28 Mart , 2024, 23:56:07

Haberler:

www.herseyibilen.co Durma! Merak ettiğin her konuda her soruyu sen de sor!


0-3 yaş gurubu çocuklar ve televizyon

Başlatan Emine, 11 Ocak , 2007, 17:38:52

« önceki - sonraki »

Emine

11 Ocak , 2007, 17:38:52 Son düzenlenme: 14 Ocak , 2007, 20:56:36 Emine
 
0-3 yaş için TV bazı durumlarda ciddi sıkıntıların kaynağı olabilmektedir. Ailelerin sosyoekonomik zorlukları , çalışan annelerin durumu , çocuğun-ilgilenilmesi gereken - ek kardeş durumu , anne babaların kendilerine ait sorunları ,yapılması gereken  ev işleri , anne babaların sosyoekonomik zorluklardan dolayı ek işlerde çalışmaları , anne babalardan birinin veya ev içerisindeki bireylerden birinin kronik hastalığı , ailelerin kendi psikososyal ihtiyaçları için  zaman ayıramaması , anne babaların kendilerinin psikiyatrik sorunları , istenmyen hamilelik sonucu bebeğin doğmuş olması  , çocuğun bedensel bir hastalığının olması ve buna benzer sayacağımız onlarca  etken nedeni ile anne ve babalar çocuklarına yeterince zaman ayırmamakta veya ayıramamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı anne babalar isteyerek veya istemeyerek çocuğu ile fazla ilgilinememekte çocuğu ile ilgilenme fiziksel bakım ( karnını doyurma , altını temizleme vb. ) ötesine çok fazla geçememektedir.
        Bu dönemde çocukların duygusal doyum sağlaması ve onun ile her bakımdan ilgilenilmesi onun sağlam ve güçlü bir psikolojik yapısının oluşmasına zemin hazırlar. Bu dönem için bebeği okşamak , kucaklamak , onun ile konuşmak ,  sevildiğini hissettirmek  , onun ile oynamak, onun ile birlikte vakit geçirmek , onu gezdirmek, psikomotor ve  psikososyal yönünün  gelişimine çok büyük katkılarda bulunur. Bebek ile birlikte vakit geçirmek , onun insanlar arası ilişkilere yabancılaşmasını engeller ve ilgilenen bakıcısı vasıtası ile önce karşısındaki bireyi , aile ortamını ve yavaş yavaş sosyal çevresini tanımasına yol açar . Bu bağlanma yolu ile önce anneye karşı bir ilişki gelişir . Bu durum anne karnında başlar ve bebeklik döneminde devam eder. Çocuk bu bakım veren aracılığı ile iletişim geliştirmeye , kendini ifade etmeye , ihtayaçlarını anlatmaya çalışmaya , kısacası sosyal ortamın gereklerini yaparak yanında ve çevresinde bulunan insanlar ile iletişim ve etkileşim   içerisine girmeye başlar.
        Çocuk sosyal ortamda iletişimin temel esası konuşma olduğu için konuşmayı öğrenmek zorundadır. İnsanlar tarafından sevilmek için onları anlamak onların duygusal uyarılarına cevap vermek zorundadır. Çocuk sosyalleşmek ve iletişimini kurmak için etrafındakilerden özelliklede bakım veren kişiden teşvik almak zorundadır. Bu  çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak ( yiyecek , giyecek , temizlik , koruma vb) , onun dertleri ile ilgilenmek , onun ile birlikte vakit geçirmek , onu öpmek , okşamak, konuşmak , oynamak vb gibi yapılan girişimler ile çocuk sevildiğini hissettirerek , onun için , psikososyal gelişim için bir teşvik oluşturmalıdır. Konuşma , etraf ile ilgilenme , sosyal ortamların gereklerini yerine getirme , insanlar ve yaşıtları ile ilgilenme , ihtiyaçlarını insanlara anlatma , insanlara duygusal yakınlık kurma ,cansız varlıklardan çok canlı varlıklar ile ilgilenme gibi bir çok psikososyal faktör çocuklarda bu iletişim ve etkileşim ortamında kendileğinden   meydana gelmeye başlar .
        Bütün bunlardan bahsetmemizin nedeni , bizim meselemiz ile yakından ilgili olmasından dolayıdır. Çocuk cansız bir varlığın karşısında , duygusal ve sosyal uyarıdan mahrum , sevgiden ve bağlandığı kişiden uzak ,çocuğun konuşmasına , bakışına , gülümsemesine karşılık vermeyen , gönderdiği iletişim ve etkileşim mesajlarına cevap vermeyen,  sert , soğuk  bir cismin karşısında kaldığında ( ne kadar ses ve görüntü olursa olsun çocuk onları yorumlayacak ve kabul edecek durumda ve psikososyal seviyede değildir ) biraz önce saydığımız sosyalleşme ve bireyselleşme ve kendiliğinden gelişecek olan psikososyal yönlerin hepsi eksik veya yetersiz kalacaktır. Neden küçük çocuklar için bu biraz daha sıkıntılı bir durum ? çünkü çocuğun busosyal ve duygusal eksikliği telafi edeceği arkadaş ve sosyal ortamı , konuşmak veya vakit geçirmek için gideceği ikinci bir ortam  ve bunu telafi edebilecek psikomotor ,psikososyal   yeterlilik henüz gelişmemiştir ayrıca alternatif bir gelişim ortamı yoktur .
        TV karşısında 0-3 yaş arasında  aşırı miktarda  kalan (günlük 1-2 saatin üzerinde ) çocuk , ailede ve özellikle de bakım veren kişide eşlik eden yukarıda saydığımız diğer etkenler de varsa , sosyal gelişim (duygusal etkileşim ve karşılık verme, sosyal ortamlara uyum , insanlar ile ilgilenme , onlara yakınlık gösterme , yaşıtlarına ilgi vb) , ve iletişim ( konuşma , anlamlı jest ve mimikler , heceleme , agulama , ses çıkarma , cümle kurma vb.) için gerekli olan fonksiyonların gelişiminde gecikmeler veya yetersizlikler görülür. Bu duruma yani iletişim ve etkileşim bozukluğuna yol açabilecek diğer nedenlerin olup olmadığı incelenmelidir. Bütün bu nedenlerden dolayı bebekler için sevgi ,duygusal ilgi ve birlikte geçirilecek vakit yerine çocuğun TV karşısında kalması son derece sakıncalıdır.
        Bu dönemde uzun süre çok aşırı miktarda TV karşısında kalan çocuklarda başka hazırlayıcı nedenler yok ise , başka nedenler de eklenerek bazı psikiyatrik tablolar gelişebilir. Bu tür çocuklarda etrafa karşı ilgisizlik , seslenince bakmama , göz kontağı kurmama , insanlara ve yaşıtlarına ilgisizlik , onlarla duygusal ve sosyal iletişime geçmeme , kendi halinde olmaya çalışma , kendi etrafında dönme , sallanma , aşırı derecede cansız nesneler ile ilgilenme , konuşmama , cümle kurmama  , iletişim ve etkileşimde problemler , duygusal olarak karşılık verememe vb. bir çok belirti görülebilir. Bu nedenle ane babaların özellikle bu yaş için TV izleme konusunda sınırlamalar ile birlikte durumu yönlendirmeleri , normal psikomotor ve psikososyal gelişim için uygun olur.
    Aynı zamanda bu yaş içindeki bir bebek veya küçük çocuk ile hem anne hem babanın , mümkün olduğunca fazla vakit geçirme ,onunla oyun oynama , konuşma , sevdiğini belli etme , duygusal yakınlık gösterme , onun ile gezme , onun fiziksel bakımını ihmal etmeme , onun normal gelişim basamakları konusunda dikkatli olma , onun diğer çocuklar ile etkileşim ve iletişimine zemin hazırlama , sadece onun için belli zamanlar ayırma , ona masal anlatma vb. bir çok faaliyeti günlük hayat içerisinde yapmaları uygun olur.

pınar

merhaba arkadaşlar

benim 15 aylık Naz adında bir kızım var. Forumdaki bu bölüm bizim için, eminecim yazıyı okuyunca bende tv ile ilgili yaşadığımız bazı olumsuzlukları anlatmak istedim. Naz yaşını yeni doldurduğu zamanlarda tv açık olduğunda özellikle reklamlar çıktığında gözünü ayırmadan izlemeye başladı. tv nin olmadığı bir odadaysak ve reklamların başladığını duyduysa hemen tv nin olduğu odaya koşar ve karşısına otururdu. bu bir süre böyle devam etti. Ama bir süre sonra beni çok rahatsız etti. Doktora danıştığımda "tv ve bilgisayar günde 40 dk. kadar izlenmeli daha fazlası zararlı bu yaş döneminde" dedi.Bizde eşimle karar verdik.Tv nin açık olduğu saatleri en aza indirdik.Biz gündüzleri 40 dk lık süremizi kullanıyoruz. Babamız geldikten sonra Naz akşam uykusuna yatana kadar tv izlemiyoruz. Hep beraber oyun oynuyoruz. Çok zevkli vakit geçiriyoruz.Yaklaşık 1,5 aydır bu böyle devam ediyor. Ve hayatımızdan çok memnunuz işin güzel kısmıda Naz artık eskisi gibi reklamları izlemiyor hatta tv ye bakmıyor onun için önemli değil. Buda bizim başarımızı gösteriyor. Herkese tavsiyem bu yaşlarda çocuklarımıza bu kısıtlamaları getirmeliyiz bence çünkü ilerleyen yaşlarda çok gecikmiş olunabiliyor. O kadar çok çocuk biliyorum ki bilgisayarın ve tv önünden kalkmıyorlar. Anneler babalar söz geçiremiyor. 0-3 yaş arası bu eğitim için çok önemli..Güzel paylaşımlar dileğiyle..

jbdun

ben bir şeyi merak ediyorum,
tv var ama bebek seyrtemiyor onun etkisi nasıl olur acaba?Bir zararı var mı,yoksa seyretmesi mi zararlı?

Emine

Aynı odada durmasında bir sakınca yok yani sesi dinleyebilir ama izlememesi gerekiyor canım.
İşte burda doktora sormuştum cevabı:
http://www.doktorumonline.net/default.asp?mid=53&catid=5&qid=3684&action=Show

mumkule

Benim bebeğim televizyon ile pek ilgilenmiyor zaten. Tek bir reklam dışında; Akbank.. Nedenini anlayamadım o reklam çıktığında hemen cıngılından ayırtediyor ve o tarafa yönelerek dikkatlice izliyor. Bunun dışında sürekli müzik istiyor evde. Müzik yoksa huzursuz oluyor.



ÖZLEM

BENİM KIZINDA TV. İLE İLGİLENMİYOR.20 AYLIK REKLAMLARI İZLER SADECE ORADA DUYDUKLARINI TEKRARLAR :icon_flower:

İYİ Kİ VARSIN BİRİCİK KIZIM

eda

bende oğluma televizyon izlettirmiyorum. izlemek isterse görüntüyü donduruyorum bakıyoki hareket yok oyununa devam ediyor. turkcell reklamlarındaki kızın sesini duyunca pür dikkat onu dinliyor ::)

pınar

Arkadaşlar çocukların tv de önemli olan ne izlediği değil.. Reklamları bile izliyor olsalar bu günde toplam 40 dakikalık süreyi geçmemeli diyor doktorlar, zaten bu yaş dönemindeki çocuklar en çok reklamlar ve kliplerle ilgilenirlermiş. Bazı anneler çocuğu kliplerin karşısında gülüyor, oynuyor, eğleniyor diye izleme saatine kısıtlama koymuyorlar.Yada reklamların karşısında oturuyor bende rahat işlerimi hallediyorum diye düşünüyorlar. Benim çok yakın bir akrabam bu şekilde düşünüyordu. Ama kızı malesef şuanda otistik. Allah hepimizin çocuklarını bu tür rahatsızlıklardan korusun..

