28 Mart , 2024, 12:38:51

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - βαlκιz

1
Otomotiv / SATILIK PEUGEOT 407
10 Eylül , 2012, 18:00:17
SATILIK PEUGEOT 407 EXECUTİVE 2.0 HDİ 146 HP 2006 MODEL 120.000 KM OTOMATİK VİTES FUL+FULL TRİGER SETİ YENİ DEGİŞTİ BAKIMDAN YENİ ÇIKTI.. FİYAT -29  BİN PAZARLIK PAYI VAR
http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-peugeot-acil-sahibinden-satilik-99020165/detay/ 
2
GÖRÜMCEMİN başına böyle birşey geldide bütün tahlilleri temiz çıktı
3. ayından beri heryeri yara acayip kaşınıyor su çiçegi gibi olmuş heryeri özellikler kolları ve ayakları
hamileligin tadını çıkaramıyor garibim 8 aylık geçmek bilmedi ilaç kullanıyor ama geçmiyor
dogumdan sonra geçermi acaba varmı başına böyle birşey gelen :sad1:
3
Sizin Seçtikleriniz / naber millet
09 Kasım , 2011, 19:56:10
hayırlı bayramlar...buraya gelemiyorum uzun zamandır.ne var ne yok .beni merak edenler iyiyiz biz öpüyorum sizi.
5
Bilmece / Bulmaca / Korkarak Yaptığınız Neler Var?
01 Ağustos , 2011, 01:20:20
 :ehi: bende bi konu açim hadi dökülün  :ehi:
6
  Kırmızı Biber; Kırmızı biberleri yıkadıktan sonra fırın tepsisine yerleştirelim..Fırında 200 derecede közleyelim..
Közlenmiş biberlerin kabuklarını tamamen temizleyelim ,ortadan kesip içindeki çekirdekleri bıçak yardımı ile temizleyelim.
Kullanacağımız ölçülerde buzdolabı poşetlerine paylaştırıp donduru...cuya gönderelim..
   

  Bezelye; Temizleyip, yıkayıp çok az haşlayıp buzdolabı poşetlerine koyarak soğuduktan sonra derin dondurucaya atablrsnz



Patlıcan; Közleyip salata olacak şekilde kesip , suyunu süzgüde iyice süzüp poşetlere koyablrsnz. Ya da kızartıp da koyablrsnz. Kışın kızartmalık hazır oluyor. ayrıca , patlıcan ve biberleri küçük kesip kızartıp birlikte poşetleyerek de koyablrsnz



Bamya; Bamyaların tepelerini bıçakla çok derin olmamak kaydı ile çevire çevire koni şeklinde alalım..Bu bölgeyi derin temizlerseniz bamyanın içindeki istenmeyen kagan sıvı dışarı çıkacaktır.. Domatesi rendeleyp tencereye bamyaları alalım bir limonumu üzerine sıkalım hem kararmasın hem de içindeki sıvı dışarı çıkmasın..Rendelediğimiz domateside üzerine ekleyerek ocakta rengi biraz değişene kadar fazla karıştırmadan kavuralım..Bamyalarımız soğuyunca yeteri derecede poşetlere bölüştürelim..


Taze Fasülye; Temizleyip kesiyoruz ve rende domates ile yağsız tavada soteliyoruz, Domatesler diriliğini kaybedip, fasülyelerde rengini atmaya ve yumuşamaya başlayınca yaklaşık 10 dk. kadar. Sonra soğutup istediğimiz ölçülerde buzdolabı poşetlerine dolduruyoruz.Pişireceğimiz zaman soğanı doğradıktan sonra direk buzlu hali ile fasulyeleri tencereye atıyoruz

Domates;Kabuklarını soyup rondodan geçiriyoruz. Ocağa koyup yağsız bir şekilde kaynatıyoruz. Biraz toparlanınca ateşin üstünde kaynar halde iken cam kavanozlara dolduruyoruz ve hemen kavanozu ters çeviriyoruz. Öylece sabaha kadar bekletiyoruz. Bu şekilde hiç hava almıyor. Ve taptaze kalıyor.diğer bir yöntem ise rendeleyp buz kalıplarında dondurup daha sonra onları poşete alarak derin dondurucuda saklamak.
 


Yaprak ; Saplarını temizliyoruz. Kaynar suya atıp 3-4 dk. haşlayıp süzüp poşetlere koyuyoruz. Yapacağımız zaman çıkarıp iç harcı ile sarıyoruz. Zaten yapraklar erimiş oluyor.ayrıca bunu da önceden sarıp dondurucuya atmak mümkün



mısırı da haşlayıp tanelerini ayırarak poşetlere koyup dondurucuya atablrsnz ama haşlarken suyuna tuz atmayın mısırı sertleştirir..   
7
  Yazın siz nasıl giyiniyorsanız çocuğunuzu da öyle giydirin
Memorial Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Gökhan Mamur, çocuklarla sağlıklı bir yaz tatili için anne babalara önerilerde bulundu.
< =text/ ="http://plat.twitter.com/widgets.js">;
Memorial Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uz. Dr. Gökhan Mamur, çocuklarla sağlıklı bir yaz tatili için anne babalara önerilerde bulundu.


