28 Mart , 2024, 11:56:37

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


Show posts

This section allows you to view all posts made by this member. Note that you can only see posts made in areas you currently have access to.

Topics - ponçik

181
Hemşeriler :) / 4. İSTANBUL BULUŞMASI
26 Haziran , 2008, 09:19:07
 :sunny:  :sunny:  :sunny:  :sunny:  :sunny:  :sunny:  :sunny:  :sunny:
YENİ BİR BULUŞMA ORGANİZE ETMENİN TAM VAKTİDİR  :basardim:  :hieyt: MALUMUNUZ ÜZERE FORUMUMUZUN GÜZEL ANNELERİNDEN JBDUN İSTANBUL'A GELİYOR
BU VESİLEYLE YENİ BİR ORGANİZASYON İÇİN KOLLARI SIVAYALIM

6 TEMMUZ VEYA 13 TEMMUZ PAZAR YER , MEKAN ŞUAN DÜŞÜNMEDİM AMA KENESİZ ÇALILIKSIZ,AĞAÇSIZ BİR YER OLSA DAHA MI İYİ OLUR NE DERSİNİZ

HADİ BAKALIM TÜM İSTANBULLULARIN ÖNERİLERİNİ BEKLİYORUM  :hello:
182
:director: HANIMLAAAAAAR

MALUMUNUZ ÜZERE ANNELER GÜNÜ YAKLAŞIYOR  :hello2:
GERÇİ DAHA ÇOK ZAMAN VAR AMA KATILIM AÇISINDAN
ŞİMDİDEN KONU BAŞLIĞINI AÇALIM DİYE DÜŞÜNDÜM  :hello:
SONRA "BEN DUYMADIM , BEN GÖRMEDİM " OLMASIN  :icon_thumright:

DAHA ÖNCE YILBAŞI ÇEKİLİNDE OLDUĞU GİBİ KATILMAK İSTEYENLER BU SAYFADAN BİLGİLENDİRME YAPACAK
DAHA SONRA ÇEKİLİŞLE HEPİMİZ BİRBİRİMİZE ,
BELİRLEYECEĞİMİZ LİMİT DOĞRULTUSUNDA HEDİYE ALACAĞIZ  :hieyt:

KATILIMLARINIZI BEKLİYORUM DÜNYANIN VE FORUMUN EN GÜZEL ANNELERİ  :flowers:
183
ARKADAŞLAR ÇALIŞAN ANNE OLARAK ÇOCUKLARINIZLA NASIL ZAMAN GEÇİRİYORSUNUZ?
SİZCE KALİTELİ ZAMAN NASIL OLMALI ?
ÇOCUKLARIN BAKICILARI ANNEANNE/BABAANNE/DADI  SİZE KARŞI YAKLAŞIMLARI NASIL ?
ÇALIŞMAKLA KENDİNİZDE SUÇLULUK DUYUYORMUSUNUZ , YANİ ÇALIŞMAYIP DAHA ÇOK VAKİT GEÇİRMEK Mİ , ÇALIŞARAK KISITILI AMA DOLU DOLU VAKİT GEÇİRMEK Mİ DAHA ÖNEMLİ ???

Ben bu günlerde inanılmaz doluyum ve kızım büyüdükçe hergeçen gün daha çok beklentisi oluyor, bizimle daha çok vakit geçirmek istiyor, ve sanıyorum bize olan düşkünlüğü babanneyi biraz kıskandırıyor , naapacağımı şaşırmış durumdayım
biryanda iş bir yandan çocuk bir yandan eş , sosyal hayat sıfırn altında gibi birşey zaten
bunalımdamıyım bilmiyorum  :sad1:
maddi olarak zorlanmayacağımı bilsem hiç dşünmeden işten çıkarım ama o da çok zor şu an için , fena bunaldım , kaçıp gitmek istiyorum ama nereye  :(
184
Dua Paylaşımı / Dualarınıza İhtiyacım Var
08 Ocak , 2008, 16:15:02
Arkadaşlar aslında bu başlığı hangi konu altında açacağıma karar veremedim

2 yaşında çok şeker kızları olan arkadaşımın  eşi gözünü kaybetmek üzereymiş az önce öğrendim   :(  :(

haftasonu ava gitmişler ve başka bir arkadaşının tüfeğinden çıkan saçma onun gözüne isabet etmiş  :y25:
kornea nakli yapılacakmış ama doktorlar herzaman yaptıkları gibi pek olumlu şeyler söylememişler
sizden ricam
Arkadaşım için yürekten dua etmeniz  :love9:  :amin:  :love9:
insan böyle durumlarda beterin beteri var diyip yine de şükrediyor ama sesi o kadar üzgün geliyordu ki buradan tarif etmem imkansız
burası çok içten bir forum olduğu için dualarınızı esirgemeyeceğinize inanıyorum arkadaşlar , Sağolun ...

185
 :occasion16: :occasion16: :occasion16:

ANNESİNİN MİNİK PRENSİ İYİ Kİ DOĞDUN

İNŞALLAH SAĞLIKLI VE DE HAYIRLI BİR EVLAT OLURSUN
ANNECİĞİNLE BABACIĞINI HİÇ UTANDIRMAZSIN
DİLERİM HERŞEY GÖNLÜNCE OLSUN

AYŞEGÜL'CÜĞÜM İLK ANNELİK YILIN KUTLU OLSUN CANIM
:wav: :wav:
186
ANNESİNİN GÜZELLER GÜZELİ  :love3:
İYİ Kİ DOĞDUN
RABBİM SANA HEP GÜZEL YAZILAR YAZSIN
İNŞALLAH SAĞLIKLI VE  HAYIRLI BİR EVLAT OLURSUN

JBDUN CUĞUM SENİN DE İLK ANNELİK YILIN KUTLU OLSUN

NİCE SENELERE
:occasion16: :wav: :occasion16:
187
arkadaşlar diş bakımı ile ilgili bulduğumuz veya takibini yaptığımız sitelerin linklerini bu sayfaya ekleyerek biribirimizin bilgilerinden de faydalanırız düşüncesindeyim  8)

ilk link benden olsun  :icon_thumright:

http://www.adsd-tr.org/?ctpg=7
188
Karikatürler / Resimler / Sevgli Tanrım
20 Eylül , 2007, 14:40:06
 :ehi:

[eklenti yönetici tarafından silindi]
189
Sizin Seçtikleriniz / DOĞUMGÜNÜ PASTALARI
25 Ağustos , 2007, 12:01:10
DOĞUMGÜNLERİ YAKLAŞIYOR  :hello2:
BİRKAÇTANE PASTA MODELİ BULDUM SİZLERLE DE PAYLAŞAYIM KIZLAAAAAR
BUYRUN  :flowers:


[eklenti yönetici tarafından silindi]
190
Hemşeriler :) / 2. İSTANBUL BULUŞMASI
13 Ağustos , 2007, 11:31:51
ARKADAŞLAR
2.İSTANBUL BULUŞMAMIZ İÇİN TARİH VE MEKAN ÖNERİLERİNİZİ BEKLİYORUM  :icon_thumright:
O DOĞRULTUDA ORGANİZASYON İŞİNE EL ATACAĞIM BACILARIM  :k06:
191
1 YAŞ EBEVEYNLERİNE BAZI PRATİK BİLGİLER VE ÖNERİLER

Çocuğunun doğumu ile anne babalar bambaşka bir hayat sürmeye başlarlar. İlk ayların o emzirme, gaz çıkarma, uyku düzenini oturtma, geceleri kalkarak nefesini kontrol etme döneminin hafiflemesi ile birlikte bambaşka bir kapı açılır önlerinde. İlk yaşın bu keyifli dönemlerini bir gözden geçirelim.

