Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - burcu-emir

1
Bebek Sağlığı ve Eğitimi / +1 YAŞ OYUNCAKLARI
14 Eylül , 2008, 22:44:38
uzun zamandır emire oyuncak konusunda yeterli ve onu eğlendirebilecek oyuncaklar almadığımı düşünüp duruyordum.çünkü sürekli evin muhtelif yerlerindeki,muhtelif eşyaları karıştırmak onun için oyun olmuştu benim içinse kabussss  :-\
yakın bir aile dostumuz olan klinik psikolog filiz hanımla görüşünce aslında endişelerimin yersiz olduğunu,bu dönem bebeklerinin,"keşfetme" duygusunun yoğun olduğunu belirtti...
çok çok pahallı ürünler almana gerek yok dedi.öncelikle,bu yaş çocukları,doldur boşalt oyununu çok severlermiş,o yüzden de çekmecelerimiz eskisi gibi düzgün değil zaten  :k06: yani,herhangi bir kutu içine ses çıkartıcak,onu uyaracak tehlikeli olmayan malzeler konulursa,işte sana oyuncak diyerek içimi rahatlattı....
neyse gelelim benim yaptıklarıma...
emiri makyaj masamın önünden bir türlü alamıyordum,üstündeki tüm kremler,parfümler maalesef heba olmuştu,ben kriz geçirmeyi bir kenara bırakıp,nihayetinde doktorumuzun da önerisiyle,ağzına aldığında zehirlenme riski olmayan mum boyalar aldım,kocamanda kağıtlar...
şimdi oturup onunla mum boyaları kutunun içinden çıkartıyoruz,tekrar kutunun içine koyuyoruz,ve sonrasında canı isterse boyuyoruz.ama genelde bu oyun çok hoşuna gidiyor.
bir de zamanında aldığım ama bir türlü oynamadığı playskool kutuları var ,içiçe geçiyor,bununla da çok güzel oyunlar oynuyor....
ayrıca bizimde zamanında oynadığımız legolardan aldım,gerçekten beni bir nebze kurtardı,nedeni ise ,legolarla takıp çıakrmaya çalışıyor ve bi hayli zamanını alıyor.
ama benim için eeen şahane ürün ,sanırım bu nagihanımıda kurtaracak ,parmak boyası.hem zehirsiz,hemde yıkanabilen su bazlı parmak boyaları cankurtaran simid oldu.mama sandalyesine oturtup önüne parmak boyası ve kağıt koyuyorum,tabii genel olarak her yer boya içinde kalıyor suratı da dahil ,fakat benim için asla sorun olmuyor,çünkü su bazlı bir ürün çok kolay çıkıyor...
hepinize tavsiye ederim....
unutmadan tahtadan puzzler da bu yaş çocuğu için işe yarıyor.nihayetinde meraklı miniklerimizin en sevdiği şey takıp çıkarmak....

MUM BOYALAR







2
Bilmece / Bulmaca / İlk Aklına Gelen ???
13 Aralık , 2007, 22:02:53
Hani,gazetelrde röportaj yaparlar ve bir kelime söyleyip,karşıdakinin ilk aklına geleni söyler ya ,hadi o oyunu da oynayalım arkadaşlar  :muzz: :hello2: :muzz:

mesela;

ben diyorum:yürek
diğer kişi yürek hakkında ilk aklına geleni söylüyor .örneğin yürekten benim ilk aklıma gelen aşk
daha sonra tekrar bir kelime veriyor
hadi bakalım ilk kelime benden

mutluluk
3
YARIIIN DOĞUM GÜNÜ OLAN CANIM ARKDAŞIM REMZOŞUUM

Güzel arkadaşım,canım benim,bitanecik fındık kurdumun annesi,tatlılar tatlısı,guymak şampiyunu razicimmm  :love9:  :love9:

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CAN ARKADAŞIM  :love8:
SENİ VE FINDIK KURDUMU ÇOK SEVİYORUM,İYİ Kİ DOĞDUN,İYİ Kİ FINDIK KURDUMU DOĞURDUN   :love9: :love9: :love9: :occasion16: :love1: :love1:
4
 :hello2: ASLIHANCIMIN 8 EKİM DOĞUM GÜNÜ ARKADAŞLAR.FORUMUMUZUN EN TATLI,EN SEVİMLİ,2 ÇOCUK ANNESİ,ARTIK 35 YAŞINDA -Kİ KENDİSİ ASSSLAAA 35 GÖSTERMEYEN ÇITIR BİR HATUNDUR.  :k06:

ASLIHAAAANNN DOĞUM GÜNÜ KUTLAMALARINI BAŞALATIYORUM,PAZARTESİYE KADAR DOĞUMGÜNÜNÜ ŞENLİK HALİNDE KUTLARIZ ARTIK  :wav: :occasion16:
DOĞUMGÜNÜN KUTLU OLSSSSUUN ASLIHANCIM NİCE MUTLU YILLARA  :opucuk:  :love8:
5
İlişkiler / ANNEM VE BEN (ana-kız ilişkileri)
30 Ağustos , 2007, 21:07:22
böyle bir konu açmak fikri annemle 31 yıldır yaşadıklarımı gözden geçirmem,hatta kısa bir özeleştiri yapmamdan kaynaklanıyor.
annelerimiz mutlaka başımızın tacıdır,ama bir de yıllar boyunca kendini yalnız hisseden,anne olduktan sonra annesini anlayan birinden dinleyin.

kendimi bildim bileli annemle ilişkilerimiz bazen fırtınalı,bazen gül bahçesindeki gonca misali,bazende ağlamaklıydı.nedeni her ikimiz içinde farklıydı muhakkak.ben kendimi itilmiş çocuk,o ise kendini evladına yeteri kadar zaman verememiş gibi gördü.4 aylıkken ayrıldık biz -ki benim oğlum şu an 4 aylık ben ondan ayrılmayı düşünemiyorum bile  :y25: yokluklar,acımasız hayat şartları,eşinin askerde olması,ailesinin sahip çıkmamasından dolayı annemle 4 aylıkken 2 günlük uzaklıklara savrulduk.gencecik bir kadın (yaş 21) kocası askerde ve çalışmak zorunda...ve minicik bir bebeği var,kimsesi yok,kendi annesi biraz vurdumduymaz,biraz uzak.ne yapmalı?ben bunu yıllarca düşündüm,kızdım,ağladım,suçladım.....en sonunda minicik su damlası (bana böyle der) kızını eşinin ailesinin yanına götürmeye karar veriyor.şimdi,şu aklımla düşünüyorumda en doğrusu,ama şimdiki aklım ve mantığımla ancak anlayabiliyorum.elinde bebeğinin eşyaları,maması,ilaçları ve ona annesini hatırlatacak tek şeyle,bebeğinin güncesiyle, 2 günlük tren yolculuğuna koyuluyor.tek başına genç bir kadın,minicik bebekle 2 günlük yolculuk.....ve bebeğini bırakırken,bütün yol boyunca boğazına düğümlenen hıçkırıklar boşalıveriyor.kimse onu teskin edemiyor,kelimeler artık anlamını yitiriyor.yapacağı en güzel şeyi yapıyor bebeğinin güncesine en son bir yazı yazıyor."kalbimide seninle birlikte masanın üzerine bıraktım"
bilir misiniz acizlik,tutunacak dalın olmaması ne demektir.bilir misiniz,canınızın parçası,yavrunuz,sizden uzakta,ilk dişini çıkartıcak,ilk adımını atacak,ilk kez kahkalarla gülecek,ilk kelimeleri dudaklarından dökülecek,ilk kez birine anne diyecek ve o siz olmayacaksınız ve siz onları göremeden yaşamanın acısını,kavrukluğunu.....hayat ne acımasız değil mi?belkide yaşanması gereken buydu,ama ben büyüdükçe,kendimi hep yitik hissettim.ailem dediğim insanlar tarafından çok sevildim,sanki onlar için bir hediyeydim.ama ben uzun süre kendimi uçurumun kıyısında hissettim.annem dediğim kişi babaannemdi,baba dediğim kişi dedemdi.peki ben neydim??yitik bir çocuk mu,sevilen bir çocuk mu?çok mücadele ettim kendimle,çok savaştım.annemle ilk tanışmam 2,5 yaşında bol ağlamaklı,üzüntülü oldu.düşünün,biricik bebeğinizi,ancak 2,5 yıl sonra görebiliyorsunuz.hayatın adaleti bazen doğru işlemiyor.nedenleri çok,burda anlatmak uzun sürer.ama annem ve ben ancak 2,5 yıl sonra birbirimizi gördük,ben "anne" diye tanıdığım kişiden farklı bir insana doğru "bu senin annen" "ben senin annenim" cümleleriyle itildim.her iki tarafta ağladı,hıçkırıklara boğuldu.ama farklı nedenlerle....annem,yavrusunun bu kadar büyüdüğüne inanamıyarak,onun büyüme evrelerini görememin haksızlık olduğunu düşünerek ağladı.bense "gerçek annemin" neden bu kadına "anne" demem gerektiğinde ısrar ettiğine isyan ederek ağladım.tabii annem bu ilk buşuşmamızdan 1 sene sonra artık çocuğuna kendi bakabileceğine,maddi olarak bu güce sahip olduğuna kara verip beni yanına aldı.3,5yaşındaki halimi hatırlıyorum,mutfak canımdan dışarı bakarken ki halim dün gibi,denizin üzerindeki kocaman gemiler bana şaşkınlık veriyor,onları izliyorum ,hayatımda hiç deniz görmemiş gözlerimle.annemi arıyorum,neden burdayım,o nerde,neden bu evdeyim.bana öğretilen şarkıyı söylüyorum camdan dışarı bakarken "zeytin gözlüm sana meylim nedendir" çünkü annem beni zeytin gözlüm diye seviyor ve bu şarkıyı bana da öğretmiş,beraber söylüyoruz.söylüyorduk...ama annem yok,ben neden burdayım?hep ama hep bunları düşünüyorum.babam beni uçağa bindiriken "annem ve babamın " yanına gideceğimi söylüyor,oysa o benim babam,annemde bana sarılıp öpen yanındaki kadın.karar veriyorum 2 tane annem,2 tane babam var.ama ben gerçek anne babamla çok mutludum ne gerek vardı ki...
o kare asla kafamdan gitmiyor,yıllar geçti hala tüm canlılığıyla orada duruyo işte... annem yanıma geldi,sıkıldığımı biliyor,devamlı ağlıyorum,anneme gidicem diye,o da çaresiz."hadi seninle oyun oynayalım"diyor.kağıdın üzerine bi gemi çiziyor "bak bu gemi" diyor,sonra araba,sonra bir kız çiziyor "bak bu da sensin "diyor.ben de ona annemi çizsene diyorum.o da başörtülü çöpten bi figür çiziyor.kağıdı alıp öpmeye,ağlamaya başlıyorum,annem annem diye!annem çaresiz "ben senin annenim ,o senin babaannen" diyor,ama nafile ben katılırcasına ağlıyorum.ve o an beni geri göndermeye karar veriyor.çünkü o çocuğun annesi o değil,uzaktaki babaannesi olmuştu.yüreğine kezzap dökülüyor.hemen bir telgraf çekiyor "burcuyu size yolluyorum,... saatte uçağa bindiriyorum" diye.öbür tarafta bir bayram havası esiyor aniden.ama canım annemim içi kan ağlıyor,gözlerindeki yaşlar hiç dinmiyor.çünkü yine aynı sahneyi yaşıyor.evladını uzaklara gönderiyor.
yıllar böyle geçti,5,5 yaşında okula başlamak için geri döndüm.bu sefer daha aklı başında,ama hep içimde özlem dolu.annemi-babamı bırakmıştım  :( dünyanın en zor şeyi.
biz yıllarca annemle birbirimize alışamadık,benim bir tarafım onu çok sevdi,bir tarafım ona çok kızdı.seven tarafım,o işten gelir gelmez eteğine yapışır,etrafında dolaşır,"anne işe gitmesen olmazmı" derdi.o da bana anlatırdı."ben çalışmazsam,sana güzel elbiseler alamam,güzel yiyecekler alamam"diye.ben de "olsun ben az yerim,az giyerim" derdim o minicik aklımla.kızan tarafım ise,onu cezalandırmak için hep "beni bıraktın,beni istemedin"diye isyan etti suratına suratına.....
ben annemi çok sevdim,onca uzaklıklara,engellere rağmen.bir evladın,annesini sevmesi gerektiğinden daha çok sevdim.canım annemi pamuklara sardım,hiçbişey artık daha fazla onu üzmesin diye  :crybaby2: ben anneme çok kızdım yıllarca,ne hakkı vardı,beni yitik yapmaya.oysa şartları,koşulları ben yaşamamıştım ki.o yaşamıştı,içi parçalanarak........
şimdi bende anneyim,annemin acıları daha acı geliyor artık bana.geçen gün bana,"bak Emir kadarken seni bırakmak zorunda kaldım" dedi.o an Emire baktım,baktım,baktım,baktım.ve ikimizde birbirimize sarılarak ağlamaya başladık.  :(  :(
canım annem iyi ki varsın.seni çok seviyorum.  :love9:
6
Bebeklerimizin İlkleri / BEZELYE TANEM EMİRİM
12 Mayıs , 2007, 12:07:29
çapkın  oğlum ve teyzeleri tanışma sayfasıdır,hükümsüzdür.
NOT :EMİR BEY DOĞDUKTAN 15DK.SONRA BEBEK ODASINDA YANINDA YATAN KIZ BEBEĞİN ELİNİ TUTMUŞTUR DİKKATLİ OLMANIZI ÖNERİRİZ  :toothy10:



[eklenti yönetici tarafından silindi]