Yaz aylarında bebeğinizin giysileri konusundaki genel kuralımız şudur; siz nasıl rahat ediyorsanız bebeğiniz de o şekilde rahat edecektir.  Yani sıcak ortamda size bir tişört ve şort yetiyorsa, bebeğiniz için de aynı şey geçerlidir.  Güneşten koruyan bir şapka, ince pamuk bir giysi idealdir. Unutmayın soğuk eller ve ayaklar bebeğinizin üşüdüğünü göstermez ama ter çocuğunuzun sıcakladığını ifade eder. Klima ve vantilatörler çocuğunuzun rahatlamasını sağlayacaktır ancak uzun süreler doğrudan üzerine üflemesine izin vermeyin. "Çok üşüdü"- "çok ısındı" bu iki kavram eşdeğerdir.  Buna göre davranmalısınız.  Bebeğinizdeki; kuru cilt, ateş, ishal, sinirlilik veya uykuya eğilim, havale gibi belirti ve bulgular onun aşırı derecede ısındığını ifade eder. Hemen tıbbi yardım almanız gerekir.
Sıcak havada önlem alın

    * Herhangi bir koşulda, herhangi bir zaman çocuğunuzu yalnız olarak arabada bırakmayın.  Camları yarı açık bir aracın iç ısısı 15 dakikada 35 dereceden 40 dereceye çıkmaktadır.  Camlar kapalı ise bu ısı 65 derecedir.
    * Ateşi olan çocuğun giysileri hafifletilmeli.
    * Sıcak hava = Bol sıvı tüketimi
    * Çok sıcak ve nem oranı yüksek havalarda çocuğunuzu bir anda 30 dakikadan fazla dönemler için oynamasına izin vermeyin.

Bulutlu Günlerde Bile Çocuğunuzu Güneş Işınlarından Koruyun

    * Güneş ışınları 10:00-15:00 arası dönemde çok etkilidir.
    * Güneş ışınlarının yüzde 80'i bulutlardan geçebilmektedir dolayısıyla bulutlu günlerde bile güneşten korunmak gerekir.
    * Su ve kum güneşin ışınlarını yansıtır, dolayısıyla cildin etkilenmesini artırır.
    * Ciltteki su ultraviole ışınların geçişini kolaylaştırır. Dolayısıyla suda daha fazla korunma gerekmektedir.
    * Güneş şemsiyeleri veya ağaçlar güneşin etkilerinden korunmak için yeterli değildir.
    * 0-12 aylık çocukların ciltleri özellikle ince olduğundan güneş ışınlarına karşı çok hassastır. Bu dönem içinde gelişen önemli bir güneş yanığı, çocuğunuzun ileriki yaşamında ölümcül cilt kanseri riskini ikiye katlamaktadır. Bunun dışında erken yaşlarda bronzlaşmanın bile ileride cilt kanserine yol açabileceği gösterilmiştir. Cilt kanserlerinin yüzde 90'ı önlenebilmekle birlikte bunlara güneş neden olmaktadır.
    * Açık tenli ve açık göz renkli kişiler daha çok risk altındadır.
    * "Güvenli bronzlaşma" diye bir kavram yoktur.  Bronzlaşma cilde zarar vermektedir.
    * Burun, dudak ve kulaklar güneşin etkilerine en açık vücut alanlarıdır.

Koruyucu Kreminizi Güneş Altında Değil, Güneşe Çıkmadan Önce Sürün

    * Yaşamın ilk altı ayında bebeklerin doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalarına dikkat edilmelidir.  Doktora danışılmadan güneş kremi sürülmemelidir.
    * Güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce daha büyük çocuklara güneş kremi sürülmelidir. Özellikle giysilerin korumadığı alanlara dikkat edilmelidir.
    * Çocuklar ilk başta birkaç dakika, daha sonra 20 dk'ya kadar doğrudan güneş ışığına çıkarılabilir.
    * Bebeğiniz altı aylık olduktan sonra çantanızda mutlaka güneş kremi bulundurmalısınız.
    * Güneşe maruz kaldığında çocuğunuza gölgelikli şapka takın. Bunun dışında denize bile girse vücudunun üst kısmını koruyacak bir giysi giydirin.  Giysiler hafif ancak sık dokunmuş olmalıdır.
    * Çok sıcak havalarda dışarıdaki kalışınızı günün erken veya geç saatlerinde yapın. Mümkün oldukça günün ortasında dışarıda bulunmayın.
    * Su ile oynayan çocuklarınıza suya dayanıklı güneş kremi sürün. Oyun bitince kurulayın ve tekrar güneş kremi sürün.
    * Çocuğunuz herhangi bir ilaç kullanıyorsa ışığa duyarlılık yaratmadığından emin olun.
    * Çocuğunuz için en iyi örneği siz oluşturun ve kendinizi koruyun.

Güneş Kreminizi Seçerken...

    * Bebek ve çocuklarda 20-30 koruma faktörü yeterlidir.
    * Çok açık tenlilerde 30 faktör uygundur.
    * Ürün, kısa ve uzun ultraviole ışınlardan korumalıdır. (UVB ve UVA)
    * Ürünlerdeki bazı maddeler alerjik cilt cevaplarına yol açabilmektedir.  Bunlar PABA içeren ürünlerdir. Çocuğunuzun ön kolunda bir santimetrelik alana bir gün öncesinden üründen bir parça sürün.  Üzerine yara bandı yapıştırın.  Bir gün sonra yara bandını çıkarın ve çocuğunuzu güneşe çıkarın (Vücudunun diğer bölgeleri giysi ile korunurken). Herhangi bir kızarıklık gelişirse o bölgede başka bir ürün kullanın.
    * Suda koruma için ürünlerde 2 özellik vardır.  "Waterproof" 4 kere 20 dakikalık suya girmede koruma sağlamaktadır.  "Waterresistant" 2 kere 20 dakikalık suya girmede koruma sağlamaktadır   
alıntıdır
8
KAYNANA ELTİ GÖRÜMCEE EEE YA KAYINBABA  :cildir: :cildir: :cildir: :cildir:
YOKMU DERTLİ OLAN  :ehi:
9
  Mehmet, İngiltere'de Hande ise İstanbul'da üniversite radyosunda program yapan tutkulu iki gençtir. İki okul radyosunun ortaklaşa düzenlediği bir yarışma sayesinde Mehmet İstanbul'a gelir. İlk görüşte Hande ve Mehmet arasında bir elektriklenme yaşanır. Ancak Hande'nin en yakın arkadaşı Ceren'in, Mehmet'i görmesi sonucu hiç hesap etmedikleri bir durumla karşılaşacaklardır. Ceren lise yıllarında Mehmet'le aşk yaşamış, aradan yıllar geçse de unutamamıştır. Hande, en yakın arkadaşı Ceren uğruna Mehmet'ten uzak durmayı başarabilecek midir? Hande ve Mehmet'in kaderleri hiç bilmedikleri bir şekilde birbirlerine bağlanmıştır. Mehmet'in babası Taner ve Hande'nin annesi Nermin arasında yaşanan yasak aşk pek çok soruna yol açacaktır. Taner, karısı Zerrin'in, gizli ilişkisini öğrenmemesi için neleri göze alacaktır?


sevdim diziyi izliyorum
kimler izliyor
10
Sevİl Yavuz Gümüş (Pedagog) 'Erkek çocuk pembe giyerse, gay olur korkusu var'
Çocuklar toplumun kalıp yargılarıyla büyüyor. Çocuğun cinsel kimlik gelişimi 3 yaşından sonra olur. Kızlar için seçilen rengin mavi olduğu bir toplumda büyüse orada da maviye boğulur. Yeşilse, yeşile boğulur. Çocuk 0-3 yaş döneminde buna maruz kalıyor. Sonrasında zaten öyle bir ortamda büyüdüğü için, "Bu benim rengim" diyor ve başka renk giymek istemiyor. Bir erkek çocuk giyse, başka çocuklar tarafından dışlanıyor. Burada sorumlu olan ebeveynler.
Aileler de çocukların giyiminde çok abartıyor. Minyatür genç kızlar gibi oluyorlar. Bu da çok yanlış. Bu tercihler, kadınlık rollerinin başlangıcı. Erkek çocuk ablasından küçük de olsa evin erkeği olduğu için kıza "Bak seni döver" gibi şeyler söyleniyor. Erkeğin ön planda tutulması anneden kaynaklanıyor aslında.
Barbie'lerle birlikte bir pazar oluştu. Pembe, kız çocuklar için evrensel bir renk olmaya başladı. Erkek çocukları pembe giyerse "Çocuğum gay mi olacak?" korkusu var. Bu korkuyla özellikle erkek çocukları kısıtlanıyor. Evcilik malzemesiyle oynamasına izin verilmiyor mesela. Bu çocuğu bir çelişkiye düşürüyor. Çocuğun gay olmasından falan korkmamak lazım. Yasak koydukça daha fazla oynamak ister. Pembeyi de birkaç defa giysin. Hangi rengi giymek istiyorsa onu giysin. Pembe çok dikkat çekici bir renk, insanın ruhunu yumuşatıyor, tatlı, şirin bir renk.


Bana gelen ailelerde çok rastlıyorum. Kız çocuğun gardırobu tamamen pembe. Pembe taç, pembe elbise, pembe kaban, pembe ayakkabı. Bu çocukları çok bebeksi gösteriyor. Pembeler içindeki bebeklik döneminde kalmak istiyor. O tarzı seçen anneler çocuklarını bağımlı yetiştiriyor, özgüvenli olamıyor çocuk. Anne babasının prensesi olan çocuk, okula başladığında prenses değil, okula duygusal olarak adapte olmakta zorlanıyor

alıntı
11
demin agda ile bıyıklarımı kaşımın ortasını falan alıyordum burnumada sürdüm agdayı
vee sonuç tertemiz oldu siyah noktalar çıktı agdaya yapıştı hepsi  :occasion14: :occasion5:

ama şimdi burnum çok kaşınıyo  :ehi: gözenekler açıldı ondan galibaa
12
Hazal Kaya'nın Muhteşem Yüzyıl'a konuk oyuncu olarak katılacağını iddia eden yanlış haberlerin kaynağı, Twitter'daki fake hesap çıktı.

Adını Feriha Koydum'un başrolünde yer alan başarılı oyuncu Hazal Kaya'nın, Muhteşem Yüzyıl'a Mahidevran Sultan'ın kız kardeşi Lebriz Sultan'ı canlandırmak üzere katılacağını iddia eden haberlerin kaynağı, Hazal Kaya adına, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da açılan fake hesap çıktı. Hazal Kaya'nın adına açılan sahte hesap, oyuncunun Facebook'ta kullandığı hesabından alınan fotoğraflar da kullanılarak gerçekmiş gibi yayın yapmaya devam ediyor. Hazal Kaya konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı "Twitter'da hesabım yok. Benim adıma hesap açan kişi, Facebook'taki hesabımdan aldığı fotoğraflarla ve uydurma iddialarla sahtekarlık yapmaktadır. Muhteşem Yüzyıl'a konuk oyuncu olacağım haberleri asılsızdır."

Bu olayla birlikte, Hazal Kaya da fake hesaplarla başı ağrıyan ünlüler kervanına katılmış oldu.
   
13

dizide evlenemediler ama gerçek hayatta evlendiler  :k06:




14
Çocuk Hastalıkları / Geniz eti nedir?
17 Mayıs , 2011, 18:39:17
Adenoid dokusu veya geniz eti, burnun arka tarafında ve yumuşak damağın üst tarafında bulunan ve vücudu mikroplardan koruyan lenfoid bir dokudur.Normalde tüm çocuklarda bulunur ve ağızdan bakıldığında görülmez.Eğer fazla büyürse genizde ve burunda tıkanıklığa neden olarak belirti verir.

Geniz eti ne gibi rahatsızlıklara neden olur? Tehlikeli midir?

Çocuklarda geniz etinin büyümesi ;

-Ağzı açık uyuma

-Horlama,uyku bozukluğu,uyku apnesi denen uykuda solunumun durması,

-Sık orta kulak enfeksiyonu ve iltihabının müzminleşmesi,orta kulakta sıvı birikimi,kulak zarlarında çökme,

-İşitmede azalma; televizyonun sesini fazla açarak seyretme,

-Uykuda idrar kaçırma

-Sık üst solunum yolu enfeksiyonu,tekrarlayan sinüzit atakları,sinüzitin müzmin haline gelmesi

-Boyunda beze büyümesi

-Çene ve yüz gelişiminde bozukluk,dişlerde çarpılmalar ve ağız kapanmasında bozukluk

-Büyüme ve gelişmede bozukluk

-Davranış bozukluğu,dikkat bozukluğu gibi rahatsızlıklara neden olur.

Geniz eti nedir?

Adenoid dokusu veya geniz eti, burnun arka tarafında ve yumuşak damağın üst tarafında bulunan ve vücudu mikroplardan koruyan lenfoid bir dokudur.Normalde tüm çocuklarda bulunur ve ağızdan bakıldığında görülmez.Eğer fazla büyürse genizde ve burunda tıkanıklığa neden olarak belirti verir.


Geniz eti ne gibi rahatsızlıklara neden olur? Tehlikeli midir?

Çocuklarda geniz etinin büyümesi ;

-Ağzı açık uyuma

-Horlama,uyku bozukluğu,uyku apnesi denen uykuda solunumun durması,

-Sık orta kulak enfeksiyonu ve iltihabının müzminleşmesi,orta kulakta sıvı birikimi,kulak zarlarında çökme,

-İşitmede azalma; televizyonun sesini fazla açarak seyretme,

-Uykuda idrar kaçırma

-Sık üst solunum yolu enfeksiyonu,tekrarlayan sinüzit atakları,sinüzitin müzmin haline gelmesi

-Boyunda beze büyümesi

-Çene ve yüz gelişiminde bozukluk,dişlerde çarpılmalar ve ağız kapanmasında bozukluk

-Büyüme ve gelişmede bozukluk

-Davranış bozukluğu,dikkat bozukluğu gibi rahatsızlıklara neden olur.

Geniz etinden şüphelenildiğinde ne yapılmalıdır?

Eğer çocuğunuzda ağzı açık uyuma,sık burun tıkanıklığı,horlama gibi belirtiler ortaya çıkmışsa çocuğunuzun büyüme ve gelişimini etkileyecek kalıcı rahatsızlıklar oluşmadan bir Kulak Burun Boğaz Uzmanına başvurarak muayenesini yaptırınız.KBB doktorunuz tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapacak, geniz etinin kalıcı rahatsızlık oluşturacak boyutlara ulaşıp ulaşmadığını burnun arkasını gösteren endoskopik muayene veya hava yolundaki tıkanıklığın derecesini ölçmek için çekilecek rontgen filmiyle değerlendirecek, ameliyata gereksinim olup olmadığına karar verecektir.Çocuğunuzda bulunan allerjik rahatsızlık bazen bu şikayetlere benzer belirtiler verebilmektedir eğer allerji düşünülüyorsa doktorunuz allerjiye yönelik tedaviyi planlayacaktır.Geniz eti çok fazla tıkanıklık yapmıyorsa aralıklı doktor kontrolleriyle takip edilebilir, çocuk büyüdükçe (ortalama 12-14 yaşlarına kadar) kendiliğinden küçülerek kaybolabilir.

Geniz eti ameliyatı nasıl bir ameliyattır? Çocuk ne zaman iyileşir?

Geniz eti ameliyatı teknik olarak basit ve genellikle ağrısız bir ameliyattır.Genel anestezi (narkoz) altında yapılır.Hasta uyutulduktan sonra ağız açacağı ile ağız açık pozisyonda sabitlenir, yumuşak damağın ve küçük dilin üst kısmında bulunan büyümüş olan geniz eti muayene edildikten sonra ağızdan sokulan küret denilen bir alet ile çıkartılır. Kanama kontrolü yapılıp ağız içi steril serumla yıkanarak ameliyat sonlandırılır.Ameliyat sonrası 3-4 saat geçip anestezinin etkisi geçtikten sonra hasta ağızdan ılık ve sıvı kıvamlı besinlerle beslenebilir.Ertesi günden itibaren fazla sıcak olmamak kaydıyla ,asitli(kola...) ve baharatlı yiyecekler dışında herşeyi yiyebilir.Ameliyat sonrası hastanede kalma mecburiyeti yoktur.Kontrol amaçlı 1 gece hastanede kalınabilir.Ameliyat sonrası çok nadiren kanama meydana gelebilir, eğer kanama olursa hasta tekrar uyutularak kanama durdurulur.Nadir de olsa 1 gece burnunun arka kısmına tampon konması gerekebilir ve hasta hastaneden ertesi gün taburcu edilir.Çocuk ameliyattan sonra 3-5 gün fazla aktiviteden ve kalabalık yerlerden (okul,kreş gibi...) uzak kalmalıdır, evinde istirahat etmelidir.1 hafta çok sıcak banyo yaptırılmamalıdır,ılık duş yaptırılabilir.Hastaların az bir kısmında geniz eti tekrar büyüyebilir. Bu hastalarda bir süre sonra girişimin tekrarlanması gerekebilir.

Eğer çocuğunuzda ağzı açık uyuma,sık burun tıkanıklığı,horlama gibi belirtiler ortaya çıkmışsa çocuğunuzun büyüme ve gelişimini etkileyecek kalıcı rahatsızlıklar oluşmadan bir Kulak Burun Boğaz Uzmanına başvurarak muayenesini yaptırınız.KBB doktorunuz tam bir kulak burun boğaz muayenesi yapacak, geniz etinin kalıcı rahatsızlık oluşturacak boyutlara ulaşıp ulaşmadığını burnun arkasını gösteren endoskopik muayene veya hava yolundaki tıkanıklığın derecesini ölçmek için çekilecek rontgen filmiyle değerlendirecek, ameliyata gereksinim olup olmadığına karar verecektir.Çocuğunuzda bulunan allerjik rahatsızlık bazen bu şikayetlere benzer belirtiler verebilmektedir eğer allerji düşünülüyorsa doktorunuz allerjiye yönelik tedaviyi planlayacaktır.Geniz eti çok fazla tıkanıklık yapmıyorsa aralıklı doktor kontrolleriyle takip edilebilir, çocuk büyüdükçe (ortalama 12-14 yaşlarına kadar) kendiliğinden küçülerek kaybolabilir.

Geniz eti ameliyatı nasıl bir ameliyattır? Çocuk ne zaman iyileşir?

Geniz eti ameliyatı teknik olarak basit ve genellikle ağrısız bir ameliyattır.Genel anestezi (narkoz) altında yapılır.Hasta uyutulduktan sonra ağız açacağı ile ağız açık pozisyonda sabitlenir, yumuşak damağın ve küçük dilin üst kısmında bulunan büyümüş olan geniz eti muayene edildikten sonra ağızdan sokulan küret denilen bir alet ile çıkartılır. Kanama kontrolü yapılıp ağız içi steril serumla yıkanarak ameliyat sonlandırılır.Ameliyat sonrası 3-4 saat geçip anestezinin etkisi geçtikten sonra hasta ağızdan ılık ve sıvı kıvamlı besinlerle beslenebilir.Ertesi günden itibaren fazla sıcak olmamak kaydıyla ,asitli(kola...) ve baharatlı yiyecekler dışında herşeyi yiyebilir.Ameliyat sonrası hastanede kalma mecburiyeti yoktur.Kontrol amaçlı 1 gece hastanede kalınabilir.Ameliyat sonrası çok nadiren kanama meydana gelebilir, eğer kanama olursa hasta tekrar uyutularak kanama durdurulur.Nadir de olsa 1 gece burnunun arka kısmına tampon konması gerekebilir ve hasta hastaneden ertesi gün taburcu edilir.Çocuk ameliyattan sonra 3-5 gün fazla aktiviteden ve kalabalık yerlerden (okul,kreş gibi...) uzak kalmalıdır, evinde istirahat etmelidir.1 hafta çok sıcak banyo yaptırılmamalıdır,ılık duş yaptırılabilir.Hastaların az bir kısmında geniz eti tekrar büyüyebilir. Bu hastalarda bir süre sonra girişimin tekrarlanması gerekebilir.     
15
  :sad1: ikisininde bademcikleri çok büyükmüş
ve geniz eti varmış doktor ameliyat edilmeli dedi
:'(
ameliyat diyince tüylerim diken diken oluyooo  :y25: narkoz falan :sad1:

sizcee napalım biran önce olsunlar mı
siz olsanız napardınız
gelişim geriligine neden olurmuş korktumm  :sad1:
16
Ten renginizin açılması için ne estetik operasyona ne de farklı bir tedaviye gerek var. Suna Dumankaya, ten açmak için yapılması gerekenleri anlattı. İşte Suna Dumankaya'dan açık ten için bitkisel kür...

200 gram kaynar suyun içine bir çorba kaşığı ıhlamur atın.Ihlamuru çay gibi demleyip süzdükten sonra içine bir tatlı kaşığı saf limon suyu ve bir elmanın suyunu katın.Bu karışımı her akşam cildinize sürün ve yıkanmadan yatın.Kullanmadığınız zamanlarda soğuk bir yerde saklayın ve beş günde bir tazesini hazırlayın. 
17
"Eşlerin birbirine her yerleri mübahtır, haram değildir" şeklindeki bir hüküm doğru değildir; kadına anüsten yaklaşmak (ters ilişki) ehlisünnete göre caiz değildir. Ağız da cinsel temas için değil, başka işler için var edilmiştir; oradan cinsel temas yaratılış amacına da, fıtrata da ters düşer, fıtratları bozulmamış olanlar bundan nefret ederler. (Prof.Dr.Hayrettin Karaman)



İslam, kişinin bütün hayatını içine alan ve her konuyu değerlendiren bir dindir. Bu sebeple insanın hayatında önemli bir yer tutan cinselliği ve eğitimini de ihmal etmemiştir. Belirli ölçüler içerisinde helal dairesinde keyfe kafi gelecek şekilde düzenlemiştir.

Her problemlerini Hz. Peygambere (asv) sorup öğrenen sahabeler ve onların hanımları, cinsellikle ilgili sorunlarını da bizzat sorarak öğrenmişlerdir.

Nitekim, sahabeden birisi hanımına üreme organından olmak şartıyla arka tarafından yaklaşmak istemiş, ancak hanımı buna karşı çıkmış ve doğacak çocuğun şaşı olacağı şeklindeki Yahudi anlayışını da bahane göstererek itiraz etmişti.

Durum Peygamber Efendimize (asv) haber verildiğinde "Eşlere, üreme organından olmak şartıyla, istenildiği şekilde yaklaşılabileceğini" (1) ifade eden ayet geldi.

Bu ayeti açıklayan Peygamberimiz (asv) de "Üreme organından olmak şartıyla arkadan, yandan, üstten, alttan, istenildiği ve hoşa gidildiği şekilde cinsel ilişkiye girilebileceğini" ifade etmiştir. (2)

İslam, kişinin eşiyle cinsel ilişkisini şu durumlarda yasaklamıştır :

1. Adet halinde ve lohusalı iken cinsel temas haramdır.

2. Eşinin dışkı yerinden yani anüsünden yaklaşmak. Zevceye dışkı yerinden cinsel ilişkiye girmek büyük günahlardandır.

Peygamber Efendimiz: "Hanımına dışkı yerinden yaklaşan kimse lanete uğramıştır." buyurur. Başka bir hadîslerinde de: "Erkeğe veya kadına arka yoldan yaklaşan kimseye Allah, rahmet bakışıyla bakmaz"buyururlar. (3)

Dinimizin bunların dışındaki cinsel ilişkiyi, üreme organından olmak şartıyla her türlü şekline müsaade ettiğini ve haram kılmadığını anlıyoruz. Eşlerin birbirini yalama, okşama, dudaklarıyla, oral yolla ve elleriyle cinsel ilişkiye hazırlamak için vücutlarının değişik yerlerine yaptıkları her türlü hareketin haram olmadığını söyleyebiliriz.

Ancak kesin bir yasağın olmaması, bazı tavsiyelerinde olmadığı anlamına gelmez. Cinsel ilişki esnasında dikkat edilmesi tavsiye edilen hususlar şunlardır :

1. Eşlerin cinsel ilişki esnasında üstlerine bir örtü almaları. (4)

2. Eşlerin birbirlerinin cinsel organlarına bakmamaları. (5)

3. Cinsel ilişki anında az konuşmaları. (6)

Bu tavsiyelere uymak güzel olmakla beraber, üreme organından olmak şartıyla her türlü sevişme ve ilişki caizdir
   
18
Sağlık Haberleri / Mübarek Meyve İncir
02 Mayıs , 2011, 17:27:17
İncir, Kur'ân'da adına müstakil sure bulunan ve üzerine yemin edilen bir meyvedir. Peygamber Efendimiz (sas)'in kendisine ikram edilen inciri yediği ve "Yiyin, şayet cennetten inme bir meyve bulunduğunu söyleseydim, işte bu derdim." dediği rivayet edilmektedir. Hristiyan ve Musevî kaynaklarında da adından söz edilen incir, beşbin yıldan beri Anadolu ve Akdeniz'in çeşitli bölgelerinde hasadı yapılan bir bitkidir.

Sümerler ve eski Mısırlılar zamanında da yetiştirildiğini bildiren kaynaklar bulunmaktadır. İncirin anavatanı Anadolu'dur.

Buradan Akdeniz ülkelerine, Orta Doğu'ya, Hindistan'a ve Çin'e yayılmıştır. Amerika'ya da Türkiye'den gitmiştir. 1882 yılında İzmir'den Kaliforniya'ya götürülen incir fidanlarının yetiştirilmesi başarılı olmamış ve l901 yılında Amerikalı ziraat uzmanları mevzuyu araştırmak üzere tekrar İzmir'e gelmişlerdir. Bu sefer götürülen fidanların yetiştirilmesi başarılı olmuş ve incir ABD'nin diğer eyaletlerine de yayılmıştır.

Ülkemizde en çok Aydın ve İzmir illerinde yetiştirilmektedir. İncirin yetiştirilmesi için en elverişli bölgeler Büyük ve Küçük Menderes havzalarıdır. Ülkemizde dokuz milyonu meyve verebilen on milyona yakın incir ağacı bulunmakta ve otuzbin aile geçimini incirden sağlamaktadır. İncirin tamamı sıcak bölgelerde yetişebilen sekizyüze yakın çeşidi bulunur.

En çok yetiştirilen türü olan "sarılop", büyüklüğü, tadı, etli oluşu, açık rengi, yumuşak kabuğu, kokusu ve kurutmaya elverişli olması sebebiyle tercih edilir. Ülkemizde yılda 250-300 bin ton civarında taze incir üretilmektedir. Bu miktardaki üretim, taze incir üreten ülkeler içerisinde Türkiye'yi birinci sıraya çıkarmıştır. Dünyadaki diğer önemli taze incir üreticileri sırasıyla Mısır, Fas ve Yunanistan'dır.

Ülkemizdeki yıllık kuru incir üretimi ise 48-50 bin ton civarında olup, dünya çapında üretilen kuru incirin % 50-55'ini teşkil etmektedir. Yıllık kırkbin ton civarındaki ihracatı ile dünya kuru incir piyasasında Türkiye'nin payı % 60 civarındadır. Kuru incirin 100 gramında yaklaşık 52,9-59,1 gram karbonhidrat, 5,8-18,5 gram lif, 3,6-4,3 gram protein, yaklaşık 1,3 gram yağ, 126-280 mg kalsiyum, 3,6-4,2 mg demir, 640-1000 mg potasyum, 34-87 mg sodyum, 59-92 mg magnezyum, 0,24-0,31 mg bakır ve çeşitli vitaminler bulunur.

Doymuş yağ ve kolesterol bulunmaz. Yüz gram kuru incir yaklaşık olarak 215-274 kalori enerji verir. Düşük sodyum, düşük yağ, yüksek lif ve yüksek mineral oranları ile incir sağlık açısından çok faydalı bir meyvedir. Bu maddelerden başka, besin değeri olmayan ancak hastalıkların oluşumunu engellediği ve tedavisinde rol aldığı düşünülen polifenoller, fitosterol, lanosterol ve stigmasterol gibi maddeleri de bulundurur. Kuru incirin vitamin ve mineral açısından çoğu meyveden daha zengin olduğu görülmektedir.

Bu minerallerden olan bakır, bağırsaklardan demir emilimini artırması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. Bu özelliği sebebiyle; kansızlıkta, gelişme çağı ve hamilelik gibi demire ihtiyacın arttığı durumlarda diyette bulundurulması tavsiye edilmektedir. İncirde süttekinden daha fazla kalsiyum bulunduğunun ve incirin bu mineral için de iyi bir kaynak olduğunun bilinmesinde fayda vardır. İncirin yapısında bulunan glikoz ve fruktoz şekerlerinin sindirimleri kolay ve kont-rollüdür.

İspanyol araştırmacılar Serraclara ve arkadaşları şeker hastalarının diyetine eklenen incirin, bu hastalarda görülen ve önemli bir problem olan yemek sonrası ani kan şekeri artışını kontrol altına aldığını gözlemişlerdir. İncirin yapısında bulunan nebatî lifler de önemlidir.

Bu liflerin yaklaşık % 30'unun suda eriyebilen türden olması bilhassa mühimdir. Bu lifler meyvenin yapısında bulunan maddelerin bağırsaklarda kontrollü bir şekilde salınmasını ve emilmesini sağlayarak açlık hissini azaltmakta, kan şekeri ve kolesterolün kontrol altına alınmasına yardımcı olmaktadır.

Bu yüzden incir aşırı şişmanlığın tedavisi için hazırlanan diyet listelerinde bulunan bir meyvedir. Uzun süreli kabızlık çekenler de zaman içinde kolon kanseri riskinin artacağını söyleyen araştırmalar dikkate alındığında, sabah aç karına yenilen incirin bağırsakları hareketlendirmesi ve buna bağlı olarak bağırsakların temizlenmesi gerçekleşir ki, bu mühim bir şeydir. İncirin yapısında bulunan besin değeri olmayan maddeler giderek daha çok tanınmakta ve ehemmiyetleri daha iyi anlaşılmaktadır.

Bu maddelerin önde gelenlerinden kısaca bahsetmek incirin önemini kavramak açısından faydalı olacaktır.


Polifenoller: Polifenoller kanser oluşumunu çeşitli yollardan engelleyen maddelerdir. Bu tesirlerini kanser yapıcı maddelerin aktivasyonunu engelleyerek, serbest radikallerin tesirlerini, hücrelerin farklılaşmasını ve çoğalmasına mani olarak gösterdikleri sanılmaktadır. Polifenollerin mühim bir faydası da kandaki yağların damarlarda ve kalbte kalıcı zararlar ortaya çıkarmasına mani olmalarıdır. İncirin l00 gramında 1090-1100 miligram polifenol bulunmaktadır.

Bu oran diğer meyvelerden çok daha fazladır. Scranton Üniversitesi'nde yapılan değerlendirmelerde, incirdeki polifenol miktarının en çok tüketilen 21 sebzedekinin veya 12 meyvedekinin veya 10 içecektekinin toplamından daha fazla olduğu bildirilmektedir. Açıkça görülüyor ki incirin kanser ve kalb hastalıklarından korunmada önemli görevleri vardır.

Benzaldehit: Bu madde son dönemdeki kanser hastalarında kullanılan bir ilâç olarak da tıpta yerini almıştır. Özellikle yassı hücreli kanserlerin tedavisinde kullanılmaktadır.

Kumarinler: Bu maddeler uçucudur ve incirin kuru ağırlığının binde beşini oluşturur. İncirdeki kumarinler furanokumarinler denilen alt gruba ait olup şu ana kadar beş tanesi saf halde elde edilmiştir. Bu maddeler özellikle çeşitli deri kanserlerinin tedavisinde henüz deney seviyesinde kullanılmaktadır.

Fitosterol, Lanosterol ve Stigmasterol: Bu maddelerin kandaki kolesterolü düşürdüğü ve ayrıca LDL denilen yağ cinsinin vücutta oluşturacağı zararlı tesirleri önlediği sanılmaktadır. Bu durum yeni çalışmalarla da desteklenirse kalb ve damar hastalarının tedavisinde incir tavsiye edilmeye başlanabilecektir.

Omega-3 ve Omega-6 esansiyel yağ asitleri: Kolesterol yapımını azaltan ve kandaki zararlı yağların hastalık yapıcı tesirlerini önleyen koruyucu maddelerdendir. İncirin yağ metabolizması üzerindeki faydalarını inceleyen çalışmalar devam etmektedir. İspanya'nın Extremadura Üniversitesi'nden Perez ve arkadaşları karın içine incir distilatı vererek yaptıkları deneysel çalışmada, incirin farelerde yağ metabolizmasını etkileyen madde ya da maddeler taşıdığı neticesine varmışlardır.

Yine aynı üniversitede Canal ve arkadaşları tarafından yapılan başka bir çalışmada deney maksadıyla şeker hastalığı oluşturulan farelerde incir distilatının hem kan şekerini, hem de kolesterolünü düşürdüğü gözlenmiştir.

İncirin sadece meyvesi değil, diğer bazı bölümleri de şifalıdır. İncir ağacının reçinesinden elde edilen bazı maddeler bilhassa araştırma konusudur.


Güney Kore'nin Hayat ve Çevre Bilimleri Lâboratuarı araştırmacılarından Hunseung Kang ve arkadaşları, incir ağacından elde edilen reçinenin hususiyetlerini incelemişler ve kauçuk ağacından elde edilen reçine ile karşılaştırmışlardır. Bilindiği gibi kauçuk ağacından elde edilen reçine günümüzde sonda, kateter ve cerrahî eldiven gibi çeşitli tıbbî malzemelerin yapımında kullanılmaktadır.

Bu tıbbî malzemelerin kullanımı sırasında ortaya çıkabilen önemli problemlerden birisi hastalarda ve sağlık personelinde ortaya çıkan alerjidir. Kang ve arkadaşları incir ağacından elde edilen reçineden yapılan tıbbî malzemenin daha az alerjik olduğunu ileri sürmekte ve incir reçinesinin kauçuk reçinesine alternatif olabileceğini bildirmektedirler.

İsrail'in Hebrew Üniversitesi'nden Rubov ve arkadaşları incir reçinesinden elde edilen bazı maddelerin bazı kanser hücreleri üzerinde öldürücü tesir yaptığını müşahade etmişlerdir.

Anadolu halk tıbbında yüzyıllardır kullanılan kurutulmuş incir yaprağı ve taze incirin dalından koparıldığı anda kopma yerinden sızan süt görünümü ve kıvamındaki sıvının da ilmî araştırmalara mevzu olması yeni ilaçların keşfine kapı aralayabilir.

Sonuç olarak incir; potasyum ve kalsiyum, vitamin ve bitkisel lifler açısından zengin olması, düşük sodyum ve yağ ihtiva etmesi, kolesterol bulundurmaması sebebiyle çok değerli bir meyvedir. Bunun yanı sıra kanser ve kalb hastalıkları başta olmak üzere, çeşitli hastalıkların oluşumunu engelleyebilen maddeler taşıması açısından da önem taşımaktadır. Kur'ân'da, zeytinle birlikte adına yemin edilen bir meyve olması sebebiyle, incir üzerinde çok durulmalı ve bir araştırma mevzuu olmalıdır
Dr. Musa SARAÇOĞLU Sızıntı Dergisi   
 
19
Ayva, latince Adı: Cydonia oblonga olan Rosaceae familyasından şifalı bir meyvedir.

Akdeniz ve Asya ülkelerinin en eski meyvelerinden biri olan ayva gülgiller familyasından gelir. Anavatanı Kuzey İran, Kafkasya ve Anadolu olan ayva, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Mayıs ile Haziran aylarında çiçek açar, meyvesi Eylül ve Ekim aylarında toplanır.Protein, karbonhidrat, kalsiyum, demir, fosfor, potasyum, sodyum ve C vitamini içerdiğinden vücut için birçok faydası bulunur. Pektin ve tanen gibi maddeler ihtiva eder. İçerdiği yüksek pektinden dolayı ayvadan reçel, pelte ve şekerleme yapılır. Yüksek tansiyonu olan ve kabızlık çeken kişiler tarafından tüketilmesi önerilmez. Düşük kalorili meyveler sınıfındadır (100 gramı 33 kalori). Tok tutma özelliği ve düşük kalorisi açısından zayıflamaya yardımcı bir meyvedir. Diyet yapan kişilere önerilmektedir.

Ayva yaprakları boya ve kozmetik sanayiinde, tıpta da ilaç yapımında kullanılmaktadır. Meyvesi reçel, jel, marmelat ve meyve suyu olarak değerlendirilir. Çekirdekleri, parfüm ve ilaç sektöründe kullanılır.

Ayvanın Faydaları:

* Öksürüğü keser,
* Mide ve bağırsakları kuvvetlendirici özelliktedir ve incebağırsak iltihabını giderir.
* Kanı temizler.
* Karaciğer tembelliğini giderir .
* Safra akışını sağlar.
* Çarpıntıyı dindirir.
* Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser.
* Bronşit ve öksürükte faydalıdır.
* İshali durdurur.
* Ateş düşürücüdür.
* Strese karşı etkilidir.
* Kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesiyle elde edilen sıvıyla yapılan gargara, boğaz iltihabını giderici özelliğe sahiptir.
* Tüylü yüzeyinin halk arasında "kan dindirici" olarak uzun yıllar kullanıldığı biliniyor.
* Tohumlarının suda kaynatılmasıyla elde edilen merhem derinin yumuşacık olmasını sağlar

   
20
İlişkiler / Cinsel görevden kaçmak !
02 Mayıs , 2011, 17:17:47
Cinsel Görevden Kaçınma

Kadının cinselliğinden yararlanmak kocanın hakkı olduğu gibi, erkeğin cinselliğinden yararlanmak da kadının hakkıdır.

Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları varsır. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları bir derece daha fazladır." (Bakara Suresi : 228)

Bu ayette bahsedilen bir derece, cinsellik konusunda değildir. Cinsellik konusunda erkek-kadın eşittir. Erkeğin bir derece daha haklı olduğu konu onun kadını gözetmesi, malını koruması, onu idare etmesi, ailenin yükünü çekmesi açısındandır.

Allah Resulu buyuruyor:

"Kadın kocasının izni olmadan (farz oruç dışında) oruç tutar da orucu sebebiyle kocasının arzularını karşılamaktan kaçınırsa Allah ona üç haram işin günahını yükler."

"Kişi cinsel ilişkide karısını çağırdığı zaman karısı ocak başında yemek pişiriyorsa da kocasının davet cevap versin."

"Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler."

"Size cennetlik kadınları tanıtayım mı? Onlar bir hata ettikleri veya kocaları tarafından bir haksızlığz uğratıldıkları zaman kocalarına karşı: "Seni hoşnud etmedikçe uyumayacağım diyebilen kocalarına düşkün kadınlardır."

Aynı şekilde kocanın cinselliğinden yararlanmakda kadını hakkıdır. Bu hakkını almasına yardımcı olmak da kocasının görvidir. Kocanın bu görevini yapmaması, onu suçlu ve günahkar yapar. (Tefsir-i Kurtubi 3/124) Hatta koca cinsel görevini yapamadığı zaman kadın mahkemeye başvurup boşanabilinir. bu hak erkeğe de verilmiştir.