 

Sürünme-Emekleme dönemi

·        Bağımsızlaşmaya başlar ama sürekli olarak da sizin desteğinizin sürdüğünü bilmeye ihtiyacı vardır. Giderek etrafında olup bitenlerin bir parçası olmayı daha çok arzu eder.

·        Sürekli keşif halindedir. İlgisini çeken nesnelere uzanır, alır ve ağzına götürür. (Dikkat: Evinizi kazalara karşı önlemler almak üzere gözden geçirme ve düzenleme vaktiniz geldi demektir. Bu iş için en iyisi dizlerinizin üzerine çökün ve emekleyerek evi bir gezin. Ne çok tuzak olduğunu göreceksiniz.)

·        Çocuğunuz sürekli yeni şeyler denemektedir. Bu yeni denemeler yüzünden de sık sık hayal kırıklıkları yaşar. Niyetleri becerilerinden çok daha hızlı gelişmiştir.

·        Bu dönemin başladığının ilk işaretlerinden birisi çocuğun ayaklarını ve ayak parmaklarını keşfetmesidir. Bu keşiflerle vücudunun sınırlarını gözlemlemeye ve kendisinin etrafındakilerin bir uzantısı değil, ayrı bir birey olduğunu hissetmeye başlar. Mümkün olduğunca çoraplarını çıkarın. Ve o güzelim ayaklarını keşfetmesine izin verin.

·        En büyük keşiflerinden birisi de karın üstü yatarken, sırtüstü dönmesidir. (Ama bu işin tersini henüz yapamaz). Bu nedenle onu pek çok kez sırtüstü dönmüş sinirli bir şekilde yatarken ve bağırırken bulabilirsiniz.

·        Çocuğunuz döndükçe ve hareket ettikçe etrafında yeni şeyler keşfedecektir.. Bu keşifler onu o nesnelere doğru ilerlemeye yönlendirecektir. Nesnelere uzanma hevesi de ilk sürünme-emekleme hareketini doğuracaktır. İleride gördüğü nesneye uzanma çabaları genellikle başarılı olamayacaktır. Çünkü ileri gitmeye çalışırken kendi gerilemiş bulacaktır. Ama kısa süre sonra hızla ileri doğru ilerlemeye başlayacaktır.

·        Çocuğunuz büyük ihtimalle emeklerken kazara kendini oturur pozisyonda bulacak ve buna çok şaşıracaktır. Bu işin nasıl olduğunu tam anlamasa da değişik pozisyonlara girerek aynı sonuca (oturur pozisyona) ulaşmaya çalışacaktır.

·        Bu dönemin sonunda çocukların pek çoğu, yine kazara, kendini titreyen bacaklarının üzerinde bulacaktır. Ayağa nasıl kalktığını bilemeden bu duruma şok olacaktır ve tekrar nasıl oturur pozisyona döneceğini bilemediği için büyük ihtimalle ağlayacaktır. Zaten bu işi bir süre daha denemeyecektir.

·        Bu dönem çocukları artık "gözlemci"den çok "araştırmacı"dırlar. Onlara keşfetmeleri için değişik materyaller verir. Çıngıraklardan çok hoşlanırlar. Kağıtları buruşturmayı çok severler. Ona vereceğiniz oyuncakların çocuk tarafından kolayca tutulabilir, kaldırılabilir olmasına dikkat edin.

·        Bu dönemdeki çocuklar sosyalleşmeye başlar. Sizinleyken oyunlar başlatmaya , sizin başlattığınız oyundan mutluysa da bunu sürdürmek istediğini belli etmeye başlar. Siz onu taklit ettiğinizde o da keyifle davranışını sürdürür.

·        Tanıdığı kişileri tanımadıklarından ayırmaya başlar. Kimi zaman tanımadığı kişilere özellikle de ebeveynlerinden birisi yanında değilse tepki gösterir.

·        Sizin yanından uzaklaşmanızdan hoşlanmaz. Geri dönüp dönmeyeceğinizden emin değildir. Odadan her çıkışınızda sürekli ve düzeli olarak "mamanı yapmaya, mutfağa gidiyorum. Hemen geri geleceğim" gibi bir açıklama yapın. Bunu yaparken güvenli bir ses tonu kullanın. Çocuk tabii ki bu sözlerinizi anlamayacak ama sürekli olarak sizden böyle bir söz duyup, kısa süreliğine terk edilip sonra yine size kavuşunca olayı anlamaya ve kabullenmeye başlayacaktır. Ancak tabii ki ondan uzak durduğunuz sürenin mümkün olduğunca kısa olmasına dikkat edin. Yaşananların bir bölümü çocuğun kendisinin sizden ayrı bir birey olduğunu ve ikinizin birbirinizin bir uzantısı olmadığınızı anlaması ile ilgilidir.

·        Sizin ayrı bir birey olduğunuzu anlamaya başlayınca sizi de incelemeye değer bir yaratık olarak görecektir. Özellikle yüzünüzle ilgilenecektir. Yüzünüzün bölümlerini inceleyecek ellerini gözünüze , ağzınıza sokmaya çalışacaktır. (Birkaç sene önce birisi size bundan büyük keyif alacağınızı söylese inanır mıydınız?)

·        Bu dönemde banyo çocuklar için çok büyük bir keyif, sizin için de onunla neşeli oyunlar oynamanız için iyi bir fırsattır.

·        Bu dönemde çocuklar kendilerini aynada görmekten çok hoşlanır ve uzun uzun kendilerini seyrederler.

·        Çocuğunuz sosyalleştikçe dilin önemini de kavramaya başlar. Önceleri kendi çıkarttığı sesleri tekrarlayan çocuk bu dönemde sizin çıkardığınız sesleri çok basit anlamda taklit etmeye başlar. Siz ise onunla hep konuşun. Yaptığınız işleri anlatın.

·        Daha küçükken üstü örtülen veya gözden uzaklaştırılan bir nesnenin kaybolduğunu sana çocuklar artık nesnenin bir bölümü örtük olduğunda veya çocuğun gözü önünde üstü örtüldüğünde onunu yine de orada olduğun anlamaya başlar. (Zihinsel gelişimin çok önemli bir basamağı. Ne kadar alıştırma yaparsanız yapın bu beceriyi hızlandıramazsınız. Çocuk bunu zamanı gelince kendi anlayacak.)

·        Bu dönem çocukları ilgilerini çeken bir şey bulduklarında kimi zaman 30 dakika boyunca uğraşlarını sürdürürler. (Boşuna sevinmeyin bu nadiren olur)

 

Bazı öneriler:

·        Çocuğunuz yatağındayken, oyun parkındayken veya mama sandalyesinde otururken sürekli oyuncaklarını aşağı atacaktır. Her seferinde onları kaldırmaktan yorulabilirsiniz.  Mümkün olan oyuncakları iple bir yerlere bağlamak bir fikir olabilir. Tabii ki çocuk ipi çekerek oyuncakları yukarı çekmeyi henüz akıl edemez ama siz bunu yaptıkça zamanla öğrenecektir.

·        Karşısına bir ayna koyun. Kendini incelesin, hayran hayran seyretsin.

·        Çocuğunuz karın üzeri yatarken eliyle ulaşabileceği noktanın azıcık ilerisine çok sevdiği bir nesneyi koyun ve izleyin. Uzanamıyor ve hayal kırıklığı yaşıyorsa zorlamayın biraz yaklaştırın (yine de biraz uzanmasını gerektirecek bir mesafeye). Bir süre nesneleri bu mesafede tutun. Daha sonra biraz daha uzağa koyarsınız.

·        Konuşun, konuşun, konuşun: Gündelik işlerinizi yaparken hep ne yaptığınızı anlatın. (Canlı yayın spikerleri gibi. Dikkat edin bazen alışkanlık haline gelebiliyor) İki oyuncak ahize alın. Birini kendi kulağınıza birini de çocuğunuzun kulağına tutarak ona verin. Onun çıkardığı sesleri taklit edin. Bir süre sonra siz de değişik bir ses çıkartın. Bakalım bu kez o taklit edecek mi?

·        Mobil oyuncakları yattığı yerden elleri veya ayakları ile hareket ettirebileceği yerlere koyun ve çocuğunuzu altına yatırın.

·        Fış fış kayıkçı gibi ritmik ve belli ama basit hareketleri olan şarkıları sık sık söyleyin ve buna uygun hareketleri yapın.

·        Kitap okuyun. Okuma alışkanlığının temellerini atın.

 

Sıralama dönemi:

·        Sıralamaya başlayan çocuklar bir yere tutunarak ayağa kalkar, tutunarak ilerler. Bu sayede artık pek çok yeni şeye uzanabilir (yani tehlikeler de artar)

·        Bu dönemde çocuklar değişik şeylere yoğunlaşırlar. Kimisi nesneler ile ilgilidir. Onları eller, tadar, vurur, atar, inceler. Kimisi hareket ile ilgilidir. Bedeni ile neler yapacağını araştırır. Oturmaya, emekleyerek ilerlemeye, ayakta durmaya, sıralamaya çalışır. Kimisi ise insanlarla birlikte olmaya bayılır. Birisi ile beraberken oyunlar oynar, neşelenir, ahbaplık arar. (Sizinki neye ilgi duyuyor?)

·        Çocukların öğrenme şekilleri de farklıdır. Kimi yeni bir beceriyi sürekli olarak, bıkmadan, usanmadan dener. Sürekli alıştırma yapar. Kimisi ise sanki o yeni beceri ile hiç ilgilenmiyormuş gibi davranır. Denemelere girişmez. Bir süre sonra aniden sanki onca zaman hazır olmayı beklemiş gibi aniden yeni becerisini sergiler.

·        Çocuklar bu dönemde daha bağımsız gibidirler. İlgilerini çeken bir şey ile uzun süreler size ihtiyaç duymadan uğraşabilirler ama bir yandan da size çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Çünkü becermeye çalıştıkları her yeni şey için sizin fiziksel ve duygusal desteğinizi ararlar. Bizler de yeni ve riskli bir işe niyetlendiğimizde sevdiğimiz birinin desteğini aramaz mıyız?

·        Her çocuk farklıdır. Ebeveynlerin görevi çocuklarının ilgi duyduğu şeyleri anlamak, çocuklarının becerebildikleri şeyleri keşfetmek ve bunlara yoğunlaşmaktır. Çocukların beceremedikleri şeyleri onlara öğretmeye çalışmak sizin için hayal kırıklığına onun için kalıcı zararlara yol açar.

·        Çocukların fiziksel becerilerinin gelişmesi iki şeye birden bağlıdır. Vücutlarının buna hazır olması ve yetişkinler tarafından desteklenmeleri.

·        Çocuğunuz hala kendi vücudu ile yakından ilgilidir. Bezi değiştirilirken veya banyoda cinsel organlarını keşfetmeye çalışır. Doğal ve olması gereken bir incelemedir bu. Kendi vücudu ile ilgili sağlıklı bir izleniminin oluşması için sizin de bu keşifleri doğal karşılamanız gerekir.

·        Ayağa kalkmak ve sıralamak için çocukların hem kaslarının yeterince gelişmesi hem de yeni bir dengenin oluşması gereklidir.

·        Ayakta durmaya ve sıralamaya başlayan çocukların hayatına yeni bir boyut eklenir (sizinkinin de!): Yukarıdaki eşyalar. Keşfedecek yeni pek çok şey onları bekler. (Örtülere, tabak, çanağa, kesici eşyalara, kimyasal maddelere dikkat. Yaklaşık 120 cm.in altındaki her şeyi bir risk olarak düşünün.

·        Bu dönemde yapmaktan en çok hoşlandıkları şeylerden biri eşyaları düşürmek, onları fırlatmaktır. Bir nesneyi fırlatmak onlar için çok önemli ve eğlenceli bir beceridir. Siz ona yemek yedirmeye çalışırken kaşığı,  yemekleri fırlatması hoşunuza gitmeyebilir ama bunu sizi kızdırmak için yapmadığını bilin. Böyle bir zamanda yemeği biraz erteleyin, ona fırlatmaktan zevk alabileceği bir şeyler verin. Bırakın biraz eğlensin yemeğe sonra devam edersiniz.

·        Çocuğunuz seçimler ve planlar yapmaya başlamıştır (zihinsel açıdan muhteşem bir gelişme)

·        Nesneleri bir elinden diğerine geçirmeye, kutulara bir şeylerle doldurup boşaltmaya bayılır.

·        Çocuğunuzun bu kadar yoğun ve hareketli olduğu günler akşam olunca yorgun düşmesini beklersiniz ama akşamları bitkin halde olan siz olursunuz. Kimi çocuk akşamları bir türlü sakinleşip durulamaz. Böyle çocukların kucakta sallanarak, ninni söylenerek, sırtı okşanarak sakinleştirilmeleri gerekecektir.

·        Şimdiye kadar destekleyen ve bir şeyler sağlayan kimliğinizin yanına bir yenisinin eklenmesi gerekecektir: Sınırlar koyan.

·        Çocuğunuz size göre istenmeyen bir davranışta bulunduğunda önce nedenini anlamaya çalışın. Sizinle yeni bir oyun başlatmaya çalışıyor olabilir, "bunu yaparsam ne olur?" sorusunun cevabını arıyor olabilir. Yeni gelişen bir becerisini yanlış nesneler ile deniyor olabilir.....

·        Böyle bir sorunla karşılaşınca önce ilgisini başka bir şeye çekmeye çalışın. Yere bir şeyler atmak istiyorsa elma dilimleri yerine mandallar verin. Ve mandallarla bir süre oynamasına izin verin. Yemeğini sonra yedirirsiniz.

·        Kimi zaman ise ne enerjiniz ne de zamanının ona bu zamanı ayırmaya yetmeyecek. Veya yapmaya çalıştığı şey onun için tehlikeli olabilecek şeyler olabilir. O zaman sakin ama kesin bir ses tonu ile "hayır" deme vaktiniz gelmiştir.

·        "Hayır" demeni kuralları:  "Hayır" derken nedenini anlatın. Şu anda anlamaz ama hem sizin hem de onun içim önemli bir alışkanlık haline gelmelidir. Çocuk yaptığı hareketin neden yapılmaması gerektiğini duymaya siz de anlatmaya alışmalısınız. Açıklamalarınızı kısa tutun. Gerekmedikçe hayır demeyin. (Temel bir prensip: önemli bir zarar görmeyecekse bırakın denesin. Nelerin tehlikeli olabileceğini kendisinin de anlaması önemli) Hayır'larınız tutarlı olsun. Bir kez izin verilen, bir başka sefer engellenen şeyler çocuğun aklını karıştırır. "Hayır" demektense önceden alabileceğiniz önlemlerin neler olabileceğini düşünün. Masa örtüsüne tutunmak istediğinde "hayır" diye bağırarak engel olmaya çalışacağınıza masa örtüsünü bir süre kullanmamayı düşünün.

·        Geçişlere dikkat edin. Çocuğunuz neşe içinde oyun oynarken siz istediğiniz anda oturup yemek yemeğe başlayamaz, veya yatağa gidemez. Sakinleşeceği geçiş zamanlarına ihtiyacı vardır. Sakince kucağa almak, ona bir şarkı söylemek, yemek veya uyku ile ilgili bir kitap okumak hem onu sakinleştirecek hem de bir sonraki işe hazırlayacaktır.

·        Yakın zamana kadar nesneler ile ilişkisi nesneye veya duruma göre değişiklikler gösteren çocuk artık amaçlı hareket etmeye başlar. Ve "şunu yaparsam ne olur, peki bir de bunu yaparsam ne olur?" şeklinde denemelere girişir. Böyle durumlarda onu inceleyin ve yüzündeki konsantrasyonu ve yarattığı etkinin sonuçlarını gördüğü zamanki tatmini görün.

·        Önceleri hep yere yakın olan çocuğunu sıralamaya başlayınca yüksekten korkmaya başlayabilir. Atılıp, tutulmaktan, havaya kaldırılmaktan çekinebilir. Merak etmeyin geçecek. Sakın zorlamayın.

·        Çocuğunuz taklitler yapmaya başlayacaktır. Telefonu eline alarak sizin gibi "konuştuğunu" görebilirsiniz. Veya bebeğine annelik edebilir.

·        Bu dönemde çocuğun sadece oynayacağı pek çok malzemeye değil, sizinle oynamaya da ihtiyacı olacaktır. Özel oyunlar bulmaya çalışmayın. Onun ne yaptığın gözlemleyin ve onun yaptıklarını taklit edin. Bir süre sonra oyuna bir şeyler ekleyebilirsiniz.

·        Çocuğunuzun düzene ihtiyacı var. Her ne kadar bu düzeni istemiyormuş gibi davransa da düzenli bir kalkma, yemek yeme, uyuma rutinine gereksinim duyar. Çocuklar düzenin getirdiği sınırları hissetmez ise tedirgin olurlar.

·        Günlük bir büzen kurulurken çocuğun özellikleri, evdeki kişilerin ihtiyaçları, eve gidiş geliş saatleri dikkate alınmalıdır. Kurulan düzen değişmez olmamalı ama uyulan bir düzen olmalıdır.

·        Çocuğunuz kimi zaman düzeninize itiraz edebilir. Yemek zamanı, veya banyo zamanı itirazlar edip işbirliğine yanaşmayabilir. Ancak aslında ihtiyacı olan şey sizin sakin ama kararlı bir şekilde düzeninizi korumanızdır.

·        Çocuğunuz çevresi ile ilgili önemli bir bilgi repertuarına sahip olmaya başlamıştır. Ama yine de bu bilgiler çok sağlam değildir. Çevresindeki şeylerde önemli değişiklikler onu rahatsız eder. Yani, saçınızda radikal değişiklikler, ev eşyalarını yenilenmesi gibi şeyleri çok gerekli değilse biraz daha erteleyin...

·        Bu yaş çocukları kendilerinden biraz daha büyük çocukları taklit etmeye bayılır. Ağabeyler, ablalar, büyük komşu çocukları dikkatle izlenir ve iyi veya kötü pek çok davranışı taklit edilir.

·        Çocuklar bu dönemde sürekli olarak sesler çıkarırlar. Bu seslerde kelimeler yoktur ama tonlamalar, tonlamaya uygun yüz ifadeleri yer almaya başlar. Onun çıkardığı sesleri taklit etmenize bayılır. Siz birisi ile konuşurken o da mutlaka konuşmaya katılmaya çalışır. (Kendinizi iki sohbeti birden idare ederken bulursunuz. Bu iş yıllarca devam edecek....)

·        Nesnelerin adını öğrenmeye bayılır. Nesneleri gösterip adını söyledikçe o da size nesneleri gösterir ve adını söylemenizi bekler. Bir süre sonra siz nesnenin adını söyleyince o da onu göstermeye başlar.

 

Bazı öneriler:

·        Oyuncaklarına ip bağlayın ve uzakça bir yere koyun. Neler yapacağını gözleyin. Bir süre sonra ipi biraz çekip nesnenin yakınlaştığını görmesini sağlayın. Bakalım neler yapacak...

·        Çevresindeki her şeyin adını söyleyin. Özellikle yüzünüzün bölümleri çok ilgisini çeker. Ayna karşısına geçin. Sıra ile bölümleri gösterip adını söyleyin. Onun gösterdiklerinin adını söyleyin. Sonra "burnun nerede?" gibi sorular sorabilirsiniz. (Bunun imtihan değil oyun olduğunu unutmayın. Yoksa başarısızlık duygusunun tohumlarını atmış olursunuz.)

·        Kutular, kavanozlar, çantalar, kapaklar, kaseler ve bunların içlerine doldurulabilecek eşyalar... Hiçbir oyuncak bu dönemde bunların yerini tutmaz.  Bırakın açıp kapamaya çalışsın, doldursun boşaltsın....

·        İç içe giren kutular. Birkaç değişik boy birbirinin için girebilen kutular, ölçme kapları ilgisini çok çeker. Buna uygun oyuncaklardan da çok hoşlanırlar. Önceleri kapların hepsini verirseniz zorlanabilir. 3-4 kap başlangıç için iyidir.

·        Daha başlamadı iseniz hemen kitap okumaya başlayın. İçinde sadece tek tek nesne resimleri olan kitaplar kadar kafiyeli kısa hikayeleri dinlemek ve incelemekten çok hoşlanacaktır.

·        Toplarla oynayın: Top bu dönemde pek çok açıdan çok ilgilerini çekecektir. Zamanla karşılıklı olarak oturup, bacaklarınızı iki yana açarak birbirinize top atabilirsiniz.

·        Kolay gelsin, iyi eğlenceler J

   

EN ÖNEMLİ NOT: Çocuğunuzun hayatının en önemli dönemi 0-3 yaş arasıdır. Zihinsel ve kişilik gelişiminin en önemli bölümü bu dönemde oluşur. Bu dönem için yapabileceğiniz en önemli şey onunla sevgi ve güvene dayalı bir ilişki durmak ve onu desteklemektir. Koşullarını ne olursa olsun yaşadığınız her şeyin keyfini çıkarmaya çalışın.
Ne onun, ne de sizin için bu dönem bir daha geri dönmeyecek. [/b]   

Suzan ÖZKÖK




 
192

matematigin simetrisi

1 x 8 + 1 = 9
12 x 8 + 2 = 98
123 x 8 + 3 = 987
1234 x 8 + 4 = 9876
12345 x 8 + 5 = 98765
123456 x 8 + 6 = 987654
1234567 x 8 + 7 = 9876543
12345678 x 8 + 8 = 98765432
123456789 x 8 + 9 = 987654321

************ ********* *********

1 x 9 + 2 = 11
12 x 9 + 3 = 111
123 x 9 + 4 = 1111
1234 x 9 + 5 = 11111
12345 x 9 + 6 = 111111
123456 x 9 + 7 = 1111111
1234567 x 9 + 8 = 11111111
12345678 x 9 + 9 = 111111111
123456789 x 9 +10 = 1111111111

************ ********* *********

9 x 9 + 7 = 88
98 x 9 + 6 = 888
987 x 9 + 5 = 8888
9876 x 9 + 4 = 88888
98765 x 9 + 3 = 888888
987654 x 9 + 2 = 8888888
9876543 x 9 + 1 = 88888888
98765432 x 9 + 0 = 888888888

ilginc degil mi? veeee simdi de 1 lerin mucizesi....

1 x 1 = 1
11 x 11 = 121
111 x 111 = 12321
1111 x 1111 = 1234321
11111 x 11111 = 123454321
111111 x 111111 = 12345654321
1111111 x 1111111 = 1234567654321
11111111 x 11111111 = 123456787654321
111111111 x 111111111 = 12345678987654321


193
Fıkralar / Erkekler Neden Çiçek Almaz
14 Temmuz , 2007, 11:18:21
Erkekler neden çiçek almaz...



Soru: Kadınlar ne ister?
Cevap: Bir demet papatya.
Cevaba Cevap:
1 demet papatya = O an mutluluk, sonra neden 1 demet gül değil.
1 demet gül = O an gülümseme, sonra neden orkide değil.
Orkide = Gülümseme, buna ne gerek var. Bunun yerine şöyle ufak bi hediye alabilirdin.
Ufak bi hediye = Buna bunu vereceğine pırlanta bi yüzük alabilirdin.
Pırlanta yüzük = Çook güzeel kaç paraya aldın. Ne gerek vardı, yeni bir mutfağa ihtiyacımız vardı.
Yeni bir mutfak = Güzel ama tam istediğim gibi olmadı. Mutfak küçük. Keşke yeni bir evimiz olsa.
Yeni ev = Bu muhit çok güzel ama akşam işten gelirken insan hiç olmazsa 1 demet papatya getirir.
1 demet papatya = ...........


:laughing7:  :laughing7:  :laughing7:  :laughing7:  :laughing7:  :laughing7:



194
ARKADAŞLAR İSTANBUL BULUŞMASI OLAYIMIZ İYİCE GÖZE ÇARPSIN DİYE YENİ BİR KONU BAŞLIĞI AÇIYORUM

ŞİMDİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ
HERKESTEN GELEN ÖNERİLER NETİCESİNDE EN UYGUN YERDE,EN UYGUN TARİHTE, EN FAZLA KATILIMLA
BU BULUŞMAYI ALNIMIZIN AKIYLA GERÇEKLEŞTİRCEĞİMİZE İNANIYORUM  :flowers:

BENİM ÖNERİM
14-15 TEMMUZ CUMARTESİ VEYA PAZAR Kİ PAZAR OLURSA HANİ EŞLERLE GELMEK DAHA Bİ RAHATLIK OLUR BİZİM İÇİN  :laughing7:

BAKALIM SİZLERDEN GELEN ÖNERİLER NASIL OLACAK
:hello2: EVET ARKADAŞLAR YENİ KONU BAŞLIĞIMIZ HAYIRLI OLSUN  :hello2:
                :hieyt:  :hieyt:  :hieyt:  :hieyt:  :hieyt:  :hieyt:
195
ARKADAŞLAR ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI BİR UYGULAMA MÜMKÜN OLDUĞUNCA İLETELİM


Cerrahpaşa Tip Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı olarak 12 yas
altı işitme problemi olan maddi durumu kötü hiç bir sağlık güvencesi
olmayan fakir çocukların tüm tedavisini ve kullandıkları işitme cihazını
ücretsiz karşılayacağız. Çevrenizde bu tür çocuklar varsa lütfen benim
telefonumu verin.

SEMA ONAY
I.Ü. Rektör asist.
Cerrahpaþa Tip Fakültesi yurtiçi yayın koordinatörü
Cep Tel: 0543 291 65 65--- 0532 504 02 22

Bu maili mümkün olduðunca çok kişiye iletelim! Gerçekten birinin isine
yarayabilir!!!

196
Öyküler / Kadın olmak eskiden daha kolaydı
24 Nisan , 2007, 11:31:34
ESKİDEN
Kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.
>>
>>Sadece esinin geliri dusukse kadin calisirdi ve calisan kadina
>>acinirdi.
>>Kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,
>>zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini
>>olurdu.
>>90'li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik
>>calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.
>>
>>
>>
>>Once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. Bu kadinin hosuna
>>gitmisti.
>>
>>Calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
>>
>>Artik calisan kadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek
>>istiyordu.
>>
>>Yasasin ozgurluk...
>>
>>Calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
>>Zirveye ulasmisti. Bircok sirkette once orta kademe, sonra ust
>>kademe
>>yonetici kadin oldu.
>>
>>Doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu
>>yaslarinda
>>kadinlarla doluydu..
>>
>>Bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
>>
>>Artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
>>
>>Calisan kadin etrafina bakindi. Basarili, parali koca adaylari
>>gozden
>>gecirildi.
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>Adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemen elendi.
>>
>>Ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 Subat'ta muthis surprizler
>>yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen,
>>yasamayi
>>seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
>>
>>Yurt disindan gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem dugunler
>>yapilip,
>>Maldivler'e ya da Bali'ye balayina gidildi.
>>
>>
>>
>>
>>
>>Balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
>>
>>Gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artik aksam yemegini
>>de
>>dusunmeye baslamisti.
>>
>>Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari
>>utulu
>>mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
>>gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is
>>cikisi git
>>al, eve gel, aksam yemegini hazirla....
>>
>>Calisan kadin artik mutluydu. Gece yatagi sicacikti.
>>Uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek
>>olacak bir omuza, goz yaslarini silecek sevkatli ellere sahipti. 15
>>saat
>>kosturmak kadina viz geliyordu. Etraf bu sekilde kosusturan, ev ile
>>is
>>arasi cift vardiya calisan Kadinla doluydu.
>>
>>Zaman geciyordu. Calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
>>Biyolojik saati "be bek, be - bek" diye uyari vermeye basladi.
>>
>>Evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi "Bebek de yaparim
>>kariyer
>>de " diye...
>>Calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini
>>doldurdular.
>>
>>Calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna
>>uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya
>>basladilar.
>>
>>1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan
>>kadinlar
>>hamileydiler.
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>Calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
>>Hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol
>>kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik
>>aserilmiyor,
>>karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.
>>
>>Calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. Hemen onlarca
>>hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet
>>sitesine uye olundu (ÖRNEK BİZ  :laughing7: ) Yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.
>>
>>
>>
>>Calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin
>>gelisimini.
>>Bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari
>>olustu... 89.
>>
>>gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin
>>matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.
>>.. Sonunda mutlu gun geldi.
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>Calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden
>>sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir
>>sekilde
>>isbasi yapmisti.
>>
>>
>>
>>
>>
>>
>>Artik basarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat
>>calisiyordu.
>>Bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini
>>cocuguna ayirdi. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya
>>basladilar. Yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri,
>>basketbol,
>>tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
>>
>>
>>
>>
>>
>>Calisan kadina bu da yetmedi. Artik hem calisiyor, hem
>>iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu.
>>Calisan
>>kadin citayi birkez daha yukseltti.
>>O artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali,
>>organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali,
>>cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari
>>cok guzel
>>susleyebilmeliydi.
>>Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
>>
>>
>>
>>
>>Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
>>toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
>>basladilar, "Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini
>>vereyim" "Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler
>>bayildi. Bir
>>aksam gelin de size de yapayim" Bakalim calisan kadin bundan sonra
>>citasini
>>nereye yukseltecek?
>>
>>
>>
>>
>>Gelelim erkege...
>>Bu surec icerisinde calisan erkek ise citasini hic yukseltmedi.  :aferin:
>>
>>80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor,çayını iciyor ve maca
>>gidiyordu...
197
BEBEĞİNİZ İLK YILDA NELER ÖĞRENİR?
Bebeğin gelişiminde uyku, beslenme ve iyi bakım ne kadar önemliyse, sevgi ve güven gibi ona ilk yıllarda aşılayabileceğiniz duygular da büyük yer tutar. Annenin sıcaklığı, kulağa fısıldanan tatlı sözler, kucağa alınıp okşanması, bebeğe hayattaki ilk dersini öğretir; sevgiyi... Bebeğiniz daha ilk doğduğunda, onu kollarınızın arasına aldığınızda, kendisine değer verdiğinizi hisseder. Zaman içinde, bu sıcak duyguları iyice öğrenen bebeğiniz, sevginizi karşılıksız bırakmayacaktır.Sevgi bir annenin bebeğine öğretebileceği en güzel duygudur. Aslında tanımlanması zor olan bu duyguyu ona dokunarak, konuşarak, sarılarak öğretebilirsiniz. Bu duygunun kendisi için önemli olduğunu anlayan bebeğiniz, sizin yokluğunuzda bu duyguyu arayacak, sevgiyi böylece öğrenmiş olacaktır. Bebeğinizin ilk aylarda öğrenebileceği bir başka duygu ise; güvendir. Her zaman yanında olduğunuzu bilmek, ağladığında kucağınıza almanız, onu önemsediğinizi gösterir. İlk aylarda aşılanan bu güven duygusu, ileride onun yaşantısını önemli ölçüde etkiler. Kendine güvenli bir birey olarak yetişmek için, güven duygusunu hissetmelidir.

Gülücükler dağıtıyor
4. aydan itibaren bebeğiniz sizi gördüğünde mutlu olduğuna dair sinyaller vermeye başlar. Sesinizi duyduğunda ya da sizi gördüğünde tanıyarak, ayaklarıyla hızlı tekmeler atmaya ya da gülümsemeye başlar. Çeşitli sesler çıkarması ise, sizden ilgi beklediğinin bir işaretidir. Bebekler kendilerini rahat hissettiklerinde ve özellikle de annelerinin kucağındayken daha çok gülümserler. Onun bu neşesini, konuşarak tamamlayabilirsiniz. Şarkı söylemeniz, sevdiği renkli oyuncaklarını yanına getirmeniz, onun mutluluğuna katıldığınızı anlatır.

Özlem duygusu
8. ayla birlikte, bebeğiniz emekleyerek evdeki bir eşyadan diğerine ulaşmaya çalışır. Bu arada, onun yeni bir duyguyu daha öğrenmeye başladığını gözlemlersiniz. Bu duygu; özlemdir. Onu odada yalnız bırakarak bir başka odaya geçtiğinizde, peşinizden geldiğini ya da yüksek sesler çıkararak sizi çağırmaya çalıştığını görürsünüz. Anneden ayrı kalma korkusu, bebeklerde bu dönemde çok fazla rastlanan bir endişedir. Bebeğinizi odada yalnız bırakıp, evin içinde herhangi bir yere gittiğinizde, yanında bir başka tanıdık kişi kalsa bile, o sizin nerede olduğunuzu merak eder.

Öpme ve sarılma
Bebeğiniz 15. aya geldiğinde çevresinde gördüğü kişileri taklit ederek, sizi öpmeye başlar. Gözlem yeteneği geliştikçe, 'sarılma' denen hareketi de uygulamaya başlar. Başlangıçta ona bir eğlence gibi gelen bu haraketlerin, aslında çok da fazla bir anlamı yoktur. Fakat yaşı ilerledikçe özellikle de 3 - 4 yaşlarına geldiğinde, artık bu hareketlerin anlamını anlar. Eskiden belki de oyun olsun diye sizi sürekli öpen bebeğiniz, artık size kızdığında, hoşuna gitmeyen bir şey olduğunda, bu hareketleri yapmayacaktır. Fakat, gelip sizi öptüğünde, bunun gerçek bir sevgi ifadesi olduğunu anlayabilirsiniz.

Test zamanı
2 yaşından itibaren çocuklar, hırçın ve söz dinlemez bir döneme girer. Bu dönemde sizin `Yapma!' dediğiniz her şeyin tam tersini yaparlar. Böyle durumlarda çocuk kendi kendine sorar `Kötü davranışlar göstersem bile annem beni sever mi?' Bu sorunun cevabını almaya çalışan çocuk, davranışlarıyla adeta sizi bir testten geçirmeye çalışır.
Çocuğunuz size karşı ters davranışlar sergilediğinde, aşırı tepki göstererek ona kızmak yerine, yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışın. Bu durumun sizi rahatsız ettiğini ve onu çok sevmenize rağmen üzüldüğünüzü söyleyin. Sizden sürekli pozitif davranışlar gören çocuk, sonunda sizin kendisini sevdiğinizden emin olacak ve bu davranışından vazgeçecektir.

Bebeğinizi anlamanın ipuçları

Bebeğinizin sizi sevdiğini, onun beden dili sayesinde hissedebilirsiniz. Nasıl mı? İşte bazı ipuçları...

* Burnunuzu çekmesi, sizin yanınızda huzurlu olduğunu anlatmaya çalışmasından kaynaklanır.

* Yanından ayrıldığınızda ağlamaya başlıyorsa, sizi özlüyor ve yanında olmanızı istiyordur.

* Siz telefondayken ya da bir arkadaşınızla konuşurken bağırırsa, sizi paylaşmak istemiyor demektir.

* Evde işlerinizle uğraşırken, emekleyerek yanınıza geliyorsa, sizin yanınızda olmak istiyordur.

* Bütün gün onunla ilgilendiğiniz halde, akşam babası eve geldiğinde onun yanına koşuyorsa, bu `sizi daha az sevdiği' anlamına gelmez.
[/b]

KÜÇÜK ÇOCUKLARI BEKLEYEN TEHLİKELER
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Beyazova, çocukların yaşları büyüdükçe kaza geçirme olasılıklarının arttığını belirtti. Beyazova, küçük çocuk ve bebeklerin en fazla düşme, ilaç içme, yazaylarında boğulma, kış aylarında yanma ve soluk borularına cisim kaçması gibi tehlikelerle karşı karşıya kaldıklarını bildirdi.



Bebeklerin yaşamlarının ilk 6 ayı içinde anne-babalarının kucaklarından düşebileceklerini kaydeden Beyazova, "Ama genellikle 1 metrenin altındaki yükseklikten düşmek zarar vermez" dedi. Beyazova, yüzükoyun yatırılmaları halinde solukları durabileceği için, bebeklerin sırtüstü veya yan yatırılmaları gerektiğini bildirdi. 6. aydan itibaren dönebilecekleri hesaba katılarak bebeklerin korkuluk olmayan karyolalarda yatırılmaması gereğine işaret eden Beyazova, "Ancak, korkuluklar bebeklerin başlarını sokabilecekleri genişlikte olmamalıdır" diye konuştu.

Bebeklerin 9. aydan itibaren de baş ve işaret parmaklarını birleştirerek küçük cisimleri tutabildiklerini dikkati çeken Beyazova,"Bebekler her şeyi ağızlarına götürürler. Boğazlarına kaçan küçük cisimler de boğulmalarına yol açabilir. Bu nedenle kuruyemiş, bozuk para, boncuk, tespih, düğme gibi cisimler bebeklerden uzak tutulmalıdır" dedi. Oyuncakların kopan küçük parçalarının mutlaka bulunarak ortadan kaldırılması gerektiğini kaydeden Beyazova, "Bu parçayı bebek bulurs aağzına koyup tıkanabilir" uyarısında bulundu.

Beyazova, bebek ve küçük çocukların karşılaşabileceği tehlikeler konusunda ailelere şu uyarılarda bulundu:

• 1 yaş civarındaki çocuklar büyükleri taklit ederler. Bu nedenleyanlarında ilaç yutulmamalı,
• İlaçlar ambalajlarından çıkarıldıktan hemen sonra alınmalı ve tekrar çocukların ulaşamayacağı bir yere konulmalı,
• Emekleyerek veya yürüyerek mutfağı, banyoyu karıştırabilirler. Ulaşabileceği yerlerde deterjanlar, kireç çözücüler, lavabo açıcılar, böcek öldürücüler, ilaç, kimyasal maddeler olmamalı,
• 1 yaşından sonra gazın düğmesini çevirebilecekleri için mutfakta yalnız bırakılmamalılar,
• Yemek ocağın arka gözlerinde pişirilmeli,
• Tava, tencere ve çaydanlık sapları çocuğun ulaşabileceği yönde olmamalı,
• Odada veya mutfakta piknik tüpünün üzerinde birşey pişirilmemeli,
• Soba gibi ısı veren cisimlerin etrafında korkuluk olmalı, uygun biçimde yakılmayan hiçbir soba kullanılmamalı,
• Pencerelerin önünde basıp tırmanmalarına yardımcı olacak sehpa, koltuk, kanepe gibi mobilyalar olmamalı,
• Balkona yalnız başlarına çıkarılmamalı, balkon demirleri başlarını sokabilecek genişlikte olmamalı. Burada da üzerlerine basıp düşebileceği eşyalar bulunmamalı,
• Evde su geniş ağızlı kapta biriktirilmemeli,
• Küçük çocuk olan evlerde çatal bıçak çekmecesi çocuğun boyundan daha yüksekte olmalı,
• 9. aydan sonra tutunup kalkabilecekleri için, masa ve sehpa gibi mobilyaların üzerinden sarkan örtülere dikkat edilmeli. Bunları çekerken üzerlerindeki eşyaları düşürüp yaralanabilirler,
• Küçük çocuklar bahçede yalnız bırakılmamalı. Buradaki zehirli otları yiyerek zehirlenebilirler ya da böcek sokabilir,
• Giysilerinin üzerine, emzik ipi gibi boynunun etrafını dolanıp boğabilecek uzunlukta zincir ve ip benzeri şeyler takılmamalı,
• Giysilerinin üzerindeki kopma tehlikesi olan cisimler hemen onarılmalı,
• Vücudundaki bit gibi zararlıları temizlemek için zararlı kimyasalmaddeler kullanılmamalı,
• Gazyağı, petrol gibi maddeler daha önce içinde yiyecek ve içecek bulunan kaplara konulmamalı, • Evde silah varsa boş olarak, çocukların ulaşamayacağı yerlere konulmalı,
• Elektrik prizlerinin mutlaka kapağı olmalı, elektrik kabloları koltuk arkası ya da halıların altına gizlenmeli,
• Tadına bakmak amacıyla yiyebileceği için evde zehirli bitki bulundurulmamalı,
• Ütü çocuğun bulunduğu yerde yapılmamalı,
• Pencere ya da dolap kapaklarının kırık camları hemen değiştirilmeli,
• Çocukların çarpıp düşebileceği köşeli mobilyalar alınmamalı.



198
Arkadaşlar doğumdan sonra (özellikle normal doğum yapan arkadaşlar ) doğumdan sonra hemoroid sorunu yaşadınız mı? Nasıl çözüm buldunuz  :-\
199
hepimiz katılalım... gelecek garantimiz, yaşantımız
ve en önemlisi çocuklarımız için... benim çocuğum yok ki diyenler için,
muhakkak çevrenizde yeğeniniz ya da kankanızın ya da arkadaşınızın birinin
çokkkkk Sevdiğiniz bir çocuğu vardır... ve belki de öncelikle
kendiniz için istemelisiniz.....

:director:  1 mart'ta karartma gecesinde buluşalım....
Tüm dünyada küresel isinmaya karsi ortak bir eylem!...
Eylem plani su: yerel saatlerin farkliligi
gözetilmeksizin bütün dünyada 1 Mart 19.55-20.00 arasi tüm enerji kaynaklari
kesilecek. Evde ya da isteyseniz salterler inecek!
Arabadaysaniz yol kenarina çekeceksiniz vs.
Yapabilen yapacak! Amaç bütün  dünyada yer alacak bu 5 dakikalik kesintiyle
Meydana gelecek enerji tasarrufuyla karar mercilerinin dikkatini çekmek.
Bu mesajı  ne kadar çok kisiye iletirseniz
eylemin kapsami o kadar büyük olur.
200
LÜTFEN Sonuna kadar okuyun


               >Dr. Murat Kinikoglu:
               >Modern yasamin basimiza sardigi en büyük dertlerden
birisinin
               >'çocuklarin anne babalarina uyguladigi terör'
               >olduguna
               >inaniyorum. Etrafimda (kendim dâhil) bu terörden mustarip
pek
               >çok
               >anne baba var. Hele anneler çocuklari tarafindan öyle bir
               >sikistiriliyorlar ki çogu farkinda bile olmadan
               >depresyona
               >giriyor.
               >Geçenlerde uyku bozuklugu, sabah yorgunlugu, endise
hali ve

               >kolay
               >aglama sikâyetleri ile gördügüm hastama 'Sizi üzen, sikan
               >önemli bir sorununuz mu var?' diye sordugumda 'Iki küçük
               >çocugum var...' diye cevap verdi... Öyle acinacak bir
halleri
               >vardi ki anlatamam... Yanindaki kocasi da basini
salladi, iki
               >küçük çocuklari var ya 'Depresyona girmek için daha ne
olsun
               >doktor bey....' der gibiydiler.
               >Surasi bir gerçek ki bizim ülkemizde dogumla birlikte
ailenin
               >yasami bastan asagi degiserek 'bebegin rahatini
               >saglama'
               >üzerine kurulu yeni bir dönem basliyor. Bebeklik
dönemi boyunca,
               >anne babanin kendileri için vakit ayirmalari en büyük
yasak,
               >en
               >büyük vicdan azabi... Çogu annede muazzam bir
sahiplenme duygusu;
               >televizyonda izledigimiz Amazon belgesellerindeki
yavrulari
               >boyunlarina asili maymunlar gibi nerdeyse çocuklarini
hiç
               >kucaklarindan indirmeyecekler.
               >Bir de isin ekonomi boyutu var. Dogumla birlikte, çocugun
               >ihtiyaçlari bir daha hiç geriye düsmemek üzere aile
bütçesinin
               >en önüne yerlesiyor; çesit çesit biberonlar, bebek
arabalari,
               >pusetler, kucakliklar, sirtliklar, arabaya konan ayri,
arka
               >koltuga ayri... Ya çocuk bezlerine ne demeli...
               >Bantlisi
               >bantsizi, sizdirani sizdirmazi, yumusagi ipek
               >gibisi...
               >Bizim popomuz popo degil miydi, altimizda zimpara gibi
Amerikan
               >bezleriyle büyüdük, hangimizin popo estetiginde bir
zayiflik
               >var?
               >
               >Isin garip tarafi bu 'çocuk terörü' belasi daha çok
bizim
               >ülkeye has bir sorun gibi görülüyor. Amerikali bir
annenin
               >çocugunun pesinden elinde mama tabagi ile saatlerce
gezdigini
               >duydunuz mu? Yakinimizda oturan Fransiz bir aile var,
sabah
               >küçük kizlarinin okul servisine binme saatinde
               >evlerinin
               >önünden geçiyorum, daha bir gün bile annelerinin
pencereye çikip
               >arkalarindan baktigini görmedim. Bizim pasalarin,
prenseslerin
               >okul servis törenini ise hepiniz görmüssünüzdür;
               >kapidan
               >elinden tutarak çikarmalar, birlikte karsiya
geçirmeler, servise
               >bindirmeler, arkasindan gözler yasli el sallamalar,
öpücük
               >atmalar...
               >Sanki çocuklarini okula degil de hacca ya da cihada
yolluyorlar...
               >Bebeklik, çocukluk derken, aileler arasi en büyük
mücadele
               >'çocugu en iyi okulda okutma' engelli yarislari ile
devam  ediyor.
               >Su kurs iyi, bu daha iyi, sundan özel ders, o
dershane, bu
               >dershane...
               >Kemerleri sikip, ugrasiyoruz ki sonunda çocugumuz gene
parali
               >bir okula girsin ve biz de çileye devam edelim...
Hâlbuki  rahmetli
               >babam, benim daha iyi bir okula gitmem gerektigini
söyleyen anneme
               >'Oglum akilli mali nede, oglum deli mali nede?'
seklinde bir
               >vecize söyleyip kenara çekilmisti.
               >(Günümüz Türkçesiyle: Eger çocuk akilli ise zaten
basarili
               >olur, yok akilli degilse bosuna ugrasma en iyi okula
da gitse
               >adam olmaz) Dogrusu zaman zaman çocuklarin bu rahatini ve
               >saltanatlarini kiskanmiyorum dersem yalan olur.
Oglumun cep
               >telefonu benimkinden yeni model, kizimin çizmesi
               >annesininkinden
               >daha pahali ve çogumuz söyle veya böyle
               >çocuklarimiza
               >imkânlarimizi asan bir yasam tarzi sunmaya
               >çalisiyoruz.
               >Sabah ise giderken yakinimizdaki devlet okuluna giden
çocuklarla
               >karsilasiyorum. Çogunun ayaginda (nedense
               >bagciklari
               >çözük) tek tip, kocaman, marka bir bot var ve çogunun
anne
               >babasinin o botu almak için çok daha lüzumlu bir
               >harcamayi
               >ertelediklerinden eminim... Üstelik saglanan o kadar
imkâna ragmen
               >hala halinden memnun olmayan ve daha fazlasini,
yetmedi  daha
               >fazlasini isteyen mutsuz çocuklarimiz var. (Bundan 40
yil önce
               >ilk depresyonun görülme yasi ortalamasi 29 yas iken
simdi 14)
               >Bilmem sizde benim gibi çocuklariniza sagladiginiz
imkânlari
               >kendi çocuklugunuzdaki imkânlarinizla kiyasliyor ve
sinirleniyor
               >musunuz? Ilkokulu bitirene kadar tek servetim bes-on
bilye, bir
               >lastik veya metal çember ve bir sapandi (O da herkesin
eline
               >geçmezdi özellikle çember). Bütün gün çemberin
               >pesinde
               >tabanlarim sizlayana kadar sokak sokak dolasmaktan ne
anladigimi
               >hatirlamiyorum ama hava kararip da yorgunluktan bitap
eve
               >geldigimde son derece mutlu oldugumu çok iyi
               >hatirliyorum...
               >Unutmayalim ki çocuklarimiza verecegimiz en güzel sey,
neseli
               >ve mutlu bir aile ortamidir. Gecelerini uykusuz
geçiren,  çocugu
               >için özel zevklerinden ve tüm hobilerinden vazgeçmis anne
               >babalarla mutlu bir aile ortami saglayabilirmiyiz?
Yapilacak
               >sey
               >belli... Tüm dünyanin ezilen anne babalari, çocuk
terörüne
               >karsi eyleme geçmenin zamani geldi geçiyor...
               >Birleselim...
               >Yarindan tezi yok önlem alalim...
               >Yasamak bizim de hakkimiz...
               >


[eklenti yönetici tarafından silindi]