Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - இܓiڪے†∂ηßﺙuℓ இܓ

21
'Yaprak Dökümü' dizisinde Fikret karakterini canlandıran tiyatro oyuncusu Bennu Yıldırımlar, yeni sezonda ünlü Amerikan dizisi 'Desperate Housewives'ın (Umutsuz Ev Kadınları) yerli versiyonunda rol alacak.

Yeni yayın döneminde Kanal D'de ekrana gelecek olan Medyapım imzalı 'Umutsuz Ev Kadınları'nda Yıldırımlar, orijinal versiyonda Marcia Cross'un canlandırdığı temizlik, yemek, düzen saplantısı özellikleriyle öne çıkan Bree Van De Kamp karakterini oynayacak. Rolün Türkçe adı ise Berrin olacak. Dizinin kadrosunda kesinleşen diğer isimler ise Songül Öden, Ceyda Düvenci ve Evrim Solmaz.   
22
Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman var olduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Doğum günün kutlu olsun... :love9: :love9: :love9:



NİCE SENELERE EDACIM YAKIŞIKLI YİĞENİM VE EŞİNLE BERABER BIR OMUR BOYU HEP MUTLU OLUN  :amin:

23

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN  :flowers: :flowers: :flowers:
Sevdiklerinle uzun ve mutlu bir ömür diliyorum.
Mutlu yıllar CANIM  :amin: :amin: :occasion16: :wav:


   
24
Sizin Seçtikleriniz / Ramazan Deyince !!
29 Temmuz , 2011, 02:45:03
   Onbir ayın sultanı RAMAZAN 'a sayılı günler kaldı.Ramazan inşallah yine tüm güzelliğiyle,tüm bereketiyle evlerimize konuk olacak.Tuttuğumuz oruçlarımızın sadece aç ve susuz kalmak olmadığını anlamak için el açıp Mevla'ya yakaracağız.Bu ayda biraz daha fazla ihtiyaç sahiplerini düşüneceğiz ve inşallah diğer aylarda da aynı özelliğimizi sürdüreceğiz.Her sene biz oruç tuttuk inşallah bu sene oruç bizi tutar.
Hazır Ramazan da gelmişken biraz düşünelim.Ramazan deyince aklınıza neler geliyor acaba ? Ramazan sizin için ne anlama geliyor ? Evet başlayın bakalım.Ramazan deyince aklınıza neler geliyor;neler hissediyorsunuz;ramazanla ilgili güzel hatıralarınız var mı ?
   
25
Din Bilgisi / Gençlikte yapılan ibadet
15 Temmuz , 2011, 02:16:10
Gençlikte yapılan ibadet
Sual: gençlikte yapılan ibadetler, fazilet bakımından ihtiyarlıkta yapılandan farklı mıdır?


CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şehvetlerin oynadığı, insan ve cin şeytanlarının saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele, pek çok sevap verilir.

İhtiyarlıkta dünya şevkleri azalıp güç, kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkanı ve ümitleri kalmadığı zamanda, pişmanlıktan, ah etmekten başka bir şey olmaz.

Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da, nasip olmaz. Bu pişmanlık da tevbe demektir ve yine büyük nimettir. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır.

Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, halsizlik zamanında, yarar iş yapılamaz. Bugün, güç, kuvvet yerinde iken, hangi özürle, hangi sebeple bugünün işi yarına bırakılabilir?

Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, helak oldu, ziyan etti) buyurdu. Gençlik zamanında insanı üç din düşmanı olan nefs, şeytan ve kötü insanlar aldatmaya uğraşmaktadır. Bunlar karşısında, az bir ibadet pek kıymetli olur. İhtiyarlıkta yapılan, bundan kat kat fazla ibadetlerin bu kadar kıymeti olmaz.

Gençlikte, nefsin arzuları, insanı kapladığı gibi, ilim öğrenilecek, ibadet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir.

Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, dinin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok kıymetli olur.

[Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip, yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak ALLAHü teâlâ bilir].

Çünkü, maniler karşısında, ibadet yapma güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. Bunun için insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Çünkü insan, maniler arasında ibadet eder. Melekler ise, mani olmadan emre itaat ediyor.

Gençlik arzuları, ALLAHr17;ın düşmanı olan nefsin ve şeytanın sevdiği şeylerdir. Dine uygun şeyler ise, ALLAHü teâlânın sevdiği şeylerdir. ALLAHr17;ın düşmanlarını sevindirip, bütün nimetleri veren, hakiki sahibi gadaba getirmek, akıllı insanların yapacağı şey değildir. ALLAHü teâlâ, hepimizi nefse, şeytana ve din düşmanlarının sözlerine ve yazılarına aldanmaktan muhafaza buyursun.) [Müj. Mektublar]

Dünya işleri yarına bırakılır, bugün ahiret işleri yapılırsa, güzel olur. Fakat bunun aksi yapmak, çok çirkin olur. gençlikte insanı, üç din düşmanı olan, nefs, şeytan ve kötü arkadaş aldatmaya çalışır. Bunlar karşısında, az bir ibadet pek kıymetli olur.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(ALLAH katında en sevgili olan, tevbe eden gençlerdir.) [R.Nasıhin]
(Tevbe eden bir gencin cenazesi kabristana getirilince, ALLAHü teâlâ, "Ey Melekler, bu kabristandan azabı kaldırın! Buraya tevbe eden bir genç getirildi. Onun olduğu yerdekilere azap etmeye haya ederim" buyurur ve bütün kabristandakilerden kırk gün, azap kalkar.) [R. Nasıhin]

Tevbe eden genç
Beni İsrail zamanında bir genç, kötü işler yapar, tevbe eder, tevbesinde durmazdı. Çok günah işlese de, çok tevbe ettiği için, tevfîk-i ilahi imdadına yetişti. Büyük bir günah işledikten sonra pişman oldu. Sahraya çıkıp yüzünü, gözünü topraklara sürerek dedi ki: "Ya ilahi, ne kadar tevbe ettiysem tevbemi bozdum. Beni günahtan korumazsan yine tevbemi bozar, ebedi felakete düçar olurum. O zaman halim nice olur?"
Şöyle bir ses duydu:
"Ey kulum, sen günahından vazgeçtiğin için, sana rahmetle muamele ediyorum. Tevbeni kabul edip, kötü amellerini lütuf ve keremimle affettim." [R. Nasıhin]

ALLAHü teâlâ, çok merhametli olup, kullarına çok acıdığı için, bir günde ibadete, yalnız beş vakit ayırmış, birkaç şeyi haram edip, çok şeyi mubah etmiş, izin vermiştir. O halde, gençlik zamanında, sıhhatin, gücün kuvvetin, malın ve rahatlığın bir arada iken, bu zamanı değerlendirmek gerekir. Sonsuz saadete kavuşturacak sebeplere yapışmalı, iyi işler yapmalı, bugünün işini yarına bırakmamalıdır. Ömrün en iyi zamanı olan gençlik günlerinde, işlerin en iyisi sahibin, yaratanın emirlerini yapmak, Ona ibadet etmek, İslamiyetr17;in yasak ettiği haramlardan sakınmaktır. Günde bir saat tutmayan bir zamanı, ALLAHü teâlânın emrini yapmak için ayırmamak, sayılamayacak kadar çok olan, mubahları bırakıp da, haram ve şüpheli olana uzanmak ne kadar kötüdür. (M.Rabbani)

alıntı
29
Daha anlayışlı bir şekilde konuşmak, hesapları hızla yapabilmek, çocuğunuzun verdiği cevabın arkasında ne olduğunu hemen anlayabilmek ve ona göre davranabilmek... Küçük de olsa, bu ayrıntıların hayatımızı değiştirebileceğini unutmayın. Bunun içinde beyninize yaptıracağınız ufak egzersizler yeterli olacak. Bir de yediklerinize biraz dikkat etmeniz gerekiyor. Beynin ihtiyacı olan besinlerin başında makarna, pirinç, patates ve ekmek gibi karbonhidratlar geldiğini unutmayın .
Dünyanın IQ'su en yüksek insanı, 228 puan ile Guinness rekorlar kitabına giren Marilyn Vos Savant. Bunu nasıl başardığını ''Beyin Jimnastiği: Beynin Gücünü Artırmak ve 12 Haftada IQ'nuzu Geliştirmek'' adını verdiği kitapta anlatıyor. Savant, ''Beyin jimnastiği aklınızın sınırsız kapasitesini öğrenmenizde, günlük hayatta karşılaştığınız problemleri çözmenizde, etrafınızdaki kişilerle iyi ilişkiler kurmanızda yardımcı olacak'' diyor. İşte beyninizi geliştirmek için uygulayabileceğiniz programın başlıca etapları:

Daha zeki olmak için neler yemeli?


Beyin daha iyi çalışmak için 100 milyar hücresini besleyebilen yakıta ihtiyaç duyuyor. Bunun için de doğru diyeti uygulamak gerekiyor. Beynin ihtiyacı olan besinlerin başında karbonhidratlar geliyor; makarna, pirinç, patates ve ekmek. Bitkisel yağlarda ve yumurtanın sarısında bulunan E vitamini, magnezyum, çilek, domates ve sebzelerdeki C vitamini, bira mayasında karşılaşacağınız B1 vitamini, ıspanak ve muzdaki B6 vitamini, ayrıca D vitamini, kalsiyum bu yakıtı oluşturan başlıca maddeler.

Kelime dağarcığınızı hergün biraz daha geliştirin


Günlük hayatta karşılaştığınız her kelimenin tam karşılığını biliyor musunuz? Bu soruya kesin olarak cevap veremiyorsanız kısıtlı bir sözlük bilgisine sahipsiniz demektir. Halbuki insanlarla ilişkilerinizi belli bir düzeyde tutmak ve anlaşabilmek için geniş bir sözlük bilgisine sahip olmalısınız. Toplumun büyük bir kısmı günlük hayatta 6 bin kelime kullanıyor. Bu sayı içinde tekrarlar da bulunuyor. Aşağıda sözlük bilginizi genişletmek için birkaç öneri bulacaksınız:

- Yeni duyduğunuz ya da okuduğunuz kelimelerin tam anlamlarını öğrenmek için sözlüğe bakın

- Karşınızdaki kişi bilmediğiniz bir terim ya da deyim kullandığında ona anlamını sormaktan çekinmeyin

- Argo kelimeleri kullanmaktan kaçının, konuşurken anlamlı ve kesin kelimeler seçin.

Hesap işlerinde samimi olun


12 bölü 1/2 kaç ediyor? Eğer bu soruya cevap veremiyorsanız (ki sonuç 24 ediyor) hesap konusunda egzersiz yapmanız gerekiyor demektir. Matematik konusunda pratik olmak düşünceleri daha iyi kavrayabilmenizi, doğru kararlar alabilmenizi sağlıyor. Bunun için aşağıdaki tavsiyelere uyabilirsiniz:

- Rakamları hiçbir zaman düşman gibi görmeyin, matematik soyut bir kavram değildir, her rakam belli bir niceliğe sahip ve bu nicelik üzerine düşünmek gerekiyor

- Matematiğin sizi eğlendireceğini unutmayın, öğretmenlerle olan sorunlarınızı matematiğin üzerine atmayın;

- Beyninizi kullanmayı öğrenin hesapları aklınızdan yapın, özellikle küçük işlemler için hesap makinası kulanmaktan kaçının.

Mantığınıza güvenin


Mantık, problemleri analiz etmede ve çözüme ulaşmada size yardımcı olacak. Mantığınızı geliştirmek ve kullanabilmek içinse yapabilecekleriniz şunlar:

- Problemler karşısında aklınızı kullanmaya, sakin olup, çözüm için en iyi yolu bulmaya çalışın. Annenizin, arkadaşlarınızın ya da eşinizin olaya karışmasına izin vermeyin

- Eleştirel olmayı öğrenin, toplumun yüzde 50'sinin hükümetten memnun olduğunu duyduğunuzda geri kalan yüzde 50'nin de memnun olmadığını açıkça söyleyin

- Kişilerin söylediklerine körü körüne inanmayın, dışarda yağmur yağıyor cümlesini duyduktan sonra, yanınıza şemsiye almadan önce bir kere de pencereden kendiniz bakın.

Gözlem ruhunuzu geliştirin


Bir inek ile bir ananas arasındaki ortak özellik nedir? Bu soruya hiçbir cevap bulamıyorsanız gözlemlerinize güvenmemelisiniz demektir. Çünkü bu sorunun birçok cevabı bulunabilir, en azından ikisinin de birer canlı oldukları söylenebilir. Gözlem gücünüzü geliştirmek için:

- Çevrenizdeki eşyalara ya da canlılara dikkatle bakın, yaşanmış olaylardan da yararlanabilirsiniz

- Testleri çözün

- Günlük hayatta karşılaştığınız reklam panolarına eleştirel gözle yaklaşın, hedefe ulaşmak için kullanılmış araçlara dikkat edin.

Konsantrasyon oranını arttırın


Konsantrasyonunuzu ve dikkatinizi geliştirmek için aşağıdaki yollara başvurabilirsiniz:

- Her seferinde bir tek iş yapın

- Fazla zaman istemeyen işlerinizi çabucak yapın, böylece daha önemli işlerinize vakit ayırabilirsiniz

- Televizyonu kapatın, televizyon ritmi dikatinizin dağılmasını sağlayacak

- Yaptığınız işlerde sona ulaşmayı başarın, başladığınız işleri yarım bırakmak, özellikle de hiçbir neden yokken, zaman kaybından başka birşey değil.
alıntıdır 
30
İletişim kurmakta güçlük çeken insanları uzmanlar "zor insanlar" olarak adlandırılıyor. Tüm zor insanların inatçı, hırslı ve kaprisli oldukları görülüyor. Ancak unutmayın ki, insanları değil ama davranışlarını değiştirmek sizin elinizde."zor insan" diye bir şey yok. Zorlayıcı davranışlar var.Bazı insanlar karşılarındakinin performansını düşürmek ve onların şevkini kırmak için bilerek zor tavırlar sergiler.Her zor insan birbiriyle aynı davranışları sergilemez.




Bazı zor insanlar sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri de hep son sözü söylemeyi tercih eder.Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz, bazısı agresif olabilir.

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalıdır?
- Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu sakin bir şekilde kendinizi ifade edin ve size yönelik saldırgan tavırlara kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.


- Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi hazırlanmak gerekir.
Asla meydan okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortya çıkaracak sorular sormaktan çekinmeyin.


- Şikayetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler.
Kendilerine olan güvenleri de çok değildir.

Eksik olan özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz, her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır içine girerler.
Bu insanlara "Başkalarının göremediklerini görüyorsun" şeklinde onların güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin.
Ona karşı savunmacı davranmayın.


- Mağdurlar:
İyi dinleyin, onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive edin.


- Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.


alıntıdır 
31
Din Bilgisi / MİRAC KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN
27 Haziran , 2011, 20:21:10
               

Salı günü Miraç Kandili

Hz. Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükseldiği gece olarak kabul edilen Miraç Kandili üç ayların ilki olan Recep ayına denk geliyor.

Müslümanların inancına göre, Hz. Peygamber, Miraç gecesi Cenab-ı Hakk'ın daveti üzerine Cebrail'in rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi.


MİRAC KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN  :amin:
32
   Şa'bân ayı Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in ayıdır. Bu itibarla bu ayda Salevât-ı şerîfeye çok devam etmek lâzımdır. Yine mümkün oldukça İstiğfâr-ı şerîf, Salevât-ı şerîfe, İhlâs-ı şerîf okumalı, teheccüd ve tesbih namazları kılmalı ve Hatm-i Enbiyâ yapmalıdır.

�Şa'bân� kelimesinde beş harf vardır. Bu harfler şu mânâlara gelmektedir:

* ش : Şerefli
* ع : Ulvî
* ب : Berâet

Be harfi, kelimenin tam ortasında olup, bu ayın ortası, yani 15'inci gecesi Berâet gecesidir.

* ا : İhsan-ı ilâhî
* ن : Nûr-i ilâhîye nâiliyet. Bu nûr kâfirlere zulmet ve gadab-ı ilâhîdir.

Bu ayın birinci gecesinde, her rek'atte 1 Fâtiha-i şerîfe ve 3 Âyetü'l-Kürsî ile bir tesbih namazı kılınır.

Şa'bân'ın 27'nci gecesi, akşam ile yatsı arasında iki rek'at teşekkür namazı kılınacak. Zamm-ı sûre olarak ne istenirse o okunur. Namaza şöyle niyet edilir:

�Yâ Rabbî, beni Resûl-i Zîşân Efendimiz'in ayının sonuna yaklaştırdın. Resûlullah Efendimiz'i ve mübârek ayını bana hem şefi' ve hem de şâhid eyle, Allâhü Ekber�

Namazdan sonra 70 defa İstiğfâr-ı şerîf:

اَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ

�Estağfirullâhe'l-azıym. Ve etûbü ileyk�, 100 defa da şu Salevât-ı şerîfe okunacak:

اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى رُوحِ مُحَمَّدٍ فِى اْلاَرْوَاحِ وَصَلِّ عَلَى جَسَدِ مُحَمَّدٍ فِى اْلاَجْسَادِ وَصَلِّ عَلَى قَبْرِ مُحَمَّدٍ فِى الْقُبُورِ

�Allâhümme salli alâ rûhi Muhammedin fil-ervâh. Ve salli alâ cesedi Muhammedin fil-ecsâd. Ve salli alâ kabri Muhammedin fil-kubûr�.

Namazdan sonra �Yâ Rabbî, senin huzûr-ı sırr-ı ehadiyyetine ilticâ ediyorum� denilir.
Berâet Gecesi

Şa'bân-ı şerîfin 15'inci gecesi �Berâet gecesi�dir. Bu gecede hiç olmazsa bir tesbih namazı kılınır.

Berâet gecesinde 100 rek'atlı hayır namazı vardır ki, kılan kimse o sene ölürse, şehitlik mertebesine nâil olur.

Namaza şöyle niyet edilir:

�Yâ Rabbî, niyet ettim senin rızâ-i şerîfin için namaza. Beni afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbden, dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip süedâ defterine kaydeyle, Allâhü Ekber�

Her rek'atte Fâtiha-i şerîfeden sonra 10 İhlâs-ı şerîf okunur. İki rek'atte bir selâm verilerek 100 rek'atte tamamlanır. Her rek'atte 100 İhlâs-ı şerîf okumak sûretiyle 10 rek'at olarak da kılınabilir.

Namazdan sonra, (Hz. Allâh'ın HÛ ism-i şerîfinin ebced hesâbına göre adedi olan) 11 şey, (TÂHÂ'nın ebced hesâbıyla adedi olan) 14 kere okunur. (TÂHÂ Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'in ismidir.)

Okunacak olanlar:

İstiğfâr-ı şerîf: 14 kere
Salevât-ı şerîfe: 14 kere
Fâtiha-i şerîfe (besmeleyle): 14 kere
Âyetü'l-Kürsî (besmeleyle): 14 kere
�Lekad câeküm...� (besmeleyle): 14 kere [2]
14 kere �Yâsîn� dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerîf [3]
İhlâs-ı şerîf (besmeleyle): 14 kere
�Kul eûzu birabbil-felak...� (besmeleyle): 14 kere
�Kul eûzu birabbin-nâs...� (besmeleyle): 14 kere
14 kere:

سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ وَلاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

�Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym�
Salevât-ı şerîfe (Salât-ı Münciye okumak efdaldir): 14 kere

Bunlardan sonra duâ yapılır.
Duhâ, Evvâbin ve Teheccüd Namazları

Bilhassa evrâd-ü ezkâr sahipleri Duhâ, Evvâbin ve Teheccüd namazlarını arasıra kılmalıdır. Vakti olanlar daha sık veya devamlı kılabilirler.

Duhâ, Evvâbin ve Teheccüd namazları 6'şar rek'at olarak kılınır. Daha az veya daha çok kılınabilirse de ortası budur.

Duhâ namazının;

İlk iki rek'atine: �Niyet eyledim şükründen âciz olduğum bütün nîmetlerine teşekküren Duhâ namazına...�
İkinci iki rek'atine: �Niyet eyledim şükründen âciz olduğum İslâmiyet nîmetine teşekküren Duhâ namazına...�
Üçüncü iki rek'atine: �Niyet eyledim şükründen âciz olduğum ümmet-i Muhammed'den olmaklığa teşekküren Duhâ namazına...�

diye kalbden niyet edilir.

Son iki rek'at oturarak kılınır.

Evvâbin ve Teheccüd namazlarına tek niyet kâfidir. Her selâmdan sonra ayrıca niyete lüzum yoktur.

Evvâbin namazı eğer akşam namazının arkasından kılınacaksa; akşamın sünnetinden sonra tesbih ve duâ yapılmadan Evvâbin kılınır. Arkasından tesbih çekilip duâ yapılır.
Tesbih Namazı

Günahların afvına vesîle olan tesbih namazı 4 rek'atlı bir namazdır. Bu namazı kılabilmek için şu tesbihi ezber bilmek icap eder:

سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ وَلاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاللهُ اَكْبَرُ وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

�Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym�

Tesbih namazının kılınışı:

Kalben tesbih namazı kılmaya niyet edilir. �Allâhü Ekber� diyerek namaza başlanır.

Yukarıdaki tesbih:

�Sübhâneke...�'den sonra 15 kere,
Zamm-ı sureden sonra 10 kere,
Rükûda 10 kere,
Rükûdan doğrulunca 10 kere,
Secdede 10 kere,
Secdeden doğrulunca 10 kere,
İkinci secde de 10 kere,

okunur.

Böylece birinci rek'at kılınmış olur. İkinci rek'ate kalkılınca Fâtiha-i şerîfeden önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10'ar kere okunarak 4 rek'at tamamlanır.

Tesbih namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu gibidir. Fark sadece okunan tesbihlerdir. İkinci rek'atte oturulduğunda, �Et-tehiyyâtü...�'den sonra, �Allâhümme salli...� ve �Allâhümme bârik...�, üçüncü rek'at için ayağa kalkıldığında da �Sübhâneke...� okunacaktır.

Tesbih namazında beher rek'atte okunan tesbih adedi 75'dir. Dört rek'atte 300 tesbih okunmuş olur.
Hatm-i Enbiyâ

Hatm-i Enbiyâ yapmak için, önce 1 Fâtiha-i şerîfe, 3 İhlâs-ı şerîf okunur.

Sonra:

اَعُوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

�Eûzu billâhis-semî'ıl-alîmi mineş-şeytânir-racîm. Rabbi eûzu bike min hemezâtiş-şeyâtıyn. Ve eûzu bike rabbi en yahdurûn�

Şu âyet-i celîle okunur ve buna göre hareket edilir:

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
يَآ اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
صَدَقَ اللهُ الْعَظِيمُ

�Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Yâ eyyühellezîne âmenusbirû ve sâbirû ve râbitû vettekullâhe lealleküm tüflihûn. Sadekallâhül-azıym�

Bundan sonra şu sıraya göre hatme devam edilir:

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اِنَّ اللهَ وَمَلاَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِىِّ يَآ اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
صَدَقَ اللهُ الْعَظِيمُ

�Bismillâhir-rahmânir-rahîm. İnnallâhe ve melâiketehû yüsallûne alen-nebiy. Yâ eyyühellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ. Sadekallâhül-azıym�

100 defa: Salevât-ı şerîfe,
500 defa:

رَبَّنَا ظَلَمْنَا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ

�Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ ve in lem tağfir lena ve terhamnâ lenekûnenne minel-hasirîn�
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
500 defa:

رَبِّ اَنِّى مَسَّنِىَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ

�Rabbi ennî messeniyed-durru ve ente erhamür-râhimîn�
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
500 defa:

لاَ اِلهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَالِمِينَ

�Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn�
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
100 defa: Salevât-ı şerîfe,
500 defa:

لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ

�Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym�[4]
100 defa: Salevât-ı şerîfe,

okunur.

Sonra duâ yapılır

alıntı             




33
     Hapşırmak, genellikle vücudun hafifleşmesine, rahatlamasına, dinçleşmesine, bazı mikropların bu yolla vücuttan atılmasına ve sağlıklı olmasına vesile olmaktadır. Bu ise, bir güzellik ve bir nimettir. Onun için hapşırırken Allah'a hamd edilir. Hapşırma fiili, bir nimet olması yönüyle Allah'a izafe edilmiştir.

Esnemek ise, genellikle vücudun ağırlaştığı, gevşediği ve tembelliğe meylettiğinin bir göstergesidir.

Esnemenin şeytandan olduğunun ifade edilmesi ise, şu hikmetten olabilir. Şeytan insanı -fazla yemek, fazla içmek, fazla uyumak gibi- nefsânî arzu ve isteklere davet etmektedir. Bunlar ise, esnemeye sebep olan şeylerdir. Bu ifadeyle, insan o tür israflar konusunda uyarılmıştır.

Bu sebepledir ki, bir rivayette Peygamber Efendimiz (asv) şöyle buyurmuştur:
"Allah hapşırmayı sever, esnemeden hoşlanmaz. Öyleyse sizden biri hapşırır ve Allah'a hamdederse, bunu işiten her Müslüman üzerine, 'yerhamukâllah' demesi hak (bir vazife) dir. Ancak esnemeye gelince, işte bu, şeytandandır. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkân nisbetinde kendini tutsun ve 'hah' diye ses çıkarmasın. Zira bu, şeytandandır, şeytan kendisine gülüyor demektir." (Buhârî, Edeb 125, 128, Bed'ül-Halk 11; Müslim, Zühd 56, (2994); Ebû Dâvud, Edeb 97, (5028); Tirmizî, Salât 273, (370), Edeb 7, (2747, 2748)).
Hattâbî: "Allah'a nisbet edilen sevmek, hoşlanmamak gibi ifadelerin ma'nâsı, hapşırma ve esneme fiillerinin sebebine bakar. Zira, hapşırma bedenin hafifliğinden, mesâmâtın açılmasından ve fazla doygunluğun olmayışından ileri gelir. Bu, esnemenin zıddı bir haldir. Çünkü o, bedenin iyice dolmuş olmasından, bir de çok ve karışık yemekten hâsıl olan ağırlıktan ileri gelir. Önceki hal, ibâdet için şevk verir. İkinci hal bilâkis gaflete sevkeder." der.

Esnemede kendini tutma emri, esnemeyi durdurmanın kişinin elinde olduğu ma'nâsına gelmez; çünkü esneme hâsıl olunca onun gerçek şekilde durdurulması mümkün olmaz. Öyleyse buradaki durdurma, esnemenin tabiî şekilde olmasını önlemek, ondan meydana gelecek vücud hareketlerini asgariye indirmektir. Burada geçen hadiste "namazda" diye kayıtlarken bazı rivayetlerde namaz diye bir kayda yer vermez ve "Biriniz esneyecek olursa..." diye mutlak gelir. Bir rivayette: "Biriniz esneyecek olursa elini ağzı üzerine koysun, esnerken çıkan 'hah' sesine izin vermesin, zira şeytan ona güler." denmiştir.

Esnemenin şeytandan olması, şeytanın bunu sevmesindendir. Çünkü, şeytan insana gaflet veren, hayrını azaltan, namazını kesen her şeyi sever. Ayrıca, esneme umumiyetle çok yemekten hâsıl olan bir hâlettir. Çok yeme de şeytan işidir. Türbüştî şu açıklamayı sunar: "Bunun şeytana nisbeti, şeytanın, kulun Allah'ın önünde duyacağı huzur ve kendinden geçercesine yapacağı mürâcaattan alacağı zevk gibi mendub şeyler arasına girmeyi sevmesindendir." (bk. İbn Hacer, adsı geçen hadisin şerhi; İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, 10/196-7)

alıntıdır
 
34
Din Bilgisi / Cennette Hangi Dil Konuşulacak?
26 Haziran , 2011, 17:34:10
               
Cennet dili Arapça'dır. Değildir diyenlere deriz ki:
Resululullah (s.a.v) buyuruyor:

"Üç hasletten dolayı Arabı seviniz:
Çünkü ben Arabım,
Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur.
Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır." (1)
Allah Resülü, İki Cihan Serverinin (s.av) konuştuğu dil Arapça olacak da Cennet dili Arapça dan başka bir dil mi olacak. Hz.Adem (a.s) yeryüzüne indirilmeden Arapça konuşacak da, Cennet dili mi Arapça olmayacak?


Hz.Aişe r.a. buyuruyor:
Cennet ehli Muhammed aleyhisselamın diliyle konuşacaklar. (2)

(Allahulalem)

Kaynak:
1) Feyzu'l Kadir, İmam Münavi, İbni abbas'tan rivayet edilmiştir.
2) Mevahib-ül Ledünniye, İmam Kastalani

alıntı
35
Din Bilgisi / ONLAR GİBİ YAŞAMAK LAZIM
26 Haziran , 2011, 13:28:42













Rabbil alemin bizi ''onlar''ın yolundan ayırmasın ve ahirette ''onlar''la beraber eylesin inşALLAH  :amin: :amin: :amin: :amin: :love9: :love9: :love9:   
36
  Yüz yüze dostluklar vardır;
Güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela.
Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten.

Uzak dostluklar vardır;
Denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır.
Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine.

Sessiz dostluklar vardır;
Dilsiz bir adamla, duymayan bir başka adamın elleri arasında sessiz bir dostluk oluşur.
Her şeyden konuşur sessizce bu eller...

Zorunlu dostluklar vardır;
Pazar ile Pazartesinin dostluğu gibi. Pazar ağır bir gündür, Pazartesi hızlı bir gün...
Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yan yana durmak zorundadırlar...

Uzun dostluklar vardır;
İkindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve
uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında...

Günün birinde ölen dostluklar vardır;
Bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanı başında duran ceviz ağacının dostluğu gibi...
Bir gün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye girip de,
[Bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerinde asık suratlı binalar yükseldiği zaman ölen dostluklar...]

Vakitsiz dostluklar vardır;
Bir peçete, bir kâğıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin.
Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil ellerimize o anda gelen dostluktur.

Bakımsız dostluklar vardır bir de...
Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, bir kaç cümlelik mektubun bile çok görüldüğü dostluklar...

HİÇ BİR DOSTLUĞUN BAKIMSIZ KALMAMASI DİLEĞİYLE...     :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9:

ALINTI     
37
  KIZLAR IKI GUNDUR KASIKLARIMDAKI AGRIDAN KIVRANIYORUM SUREKLI VCDEYIM  IDRAR TORBASIMI BOBREK MI BILEMIYORUMÇOK AGRIYOR  :'( IDRAR TAHLILI YAPTIRDIM SONUC IYI CIKTI AMA BENIM AGRILARIM DEVAM EDIYOR OTURURKEN KALKARKEN YATARKEN HEP AGRI VAR SANKI ÇOK SERTLEŞMIŞ GIBI ...KENDII DR BURDA DEGIL BASKA DR GORUNDUM ÇOK SUKUR BEBEK IYI  :nazar: SADECE BANNA SISTIT OLACAGIMI SOYLEDI BOL SU İÇMEYIYMIŞİM KIZLAR BENIM GIBI OLAN OLDU MU NASIL GECTI AGRISINA DAYANAMIYORUM  :y25:
38
21 HAZİRAN 2011 SALI 
  Annesinin yavrusu kuzusu pamuğu hoşgeldın annen ve babanın dunyasına  :love9:
cankuşum uzun zamandır sana gunluk yazmak ıstedım hıc fırsatım olmadı bırde hep korkularım vardı onun için her seferınde vazgecıyordum  :( bugune kısmet oldu ballı lokumum benım   :opucuk:
canım yavrum 10 nısanda yaptıgım testle varlığını ogrendım  :hieyt: çok ama çok mutlu oldum  :love3: ınanamıyordum  :-ooo arkasından hemen kan testı yaptım :basardim: sonra baban anneannenle ve teyzenle paylaştım  :love9: doktor amcamızı aradım  :k06: oda çok mutlu oldu :love9: 2 gun sonra tekrar kan testı yaptım degerım yukselmıştı  :hieyt: ama ben hala elım yuregımde endışeyle beklıyordum :y25: zaman gecsede bıran once senı gorebılsem umuduyla bekledım  :amin: çok şükür senı gordum  :muzz: kalpatışını 6.haftamızda duyduk  :nazar: ondan sonrakı surec hep dınlenerek sırt ustu yatark gectı  :sad1: mınık mucızem benım  :love9: senı çok sevıyorummm  :love9: benımm lokum yavrummm annen çok zor gunler gecırdı  :y25: senın için bir çok şeyden vazgectı neyse balım benım sen ıyı ol yeterkı herseye razıyım  :amin: senın için herkesler çok çok dua ettıler  :amin: çok şanslısın yavrum bereketınle geldın  :nazar: :nazar: :nazar: baban yenı işler yaptı annenınde bır takım işlerı yolunda gıttı sen çok dualaı ve de bereketlı bır evlat olacaksın ınsallah allahın ıznıyle  :amin: :nazar:

Bütün sülale benı tanıyan tanımayan herkes annenı tebrık ettı kımısı aglayarak kımısı mutluluk cıglıkları atarak  :hieyt: şimdılık bu kadar yazıyorum askım daha sonra herseyını paylaşacam burdaki  teyzelerın vede kardeslerınle beraber  :amin:

:love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :love9: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar: :nazar:
39
Din Bilgisi / SU ÖZLEMİ
21 Haziran , 2011, 13:31:21
     Çölde yaşlı bir kadın yol almaktaydı. Medine'den yola çıkalı üç gün olmuştu. Devesi yorgun kendisi yorgun... Azığı bitmek üzere su kırbasında bir menzil yetecek kadar su. Mekke uzak Mekke serapların arkasında... Güneş kumları kumlar ayakları yakmakta. Kadın bütün gücünü toplamış gözünü yakan alev alev dalgalara aldırış etmeden ufuklara bakıyor: "Acaba şehrime varamayacak mıyım kızımı son bir kez görmeye vadem yetecek mi?" Kızını çok özlemişti evlat hasreti yakıyordu yüreğini ve onu son bir kez görmekti niyeti.


O da ne? Eğer serap değilse gördüğü Mekke istikametinden atlılar geliyordu umut geliyordu. Oysa gelenler umut değil zulüm getirmişlerdi.

Vurdukça vurdu zalimler... Bacağında kolunda çürükler birbiri ardına belirdi. Karşı koymaya dermanı yoktu... Külçe gibi yığıldı sonunda kumların üstüne. Devesini azığını ve birkaç yudumluk suyunu aldılar elinden ve küfürler ederek bağırdılar:

- Defol git geldiğin yere!... Mekke'ye sokmayacağız seni eğer Muhammed'in dininden dönmezsen.

Medine'ye geri dönmek mi?!.. Mekke yolunda ölmek daha kolaydı. Saatlerdir baygın yattığı yerden doğrulurken hatırlamıştı Elçi'nin "Sonra geri gel!" dediğini. Devesi de yoktu azığı da. Dahası bir damla suyu bulunmuyordu artık. İki gün yürüdü çöllerde. Aç susuz; dermansız takatsiz... Dudakları çatlamıştı. Öğle güneşi başının üstünde gibiydi. Neredeydi gölgelenecek bir kuru dal bir kum tepesi bir kaya yükseltisi?!.. Derken yığılıp kaldı kumların arasına ve içinden şöyle yalvardı Rabb'ine:
"İlahî! Bu dudaklar Senin Habibinin elinden su içmişti. İsm-i Celilini haykırabilmem için kurutma bunları; Habibine salavat getirebilmem için kurutma İlahî!"

Olan işte o sırada oldu. Dudakları kapanır kapanmaz iki el uzandı kumların arasından. Ellerin arasında billur bir kase; kasenin içinde buz gibi berrak bir su.  ALLAH elçisinin "ikinci anamdır" dediği Ümmü Eymen o sudan kana kana bir defa içti; ayağa kalktı yürüdü durmadan dinlenmeden yürüdü dinlenmeden durmadan yürüdü Medine'ye gitti ve kızına kavuştu...

   
40
Sizin Seçtikleriniz / 21 Haziran En Uzun Gündüz
21 Haziran , 2011, 13:27:01
      21 HAZİRAN DURUMU:

a. Kuzey Yarım Küre

Güneş ışınları Yengeç Dönencesi'ne 90°lik açı ile düşer.

Yaz mevsiminin başlangıcıdır.

En uzun gündüz, en kısa gece yaşanır.

Yengeç Dönencesi'nden kuzeye gidildikçe gündüz süresi uzar, gece süresi kısalır.

Bu tarihten itibaren gündüzler kısalmaya, geceler uzamaya başlar. Fakat 23 Eylül tarihine kadar gündüzler gecelerden uzundur.

Aydınlanma çemberi Kuzey Kutup Dairesi'ne teğet geçer.

Yengeç Dönencesi'nin kuzeyi, güneş ışınlarını yıl içerisinde alabileceği en dik açı ile alır. Bu tarihten itibaren güneş ışınlarının gelme açıları küçülmeye başlar.

Yengeç Dönencesi'nin kuzeyinde en kısa gölge yaşanır. Bu tarihten itibaren gölge boyları uzamaya başlar.

b. Güney Yarım Küre

Güneş ışınları Oğlak Dönencesi'ne 43°06' lık açı ile düşer.

Kış mevsiminin başlangıcıdır.

En uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.

Oğlak Dönencesi'nden güneye gidildikçe gece süresi uzar, gündüz süresi kısalır.

Bu tarihten itibaren geceler kısalmaya, gündüzler uzamaya başlar. Fakat 23 Eylül tarihine kadar geceler gündüzlerden uzundur.

Aydınlanma çemberi Güney Kutup Dairesi'ne teğet geçer.

Oğlak Dönencesi'nin güneyi güneş ışınlarını yıl içerisinde alabileceği en dar açı ile alır. Bu tarihten itibaren güneş ışınlarının gelme açıları büyümeye başlar.

Oğlak Dönencesi'nin güneyinde en uzun gölge yaşanır. Bu tarihten itibaren gölge boyları   kısalır.