pınar

edacım bu arada görüntü dondurma fikri çok hoşuma gitti. Gerektiği yerlerde uygulayacağım. :icon_thumright:

eda

amiiinnn pınarcım. biraz rahatlık rahatlık deniyor ama maalesef istenmeyenn sonuçlar çıkabiliryor.

yeşilim

benim kızımın favori reklamları; Akbank, Turkcell ve ne reklamı olduğunu hatırlamıyorum ama bir yaratık çıkıyor ve "kötüyüm ben kötüyüm" diyor :ehi:

bu 3 reklam dışında pek tv seyretmiyor, hatta hiç seyretmiyor diyebilirim :k06:






mumkule

Alıntı yapılan: mumkule - 14 Ocak , 2007, 20:01:37
Benim bebeğim televizyon ile pek ilgilenmiyor zaten. Tek bir reklam dışında; Akbank.. Nedenini anlayamadım o reklam çıktığında hemen cıngılından ayırtediyor ve o tarafa yönelerek dikkatlice izliyor. Bunun dışında sürekli müzik istiyor evde. Müzik yoksa huzursuz oluyor.

Bu mesajı Ocak ayında yazmışım. Şimdi geldik Mayıs ayına ve oğlum babytv ile ilgilenmeye başladı. Ancak karşısında oturup saatlerce izleme gibi bir durum söz konusu değil tabi ki. Herşeyden önce ben böyle bir ortamı yaratmam evde. Fakat denemek için 1 gün babytv'yi açtım ve ne kadar süre ile ilgileneceğini izlemeye başladım. Oturup saatlerce izlemedi (izletmezdim zaten) Sadece bazı programları ayırt ettiğini farkettiğimi söylemeliyim. Mesela jammers ve Tulli başladığında oyununu bırakıp izledi zaten 3-4 dakika kadar sürüyor. Sonrasında dönüp kendi oyununa devam etti. Davranışının bu yönde olduğunu anlayınca biraz daha açık bıraktım tv'yi. Birkaç programa daha ilgi gösterdiğini gözlemledim. 3-4 dakika kadar seyredip sonrasında başka şeylere konsantre olduğunu gözlemleyince de rahatladım.
Babytv'nin infosunda 6 ay-3 yaş arası diye bir bilgi var. Sanırım pedegoglar gözetiminde hazırlanıyordur programlar. Bu anlamda tv'nin çok da zararlı olduğunu düşünmüyorum ben. Önemli olan yaşına ve gelişimine uygun programları izlemesi belki de. Saatlerce tv izleyen çocuklar değil yetişkinlerde ruh hastası olur zaten  ;) Herşey kararında olmalı...



rannac

0-3 Yaş Çocuklar Tv İzletmemeliyiz

TV karşısında 0-3 yaş arasında  aşırı miktarda  kalan (günlük 1-2 saatin üzerinde ) çocuk, ailede ve özellikle de bakım veren kişide eşlik eden sosyal gelişim (duygusal etkileşim ve karşılık verme, sosyal ortamlara uyum, insanlar ile ilgilenme, onlara yakınlık gösterme , yaşıtlarına ilgi vb), ve iletişim ( konuşma, anlamlı jest ve mimikler, heceleme, agulama, ses çıkarma, cümle kurma vb.) için gerekli olan fonksiyonların gelişiminde gecikmeler veya yetersizlikler görülüyorr... Bu duruma yani iletişim ve etkileşim bozukluğuna yol açabilecek diğer nedenlerin olup olmadığı incelenmeli,Bütün bu nedenlerden dolayı bebeklerimiz için sevgi, duygusal ilgi ve birlikte geçirilecek vakit yerine çocuğun TV karşısında kalması son derece sakıncalı... :director:

"ÇOCUKLARINIZI ÇOK ÖPÜN,ZİRA HER  ÖPÜŞTE CENNETTEKİ DERECENİZ YÜKSELİR"

Almiş'inAnniş'i

Cocuğu olanlar dikkat!

Anne ve Babalara duyurulur ..

Merhaba,

   Başımızdan geçen kötü bir olayı sizinle paylaşmak ve sizlerinde  nedenleri hakkında dikkatli olmanız konusunda uyarmak istedim.
   12 Eylül sabahı 10 yaşındaki oğlum yatağından kalktıktan 10  dakika sonra lavabo'nun önünde kriz geçirdi. Yerde vucudu kaskatı iken titremelerle  birlikte, göz bebekleri kayboldu, nefes zorluğu, ağızda köpürmeler. Hemen acile kaldırıldı. Yapılan tastlerden sonra konulan teşhis sara (epilepsi) idi. İlaç tedavisine başlandı. Daha şoku üzerimizden atamadan 9 gün sonra 21 Eylül sabahı 07:00 de oğlum  benim yanımda yatakta iken yine kriz geçirdi. İlk müdehaleyi   
yaptıktan sonra  bu sefer Fakülteye gittik. Orada da yeniden tetkikler yapıldı. Teşhis  aynı idi. Bizdeki belirtilere göre 8-14 yaşındaki çocuklarda görülebilen bir sara çeşidi imiş. Kullanılan ilaç 20-21 gün sonra beyne ulaştığı için, beyin henüz ilaçtan fayda görmeye başlamamış idi. Araştırmalarımıza göre ve bu konuda en iyisi olduğunu öğrendiğimiz Fakültedeki profesör'den ( Mehmet Okan) randevu almıştık. Dün yapılan görüşme ve muayeneden sonra hocanın bize (sizlere de) dikkat etmemiz gereken konular şunlar idi. Epilepsi'yi tetikleyen unsurlar 50 Hertz TV' ve Monitörlerdeki resim kaymalarını çocuk beyni daha kolay algılayayıp, beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için yoruluyormuş. Yorulan beyin daha sonra bir boşalma isteğiyle vucuda nöbet geçirtiyormuş. Bu nedenle mümkünse 50  Hertz üzerindeki cihaz kullanımı. (Avrupa'da 60 Hertz altında TV   üretilmesi yasaklanmış.) Oğlum bu yaz hemen hemen her gün saatlerce playstation ve yanındaki  Bilg50 hertz  olan  TV'de playstation ve bilgisayar'da oyun oynadı. Bir çok arkadaşımın çocuğu, yeğeni de aynı durumda olduğu için bu maili hazırlayarak uyarmak istedim.

   Tetiklemeyi yapan diğer bir unsur "kafein" yani Kola. Profesör  çocukların beyni için kolanın çok zararlı olduğunu belirtti. Kafeinli içeceklerden özellikle kola ve enerji içeceklerinden çocukları uzak tutun   dedi.

   Tetiklemeyi yapan bir diğer unsur da yanıp sönen ışıklar, yani disko ışıkları. Bu ışıkları evde karanlıkta veya loş ışıkta   
izlenilen Tv veya bilgisayar oyunları oluşturuyor. Tv' yi en az 3 metre ve   aydınlık  ortamda izlenmesini ve özellikle söyledi hoca. Bilgisayarı ise günde en fazla 20 dakika ile sınırladı. Son nöbetten sonra en az 2 yıl sürekli (kontrollü) ilaç
kullanımı ile sorunun epeyce giderilebileceğini ve 14 yaşından sonra %96 oranında bir daha nöbet geçirilmeyeceğini belirtti.


Ars. Gör. Onur Girisgin
Uludag Universitesi Veteriner Fakültesi
Parazitoloji Anabilim Dali

jbdun

bundan daha önce bi arkadaşım da bahsetmişti,
bizlerle paylaştığın için tşkler razicim :opucuk: