaş grubu çocuklara yönelik olacak. Anakokullarındaki veya anasınıflarındaki eğitim saatleri dışında, öğretmen veya usta öğretici gözetiminde resim, müzik, drama, oyun gibi etkinlikler ve sosyal etkinlikler yapılacak.

Kulüpler velilerin talebine göre açılacak. Bir kulübün açılabilmesi için en az 10 çocuğun kayıt yaptırması gerekecek. Kayıtlar, eğitim-öğretim yılının başında alınmaya başlanacak. Yarıyıl ve yaz tatillerinde çocuk kulüplerinde toplam 8 saat etkinlik yapılacak.

15
 budur yaa!!

30 ağustos hariç tüm tatiller hafta içi :))))


Tatil Günlerinin İsmi
Süre
Ay
Gün

YILBAŞI
1. GÜN
1 OCAK
SALI

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI
1 GÜN
23 NİSAN
ÇARŞAMBA

ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI
1 GÜN
19 MAYIS
PAZARTESİ

ZAFER BAYRAMI
1 GÜN
30 AĞUSTOS
CUMARTESİ

RAMAZAN BAYRAMI AREFESi
1/2 GÜN
29 EYLÜL
PAZARTESİ

RAMAZAN BAYRAMI
1. GÜN
30 EYLÜL
SALI

RAMAZAN BAYRAMI
2. GÜN
1 EKİM
ÇARŞAMBA

RAMAZAN BAYRAMI
3. GÜN
2 EKİM
PERŞEMBE

CUMHURİYET BAYRAMI
1. 5 GÜN
28 EKİM

29 EKİM
SALI

ÇARŞAMBA

KURBAN BAYRAMI AREFESi
1/2 GÜN
7 ARALIK
PAZAR

KURBAN BAYRAMI
1. GÜN
8 ARALIK
PAZARTESİ

KURBAN BAYRAMI
2. GÜN
9 ARALIK
SALI

KURBAN BAYRAMI
3. GÜN
10 ARALIK
ÇARŞAMBA

KURBAN BAYRAMI
4. GÜN
11 ARALIK
PERŞEMBE


16
Hemşeriler :) / 2. İZMİR BULUŞMASI
06 Kasım , 2007, 14:49:43
KIZLAR BİZ TADINA DOYAMADIK 2.BULUŞMAYI DÜZENLİYORUZ. GELMEK İSTEYEN YAZSIN AHANDA BURAYA. ;D
17
İlişkiler / KOCA 01 PROGRAMININ KULLANIMI
25 Eylül , 2007, 12:18:05
"Koca 01" programının kullanımı...
Sabah Neşeniz benden:

Değerli Teknik servis,

Geçen yıl aldığım "ErkekArkadaş 5.0" programını
"Koca 1.0" seviyesine yükselttim.Ama tüm sistem performanslarında bir
yavaşlama söz konusu,
özellikle "ErkekArkadaş 5.0" bölümünde bulunan
"Çiçek 8.0" ve "MumIşığındaYemek 6.3" işlemleri "Koca 1.0"
programında yok.

"Koca 1.0" programı devreye girince bir çok program devre dışı
kaldı, "Romantizm 9.5" ile "Özelİlgi 6.5" kesinlikle devre dışı, ama bunu
yerine "Sınırsız TV 0.4" ve "Maraton 1.35" sürekli çalışıyor.

"Sohbet 8.0" ve "EvTemizliği 2.6" sistemi çökertiyor.

"Kavga 5.3" programı fayda etmedi. Ne yapmam
gerikiyor.
İmza

Umutsuz

=========================
Sayın Umutsuz.

Bir kere bu olayı şöyle görmeniz gerek "ErkekArkadaş
5.0" bir eğlence paket programıdır, "Koca 1.0" ise başlı başına bir
işletim sistemi.

"http:/ Beni sevdiğini düşünüyordum.html" komutunu
yazarak "GözYaşı 6.2"'i indirin ve "SuçluHis 3.0"'ı güncellemeyi
unutmayın.

Eğer bu uygulamalar doğru sonuç verirse "Çiçek 2.0" ile
"MumIşığındaYemek 2.1" kısa bir süre için devreye girebilir.Ama sakın çok sık uygulamaya
koymayın yoksa "Koca 1.0" otomatik olarak koruma programı olan "SessizceSuratAsma 2.5"
devreye sokar.Ama ne yaparsanız yapın kesinlikle "Kaynana 1.0"'ı çalıştırmayın.
(Ekran görüntüsünü bozan ve sistem kontrolünü kaybettiren bir virüs ortaya çıkar).

Ayrıca "ErkekArkadaş 5.0" 'ı kesinlikle yeniden yüklemeyin.

Bu kabul edilmez uygulama ciddi sorunlar yaşatabilir ve "Koca 1.0" bunu kaldıramaz.

Kısacası "Koca 1.0" çok güzel bir işletim sistemi, ama sınırlı hafızaya sahip ve yeni uygulamaları hemen kavramaya müsait
değil.

Performans arttırıcı ek programlar tavsiye ederiz, mesela,
"SıcakYemek 3.0" ve "SeksiİçÇamaşır 7.7" çok faydalı olur.

İyi Şanslar

Teknik Departmanı

18
Fıkralar / SİHİRLİ SANDALETLER
07 Eylül , 2007, 17:42:55
Bir adamla karısı Mısır'da eski bir çarşıda geziyorlarmış. Ayakkabı satılan bir dükkânın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş, buyur etmiş, girmişler.
- Satıcı "çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi, sizi sex te çok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler..." Adam tabi ki erkekliğe leke sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski günleri özleyen karısının ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş. Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış, kalbi hızlı hızlı atmış, fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gözleri büyümüş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış. Karısı bir adım geri kaçmış "Aman allahım dur dur..." derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parçalayarak çıkarmaya başlamış, bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya çalışırken bağırıyormuş,
-"Sandaletleri ters giydin lan!..."   :ehi: :ehi: :ehi:
19
Fıkralar / SÜZME
07 Eylül , 2007, 17:38:54
Temel'in 8 tane çocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1
-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1
-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş. Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş, 9
-10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, köyün en zeki, en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o, süzme..! "
20
Fıkralar / SİYAH BEYAZ KADIN
07 Eylül , 2007, 17:33:40
Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek
- " Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
- Rehber "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır" demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kaç tane var bu civarda"
- "Pekİ siyah beyaz kadın var mı" rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına" Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a dönerek
- " Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi