19 Nisan , 2024, 23:08:46

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


SEVGİNİN BİTTİĞİ YERDE...

Başlatan sevda, 20 Eylül , 2008, 17:43:41

« önceki - sonraki »

sevda

Sevginin Bittiği Yerde....
Ne hayallerle evleniyor insan.İdeal bir baba,mükemmel bir kadın olacağını,üstün vasıfları sayesinde baş tacı edileceğini umarak,çoğunlukla da severek-anlaşarak yuvalar kuruluyor.Kısa sürede nikâh masasına oturanlar olduğu gibi,yıllarca arkadaşlık(!) ederek birbirini tanıdıktan sonra da evleniliyor.Niyetler güzel,başlangıçlar güzel.Peki ya sonra ?...

Sonra mutluluk coşkusu nasıl oluyor da bir huzursuzluk kâbusuna dönüşüyor? Akıl almaz yıpratma senaryoları icat olunuyor,nasıl "aile" olarak adlandırılan ulvi kavram psikolojik bir savaş ortamında katlediliyor ?

Eşler birbirine öyle nahoş muamelede bulunabiliyor ki,yıllarca güzel geçinmiş iki insan günün birinde eşine "seni hiç tanıyamamışım" diyebiliyor. Evlilik sürecinde gerçekten de değişime uğruyoruz,yani mecburen değişmek zorunda bırakılıyoruz!...Neden ?

Bırakın başkalarını,Allah rızası diyerek,Peygamberimizin Sünneti diyerek,ibadet niyetiyle kurulan yuvalardan dahi kara dumanlar tütüyor.Umduğunu bulamayanlar,hayal kırıklığına uğrayanlar,sonradan aklı başına gelenler,gözü açılanlar,rahatı sindiremeyenler...

Çocuklar Ne Olacak ?

İster kavga-gürültü devam etsin,ister boşanmayla sonuçlansın,nihayetinde olan çocuklara oluyor.Bir denge kuralı vardır,çocuk düşünür:
Ben annemi seviyorum(+)
Ben babamı seviyorum(+)

Devamında,anne ile babanın arasındaki bağın da (+) pozitif yani olumlu olması gerekir.Sözü edilen ilişkinin yönü (-) ise,yani olumsuz ise bir tutarsızlık vardır.

Anne ile çocuk veya baba ile çocuk arasındaki sorunlar çözülebilir.Ancak,bazı anne-babalar bir çocuk kadar da olsa makul düşünemedikleri için sorunlar çığ gibi çoğalır,gider...Halbuki çocuklar ne kadar çok seviliyordur! Evde her şey yolunda giderken çocuklar baştacı,ayrılık söz konusu olunca birer ayak bağıdır.

Ayrılık durumunda çocuklar iki şekilde kullanılmaya mahkûmdurlar: Çocuğu hangi taraf aldı ise,en kısa zamanda karşı tarafa nefret duymasını temin etmek.İkincisi,yüreği cız etse de çocukları karşı tarafa terk edip,kendi yoksunluğunu hissettirerek kendi kıymetini bildirmeye çalışmak...Bu iki tavrın dengeli ve sağlıklı bir orta noktasını uygulayabilmek ne yazık ki pek mümkün olmuyor.

Hangisi Yetişkin ?

Anneler bazen çocuklarına ilişkin sorunları dile getirerek çözüm önerisi bekliyorlar.Okula ilgisizlik,söz dinlememe,başarısızlık,şımarıklık,içe kapanıklık,istenmeyen davranışlar ve benzeri...Sohbet biraz derinlere indiğinde ise,maalesef şu kanaat hâsıl oluyor: "Çocuklar gerçekten dayanıklılar.Hatta bazen öyle olgun bir tavır takınabiliyorlar ki,adeta bir psikolog gibi anne ya da babalarını dinleyip,anlayış gösterip,onları yönlendirip yuvanın dağılmasını önlemeye çabalıyorlar."

Aslında durum çok basittir.Beş yaşındaki bir çocuk ne annesinden ayrılmak ister ne de babasından.Kime sözünü dinletebilecekse ona boyun eğer."Anneciğim beni seviyorsan ne olur babamdan ayrılma!" diye yalvarır.

Ergen olmuş bir evlat,her ikisini de karşısına alıp "siz ayrılacaksanız ikinizin de yüzüne bakmam veya beni yok bilin" diye haykırabilir.Kendini bilen insanlar için evlatlarından bu tür sözler duymak ne utanç vericidir.

Ve şüphesiz ve mutlaka karşı taraf suçlu,kendisi masumdur.Farkına varmadan bir karar verirler: "Boşanmalıyım.Anam-babam bana sahip çıkar,çocuklarıma onun yokluğunu hissettirmem." Erkek ise kısa zamanda ideal eş ve evlilik hayalleri,kadın da bir iş bulup kendi ayakları üzerinde durma,yani bağımsızlığını kazanma fantezileri kurar durur.Süreç artık başlamıştır.Adeta bir bilim adamı gibi,ev içinde cerayan eden tüm süreçler,bu tür yargıların desteklenmesi için delil olarak hafızalara kazınır.

Ayrılık gerçekleşip murat hâsıl olduğunda(!) ise,ortaya çıkan tablonun insanı mutsuz etmenin çok ötesinde,ciddi rûhi bunalım ve hastalıklar için çok elverişli bir zemin olduğu ve ikinci evliliklere rağmen birinciye ait sorunların kişileri mutsuz etmeye yetip arttığı da tecrübe edilmiş olur.

İyi ki "kader" tesellisi var! Yoksa insanın başını taştan taşa vurası gelir.


guguş

okurken bile insanı üzüyo bu konu  :y25:

sevda