19 Mart , 2024, 08:38:57

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Messages - mahmutkoc2015

1
"Üç yaşındaki torunumu annesi bize bırakıp gideceği zaman şartları gizleyerek ya da çeşitli yalanlar söyleyerek değil; nereye gittiğini, neden gitmesi gerektiğini ve ne zaman geri geleceğini anlatarak onu ikna ediyor ve birbirlerine el sallayarak ayrılıyorlar..."

Hayatımızı  şenlendiren evlatlarımıza "çocuk" deyip geçmeyelim. Bugünün çocukları yarının büyükleri olacaklar. Sağlıklı bir toplum için doğru eğitim almış ve aileden sağlam yetiştirilmiş çocukların önemi tartışılmaz. Bu noktada ebeveynlere büyük görevler düşüyor. Zira çocuğun eğitiminin ilk aşaması aile ortamında gerçekleşiyor.

Fakat günümüzde aileler çocuk eğitiminde zaman zaman ihmalkâr davranabiliyor. Çocuklarla ilişkilerde günü kurtarmaya çalışırken geleceği hesaplanmamış davranışlarda bulunabiliyor. Mesela alışverişe çıkmayı düşünen bir anne kendisine sıkıntı oluşturacağı için çocuğunu yanında götürmek istemiyor. "Ne yapsam da onu evde kalmaya ikna etsem" diye düşünürken "İğne yaptırmaya gidiyorum, gelirsen doktor amca sana da iğne yapmak ister" demekte bir mahzur görmüyor.

Ne de olsa masum bir yalan bu! Babam rahmetli küçük yaşımda bana büyük şeyler anlatırdı. O zamanlar anlattıklarına bir mana veremezdim. Fakat yıllar sonra gördüm ki o yaşlarda anlamasam da söylediği şeylerle beni eğitiyormuş. Yani benimle yetişkin biriymişim gibi ciddiyetle konuşup kişiliğimin temellerini atıyormuş. Ben de babamdan öğrendiğim gibi çocuklarıma hiç yalan söylemeden, onlara yetişkin birer insan gibi davrandım. Böyle davrandığım için evlatlarım çabuk olgunlaştı. Hakk'a inanan ve halka yararlı ve doğru işler yapmaya gayret gösteren insanlar oldular.

Şimdi iki yaşını yeni bitirmiş bir torunum var. Konuşmasını beceremiyor ama muntazam olarak söylenenleri anlıyor. Annesi onu bize bırakıp gideceği zaman çeşitli yalanlar söyleyerek değil; nereye gittiğini, neden gitmesi gerektiğini ve ne zaman geri geleceğini anlatarak onu ikna ediyor. Birbirlerine el sallayarak ayrılıyorlar.

Bir anne evinin hem aşçısı, hem terzisi, hem hizmetçisi, hem hemşiresi, hem de öğretmenidir. Çocuk her şeyi ilk önce annesinden öğrenir; çünkü onun gün içinde en fazla muhatap olduğu kişi babasından da çok annesidir. Çocuk aile içinde, sosyal ortamlarda, kişisel ilişkilerinde ve erdemli tutumunda önce annesini sonra babasını gözlemler ve onlardan algıladığı davranış kalıplarını kendi hareketlerine yansıtır. Anne-babadan merhamet, sabır, paylaşımcılık ve dürüstlük gibi güzel hasletlerin yanı sıra yalan ve küfür gibi yanlış tutumları da öğrenebilir.

Ebeveynler olarak çocuklarımızın önünde sergilediğimiz her hareketimize dikkat etmek durumundayız. Zira farkında olmasak da her davranışımız çocuğumuz tarafından izleniyor ve onun bilinçaltına kaydediliyor. Çocuklarımızın eğitimine de ne kadar emek harcarsak o kadar iyi evlatlar yetiştiririz. Tarihimize baktığımızda Fatihler, Yavuzlar gibi büyük şahsiyetleri saymakla bitiremeyiz. O erleri doğuran da hep bizim gibi kadınlardı. Onlar öyle annelerdi ki evlatlarının boynuna para kesesini takarken telkin ettikleri "Oğlum sakın yalan söyleme" öğüdüyle eşkıyanın imana gelmesine vesile olabildiler.

Çocuk, Doğruluğu Önce Ailesinden Öğrenir!

Abdullah İbnu Amir henüz küçük yaşlardayken, annesi ona eğer yanına gelirse kendisine bir şey vereceğini söyler. O sırada onların evinde oturmakta olan ve konuşulanı duyan Efendimiz, İbnu Amir'in annesine, çocuğa gerçekten bir şey vermeyecekse bu söylediğinin yalan hanesine yazılacağını bildirmiştir. (Ebu Davud)

Yalanın şakası olmaz

Efendimiz, insanları güldürmek için dahi yalan söylemenin doğru olmadığını bildirmiştir. (Ebu Davud, Tirmizi)
Yalan, ateşe götürür

Rasulullah (s.a.v), "Doğruluk, insanı Allah'ın razı olacağı iyiliğe götürür. Bu rıza ise cennete ulaştırır. Kişi doğru söyler ve doğruyu ararsa sonunda Allah'ın indinde doğru sözlü (sıddık) diye kaydedilir. Yalan ise kişiyi 'haddi aşma'ya, haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırırsa, sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir" buyurmuştur. (Buhari)

Yalancının kalbi siyah renkte olur

Allah Rasulü (s.a.v), yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam eden kişinin kalbinde önce siyah bir noktanın belirdiğini; o kişi yalan söz söylemeye devam ettikçe kalbindeki bu siyahlığın büyüyüp kalbinin tamamını kapladığını belirtmiştir. Efendimiz, bu şekilde kalbi kararmış kişilerin, Allah (c.c) nezdinde "yalancılar" arasına kaydedileceğini buyurmuştur (Muvatta, Kelam).